Dördüncü Bölüm
UMRE VE HACCIN ADAP VE MÜSTEHAPLARI
1- İhramdan önceki müsehaplar.
2- İhram halindeki müstehaplar.
3- Telbiyenin müstehapları.
4- Telbiyeyi kesmek.
5- İhramın mekruhları
6- Mescid-ul Harama girmenin adabı
7- Tavafın müstehapları.
8- Tavaf namazının müstehapları.
9- Sa'yden önceki müstehaplar.
10- Sa'yin müstehapları.
11- Mekke-i Muazzama'nın diğer müstehapları.
Umre ve Haccın Adap ve Müstehapları
Bu bölümde, umre ve haccın bazı müstehap amellerine değineceğiz; böylece aziz ziyaretçileri bunları öğrendikten sonra bu kitabı yanlarında bulundurup ilgili müstehapları yerine getirme imkanı bularak ziyaretlerinin sevabını artırabileceklerdir. Hac ve umrenin bir çok adabı vardır. Fakat bu kitabımızda mevzular kısaca değinmeyi amaçladığımız için onların tümünü getirmekten sakınarak sadece bu miktarla yetiniyoruz.
Umrenin Müstehapları
İhramdan Önce
1- Zilkade ayının başından ve eğer yapamazsa Zilhicce ayının başından saç ve sakalını kısaltmamak.
2- İhrama girmeden önce vücudu temizlemek.
3- Tırnak ve bıyığı kısaltmak.
4- İhrama girmeden önce, mikatta gusül yapmak.
İhrama Girerken
1- Eğer mümkünse öğle namazından sonra ve eğer mümkün olmazsa başka bir farz namazdan sonra ihrama girmek ve eğer o da mümkün olmazsa altı[29] veya iki rekat müstehap namazdan sonra ihrama girmek; bu namazın birinci rekatında Fatiha suresinden sonra İhlas suresini ve ikinci rekatta ise Kafirun suresini okumak; fakat altı rekat okumak daha faziletlidir.
2- Namazdan sonra, Allah'a hamd ve şükretmek, Resulullah (s.a.a) ve Ehl-i Beytine (a.s) rahmet talebinde bulunmak.
3- İki ihram elbisesini giyerken şu duayı okumak:
"Hamd Allah'a mahsustur; O'na ki ayıbımı örttüğüm, içinde farzımı yerine getirdiğim, onda Rabb'ime ibadet ettiğim ve bana emrettiğini yaptığım şeyi bana rızıkta bulunmuştur; hamd, kendisini amaçladığımda bana ulaştıran, irade ettiğimde bana yardım eden ve beni kabul eden, benden kesmeyen ve ümidimi kesmeyen veçhini talep ettiğimde bana teslim eden Allah'a mahsustur. O benim sığınağım, kalem, kalkanım, desteğim ... , ümidim, ...... sıkıntımda yardımcım ve kurtuluşumdur."
Telbiye ("Lebbeyk" deme)nin Müstehapları
1- Telbiyenin farz miktarını söyledikten sonra şu duayı okumak müstehaptır:
"Lebbeyk ey .... sahibi, lebbeyk; lebbeyk ey selametlik yurduna davet eden lebbeyk; lebbeyk günahları bağışlayan lebbeyk; lebbeyk ey telbiye ehli lebbeyk; lebbeyk ey azamet ve yücelik sahibi lebbeyk; lebbeyk, doğuş ve dönüş sanadır lebbeyk; lebbeyk ey zengin olan ve kendisine muhtaç olunan lebbeyk; lebbeyk ey kendisine ........ yönelilen lebbeyk; lebbeyk ey hak ilah lebbeyk; lebbeyk ey güzel nimet ve bağışların sahibi lebbeyk; lebbeyk ey büyük sıkıntıları gideren lebbeyk; lebbeyk, ben kulun ve kulunun oğluyum lebbeyk; lebbeyk ey cömert lebbeyk.
Telbiyeler ihram halinde tekrarlanır; özellikle aşağıdaki durumlarda:
* Uykudan uyanırken.
* Her farz ve müstehap namazdan sonra.
* Bine üzerindeki bir kişiye ulaşılınca.
* Tepeye çıkınca veya ininde.
* Binince veya inince.
* Gecenin son vaktinde.
* Sabah vaktinde.
Telbiye Ne Zaman Kesilir:
Temettü umresi için ihrama giren kimse Mekke'nin evleri görününce farz ihtiyat gereği telbiyeyi kesmeli ve "lebbeyk" söylememelidir.
İhramın Mekruhları
1- Siyah havluyla ihrama girmek; beyaz elbiseyle ihrama girmek daha iyidir.
2- Kirli havluyla ihrama girmek.
3- Banyo yapmak; ihramlı kişinin vücudunu kese vb. şeylerle sürtmemesi daha iyidir.
4- Kendisini çağıran kimsenin cevabında "lebbeyk" söylemek.
Mescid-i Harama Girmenin Adabı
1- Mescid-i Harama girmek için gusül almak mstehaptır.
2- Yalın ayakla ve vakarlı bir şekilde girmek müsehaptır.
3- Mescid-i Harama "Beni Şeybe"[30] kapısından girilmelidir; bunun şimdiki "Bab-us Selam"ın karşısında olduğu söylenmektedir.
4- Mescid-i Haramın kapısında durarak şu duayı okumak müstehaptır:
Selam olsun sana ey peygamber; Allah'ın rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun. Allah'ın adıyla, Alla'ın yardımıyla; Allah'ın dilediği olur. Selam olsun Allah'ın peygamberlerine ve elçilerine; selam olsun Resulullah'a; selam olsun İbrahim Halilullah'a; hamd alemlerin Rabb'i Allah'a mahsustur."
Daha sonra üç defa:
"Allah'ım! Boynumu cehennem ateşinden kurtar"
Sonra şöyle devam edilir:
"Helal ve tertemiz rızkını bana artır; cin ve insan şeytanlarının kötülüğünü ve yine arap ve acem fasıklarının kötülüğünü benden uzaklaştır."
Sonra Mescid-i Harama girilir ve Ka'be'ye doğru durup elleri kaldırarak şu dua okunur:
"Allah'ım! Bu makamımda ve amellerimin başında senden dileğim şudur: Tövbemi kabul et, hatalarımdan geç, üzerimden vebalimi al. Beni Beyt-i Haram'ına ulaştıran Allah'a hamdolsun.
Allah'ım! Şehadet ederim ki bu senin Beyt-i Haram'ındır; sen onu insanları için ... emniyet yeri, mübarek ve alemdekiler için hidayet kıldın.
Allah'ım! Ben senin kulunum, bu şehir senin şehrin, bu ev de senin evindir; rahmetini dileyerek ve itaatine girerek, emrine itaat ederek, kaza ve kaderine razı olarak geldim. Senin cezalandırmandan korkan muhtaç kimse gibi senden istiyorum.
Allah'ım! Rahmet kapılarını benim üzerime aç ve beni kendi itaat ve rızan doğrultusunda hareket ettir."
Sonra Ka'be'ye dönerek şöyle demeli:
"Hamd seni yücelten, şereflendiren, değerlendiren ve insanların sığınağı, güvenli, mübarek ve alemdekilere hidayet kılan Allah'a mahsustur."
Tavafın Adap ve Müstehapları
Tavaf halinde şöyle demek müstehaptır:
"Allah'ım! Düz yerde yüründüğü gibi su üzerinde yürümeyi sağlayan ismin hürmetine, arşının kendisi için titrediği isminin hürmetine, meleklerin kendisi için ayakları titreyen ismin hürmetine, Musa'nın Tur dağı yönünden kendisiyle seni çağırıp da icabet ettiğin ve kendisiyle üzerine katından bir sevgi bıraktığın ismin hürmetine ve kendisiyle Muhammed'in (s.a.a) önceki ve sonraki günahlarını bağışlayıp, ona olan nimetini tamamladığın ismin hürmetine senden istiyorum."
Sonra hacetlerini iste.
Ve yine tavaf halinde şu duayı okumak müstehaptır:
"Allah'ım! Ben sana muhtacım; ben korkuyor ve sana sığınıyorum. O halde cismini dönüştürme ve ismini değiştirme."
Sonra Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine salavat getir; özellikle kapıya ulaşınca ve sonra da şöyle de:
"Allah'ım! Sana muhtaç olan düşkün biri kapında durup rahmetini dilemektedir. O halde sadaka olarak cenneti ve ona. Allah'ım! Ev sesin evin, harem senin haremin, kul da senin kulundur. Burası ise cehennem ateşinden sana sığınanların makamıdır. O halde beni, anne ve babamı, çoluk çocuğumu ve mümin kardeşlerimi cehennem ateşinden azat eyle, ey bağışı bol olan Cevad ve ey Kerim!"
Hicr-i İsmail'e ulaşınca altın oluğa karşı başını kaldırarak şöyle de:
"Allah'ım! Rahmetinle beni cennete sok, beni cehennemden kurtar, hastalıklarıma şifa ver, helal rızktan payımı bol et, insanlar ve cinlerin, Arap ve Acemin kötülüklerinden beni uzaklaştır."
Hicr-i İsmail'den geçip Ka'be'nin arkasına ulaşınca şöyle söyle:
"Ey en büyük nimet sahibi; ey bol bağış ve kerem sahibi. Hiç kuşkusuz amelim çok azdır. Onu kat kat artırarak benden kabul et. Hiç şüphesiz sen, duaları işitir, niyetleri bilirsin."
Rükn-i Yemanî'ye ulaşınca elini aç ve şöyle dua et:
"Allah'ım! Ey afiyetin velisi, afiyetin yaratıcısı, afiyetin dağıtıcısı! Ey bana ve bütün mahluklarına afiyet nimetini veren, afiyet ile lütufta bulunan! Ey dünya ve ahirette Rahaman ve Rahim olan! Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine salat eyle ve bize dünya ve ahirette afiyet ger, hem de afiyetin tamamını; afiyete karşı şükretmeyi de bize nasip eyle, ey merhametlilerin en merhametlisi!"
Sonra başını Ka'be'ye doğru kaldırarak şöyle de:
"Seni (Ka'be'yi) şerefli ve yüce kılan Allah'a hamdolsun. Muhammed'i peygamber olarak gönderen ve Ali'yi imam kılan Allah'a hamdolsun.
Allah'ım! Ka'be ziyaretini kullarının iyilerine nasip eyle; kötü kullarını ondan uzaklaştır."
Rükn-i Yemanî ve Hacer-ul Esved'in arasına ulaştığında ise şöyle de:
"Rabb'imiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de ve bizi cehennem ateşindin azabından koru."
Tavaf Namazının Müstehapları
Tavaf namazında Fatiha suresinden sonra birinci rekatta İhlas ve ikinci rekatta ise Kafirun suresini[31] okumak müstehaptır. Namazdan sonra Allah'a hamd ve sena edip Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine salat ve selam göndererek alemlerin Rabb'inden kabul olması niyaz edilir ve sonra da şu dua okunur:
"Allah'ım! Benden kabul et ve bunu benim son ahdim etme; tüm nimetlerinden dolayı ........ Allah'a hamdolsun; öyle ki hamd hamd onun sevdiği ve razı olduğu şeyle sonuçlansın.
Allah'ım! Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle; benden kabul buyur, kalbimi temizle ve amelimi temizle."
Sa'ydan Önceki Müstehaplar
Tavaf namazını kıldıktan sonra ve sa'y yapmaya başlamadan önce biraz Zemzem suyundan içip, ondan başına ve üzerine dökmek ve sonra da şu duayı okumak müstehaptır:
"Allah'ım! Bu suyu benim için faydalı bir ilim, bol bir rızk ve her derde deva, her hastalığa şifa kıl"
Sonra kalp huzuruyla, Safa tepesine çıkarak Ka'be'ye bakıp Hacer-ul Esved'in bulunduğu rükne yönelip Allah'a hamd ve sena etmek, Allah'ın nimetlerini hatırlayıp şu zikirleri söyler:
Yedi defa: "Allah-u Ekber"
Yedi defa: "el-Hamdulillah"
Yedi defa: "la ilahe illellah"
Üç defa. "Allah'tan başka ilah yoktur; tektir; ortağı yoktur; mülk ve hamd ona hastır. Diriltir ve öldürür, öldürür ve diriltir; O, hiç ölmeyen diridir. Hayır onun elindedir ve onun her şeye gücü yeter."
Sonra Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine salat ve selam gönderilir ve peşinden de şu zikirler söylenir:
Yüz defa: "el-Hamdulillah"
Yüz defa: "Subhanellah"
Sa'yın Müstehapları
Yaya olarak sa'y yapmak, Safa'dan başlayıp orta minareye[32] kadar normal olarak yürümek, oradan Attarlar pazarına kadarki mesafeyi koşarcasına katetmeli, oradan da Merveya kadar normal şekilde yürümek ve dönünce de ayı şekilde dönmek, yeşil ışıklarla belirtilen bölümü koşarcasına katetmek ve diğer bölümleri normal yürümek müstehaptır. Ancak kadınlar yeşil ışıklarla belirlenen bölümü de normal yürürler.
Safa'dan gelince yeşil ışıklarla belirtilen yere ulaşınca şu dua okunur:
Allah'ın adıyla, Allah'ın yardımıyla; Allah vasfedilmeyecek kadar büyüktür; Allah'ın rahmeti Muhammed'e ve Ehl-i Beyt'inin üzerine olsun. Allah'ım! Bağışla, merhamet et, bildiğin günahlarımdan geç. Doğrusu sen en yüce ve bağışlayansın ve beni en sağlama hidayet et. Allah'ım! Doğrusu benim amelim zayıftır; o halde onu benim için artır ve benden kabul buyur. Allah'ım! Çabam sanadır, güç ve kuvvetim sendendir. Amelimi benden kabul eyle; ey sakınanların amelini kabul eden!"
Yeşil ışıklarla belirtilen yerden geçtikten sonra şu dua okunur:
"Ey minnet ve fazilet sahibi, ey kerem ve nimetler ve cömertlik sahibi! Benim günahlarımı bağışla. Doğrusu senden başka kimse günahları bağışlamaz."
Merve'ye ulaşınca üzerine çıkıp Safa'da söylenenler yapılır ve açıkladığımız sıra üzerine duaları okunur. Ve sonra şöyle dua edilir:
"Alah'ım! Ey affetmeyi emreden, ey affı seven, en affa karşı mükafat veren, ey affı üzere affeden, ey affın Rabb'i! Affet, affet, affet."
Ağlamak için çaba harcamak, kendisini ağlamaya zorlamak, sa'y ederken çok dua etmek ve şu duayı okumak müstehaptır:
"Allah'ım! Ben her durumda sana karşı güzel zan beslemeyi ve sana tevekkül etmede doğru bir niyete sahip olmayı diliyorum."
HACCIN ADAP VE MÜSTEHAPLARI
Umrenin ihram, tavaf, tavaf namazı ve sa'yında müstehap olan şeyler hacda da müstehaptır.
Arafatta Vakfenin Bazı Müstehap Amelleri
1- Vakfe yaparken taharetli (abdest ve gusüllü) olmak.
2- Gusletmek; öğleye yakın yapılması daha iyidir.
3- Şu duayı okumak:
"Allah'ım! Ey tüm şiarların Rabb'i! Boynumu cehennem ateşinden kurtar, bana helal rızkını artır, fasık insan ve cinlerin kötülüğünü benden uzaklaştır.
Allah'ım! Bana hile yapma, beni aldatma ve beni sonuçlara yaklaştırma; ey duyanların en iyisi, ey görenlerin en iyisi, ey hızlı hesaba çeken ve ey merhametlilerin en merhametlisi! Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle ve benim günahlarımı bağışla."[33]
4- Sonra Allah Teala'dan hacetlerini iste ve peşinden de ellerini gökyüzüne doğru kaldırarak şöyle dua et:
"Allah'ım! Hacetlerimi sana yönelttim; eğer benim hacetlerimi verecek olursan, benden engellediğin şey bana bir zarar vermez ve eğer onları benden engellersen bana verdiklerin bana bir yarar sağlamaz. Boynumun cehennem ateşinden kurtulmasını niyaz ediyorum.
Allah'ım! Ben senin kulunum, kakülüm senin elindedir, ecelim senin ilmindedir. Beni benden razı olacağın şeye muvaffak et ve halilin İbrahim'e -selamın onun ve evlatlarının üzerine olsun- gösterdiğin ve peygamberin Muhammed'i -Allah'ın selamı onu ve Ehl-i Beyt'inin üzerine olsun- yönlendirdiğin hac amellerini benden teslim al.
Allah'ım! Beni amelinden razı olduğun, ömrünü uzattığın ve ölümden sonra dirilttiğin kimselerden eyle."
5- Yine şu duayı okumak müstehaptır:
Allah'tan başka ilah yoktur; tektir; ortağı yoktur. Mülk ve hamd O'na hastır. Diriltir ve öldürür ve O ölmez bir diridir; hayır O'nun elindedir ve O'nun her şeye gücü yeter.
Allah'ım! Bizim dediğimizden hayırlı olan kendi dediğin gibi ve söyleyenlerin söylediğinden üstün olan hamd sana mahsustur.
Allah'ım! Namazım, amellerim, dirilişim, ölümüm ve beraatım senin içindir; güç ve kuvvetim sendendir.
Allah'ım! Fakirlikten, kalplerdeki vesveselerden, işimin dağınıklığından ve kabir azabından sana sığınıyorum.
Allah'ım! Senden en hayırlı rüzgarları niyaz ediyorum, rüzgarların getirdiği kötülükten sana sığınıyorum ve senden en hayırlı geceleri ve en hayırlı gündüzleri diliyorum.
Allah'ım! Kalbime nur, kulağıma ve gözüme nur ver; etime, kanıma, kemiğime, ciğerime, oturuşuma, kalkışıma, girişime, çıkışıma nur ver ve benim nurumu yücelt ey kendisiyle mülakat edilecek günün Rabb'i! Senin her şeye gücün yeter."
6- Sonra Ka'be'ye dönerek şu zikirler söylenir:
"Subhanellah"
"Allah-u Ekber"
"maşaallah ve la kuvvete illah billah"
"Allah münezzehtir"
"Allah vasfedilmeyecek kadar yücedir."
"Allah'ın dilediği olur; O'ndan başka güç sahibi yoktur."
"Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur; tektir; ortağı yoktur; mülk ve hamd ona mahsustur; diriltir ve öldürür, öldürür ve diriltir; O hiç ölmeyecek bir diridir. Hayır O'nun elindedir ve O'nun her şeye gücü yeter."
7- Bu zikri mümkün olduğu kadar tekrarlamak:
"Allah'ım! Beni cehennem ateşinden kurtar."
8- Bu günde İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Zeynülabidin'in (a.s) dualarını (Arefe duası) okumak çok iyidir.
9- Güneş batana yakın şu duayı okumak müstehaptır:
"Allah'ım! Ben fakirlikten, işlerin dağılmasından, gündüz ve geceleyin meydana gelen olaylardan sana sığınıyorum. Affına sığınarak zulmümü akşamlıyorum, güvenine sığınarak korkumu akşamlıyorum, bağışına sığınarak günahlarımı akşamlıyorum, yüceliğine sığınarak ayak sürçmelerimi akşamlıyorum, bâki veçhine sığınarak müptela olan fani veçhimi akşamlıyorum. Ey kendisinden istenilen en iyi zat, ey bağışta bulunanların en cömerdi! Kendi rahmetlinle beni cilalandır; bana afiyet elbiseni giydir ve tüm yaratıklarının kötülüğünü benden gider."
10- Güneş battıktan sonra da şu duayı okumak müstehaptır:
"Allah'ım! Bunu benim bu yerdeki son ahdim etme; beni hayatta tuttuğun sürece gelecekte de devamlı bunu bana rızık kıl. Bu gün beni kurtuluşa ermiş, saadete kavuşmuş, duası icabet edilmiş, rahmetine kavuşmuş ve bağışlanmış olarak elçilerinden ve Beyt-ul Haram'ının hacılarından birinin bugün döndüğü şey olarak kabul et. Bugün beni senin en kerim misafirlerinden kıl ve bana onlardan birine verdiğin en üstün hayrı, bereketi, rahmeti, rıdvanı ve bağışlanmayı ver ve benim kendisine döndüğüm aileme, malıma, azına ve çoğuna bereket ver ve onlara da bende bereket ver."
Meş'ar'da Vakfe Yapmanın Müstehapları
Bu geceyi mümkün olduğu kadar ibadetle geçirmek, itaatle meşgul olmak ve şu duayı okumak müstehaptır:
"Allah'ım! Bu toplantıdır. Allah'ım! Bu toplantıda bana en hayırlı toplantıları topla. Alah'ım! Kalbimde toplamanı istediğim hayırlardan beni meyus etme. Bu menzilimde evliyalarına tanıttığın şeyleri tanıt bana ve beni tüm kötülüklerden koru."
Mina'da yapacağı taşlama için Meş'ar'dan çakıl taşı toplamak müstehaptır.
Sabah namazından sonra şu duayı okumak da müstehaptır:
"Allah'ım! Ey Meş'ar-ul Haram'ın Rabb'i! Beni cehennem ateşinden kurtar, bana helal rızkını artır, insan ve cinlerin kötülüğünü benden uzaklaştır. Allah'ım! Sen kendisinden istenilen ne hayırlı varlık, çağırılan en üstün zat ve en hayırlı talep edilensin. Her elçinin bir mükafatı var; benim bu konumumda mükafatımı sıkıntımı gidermek, mazeretimi kabul etmek ve hatalarımdan geçmek kıl. Sonra takvayı dünyadan aldığım azık kıl."
Cemreleri Taşlamanın Müstehapları:
1- Cemreleri taşlarken abdestli olmak.
2- Her taşı atarken tekbir getirmek.
3- "Son cemre"yi taşlarken arkası kıbleye doğru olmak, "ilk" ve "orta cemre"yi taşlarken kıbleye doğru olmak.
4- Taşları elinde alıp taşlamaya hazırlandığında şu duayı okumak:
"Allah'ım! Bunlar benim taşlarımdır. O halde bunları benim için koru ve amelimde bunları yücelt."
Kurban Kesmenin Müstehapları
1- Kurbanın çok şişman olması
2- Kurbanlık sığır veya deve olursa dişi olması ve eğer koyun olursa erkek olması.
3- Kurbanı insanın kendisinin kesmesi ve eğer kesemezse elini kurbanı kesenin elinin üzerine bırakması.
4- Kurbanı keserken şu duayı okuması:
"Ben yüzümü tamamen gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben O(na) ortak koşanlardan değilim. Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep alemlerin Rabb'i Allah içindir. O'nun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu ve ben Müslümanlardanım. Allah'ım! Senden ve senin için, Allah'ın adıyla ve Allah vasfedilmeyecek kadar yücedir. Allah'ım! Bunu benden kabul et."
Mina'daki Müstehaplar
Hacının, on birinci ve on ikinci günde Mina'da kalması ve hatta müstehap tavaf için bile olsa Mina'dan çıkmaması müstehaptır.
Yine, namazlardan sonra tekbir söylemek de müstehaptır; en güzel şu şekilde tekbir söylenir:
"Allah yücedir, Allah yücedir, Allah'tan başka ilah yoktur, Allah yücedir, Allah yücedir, hamd Allah'a mahsustur, Allah yücedir bizi hidayet ettiği şeyde; Allah yücedir bizi dört ayaklı hayvanlardan rızıklandırdığı şeyde; bizi ... dolayı Allah'a hamdolsun."
Mekke'deki Diğer Müstehap Ameller
Mekke'nin diğer adabı ve müstehap amelleri şunlardır:
1- Allah'ı çok zikretmek ve Kur'an okumak.
2- Kur'an'ı hatmetmek.
3- Zemzem suyundan içmek ve ondan sonra şu duayı okumak:
"Alah'ım! Bunu faydalı ilim, geniş rızık, bütün dertlere deva ve hastalıklara şifa kıl."
Ve yine "Allah'ın adıyla, Allah'ın yardımıyla ve Allah'a şükürler olsun" demek de müstehaptır.
4- Ka'be'ye bakmak ve bunu mümkün oldukça tekrarlamak.
5- Her gün on defa tavaf yapmak: Üç tavaf akşamın başında, üç tavaf gecenin sonunda, iki tavaf sabah olunca ve iki tavaf öğleden sonra.
6- Mekke'de kaldığı müddet içerisinde yılın günleri sayısında, yani üç yüz altmış beş defa tavaf yapmak, eğer yapamazsa elli iki defa ve eğer bunu da yapamazsa yapabildiği kadar tavaf yapmak müstehaptır.
Mescid-ul Haram ve Mescid'un Nebi'nin adaplarından olarak oralarda namaz kılmanın çok sevabı vardır. Bazı rivayetlerde, Mescid-ul Haram'da kılınan bir rekat namazın sevabının başka bir yerde kılınan yüz bin rekat namaza ve Mescid'un Nebi'de kılınan namazın ise diğer yerde kılınan on bin rekat namaza eşit olduğu geçer.[34] Aziz ziyaretçilerin bu fırsattan en iyi şekilde yararlanarak üzerlerinde kaza namazı varsa bu kutlu yerde onları yerine getirmeleri ve böylece hem şerî vazifelerini yerine getirmeleri ve hem de onun bu kadar büyük mükafatından yararlanmaları ne kadar uygun olur!
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BAZI ÖNEMLİ HUSUSLAR
1- Namaz vakitlerinde Mescid-i Haram'dan yahut Mescid-i Nebi'den çıkmak câiz değildir ve Şii hacıların onlarla birlikte cemaat namazı kılmaları farzdır.
2- Ehl-i Sünnet'in cemaat namazına katılmanın câiz oluşu Mescid-i Haram'a ve Mescid-i Nebi'ye has değildir; diğer camilerde de onların cemaat namazlarına katılarak kılınan farz namaz yeterlidir.
3- Şu anda Mescid-i Haram'a ve Mescid-i Nebi'ye döşenen taşların üzerine secde etmek sakıncasızdır.
4- Mescid-i Nebi'deki sergilerin ve halıların üzerine secde etmek sakıncasızdır ve mühür koymak câiz değildir; hatta mescidin taşla döşenmiş yerlerine gidip oralarda namaz kılmaları, yahut kendileriyle birlikte hasır götürüp onun üzerine secde etmeleri de gerekmez; fakat diğer Müslümanların da hasıra secde etmeleri yaygın ise hakaret edilmesine neden olmamasını gözeterek hasır seccade götürüp onun üzerine secde etmenin sakıncası yoktur. Ancak diğerleri tarafından saygısızlık yapılmasına ve parmakla gösterilmeye neden olan hareketlerden kaçınılması önemle vurgulanmaktadır.
Birkaç Mesele:
1- Yolcular, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebi'de dört rekat kılınması gereken namazları seferi veya tam kılmak arasında serbesttirler. Ve bu hüküm asıl Mescide has değildir; Mescidin sonradan genişletilen yerlerinde de durum böyledir.
2- Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve diğer cemilerdeki kuranları ilgili sorumlulardan izinsiz almak câiz değildir.
3- Safa ve Merve'den taş getirmek câiz değildir.
4- Umre amelleri boyunca kadınlar aybaşı görürlerse vazifeleri değişir. Bu konuda vazifelerinin ne olduğunu bilmek için hac amelleri kitaplarına müracaat etmeleri gerekir veya kafilelerdeki hocalardan sormalıdırlar.
Resulullah'ın (s.a.a) Ziyareti
Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur; tektir; ortağı yoktur. Ve şehadet ederim ki Muhammed onun kulu ve elçisidir. Şehadet ederim ki sen Allah'ın elçisisin ve sen Abdullah oğlu Muhammed'sin. Şehadet ederim ki sen Rabbinin risaletlerini ulaştırdın; ümmetine nasihatte bulundun, Allah yolunda cihad ettin; Allah'a ibadet ettin; tâ ki hikmet ve iyi bir nasihatle yakine ulaştın (ölüm gelip çattı). Ve üzerine bırakılan hakkı yerine getirdin. (Şehadet ederim ki) sen müminlere karşı yumuşak ve şefkatli, kafirlere karşı ise sert davrandın. Böylece Allah seni ikram edilmişlerin en üstün şeref makamına ulaştırdı. Senin vasıtanla bizleri şirk ve dalaletten kurtaran Allah'a hamdolsun. Allah'ım! Kendi salatını, mukarreb meleklerinin, gönderilen peygamberlerinin, salih kulların, göktekilerle yerdekilerin ve ey alemlerin Rabb'i, öncekilerden sonrakilere kadar seni tenzih edenlerin salatını kulun, elçin, peygamberin, emin kıldığın, seçtiğin, habibin, tertemiz ettiğin, kendine has kıldığın ve yaratıklarının arasından seçip çıkardığın Muhammed'in üzerine kıl. Allah'ım! Ona yüce bir makam ver. Ona cennetten bir vesile ver. Onu, öncekilerle sonrakilerin gıpta edecekleri seçkin bir makama yücelt. Allah'ım! Sen buyurmuşsun ki: "Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde şayet sana gelip Allah'tan bağışlama dileselerdi ve peygamber de onlar için bağışlama dileseydi, elbette Allah'ı tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardı." Şimdi ben de bağışlama dileyerek ve günahlarımdan tevbe ederek sana geldim ve günahlarımı bağışlaması için seni vasıta kılarak Rabb'im ve Rabb'in olan Allah'a yöneldim.[35]
Hz. Fatıma'nın (s.a) Ziyareti
"Ey kendisini yaratan Allah'ın yaratmadan önce imtihan ettiği ve imtihan ettiği şeye sabırlı bulduğu! Bizler senin dostun olduğumuzu, babanın -Allah ona ve Ehl-i Beyti'e rahmet etsin- ve onun vasisinin bize getirdiklerini tasdik edici ve sabrediciler olduğumuzu sanıyoruz. Biz seni tasdik ettiğimiz zaman senin velayetinle kendimize temizlendiğimizi müjdelemek için bizi o ikisinin -Resulullah ve vasisinin- tasdikine ulaştırmanı istiyoruz.
Selam olsun sana ey Resulullah'ın kızı. Selam olsun sana ey Allah'ın peygamberinin kızı. Selam olsun sana ey Allah'ın halilinin kızı. Selam olsun sana ey Allah'ın emininin kızı. Selam olsun sana ey Allah'ın kullarının en hayırlısının kızı.
Allah'ı, peygamberlerini ve melekleri şahit tutuyorum ki ben senin razı olduğun kimseden razıyım, senin öfkelendiğin kimseye öfkeliyim, senin uzak olduğunu ilan ettiğin kimseden uzak olduğumu ilan ediyorum, senin dost olduğun kimseye dostum, senin düşman olduğun kimseye düşmanım, senin gazap ettiğin kimseye gazaplıyım, senin sevdiğin kimseyi seviyorum. Şahit, hesap görücü, ceza ve mükafat verici olarak Allah yeter."
Sonra Resulullah'a ve onun tertemiz Ehl-i Beyti'ne rahmet gönder.[36]
Bâkiy İmamlarının Ziyareti
"Selam olsun siz hidayet imamlarına, selam olsun siz takva ehline, selam olsun dünya ehline hüccet olan sizlere, selam olsun halk içerisinde adaleti uygulayan sizlere, selam olsun siz seçkinlere, selam olsun siz Resulullah'ın Ehl-i Beyti'ne, selam olsun siz necva ehline (Allah'ın kendileriyle özel konuştuğu kimselere). Şehadet ederim ki siz Allah için tebliğ ettiniz, nasihat ettiniz ve Allah yolunda sabrettiniz, yalanlandınız, size karşı kötü davranıldı, ama siz affettiniz. Şehadet ederim ki siz rüşde ermiş ve hidayet olmuş imamlarsınız. Size itaat farzdır, sözünüz doğrudur, siz davet ettiniz de icabet edilmediniz, emrettiniz de itaat edilmediniz; doğrusu siz dinin direkleri ve yeryüzünün rükünlerisiniz. Sürekli Allah'ın gözündesiniz, O sizi bütün temiz insanların sülbünden geçirdi ve temiz kadınların rahimlerinden intikal ettirdi, cahillerin cehaleti sizi kirletemedi, heveslerin fitneleri sizde ortak olamadı, kendiniz pâk idiniz ve kaynağınız da pâk idi, dini yaratan sizin vasıtanızla bizim üzerimize minnet bıraktı, böylece sizi(n zikrinizi) kendisinin yükseltilmesine ve içlerinde adının alılmasına izin verdiği evlerde kıldı, size salatımızı bizim için rahmet ve günahlarımız için keffaret kıldı; çünkü Allah sizi bizim için seçti, sizin velayetinizle bize minnet bırakarak yaratılışımızı tertemiz kıldı ve adımız O'nun yanında sizi tanıyan olarak geçmiş, sizleri tasdikimizle O'nun yanında itiraf edenler olarak yer almıştır. Bu, aşırı giden, hata eden, çaresiz kalan, cinayetlerini ikrar ederek size gelen, size gelişiyle kurtulmayı ve sizin hürmetinize helak olanları helaketten kurtaran Allah'ın kendisini kurtarmasını ümit eden bir kimsenin halidir; o halde benim için şefaatçiler olun. Dünya ehli sizden yüzlerini çevirirken, Allah'ın ayetleriyle alay ederken, o ayetlere sırtlarını çevirirken ben size taraf yöneldim; ey hiçbir zaman yanılmayan kâim ve sabit, ey boş şeylerden uzak ebedi ve her şeyi kuşatan zat! Kulların engelleyip tanımadıkları, hakkını hafife aldıkları ve başkalarına yöneldikleri halde beni muvaffak etmenden, beni üzerine ikame ettiğin şeyi bana tanıtmandan dolayı sana hamdolsun; benim üzerimde ve bana verdiğin şeyi kendilerine de verdiğin kavim üzerinde minnet sahibisin sen. O halde sana hamd olsun; çünkü ben senin yanında bu makamımla anılıp yazıldım. O halde ümit ettiğim şeyden beni mahrum etme. Çağırdığım şeyde beni ümitsiz etme; Muhammed ve pâk Ehl-i Beyti'nin hürmeti hakkı için; Allah Muhammed ve Ehl-i Beyti'ne rahmet etsin."[37]
Sonra kendin için dua et ve sonra Ehl-i Beyt İmamlarından (a.s) her biri için iki rekat ziyaret namazı kıl (Bâki'deki Ehl-i Beyt İmamlarının (a.s) kutsiyetini korumak için ziyaret namazını Mescid-i Nebi'de kılmalı ve Bâki mezarlığında namaz kılmaktan sakınmalıdırlar.)
Cami-i Sağir Ziyareti
Selam olsun Allah'ın velileri ve seçkin kullarına, selam olsun Allah'ın eminleri ve sevgililerine, selam olsun Allah'ın ensarı ve halifelerine, selam olsun Allah'ın marifetinin yerlerine, selam olsun Allah'ın zikrinin menzillerine, selam olsun Allah'ın emir ve nehyini açığa vuranlara, selam olsun Allah'a davet edenlere, selam olsun Allah'ın rızasında istikrar bulanlara, selam olsun Allah'ın itaatinde ihlaslı olanlara, selam olsun Allah'a yönlendiren kılavuzlara, selam olsun o zatlara ki, onları sevenler Allah'ı sevmiş ve onlara düşmanlık edenler Allah'a düşmanlık etmiş, onları tanıyanlar Allah'ı tanışış, onları tanımayanlara Allah'ı tanımamış, onlara sarılanlar Allah'a sarılmış, onlardan ayrılanlar Allah'tan ayrılmış olurlar. Allah'ı şahit tutuyorum ki ben sizinle barış olanlarla barış içindeyim ve sizine savaşmakta olanlarla savaş halindeyim; sizin gizlinize (hz. Mehdi'ye -a.f-) ve açığınıza inanmaktayım; bütün bunları size bırakıyorum. Allah Muhammed'in (s.a.a) insan ve cinlerden olan düşmanlarına lanet etsin; ben onlardan Allah'a doğru uzaklaşıyorum; Allah'ın rahmeti Muhammed ve Ehl-i Beytinin üzerine olsun."
Bâki Mezarlığıyla İlgili Bir Açıklama
1- İmam Hasan (a.s) kardeşi imam Hüseyn'e (as) yapmış olduğu vasiyet gereğince ceddi Resulullah (s.a.a)'ın yanı başında defnedilmesine müsaade edilmediği taktirde Bakiy'de babaannesi Fatıma bint-i Esed'in mezarının yakınında toprağa verilmesini istemişti. Bu yüzden imam Hasan (as)'ın mezarı Hz. Ali (a.s)'nin annesi Fatıma bint-i Esed'in mezarının yanı başındadır.
2- Hz. Fatıma-i Zehra'nın (s.a) mezarının Bakiy'de bulunması bir ihtimaldir.
3- Osman'ın mezarının bulunduğu yer daha önceleri Yahudi'lerin mezarlığı idi. Bu bölge Beni Umeyye zamanında Bakiy'e eklenmiştir.
4- imam Cafer Sadık'ın (as) oğlu lslail daha önce Bakıy'in dışında Ebuzer caddesi çevresindeki bir alanda toprağa verilmişti; burası caddeye düştüğü için mübarek naşı Bakiy'e Uhud şehitlerinin gömüldüğü yerin yakınlarında bulunan kuyunun arka kesimine aktarılmıştır.
5- Bakiy'de toprağa verilen Uhud şehitleri, Uhud savaşında yaralanıp daha sonra Medine'de şehadet mertebesine erenlerdir. Böylece bu şehitler Uhud dağının yanında (diğer Uhud şehitlerinin yanında) toprağa verilmemişlerdir.
6- Ashabın büyüklerinden olan ve üstün bir makama sahip bulunan Abdullah b. Mes'ud'un mezarı, kendi vasiyeti üzerine Osman b. Mez'un'un mezarının yakınındadır.
7- Sa'd b. Meaz'ın mezarı Bakıy'in sonlarındadır. Hadislerde nakledildiğine göre Peygamber (s.aa) Sa'd'ın cenazesine namaz kıldığında 90 bin melek de Peygamber'le (s.a.a) birlikte ona namaz kılmıştır. Ayrıcı Sa'd Hz. Ali (as)'a olan sevgisi yüzünden Peygamber-i Ekrem'in (s.a.a) "Müjdeler olsun sana ey Sa'd; Allah senin ömrünü şehadetle sona erdirir ve kafirlerden bir grubunu senin vasıtanla helak eder..." buyurarak övdüğü kimsedir.
8- Kendi zamanının fakihlerinden ve Ehl-i Beyt'in (a.s) sadık dostlarından olan değerli sahabi Eb-i Said el Hudri'nin mezarı da Bakiy mezarlığındadır.
Bu mezarlıkta yaklaşık 9 bin kişinin gömüldüğü rivayet olunmuştur.
9- Akil, Hz. Ali'nin (a.s) kardeşidir. Halime-i Sa'diye ise Hz. Resulullan'ın (s.a.a) süt annesidir.
11- İmamların ve sahabenin mezarını daha açık göstermek için, bu şema da Bakiy'nin yüzölçümüne oranla daha büyük gösterilmiştir, inşallah gelecekte daha dakik ölçülerle Bakiy'nın haritası hazırlanacaktır.
AÇIKLAMA
1- Vüfud (Hey'etler) Sütunu: Muhtelif kabilelerden gelen heyetlerin, yanında oturup Resulullah'a (s.a. a) görüştükleri sütundur.
2- Hares (Koruyucular) Sütunu: Hz. Ali (a.s) ve ashaptan bazısının, yanında bekleyerek Resulullah'ı (s.a.a) korudukları sütundur.
3- Serir (Yaslanma) Sütunu: Resulullah'ın (s.a.a) yaslanarak soruları cevaplandırdığı sütundur.
4- Tevbe Sütunu: Düşmana Müslümanların askeri sırlarını verdikten sonra pişman olup ve tevbe eden, Ebu Lübabe adındaki Müslüman, kendisini bu sütuna bağlamış ve "Resulullah (s.a.a) beni bağışlamayıncaya kadar buraya bağlı kalacağım." dedikten sonra Resulullah (s.a.a) da onun tevbesini kabul edip bağışlamıştır.
5- Muhallaka (Süslenme) Sütunu: Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna varmak isteyen kimselerin bu sütunun yanında kendilerine çekidüzen verip güzel koku sürdükleri söyleniyor.
6- Teheccüd (Gece İbadeti) Sütunu: Resulullah'ın (s.a.a) geceleri yanında ibadet ve namazla meşgul olduğu sütundur.
Ravza-i Mutahhara: Resulullah'ın (s.a.a) evi ve minberinin arası; Resul-i Ekrem (s.a.a) bu mekanı bir cennet bahçesi olarak nitelemiştir. Orada kılınan namazlar oldukça faziletli ve edilen dualar kabuldür. Şu anda bu alan, aşağı tarafı beyaz harem taşlarıyla örülen sütunlarla belirlenmiştir.
Resullah'ın (s.a.a) diktiği ve o hazretin kendi zamanında üzerine tavan yapılan sütunlar alanını gösteren işaret; şu anda bu alan kırmızı renkli ve sarı çizgili sütunlarla belirlenmiştir.
Mescid-i Nebi'nin Resulullah'm (s.a.a) kendi zamanındaki alanı; şu anda bu alan, üzerine "Hadd-u Mescid-in Nebi" diye yazılan sütunlarla belirlenmiştir.
--------------------------------------------------------------------------------
* Temettü lügatte lezzet alma anlamındadır; burada ise bir hac ve umre çeşidinin ismidir. Bu hac ve umre çeşidine "temettü" denilmesinin nedeni, umre ihramından çıktığı andan hac için ihram bağlayıncaya kadar kadının kendi kocasından ve erkeğin de kendi karısından alacağı lezzetlerin helal olmasıdır. Bu hac ve umre çeşidi, Mekke'ye 16 ferseng uzaklıktan hac yapmak için gelenlerin vazifesidir.
** Taksir, kısaltma anlamındadır; fıkıhta hac ve umre amellerinden biri olarak saç veya tırnağın bir bölümünü kısaltmak anlamındadır.
* Makam-ı İbrahim, Hz. İbrahim'in Ka'be'yi yaparken ayağının altına bıraktığı ve o zaman üzerine ayaklarının izi çıktığı taştır. Bu taş şimdi Mescid-i Haram'da Ka'be'nin yanında billur bir mahfazda korunmaktadır.
* Mekke şehri ve onun etrafından belli bir bölümü "harem"dir; harem bölgesinin kendine has hükümleri vardır.
[1] - Hacer-ul Esved, Ka'be duvarının doğu köşesine mescidin sathından 1.5 metre yükseklikte yerleştirilen beyzi şekilde siyah bir taştır.
[2] - Günümüzde Hacer-ul Esved'in karşısından Mescid-ul Haram'ın avlusunun sonuna kadar siyah bir çizgi çizilmiştir; hacılar o çizgiye ulaşınca tavaf için niyet edip yine orada bitirebilirler. (Bkz. 1. resim)
[3] - Hicr-i İsmail: Ka'be'yle yarım daire şeklinde, Ka'be'nin güneyi açısından batı açısında kadar uzanan ve yaklaşık 10 metre genişliğindeki alanın ismidir. Ka'be'nin damının üzerine yağmur yağdığında bu alandaki Rahmet Oluğundan dökülür; Hz. İsmail (a.s), annesi Hacer ve bir çok peygamberler burada defnedilmişlerdir.
[4] - Şavtın lügat anlamı, hedefe kadar nihai koşmak anlamındadır. Burada ise Ka'be'nin etrafını bir defa dönmek ve Sefa'yla Merve veya Merve'den Sefa arasını bir defa katetmek anlamındadır.
[5] - Arafat, Mekke'nin güney doğusunda yer alan geniş bir çöldür; hacılar Zilhicce ayının dokuzuncu gününün öğlesinden akşam ezanına kadar orada kalmalıdırlar. "Arafat", "arefe"nin çoğulu olup "irfan" ve "marifet" kökündendir.
[6] - Meş'ar-ul Haram: "Arafat"la "Mina" arasındaki uzun bir vadidir; ona "Müzdelife" de denmektedir. Hacıların Kurban Bayramı gecesini orada geçirmeleri gerekiyor.
[7] - Minâ: Mekke'yle Meşar-ul Haram arasında, iki sıra dağ arasında yer alan bölgedir.
[8] - Kadınlar, taşlamayı gündüz yapma imkanına sahip olsalar bile, Kurban Bayramı gününün taşlamasını akşamleyin yapabilirler. Fakat 11. ve 12. günlerde gündüz taşlama yapamazlarsa, taşlamayı geceleyin yapabilirler.
[9] - Ayetullah Hameneî: Kurbanın yaşlı olmaması şart değildir.
[10] - Ayetullah Hameneî: Müstehap ihtiyat gereği.
[14] - Hacdan ayrı olan umre-i müfrede de nisâ tavafı vardır.
[11] - Ayetullah Hameneî: Akşamın başından gece yarısına kadar veya gece yarısından önceden şafak atıncaya kadar orada kalmalıdırlar.
[12] - Kadınlar da, onuncu gecede bayram gününün amellerinden olan son cemreyi taşlamayı tapabilirler; fakat on birinci ve on ikinci günlerin taşlamalarını mazeretleri olmazsa geceleyin yapamazlar.
[13] - Ayetullah Hameneî: Diş çekmek veya çektirmek kan çıkmasına neden olmazsa haram değildir.
[14] - Avlanmanın keffareti farklıdır; bu konuda ayrıntılı bilgi edinmek için geniş fıkıh kitaplarına müracaat edilmelidir.
[15] - Ayetullah Hameneî: Ziynet kastı olmaksızın aynaya bakmak sakıncasızdır.
[15]- Ayatullah Hamenei: Farz ihtiyat gereği ıtır söylenen gözle kukulu bir şeyi koklamamak gerekir.
[16] - Ayetullah Hameneî: Farz ihtiyat gereğidir.
[17] - Ayetullah Hameneî: Aynaya bakmak süslenmek için olmazsa -şoförün arkasını görmesi için aynaya bakması gibi- sakıncasızdır.
[18] - Ayetullah Hameneî: Süs olursa, süslenmek amacıyla yapmasa bile, farz ihtiyat gereği bu işten sakınılmalıdır.
[19] - Her durumda keffareti gerektirir.
[20] - Kan gelmezse diş çektirmek haram değildir ve keffareti de gerektirmez. Zaruret durumunda diş çektirmek kan gelmesine neden olursa, müstehap ihtiyat gereği bir koyun keffaret verilmelidir.
[21] - İzhır: Kör bitki; ince dalları, küçük kızıl veya sarı renkli ve sert kokulu bir çöl bitkisidir. Beyaz çiçekleri vardır. Bu bitkinin yaprak ve kökünün öğütülmüşüne Arapça'da "gasul" denir ve sabun yapımında kullanılır.
[22] - Ayetullah Hameneî: Farz ihtiyat gereği bir koyun keffaret verilmelidir.
[23] - Ayetullah Hameneî: Ancak yağmurlu ve soğuk gecelerde farz ihtiyat gereği üstü kapalı arabaya binmemelidir; fakat eğer bu ihtiyata uymak insanın sıkıntıya düşmesine neden olursa başka.
[24] - Bu namazlar, ihramdan öncesinin namazları niyetiyle iki rekat halinde kılınır.
[25] - Rivayetlerde şöyle geçer: Ka'be ve etrafındaki putlar kırıldıktan sonra büyük "Hubel" putunu oraya defnettiler; dolayısıyla putperestlik ve şirkin timsali olan o putu ayaklar altına almak için o kapıdan girmek müsehaptır. Gerçi Mescid-i Haramın genişletilmesi nedeniyle o kapı da şimdi yoktur; fakat onun "Bab-us Selam"ın karşısında olduğu söylenmektedir.
[26] - Tavaf namazının doğru bir kıraatle kılınması gerektiği için, bu sureyi doğru bir şekilde kıraat edemeyenlerin ikinci rekatta da İhsal suresini okumaları tavsiye edilir.
[27] - Şimdi orta minare ve Attarlar pazarı yoktur; fakat bu mesafe yeşil ışıkla belirtilmiştir.
[28] - "Günahlarımı bağışla" cümlesi yerine Allah Teala'dan diğer hacetler de istenebilir.
[29] - Furu-u Kâfi, c.4, s.526 ve 556.
[30] - Tehzib-ul Ahkam, s.606; Kamil-uz Ziyarat, s.16. (Mefatih-ul Cinan, s.629; Sevab-ul Hac, s.164).
[31] - Mezar-ul Kebir, s.19; Mefatih-ul Cinan, s.632.
[32] - Mefatih-ul Cinan, Tehzib-ul Ahkam, c.6, s.80, Kamil-uz Ziyarat, s.55.
UMRE VE HACCIN ADAP VE MÜSTEHAPLARI
1- İhramdan önceki müsehaplar.
2- İhram halindeki müstehaplar.
3- Telbiyenin müstehapları.
4- Telbiyeyi kesmek.
5- İhramın mekruhları
6- Mescid-ul Harama girmenin adabı
7- Tavafın müstehapları.
8- Tavaf namazının müstehapları.
9- Sa'yden önceki müstehaplar.
10- Sa'yin müstehapları.
11- Mekke-i Muazzama'nın diğer müstehapları.
Umre ve Haccın Adap ve Müstehapları
Bu bölümde, umre ve haccın bazı müstehap amellerine değineceğiz; böylece aziz ziyaretçileri bunları öğrendikten sonra bu kitabı yanlarında bulundurup ilgili müstehapları yerine getirme imkanı bularak ziyaretlerinin sevabını artırabileceklerdir. Hac ve umrenin bir çok adabı vardır. Fakat bu kitabımızda mevzular kısaca değinmeyi amaçladığımız için onların tümünü getirmekten sakınarak sadece bu miktarla yetiniyoruz.
Umrenin Müstehapları
İhramdan Önce
1- Zilkade ayının başından ve eğer yapamazsa Zilhicce ayının başından saç ve sakalını kısaltmamak.
2- İhrama girmeden önce vücudu temizlemek.
3- Tırnak ve bıyığı kısaltmak.
4- İhrama girmeden önce, mikatta gusül yapmak.
İhrama Girerken
1- Eğer mümkünse öğle namazından sonra ve eğer mümkün olmazsa başka bir farz namazdan sonra ihrama girmek ve eğer o da mümkün olmazsa altı[29] veya iki rekat müstehap namazdan sonra ihrama girmek; bu namazın birinci rekatında Fatiha suresinden sonra İhlas suresini ve ikinci rekatta ise Kafirun suresini okumak; fakat altı rekat okumak daha faziletlidir.
2- Namazdan sonra, Allah'a hamd ve şükretmek, Resulullah (s.a.a) ve Ehl-i Beytine (a.s) rahmet talebinde bulunmak.
3- İki ihram elbisesini giyerken şu duayı okumak:
"Hamd Allah'a mahsustur; O'na ki ayıbımı örttüğüm, içinde farzımı yerine getirdiğim, onda Rabb'ime ibadet ettiğim ve bana emrettiğini yaptığım şeyi bana rızıkta bulunmuştur; hamd, kendisini amaçladığımda bana ulaştıran, irade ettiğimde bana yardım eden ve beni kabul eden, benden kesmeyen ve ümidimi kesmeyen veçhini talep ettiğimde bana teslim eden Allah'a mahsustur. O benim sığınağım, kalem, kalkanım, desteğim ... , ümidim, ...... sıkıntımda yardımcım ve kurtuluşumdur."
Telbiye ("Lebbeyk" deme)nin Müstehapları
1- Telbiyenin farz miktarını söyledikten sonra şu duayı okumak müstehaptır:
"Lebbeyk ey .... sahibi, lebbeyk; lebbeyk ey selametlik yurduna davet eden lebbeyk; lebbeyk günahları bağışlayan lebbeyk; lebbeyk ey telbiye ehli lebbeyk; lebbeyk ey azamet ve yücelik sahibi lebbeyk; lebbeyk, doğuş ve dönüş sanadır lebbeyk; lebbeyk ey zengin olan ve kendisine muhtaç olunan lebbeyk; lebbeyk ey kendisine ........ yönelilen lebbeyk; lebbeyk ey hak ilah lebbeyk; lebbeyk ey güzel nimet ve bağışların sahibi lebbeyk; lebbeyk ey büyük sıkıntıları gideren lebbeyk; lebbeyk, ben kulun ve kulunun oğluyum lebbeyk; lebbeyk ey cömert lebbeyk.
Telbiyeler ihram halinde tekrarlanır; özellikle aşağıdaki durumlarda:
* Uykudan uyanırken.
* Her farz ve müstehap namazdan sonra.
* Bine üzerindeki bir kişiye ulaşılınca.
* Tepeye çıkınca veya ininde.
* Binince veya inince.
* Gecenin son vaktinde.
* Sabah vaktinde.
Telbiye Ne Zaman Kesilir:
Temettü umresi için ihrama giren kimse Mekke'nin evleri görününce farz ihtiyat gereği telbiyeyi kesmeli ve "lebbeyk" söylememelidir.
İhramın Mekruhları
1- Siyah havluyla ihrama girmek; beyaz elbiseyle ihrama girmek daha iyidir.
2- Kirli havluyla ihrama girmek.
3- Banyo yapmak; ihramlı kişinin vücudunu kese vb. şeylerle sürtmemesi daha iyidir.
4- Kendisini çağıran kimsenin cevabında "lebbeyk" söylemek.
Mescid-i Harama Girmenin Adabı
1- Mescid-i Harama girmek için gusül almak mstehaptır.
2- Yalın ayakla ve vakarlı bir şekilde girmek müsehaptır.
3- Mescid-i Harama "Beni Şeybe"[30] kapısından girilmelidir; bunun şimdiki "Bab-us Selam"ın karşısında olduğu söylenmektedir.
4- Mescid-i Haramın kapısında durarak şu duayı okumak müstehaptır:
Selam olsun sana ey peygamber; Allah'ın rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun. Allah'ın adıyla, Alla'ın yardımıyla; Allah'ın dilediği olur. Selam olsun Allah'ın peygamberlerine ve elçilerine; selam olsun Resulullah'a; selam olsun İbrahim Halilullah'a; hamd alemlerin Rabb'i Allah'a mahsustur."
Daha sonra üç defa:
"Allah'ım! Boynumu cehennem ateşinden kurtar"
Sonra şöyle devam edilir:
"Helal ve tertemiz rızkını bana artır; cin ve insan şeytanlarının kötülüğünü ve yine arap ve acem fasıklarının kötülüğünü benden uzaklaştır."
Sonra Mescid-i Harama girilir ve Ka'be'ye doğru durup elleri kaldırarak şu dua okunur:
"Allah'ım! Bu makamımda ve amellerimin başında senden dileğim şudur: Tövbemi kabul et, hatalarımdan geç, üzerimden vebalimi al. Beni Beyt-i Haram'ına ulaştıran Allah'a hamdolsun.
Allah'ım! Şehadet ederim ki bu senin Beyt-i Haram'ındır; sen onu insanları için ... emniyet yeri, mübarek ve alemdekiler için hidayet kıldın.
Allah'ım! Ben senin kulunum, bu şehir senin şehrin, bu ev de senin evindir; rahmetini dileyerek ve itaatine girerek, emrine itaat ederek, kaza ve kaderine razı olarak geldim. Senin cezalandırmandan korkan muhtaç kimse gibi senden istiyorum.
Allah'ım! Rahmet kapılarını benim üzerime aç ve beni kendi itaat ve rızan doğrultusunda hareket ettir."
Sonra Ka'be'ye dönerek şöyle demeli:
"Hamd seni yücelten, şereflendiren, değerlendiren ve insanların sığınağı, güvenli, mübarek ve alemdekilere hidayet kılan Allah'a mahsustur."
Tavafın Adap ve Müstehapları
Tavaf halinde şöyle demek müstehaptır:
"Allah'ım! Düz yerde yüründüğü gibi su üzerinde yürümeyi sağlayan ismin hürmetine, arşının kendisi için titrediği isminin hürmetine, meleklerin kendisi için ayakları titreyen ismin hürmetine, Musa'nın Tur dağı yönünden kendisiyle seni çağırıp da icabet ettiğin ve kendisiyle üzerine katından bir sevgi bıraktığın ismin hürmetine ve kendisiyle Muhammed'in (s.a.a) önceki ve sonraki günahlarını bağışlayıp, ona olan nimetini tamamladığın ismin hürmetine senden istiyorum."
Sonra hacetlerini iste.
Ve yine tavaf halinde şu duayı okumak müstehaptır:
"Allah'ım! Ben sana muhtacım; ben korkuyor ve sana sığınıyorum. O halde cismini dönüştürme ve ismini değiştirme."
Sonra Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine salavat getir; özellikle kapıya ulaşınca ve sonra da şöyle de:
"Allah'ım! Sana muhtaç olan düşkün biri kapında durup rahmetini dilemektedir. O halde sadaka olarak cenneti ve ona. Allah'ım! Ev sesin evin, harem senin haremin, kul da senin kulundur. Burası ise cehennem ateşinden sana sığınanların makamıdır. O halde beni, anne ve babamı, çoluk çocuğumu ve mümin kardeşlerimi cehennem ateşinden azat eyle, ey bağışı bol olan Cevad ve ey Kerim!"
Hicr-i İsmail'e ulaşınca altın oluğa karşı başını kaldırarak şöyle de:
"Allah'ım! Rahmetinle beni cennete sok, beni cehennemden kurtar, hastalıklarıma şifa ver, helal rızktan payımı bol et, insanlar ve cinlerin, Arap ve Acemin kötülüklerinden beni uzaklaştır."
Hicr-i İsmail'den geçip Ka'be'nin arkasına ulaşınca şöyle söyle:
"Ey en büyük nimet sahibi; ey bol bağış ve kerem sahibi. Hiç kuşkusuz amelim çok azdır. Onu kat kat artırarak benden kabul et. Hiç şüphesiz sen, duaları işitir, niyetleri bilirsin."
Rükn-i Yemanî'ye ulaşınca elini aç ve şöyle dua et:
"Allah'ım! Ey afiyetin velisi, afiyetin yaratıcısı, afiyetin dağıtıcısı! Ey bana ve bütün mahluklarına afiyet nimetini veren, afiyet ile lütufta bulunan! Ey dünya ve ahirette Rahaman ve Rahim olan! Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine salat eyle ve bize dünya ve ahirette afiyet ger, hem de afiyetin tamamını; afiyete karşı şükretmeyi de bize nasip eyle, ey merhametlilerin en merhametlisi!"
Sonra başını Ka'be'ye doğru kaldırarak şöyle de:
"Seni (Ka'be'yi) şerefli ve yüce kılan Allah'a hamdolsun. Muhammed'i peygamber olarak gönderen ve Ali'yi imam kılan Allah'a hamdolsun.
Allah'ım! Ka'be ziyaretini kullarının iyilerine nasip eyle; kötü kullarını ondan uzaklaştır."
Rükn-i Yemanî ve Hacer-ul Esved'in arasına ulaştığında ise şöyle de:
"Rabb'imiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de ve bizi cehennem ateşindin azabından koru."
Tavaf Namazının Müstehapları
Tavaf namazında Fatiha suresinden sonra birinci rekatta İhlas ve ikinci rekatta ise Kafirun suresini[31] okumak müstehaptır. Namazdan sonra Allah'a hamd ve sena edip Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine salat ve selam göndererek alemlerin Rabb'inden kabul olması niyaz edilir ve sonra da şu dua okunur:
"Allah'ım! Benden kabul et ve bunu benim son ahdim etme; tüm nimetlerinden dolayı ........ Allah'a hamdolsun; öyle ki hamd hamd onun sevdiği ve razı olduğu şeyle sonuçlansın.
Allah'ım! Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle; benden kabul buyur, kalbimi temizle ve amelimi temizle."
Sa'ydan Önceki Müstehaplar
Tavaf namazını kıldıktan sonra ve sa'y yapmaya başlamadan önce biraz Zemzem suyundan içip, ondan başına ve üzerine dökmek ve sonra da şu duayı okumak müstehaptır:
"Allah'ım! Bu suyu benim için faydalı bir ilim, bol bir rızk ve her derde deva, her hastalığa şifa kıl"
Sonra kalp huzuruyla, Safa tepesine çıkarak Ka'be'ye bakıp Hacer-ul Esved'in bulunduğu rükne yönelip Allah'a hamd ve sena etmek, Allah'ın nimetlerini hatırlayıp şu zikirleri söyler:
Yedi defa: "Allah-u Ekber"
Yedi defa: "el-Hamdulillah"
Yedi defa: "la ilahe illellah"
Üç defa. "Allah'tan başka ilah yoktur; tektir; ortağı yoktur; mülk ve hamd ona hastır. Diriltir ve öldürür, öldürür ve diriltir; O, hiç ölmeyen diridir. Hayır onun elindedir ve onun her şeye gücü yeter."
Sonra Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine salat ve selam gönderilir ve peşinden de şu zikirler söylenir:
Yüz defa: "el-Hamdulillah"
Yüz defa: "Subhanellah"
Sa'yın Müstehapları
Yaya olarak sa'y yapmak, Safa'dan başlayıp orta minareye[32] kadar normal olarak yürümek, oradan Attarlar pazarına kadarki mesafeyi koşarcasına katetmeli, oradan da Merveya kadar normal şekilde yürümek ve dönünce de ayı şekilde dönmek, yeşil ışıklarla belirtilen bölümü koşarcasına katetmek ve diğer bölümleri normal yürümek müstehaptır. Ancak kadınlar yeşil ışıklarla belirlenen bölümü de normal yürürler.
Safa'dan gelince yeşil ışıklarla belirtilen yere ulaşınca şu dua okunur:
Allah'ın adıyla, Allah'ın yardımıyla; Allah vasfedilmeyecek kadar büyüktür; Allah'ın rahmeti Muhammed'e ve Ehl-i Beyt'inin üzerine olsun. Allah'ım! Bağışla, merhamet et, bildiğin günahlarımdan geç. Doğrusu sen en yüce ve bağışlayansın ve beni en sağlama hidayet et. Allah'ım! Doğrusu benim amelim zayıftır; o halde onu benim için artır ve benden kabul buyur. Allah'ım! Çabam sanadır, güç ve kuvvetim sendendir. Amelimi benden kabul eyle; ey sakınanların amelini kabul eden!"
Yeşil ışıklarla belirtilen yerden geçtikten sonra şu dua okunur:
"Ey minnet ve fazilet sahibi, ey kerem ve nimetler ve cömertlik sahibi! Benim günahlarımı bağışla. Doğrusu senden başka kimse günahları bağışlamaz."
Merve'ye ulaşınca üzerine çıkıp Safa'da söylenenler yapılır ve açıkladığımız sıra üzerine duaları okunur. Ve sonra şöyle dua edilir:
"Alah'ım! Ey affetmeyi emreden, ey affı seven, en affa karşı mükafat veren, ey affı üzere affeden, ey affın Rabb'i! Affet, affet, affet."
Ağlamak için çaba harcamak, kendisini ağlamaya zorlamak, sa'y ederken çok dua etmek ve şu duayı okumak müstehaptır:
"Allah'ım! Ben her durumda sana karşı güzel zan beslemeyi ve sana tevekkül etmede doğru bir niyete sahip olmayı diliyorum."
HACCIN ADAP VE MÜSTEHAPLARI
Umrenin ihram, tavaf, tavaf namazı ve sa'yında müstehap olan şeyler hacda da müstehaptır.
Arafatta Vakfenin Bazı Müstehap Amelleri
1- Vakfe yaparken taharetli (abdest ve gusüllü) olmak.
2- Gusletmek; öğleye yakın yapılması daha iyidir.
3- Şu duayı okumak:
"Allah'ım! Ey tüm şiarların Rabb'i! Boynumu cehennem ateşinden kurtar, bana helal rızkını artır, fasık insan ve cinlerin kötülüğünü benden uzaklaştır.
Allah'ım! Bana hile yapma, beni aldatma ve beni sonuçlara yaklaştırma; ey duyanların en iyisi, ey görenlerin en iyisi, ey hızlı hesaba çeken ve ey merhametlilerin en merhametlisi! Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle ve benim günahlarımı bağışla."[33]
4- Sonra Allah Teala'dan hacetlerini iste ve peşinden de ellerini gökyüzüne doğru kaldırarak şöyle dua et:
"Allah'ım! Hacetlerimi sana yönelttim; eğer benim hacetlerimi verecek olursan, benden engellediğin şey bana bir zarar vermez ve eğer onları benden engellersen bana verdiklerin bana bir yarar sağlamaz. Boynumun cehennem ateşinden kurtulmasını niyaz ediyorum.
Allah'ım! Ben senin kulunum, kakülüm senin elindedir, ecelim senin ilmindedir. Beni benden razı olacağın şeye muvaffak et ve halilin İbrahim'e -selamın onun ve evlatlarının üzerine olsun- gösterdiğin ve peygamberin Muhammed'i -Allah'ın selamı onu ve Ehl-i Beyt'inin üzerine olsun- yönlendirdiğin hac amellerini benden teslim al.
Allah'ım! Beni amelinden razı olduğun, ömrünü uzattığın ve ölümden sonra dirilttiğin kimselerden eyle."
5- Yine şu duayı okumak müstehaptır:
Allah'tan başka ilah yoktur; tektir; ortağı yoktur. Mülk ve hamd O'na hastır. Diriltir ve öldürür ve O ölmez bir diridir; hayır O'nun elindedir ve O'nun her şeye gücü yeter.
Allah'ım! Bizim dediğimizden hayırlı olan kendi dediğin gibi ve söyleyenlerin söylediğinden üstün olan hamd sana mahsustur.
Allah'ım! Namazım, amellerim, dirilişim, ölümüm ve beraatım senin içindir; güç ve kuvvetim sendendir.
Allah'ım! Fakirlikten, kalplerdeki vesveselerden, işimin dağınıklığından ve kabir azabından sana sığınıyorum.
Allah'ım! Senden en hayırlı rüzgarları niyaz ediyorum, rüzgarların getirdiği kötülükten sana sığınıyorum ve senden en hayırlı geceleri ve en hayırlı gündüzleri diliyorum.
Allah'ım! Kalbime nur, kulağıma ve gözüme nur ver; etime, kanıma, kemiğime, ciğerime, oturuşuma, kalkışıma, girişime, çıkışıma nur ver ve benim nurumu yücelt ey kendisiyle mülakat edilecek günün Rabb'i! Senin her şeye gücün yeter."
6- Sonra Ka'be'ye dönerek şu zikirler söylenir:
"Subhanellah"
"Allah-u Ekber"
"maşaallah ve la kuvvete illah billah"
"Allah münezzehtir"
"Allah vasfedilmeyecek kadar yücedir."
"Allah'ın dilediği olur; O'ndan başka güç sahibi yoktur."
"Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur; tektir; ortağı yoktur; mülk ve hamd ona mahsustur; diriltir ve öldürür, öldürür ve diriltir; O hiç ölmeyecek bir diridir. Hayır O'nun elindedir ve O'nun her şeye gücü yeter."
7- Bu zikri mümkün olduğu kadar tekrarlamak:
"Allah'ım! Beni cehennem ateşinden kurtar."
8- Bu günde İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Zeynülabidin'in (a.s) dualarını (Arefe duası) okumak çok iyidir.
9- Güneş batana yakın şu duayı okumak müstehaptır:
"Allah'ım! Ben fakirlikten, işlerin dağılmasından, gündüz ve geceleyin meydana gelen olaylardan sana sığınıyorum. Affına sığınarak zulmümü akşamlıyorum, güvenine sığınarak korkumu akşamlıyorum, bağışına sığınarak günahlarımı akşamlıyorum, yüceliğine sığınarak ayak sürçmelerimi akşamlıyorum, bâki veçhine sığınarak müptela olan fani veçhimi akşamlıyorum. Ey kendisinden istenilen en iyi zat, ey bağışta bulunanların en cömerdi! Kendi rahmetlinle beni cilalandır; bana afiyet elbiseni giydir ve tüm yaratıklarının kötülüğünü benden gider."
10- Güneş battıktan sonra da şu duayı okumak müstehaptır:
"Allah'ım! Bunu benim bu yerdeki son ahdim etme; beni hayatta tuttuğun sürece gelecekte de devamlı bunu bana rızık kıl. Bu gün beni kurtuluşa ermiş, saadete kavuşmuş, duası icabet edilmiş, rahmetine kavuşmuş ve bağışlanmış olarak elçilerinden ve Beyt-ul Haram'ının hacılarından birinin bugün döndüğü şey olarak kabul et. Bugün beni senin en kerim misafirlerinden kıl ve bana onlardan birine verdiğin en üstün hayrı, bereketi, rahmeti, rıdvanı ve bağışlanmayı ver ve benim kendisine döndüğüm aileme, malıma, azına ve çoğuna bereket ver ve onlara da bende bereket ver."
Meş'ar'da Vakfe Yapmanın Müstehapları
Bu geceyi mümkün olduğu kadar ibadetle geçirmek, itaatle meşgul olmak ve şu duayı okumak müstehaptır:
"Allah'ım! Bu toplantıdır. Allah'ım! Bu toplantıda bana en hayırlı toplantıları topla. Alah'ım! Kalbimde toplamanı istediğim hayırlardan beni meyus etme. Bu menzilimde evliyalarına tanıttığın şeyleri tanıt bana ve beni tüm kötülüklerden koru."
Mina'da yapacağı taşlama için Meş'ar'dan çakıl taşı toplamak müstehaptır.
Sabah namazından sonra şu duayı okumak da müstehaptır:
"Allah'ım! Ey Meş'ar-ul Haram'ın Rabb'i! Beni cehennem ateşinden kurtar, bana helal rızkını artır, insan ve cinlerin kötülüğünü benden uzaklaştır. Allah'ım! Sen kendisinden istenilen ne hayırlı varlık, çağırılan en üstün zat ve en hayırlı talep edilensin. Her elçinin bir mükafatı var; benim bu konumumda mükafatımı sıkıntımı gidermek, mazeretimi kabul etmek ve hatalarımdan geçmek kıl. Sonra takvayı dünyadan aldığım azık kıl."
Cemreleri Taşlamanın Müstehapları:
1- Cemreleri taşlarken abdestli olmak.
2- Her taşı atarken tekbir getirmek.
3- "Son cemre"yi taşlarken arkası kıbleye doğru olmak, "ilk" ve "orta cemre"yi taşlarken kıbleye doğru olmak.
4- Taşları elinde alıp taşlamaya hazırlandığında şu duayı okumak:
"Allah'ım! Bunlar benim taşlarımdır. O halde bunları benim için koru ve amelimde bunları yücelt."
Kurban Kesmenin Müstehapları
1- Kurbanın çok şişman olması
2- Kurbanlık sığır veya deve olursa dişi olması ve eğer koyun olursa erkek olması.
3- Kurbanı insanın kendisinin kesmesi ve eğer kesemezse elini kurbanı kesenin elinin üzerine bırakması.
4- Kurbanı keserken şu duayı okuması:
"Ben yüzümü tamamen gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben O(na) ortak koşanlardan değilim. Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep alemlerin Rabb'i Allah içindir. O'nun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu ve ben Müslümanlardanım. Allah'ım! Senden ve senin için, Allah'ın adıyla ve Allah vasfedilmeyecek kadar yücedir. Allah'ım! Bunu benden kabul et."
Mina'daki Müstehaplar
Hacının, on birinci ve on ikinci günde Mina'da kalması ve hatta müstehap tavaf için bile olsa Mina'dan çıkmaması müstehaptır.
Yine, namazlardan sonra tekbir söylemek de müstehaptır; en güzel şu şekilde tekbir söylenir:
"Allah yücedir, Allah yücedir, Allah'tan başka ilah yoktur, Allah yücedir, Allah yücedir, hamd Allah'a mahsustur, Allah yücedir bizi hidayet ettiği şeyde; Allah yücedir bizi dört ayaklı hayvanlardan rızıklandırdığı şeyde; bizi ... dolayı Allah'a hamdolsun."
Mekke'deki Diğer Müstehap Ameller
Mekke'nin diğer adabı ve müstehap amelleri şunlardır:
1- Allah'ı çok zikretmek ve Kur'an okumak.
2- Kur'an'ı hatmetmek.
3- Zemzem suyundan içmek ve ondan sonra şu duayı okumak:
"Alah'ım! Bunu faydalı ilim, geniş rızık, bütün dertlere deva ve hastalıklara şifa kıl."
Ve yine "Allah'ın adıyla, Allah'ın yardımıyla ve Allah'a şükürler olsun" demek de müstehaptır.
4- Ka'be'ye bakmak ve bunu mümkün oldukça tekrarlamak.
5- Her gün on defa tavaf yapmak: Üç tavaf akşamın başında, üç tavaf gecenin sonunda, iki tavaf sabah olunca ve iki tavaf öğleden sonra.
6- Mekke'de kaldığı müddet içerisinde yılın günleri sayısında, yani üç yüz altmış beş defa tavaf yapmak, eğer yapamazsa elli iki defa ve eğer bunu da yapamazsa yapabildiği kadar tavaf yapmak müstehaptır.
Mescid-ul Haram ve Mescid'un Nebi'nin adaplarından olarak oralarda namaz kılmanın çok sevabı vardır. Bazı rivayetlerde, Mescid-ul Haram'da kılınan bir rekat namazın sevabının başka bir yerde kılınan yüz bin rekat namaza ve Mescid'un Nebi'de kılınan namazın ise diğer yerde kılınan on bin rekat namaza eşit olduğu geçer.[34] Aziz ziyaretçilerin bu fırsattan en iyi şekilde yararlanarak üzerlerinde kaza namazı varsa bu kutlu yerde onları yerine getirmeleri ve böylece hem şerî vazifelerini yerine getirmeleri ve hem de onun bu kadar büyük mükafatından yararlanmaları ne kadar uygun olur!
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BAZI ÖNEMLİ HUSUSLAR
1- Namaz vakitlerinde Mescid-i Haram'dan yahut Mescid-i Nebi'den çıkmak câiz değildir ve Şii hacıların onlarla birlikte cemaat namazı kılmaları farzdır.
2- Ehl-i Sünnet'in cemaat namazına katılmanın câiz oluşu Mescid-i Haram'a ve Mescid-i Nebi'ye has değildir; diğer camilerde de onların cemaat namazlarına katılarak kılınan farz namaz yeterlidir.
3- Şu anda Mescid-i Haram'a ve Mescid-i Nebi'ye döşenen taşların üzerine secde etmek sakıncasızdır.
4- Mescid-i Nebi'deki sergilerin ve halıların üzerine secde etmek sakıncasızdır ve mühür koymak câiz değildir; hatta mescidin taşla döşenmiş yerlerine gidip oralarda namaz kılmaları, yahut kendileriyle birlikte hasır götürüp onun üzerine secde etmeleri de gerekmez; fakat diğer Müslümanların da hasıra secde etmeleri yaygın ise hakaret edilmesine neden olmamasını gözeterek hasır seccade götürüp onun üzerine secde etmenin sakıncası yoktur. Ancak diğerleri tarafından saygısızlık yapılmasına ve parmakla gösterilmeye neden olan hareketlerden kaçınılması önemle vurgulanmaktadır.
Birkaç Mesele:
1- Yolcular, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebi'de dört rekat kılınması gereken namazları seferi veya tam kılmak arasında serbesttirler. Ve bu hüküm asıl Mescide has değildir; Mescidin sonradan genişletilen yerlerinde de durum böyledir.
2- Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve diğer cemilerdeki kuranları ilgili sorumlulardan izinsiz almak câiz değildir.
3- Safa ve Merve'den taş getirmek câiz değildir.
4- Umre amelleri boyunca kadınlar aybaşı görürlerse vazifeleri değişir. Bu konuda vazifelerinin ne olduğunu bilmek için hac amelleri kitaplarına müracaat etmeleri gerekir veya kafilelerdeki hocalardan sormalıdırlar.
Resulullah'ın (s.a.a) Ziyareti
Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur; tektir; ortağı yoktur. Ve şehadet ederim ki Muhammed onun kulu ve elçisidir. Şehadet ederim ki sen Allah'ın elçisisin ve sen Abdullah oğlu Muhammed'sin. Şehadet ederim ki sen Rabbinin risaletlerini ulaştırdın; ümmetine nasihatte bulundun, Allah yolunda cihad ettin; Allah'a ibadet ettin; tâ ki hikmet ve iyi bir nasihatle yakine ulaştın (ölüm gelip çattı). Ve üzerine bırakılan hakkı yerine getirdin. (Şehadet ederim ki) sen müminlere karşı yumuşak ve şefkatli, kafirlere karşı ise sert davrandın. Böylece Allah seni ikram edilmişlerin en üstün şeref makamına ulaştırdı. Senin vasıtanla bizleri şirk ve dalaletten kurtaran Allah'a hamdolsun. Allah'ım! Kendi salatını, mukarreb meleklerinin, gönderilen peygamberlerinin, salih kulların, göktekilerle yerdekilerin ve ey alemlerin Rabb'i, öncekilerden sonrakilere kadar seni tenzih edenlerin salatını kulun, elçin, peygamberin, emin kıldığın, seçtiğin, habibin, tertemiz ettiğin, kendine has kıldığın ve yaratıklarının arasından seçip çıkardığın Muhammed'in üzerine kıl. Allah'ım! Ona yüce bir makam ver. Ona cennetten bir vesile ver. Onu, öncekilerle sonrakilerin gıpta edecekleri seçkin bir makama yücelt. Allah'ım! Sen buyurmuşsun ki: "Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde şayet sana gelip Allah'tan bağışlama dileselerdi ve peygamber de onlar için bağışlama dileseydi, elbette Allah'ı tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardı." Şimdi ben de bağışlama dileyerek ve günahlarımdan tevbe ederek sana geldim ve günahlarımı bağışlaması için seni vasıta kılarak Rabb'im ve Rabb'in olan Allah'a yöneldim.[35]
Hz. Fatıma'nın (s.a) Ziyareti
"Ey kendisini yaratan Allah'ın yaratmadan önce imtihan ettiği ve imtihan ettiği şeye sabırlı bulduğu! Bizler senin dostun olduğumuzu, babanın -Allah ona ve Ehl-i Beyti'e rahmet etsin- ve onun vasisinin bize getirdiklerini tasdik edici ve sabrediciler olduğumuzu sanıyoruz. Biz seni tasdik ettiğimiz zaman senin velayetinle kendimize temizlendiğimizi müjdelemek için bizi o ikisinin -Resulullah ve vasisinin- tasdikine ulaştırmanı istiyoruz.
Selam olsun sana ey Resulullah'ın kızı. Selam olsun sana ey Allah'ın peygamberinin kızı. Selam olsun sana ey Allah'ın halilinin kızı. Selam olsun sana ey Allah'ın emininin kızı. Selam olsun sana ey Allah'ın kullarının en hayırlısının kızı.
Allah'ı, peygamberlerini ve melekleri şahit tutuyorum ki ben senin razı olduğun kimseden razıyım, senin öfkelendiğin kimseye öfkeliyim, senin uzak olduğunu ilan ettiğin kimseden uzak olduğumu ilan ediyorum, senin dost olduğun kimseye dostum, senin düşman olduğun kimseye düşmanım, senin gazap ettiğin kimseye gazaplıyım, senin sevdiğin kimseyi seviyorum. Şahit, hesap görücü, ceza ve mükafat verici olarak Allah yeter."
Sonra Resulullah'a ve onun tertemiz Ehl-i Beyti'ne rahmet gönder.[36]
Bâkiy İmamlarının Ziyareti
"Selam olsun siz hidayet imamlarına, selam olsun siz takva ehline, selam olsun dünya ehline hüccet olan sizlere, selam olsun halk içerisinde adaleti uygulayan sizlere, selam olsun siz seçkinlere, selam olsun siz Resulullah'ın Ehl-i Beyti'ne, selam olsun siz necva ehline (Allah'ın kendileriyle özel konuştuğu kimselere). Şehadet ederim ki siz Allah için tebliğ ettiniz, nasihat ettiniz ve Allah yolunda sabrettiniz, yalanlandınız, size karşı kötü davranıldı, ama siz affettiniz. Şehadet ederim ki siz rüşde ermiş ve hidayet olmuş imamlarsınız. Size itaat farzdır, sözünüz doğrudur, siz davet ettiniz de icabet edilmediniz, emrettiniz de itaat edilmediniz; doğrusu siz dinin direkleri ve yeryüzünün rükünlerisiniz. Sürekli Allah'ın gözündesiniz, O sizi bütün temiz insanların sülbünden geçirdi ve temiz kadınların rahimlerinden intikal ettirdi, cahillerin cehaleti sizi kirletemedi, heveslerin fitneleri sizde ortak olamadı, kendiniz pâk idiniz ve kaynağınız da pâk idi, dini yaratan sizin vasıtanızla bizim üzerimize minnet bıraktı, böylece sizi(n zikrinizi) kendisinin yükseltilmesine ve içlerinde adının alılmasına izin verdiği evlerde kıldı, size salatımızı bizim için rahmet ve günahlarımız için keffaret kıldı; çünkü Allah sizi bizim için seçti, sizin velayetinizle bize minnet bırakarak yaratılışımızı tertemiz kıldı ve adımız O'nun yanında sizi tanıyan olarak geçmiş, sizleri tasdikimizle O'nun yanında itiraf edenler olarak yer almıştır. Bu, aşırı giden, hata eden, çaresiz kalan, cinayetlerini ikrar ederek size gelen, size gelişiyle kurtulmayı ve sizin hürmetinize helak olanları helaketten kurtaran Allah'ın kendisini kurtarmasını ümit eden bir kimsenin halidir; o halde benim için şefaatçiler olun. Dünya ehli sizden yüzlerini çevirirken, Allah'ın ayetleriyle alay ederken, o ayetlere sırtlarını çevirirken ben size taraf yöneldim; ey hiçbir zaman yanılmayan kâim ve sabit, ey boş şeylerden uzak ebedi ve her şeyi kuşatan zat! Kulların engelleyip tanımadıkları, hakkını hafife aldıkları ve başkalarına yöneldikleri halde beni muvaffak etmenden, beni üzerine ikame ettiğin şeyi bana tanıtmandan dolayı sana hamdolsun; benim üzerimde ve bana verdiğin şeyi kendilerine de verdiğin kavim üzerinde minnet sahibisin sen. O halde sana hamd olsun; çünkü ben senin yanında bu makamımla anılıp yazıldım. O halde ümit ettiğim şeyden beni mahrum etme. Çağırdığım şeyde beni ümitsiz etme; Muhammed ve pâk Ehl-i Beyti'nin hürmeti hakkı için; Allah Muhammed ve Ehl-i Beyti'ne rahmet etsin."[37]
Sonra kendin için dua et ve sonra Ehl-i Beyt İmamlarından (a.s) her biri için iki rekat ziyaret namazı kıl (Bâki'deki Ehl-i Beyt İmamlarının (a.s) kutsiyetini korumak için ziyaret namazını Mescid-i Nebi'de kılmalı ve Bâki mezarlığında namaz kılmaktan sakınmalıdırlar.)
Cami-i Sağir Ziyareti
Selam olsun Allah'ın velileri ve seçkin kullarına, selam olsun Allah'ın eminleri ve sevgililerine, selam olsun Allah'ın ensarı ve halifelerine, selam olsun Allah'ın marifetinin yerlerine, selam olsun Allah'ın zikrinin menzillerine, selam olsun Allah'ın emir ve nehyini açığa vuranlara, selam olsun Allah'a davet edenlere, selam olsun Allah'ın rızasında istikrar bulanlara, selam olsun Allah'ın itaatinde ihlaslı olanlara, selam olsun Allah'a yönlendiren kılavuzlara, selam olsun o zatlara ki, onları sevenler Allah'ı sevmiş ve onlara düşmanlık edenler Allah'a düşmanlık etmiş, onları tanıyanlar Allah'ı tanışış, onları tanımayanlara Allah'ı tanımamış, onlara sarılanlar Allah'a sarılmış, onlardan ayrılanlar Allah'tan ayrılmış olurlar. Allah'ı şahit tutuyorum ki ben sizinle barış olanlarla barış içindeyim ve sizine savaşmakta olanlarla savaş halindeyim; sizin gizlinize (hz. Mehdi'ye -a.f-) ve açığınıza inanmaktayım; bütün bunları size bırakıyorum. Allah Muhammed'in (s.a.a) insan ve cinlerden olan düşmanlarına lanet etsin; ben onlardan Allah'a doğru uzaklaşıyorum; Allah'ın rahmeti Muhammed ve Ehl-i Beytinin üzerine olsun."
Bâki Mezarlığıyla İlgili Bir Açıklama
1- İmam Hasan (a.s) kardeşi imam Hüseyn'e (as) yapmış olduğu vasiyet gereğince ceddi Resulullah (s.a.a)'ın yanı başında defnedilmesine müsaade edilmediği taktirde Bakiy'de babaannesi Fatıma bint-i Esed'in mezarının yakınında toprağa verilmesini istemişti. Bu yüzden imam Hasan (as)'ın mezarı Hz. Ali (a.s)'nin annesi Fatıma bint-i Esed'in mezarının yanı başındadır.
2- Hz. Fatıma-i Zehra'nın (s.a) mezarının Bakiy'de bulunması bir ihtimaldir.
3- Osman'ın mezarının bulunduğu yer daha önceleri Yahudi'lerin mezarlığı idi. Bu bölge Beni Umeyye zamanında Bakiy'e eklenmiştir.
4- imam Cafer Sadık'ın (as) oğlu lslail daha önce Bakıy'in dışında Ebuzer caddesi çevresindeki bir alanda toprağa verilmişti; burası caddeye düştüğü için mübarek naşı Bakiy'e Uhud şehitlerinin gömüldüğü yerin yakınlarında bulunan kuyunun arka kesimine aktarılmıştır.
5- Bakiy'de toprağa verilen Uhud şehitleri, Uhud savaşında yaralanıp daha sonra Medine'de şehadet mertebesine erenlerdir. Böylece bu şehitler Uhud dağının yanında (diğer Uhud şehitlerinin yanında) toprağa verilmemişlerdir.
6- Ashabın büyüklerinden olan ve üstün bir makama sahip bulunan Abdullah b. Mes'ud'un mezarı, kendi vasiyeti üzerine Osman b. Mez'un'un mezarının yakınındadır.
7- Sa'd b. Meaz'ın mezarı Bakıy'in sonlarındadır. Hadislerde nakledildiğine göre Peygamber (s.aa) Sa'd'ın cenazesine namaz kıldığında 90 bin melek de Peygamber'le (s.a.a) birlikte ona namaz kılmıştır. Ayrıcı Sa'd Hz. Ali (as)'a olan sevgisi yüzünden Peygamber-i Ekrem'in (s.a.a) "Müjdeler olsun sana ey Sa'd; Allah senin ömrünü şehadetle sona erdirir ve kafirlerden bir grubunu senin vasıtanla helak eder..." buyurarak övdüğü kimsedir.
8- Kendi zamanının fakihlerinden ve Ehl-i Beyt'in (a.s) sadık dostlarından olan değerli sahabi Eb-i Said el Hudri'nin mezarı da Bakiy mezarlığındadır.
Bu mezarlıkta yaklaşık 9 bin kişinin gömüldüğü rivayet olunmuştur.
9- Akil, Hz. Ali'nin (a.s) kardeşidir. Halime-i Sa'diye ise Hz. Resulullan'ın (s.a.a) süt annesidir.
11- İmamların ve sahabenin mezarını daha açık göstermek için, bu şema da Bakiy'nin yüzölçümüne oranla daha büyük gösterilmiştir, inşallah gelecekte daha dakik ölçülerle Bakiy'nın haritası hazırlanacaktır.
AÇIKLAMA
1- Vüfud (Hey'etler) Sütunu: Muhtelif kabilelerden gelen heyetlerin, yanında oturup Resulullah'a (s.a. a) görüştükleri sütundur.
2- Hares (Koruyucular) Sütunu: Hz. Ali (a.s) ve ashaptan bazısının, yanında bekleyerek Resulullah'ı (s.a.a) korudukları sütundur.
3- Serir (Yaslanma) Sütunu: Resulullah'ın (s.a.a) yaslanarak soruları cevaplandırdığı sütundur.
4- Tevbe Sütunu: Düşmana Müslümanların askeri sırlarını verdikten sonra pişman olup ve tevbe eden, Ebu Lübabe adındaki Müslüman, kendisini bu sütuna bağlamış ve "Resulullah (s.a.a) beni bağışlamayıncaya kadar buraya bağlı kalacağım." dedikten sonra Resulullah (s.a.a) da onun tevbesini kabul edip bağışlamıştır.
5- Muhallaka (Süslenme) Sütunu: Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna varmak isteyen kimselerin bu sütunun yanında kendilerine çekidüzen verip güzel koku sürdükleri söyleniyor.
6- Teheccüd (Gece İbadeti) Sütunu: Resulullah'ın (s.a.a) geceleri yanında ibadet ve namazla meşgul olduğu sütundur.
Ravza-i Mutahhara: Resulullah'ın (s.a.a) evi ve minberinin arası; Resul-i Ekrem (s.a.a) bu mekanı bir cennet bahçesi olarak nitelemiştir. Orada kılınan namazlar oldukça faziletli ve edilen dualar kabuldür. Şu anda bu alan, aşağı tarafı beyaz harem taşlarıyla örülen sütunlarla belirlenmiştir.
Resullah'ın (s.a.a) diktiği ve o hazretin kendi zamanında üzerine tavan yapılan sütunlar alanını gösteren işaret; şu anda bu alan kırmızı renkli ve sarı çizgili sütunlarla belirlenmiştir.
Mescid-i Nebi'nin Resulullah'm (s.a.a) kendi zamanındaki alanı; şu anda bu alan, üzerine "Hadd-u Mescid-in Nebi" diye yazılan sütunlarla belirlenmiştir.
--------------------------------------------------------------------------------
* Temettü lügatte lezzet alma anlamındadır; burada ise bir hac ve umre çeşidinin ismidir. Bu hac ve umre çeşidine "temettü" denilmesinin nedeni, umre ihramından çıktığı andan hac için ihram bağlayıncaya kadar kadının kendi kocasından ve erkeğin de kendi karısından alacağı lezzetlerin helal olmasıdır. Bu hac ve umre çeşidi, Mekke'ye 16 ferseng uzaklıktan hac yapmak için gelenlerin vazifesidir.
** Taksir, kısaltma anlamındadır; fıkıhta hac ve umre amellerinden biri olarak saç veya tırnağın bir bölümünü kısaltmak anlamındadır.
* Makam-ı İbrahim, Hz. İbrahim'in Ka'be'yi yaparken ayağının altına bıraktığı ve o zaman üzerine ayaklarının izi çıktığı taştır. Bu taş şimdi Mescid-i Haram'da Ka'be'nin yanında billur bir mahfazda korunmaktadır.
* Mekke şehri ve onun etrafından belli bir bölümü "harem"dir; harem bölgesinin kendine has hükümleri vardır.
[1] - Hacer-ul Esved, Ka'be duvarının doğu köşesine mescidin sathından 1.5 metre yükseklikte yerleştirilen beyzi şekilde siyah bir taştır.
[2] - Günümüzde Hacer-ul Esved'in karşısından Mescid-ul Haram'ın avlusunun sonuna kadar siyah bir çizgi çizilmiştir; hacılar o çizgiye ulaşınca tavaf için niyet edip yine orada bitirebilirler. (Bkz. 1. resim)
[3] - Hicr-i İsmail: Ka'be'yle yarım daire şeklinde, Ka'be'nin güneyi açısından batı açısında kadar uzanan ve yaklaşık 10 metre genişliğindeki alanın ismidir. Ka'be'nin damının üzerine yağmur yağdığında bu alandaki Rahmet Oluğundan dökülür; Hz. İsmail (a.s), annesi Hacer ve bir çok peygamberler burada defnedilmişlerdir.
[4] - Şavtın lügat anlamı, hedefe kadar nihai koşmak anlamındadır. Burada ise Ka'be'nin etrafını bir defa dönmek ve Sefa'yla Merve veya Merve'den Sefa arasını bir defa katetmek anlamındadır.
[5] - Arafat, Mekke'nin güney doğusunda yer alan geniş bir çöldür; hacılar Zilhicce ayının dokuzuncu gününün öğlesinden akşam ezanına kadar orada kalmalıdırlar. "Arafat", "arefe"nin çoğulu olup "irfan" ve "marifet" kökündendir.
[6] - Meş'ar-ul Haram: "Arafat"la "Mina" arasındaki uzun bir vadidir; ona "Müzdelife" de denmektedir. Hacıların Kurban Bayramı gecesini orada geçirmeleri gerekiyor.
[7] - Minâ: Mekke'yle Meşar-ul Haram arasında, iki sıra dağ arasında yer alan bölgedir.
[8] - Kadınlar, taşlamayı gündüz yapma imkanına sahip olsalar bile, Kurban Bayramı gününün taşlamasını akşamleyin yapabilirler. Fakat 11. ve 12. günlerde gündüz taşlama yapamazlarsa, taşlamayı geceleyin yapabilirler.
[9] - Ayetullah Hameneî: Kurbanın yaşlı olmaması şart değildir.
[10] - Ayetullah Hameneî: Müstehap ihtiyat gereği.
[14] - Hacdan ayrı olan umre-i müfrede de nisâ tavafı vardır.
[11] - Ayetullah Hameneî: Akşamın başından gece yarısına kadar veya gece yarısından önceden şafak atıncaya kadar orada kalmalıdırlar.
[12] - Kadınlar da, onuncu gecede bayram gününün amellerinden olan son cemreyi taşlamayı tapabilirler; fakat on birinci ve on ikinci günlerin taşlamalarını mazeretleri olmazsa geceleyin yapamazlar.
[13] - Ayetullah Hameneî: Diş çekmek veya çektirmek kan çıkmasına neden olmazsa haram değildir.
[14] - Avlanmanın keffareti farklıdır; bu konuda ayrıntılı bilgi edinmek için geniş fıkıh kitaplarına müracaat edilmelidir.
[15] - Ayetullah Hameneî: Ziynet kastı olmaksızın aynaya bakmak sakıncasızdır.
[15]- Ayatullah Hamenei: Farz ihtiyat gereği ıtır söylenen gözle kukulu bir şeyi koklamamak gerekir.
[16] - Ayetullah Hameneî: Farz ihtiyat gereğidir.
[17] - Ayetullah Hameneî: Aynaya bakmak süslenmek için olmazsa -şoförün arkasını görmesi için aynaya bakması gibi- sakıncasızdır.
[18] - Ayetullah Hameneî: Süs olursa, süslenmek amacıyla yapmasa bile, farz ihtiyat gereği bu işten sakınılmalıdır.
[19] - Her durumda keffareti gerektirir.
[20] - Kan gelmezse diş çektirmek haram değildir ve keffareti de gerektirmez. Zaruret durumunda diş çektirmek kan gelmesine neden olursa, müstehap ihtiyat gereği bir koyun keffaret verilmelidir.
[21] - İzhır: Kör bitki; ince dalları, küçük kızıl veya sarı renkli ve sert kokulu bir çöl bitkisidir. Beyaz çiçekleri vardır. Bu bitkinin yaprak ve kökünün öğütülmüşüne Arapça'da "gasul" denir ve sabun yapımında kullanılır.
[22] - Ayetullah Hameneî: Farz ihtiyat gereği bir koyun keffaret verilmelidir.
[23] - Ayetullah Hameneî: Ancak yağmurlu ve soğuk gecelerde farz ihtiyat gereği üstü kapalı arabaya binmemelidir; fakat eğer bu ihtiyata uymak insanın sıkıntıya düşmesine neden olursa başka.
[24] - Bu namazlar, ihramdan öncesinin namazları niyetiyle iki rekat halinde kılınır.
[25] - Rivayetlerde şöyle geçer: Ka'be ve etrafındaki putlar kırıldıktan sonra büyük "Hubel" putunu oraya defnettiler; dolayısıyla putperestlik ve şirkin timsali olan o putu ayaklar altına almak için o kapıdan girmek müsehaptır. Gerçi Mescid-i Haramın genişletilmesi nedeniyle o kapı da şimdi yoktur; fakat onun "Bab-us Selam"ın karşısında olduğu söylenmektedir.
[26] - Tavaf namazının doğru bir kıraatle kılınması gerektiği için, bu sureyi doğru bir şekilde kıraat edemeyenlerin ikinci rekatta da İhsal suresini okumaları tavsiye edilir.
[27] - Şimdi orta minare ve Attarlar pazarı yoktur; fakat bu mesafe yeşil ışıkla belirtilmiştir.
[28] - "Günahlarımı bağışla" cümlesi yerine Allah Teala'dan diğer hacetler de istenebilir.
[29] - Furu-u Kâfi, c.4, s.526 ve 556.
[30] - Tehzib-ul Ahkam, s.606; Kamil-uz Ziyarat, s.16. (Mefatih-ul Cinan, s.629; Sevab-ul Hac, s.164).
[31] - Mezar-ul Kebir, s.19; Mefatih-ul Cinan, s.632.
[32] - Mefatih-ul Cinan, Tehzib-ul Ahkam, c.6, s.80, Kamil-uz Ziyarat, s.55.