Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HACC

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #46
    Ynt: HACC

    ERKEKLERE AİT HARAMLAR


    1- Dikili Elbise Giymek


    Dikilileri elbise giymenin haram olduğu yerler:

    1- Dikili gömlek haramdır.
    2- Dikili iç çamaşırları haramdır.
    3- Dikili cübbe ve benzeri haramdır.

    * Dikili kemer farz ihtiyat gereği takılmamalıdır.
    * Hemyan (para cebi olan bir nevi kemer) dikili olsa bile câizdir.
    * İhramlı kişinin dikili elbiseye ihtiyacı olursa onu giymesi câizdir, ama bir koyun keffaret vermeyi gerekir.[27]

    2- Ayakların Üzerini Tamamen Örten Bir Şeyi Giymek


    1- İhramlı erkek ayaklarının üzerini tamamen kapatan ayakkabı, çorap vb. bir şey giymemelidir.
    2- Ayağın üzerini tamamen kapatmayan, geniş bağları olan ayakkabı veya terlikleri giymek sakıncasızdır.
    3- İhram elbisesi veya başka bir şey ayağın üzerine düşer de ayağın üzerini örterse sakıncasızdır.

    3- Başı Örtmek


    1- Takke veya benzeri bir giysiyle başı örtmek haramdır.
    2- Başı kurulamak için havluyla örtmek haramdır.
    3- Başı suya daldırmak haramdır.
    4- Başa bir yükü koyup taşımak, farz ihtiyat gereği câiz değildir.

    * İhramlı Erkeğe Câiz Olan Şeyler:

    1- Baş ağrısı için başa bağlanan mendil.
    2- Banyoda duş almak.
    3- Yatarken başı yastığa koymak.
    4- Elleri başa bırakmak.

    Başın bir bölüm de başın tamamı hükmündedir; dolayısıyla başın bir bölümü de örtülmemelidir. Kulaklar da baştan sayıldığı için örtülmemelidir.

    4- Gölge Altına Girmek


    Gölge altına girmek:

    1- İki menzil arasında, yol giderken haramdır.
    2- Resturant gibi konaklama yerlerinde câizdir.
    3- Menzilde, yani Mekke şehri gibi menzil edindiği yerde câizdir.

    İhramda bulunan hacı, bir müddet kalacağı bir yere yetiştikten sonra, hatta Mekke'nin Mescid-ul Haram'dan uzak olan yeni yapılan mahallelerinde olsa bile, Mescid-ül Harama gitmek için arabaya binebilir ve herhangi bir gölgelik altına girebilir.

    İhramlı erkeğe iki menzil arasında hareket halinde haram olan gölge altına girmeden bazı örnekler:

    1- Şemsiye ve gölgeliklerin altına girmek.
    2- Üstü kapalı arabaya binmek.
    3- Üstü kapalı gemiye binmek.
    4- Uçağa binmek.

    * Gölge Altına Girilmesi Câiz Olan Yerler:

    1- Yol arasındaki konaklama yerlerinde.
    2- Duvar gölgesi gibi, başın üzerinde olmayan gölgelerden yararlanmak.
    3- Üstü açık araba, köprü altından geçerken, veya petrol istasyonunda beklerken.

    İki Mesele:

    1- İhramlı erkeklerin geceleyin üstü kapalı arabaya binmeleri câizdir.[28]
    2- Umre-i müfrede için Mekke'nin içinden Ten'im mescidine gidip oradan ihram bağlayanlar Mescid-ul Harama dönerken gölge altına girebilirler; çünkü günümüzde Ten'im mescidi Mekke şehrinin içinde yer almıştır.
    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

    Yorum


      #47
      Ynt: HACC

      KADINLARA AİT HARAMLAR

      1- Süs Takmak:

      1- İster süslenme kastıyla olsun, ister başka bir amaçla olsun, ihramlı kadının süs eşyalarını takması haramdır.
      2- İhramdan önce takmayı adet ettiği süs eşyalarını, ihram halinde de takması sakıncasızdır; ancak onları erkeğe -hatta kocasına bile- göstermesi haramdır.

      2- Yüzü Örtmek:


      İhramlı kadının, yüzünün tümünü veya bir kısmını peçete veya benzeri bir şeyle örtmesi haramdır.

      Kadınlara yüzü örtmenin câiz olduğu yerler:


      1- Yatarken yüzü yastığa koymak,
      2- Eller ile suratı kapatmak,
      3- Namehreme yüzünü göstermemek için kullandığı çarşafı burunun üzerine kadar aşağı sarkmak.
      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

      Yorum


        #48
        Ynt: HACC

        Dördüncü Bölüm:

        UMRE VE HACCIN ADAP VE MÜSTEHAPLARI


        1- İhramdan önceki müsehaplar.
        2- İhram halindeki müstehaplar.
        3- Telbiyenin müstehapları.
        4- Telbiyeyi kesmek.
        5- İhramın mekruhları
        6- Mescid-ul Harama girmenin adabı
        7- Tavafın müstehapları.
        8- Tavaf namazının müstehapları.
        9- Sa'yden önceki müstehaplar.
        10- Sa'yin müstehapları.
        11- Mekke-i Muazzama'nın diğer müstehapları.
        "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

        Yorum


          #49
          Ynt: HACC

          [quote author=f_altan link=topic=5543.msg62713#msg62713 date=1259286464]
          Haccın Hikmetleri


          Değerli Muhaddis Cezairi’nin torunlarından olan Âlim Seyyid Abdullah, Şerh-i Nuhbe adlı eserinde şöyle yazıyor:

          Benim güvendiğim çeşitli kaynaklarda, -bazı büyüklerin yazdığına göre- mursel bir hadiste şöyle nakledilmiştir:

          Şibli haccettikten sonra Hz. İmam Zeynülabidin (a.s) ile görüştü ve İmamla onun arasında şöyle bir konuşma geçti:



          .

          -Ey Şibli! Haccettin mi?
          -Evet, ey Resulullah’ın torunu!
          -Mikat’a varıp orada dikili elbiselerini çıkarıp guslettin mi?
          -Evet.
          -Mikat’a vardığın zaman günah elbisesini çıkarıp itaat elbisesini giyindiğini niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Dikili elbiselerini çıkarırken riya, nifak ve şüphelere dalmaktan uzaklaştığını niyet ettin mi?
          -Hayır,
          -Guslederken hatalardan ve günahlardan yıkandığını niyet ettin mi?
          -Hayır,
          -O zaman sen ne Mikata varmışsın, ne dikili elbiselerini çıkarmışsın ne de gusletmişsin.
          -Kendini temizleyip ihrama girdin mi? Hac için niyet ettin mi?
          -Evet.
          -Kendini temizleyip ihrama girerken ve haccı niyet ederken Allah için halis tevbe ilacıyla kendini temizlediğini niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -İhrama girerken Aziz ve Celil Allah’ın haram kıldığı her şeyi kendine haram kıldığını niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Haccı niyetini bağlarken Allah’tan başka tüm bağları açtığını niyet ettin mi?
          -Hayır.
          - O zaman ne kendini temizlemiş, ne ihrama girmiş ve ne de hacc niyet etmişsin.
          -Mikat’a girip iki rek’at ihram namazını kıldın mı? Lebbeyk dedin mi?
          -Evet.
          -Mikat’a girince ziyaret niyetinde olduğunu düşündün mü?
          -Hayır.
          -İki rek’ât namaz kılarken Allah’a amellerin en iyisi olan namaz ve kulların güzel işlerinin en yücesi ile Allah’a yakınlaştığını niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Lebbeyk diyerken her itaatte Allah için konuştuğunu ve her günahtan sustuğunu niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -O zaman ne mikata girmişsin, ne namaz kılmışsın ne de lebbeyk demişsin.
          -Hareme girdin mi? Kâ’beyi gördün mü? Namaz kıldın mı?
          -Evet.
          -Harem’e girdiğinde İslam dinine mensup olan bütün Müslümanların giybetini etmeyi (arkasından çekiştirmeyi) kendine haram kıldığını niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Mekke’ye vardığında kalbinle Allah’ın huzuruna varmayı niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -O zaman ne Hareme girmişsin. Ne Kâ’beyi görmüşsün ne de namaz kılmışsın.
          -Beyt’i tavaf ettin mi? Rükünlere el sürdün mü? Sa’y ettin mi?
          -Evet.
          -Sa’y ederken Allah’a doğru kaçtığını ve bunu gaybleri bilen Allah’ın da bildiğini niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Öyleyse ne tavaf etmişsin, ne rükünlere el sürmüşsün, ne de sa’y yapmışsın.
          -Haceru’l-esved’e el sürdün mü? İbarahim’in makamında durdun mu? İki rek’at namaz kıldın mı?
          -Evet.
          Bunun üzerine İmam öyle bir feryat etti ki neredeyse ruhu dünyadan ayrılacaktı. Sonra Ah, Ah dedi. Sonra şöyle devam etti:
          -Kim Haceru’l-esvede el vererek görüşürse gerçekte Allah ile görüşmüştür. O halde ey zavallı! Bu saygın işin mükâfatını zayi etme ve el vermeyi günahkârlar gibi karşı çıkarak ve haram bir şeyi alarak bozma!
          Sonra İmam şöyle dedi:
          -İbrahim’in Makamında dururken her itaat için karar aldığını ve her günahtan uzak durduğunu niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Orada namaz kılarken İbrahim (a.s)’ın namazıyla namaz kıldığını ve namazınla Şeytanın burnunu yere sürdüğünü niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -O zaman, ne Haceru’l-Esved’e el vermişsin ne Makam’da durmuşsun ne de orada iki rekât namaz kılmışsın.
          -Sonra şöyle dedi: Zemzem kuyusunun başına gelip suyundan içtin mi?
          -Evet.
          -Orada itaate yaklaştığını ve günaha gözünü yumduğunu niyet ettin mi?
          - Hayır.
          - Öyleyse ne o suyun başına gelmiş ne de onun suyundan içmişsin.
          -Safa ile Merve arasında Sa’y ettin mi? Orada gidip geldin mi?
          -Evet.
          -Orada ümit ve korku arasında olduğunu niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Demek sen ne Safa ile Merve arasında Sa’y etmişsin, ne o arada yürümüş ne de hareket etmişsin.
          - Mina’ya çıktın mı?
          - Evet.
          -Dilin, kalbin ve elinle insanlara bir zarar vermeyeceğini, onlara güven vereceğini niyet ettin mi?
          - Hayır.
          -O zaman sen Mina’ya çıkmamışsın.
          -Arafat’taki duruşu yaptın mı? Rahmet dağına çıktın mı? Nemire vadisini bildin mi? Cemere’lerin yanında Allah’a yalvardın mı?
          - Evet.
          -Arafat’taki duruşunla Allah’ın tüm bilgi ve ilimlere vakıf olduğunu, amel defterinin Allah’ın elinde bulunduğunu, O’nun senin gizlediğini ve kalbinde olanı bildiğini bildin mi?
          - Hayır.
          -Rahmet dağına yönelmenle Allah’ın her mümin erkek ve kadına rahmettiğini ve her Müslüman erkek ve kadının koruyucu ve dostu olduğunu niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Nemire vadisinde, kendin emre itaat etmedikçe emir etmeyeceğini ve sakınmadıkça sakındırmayacağını niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Alem ve Nemirelerin yanında dururken onların senin itaatine şahit olduklarını ve göklerin Rabbinin emriyle bekçi meleklerle birlikte sana bekçi olduklarını niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Öyleyse ne Arefe’de vakfe etmişsin ne Rahmet dağına yönelmişsin, ne nemire vadisini bilmişsin, ne dua etmişsin ne de Nemireler’in yanında durmuşsun.
          -İki Alemin (alametin) arasından geçtin mi? Geçmeden önce iki rek’at namaz kıldın mı? Müzdelife’ye doğru yürüdün mü? Orada taş topladın mı? Meşaru’l-Haram’dan geçtin mi?
          -Evet.
          -İki rek’ât namaz kılarken bunun, onuncu geceye ait şükür namazı olduğunu, her zorluğu giderdiğini ve her kolaylığı daha da kolaylaştırdığını niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -İki alemin (nişanın) arasından yaya geçip sağa sola sapmadığında, kalbinle olsun, dilinle olsun, azalarınla olsun hak dinden sağa sola sapmayacağını niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Müzdelife’ye gidip oradan taş toplarken kendinden her türlü günah ve cehaleti kaldırdığını, her ilim ve ameli sabitleştirdiğini niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Meşaru’l-Haram’a uğradığında kalbine takva ehlinin, Aziz ve Celil olan Allah’tan korkmanın nişanını vurduğunu niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Öyleyse ne iki aleme (nişana) uğramışsın, ne orada iki rek’at namaz kılmışsın, ne Müzdelife’ye gitmişsin, ne oradan taş toplamışsın ne de Meş’aru’l-Haram’a uğramışsın.
          -Mina’ya varıp orada Cemere’yi taşladın mı? Başını tıraş ettin ve kurbanını kestin mi? Hiyf camiinde namaz kıldın mı? Mekke’ye dönüp ifaze tavafını yerine getirdin mi?
          -Evet.
          -Mina’ya varıp şeytanları taşladığında maksadına vardığını ve Allah’ın senin bütün ihtiyaçlarını verdiğin niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Şeytanları taşlarken düşmanın olan İblis’i taşladığın ve güzel haccını tamamlamakla onu öfkelendirdiğini niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Başını tıraş ettiğinde pisliklerden, ve insan oğlunun kusurlarından temizlendiğini ve anadan doğduğun gün gibi günahlarından çıktığını niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Hiyf camiinde namaz kıldığında Aziz ve Celil olan Allah’tan ve günahından başka bir şeyden korkmadığını, Allah-u Teala’nın rahmetinden başka bir şeyi ummadığını niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -Kurbanını kestiğinde takva hakikatine sarılarak artık ihtirası boğazladığını, kalbinin çiçeği, yüreğinin meyvesi olan oğlunu kesen İbrahim (a.s)’ın sünnetine uyduğunu niyet ettin mi? O bunu kendinden sonra için bir sünnet ve Allah Teala’ya yakınlaşma vesilesi yapmıştı.
          -Hayır.
          -Mekke’ye dönüp İfaze tavafını yaparken Allah-u Teala’nın rahmetinden inip onun itaatine döndüğünü, Onun muhabbetine sarıldığını, farzlarını yerine getirdiğini ve Allah’a yakın olduğunu niyet ettin mi?
          -Hayır.
          -O zaman ne Mina’ya varmışsın, ne cemereleri taşlamışsın, ne başını tıraş etmişsin ne kurbanını eda etmişsin, ne Hiyf mescidinde namaz kılmışsın, ne ifaze tavafını yerine getirmişsin ne de Allah’a yakınlaşmışsın. Geri dön Çünkü sen haccını yerine getirmemişsin!
          Şibli haccında yaptığı kusurlarına ağlamaya başladı. Bunun üzerine sürekli öğrenmeye koyuldu sonraki yıl marifet ve yakin ile haccını yerine getirdi.



          Mekke’de Kur’an Hatmetmenin Fazileti


          İmam Zeynelabidin (a.s): “Mekke’de bir defa sübhanellah demek, Allah yolunda harcanan Irak ve Şam’ın gelirinden daha hayırlıdır.”

          Yine şöyle buyurdu: “Kim Mekke’de Kur’an’ı hatmederse, ölmeden önce mutlaka Peygamber’i görür ve cennetteki yerini müşahede eder.”


          [/quote]

          üstad bu ne müthiş bir hadistir...

          Allah sizden razı olsun sanki çarpıldım... sanki hac sınavı. hacca gitmiş birinin alınacağı sınav. eğer bunlara doğru cevap verirse haccı olmuştur yoksa gelecek seneye yeniden çalışıp hacca gitmelidir.. bakalım bizim hacı vardı onu bir sınav edelim...

          tabi ki tüm sorular bunlardan ibaret değildir...

          Rabbim ilminizin feyzinden bizi eksik etmesin...

          Yorum


            #50
            Ynt: HACC

            [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=5543.msg63121#msg63121 date=1259620971]
            [quote author=f_altan link=topic=5543.msg62713#msg62713 date=1259286464]
            Haccın Hikmetleri


            Değerli Muhaddis Cezairi’nin torunlarından olan Âlim Seyyid Abdullah, Şerh-i Nuhbe adlı eserinde şöyle yazıyor:

            Benim güvendiğim çeşitli kaynaklarda, -bazı büyüklerin yazdığına göre- mursel bir hadiste şöyle nakledilmiştir:

            Şibli haccettikten sonra Hz. İmam Zeynülabidin (a.s) ile görüştü ve İmamla onun arasında şöyle bir konuşma geçti:



            .

            -Ey Şibli! Haccettin mi?
            -Evet, ey Resulullah’ın torunu!
            -Mikat’a varıp orada dikili elbiselerini çıkarıp guslettin mi?
            -Evet.
            -Mikat’a vardığın zaman günah elbisesini çıkarıp itaat elbisesini giyindiğini niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Dikili elbiselerini çıkarırken riya, nifak ve şüphelere dalmaktan uzaklaştığını niyet ettin mi?
            -Hayır,
            -Guslederken hatalardan ve günahlardan yıkandığını niyet ettin mi?
            -Hayır,
            -O zaman sen ne Mikata varmışsın, ne dikili elbiselerini çıkarmışsın ne de gusletmişsin.
            -Kendini temizleyip ihrama girdin mi? Hac için niyet ettin mi?
            -Evet.
            -Kendini temizleyip ihrama girerken ve haccı niyet ederken Allah için halis tevbe ilacıyla kendini temizlediğini niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -İhrama girerken Aziz ve Celil Allah’ın haram kıldığı her şeyi kendine haram kıldığını niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Haccı niyetini bağlarken Allah’tan başka tüm bağları açtığını niyet ettin mi?
            -Hayır.
            - O zaman ne kendini temizlemiş, ne ihrama girmiş ve ne de hacc niyet etmişsin.
            -Mikat’a girip iki rek’at ihram namazını kıldın mı? Lebbeyk dedin mi?
            -Evet.
            -Mikat’a girince ziyaret niyetinde olduğunu düşündün mü?
            -Hayır.
            -İki rek’ât namaz kılarken Allah’a amellerin en iyisi olan namaz ve kulların güzel işlerinin en yücesi ile Allah’a yakınlaştığını niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Lebbeyk diyerken her itaatte Allah için konuştuğunu ve her günahtan sustuğunu niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -O zaman ne mikata girmişsin, ne namaz kılmışsın ne de lebbeyk demişsin.
            -Hareme girdin mi? Kâ’beyi gördün mü? Namaz kıldın mı?
            -Evet.
            -Harem’e girdiğinde İslam dinine mensup olan bütün Müslümanların giybetini etmeyi (arkasından çekiştirmeyi) kendine haram kıldığını niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Mekke’ye vardığında kalbinle Allah’ın huzuruna varmayı niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -O zaman ne Hareme girmişsin. Ne Kâ’beyi görmüşsün ne de namaz kılmışsın.
            -Beyt’i tavaf ettin mi? Rükünlere el sürdün mü? Sa’y ettin mi?
            -Evet.
            -Sa’y ederken Allah’a doğru kaçtığını ve bunu gaybleri bilen Allah’ın da bildiğini niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Öyleyse ne tavaf etmişsin, ne rükünlere el sürmüşsün, ne de sa’y yapmışsın.
            -Haceru’l-esved’e el sürdün mü? İbarahim’in makamında durdun mu? İki rek’at namaz kıldın mı?
            -Evet.
            Bunun üzerine İmam öyle bir feryat etti ki neredeyse ruhu dünyadan ayrılacaktı. Sonra Ah, Ah dedi. Sonra şöyle devam etti:
            -Kim Haceru’l-esvede el vererek görüşürse gerçekte Allah ile görüşmüştür. O halde ey zavallı! Bu saygın işin mükâfatını zayi etme ve el vermeyi günahkârlar gibi karşı çıkarak ve haram bir şeyi alarak bozma!
            Sonra İmam şöyle dedi:
            -İbrahim’in Makamında dururken her itaat için karar aldığını ve her günahtan uzak durduğunu niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Orada namaz kılarken İbrahim (a.s)’ın namazıyla namaz kıldığını ve namazınla Şeytanın burnunu yere sürdüğünü niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -O zaman, ne Haceru’l-Esved’e el vermişsin ne Makam’da durmuşsun ne de orada iki rekât namaz kılmışsın.
            -Sonra şöyle dedi: Zemzem kuyusunun başına gelip suyundan içtin mi?
            -Evet.
            -Orada itaate yaklaştığını ve günaha gözünü yumduğunu niyet ettin mi?
            - Hayır.
            - Öyleyse ne o suyun başına gelmiş ne de onun suyundan içmişsin.
            -Safa ile Merve arasında Sa’y ettin mi? Orada gidip geldin mi?
            -Evet.
            -Orada ümit ve korku arasında olduğunu niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Demek sen ne Safa ile Merve arasında Sa’y etmişsin, ne o arada yürümüş ne de hareket etmişsin.
            - Mina’ya çıktın mı?
            - Evet.
            -Dilin, kalbin ve elinle insanlara bir zarar vermeyeceğini, onlara güven vereceğini niyet ettin mi?
            - Hayır.
            -O zaman sen Mina’ya çıkmamışsın.
            -Arafat’taki duruşu yaptın mı? Rahmet dağına çıktın mı? Nemire vadisini bildin mi? Cemere’lerin yanında Allah’a yalvardın mı?
            - Evet.
            -Arafat’taki duruşunla Allah’ın tüm bilgi ve ilimlere vakıf olduğunu, amel defterinin Allah’ın elinde bulunduğunu, O’nun senin gizlediğini ve kalbinde olanı bildiğini bildin mi?
            - Hayır.
            -Rahmet dağına yönelmenle Allah’ın her mümin erkek ve kadına rahmettiğini ve her Müslüman erkek ve kadının koruyucu ve dostu olduğunu niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Nemire vadisinde, kendin emre itaat etmedikçe emir etmeyeceğini ve sakınmadıkça sakındırmayacağını niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Alem ve Nemirelerin yanında dururken onların senin itaatine şahit olduklarını ve göklerin Rabbinin emriyle bekçi meleklerle birlikte sana bekçi olduklarını niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Öyleyse ne Arefe’de vakfe etmişsin ne Rahmet dağına yönelmişsin, ne nemire vadisini bilmişsin, ne dua etmişsin ne de Nemireler’in yanında durmuşsun.
            -İki Alemin (alametin) arasından geçtin mi? Geçmeden önce iki rek’at namaz kıldın mı? Müzdelife’ye doğru yürüdün mü? Orada taş topladın mı? Meşaru’l-Haram’dan geçtin mi?
            -Evet.
            -İki rek’ât namaz kılarken bunun, onuncu geceye ait şükür namazı olduğunu, her zorluğu giderdiğini ve her kolaylığı daha da kolaylaştırdığını niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -İki alemin (nişanın) arasından yaya geçip sağa sola sapmadığında, kalbinle olsun, dilinle olsun, azalarınla olsun hak dinden sağa sola sapmayacağını niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Müzdelife’ye gidip oradan taş toplarken kendinden her türlü günah ve cehaleti kaldırdığını, her ilim ve ameli sabitleştirdiğini niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Meşaru’l-Haram’a uğradığında kalbine takva ehlinin, Aziz ve Celil olan Allah’tan korkmanın nişanını vurduğunu niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Öyleyse ne iki aleme (nişana) uğramışsın, ne orada iki rek’at namaz kılmışsın, ne Müzdelife’ye gitmişsin, ne oradan taş toplamışsın ne de Meş’aru’l-Haram’a uğramışsın.
            -Mina’ya varıp orada Cemere’yi taşladın mı? Başını tıraş ettin ve kurbanını kestin mi? Hiyf camiinde namaz kıldın mı? Mekke’ye dönüp ifaze tavafını yerine getirdin mi?
            -Evet.
            -Mina’ya varıp şeytanları taşladığında maksadına vardığını ve Allah’ın senin bütün ihtiyaçlarını verdiğin niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Şeytanları taşlarken düşmanın olan İblis’i taşladığın ve güzel haccını tamamlamakla onu öfkelendirdiğini niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Başını tıraş ettiğinde pisliklerden, ve insan oğlunun kusurlarından temizlendiğini ve anadan doğduğun gün gibi günahlarından çıktığını niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Hiyf camiinde namaz kıldığında Aziz ve Celil olan Allah’tan ve günahından başka bir şeyden korkmadığını, Allah-u Teala’nın rahmetinden başka bir şeyi ummadığını niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -Kurbanını kestiğinde takva hakikatine sarılarak artık ihtirası boğazladığını, kalbinin çiçeği, yüreğinin meyvesi olan oğlunu kesen İbrahim (a.s)’ın sünnetine uyduğunu niyet ettin mi? O bunu kendinden sonra için bir sünnet ve Allah Teala’ya yakınlaşma vesilesi yapmıştı.
            -Hayır.
            -Mekke’ye dönüp İfaze tavafını yaparken Allah-u Teala’nın rahmetinden inip onun itaatine döndüğünü, Onun muhabbetine sarıldığını, farzlarını yerine getirdiğini ve Allah’a yakın olduğunu niyet ettin mi?
            -Hayır.
            -O zaman ne Mina’ya varmışsın, ne cemereleri taşlamışsın, ne başını tıraş etmişsin ne kurbanını eda etmişsin, ne Hiyf mescidinde namaz kılmışsın, ne ifaze tavafını yerine getirmişsin ne de Allah’a yakınlaşmışsın. Geri dön Çünkü sen haccını yerine getirmemişsin!
            Şibli haccında yaptığı kusurlarına ağlamaya başladı. Bunun üzerine sürekli öğrenmeye koyuldu sonraki yıl marifet ve yakin ile haccını yerine getirdi.



            Mekke’de Kur’an Hatmetmenin Fazileti


            İmam Zeynelabidin (a.s): “Mekke’de bir defa sübhanellah demek, Allah yolunda harcanan Irak ve Şam’ın gelirinden daha hayırlıdır.”

            Yine şöyle buyurdu: “Kim Mekke’de Kur’an’ı hatmederse, ölmeden önce mutlaka Peygamber’i görür ve cennetteki yerini müşahede eder.”


            [/quote]

            üstad bu ne müthiş bir hadistir...

            Allah sizden razı olsun sanki çarpıldım... sanki hac sınavı. hacca gitmiş birinin alınacağı sınav. eğer bunlara doğru cevap verirse haccı olmuştur yoksa gelecek seneye yeniden çalışıp hacca gitmelidir.. bakalım bizim hacı vardı onu bir sınav edelim...

            tabi ki tüm sorular bunlardan ibaret değildir...

            Rabbim ilminizin feyzinden bizi eksik etmesin...
            [/quote]

            Allah'u Ekber. Dondum kaldım. Allah razı olsun hocam. İlk kez okuyorum bu hadisi. Boşuna dememişim, bu başlıkta yazılanları kitapçık haline getirip ığdırda Hac döneminde dağıtayım diye...

            Yorum


              #51
              Ynt: HACC

              kesinlikle... bu bilgiler öyle ilimle ulaşılacak bilgiler değil. İşte imam farkı bu...

              ben Şehid Şeriatinin de hacc kitabını okudum o da muhteşemdi şiirimsiydi. onun üzerinde herhalde hac yorumu olmaz diyordum oysa bu hadisi okuyunca ilim adamı ile ilmini tertemiz ilahi kaynaktan alan İmam a.s.'ın ilminin asla karşılaştırma bile kabul etmeyeceğini gördüm. bu şiirimsi ahenk belağat içerik, ruhi fırtına...

              tek kelimeyle muhteşem. okumaya bile doyamıyorum... Rabbim hacc etmeyi nasip etsin bizlere... Ve tüm ibadetlerimizide Ehlibeyt a.s.'ın tertemiz yolunu uygulamayı da...

              Yorum


                #52
                Ynt: HACC

                [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=5543.msg63134#msg63134 date=1259658264]
                Rabbim hacc etmeyi nasip etsin bizlere... Ve tüm ibadetlerimizide Ehlibeyt a.s.'ın tertemiz yolunu uygulamayı da...
                [/quote]

                Amin inş.

                Yorum


                  #53
                  Ynt: HACC

                  [quote author=Murtazaali link=topic=5543.msg63130#msg63130 date=1259652104]
                  [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=5543.msg63121#msg63121 date=1259620971]

                  üstad bu ne müthiş bir hadistir...

                  Allah sizden razı olsun sanki çarpıldım... sanki hac sınavı. hacca gitmiş birinin alınacağı sınav. eğer bunlara doğru cevap verirse haccı olmuştur yoksa gelecek seneye yeniden çalışıp hacca gitmelidir.. bakalım bizim hacı vardı onu bir sınav edelim...

                  tabi ki tüm sorular bunlardan ibaret değildir...

                  Rabbim ilminizin feyzinden bizi eksik etmesin...
                  [/quote]

                  Allah'u Ekber. Dondum kaldım. Allah razı olsun hocam. İlk kez okuyorum bu hadisi. Boşuna dememişim, bu başlıkta yazılanları kitapçık haline getirip ığdırda Hac döneminde dağıtayım diye...
                  [/quote]

                  Allah sizlerden de razı olsun. Çerçekten çok değerli bir hadistir. Hacca gitmek isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir hadistir. Amellerin hikmetini bilmeden yapılan amellerin fazla değeri olmuyor ama hikmetini bildikten sonra bilinç üzere yapılırsa çok faydası olur. Allah Teala bütün dileyenlerle beraber siz kardeşlerime de haccı makbulla sa'yi meşkuru nasip etsin.
                  "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                  Yorum


                    #54
                    Ynt: HACC

                    amin inşallah ve böylece haccı ekber günü teberri mitingimiz de olur...

                    Yorum


                      #55
                      Ynt: HACC

                      Umre ve Haccın Adap ve Müstehapları

                      Bu bölümde, umre ve haccın bazı müstehap amellerine değineceğiz; böylece aziz ziyaretçileri bunları öğrendikten sonra bu kitabı yanlarında bulundurup ilgili müstehapları yerine getirme imkanı bularak ziyaretlerinin sevabını artırabileceklerdir. Hac ve umrenin bir çok adabı vardır. Fakat bu kitabımızda mevzular kısaca değinmeyi amaçladığımız için onların tümünü getirmekten sakınarak sadece bu miktarla yetiniyoruz.

                      Umrenin Müstehapları


                      İhramdan Önce

                      1- Zilkade ayının başından ve eğer yapamazsa Zilhicce ayının başından saç ve sakalını kısaltmamak.
                      2- İhrama girmeden önce vücudu temizlemek.
                      3- Tırnak ve bıyığı kısaltmak.
                      4- İhrama girmeden önce, mikatta gusül yapmak.

                      İhrama Girerken

                      1- Eğer mümkünse öğle namazından sonra ve eğer mümkün olmazsa başka bir farz namazdan sonra ihrama girmek ve eğer o da mümkün olmazsa altı[29] veya iki rekat müstehap namazdan sonra ihrama girmek; bu namazın birinci rekatında Fatiha suresinden sonra İhlas suresini ve ikinci rekatta ise Kafirun suresini okumak; fakat altı rekat okumak daha faziletlidir.

                      2- Namazdan sonra, Allah'a hamd ve şükretmek, Resulullah (s.a.a) ve Ehl-i Beytine (a.s) rahmet talebinde bulunmak.

                      3- İki ihram elbisesini giyerken şu duayı okumak:
                      "Hamd Allah'a mahsustur; O'na ki ayıbımı örttüğüm, içinde farzımı yerine getirdiğim, onda Rabb'ime ibadet ettiğim ve bana emrettiğini yaptığım şeyi bana rızıkta bulunmuştur; hamd, kendisini amaçladığımda bana ulaştıran, irade ettiğimde bana yardım eden ve beni kabul eden, benden kesmeyen ve ümidimi kesmeyen veçhini talep ettiğimde bana teslim eden Allah'a mahsustur. O benim sığınağım, kalem, kalkanım, desteğim ... , ümidim, ...... sıkıntımda yardımcım ve kurtuluşumdur."
                      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                      Yorum


                        #56
                        Ynt: HACC

                        Telbiye ("Lebbeyk" deme)nin Müstehapları

                        1- Telbiyenin farz miktarını söyledikten sonra şu duayı okumak müstehaptır:

                        "Lebbeyk ey .... sahibi, lebbeyk; lebbeyk ey selametlik yurduna davet eden lebbeyk; lebbeyk günahları bağışlayan lebbeyk; lebbeyk ey telbiye ehli lebbeyk; lebbeyk ey azamet ve yücelik sahibi lebbeyk; lebbeyk, doğuş ve dönüş sanadır lebbeyk; lebbeyk ey zengin olan ve kendisine muhtaç olunan lebbeyk; lebbeyk ey kendisine ........ yönelilen lebbeyk; lebbeyk ey hak ilah lebbeyk; lebbeyk ey güzel nimet ve bağışların sahibi lebbeyk; lebbeyk ey büyük sıkıntıları gideren lebbeyk; lebbeyk, ben kulun ve kulunun oğluyum lebbeyk; lebbeyk ey cömert lebbeyk.

                        Telbiyeler ihram halinde tekrarlanır; özellikle aşağıdaki durumlarda:

                        * Uykudan uyanırken.
                        * Her farz ve müstehap namazdan sonra.
                        * Bine üzerindeki bir kişiye ulaşılınca.
                        * Tepeye çıkınca veya ininde.
                        * Binince veya inince.
                        * Gecenin son vaktinde.
                        * Sabah vaktinde.

                        Telbiye Ne Zaman Kesilir:


                        Temettü umresi için ihrama giren kimse Mekke'nin evleri görününce farz ihtiyat gereği telbiyeyi kesmeli ve "lebbeyk" söylememelidir.
                        "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                        Yorum


                          #57
                          Ynt: HACC

                          İhramın Mekruhları

                          1- Siyah havluyla ihrama girmek; beyaz elbiseyle ihrama girmek daha iyidir.

                          2- Kirli havluyla ihrama girmek.

                          3- Banyo yapmak; ihramlı kişinin vücudunu kese vb. şeylerle sürtmemesi daha iyidir.

                          4- Kendisini çağıran kimsenin cevabında "lebbeyk" söylemek.
                          "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                          Yorum


                            #58
                            Ynt: HACC

                            Mescid-i Harama Girmenin Adabı

                            1- Mescid-i Harama girmek için gusül almak mstehaptır.
                            2- Yalın ayakla ve vakarlı bir şekilde girmek müsehaptır.
                            3- Mescid-i Harama "Beni Şeybe"[30] kapısından girilmelidir; bunun şimdiki "Bab-us Selam"ın karşısında olduğu söylenmektedir.
                            4- Mescid-i Haramın kapısında durarak şu duayı okumak müstehaptır:

                            "Selam olsun sana ey peygamber; Allah'ın rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun. Allah'ın adıyla, Alla'ın yardımıyla; Allah'ın dilediği olur. Selam olsun Allah'ın peygamberlerine ve elçilerine; selam olsun Resulullah'a; selam olsun İbrahim Halilullah'a; hamd alemlerin Rabb'i Allah'a mahsustur."


                            Daha sonra üç defa:
                            "Allah'ım! Boynumu cehennem ateşinden kurtar"


                            Sonra şöyle devam edilir:
                            "Helal ve tertemiz rızkını bana artır; cin ve insan şeytanlarının kötülüğünü ve yine arap ve acem fasıklarının kötülüğünü benden uzaklaştır."


                            Sonra Mescid-i Harama girilir ve Ka'be'ye doğru durup elleri kaldırarak şu dua okunur:

                            "Allah'ım! Bu makamımda ve amellerimin başında senden dileğim şudur: Tövbemi kabul et, hatalarımdan geç, üzerimden vebalimi al. Beni Beyt-i Haram'ına ulaştıran Allah'a hamdolsun.
                            Allah'ım! Şehadet ederim ki bu senin Beyt-i Haram'ındır; sen onu insanları için ... emniyet yeri, mübarek ve alemdekiler için hidayet kıldın.
                            Allah'ım! Ben senin kulunum, bu şehir senin şehrin, bu ev de senin evindir; rahmetini dileyerek ve itaatine girerek, emrine itaat ederek, kaza ve kaderine razı olarak geldim. Senin cezalandırmandan korkan muhtaç kimse gibi senden istiyorum.
                            Allah'ım! Rahmet kapılarını benim üzerime aç ve beni kendi itaat ve rızan doğrultusunda hareket ettir."


                            Sonra Ka'be'ye dönerek şöyle demeli:
                            "Hamd seni yücelten, şereflendiren, değerlendiren ve insanların sığınağı, güvenli, mübarek ve alemdekilere hidayet kılan Allah'a mahsustur."

                            "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                            Yorum


                              #59
                              Ynt: HACC

                              HAC

                              Mevlamız İmam Zeynul Abidin Aleyhisselam hacdan döndüğünde Şibli Onu karşıladı. İmam Aleyhisselam buyurdu: Haccettin mi, ey Şibli? Arz etti: Evet, ey Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Alihi Vesellemin evladı. İmam Aleyhisselam buyurdu: Miiqat’a inip dikişli kıyafetlerinden arındın ve guslettin mi? Arz etti: Evet. İmam Aleyhisselam buyurdu: Miiqat’a indiğinde günah ve kötülük elbisesinden arınıp itaat elbisesi giyinmeye niyetlendin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Dikişli kıyafetlerinden arındığında riya, nifak ve şüpheli işlerden de arınmaya niyetlendin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Guslettiğinde hatalardan ve günahlardan da yıkanmaya niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Öyleyse ne Miiqat’a indin, ne dikişli kıyafetlerden arındın, ne de guslettin.Sonra İmam Aleyhisselam buyurdu: Temizlenip ihrama girdin ve hac akdi ettin mi? Arz etti: Evet. İmam Aleyhisselam buyurdu: Temizlenip ihrama girip ve hac akdi ettiğinde, tövbe zırnığı ile Allahu Teâlâ için halisane olarak temizlenmeye niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: İhrama girdiğinde Allah Azze ve Cellenin bütün haramlarını nefsin için haram ettiğine niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Hac akdi ettiğinde Allah için olmayan bütün akitleri bozduğuna niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Temizlenmedin, ihrama girmedin ve hac akdi etmedin.Sonra İmam Aleyhisselam buyurdu: Miiqat’a ulaştın iki rekât ihram namazı kılıp Lebbeyk! Dedin mi? Arz etti: Evet! İmam Aleyhisselam buyurdu: Miiqat’a girdiğinde ziyaret niyeti ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: İki rekât namaz kıldığında, ibadet edenlerin en büyük ve en güzel ameli olan namaz ile Allah’a yakınlaşmaya niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Lebbeyk! dediğinde bütün günah ve kötülüklerden el çekip bütün itaatkârlığın ile Allah Subhanehu Teâlâ ile konuşmaya niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. Ardından İmam Aleyhisselam buyurdu: “Miiqat'a girmedin, namaz kılmadın ve Lebbeyk! Demedin.Sonra İmam Aleyhisselam buyurdu: Harem’e girdin, Kâbe’yi gördün ve namaz kıldın mı? Arz etti: Evet. İmam Aleyhisselam buyurdu: Harem’e girdiğinde İslam milletinden olup gıybetini ettiğin insanların gıybetini, nefsine haram kılmaya niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Mekke'ye ulaştığında kalbinden Allah’ı kastetmeye niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Öyleyse Harem'e girmedin, Kâbe’yi görmedin ve namaz kılmadın.Sonra İmam Aleyhisselam buyurdu: Beyt'i tavaf edip rükünlere mesh ve say ettin mi? Arz etti: Evet. İmam Aleyhisselam buyurdu: Say ettiğinde Allah'a sığındığını ve gayblerin âlimi (Allemel Ğuyub) Allahu Tealanın bunu bildiğine niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Öyleyse Beyt'i tavaf etmedin, rükünleri mesh ve say etmedin. Sonra İmam Aleyhisselam buyurdu: Hacer-ul Esved’e musafaha edip (elini sürüp) Makam-ı İbrahim'de (Aleyhisselam) vakfe ettin mi? Arz etti: Evet. Ve İmam Aleyhisselam haykırdı, öyle ki dünyayı terk edecek sandık. Sonra İmam Aleyhisselam buyurdu: Ah, ahh! Kim Hacer-ul Esved’e musafaha etse Allah-u Teâlâ ile musafaha etmiştir. Dikkat et ey miskin, hürmeti azim olanın ecrini zail etme. Muhalefetinle ve günah ehli gibi haramı avuçlamanla musafahatı bozma. Sonra İmam Aleyhisselam buyurdu: Makam-ı İbrahim'de (Aleyhisselam) vakfe ettiğinde, bütün benliğinin itaati üzerine durup bütün isyankârlıklara da ihtilaf etmeye niyet ettin mi? Arz etti: Hayır! İmam Aleyhisselam buyurdu: Orada namaz kıldığında İbrahim'in (Aleyhisselam) namazını kıldığına ve namazınla şeytanın burnunu yere sürttüğüne niyet ettin mi? Arz etti: Hayır! İmam Aleyhisselam buyurdu: Öyleyse Hacer-ul Esved’e musafaha etmedin, makamda vakfe edip orada iki rekât namaz kılmadın.Sonra İmam Aleyhisselam buyurdu: Zemzem kuyusu ile şereflendin ve suyundan içtin mi? Arz etti: Evet. İmam Aleyhisselam buyurdu: Peki, itaat üzere durup gözlerini de günah ve kötülüklere kapamaya niyet ettin mi? Arz etti: Hayır! İmam Aleyhisselam buyurdu: Öyleyse şereflenmedin onunla ve suyundan da içmedin.Sonra İmam Aleyhisselam buyurdu: Sefa ve Merva arasında say edip gidip geldin mi? Arz etti: Evet. İmam Aleyhisselam buyurdu: Peki, ümit ve korku arasında olduğuna niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Öyleyse Sefa ile Merva arasında say etmedin, yürümedin ve gidip gelmedin.Sonra İmam Aleyhisselam buyurdu: Mina'ya çıktın mı? Arz etti: Evet. İmam Aleyhisselam buyurdu: Peki, insanların senin dilinden, kalbinden ve elinden âmânda olduklarına niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Öyleyse Mina'ya çıkmadın.Sonra İmam Aleyhisselam buyurdu: Arefe'de vakfeye durup Rahmet Dağı’na çıkıp Nemire Vadisi’ni gördün mü? Miyl ve Cemerat’ta Allah-u Teâlâ’ya dua ettin mi? Arz etti: Evet. İmam Aleyhisselam buyurdu Peki, Arefe'deki duruşunda Allah Subhanehu Teâlâ’nın marifetini, marifetlerin ve ilimlerin içeriğini anlayabildin mi? Sahifenin Allah'ın kabzasında olup sırlarının ve kalbindekilerin orada aşikâr olduğunu idrak ettin mi? Arz etti: Hayır! İmam Aleyhisselam buyurdu: Rahmet Dağı’na çıkışınla Allah-u Teâlâ’nın bütün mümin ve müminelere rahmet etmesine ve bütün Müslüman ve Müslimeleri koruyup gözetmesine niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Peki, Nemire'de durduğunda, emredilenleri uygulamadan emretmemeye, nehyedildiklerinden sakınmadıkça nehyetmemeye niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Nemire sancağının yanında durduğunda onun, yer ve göklerin Rabb’inin emriyle ve şahitlik edenlerle birlikte, senin amellerine şahitlik edip senin amellerini kaydettiğine niyet ettin mi?” Arz etti: Hayır! İmam Aleyhisselam buyurdu: Öyleyse Arefe'de vakfeye durmadın, Rahmet Dağı’na çıkmadın, Nemre'yi anlamadın, dua etmedin ve Nemire'de durmadın.Sonra İmam Aleyhisselam buyurdu: İki sancağın arasından geçtin ve geçmeden öncede iki rekât namaz kıldın mı? Muzdalife'ye yürüyüp oradan çakıl taşı topladın mı? Meşar’ul Harem’e geçtin mi? Arz etti: Evet. İmam Aleyhisselam buyurdu: İki rekât namaz kıldığında onun onuncu gecenin şükür namazı olduğuna ve bütün zorlukları defedip ve bütün kolaylıkların da önünü açtığına niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: İki sancak arasında sağa da sola da sapmadan yürürken kalbin, dilin ve azaların ile hak dinden de sağa ve sola sapmamaya niyet ettin mi? Arz etti. Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Muzdalife’de yürüyüp çakıl taşları toplarken üzerinden bütün kötülükleri, günahları ve cehaleti kaldırıp bütün ilim ve ameli kendinde sabit kıldın mı? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Meşar’ul Harem’de yürürken kalbinde takva ve Allah’ın Azze Celle korkusunu taşıyanların şuurunu hissettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Öyleyse iki sancak arasından geçmedin, namaz kılmadın, Muzdalife’ye yürümedin, oradan çakıl taşı almadın ve Meşar’ul Harem’e geçmedin.Sonra İmam Aleyhisselam buyurdu: Mina’ya ulaşıp taş attın, başını tıraş ettin, kurban kesip Hiyf Mescidi’nde namaz kılıp Mekke’ye döndün ve ifaze tavafını yaptın mı? Arz etti: Evet. İmam Aleyhisselam buyurdu: Mina’ya ulaşıp taş attıktan sonra, talep ettiklerine ulaştığına ve bütün hacetlerini Allah’ın yerine getirdiğine niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Taş atarken düşmanın olan İblis’i taşladığına ve ondan bütün değerli hac vazifesi süresince nefret ettiğine niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Başını tıraş ettiğinde beniâdemin tabiatından ve kirlerden temizlendiğine ve annenden dünyaya yeni gelmişçesine günahlardan temizlendiğine niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Hiyf Mescidi’nde namaz kıldığında Allah’tan ve günahlarından başka hiç kimseden korkmadığına, Allah-u Teâlâ’nın rahmeti dışında bir şeye dönmeyeceğine niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Kurbanını kestiğinde tutunmuş olduğun tamahlarının boğazını veranın (takvanın) hakikati ile kesip gönlünün meyvesi, kalbinin reyhanîsi olan evladını kesen İbrahim’in Aleyhisselam ardından gelenlerin Allah-u Teâlâ’ya yakınlaşma sünnetine tabi olduğuna niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Aleyhisselam buyurdu: Mekke’ye dönüp ifaze tavafını yaptığında Allah-u Teâlâ’nın rahmetinden feyz alıp ve sonra itaatine dönerek, Allah’ın muhabbetine tutunup farizalarına bağlanarak Allah’a yakınlaştığına niyet ettin mi? Arz etti: Hayır. İmam Zeynel Abidin Aleyhisselam buyurdu: Öyleyse Mina’ya ulaşmadın, taş atmadın, başını tıraş etmedin, amellerini eda etmedin, Hiyf Mescidi’nde namaz kılmadın, ifaze tavafını yapmadın ve de yakınlaşmadın. Dön çünkü sen aslında haccetmedin! (Ve Şibli, geri kaldığı için, zail olan haccı için ağlamaya başladı. Öğrendi ki haccın kabulü ancak marifet ve yakin mukabilinde mümkün olur.)

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X