Cafer-i Tayyar Namazının Fazileti
Müekked müstehap namazlardan bir başka namaz da Ca’fer b. Ebi Talib (a.s) namazıdır. Bu namaz sünni ve şia arasında meşhurdur. Peygamber’in (s.a.a) yolculuktan döndükten sonra kendisine muhabbet ve yüceliğinden dolayı bağışlamıştır ve İmam Sadık’tan (a.s) rivayet edildiği üzere, Hayber’in fethedildiği gün, Ca’fer Habeşe’den dönünce, Peygamber (s.a.a) ona şöyle buyurdu: “Sana bir hediye vereyim mi, sana bir bağışta bulunmayayım mı? Sana bir şey vermeyeyim mi?”
Cafer şöyle dedi: “Evet, Ya Resulullah” Hz. Sadık (a.s) (devamında) şöyle buyuruyor: “İnsanlar Peygamber’in ona altın veya gümüş bağışlayacağını sanarak, ne verceğini görmek için boyunlarını uzatıyorlardı. Sonra Peygamber ona şöyle buyurdu: “Sana öyle bir şey bağışlayacağım ki eğer onu her gün yaparsan, senin için dünya ve onda olanlardan daha hayırlıdır ve eğer onu her iki günde bir kılarsan Allah senin o iki gün arasında işlediğin günahları affeder ve eğer her Cuma günü veya her ay veya her yıl bunu kılarsan Allah o iki namaz arasında işlediğin günahları bağışlar.
Cafer-i Tayyar namazını kılmanın en faziletli vakti Cuma günü güneşin doğmaya yakın olduğu vakittir. Onu gece veya gündüzün nafilelerinden sayabiliriz ki hem nafile ve hem de Cafer-i Tayyar namazı sayılır. Rivayet de edildiği üzere Cafer-i Tayyar namazını akşam namazının nafilesi niyetiyle kılar.
Müekked müstehap namazlardan bir başka namaz da Ca’fer b. Ebi Talib (a.s) namazıdır. Bu namaz sünni ve şia arasında meşhurdur. Peygamber’in (s.a.a) yolculuktan döndükten sonra kendisine muhabbet ve yüceliğinden dolayı bağışlamıştır ve İmam Sadık’tan (a.s) rivayet edildiği üzere, Hayber’in fethedildiği gün, Ca’fer Habeşe’den dönünce, Peygamber (s.a.a) ona şöyle buyurdu: “Sana bir hediye vereyim mi, sana bir bağışta bulunmayayım mı? Sana bir şey vermeyeyim mi?”
Cafer şöyle dedi: “Evet, Ya Resulullah” Hz. Sadık (a.s) (devamında) şöyle buyuruyor: “İnsanlar Peygamber’in ona altın veya gümüş bağışlayacağını sanarak, ne verceğini görmek için boyunlarını uzatıyorlardı. Sonra Peygamber ona şöyle buyurdu: “Sana öyle bir şey bağışlayacağım ki eğer onu her gün yaparsan, senin için dünya ve onda olanlardan daha hayırlıdır ve eğer onu her iki günde bir kılarsan Allah senin o iki gün arasında işlediğin günahları affeder ve eğer her Cuma günü veya her ay veya her yıl bunu kılarsan Allah o iki namaz arasında işlediğin günahları bağışlar.
Cafer-i Tayyar namazını kılmanın en faziletli vakti Cuma günü güneşin doğmaya yakın olduğu vakittir. Onu gece veya gündüzün nafilelerinden sayabiliriz ki hem nafile ve hem de Cafer-i Tayyar namazı sayılır. Rivayet de edildiği üzere Cafer-i Tayyar namazını akşam namazının nafilesi niyetiyle kılar.
Cafer-i Tayyar Namazının Keyfiyeti
Bu namaz dört rekattır ki iki selamı vardır. (iki tane iki rekatlık)
Her rekatta hamd ve bir sure okur, sonra on beş defa şu zikri söyler:
سُبحانَ اللهِ وَ الحَمدُ لِلَّهِ وَ لا اِلهَ اِلّاَ اللهُ وَ اللهُ اَکبَر
Ve bu zikri on defa rüku’da ve rükudan kalkınca, on defa her secdede ve on defa secdeden başını kaldırınca söyler.
Yani her rekatta yetmiş beş defa olmak üzere toplam dört rekatta üç yüz defa söylenir.
Eğer birisi Cafer namazını kılmak isterse, ama tüm üç yüz tane zikri söylemeye vakti yoksa vakti olduğunda söyleyebilir ve gerisini namaz bittikten sonra her halette (yürürken, otururken vb.) yerine getirebilir ve bu zikirleri de sevab ümidiyle okur ve eğer tesbihatın hiç birini demeye vakti yoksa sadece Cafer-i Tayyar niyetiyle iki tane iki rekatlık namaz kılar ve zikirleri namazdan sonra yürürken veya iş yerinde sevab ümidiyle zikirleri söyler. Eğer vakti sadece iki rekat kılmaya vakti varsa iki rekat namaz kılar ve vakti olunca diğer iki rekatı da kılar. Eğer birisi tesbihatı unutursa, eğer yeri geçmemişse onu okumalıdır ve eğer yeri geçmişse namazı doğrudur. Ama namazdan sonra unuttuğu miktarı sevab ümidiyle kazasını yerine getirmelidir.
Cafer-i Tayyar Namazının Adabı
1-Cafer-i Tayyar namazının adablarından biri şudur ki birinci rekatta Zilzal ve ikinci rekatta Adiyat ve üçüncü rekatta Nasr ve dördüncü rekatta tevhit suresi hamd suresinden sonra okunur.
2-Dördüncü rekatın ikinci secdesinde tesbihattan sonra bu duayı okumak müstehaptır.
يا مَنْ لَبِسَ الْعِزَّ وَ الوَقارَ، يا مَنْ تَعَطَّفَ بِالْمَجْدِ وَ تَکَرَّمَ بِهِ، يا مَنْ لا يَنْبَغی التَّسْبيحُ اِلّا لَهُ، يا مَنْ اَحْصی کُلَّ شَیْءٍ عِلْمُهُ، يا ذَالنِّعْمَةِ وَ الطُّولِ، يا ذَالْمَنِّ وَالْفَضْل، يا ذَالْقُدْرَةِ وَ الْکَرَمِ، اَسْئَلُکَ بِمَعاقِدِ الْعِزِّ مِنْ عَرشِکَ وَ مُنْتَهَی الرَّحْمَةِ بِکِتابِکَ وَ بِإِسْمِکَ الاَعْظَمِ الْاَعْلی وَ کَلِماتِکَ التّامّاتِ اَنْ تُصَلِّیَ عَلی مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ اَفعِل بی کَذا وکَذا
Sonra hacetlerini söyler, elbette hacetlerini Türkçe de dileyebilir.
3-Namaz bitince, Şeyh Tusi’nin ve Seyyid b. Tavus’un Mufazzal b. Ömer’den naklettiği duayı okumak müstehaptır.
Mufazzal şöyle diyor: İmam Cafer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve ellerini yukarıya kaldırıp şu dualarla rabbini, nefesi kesilinceye kadar çağırıyordu: “يا رب يا رب” , “يا ربَّاهُ يا رَبَّاه”, “رَبِّ ربِّ” , “يا الله يا الله”, “يا حی يا حی” ve yedi defa, “يا رَحيمُ يا رَحيم” ve hakeza yedi defa da “يا رَحْمانُ يا رَحمان” buyuruyordu. Sonra şu duayı okuyordu:
اللهم اِنِّی اَفْتَتِحُ الْقَوْلَ بِحَمْدِکَ وَ اَنْطِقُ بِالثَّناءِ عَلَيکَ وَ اُمَجِّدُکَ وَ لا غايَةَ ثَنائِکَ وَ اَمَدَ مَجْدِکَ وَ اَنَّی لِخَليفَتِکَ کُنهُ مَعْرِفَةِ مَجْدِکَ
Sonra İmam bana şöyle buyurdu: “Ey Mufazzal! Eğer önemli bir hacetin varsa bu namazı kıl, bu duayla Allah’ı çağır, hacetlerini Allah’tan iste. Allah inşaallah hacetleri yerine getirir ve şüphesiz o güvenilirdir.”[1]
Cafer-i Tayyar namazını ölüler ve şehitlerin yerine veya namazı kılıp sevabını kendilerine bağışlamak doğrudur/caizdir. Namazın sevabını şehitlere hediye etmek, hem şehitlerin ve hemde insanın kendisinin makamını yüceltir. Kendisine namazın sevabının hediye edildiği kimsenin makamı her ne kadar yüce olursa, namazı kılan kimsenin de mükafatı fazlalaşır.
Bu namazı günlük nafilelerin arasından saymak doğrudur, yani nafileyi bu yolla yerine getirmek doğrudur.[2]
Resulullah’tan (s.a.a) rivayet edilen hadise göre, Cafer-i Tayyar namazını kılan kimsenin, çöllerde ve denizin dibindeki çakıl taşları kadar günahı olsa dahi Allah-u Teala günahlarını bağışlar.[3]
Bu namaz dört rekattır ki iki selamı vardır. (iki tane iki rekatlık)
Her rekatta hamd ve bir sure okur, sonra on beş defa şu zikri söyler:
سُبحانَ اللهِ وَ الحَمدُ لِلَّهِ وَ لا اِلهَ اِلّاَ اللهُ وَ اللهُ اَکبَر
Ve bu zikri on defa rüku’da ve rükudan kalkınca, on defa her secdede ve on defa secdeden başını kaldırınca söyler.
Yani her rekatta yetmiş beş defa olmak üzere toplam dört rekatta üç yüz defa söylenir.
Eğer birisi Cafer namazını kılmak isterse, ama tüm üç yüz tane zikri söylemeye vakti yoksa vakti olduğunda söyleyebilir ve gerisini namaz bittikten sonra her halette (yürürken, otururken vb.) yerine getirebilir ve bu zikirleri de sevab ümidiyle okur ve eğer tesbihatın hiç birini demeye vakti yoksa sadece Cafer-i Tayyar niyetiyle iki tane iki rekatlık namaz kılar ve zikirleri namazdan sonra yürürken veya iş yerinde sevab ümidiyle zikirleri söyler. Eğer vakti sadece iki rekat kılmaya vakti varsa iki rekat namaz kılar ve vakti olunca diğer iki rekatı da kılar. Eğer birisi tesbihatı unutursa, eğer yeri geçmemişse onu okumalıdır ve eğer yeri geçmişse namazı doğrudur. Ama namazdan sonra unuttuğu miktarı sevab ümidiyle kazasını yerine getirmelidir.
Cafer-i Tayyar Namazının Adabı
1-Cafer-i Tayyar namazının adablarından biri şudur ki birinci rekatta Zilzal ve ikinci rekatta Adiyat ve üçüncü rekatta Nasr ve dördüncü rekatta tevhit suresi hamd suresinden sonra okunur.
2-Dördüncü rekatın ikinci secdesinde tesbihattan sonra bu duayı okumak müstehaptır.
يا مَنْ لَبِسَ الْعِزَّ وَ الوَقارَ، يا مَنْ تَعَطَّفَ بِالْمَجْدِ وَ تَکَرَّمَ بِهِ، يا مَنْ لا يَنْبَغی التَّسْبيحُ اِلّا لَهُ، يا مَنْ اَحْصی کُلَّ شَیْءٍ عِلْمُهُ، يا ذَالنِّعْمَةِ وَ الطُّولِ، يا ذَالْمَنِّ وَالْفَضْل، يا ذَالْقُدْرَةِ وَ الْکَرَمِ، اَسْئَلُکَ بِمَعاقِدِ الْعِزِّ مِنْ عَرشِکَ وَ مُنْتَهَی الرَّحْمَةِ بِکِتابِکَ وَ بِإِسْمِکَ الاَعْظَمِ الْاَعْلی وَ کَلِماتِکَ التّامّاتِ اَنْ تُصَلِّیَ عَلی مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ اَفعِل بی کَذا وکَذا
Sonra hacetlerini söyler, elbette hacetlerini Türkçe de dileyebilir.
3-Namaz bitince, Şeyh Tusi’nin ve Seyyid b. Tavus’un Mufazzal b. Ömer’den naklettiği duayı okumak müstehaptır.
Mufazzal şöyle diyor: İmam Cafer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve ellerini yukarıya kaldırıp şu dualarla rabbini, nefesi kesilinceye kadar çağırıyordu: “يا رب يا رب” , “يا ربَّاهُ يا رَبَّاه”, “رَبِّ ربِّ” , “يا الله يا الله”, “يا حی يا حی” ve yedi defa, “يا رَحيمُ يا رَحيم” ve hakeza yedi defa da “يا رَحْمانُ يا رَحمان” buyuruyordu. Sonra şu duayı okuyordu:
اللهم اِنِّی اَفْتَتِحُ الْقَوْلَ بِحَمْدِکَ وَ اَنْطِقُ بِالثَّناءِ عَلَيکَ وَ اُمَجِّدُکَ وَ لا غايَةَ ثَنائِکَ وَ اَمَدَ مَجْدِکَ وَ اَنَّی لِخَليفَتِکَ کُنهُ مَعْرِفَةِ مَجْدِکَ
Sonra İmam bana şöyle buyurdu: “Ey Mufazzal! Eğer önemli bir hacetin varsa bu namazı kıl, bu duayla Allah’ı çağır, hacetlerini Allah’tan iste. Allah inşaallah hacetleri yerine getirir ve şüphesiz o güvenilirdir.”[1]
Cafer-i Tayyar namazını ölüler ve şehitlerin yerine veya namazı kılıp sevabını kendilerine bağışlamak doğrudur/caizdir. Namazın sevabını şehitlere hediye etmek, hem şehitlerin ve hemde insanın kendisinin makamını yüceltir. Kendisine namazın sevabının hediye edildiği kimsenin makamı her ne kadar yüce olursa, namazı kılan kimsenin de mükafatı fazlalaşır.
Bu namazı günlük nafilelerin arasından saymak doğrudur, yani nafileyi bu yolla yerine getirmek doğrudur.[2]
Resulullah’tan (s.a.a) rivayet edilen hadise göre, Cafer-i Tayyar namazını kılan kimsenin, çöllerde ve denizin dibindeki çakıl taşları kadar günahı olsa dahi Allah-u Teala günahlarını bağışlar.[3]
Müstahap Namazlar; Abbas Azizi
Yorum