Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #46
    Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

    Günahlar Nasıl Dökülüyor?


    Ebu Osman şöyle diyor:
    Ben Selman-i Farisî ile bir ağacın altında oturmuştuk. O, ağacın bir dalından tutarak onu silkti. Derken ağacın üzerindeki bütün yapraklar döküldü.
    Bu esnada bana dönerek: "Neden böyle yaptığımı sormuyor musun?" dedi.
    Ben de: "Neden böyle yaptınız?" diye sordum.
    Selman-i Farisi şöyle dedi:
    "Bir gün Resulullah (s.a.a)'in huzurunda bir ağacın altında oturmuştuk. Resulullah (s.a.a) ağacın kurumuş dalını tutarak onu silkti. Derken ağacın bütün yaprakları yere döküldü. Daha sonra şöyle buyurdular:
    "Ya Selman! Neden böyle yaptığımı sormuyor musun?"
    Ben: "Neden böyle yaptınız?" diye sordum.
    Buyurdular ki: "Müslüman bir kimse, güzel bir şekilde abdest alıp beş vakit namazlarını kılarsa, bu ağacın yaprakları döküldüğü gibi onun da günahları dökülür."

    (Bihar, c. 82, s. 319)
    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

    Yorum


      #47
      Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

      Mutlu İnsan


      İmam Sadık (a.s)'dan naklen şöyle rivayet etmişlerdir: Bir gün Resulullah (s.a.a) ashabıyla birlikte iki dağ arasındaki yoldan geçerken şöyle buyurdular: "Şimdi karşınıza, şeytanın kendisine üç gün yaklaşmadığı bir şahıs çıkacaktır."
      Çok geçmeksizin, derisi kemiklerine yapışan, gözleri çukura inen ve dudakları çok yeşillik yediğinden dolayı yeşil olan bir Arap gözüktü.
      Yakına gelince: "Peygamber kimdir?" diye sordu.
      Peygamber (s.a.a)'i ona gösterdiklerinde, Peygamber (s.a.a)'in huzuruna gelerek: "Ya Resulellah! İslam'ı bana öğret" dedi.
      Peygamber (s.a.a) buyurdular ki: "De ki: "Eşhedu en lâ ilahe illâllah ve eşhedu enne Muhammed'en resulullah"(1)
      Göçebe Arap bu şehadet kelimesini ikrar etti.
      Resulullah (s.a.a): "Beş vakit namazlarını kılmalısın; Ramazan ayı orucunu tutmalısın."
      Göçebe Arap: "Kabul ediyorum."
      Resulullah (s.a.a): "Hac amellerini yapman, zekatını vermen ve cenabet guslü dökmen gerekir."
      Göçebe Arap: "Kabul ettim."
      Peygamber-i Ekrem ve ashabı, söz konusu Arap İslam'ı kabul ettikten sonra kendi yollarına devam ettiler. Bir miktar yol kat ettikten sonra göçebe Arab'ın devesi kafileden geriye kaldı.
      Peygamber (s.a.a) onu görmeyince durup onu sordu. Ashap: "Onun devesi iyi hareket edemediğinden dolayı kafileden geri kaldı" dediler.
      Müslümanlar geri dönerek onu aramaya koyuldular. Nihayet onu ordunun arkasında buldular. Onun devesinin ayağı bir farenin yuvasına geçerek hem devenin ve hem de onun boynu kırılmıştı; ikisi de orada can vermişlerdi.
      Peygamber (s.a.a) orada bir çadır kurmalarını ve ona gusül vermelerini emretti. Daha sonra kendisi çadıra girerek onu kefenledi.
      Peygamber-i Ekrem (s.a.a) alnından ter döküldüğü halde çadırdan dışarı çıkarak şöyle buyurdular:
      "Bu göçebe Arap aç olduğa bir halde dünyadan göçtü; o, iman edip imanını zulümle karıştırmayan kimselerdendir; o, tertemiz bir imanla dünyadan ayrıldı. İşte bundan dolayı huriler cennet meyveleriyle onu karşılamaya geldiler; onun etrafını sararak şöyle diyorlar: Ya Resulellah! Siz aracı olunuz da bu adam cennette bizimle evlensin ve biz onun eşi olalım."(2)
      _______________
      1 - "Tanıklık ediyorum ki, Allah'dan başka ilah yoktur ve Muhammed de O'nun elçisidir."
      2 - Bihar, c. 22, s. 75; c. 68, s. 282
      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

      Yorum


        #48
        Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

        Namazın Ferdi Etkileri


        Biz müminler ve Ehl-i Beyt şiası namaza gereken önemi vermeliyiz. Namaz bir örf ve ananeden ibaret değildir. Namaz, ister bireyin kendisi açısından ve ister toplumsal açıdan çok önemli semerelere sahip ilahi bir görevdir.

        Namaz, insanın hem ruhunu, hem vücudunu, hem de fikrini etkilemekte ve tüm bunları insanın mutluluğu için devreye sokmaktadır.

        Namazın en önemli sonuçlarından biri, insanı kötülüklerden korumasıdır. Allah Teala buyuruyor ki:

        "...Namazı hakkınca kılın. Gerçekten namaz (insanı) kötülüklerden sakındırır..."

        Namaz, ruhun kemale ermesi ve insanın kötülüklerden arınması ve fikrin olgunlaşması için Yüce Allah tarafından konulmuş eğitici bir programdır ve aynı zamanda sürekli olarak kul ile Allah'ın ilişkisini sağlayan bir vasıtadır.

        Namaz, insanın iradesini zayıflatan ve onu cebren günahtan koruyan muhtevasız bir ibadet değildir; namaz doğru şekilde kılınırsa, insana ruhi yönden öyle bir aydınlık ve güç kazandırır ki, insan kendi iradesiyle iyi işlere daha fazla önem vermeye başlar ve kötülüklerden kaçınır. Ama namaz kılamayan bir kimsede böyle bir ruhi hazırlık ve güç bulunmaz bu yüzden namaz kılmayan birisinin kötülüklerden kendi isteğiyle kopması ve iyiliklere yönelmesi kolay değildir.

        Namaz mümin kimsenin doğruluk ve takvasının artmasına sebep olur. Namazı kılmamak ise kişinin kalbinin kararmasına ve daha fazla günaha yönelmesine ve nihayet kurtuluş yollarının yüzüne kapanarak cehennemlik olmasına sebep olur. Elbette namazın insanı kötülüklerden korumasının değişik aşamaları vardır ve bu namaz kılanın iman derecesine, namaza gerçek manada yönelişine, namazda kalbinin huşu ve huzu içerisinde olmasına bağlı olarak değişmektedir.

        Namazı, kural ve adabını riayet ederek tam olarak yerine getirmek, insanın yüce ilahi makamlara ve insani erdemlere erişmesinde büyük bir rol oynamakta ve birey ve toplum olarak insanın sağlıklı bir hayata kavuşmasına yardımcı olmaktadır.

        Namaz kılan kimse, gasp olan bir elbiseyle ve gasp olan bir yerde namazın geçersiz ve batıl olduğunu bildiği için, hatta abdest ve gusül almak için kullanılan suyun bile temiz ve helal olmasının şart olduğunu nazara alarak başkalarının hakkına riayet etmeye, onların malına el uzatmamaya ve sürekli olarak gasp olan bir şeyden sakınmaya dini bir görev olarak özen gösterir.

        Namazdaki rüku, secde ve diğer farzları emir olunduğu şekilde yerine getirmek, namaz kılanı sürekli olarak düzenli olmaya ve işlerinde ihmalkarlık ve başıboşluktan uzak olmaya alıştırır.

        Yüce Allah huzurunda boyun eğme ve onun verdiği nimetleri anmak gayesini taşıyan namaz, kişinin mütevazı ve başkalarının iyiliği karşısında duyarlı olmasına ve tekebbür, çekemezlik, bencillik ve diğer kötü huylardan uzak olmasına sebep olur.

        Hz. Fatıma (s.a) şöyle buyurmuştur:
        "Allah, imanı sizler için şirkten temizlenme ve namazı kibirden korunmak vesilesi kılmıştır."

        Namaz kılan bir kimse, namazının Allah katında kabul olması için diğer davranışlarını da düzeltmeye çalışır. Çünkü namazının kabul olmadığı taktirde -Hz. Ali (a.s)'ın buyurduğu gibi- insanın diğer amellerinin de bir değeri kalmaz
        "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

        Yorum


          #49
          Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

          Namazın Toplumsal Etkileri


          Dinde namazın cemaatle kılınmasına çok önem verilmiştir. Cemaat namazı, İslam'ın muhteşem ibadi merasimlerinden sayılır. İslam'da cemaat namazına önem verilmesi, bu mukaddes dinin birlik ve beraberlik dini olduğunu Müslümanlar arasında sürekli bir dayanışmanın sağlanmak istendiğini açıkça göstermektedir.

          Cemaat namazı, soy ve toplumsal sınıflardan kaynaklanan ayrıcalık ve imtiyazları ortadan kaldırmaktadır. Hangi soy renk ve milletten olursa olsun tüm Müslümanlar namaz safında aynı sırada beraberce yer alır; hep birlikte aynı kıbleye yönelerek tek vücut olarak ibadet eder ve birlikte yere kapanıp kalkarlar.

          Cemaat namazı toplumun kaynaşması için en güzel vesiledir. Müminlerin birbirlerinin halinden haberdar olmaları için en iyi fırsattır. Özellikle düşmanlar karşısında Müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde olduklarını gösteren Cuma namazı toplumsal bir ibadet merasimi sayılır. Bu namazda okunması gerekli olan iki hutbe namaza katılanları, bir yandan takva iman ve Allah'a yönelmek konusunda yönlendirdiği gibi onları toplumsal ve siyasi konularda da bilinçlendirmektedir.
          "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

          Yorum


            #50
            Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

            Namaz ve Terbiye


            Her ne kadar namaz ruhî ve manevî bir bağlantı olup hedefi Allah'ı anmaksa da, ancak İslâm bu ruhun isteğini bir takım terbiye programları çerçevesinde uygulamıştır, dolayısıyla bunun için bir çok şartlar koşmuştur; namazın sahih olmasının şartları, namazın kabulünün şartları ve namazın mükemmelliğinin şartları gibi.

            Namazın sıhhat şartlarından olan örneğin beden ve elbisenin pak olması, kıbleye doğru durmak, kelimeleri doğru telaffuz etmek, namaz kılınan yerin ve giyilen elbisenin mubah oluşu gibi şartlar, namaz kılan kişinin ruhuyla değil, cismiyle ilgilidir.

            Fakat İslâm dini ibadetin bu şekilde yapılmasını isteyerek Müslümanlara nezaket ve temizlik, istiklal ve diğerlerinin haklarını gözetme dersi vermeyi hedeflemiştir.

            Nitekim, yöneliş ve kalp huzuru, Ehlibeyt İmamlarının imamet ve önderliklerini kabullenmek, humus ve zekât gibi malî farzları yerine getirmek namazın kabulünün şartlarındandır. Namazı ilk vaktinde camide kılmak, güzel koku sürüp dişleri fırçaladıktan sonra safların düzenini gözeterek namaza durmak vb. şeyler de namazın mükemmelliğinin şartlarındandır.

            Bu şartlara dikkat ettiğimizde bunlardan her birinin insanları terbiye etmede önemli bir rolü olduğunu görürüz.
            Namazda hangi tarafa duracak olursak Allah'a doğru durmuş oluruz; çünkü Kur'ân-ı Kerim buyuruyor ki: "Nereye dönseniz Allah'ın veçhi oradadır."[1]

            Fakat İslâm toplumunun bir tek yönü olması gerektiğini anlatmak, insanlara vahdet ve birlik dersi vermek için herkesin bir yöne doğru durmasını emrediyor. Ancak neden bu yön Kâbe olsun ki?

            Çünkü Kâbe insanların ibadet etmesi için kılınan ilk yerdir: "Doğrusu insanlara ilk kurulan ev, mübarek Mekke'de olandır."[2]

            Ayrıca, temelini atan ve tarih boyunca tamir edenler peygamberlerdir.
            Kaldı ki, Kâbe bağımsızlık simgesidir; çünkü Müslümanlar Yahudilerle Hıristiyanların kıblesi olan Beyt"ul-Mukaddes"e doğru yönelince onlar, "Bizim kıblemize doğru namaz kılıyorsunuz, o hâlde müstakil ve bağımsız değilsiniz." diyerek onları küçümsüyorlardı.

            Kur"ân-ı Kerim apaçık bir şekilde buyuruyor ki:
            "Yüzünüzü o yana -Kâbe"ye- çevirin ki insanların aleyhinizde bir delili olmasın."[3]

            Kısacası, kıble istiklâl, vahdet ve birlik sembolüdür ve tüm bunlar namazın terbiye edici dersleridir.
            ______________
            [1]- Bakara, 115
            [2]- Âl-i İmrân, 96
            [3]- Bakara, 150
            "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

            Yorum


              #51
              Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

              NAMAZ


              Mukaddematı (dışındaki şartlar)

              1- Ayıp yerlerinin örtünmesi
              2- Elbiselerin ve vücudun temiz olması
              3- Vaktinde kılınması
              4- Namaz kılınan yerin temiz olması
              5- Namaz kılınan yerin gasp edilmemiş olması
              6- Kıblenin tespit edilmesi
              7- Abdestli olmak

              Namazın Rükünleri

              1- Niyet
              2- Tekbiret-ul ihram
              3- Tekbire ve Rükua bağlı kıyam
              4- Rüku
              5- Secde(İkisi birden)

              Namazın Farzları

              1- Niyet
              2- Tekbir
              3- Kıyam
              4- Kıraat
              5- Kunut
              6- Ruku
              7- Secde
              8- Teşehhüd
              9- Selam
              10- Tertip
              11- Mualat(Peşisıra yapmak)
              "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

              Yorum


                #52
                Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                Namazı Batıl Eden Şeyler

                1- Namazın içinde, namazın şartlarından birisi yoksa
                2- Namazın içinde abdest ya da gusül gerektiren bir iş yapılmışsa
                3- Namazda eller bağlanmışsa
                4- Hamd suresinden sonra "amin" denmişse
                5- Bilerek ya da unutarak Kıble'den dönülmüşse
                6- Namaz dışı bir kelime söylenmişse
                7- Kahkaha ve gargara ederek gülmek
                8- Dünyevi bir nedenden dolayı sesli ağlamak
                9- Namazın şeklini bozacak bir iş yapmak
                10- Yemek ve içmek
                11- İki ya da üç rekâtlı namazlarda rekâtlarda şüphe etmek
                12- Namazın rüknü olan şartlardan birini eksik ya da fazla yapmak

                Namaz Nerelerde Bozulur

                1- İnsanın kendi mal ve canını ciddi bir tehlikeye karşı korumak için
                2- Namaz esnasında alacaklı kişi borcunu isterse
                3- Namaz içindeyken cami ya da mescidin bir yeri necis olmuşsa onu temizlemek için
                Bu işleri namazı bozmadan giderebilirse bozması caiz değildir...
                "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                Yorum


                  #53
                  Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                  Namazı Batıl Eden Şüpheler

                  1- İki rekâtlı namazlarda rekatlarda şüphe etmek
                  2- Üç rekâtlı namazlarda rekatlarda şüphe etmek
                  3- Dört rekatlı namazlarda ilk iki rekatında rekatlarda şüphe etmek
                  4- Dört rekatlı namazlarda ikinci secdeyi bitirmeden önde rekatta şüphe etmek
                  5- İki mi beşinci rekat mı diye şüphe etmek
                  6- Üç mü altıncı rekat mı diye şüphe etmek
                  7- Hangi rekatta olduğunda şüphe etmek
                  8- Dört veya altıdan fazlasında şüphe etmek

                  Namazda İtina Edilmeyen Şüpheler

                  1- Yeri geçmiş farzlardan birinde şüphe etmek
                  2- Namazın selamından sonra şüphe etmek
                  3- Çok şüphecinin şüphe etmesi(ard arda üç namazda şüphe etmek)
                  4- Namazın vakti çıktıktan sonra şüphe etmek
                  5- İmamın namazın rekatlarında şüphe etmesi
                  6- Müstehap namazlarda şüphe etmek
                  "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                  Yorum


                    #54
                    Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                    Namazda Sahih Olan Şüpheler

                    1- İkinci secdeden kalktıktan sonra ikinci yada üçüncü rekat mı diye şüphe etmek (Burada vazife üç rekat kabul edilecek namaz tamamlanıp sonra bir rekat ihtiyat namazı kılınacak)

                    2- İkinci secdeden sonra iki ile dört rekat arasında şüphe etmek (Burada vazife teşehhüd okunup selam verilecek sonra iki rekat ihtiyat namazı kılınacak)

                    3- İkinci secdeden sonra iki,üç,dört rekat mı diye şüphe etmek (Burada dördüncü rekat denilip namaz tamamlanacak, sonra iki rekat ayakta, iki rekat oturarak ihtiyat namazı kılınacak)

                    4- İkinci secdeden sonra dört veya beşinci rekat mı diye şüphe etmek (Burada dört rekattır denilip selamdan sonra sehiv secdesi yapılacak)

                    5- Üç veya dört rekat mı diye şüphe etmek (Burada vazife dört kabul edilecek selamdan sonra bir rekat ayakta ya da iki rekat oturarak ihtiyat namazı kılacak)

                    6- Ayakta dört ya da beşinci rekat mı diye şüphe etmek (Burada vazife hemen oturup namazı bitirecek sonra bir rekat ayakta yada iki rekat oturarak ihtiyat namazı kılacak)

                    7- Ayakta üç ya da beşinci rekat mı diye şüphe etmek (Burada vazife hemen oturup namazı bitirecek sonra iki rekat ayakta ihtiyat namazı kılacak)

                    8- Ayakta üç, dört ya da beşinci rekat mı diye şüphe etmek (Burada vazife hemen oturup namazı bitirecek sonra iki rekat ayakta, iki rekatta oturarak ihtiyat namazı kılacak)

                    9- Beş ya da altıncı rekat mı diye şüphe etmek(Burada vazife hemen oturup namazı bitirecek sonra sehiv secdesi yapacak)
                    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                    Yorum


                      #55
                      Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                      İhtiyat Namazı

                      Selamdan hemen sonra kıbleden dönmeden hemen ayağa kalkılarak, hiç bir şey konuşmadan, içinden neyin ihtiyatını kılacaksan o'na niyet ederek, sesli tekbir getirilip fatiha okunacak ruku ve secdeye varılıp teşehhüd okunup selam verilecek. Bu Namazda kunut tutulmaz, süre ve tesbihat-ı erbaa okunmaz.

                      Sehiv Secdesi

                      Namazın selamı verildikten hemen sonra oturulduğu halde niyet edilip secde edilecek şeye alın konularak "Bismillahi ve billah. Ellahumme salli ela Muhammeduin ve al-i Muhammed" denilir kalkılıp ikinci secdede aynı şekilde yapıldıktan sonra teşehhüt ve selam okunur. Sehiv secdesinde tekbir getirmek gerekmez.

                      Sehiv Secdesi Gereken Yerler

                      1- Yanlışlıkla konuşmak
                      2- Secdenin birini unutmak
                      3- Teşehhüdü unutmak
                      4- Selam verilmemesi gereken yerde selam vermek.
                      5- Dört rekatlı namazlarda ikinci secdeden sonra dört rekatmı beş rekatmı kıldığından şüphe etmek.
                      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                      Yorum


                        #56
                        Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                        Ayat Namazı

                        İnsanı korku ve dehşete düşürecek olaylarda. Ay ve güneş tutulması, deprem, şiddetli gök gürültüsü, yıldırım düşmesi, kırmızı ve siyah rüzgarlar esmesi genel olarak halkın korkup dehşete kapıldığı olaylarda kılınır ihtiyat olarak yer yarılmasında da kılınır.

                        Ayat namazı niyet edilerek Hamd okunduktan sonra bir ayet yada bir süre okunup rükuya gidilir bu beş defa tekrarlanır beşinciden sonra secdeye gidilir, ikinci rekatta da bu tekrarlanır beşinci rukudan evvel kunt tutulur ve secdeye gidilip teşehhüd okunup selam verilerek namaz tamamlanır.

                        Burada Hamd suresi eğer biz her defasında sure okuyacaksak sureden evvel hamd suresinide okumalıyız ancak bir sureyi beşe bölerek okuyacaksak mesela ihlas suresini hamd suresini bir defa okuruz surenin besmelesini söyleyip rukuya gideriz, ikicide sadece ihlas suresinin ilk ayetini okuruz üç,dört,beşinci defalarda da sadece üçüncü, dördüncü, beşinci ayetleri okuruz ikinci rekatta aynı şekilde tamamlanır.
                        "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                        Yorum


                          #57
                          Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                          Cenaze Namazı

                          Cenaze namazında rüku, secde, teşehhüd ve selam yoktur. Sadece beş tekbir alınır, zikir ve dua okunur. Cenaze namazı kılmak amacıyla Tekbir getirilerek namaza başlanır.

                          Sonra "Eşhedu enla ilahe ilellah ve eşhedu enne Muhammeden resulullah" denir ve ikinci tekbir getirilir ve "Ellahumme selli ela Muhammedin ve al-i Muhammed" denir sonra üçüncü tekbir getirilerek peşinden "Ellahummeğfir lil-mü'minine vel-mü'minat" daha sonra dördüncü tekbir getirilir ve ölen kişi erkek ise "Ellahummeğfir lihazel meyyit."

                          Bayan ise "Ellahummeğfir lihazihil meyyit" denir daha sonra beşinci tekbir alınarak namaz da biter.(Daha geniş tafsilat, dua ve zikirlerde vardır)
                          "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                          Yorum


                            #58
                            Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                            KİMLERİN NAMAZ KILMASI GEREKİR?


                            Namaz ilâhî bir yükümlülüktür. İnsan bulûğ çağına erdiği zaman bu yükümlülüğü yerine getirmeye layık olur. Çocuklar bulûğ çağına erdikleri gün İslâm açısından yeni dünyaya gelmiş gibi olurlar ve toplumsal sahnelere girme çağına ulaşırlar.

                            İnsan bulûğ çağına erdiği zaman, üzerine farz olan amelleri doğru bir şekilde yerine getirmesi için bir müçtehide uyması, yani amellerini onun görüşlerine uygun olarak yapması gerekir.

                            Bulûğ Çağı

                            Erkekler, on beş yaşını, kızlar ise dokuz yaşını bitirdikten sonra bulûğ yaşına girerler ve o günden itibaren dini vazifelerini yerine getirmeleri gerekir. Çocuklar bulûğ çağına girmeden önce de namaz kılacak olsalar sevap alırlar. Çocukların hazırlık için günlük namazlarını bulûğ çağından birkaç yıl önce kılmaya başlamaları, daha uygundur.

                            Bulûğ yaşı kamerî yıla göre hesaplanmalıdır ve kamerî yıl üç yüz elli dört gün altı saat olduğu için güneş yılından on gün on sekiz saat daha azdır. Dolayısıyla dokuz güneş yılından doksan altı gün on sekiz saat düşerek dokuz kamerî yılını elde edebiliriz ve yine on beş güneş yılından yüz altmış altı gün altı saat düşerek de on beş kamerî yılını bulabiliriz. Çocukların bulûğ yaşını daha kolay hesaplayabilmek için anne ve babaların çocuklarının doğum tarihini kameri tarihe göre kaydetmeleri ve çocukları ergenlik çağına erdiğinde, onlara kılavuzluk etmeleri daha uygundur.
                            "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                            Yorum


                              #59
                              Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                              NAMAZIN KISIMLARI


                              Namaz, farz ve müstehap olmak üzere iki kısma ayrılır.
                              Farz namaz, kılınması gerekli olan ve kılınmaması durumunda kıyamette insanın azaba uğramasına sebep olan namazdır.
                              Müstehap namaz ise, kılınması iyi olduğu ve karşılığında sevap alınan, ancak kılınmaması durumunda kıyamette insanın azaba uğramasına neden olmayan namazdır.

                              Müstehap namazlar oldukça fazladır ve burada onların hepsini teker teker aktarmamız imkansızdır. Dolayısıyla burada onları sıralamaktan sakınıyoruz; kitabın sonunda onlardan sadece bazılarına değineceğiz.
                              Farz namaz da iki kısımdır: Bazısı, her zaman ve her gün kılınır. Diğer bazısı ise, sadece bazı zaman ve durumlarda kılınır.

                              Günlük Farz Namazlar

                              Her Müslümanın her gece gündüz içerisinde on yedi rekât namaz kılması gerekir:

                              1- Sabah namazı; iki rekattır.
                              2- Öğle namazı; dört rekattır.
                              3- İkindi namazı; dört rekattır.
                              4- Akşam namazı; üç rekattır.
                              5- Yatsı namazı; dört rekattır.

                              Rekatın ne demek olduğunu ileride açıklayacağız.

                              Namaza Hazırlık

                              Namaza başlamadan önce bir takım hususlara ve bu hususlarla ilgili hükümlere dikkat edilmelidir. Bu hususlara dikkat etmeden kılınan namaz doğru olmaz ve insanın üzerinden yükümlülüğü kaldırmaz. Bu hususlar şu beş maddeden ibarettir:

                              1- Vakit.
                              2- Temizlik. (Yani, abdest, cebire abdesti, gusül ve teyemmüm)
                              3- Yer.
                              4- Elbise.
                              5- Kıble.
                              "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                              Yorum


                                #60
                                Ynt: AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

                                Vakit

                                İslâm, insanlar için sunduğu programlarda onların yaşamlarını ve bütün ihtiyaçlarını göz önünde bulundurur.

                                Farz namazların vakitlerine dikkat edecek olursak, insanın ihtiyaçlarını gidermesi için Rabbi'yle irtibat kurarak, ruhunu temizlemesi, O'ndan güç alması vaktinin büyük bir bölümünü çalışmaya ayırırken, gece-gündüz boyunca namaz için sadece belli bir miktarın, o da uygun zamanların seçildiğini görürüz.

                                Ayrıca namazın düzenli vakitlerde kılınması, insanı kişisel ve toplumsal işlerinde düzenli ve programlı olmaya alıştırır. İnsan farz namazları canı istediği zamanda kılamaz; vakti girmeden önce kılınan namaz batıldır. İnsan namazı kendi vaktinde kılmazsa, günah işlemiş olur ve vazifesini yerine getirmemiş sayılır.

                                Ayât namazı gibi günlük namazların dışındaki farz namazların vakitlerine ise, yeri geldiğinde işaret edeceğiz.
                                Şimdi günlük namazların vakitlerini öğrenelim:
                                "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X