Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: ATET VE HADİSLERDE NAMAZ

    16. Bölüm: Gece Namazının Fazileti


    “Geceleyin uyanıp, yalnız sana mahsus olarak fazladan namaz kıl. Belki de Rabbin seni övülecek makama yükseltir.” [76]

    “Şüphesiz, gece kalkışı daha tesirli ve o zaman okumak daha elverişlidir.” [77]

    67.Resulullah (s.a.a): “Cebrail sürekli olarak bana gece namaz için kalkmayı tavsiye etti. Öyle ki ümmetimin en iyi fertlerinin geceleri asla uyumayacağını zannettim.” [78]

    68.Resulullah (s.a.a): “Allah’ın rahmeti gece yarısı kalkan, namaz kılan, eşini namaz için uyandıran, uyanmadığında yüzüne su serpen erkeğin üzerine olsun. Allah’ın rahmeti gece yarısı uykudan uyanan, namaz kılan, eşini namaz için uyandıran ve uyanmadığında yüzüne su serpen kadının üzerine olsun.”[79]

    69.Resulullah (s.a.a): “Kul gece karanlığında efendisiyle halvet eder, onunla münacatta bulunursa Allah kalbini nurani kılar...sonra meleklerine şöyle der: “Ey Meleklerim! Kuluma bakın ki gece karanlığında batıl ehlinin boş şeylerle oyalandığı ve gafillerin uyuduğu bir sırada benimle halvet etmiştir. Şahit olun ki ben de onu bağışladım.” [80]

    70.Resulullah (s.a.a): “Gece namaz için kalkın. Şüphesiz ki bu sizden önceki salihlerin adetidir. Şüphesiz gece ibadet için kalkmak Allah’a yakınlaşma ve günahtan sakınma vesilesidir.” [81]

    71.İmam Ali (a.s): “Gece ibadet için kalkmak beden için sıhhat ve aziz ve celil olan Rabbin hoşnutluk sebebi, Allah’ın rahmetine maruz kalmanın ve peygamberlerin ahlakına sarılmanın vesilesidir.” [82]

    72.İmam Ali (a.s): “Allah Resulü’nün (s.a.a), “Gece namazı nurdur” sözünü işittiğim günden beri gece namazını terketmedim.” İbn-i Kevva’, “Leylet'ul Harir [83] gecesi de mi?” diye sorunca İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Hatta Leylet’ul Harir’de bile.” [84]

    74.73.İmam Sadık (a.s): “Müminin şerafeti gece namazındadır. Müminin izzeti ise insanların yüzsuyunu dökmekten sakınmadadır.” [85]

    74.İmam Sadık (a.s): “Gece ibadet için kalkmayı terketme. Şüphesiz aldatılmış kimse gece ibadet için kalkmak hususunda aldatılan kimsedir.” [86]

    75.İmam Sadık (a.s): “Gece namazı dışında kulun yaptığı her iyiliğin Kur’an'da sevabı zikredilmiştir. Gece namazı, Allah nezdinde çok önemli olduğu için sevabını belli etmemiştir ve şöyle buyurmuştur: “Yanlarını yataklarından uzaklaştırırlar (kalkarlar)...Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez.” [87]
    76.İmam Sadık (a.s): “Gece namazı yüzü ak ve nurani kılar. Gece namazı insanı güzel kokulu kılar ve gece namazı rızk kazandırır.” [88]
    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

    Yorum


      #17
      Ynt: ATET VE HADİSLERDE NAMAZ

      17. Bölüm: Gece Namazından Mahrum Olmanın Sebepleri

      77.İmam Ali (a.s) kendisinde, “Ben gece namazından mahrum oldum” diyen birisine şöyle buyurmuştur: “Sen günahlarının kendisini esir ettiği kimsesin.” [89]
      78.İmam Sadık (a.s): “İnsan bir yalan söyler ve bu sebeple gece namazından mahrum kalır.” [90]

      18. Bölüm: Gece Namazına Niyetlendiği Halde Uyuyan Kimsenin Sevabı

      79.Resulullah (s.a.a): “Gecenin bir bölümünde namaz için kalkmaya niyetlendiği halde uyuyan her kulun uykusu, Allah’ın onun adına verdiği bir sadakadır ve ettiği niyetin sevabı kendisine yazılır.” [91]
      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

      Yorum


        #18
        Ynt: ATET VE HADİSLERDE NAMAZ

        19. Bölüm: Cuma Namazı


        “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman Allah'ı anmaya koşun; alım satımı bırakın; bilseniz, bu sizin için daha iyidir.” [92]

        80.Resulullah (s.a.a): “Her kim üç Cuma namazını önemsemeyerek terkederse Allah kalbini mühürler.” [93]

        81.Resulullah (s.a.a): “Cuma namazı fakirlerin haccıdır.” [94]

        82.Resulullah (s.a.a): “Her kim iman üzere ve Allah için Cuma namazı kılarsa amellerine baştan başlamıştır. (Allah ona karşılık geçmiş günahlarını bağışlar amel defterini yeniden açar.)” [95]

        83.İmam Bakır (a.s): “Cuma namazı farzdır. İmam’ın varlığında Cuma namazı için toplanmak farzdır. O halde erkek hiç bir özrü olmaksızın üç Cuma namazını terkederse üç farzı terketmiş olur. Üç farzı hiçbir özrü olmaksızın sadece münafık terkeder.” [96]
        __________________
        Kaynakça:
        [1]- Bakara, 238
        [2]- Nisa suresi 103
        [3]- İbrahim suresi 40
        [4]- Deaim’ul İslam, 1/133
        [5]- Mekarim’ul Ahlak, 2/366
        [6]- Gurer’ul Hikem, 2214
        [7]- Tenbih’ul Havatir, 2/78
        [8]- el-Hisal, 620/10
        [9]- el-Mehasin, 1/116/117
        [10]- el-Fakih, 1/210/638
        [11]- el-Kafi, 3/264/1
        [12]- Ankebut, 45
        [13]- Kenz’ul Ummal, 20083
        [14]- el-Bihar, 82/198
        [15]- a. g. e. 227/54
        [16]- el-Hisal, 628/10
        [17]- el-Bihar, 82/209/19
        [18]- el-Kafi, 3/268/4
        [19]- Emali et-Tusi, 296/582
        [20]- el-Bihar, 82/236/66
        [21]- Mekarim’ul Ahlak, 2/366/2661
        [22]- el-Hisal, 632/10
        [23]- a.g.e, 632/10
        [24]- Mü’minun, 1, 2
        [25]- el-Firdevs, 5/195/7935
        [26]- Deail’ul İslam, 1/158
        [27]- Felah’us Sail, 161
        [28]- el-Hisal, 628
        [29]- Deaim’ul İslam, 1/159
        [30]- a. g. e. 70/400/72
        [31]- el-Bihar, 70/400/72
        [32]- a.g.e, 8/346/30
        [33]- Deaim’ul İslam, 1/158
        [34]- el-Kafi, 3/300/4
        [35]- Felah’us Sail, 161
        [36]- el-Bihar, 84/258/56
        [37]- a. g. e. 257/55
        [38]- Cami’ul Ahbar, 412/1141
        [39]- İlel’uş Şerayi’, 345/1
        [40]- Beşaret’ul Mustafa, 28
        [41]- Menakıb-i İbn-i Şehr-i Aşub, 4/131
        [42]- el-Kafi, 3/266/11
        [43]- a.g.e, 2/349/5
        [44]- Mekarim’ul Ahlak, 2/324/2656
        [45]- el-Mehasin, 1/406/921
        [46]- el-Bihar, 84/249/41
        [47]- Sevab’ul A’mal, 68/1
        [48]- el-Bihar, 84/260/59
        [49]- el-Kafi, 3/266/12
        [50]- el-Bihar, 72/198/26
        [51]- a.g.e, 84/249/41
        [52]- Mişkat’ul Envar, 46
        [53]- Emali es-Seduk, 337/12
        [54]- Nisa, 142
        [55]- el-Bihar, 77/22/6
        [56]- a.g.e, 84/283/5
        [57]- Tefsir’ul-Ayyaşi, 1/242/134
        [58]- Maun, 4 ve 5
        [59]- Müminun, 9 ve 10
        [60]- Tenbih’ul Havatir, 2/122
        [61]- el-Bihar, 83/14/25
        [62]- el-Kafi, 3/274/8
        [63]- Sevab’ul Ummal, 58/2
        [64]- el-Bihar, 83/21/38
        [65]- Müddessir, 40-43
        [66]- Sevab’ul A’mal, 275/1
        [67]- İlel’uş Şerayi’, 339/1
        [68]- el-Kafi, 3/269/7
        [69]- Müstedrek’ul Vesail, 3/25/2923
        [70]- el-Mehasin, 2/126/1348
        [71]- Vesail, 3/478/2
        [72]- el-Kafi, 3/371/3
        [73]- Emali et-Tusi, 29/31
        [74]- Nehc’ul Belağa, 52. Mektup
        [75]- el-Kafi, 3/376/5
        [76]- İsra, 79
        [77]- Müzzemmil, 6
        [78]- Emali es-Seduk, 349/1
        [79]- Sunen-u Ebi Davud, 1450
        [80]- Emali es-Seduk, 230/9
        [81]- Kenz’ul Ummal, 21428
        [82]- el-Bihar, 87/143/17
        [83]- Muaviye ile savaştığı o korkunç gece.
        [84]- el-Bihar, 41/17/10
        [85]- el-Kafi, 3/488/9
        [86]- Mean’il Ahbar, 342/1
        [87]- el-Bihar, 8/126/27
        [88]- İlel’uş Şerayi, 363/1
        [89]- el-Kafi, 3/450/34
        [90]- İlel’uş Şerayi, 362/2
        [91]- Kenz’ul Ummal, 21475
        [92]- Cuma, 9
        [93]- Vesail’uş Şia, 5/6/25
        [94]- ed-Deavat lir-Ravendi, 37/91
        [95]- el-Fakih, 1/427/1260
        [96]- el-Bihar, 89/184/21
        "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

        Yorum


          #19
          Ynt: ATET VE HADİSLERDE NAMAZ

          ALLAH razı olsun bizleri bilgilendirdiginiz için
          Rabbim bizleri namazı kabul olanlardan eylesin inşALLAH


          ''Ey göz!
          Yaşla dolup taş,ağla ağla durmadan,
          Çünkü kim ağlayacak şehitlere sonradan
          Ağla o kervana ki taktir ile yürüyor,
          Ahde vefa etmeğe ölüm onu sürüyor''


          Yorum


            #20
            Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

            [quote author=Şehadet link=topic=5455.msg32988#msg32988 date=1243974352]
            ALLAH razı olsun bizleri bilgilendirdiginiz için
            Rabbim bizleri namazı kabul olanlardan eylesin inşALLAH

            [/quote]

            Allah sizden de razı olsun inş. Amin.
            Allah Teala namazımızı, bütün çirkinliklerden alıkoyan, diğer amellerimizin de kabul olmasına sebep olan makbul namazlardan karar kılsın inş.
            "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

            Yorum


              #21
              Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

              NAMAZ


              Doğru ve hal üzere namaz kılmak sadece evin erkeğinin görevi değildir. Kur’an'a göre Allah Teala namazı, kadın ve çocuklarına intikal ettirme görevini evin erkeğine vermiştir.
              Dolayısıyla da evin erkeği de yumuşak bir tonla eşini ve çocuklarını namaz alanına sokmalı, onları bu en iyi amele teşvik etmelidir.

              “Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de onda devamlı ol. Biz senden rızık istemiyoruz, sana rızık veren biziz. Sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanındır.”[1]

              Kur’an-ı Kerim'de de okuduğumuz üzere Hz. İsmail’in özelliklerinden birisi de eş ve çocuklarını namaza davet etmesidir: “O ehline namazı emrederdi.”[2]

              Hakeza Kur’an'da okuduğumuz üzere Hz. İbrahim (a.s) da Allah’tan kıyamete kadar kendisi ve nesli için namaz kılmayı istemiştir:
              “Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle.”[3]

              Allah Resulü de bir çok rivayetlerde namazı göz nuru olarak anmıştır.[4]

              Altıncı İmam (a.s) şöyle buyurmuştur: “Marifetten sonra bu namaza denk hiçbir şey yoktur.”[5]

              Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sizlere namazı ve namazı korumayı tavsiye ediyorum. Şüphesiz namaz en hayırlı ameldir ve o dininizin direğidir.”[6]

              Kur’an-ı Kerim namazı, insanı zahir ve batın pisliklerinden koruyucu bir etken olarak kabul etmektedir:
              “Şüphesiz namaz fuhuş ve münkerden alıkoyar.”[7]

              Neden kadın ve çocuklarımızı namaza çağırmayalım ve onların namaz kılması için gerekli ortamı sağlamayalım. Oysa bu durumda evin atmosferi fuhuş ve kötülüklerden temizlenecek, kendimiz ve onlar daha rahat bir şekilde yaşayacaklardır. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz kulun hesaba çekildiği ilk şey namazdır. Eğer namaz kabul görürse diğer amelleri de kabul görür.”

              Namazı zayi etmek, namazı hafife almak ve bu büyük ibadeti terk etmek, insanın peygamberin şefaatinden mahrum kalmasına, kıyamette utanmasına, Hak Teala'nın rahmetinden kovulmasına ve cennete girmesine engel olunmasına sebep olur.

              Kendimizin, eşimizin ve çocuklarımızın namazından gaflet etmeyelim. Kıyamet günü kadın ve çocuklarımızın Hak Teala nezdinde şikayette bulunmasına maruz kalmayalım. Onlar Hak Teala’nın huzurunda şöyle diyebilirler: Eğer bizi namaza davet etmiş olsaydı icabet ederdik.” Amel defterimizde namazın olmayışı ilk aşamada kocanın ve babanın suçudur, ikinci aşamada ise bizim suçumuzdur.

              Allah’ım! “Onun namaza ilgisizliği bizleri namazdan gafil kıldı. O halde ondan intikamımız al, onu lanetine maruz kıl ve onun azabını bizim azabımızın iki katı karar kıl.”

              Çocuklar ilginç fotoğrafçılardır. Onlar büyüklerinin bütün davranış, amel, ahlak, halet ve hareketlerini taklit ederler. Eğer namaz kılar, oruç tutar, Kur’an okur, güler yüzlü olur, muhabbet gösterir, vakar ve edeb içinde bulunurlarsa, bütün bunları taklit ederler, bir müddet sonra da bu hakikatler onların vücut iklimine işlemiş olur.

              Hakeza İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Çocuklarınıza namazı öğretiniz ve buluğ çağına eriştiklerinde de namaz meselesini ciddiye almalarını sağlayınız.”
              "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

              Yorum


                #22
                Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                Namazları Ertelemek


                Namaz, en kamil bir ibadet, en güzel bir kulluk merasimi ve alemlerin Rabbine karşı huşu ve tevazu izharında bulunmaktır.
                Kur’ân ayetleri ve rivayetler de namaz hususunda çok önemli gerçekleri söz konusu etmiştir ki bu gerçeklerden bazılarına başlıklar şeklinde işaret etmek istiyorum.
                Namaz insanı fuhuş ve kötülüklerden korur, namaz kılmak mümin topluluğun nişanelerindendir. Bütün peygamberler, namaz kılan kimselerdi. Peygamberler, ailelerini de namaz kılmaya davet etmişlerdir.

                Bütün namazlara dikkat göstermek, farz olan görevlerdendir. Namaz kılmayan kimse, Allah’ın rahmetinden mahrumdur ve şefaatçilerin şefaati onu kapsamaz. Namaz dinin kanunlarındandır. Allah’ın hoşnutluğunun cilve mekanıdır ve Peygamberlerin aydınlık yoludur. Namaz, dini ikrar ettikten sonra İslam’ın başında yer almaktadır. Her şeyin bir şerafeti ve yüceliği vardır. Dinin şerafet ve yüceliği ise namazdır. Namaz, şeytanın saldırıları karşısında sağlam bir kaledir. Namaz, rahmetin iniş sebebidir. Allah nezdinde en sevimli amel namazdır. Namaz peygamberlerin en son vasiyetidir. Namaz Allah Resulü’nün göz nurudur. Namaz her takvalı insanı Allah’a yaklaştırandır. Namaz, marifetten sonra en yüce ameldir. Namaz ilmin sütunudur. Namazın şartlarına riayet ederek kılmak, bağışlanma sebebidir.

                Kıyamette insanların sorguya çekildiği ilk şey namazdır. Allah’ın kulların amellerinden aldığı ilk şey namazdır. Kıyamette hesaba çekilen ilk amel namazdır. Namaz, insanı kibirden temizleme sebebidir. Namazın kabul olması, takvanın, istekli olmanın, sakınmanın ve haramlardan uzak durmanın ipoteğindedir. Vaktinde kılınan namazın üstünlüğü, ahiretin dünyaya üstünlüğü gibidir. Mümin için namazı erteleme karşısında vaktinde kıldığı namazın üstünlüğü, malından ve çocuklarından daha iyidir. Namaz kılmayan kimse kafirdir. Namaz kılmayan kimse, ölümden sonra Yahudilerin veya Hıristiyanların veya Mecusilerin safına katılır. Namazı önemsememek, Allah Resulü tarafından reddedilmeye sebep olur. Namazı terk etmek, namazı zayi etmek, namazı hafife almak, namazı ertelemek, namazı ilk vaktinden tehir etmek şüphesiz duanın icabetine engel olan etkenlerdir.

                Büyük arif, yüce filozof ve takvalı alim, Molla Muhsin Feyz Kaşani çok önemli “Vafi” adlı kitabında, Takibat-i Nemaz babında, Masum’dan (a.s) şöyle rivayet etmektedir:
                “Eğer namaz kılan kimse, farz namazını kıldıktan sonra şükür secdesine kapanır, Allah’ın kendisine bağışladığı nimetleri tek tek hatırlar ve şükrederse, Hak Teala meleklere şöyle hitap eder: “Ey melekler! Kulum farz namazını eda etti ve bana şükretmeye koyuldu, ona nasıl davranayım?” Melekler şöyle derler: “Onun ihtiyaçlarını gider.” Meleklere şöyle hitap edilir: “İhtiyaçlarını giderdim artık ne yapayım?” Melekler şöyle derler: “Ona ahirette kurtuluş nasip et.” Meleklere şöyle hitap edilir: “Ona kurtuluş verdim, artık ne yapayım?” Melekler şöyle der: “Ona rızk genişliği nasip et.” Meleklere şöyle hitap edilir: “Ona rızk genişliği verdim, artık ne yapayım?” Melekler şöyle der: “Ona salih bir evlat nasip et.” Meleklere şöyle hitap edilir: “Ona salih evlat nasip ettim.” Namaz kılan kimse, secdede Allah’a şükrettikçe Allah hitap eder, melekler de kendisine dua ederler. Nihayet melekler şöyle derler: “Ya Rab! Biz onun için hayırlı olan her şeyi senden istedik, sen de bağışta bulundun, artık isteyecek bir şey bilmiyoruz.” Meleklere şöyle hitap edilir: “Siz bilemezsiniz, ama ben biliyorum.” O bana şükretti, ben de onun şükrünü takdir edeceğim. Benim şükrü takdir etmem ise nimet kapılarını yüzüne açmamdır.”

                İbadetler arasında kapsamlı bir ibadet diyebileceğimiz tek ibadet namazdır. Namaz kılan kimse namaz vesilesiyle Hak Teala’nın huzurunda tümüyle huzu, tevazu ve küçüklük izharında bulunmaktadır. Namaz vesilesiyle, Allah’ın birliğini ikrar etmektedir ve namaz vesilesiyle, Allah’ın dergahına şükrünü belirtmektedir. Araştırma ve marifete dayalı olarak Allah’ın varlığını itiraf etmektedir. Bu organlar insanların iradesiyle birleşerek zevk ve iştiyakla mescide, Kabe’ye, Peygamber ve İmamların haremine koşmaktadırlar.

                Bu bölümde kapsamlı bir ibadet olan namaz hakkındaki rivayetleri nakletmek istiyoruz. Allah-u Teala’dan acizane bir şekilde, bütün şartlarına, özellikle de ihlas ve hulus özelliğine riayet ederek insanın ferdi azaba duçar olmasına engel olan ve en büyük ibadet sayılan namaz hakkında başarılı kılmasını diliyoruz.

                Allah Resulü (s.a.a) namaz hakkında bir rivayette şöyle buyurmuştur: “Namaz dinin kanunlarındandır. Namazda aziz ve celil olan Rabbin rızayeti vardır ve namaz peygamberlerin yoludur.”[8]

                Hakeza Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Övgüsü yüce olan Allah benim göz nurumu namazda karar kılmıştır. Aç kimseye yemeyi ve susuz kimseye suyu sevdirdiği gibi bana da namazı sevdirmiştir. Aç kimse yediğinde doyar, susuz kimse de su içtiğinde suya kanar ama ben asla namaza doymuyorum”[9]

                Hakeza Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Namaz için ayağa kalkıp kıbleye yöneldiğinde, Fatiha suresini ve Kur’ân surelerinden mümkün olan bir sureyi okuyup rükuya gittiğinde, rüku, secde, teşehhüd ve selamını tamamladığında, gelecek namaza kadar seninle kıldığın namaz arasındaki bütün günahların bağışlanmış olur.”[10]

                Müminlerin Emiri Ali (a.s) namaz hakkında birkaç rivayette şöyle buyurmuştur: “Namaz rahmet indirir.”[11]
                Hakeza: “Namaz her takvalı kimse için Allah’a yakınlaştırıcıdır.”[12]
                Hakeza: “Sizlere namazı ve namazı korumayı tavsiye ediyorum. Şüphesiz ki namaz en hayırlı ameldir ve namaz dininizin direğidir.”[13]

                Hakeza: “Şüphesiz insan namazda olduğu müddetçe bedeni ve elbisesi ve etrafındaki her şey tesbih eder.”[14]Hakeza: “Ey Kumeyl! Namaz kılman, oruç tutman ve sadaka vermen iş değildir. Şüphesiz iş, temiz bir kalple namaz kılmak, Allah katında hoşnutluk kazanan bir amel etmek ve düzgün bir huşu içerisinde olmaktır.” [15]

                Kur’ân-ı Kerim’den sonra Kutub-i Erbea, Vesail’uş-Şia ve benzeri birçok muteber ve güvenilir Şii kaynakları, namazın dünyevi ve uhrevi eserlerini elde etmek için en kamil ve en iyi kaynak konumundadırlar.
                "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                Yorum


                  #23
                  Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                  Çok Önemli Bir Hadis


                  Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Namaz dinin direğidir ve namazda on haslet vardır: “Yüzün süslenişi, kalp nuru, beden rahatlığı, kabir dostu, rahmet indiren, göklerin kandili, terazinin ağırlığı, rabbin hoşnutluğu, cennetin pahası, ateşten koruyan bir perde. O halde kim namaz kılarsa şüphesiz dini ikame etmiştir. Kim de namazı terk ederse, şüphesiz dini tahrip etmiştir.”[16]

                  Gerçekten de çok ilginçtir, yüce olan Allah yerine getirilmesinin hiçbir zahmet ve meşakkati olmayan iki rekat namaz için ne kadar etkiler ve sonuçlar takdir etmiştir.

                  Nitekim Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her namazın vakti geldiğinde bir melek insanların önünde şöyle nida eder: “Ey insanlar! Arkanızda yaktığınız ateşe doğru ayağa kalkın ve onu namazlarınızla söndürünüz.”[17]
                  "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                  Yorum


                    #24
                    Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                    ŞÜKREDEN KUL


                    İmam Ali (a.s), Yahudi birisine Resulullah (s.a.a)’in her açıdan bütün peygamberlerden daha üstün olduğunu vasf ederken O Hazretin ibadetine değinerek şöyle buyurdular:

                    “Resulullah (s.a.a) namaza kalktığında, şiddetli bir şekilde ağladığından dolayı kaynayan tencereden duyulan ses gibi O Hazretin göğüs ve karnından ağlamak sesi duyuluyordu. Oysa Allah Teala onu azabından güvende kılmıştı. Bu ibadet ve ağlamasıyla Rabbine huşu etmek ve ona uyanlara imam ve örnek olmak istiyordu. O kadar namaz ve ibadet için ayakta durdu ki, ayakları şişti; yüzünün rengi sarardı. Gecelerin hepsini ibadetle geçiriyordu; öyle ki Allah-u Teala ayet nazil ederek şöyle buyurdu:
                    “Tâhâ! Biz sana bu Kur’ân’ı güçlük çekmen için indirmedik.”[18]

                    Birisi Resulullah’ın bu halini görünce: “Ya Resulellah! Allah-u Teala senin geçmiş ve son günahlarını affetmemiş midir; o halde neden bu kadar zahmet çekiyorsun?” dediğinde Resulullah (s.a.a): “Evet öyledir; ama Allah’ın şükreden kulu olmayayım mı?” diye buyurdular.”[19]
                    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                    Yorum


                      #25
                      Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                      "Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Şüphesiz o(sabır ve namaz) Allah'a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen görevdir" Bakara/45

                      Rab katında kıldığımız namazlar kabul olur inş...emeğinize sağlık Allah razı olsun...
                      [center]

                      [center][center]

                      Yorum


                        #26
                        Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                        İKİ REKAT İHLASLI NAMAZ


                        Resulullah (s.a.a) için iki iri deve getirdiklerinde Hazret ashabına şöyle buyurdu:
                        İçinizde dünya hakkında düşünmeksizin iki rekat namaz kılacak birisi var mıdır? Kim kılarsa ona bu iki deveden birini vereceğim.”

                        Resulullah (s.a.a) bu sözünü birkaç kez tekrarladı. Ashaptan hiç kimse cevap vermeyince Emir’ul-Müminin Hz. Ali (a.s) ayağa kalkarak: “Ya Resulellah! Ben buyurduğunuz şekilde iki rekat namaz kılmaya hazırım” dedi.
                        Resulullah (s.a.a): “Çok iyi, kıl” diye buyurdu.

                        Emir’ul-Müminin Ali (a.s) namaza başladı. Namazın selamını verdiğinde Cebrail yeryüzüne inerek şöyle dedi: Allah-u Teala buyuruyor ki: Bu develerden birini Ali’ye ver.”

                        Resulullah (s.a.a) buyurdu ki:
                        “Ben, namaz kılarken dünya işleriyle ilgili herhangi bir şeyi düşünmemeyi şart koşmuştum. Oysa Ali teşehhüt okurken: “Develerden hangisini alayım” diye düşündü.”

                        Cebrail: “Allah-u Teala buyuruyor ki: Ali’nin hedefi, semiz olan deveyi alıp onu keserek fakirlere vermekti, bundan dolayı düşüncesi Allah içindi, kendisi veya dünya için değildi” dedi.

                        Bu esnada Peygamber (s.a.a), Hz. Ali’ye teşekkür ve onu takdir etmek için her iki deveyi ona verdi.

                        Allah-u Teala da bir ayetin zımnında Hz. Ali’yi takdir etmek için şöyle buyurdu:
                        “İnne fî zalike le-zikra limen kane lehu kalbun ev elka’s-sem’a ve huve şehid.” “Hiç şüphesiz bunda, kalbi olan ya da bir şahit olarak kulak veren kimse için elbette bir öğüt vardır.”[20]

                        Sonra Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular:
                        “Kim iki rekat namaz kılar da dünya işleri hakkında bir şey düşünmemiş olursa, Allah-u Teala ondan razı olup günahlarını affeder.”[21]

                        "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                        Yorum


                          #27
                          Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                          [quote author=yebne-zehra link=topic=5455.msg33028#msg33028 date=1244014620]
                          "Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Şüphesiz o(sabır ve namaz) Allah'a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen görevdir" Bakara/45

                          Rab katında kıldığımız namazlar kabul olur inş...emeğinize sağlık Allah razı olsun...
                          [/quote]

                          Amin inşaAllah. Allah sizden de razı olsun, sizin de emeğinize sağlık ve bereket inş
                          "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                          Yorum


                            #28
                            Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                            SAVAŞ MEYDANINDA NAMAZ


                            Aşura günü öğle namazı vakti, Ebu Semame-i Saydavi İmam Hüseyin (a.s)’a şöyle arz etti:
                            “Ya Eba Abdullah! Canım size feda olsun! Düşmanın ordusu size yaklaştı, Allah’a ant olsun ki, ben senin huzurunda öldürülmedikçe sen öldürülmeyeceksin; gönlüm, seninle öğle namazı kıldıktan sonra Rabbimi mülakat etmeyi (şahadet şerbetini içmeyi) istiyor.”

                            İmam Hüseyin (a.s) göğe doğru bakarak şöyle buyurdular:
                            “Bize namazı hatırlattın, Allah seni namaz kılanlardan etsin. Evet, namazın ilk vaktidir. Bu halktan, namaz kılmamız için savaşı durdurmalarını isteyin.”

                            Hasin bin Numeyr, İmam Hüseyin’in sözünü duyunca şöyle seslendi: “Sizin namazınız Allah katında kabul değildir.”
                            Habib bin Mezahir onun bu sözüne karşılık şöyle dedi: “Ey alçak! Resulullah’ın oğlunun namazının kabul olmayıp da senin namazının kabul olacağını mı zannediyorsun?!...”

                            Daha sonra Züheyr bin Kayn ve Said bin Abdullah, İmam Hüseyin (a.s)’ın namaz kılması için Hazreti korumak amacıyla O’nun önünde durdular; İmam (a.s) da az bir yareniyle namaz kıldılar. Said bin Abdullah, kendisini İmam’a taraf atılan oklara siper ediyordu, bedenine o kadar ok isabet etti ki, ayak üstünde duramayıp yere düşerek şöyle dedi:

                            “Allah’ım! Âd ve Semud kavmine lanet ettiğin gibi bu kavme de (Kufe halkına da) lanet et! Allah’ım! Benim selamımı Peygamberine ulaştır; O’nu bunca yaraların acısından haberdar et; çünkü bu işten hedefim, Peygamberinin oğluna yardım etmektir.”

                            Said, bu olaydan sonra şahadete erişti. Allah’ın rahmet ve rızvanı ona olsun. [22]
                            "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                            Yorum


                              #29
                              Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                              HAYATIN SON ANINDA EN ÖNEMLİ SÖZ


                              Ebu Besir şöyle diyor: İmam sadık (a.s)’ın vefatından sonra, hanımı Hamide’ye tesliyet demek için O Hazretin evine gittim. Hanımı beni görünce ağladı, ben de ağladım. Daha sonra şöyle dedi: “Ey Ebu Besir! Eğer İmam (a.s)’ın ömrünün son anında kenarında olmuş olsaydın ilginç bir olayı görmüş olacaktın!” “Hangi olayı?” dediğimde şöyle dedi: İmam Sadık (a.s)’ın ömrünün son anları idi, aniden mübarek gözlerini açarak buyurdular ki: “Hemen şimdi bütün akraba ve yakınlarımı buraya toplayın!” Biz bütün akraba ve dostları İmam (a.s)’ın yanına topladık; öyle ki İmam (a.s)’ın akraba ve dostlarından hiç kimse geride kalmadı. Herkes toplanınca İmam (a.s) onlara bakarak şöyle buyurdular: “Şüphesiz bizim şefaatimiz, namazı hafif sayanlara (ona önem vermeyenlere) ulaşmayacaktır.”[23]

                              _______________
                              Kaynaklar:
                              [1] - Ta- Ha / 132
                              [2] - Meryem / 55
                              [3] - İbrahim / 40
                              [4] - Bihar, c. 77, s. 77
                              [5] - Bihar, c. 69, s. 406
                              [6] - Bihar, c. 82, s. 209
                              [7] - Ankebut / 45
                              [8] - el-Hisal, c. 2, s. 522, 11. hadis ve Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 3092, es-Salat, 10528. hadis
                              [9] - Mekarim’ul-Ahlak, s. 461, el-Fesl’ul-Hamis ve Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 3092, es-Salat, 10535. hadis
                              [10] - Emali’yi Saduk, s. 549, 22. hadis; Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 3096; Salat, 10556. hadis
                              [11] - Gurer’ul-Hikem, s. 175, 3341. hadis ve Mizan’ul- Hikmet, c. 7, s. 3092, es-Selat, 10532. hadis
                              [12] - el-Hisal, c. 2, s. 620 ve Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 3094, es-Selat, 10537. hadis
                              [13] - Emali-yi-Tusi, s. 522, 1157. hadis ve Mizan’ul- Hikmet, c. 7, s. 3094, es-Selat, 10543. hadis
                              [14] - İlel’uş-Şerayi’, c. 2, s. 336, 33. Bab, 2. hadis ve Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 3104, es-Selat, 10585. hadis
                              [15] - Tuhaf’ul-Ukul, s. 174, Vasiyet’un li Kumeyl b. Ziyad ve Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 3106, es-Selat, 10592. hadis
                              [16] - Mevaiz’ul-Adediyye, s. 371
                              [17] - Men la Yehzuruh’ul- Fakih, c. 1, s. 208, Bab-u Fezl’is-Salat, 624. Hadis
                              [18] - Tâha / 1-2
                              [19] - Bihar, c. 17, s. 257 ve 287
                              [20] - Kâf / 37
                              [21] - Bihar, c. 36, s. 191
                              [22] - Bihar, c. 45, s. 21
                              [23] - Vesail’uş-Şia, c. 3, s. 17
                              "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                              Yorum


                                #30
                                Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                                Müslümanım diyen bir kimse namaz kılmak zorundadır. Zira Hem Allah Teala, hem Hz. Peygamber (s.a.a) hem de müminlerin emiri olan Hz. Ali (a.s) ve diğer Ehlibeyt İmamları namazın farz olduğunu ayet ve hadislerde önemle vurgulamışlar. Kur'an'da namazla ilgili birçok ayetler vardır. Hz. Peygamber ve Ehlibeyt İmamları sürekli Kur'an'ı bizzat kendileri okuyor, onu okutuyor ve ona göre de amel ediyorlardı. Onlar hiçbir zaman Kur'an'ın emri dışına çıkmamışlardır, Kur'an'ın emirlerini uygulamak yolunda can ve mallarından geçmişlerdir. Onların siresine baktığımızda onların Kur'an'a ne kadar önem verdiklerini çok iyi görebiliyoruz, hatta bizlere her gün Kuran'dan elli bir ayet okuyun diye tavsiyede bulunmuşlardır.

                                Bazı garazlı veya cahil insanlar (Bektaşiler gibi) namaz Arapçada salat olarak geçer, salatın manası da duadır, dolayısıyla namaz diye bir şey yoktur diyorlar. Bunlara cevap olarak şöyle deriz:
                                Bazı lafız ve sözcüklerin hem lugat, hem de ıstılah manaları vardır. Istılah anlamını taşıyan yerlerde lugat anlamı getirilirse, tamamiyle yanlış ve çarpıtma olur. Öreneğin, "hac" luğatta; kasıt manasınadır ama ıstılahta (şeriatta), Allah rızası için O'nun evini (Kabe'yi) ziyaret etmek ve gereken amelleri yapmaktır. "Savm" (oruç) da lugatta; bir işten kendini tutmaktır ama ıstılahta; belli vakitlerde sabah ezanından akşam ezanına kadar yemek ve içmekten ve cinsi münasebetten uzak durmaktır. "Zekat" da lugatta; temizlik, fazlalık manasınadır ama ıstılahta; kişinin kendi malından Allah yolunda gereken yerlere infak ettiği muayyen miktarda bir maldır. Söz konusu olan "Salat" da lugatta; dua, rahmet vs. manalara gelebilir ama ıstılahta; belli vakitlerde Allah rızası için kılınan namazdır.

                                İşte bundan dolayı bazı lafız ve sözcükleri lugat manasına yorumlamak yanlış ve saptırma olur. Kalplerinde hastalık olanlar, işlerine gelmediğinden kelimenin ıstılah manasını değil lugat manasını alarak cahil olan insanları saptırmak isterler. Allah (c.c) bütün müslümanları onların şerrinden korusun.
                                "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X