bir kardeşim bana bu konuda soru sordu. Soru ve cevabı aşağıya alıyorum:
Selamun aleykum abi , şiada mühüre secde edilir çünkü Allah'ın karşısında en değersiz şeye secde ederiz.Peki bu mühür Kerbela'dan geliyor bunun nasıl olurda bir değeri olmaz ? İmam Hüseyn (a.s) bu topraklarda Allah'ın dini için, bizler için şehit olmuştur bunu anlıyamadım.Yinede toprak değersiz ise neden İmam Hüseyn (a.s) 'ın şehit edildiği toprağa secde ediyoruz ? Diğer topraklara neden secde etmiyoruz ,fazileti nedir ? Selametle...
[quote author=Qom_u_aşk link=action=profile;u=375 date=1305414831]
evet Allah katında secde etmenin anlamı, ve sembolize ettiği yönü, insanın en değerli alnının en değersiz, bastığı yere değdirmesi ve Allah karşısında aşağı olduğunu hissetmesidir denir. ve bu yorum da uzak değildir. senin dediğin bu soru benim de zihnime takıldı bir ara. En değersiz yere değmesi gereken alnın nasıl en değerli olan Kerbela mührüne değdirmek faziletli olur.. şeklinde.
Nitekim Peygamberimiz s.a.a. bir sahabe namaz kılarken secde yerindeki topraklardan sakınmak isterken, ona müdahale etmiş ve ey falanca burnunu toza bula, buyurmuştur. burnunu toza sürmedikçe hakiki secde zirvesine ulaşamazsın benzeri bir söz söylemiştir.
böyle iken nasıl en değerli toprak olan kerbela toprağına secde fazilettir?
belki de böyle zahiri çelişkinin sırrı Kerbela toprağının fazilet şekli ve nedeninde saklıdır isterseniz burayı biraz irdeleyelim..
kerb, acı ızdırap keder anlamına gelir.
bela, da sınav ve olumsuzluk. kerb u bela bela ve sıkıntı anlamına gelir.
İmam Hüseyn a.s.'ın katledildiği topraklar faziletli midir yoksa necis pis belalı mıdır? uğurlu mudur yoksa uğursuz mu?...
Aslında zahirden bakacak olsak buraların uğursuz ve necis olmaları gerekir. Ama faziletli biliyoruz ve tüm naslar bu yolda.. kerbela toprağının faziletli olduğuna dair sayısız mütevatir haberler var.
o zaman burda çelişki mi vardır yoksa sır mı?
Kerbela toprağı zalimlerin toplandığı, ve Ehlibeytin en açık mesajı İmam Hüseyn a.s.'ın katledildiği yer olması itibariyle insanlığa kıyamete kadar hidayet işlevi görmektedir. İmamların a.s. arasında en açık mesaj Kerbela katliamıdır. İmam Hüseyn a.s.'ın mesajını dinden habersizler bile anlayabilecek ve durup ibret alabilecek zalimi mazlumu ayırt edebilecek netlikte görür.. İmamların en anlaşılması zor olanı ise İmam Hasan ve İmam Mehdi a.f.'tir.
Kerbela toprağı aslen uğursuz belalı olmasına karşın o topraklarda meydana gelen Kerbela faciası tüm nesilleri ve zamanları aşıp evrensel bir hidayet lambası olmasından dolayı gündemde tutulması ve sürekli işlenmesi gereken niteliktedir. Ve bu hidayet vesilesi Hüseyni Aşk tufanı Kerbelada meydana geldiği için bu toprakla özdeşleşmiştir.
İmam Hüseyn a.s. kendini feda edip bile bile şehadete koşarken, şunları dedi:
"YOK MU ŞU GÖK KUBBENİN ALTINDA BANA YARDIM EDECEK BİRİNİN ELİ"
"EĞER MUHAMMEDİN DİNİ BENİM ŞEHADETİMLE AYAKTA KALACAKSA, EY KILIÇLAR ALIN BENİM CANIMI"
Hüseynin a.s. mesajı ve davası çok açık olmasına rağmen aslında o da bir zahiri/şekilsel tezatı barındırmaktadır. Zahiri olarak, dünya ölçülerine göre Hüseyn a.s. ve 72 yareni şehid olmasına yenilmesine ve dünyadan göçmelerine rağmen, gerçekte kazanan onlar olmuşlar ve dünya tarihinde hiç bir mesajcının yapamadığı işlevi yerine getirerek çağları aşan bir hidayet, uyanma silkenlenme ve zulme bir baş kaldırı kaynağı olagelmişlerdir. yenilgi içinde bir zaferdir bu.
İşte tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda zahiri olarak bela keder ve uğursuzluk dolu kerbela toprağı bir hidayet ve eylem isyan aşılayan bereketli kaynağa dönüşmüştür. Bu nedenle gerçekte bela ve keder, olup uzaklaşmayı gereken toprakları yanından bulundurmak onu hem kendi içinde yaşamak hem de çevresine taşımak Kerbelayı gündem edinmeye vesile olmaktadır.
Böylece bu toprak sayesinde Kerbela tüm dünyaya yayılan bir mesaja dönüşmekte bir eyleme bir tavıra bir isyana dönüşmektedir.
Artık bu toprak alnını üzerine koyana haykırmalıdır:
ey kul, sen dünya üzerinde uzun emeller, mal mülk sevgisi seni ölümden uzaklaştıracak pembe hedefler kuramazsın. Bunun üzerinde şehid olan Hüseynin taraftarı bir Hüseyni aşıksan başını benim üzerime koy. Bu öyle olduğunda değerli olacaktır. Tıpkı İmam Hüseyn a.s.'ın kanının damlamasıyla bu bela ve keder toprağı hidayet lambasına dönüştüğü gibi.
bu toprak adi ve kötü idi. Ama Hüseyn a.s. bunu değerli hale getirdi. Eğer sen Hüseyni isen bu değersiz toprak senin elinde Hüseyni anlamını bulacak ve bunun üzerindeki secden seni bu mesajı evrenselleştiren ve böylece seni kulluğunu zirvesi olan secdede ilahi melekut alemine yükseltecek nitelik kazanacaktır.
böylece secdede alnın Kerbelanın Hüseyn öncesi değersiz toprağıyla anlam bulması gibi anlam bulacaktır. o toprağın değeri secdenle bütünleşecek ve hedefine ulaşacaktır.
Dünya dediğin dünya malı dediğin nedir ki? Toz gibi bir şey. değersiz toprak olan tozlar yer yüzünde nice hakikatleri örtmekte görmüyor musun? işte senin alnın da bu tozlara değmeli ki bir gün böyle toprak olacağını hatırlayasın..
tüm bunlar bizim fikir yürütmelerimiz ve duygularımızdır. olayın fıkhi yönden sakıncası yoktur. yani secdenin değersiz yere yapılacak diye bir fıkhi kuralı yoktur. secde yenmeyen içilmeyen ve giyilmeyen, insan hayatında bir yere ve öneme sahip olmayan, insanın ihtiyacını karşılamayan doğal maddeler üzerine yapılır. bunun için en uygun olanı topraktır.
İmamlarımız Kerbela toprağı üzerine secdeyi çok faziletli görmüşler örneğin İmam Seccad a.s. bu faciadan sonra bereketli ömrü boyunca bir defacık olsun Kerbela toprağından başka bir cisim üzerine secde etmiş değildir. böyle olduğunda biz fıkhi kurallarda kıyasa baş vurmayız. taklit ederiz. kıyas yani secde değersiz cisimler üzerine yapılmalıdır böylesi daha faziletlidir, ve Kerbela toprağı faziletlidir öyleyse onun üzerine secde faziletli değildir şeklinde bir akıl yürütme, (kıyas) bizim yöntemlerimiz arasında yoktur..
son olarak şunu diyebiliriz, secde toprak taş tahta gibi diğer değersiz şeyler üzerine de yapılır. Kerbeşa mührü üzerine secde etmek farz değildir. Üzerine secde caiz olan cisimlerin belirlenirkenki hikmetlerden biri, insanın Allah karşısında değersizliğini hissetmesidir. Ancak bundan daha büyük bir amaca vesile olacaksa secde onun üzerine de yapılabilir. Örneğin bir kuru toprak belki insanın Allah katında değersiz olduğunu hissettirip şahsi fayda verebilir. Oysa Kerbela toprağı üzerine yapılacak secde, hem değerli olan Kerbela toprağına daha da değer vermeye, Kerbela anını hissetmeye, ve çevrede Kerbela kıyam mesajını yaymaya vesile olacağı için çok daha bireysel ve toplumsal faydaya neden olacaktır..
En doğrusunu Allah bilir.
Selamun aleykum abi , şiada mühüre secde edilir çünkü Allah'ın karşısında en değersiz şeye secde ederiz.Peki bu mühür Kerbela'dan geliyor bunun nasıl olurda bir değeri olmaz ? İmam Hüseyn (a.s) bu topraklarda Allah'ın dini için, bizler için şehit olmuştur bunu anlıyamadım.Yinede toprak değersiz ise neden İmam Hüseyn (a.s) 'ın şehit edildiği toprağa secde ediyoruz ? Diğer topraklara neden secde etmiyoruz ,fazileti nedir ? Selametle...
[quote author=Qom_u_aşk link=action=profile;u=375 date=1305414831]
evet Allah katında secde etmenin anlamı, ve sembolize ettiği yönü, insanın en değerli alnının en değersiz, bastığı yere değdirmesi ve Allah karşısında aşağı olduğunu hissetmesidir denir. ve bu yorum da uzak değildir. senin dediğin bu soru benim de zihnime takıldı bir ara. En değersiz yere değmesi gereken alnın nasıl en değerli olan Kerbela mührüne değdirmek faziletli olur.. şeklinde.
Nitekim Peygamberimiz s.a.a. bir sahabe namaz kılarken secde yerindeki topraklardan sakınmak isterken, ona müdahale etmiş ve ey falanca burnunu toza bula, buyurmuştur. burnunu toza sürmedikçe hakiki secde zirvesine ulaşamazsın benzeri bir söz söylemiştir.
böyle iken nasıl en değerli toprak olan kerbela toprağına secde fazilettir?
belki de böyle zahiri çelişkinin sırrı Kerbela toprağının fazilet şekli ve nedeninde saklıdır isterseniz burayı biraz irdeleyelim..
kerb, acı ızdırap keder anlamına gelir.
bela, da sınav ve olumsuzluk. kerb u bela bela ve sıkıntı anlamına gelir.
İmam Hüseyn a.s.'ın katledildiği topraklar faziletli midir yoksa necis pis belalı mıdır? uğurlu mudur yoksa uğursuz mu?...
Aslında zahirden bakacak olsak buraların uğursuz ve necis olmaları gerekir. Ama faziletli biliyoruz ve tüm naslar bu yolda.. kerbela toprağının faziletli olduğuna dair sayısız mütevatir haberler var.
o zaman burda çelişki mi vardır yoksa sır mı?
Kerbela toprağı zalimlerin toplandığı, ve Ehlibeytin en açık mesajı İmam Hüseyn a.s.'ın katledildiği yer olması itibariyle insanlığa kıyamete kadar hidayet işlevi görmektedir. İmamların a.s. arasında en açık mesaj Kerbela katliamıdır. İmam Hüseyn a.s.'ın mesajını dinden habersizler bile anlayabilecek ve durup ibret alabilecek zalimi mazlumu ayırt edebilecek netlikte görür.. İmamların en anlaşılması zor olanı ise İmam Hasan ve İmam Mehdi a.f.'tir.
Kerbela toprağı aslen uğursuz belalı olmasına karşın o topraklarda meydana gelen Kerbela faciası tüm nesilleri ve zamanları aşıp evrensel bir hidayet lambası olmasından dolayı gündemde tutulması ve sürekli işlenmesi gereken niteliktedir. Ve bu hidayet vesilesi Hüseyni Aşk tufanı Kerbelada meydana geldiği için bu toprakla özdeşleşmiştir.
İmam Hüseyn a.s. kendini feda edip bile bile şehadete koşarken, şunları dedi:
"YOK MU ŞU GÖK KUBBENİN ALTINDA BANA YARDIM EDECEK BİRİNİN ELİ"
"EĞER MUHAMMEDİN DİNİ BENİM ŞEHADETİMLE AYAKTA KALACAKSA, EY KILIÇLAR ALIN BENİM CANIMI"
Hüseynin a.s. mesajı ve davası çok açık olmasına rağmen aslında o da bir zahiri/şekilsel tezatı barındırmaktadır. Zahiri olarak, dünya ölçülerine göre Hüseyn a.s. ve 72 yareni şehid olmasına yenilmesine ve dünyadan göçmelerine rağmen, gerçekte kazanan onlar olmuşlar ve dünya tarihinde hiç bir mesajcının yapamadığı işlevi yerine getirerek çağları aşan bir hidayet, uyanma silkenlenme ve zulme bir baş kaldırı kaynağı olagelmişlerdir. yenilgi içinde bir zaferdir bu.
İşte tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda zahiri olarak bela keder ve uğursuzluk dolu kerbela toprağı bir hidayet ve eylem isyan aşılayan bereketli kaynağa dönüşmüştür. Bu nedenle gerçekte bela ve keder, olup uzaklaşmayı gereken toprakları yanından bulundurmak onu hem kendi içinde yaşamak hem de çevresine taşımak Kerbelayı gündem edinmeye vesile olmaktadır.
Böylece bu toprak sayesinde Kerbela tüm dünyaya yayılan bir mesaja dönüşmekte bir eyleme bir tavıra bir isyana dönüşmektedir.
Artık bu toprak alnını üzerine koyana haykırmalıdır:
ey kul, sen dünya üzerinde uzun emeller, mal mülk sevgisi seni ölümden uzaklaştıracak pembe hedefler kuramazsın. Bunun üzerinde şehid olan Hüseynin taraftarı bir Hüseyni aşıksan başını benim üzerime koy. Bu öyle olduğunda değerli olacaktır. Tıpkı İmam Hüseyn a.s.'ın kanının damlamasıyla bu bela ve keder toprağı hidayet lambasına dönüştüğü gibi.
bu toprak adi ve kötü idi. Ama Hüseyn a.s. bunu değerli hale getirdi. Eğer sen Hüseyni isen bu değersiz toprak senin elinde Hüseyni anlamını bulacak ve bunun üzerindeki secden seni bu mesajı evrenselleştiren ve böylece seni kulluğunu zirvesi olan secdede ilahi melekut alemine yükseltecek nitelik kazanacaktır.
böylece secdede alnın Kerbelanın Hüseyn öncesi değersiz toprağıyla anlam bulması gibi anlam bulacaktır. o toprağın değeri secdenle bütünleşecek ve hedefine ulaşacaktır.
Dünya dediğin dünya malı dediğin nedir ki? Toz gibi bir şey. değersiz toprak olan tozlar yer yüzünde nice hakikatleri örtmekte görmüyor musun? işte senin alnın da bu tozlara değmeli ki bir gün böyle toprak olacağını hatırlayasın..
tüm bunlar bizim fikir yürütmelerimiz ve duygularımızdır. olayın fıkhi yönden sakıncası yoktur. yani secdenin değersiz yere yapılacak diye bir fıkhi kuralı yoktur. secde yenmeyen içilmeyen ve giyilmeyen, insan hayatında bir yere ve öneme sahip olmayan, insanın ihtiyacını karşılamayan doğal maddeler üzerine yapılır. bunun için en uygun olanı topraktır.
İmamlarımız Kerbela toprağı üzerine secdeyi çok faziletli görmüşler örneğin İmam Seccad a.s. bu faciadan sonra bereketli ömrü boyunca bir defacık olsun Kerbela toprağından başka bir cisim üzerine secde etmiş değildir. böyle olduğunda biz fıkhi kurallarda kıyasa baş vurmayız. taklit ederiz. kıyas yani secde değersiz cisimler üzerine yapılmalıdır böylesi daha faziletlidir, ve Kerbela toprağı faziletlidir öyleyse onun üzerine secde faziletli değildir şeklinde bir akıl yürütme, (kıyas) bizim yöntemlerimiz arasında yoktur..
son olarak şunu diyebiliriz, secde toprak taş tahta gibi diğer değersiz şeyler üzerine de yapılır. Kerbeşa mührü üzerine secde etmek farz değildir. Üzerine secde caiz olan cisimlerin belirlenirkenki hikmetlerden biri, insanın Allah karşısında değersizliğini hissetmesidir. Ancak bundan daha büyük bir amaca vesile olacaksa secde onun üzerine de yapılabilir. Örneğin bir kuru toprak belki insanın Allah katında değersiz olduğunu hissettirip şahsi fayda verebilir. Oysa Kerbela toprağı üzerine yapılacak secde, hem değerli olan Kerbela toprağına daha da değer vermeye, Kerbela anını hissetmeye, ve çevrede Kerbela kıyam mesajını yaymaya vesile olacağı için çok daha bireysel ve toplumsal faydaya neden olacaktır..
En doğrusunu Allah bilir.