Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Son gun orucu

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #61
    Ynt: Son gun orucu

    tamam sorularim gecerli zaten? hani konumuzla ilgisi ne?
    İnsanlar, sanırlar mı ki inandık derler de öylece bırakılıverirler ve sınanmaz onlar?

    Yorum


      #62
      Ynt: Son gun orucu

      [quote author=Seqhaleine date=1407740331 link=topic=25686.msg174951#msg174951] 1. yazdiginizi kim soylemis belirtmemissiniz. 2. yazdiginiz hadis mi kaynak belirtmemissiniz. 3. yazdiginizdaki gostermek istediginiz anlam nedir? sayet eger imam mehdinin gorulebilecegi ise nereden anladiniz? zira cumlede "biz" diyor. imam biz diyor ise bu ehlibeyti genel olarak kapsar. oyleyse bu ahiretteki gorulmedir diyebiliriz zira ahde vefa, Allahin ahdine uymaktir kuranda buyurdugu gibi " vefa edin ahdime, vefa edeyim ahdinize" ote yandan zaten Allahin kurallarina uymadan cennet ve dolayisiyla ehlibeyti gormek, onlarla birlikte olmak mumkunn olmayacaktir[/quote] 1- alıntının kaynağını verdim ya. aldığım internet sitesinin linkini ekledim kaynaksız bir alıntı yapmam. bu benim geleneğim değildir. bu mektuplar meşhur ve şii olan her araştırmacı bunları bilir. 2- alıntıdaki biz kelimesi genel olarak Ehlibeyt değildir. İmam Zaman a.f bir mektup yazıyor ve onda baştan beri okursanız hep dünyevi meseleleri dünyadaki durumları söz konusu ediyor. kaldığı yeri söylüyor. eğer ahiret olsaydı o zaman bunu böyle anlatmazdı İmam Zaman a.f. bakın yazı uzun olabilir ama ben gerekli açık delilleri kırmızı ile vurguladım. örneğin birinci mektuptaki kırmızı yer sizi tamamen yalanlayacak ve bana delil olacak nitelikte: "Biz gerçi, dünya hükümeti zalimlerin elinde olduğu müddetçe, kendimizin ve imanlı Şiilerimizin bazı maslahatlarından dolayı zalimlerin yerleşim bölgelerinden uzak bir yerde ikamet ediyoruz, ama sizin durumunuzdan haberdarız, durumunuz bize gizli değildir. ...Biz, sizi gözetmekte ihmalkârlık etmiyoruz, sizi unutmamışız da. Eğer böyle olmasaydı, musibetler belinizi büker ve düşmanlar kökünüzü kazırdı." insanın belini bükecek meseleler arasında şii ümmetin ilahi hükümlere ulaşmasından daha büyüğü var mıdır? demek ki İmam a.s dünya ile ilgisi olmayan bir gaybette değil. canlı İmam olacak nitelikte. olayları takipte ve yönlendirici hatta müdahale edici bir konumda. bulut ardındaki güneş örneği hakkındaki açıklamalarınızı hala göremedim. ben mi görmedim yapmadınız mı?

      Yorum


        #63
        Ynt: Son gun orucu

        Mektupları nakleden yazar da aynen benim anladığımı anlamış ve şu sonucu çıkarmış: "Sunulan bu iki mektuptan da anlaşıldığı gibi İmam aleyhi’s-selâm gaybet döneminde insanların durumunu izlemekte, gerekli uyarılarda ve yol göstermelerde bulunmaktadır. Bu da ona gönül verenlerin daha fazla çaba göstermelerini, ona layık asker olmaları yolunda fedakarcasına ve ümitle çalışmalarını sağlamaktadır."

        Yorum


          #64
          Ynt: Son gun orucu

          evet gordum o yazilari, lakin bu delil degildir. bunlara bakarak imam muctehitlerle konusuyor kesin olarak diyemezsiniz. ote yandan imam Mehdi Allahin izni olmadan birsey yapamaz, nitekim dua edin diyor imam mehdi, dua edin benim elimde degil zuhur, Allahin dilemesiyle, siz kurtulusunuz icin dua edin diyor. o zaman zuhur etmeden gizliden gizliye gozlemlese bile mudahale etmesi zuhuru ortadan kaldirmaz mi? ote yandan dedigim gibi eger gaybet yani kaybolus doneminde, gizlenis doneminde iken muctehitlerle konusuyorsa o zaman gaybet muctehitler icin gecerli olmamis olur ayrimcilik olur. hadi bunu da gectim yine delil yok ortada. iyi bir arastirmaci sii bilir bu mektuplari diyorsunuz ben de diyorum ki iyi bir mumin de delil olmadan kendi reyine birsey uydurmamasi gerektigini de bilir
          İnsanlar, sanırlar mı ki inandık derler de öylece bırakılıverirler ve sınanmaz onlar?

          Yorum


            #65
            Ynt: Son gun orucu

            "Şeyh Müfid'in (r.a) biyografisini incelediğimizde İmam-ı Zaman'a (a.f) kendi el yazısıyla yazdığı yazı göze çarpmaktadır. Hicri 416 yılı Safer ayında, İmam-ı Zaman'a (a.f) mektup gönderdi. Şeyh heyecan ve sevinçle mektubu açtığında İmam-ı Zaman'ın (a.f) el yazısını görür. [justify]Mektupta şöyle yazıyordu: "Saygıdeğer, emin ve hidayete ermiş kardeşim Şeyh Müfid (r.a)"[3][/justify] [justify]İmam-ı Zaman'ın (a.f) ikinci mektubu Perşembe 23 Zilhicce Perşembe günü Şeyhin eline ulaşır:[/justify] [justify]"Bismillahirrahmanirrahim![/justify] [justify]Ey hak yardımcısı, sadakat ve doğrulukla Allah'a davet eden, Allah'ın selamı üzerine olsun."[/justify] [justify]http://www.alulbeyt.com.tr/haber_detay.php?haber_id=401[/justify] ŞEYH MÜFİD'İN (R.A) HAYATINDAN HİKÂYELER [justify]Doğruluk, iman, ilim, ihlâs ve sadakat şeyh'in etine kanına işlemiş ve tüm vücudunda yer edinmişti. Bir gün kazara bir konuda yanlış fetva verir. İmam-ı Zaman (a.f) onu düzeltir.[/justify] [justify]Bir müddet sonra Şeyh yanlış fetva verdiğinin farkına varır ve fetva vermekten vazgeçerek evinin kapılarını halka kapatır. İmam-ı Zaman (a.f) ona bir mektup yazarak şöyle buyurur:[/justify] [justify]"Siz fetvanızı verin, biz yanlışlarını düzeltiriz."[/justify] [justify]aynı yer.[/justify]

            Yorum


              #66
              Ynt: Son gun orucu

              kardeşim dua edin zuhur yakın olsun diyorsa ya da dua edin şunu dileyin diyorsa bunlarla onun gerektiğinde birileriyle görüşmesinin ne tezatlığı var? Gaybet, döneminde birileriyle görüşmesi yasak diye bir delil mi var? bulut ardındaki güneş misali insanlığa faydası dokunacak hadisini alimler müctehid, hasta müşkülü olanlarla İmamın a.f. görüştüğüne yorumlamışlardır. bu üçüncü soruşum. siz bu hadisi nasıl anlıyorsunuz?

              Yorum


                #67
                Ynt: Son gun orucu

                bahreyn'de sahte nar hikayesini duymadınız mı, bunun gibi İmam Zaman a.f ile görüşme vakıaları çoktur. bunları okumuşsunuzdur diye zikretmeyi gerekli görmüyorum...

                Yorum


                  #68
                  Ynt: Son gun orucu

                  1. hicbir hikayeyi okumadim sizin de dediginiz gibi hikaye.
                  2. o verdiginiz ornek bana cok inandirici gelmiyor. inanmak isteyen inanabilir, lakin cok komik olmus.
                  3. o hadisten kimin ne cikardigi onemli degildir. sizin muctehitlerle kesin olarak konustuunu cikarmaniz isin ilginc yanidir.
                  İnsanlar, sanırlar mı ki inandık derler de öylece bırakılıverirler ve sınanmaz onlar?

                  Yorum


                    #69
                    Ynt: Son gun orucu

                    nar hikayesi http://www.youtube.com/watch?v=MupPYWNG-aY

                    Yorum


                      #70
                      Ynt: Son gun orucu

                      "o verdiginiz ornek bana cok inandirici gelmiyor. inanmak isteyen inanabilir, lakin cok komik olmus. 3. o hadisten kimin ne cikardigi onemli degildir. sizin muctehitlerle kesin olarak konustuunu cikarmaniz isin ilginc yanidir." hangi yönü komik? inandırıcı olması şart değil. dediğim gibi bu tercih meselesi ister inanır ister inanmazsınız. bunlar şianın hakikatleridir, neredeyse tüm şia alimleri bu gerçek hikayeleri dile getirmekte ve İmam Zaman a.f'in şiileri gözetip yönlendirdiğine delil olarak sunmaktadır. zaten şianın bozulup bölünmemesi de bu gözetimin gerçek olduğunun en büyük ispatıdır. gaybet döneminde İmamın, bulut ardındaki güneş misali insanlığa faydasının dokunduğunu bir alimden şöyle okumuştum isterseniz bilgiyi arar bulurum: bulut her yerde yoktur kimi yerde güneşin direk görülmesini engellerken dünyanın bir başka yerinde görülebilmektedir. güneş bulut ardında bile olsa ışık yaymaktadır. bu sayede güneş ışığı olmadan yaşayamayan bitki ve canlılar bu ışığı alarak yaşamlarını sürdürmekte ya da yaşam bulmaktadır. zahir imamet dönemi ya da Peygamber döneminde yaşamayı ben de isterdim. eğer bu gün yaşıyorsam bunu ben seçmedim. Allah adildir. bu iki dönem arasında ilahi hükümlere ulaşma noktasında adaletsizlik yapmaması gaybet döneminde İmam Zaman a.f'in çeşitli şekillerde hayata müdahale ettiği hükümleri insanlığa ulaştırdığı zorunlu bir durumdur. yoksa fıkıh zan üzere olur. İlahi olduğundan şüphe bulunan bir fıkıhla mı Allah bizi sorumlu tutuyor gaybet döneminde? bu Allah'ın ilim hikmet ve kudret sıfatıyla bağdaşıyor mu?

                      Yorum


                        #71
                        Ynt: Son gun orucu

                        kendinizce mantikli dusunuyor olabilirsiniz ama bunu baglayamazsiniz iste sorun burda. ben Allaha, kurana ve ehlibeyte inanirim. benim icin kaynak da bunlardir. ote yandan gormedigim seylere inanmam. hikayeler bol. varsayalim ki gercekten dogru olsun. bu demek degildir muctehitler konusuyor.

                        imam mehdi mudahil olmasa adil olmazdi gibi anlama getiriyorsunuz, bu psikolojide olsak neler cikmaz ki?
                        1. o zaman diyelim ki o kadar musluman peygamberlerini gordu biz gormedik. nerede adalet?
                        2. o kadar kavime peygamber geldi neden bize gelmedi de son peygamber araplarda oldu. nerede adalet?
                        3. imam mehdi muctehitlere gozukuyor bana gozukmuyor.Allah niye ayrimcilik yapiyor? gormedigim konuda neden beni yukumku tutuyir Allah adil degil mi?


                        bu olasiliklar uzar gider dedigim gibi sizin psikolojinizle gidersek bu olasi sorularla dinden de cikariz.
                        Allah bize peygamber gondermemis olabilir. ama kuran, ehlibeyt ve bunlardan gelen rivayetler bize kafidir ki yolumuzu bulabiliriz. sizin mantiginiza gore imam mehdi hic gaybette olmamali hep mudahilolmamali. o mudahil olduklari kisiler de muctegitler olmali. niye biz sahipsiz miyiz? muctehitlerin imami da bizim degil mi? imam mehdi ayrimcilik mi yapiyor?

                        sonuc olarak hikayeleri baz alarak budelildir diyemeyiz. Akil da mantik da kabul etmiyor, ote yandan forumda bunlari okuyan baska kardeslerde fikirlerini beyan etsin merakettim. zira siz bunun meshur bisey oldugunu soylediniz, imam mehdinin muctehitkerle kesinkes konustuguna inanan varsa yazsin, inanmayan da varsa yazsin arkadaslar cok merak ediyorum
                        İnsanlar, sanırlar mı ki inandık derler de öylece bırakılıverirler ve sınanmaz onlar?

                        Yorum


                          #72
                          Ynt: Son gun orucu

                          ote yandan gormedigim seylere inanmam. hikayeler bol. varsayalim ki gercekten dogru olsun. bu demek degildir muctehitler konusuyor. görmediğiniz halde inandığınız o kadar çok şey var ki bu sözünüz çok sakat. ben yine de bu konuyla sınırlı olduğunu kastettiğinizi anlıyorum ve diyorum ki neden diğer konularda görmediğiniz halde inandıklarınız var da bu konuda böyle diyorsunuz? hikayeler elbette çok ama İmam Zaman ile ilgili bu hikayelerin hangi itikad amel tarih ilkelerine zıtlığı var da inanmıyorsunuz bunu açıklamalısınız. Müctehidlerle hiç görüştüklerine dair hikaye olmasa bile akli zorunluluk olarak görüşmeleri gerekmektedir. ki bunları yukarıda dedim. masum canlı imam ihtiyacı gereği bu olmak zorundadır. eğer Masum İmam biriyle görüşüyorsa müctehidlerle görüşmesi daha aklidir. çünkü İmamı Zaman a.f'in biz çay içmek için birileriyle görüştüğünü söylemiyoruz ümmetine ilahi hükümleri ulaştırmak için görüşüyor diyoruz, bu durumda insanlıkla görüştüğünü mümkün görüyorsanız müctehidle olması en mantıklıdır. çünkü bir müctehidle görüşse bir 100binlerle görüşmüş olur çünkü müctehid bu görüşmede alacağı hükmü yüzbinlere taşır ancak bir kişiyle görüşse bu bir kişiyle görüşmüş anlamına gelir. dolayısıyla müctehidle görüşüyor bizimle neden görüşmüyor adaletsizliği biçimindeki nitelemeniz de boşa çıkmış oluyor. imam mehdi mudahil olmasa adil olmazdi gibi anlama getiriyorsunuz, bu psikolojide olsak neler cikmaz ki? 1. o zaman diyelim ki o kadar musluman peygamberlerini gordu biz gormedik. nerede adalet? Peygamberi ya da İmamı görme konusunda Allah bizi sorumlu tutmuyor ancak ilahi hükümlere Peygamber zamanında ulaşma kolaylığı ve kesinliğiyle gaybet döneminde (sizin iddia ettiğiniz gibi olması halinde) aynı mıdır? adalet bakımından bunlar farklı. kastettiğimiz bu. 2. o kadar kavime peygamber geldi neden bize gelmedi de son peygamber araplarda oldu. nerede adalet? Peygamberler ilahi hükümleri ulaştırıp fiili liderlik için gönderildiler, örneklik için gönderildiler. bu soruyu esas size sormak gerekir. zaten bu yüzden sordum. bizim inancımıza göre İmam Zaman a.f'in vekili olan taklit mercii bu görevleri yürütmekte. hem ilahi hükümleri ulaştırıyor hem örnek oluyor hem fiili olarak canlı liderlik (organize) görevini sürdürüyor. 3. imam mehdi muctehitlere gozukuyor bana gozukmuyor.Allah niye ayrimcilik yapiyor? gormedigim konuda neden beni yukumku tutuyir Allah adil degil mi? bu sizin iddianız, bize göre İmam Zaman a.f sıradan insanlarla da görüşebiliyor. bunun da örnekleri var. dolayısıyla bu sorunuz bizim inancımızdan değil sizin inkarınızdan kaynaklanıyor. bu olasiliklar uzar gider dedigim gibi sizin psikolojinizle gidersek bu olasi sorularla dinden de cikariz. Allah bize peygamber gondermemis olabilir. ama kuran, ehlibeyt ve bunlardan gelen rivayetler bize kafidir ki yolumuzu bulabiliriz. sizin mantiginiza gore imam mehdi hic gaybette olmamali hep mudahilolmamali. o mudahil olduklari kisiler de muctegitler olmali. niye biz sahipsiz miyiz? muctehitlerin imami da bizim degil mi? imam mehdi ayrimcilik mi yapiyor? İmam Zaman a.f'in gaybeti zalimlerden dolayıdır. hadisleri okuyun neden gaybette dendiğinde insanlar kafalarına göre ayet hadisten yollarını bulma zorluğunu tatsınlar ve parça parça olsunlar diye gaybette denilmiyor. tersine zalimlerin katlinden korktuğu için deniyor. bu durumda yakalanmayacak ve yeri belli olmayacak şekilde herkesle birey topluluk, mukallit müctehid herkesle görüşebilir ki görüşüyor biz buna kesin inanıyoruz. rivayetler bize kafidir dediğinizde soruyorum suriyede cihadı hangi rivayeten çıkarıyorsunuz. rivayetler kafi de neden taklit müessesesi var? müctehidler neden var? siz taklit etmiyor musunuz? demek biz hüküm çıkaramayız. müctehidler de ilahi hükümlere ulaşmada eğer masum tarafından kontrol edilemiyorsa o zaman fetvaya zan karışır. zanla da kulluk edilmez. diyelim suriyede cihad farz dedi. siz bu fetvanın Allah'tan geldiğine kesin emin olmazsanız buna nasıl uyacaksınız. diyelim bu fetva Allah tarafından siz de uymadınız Allah sizi ahirette nasıl sorgulayacak? hangi hüccetle? sorularımı lütfen tek tek cevaplayınız. bu konularda sünniler gibi düşünüyorsunuz derken sünniler yaşayan imama uymuyorlar dolayısıyla fetvaları zandan öte değildir diye bunu kastettim. sonuc olarak hikayeleri baz alarak budelildir diyemeyiz. Akil da mantik da kabul etmiyor, ote yandan forumda bunlari okuyan baska kardeslerde fikirlerini beyan etsin merakettim. zira siz bunun meshur bisey oldugunu soylediniz, imam mehdinin muctehitkerle kesinkes konustuguna inanan varsa yazsin, inanmayan da varsa yazsin arkadaslar cok merak ediyorum akıl mantık çok da kabul ediyor tersini kabul etmiyor. yaşayan imam olacak ama hayata müdahil olmayacak. asıl akıl dışı olay budur. Allah imameti Peygamberden sonra insanlara hüccet olsun diye kurumlaştırıp ihdas edece ama bu da 250 yıl sonra işlevsiz hale dönüşecek. ha Peygamberden sonra sünniler gibi Allah ile insalığın bağlantısı kopmuştur diye inan ha 11. imam a.s dan sonra kopmuştur de ne farkı var? Ha sünniler gibi alimler ictihad eder ama yanılmaları mümkündür de ha sizin gibi de ne farkı var? Evet sitede de şiilerde de bu inançlar vardır elhamdulillah.

                          Yorum


                            #73
                            Ynt: Son gun orucu

                            bilgisayardan yazamiyorum mobilden yazmak zorundayim o yuzden uzun uzun yazmadan direk sunu soruyorum.

                            bana imamin muctehitlerle konustuguna dair delil getirin. sonra hangi muctehitlerle konustuguna da dair delil getirin. deliliniz varsa kabul edecegim. yoksa da demeyin bu sizin inancinizla ilgilidir ya da siiliginizle. delilsiz ve siz inaniyorsaniz ve bu siilikte boyledir derseniz bana sizin dusuncelerinizi savunan baska kisileri getirin ya da basta da dedigim gibi yazin ya cekinmeyin. o kadar kisi okuyo bunlari niye birisi cikip da dogrudur ben de inaniyorum muctehitlerin imam mehdi ile gotustugune ya da ben de kesin olarak konusuyolardir diyemem delil olmadan demiyor? merak ediyorum bir ben mi farkli dusunuyorum iste baska kisiler de girse konuya da gorsem?
                            İnsanlar, sanırlar mı ki inandık derler de öylece bırakılıverirler ve sınanmaz onlar?

                            Yorum


                              #74
                              Ynt: Son gun orucu

                              tıp üç ebeveynli çocuk icad etti. bu caiz mi değil mi? sünniler: bu konuda alimlerin kimi caiz kimi caiz değil diyor. caiz diyen de değil diyen de ictihad ediyor doğru yanlış olma ihtimali var yanlış olduğunda masum bir elle düzeltilme ihtimali yok. siz: aynı. (benim anladığım) şia: bu konuda alimler ictihad eder. yanlış olduğunda yaşayan masum İmam a.f tarafından düzeltilir. çünkü İmam Caferi Sadık a.s buyurur ki: bizim yanımızda öyle bir kitap var ki (cifr) bu kitapta kıyamete kadar olacak tüm olaylarla ilgili ilahi hükümler var. hatta elin üzerindeki bir çizik bile. (yaklaşık anlama gelen hadis) bu kitap İmam Sadık a.s'dan oğulları vasıtasıyla İmam Zaman a.f'e intikal etmiş olup günümüzde ve kıyamete kadar meydana gelecek yeni olaylarla ilgili İlahi hükümler orada mevcuttur. yaşayan İmam bu kitaba bakarak ilahi hükmü insanlığa ulaştırır. şimdi benim anladığım şianın zaten sünnilikten ayrılan yönü yaşayan İmam'ının (a.s) olmasıdır. yaşayan imam olmuş hayata müdahalesi olmamış, ilahi hükümlerin insanlığa ulaşmasını sağlamamış ya da olmamış ne fark eder? sünnilere benziyorsunuz dediğim bu düşünceniz itibariyledir. şimdi üç ebeveynli çocuk örneğine dönelim. size göre müctehdiler ictihad ettiler ve Allah'ın haramını helal kıldılar siz de buna uydunuz. öteki dünyada ilahi hüccet nasıl olacak? Allah'a ilahi hükümlerini ulaştıracak bir masum bizim zamanımızda yoktu ki mi diyeceksiniz? Allah da sizi sorumlu tutmayacak mı?

                              Yorum


                                #75
                                Ynt: Son gun orucu

                                [justify]3-(428)...Yûnus b. Yakub şöyle rivayet etmiştir:[/justify] [justify]Bir gün Ebu Abdullah(CaferSadık aleyhisselâm)'ın yanında arkadaşlarından bir grup bulunuyordu. Bunlar arasındaHumran b. A'yen, Muhammed b. Numan, Hişam b. Salim ve Tayyar yer alıyordu. Birde aralarında Hişam b. Hakem'in bulunduğu bir grup vardı. Hişam b. Hakem gençti.[/justify] [justify]Ebu Abdullah(aleyhisselâm)buyurdu ki: «Ey Hişam! Bana Amr b. Ubeyd'e neyaptığını ve ona nasıl bir soru sorduğunu haber versene.»[/justify] [justify]Hişam dedi ki: Ey Resûlullah'ın oğlu! Ben, seni gözümde büyütüyorum ve se­nin karşında utanıyorum. Senin karşında konuşmaya dilim dönmüyor.[/justify] [justify]Ebu Abdullah buyurdu ki: «Size bir şey emrettiğim zaman dediğimi yapın.»[/justify] [justify]Hişam dedi ki: Amr b. Ubeyd'in durumunu ve Basra mescidinde oturumlar dü­zenlediğini haber aldım. Bu durum ağırıma gitti. Onunla buluşmak amacıyla yola çık­tım ve Basra'ya cuma günü vardım. Basra mescidine gittim. Birden büyük bir hal­kayla karşılaştım. Amr b. Ubeyd halkanın ortasında bulunuyordu ve yünden yapılmışsiyah bir kuşağı beline sarmış, üzerinde de bir aba vardı. İnsanlar ona sorular soru­yorlardı. İnsanlardan bana yol açmalarını istedim, yol açtılar. Sonra halkadakilerin en sonunda dizlerimin üzerinde oturdum.[/justify] [justify]Sonra dedim ki: Ey âlim! Ben yabancı bir kimseyim. Sana bir soru sormama izin verir misin?[/justify] [justify]-"Evet." dedi.[/justify] [justify]Dedim ki: Senin gözün var mıdır?[/justify] [justify]Dedi ki: Yavrucuğum, bunun neresi soru? Sonra gözlerinle gördüğün bir şeyhakkında nasıl soru soruyorsun?[/justify] [justify]Dedim ki: Ben böyle soru sorarım.[/justify] [justify]Dedi ki: Yavrucuğum! Sor, sorduğun soru ahmakça da olsa sor.[/justify] [justify]Dedim ki: Bana cevap ver.[/justify] [justify]Dedi ki: Sor[/justify] [justify]Dedim ki: Senin gözün var mıdır?[/justify] [justify]-"Evet." dedi.[/justify] [justify]Dedim ki: Onlarla ne yapıyorsun?[/justify] [justify]Dedi ki: Onlarla renkleri ve cisimleri görüyorum.[/justify] [justify]Dedim ki: Senin burnun da var mıdır?[/justify] [justify]-"Evet." dedi.[/justify] [justify]-"Peki, bununla ne yapıyorsun?" dedim.[/justify] [justify]-"Onunla koku alıyorum." dedi.[/justify] [justify]Dedim: Ağzın var mıdır?[/justify] [justify]Dedi ki: Var.[/justify] [justify]Dedim: Onunla ne yapıyorsun?[/justify] [justify]Dedi ki: Onunla tad alırım.[/justify] [justify]Dedim: Kulağın var mı?[/justify] [justify]-"Var." dedi.[/justify] [justify]-"Onunla ne yapıyorsun?" dedim.[/justify] [justify]-"Sesleri duyuyorum." dedi.[/justify] [justify]-Dedim ki: Kalbin var mı?[/justify] [justify]-"Var." dedi.[/justify] [justify]-"Onunla ne yapıyorsun?" dedim.[/justify] [justify]-"Onunla bu organ ve duyularla algıladığım şeyleri, birbirinden ayırıyorum."[/justify] [justify]Dedim ki: Bu organların varlığı kalbe duyulan ihtiyacı ortadan kaldırmıyor[/justify] [justify]- "Hayır." dedi.[/justify] [justify]Dedim ki: Organlar sağlıklı ve normal olsalar da mı?[/justify] [justify]Dedi ki: Yavrucuğum! Bu organlar kokladıkları, gördükleri, tattıkları veyaduydukları bir şeyden şikâyet ederlerse bunu kalbe gönderirler. Böylece kesin inançelde edilir ve kuşkular ortadan kalkar.[/justify] [justify]Hişam dedi ki: Bunun üzerine ona dedim ki: "Yoksa Allah, kalbi, bedenin di­ğer organlarının kuşkularım gidermek için mi var etmiştir?"[/justify] [justify]-"Evet." dedi.[/justify] [justify]Dedim ki: O zaman kalp olmadan olmaz. Yoksa organlar kesin inanca erişe­mezler mi?[/justify] [justify]-"Evet." dedi.[/justify] [justify]Dedim ki: Ey Mervan'ın babası! Görülüyor ki, Allah Tebareke ve Teâlâ, seninbedeninin organlarını kendi başlarına bırakmamış, onlara doğruyu belirginleştirenkuşkulu şeylerle ilgili kesin inancı ortaya koyan bir imam var etmiştir. Bunu yapanAllah, bütün insanları, şaşkınlıklar, kuşkular ve ihtilaflar içinde bırakır mı? Onlar için başvuracakları, kuşkuları için çözüm yolları arayacakları, şaşkınlıklarını berta­raf etmesi için sığınacakları bir imam tayin etmez mi? Senin organlarının şaşkınlığı­nı ve kuşkularını gidermek için başvuracağı bir imam tayin ederken bütün insanlarışaşkınlık ve kuşkular içinde unutur mu?[/justify] [justify]Bunun üzerine sustu ve bana bir şey söylemedi. Sonra bana döndü ve dedi ki:"Sen Hişam b. Hakem misin?"[/justify] [justify]-"Hayır" dedim.[/justify] [justify]-"Yoksa onun sohbet arkadaşlarından biri misin?" dedi.[/justify] [justify]-"Hayır" dedim.[/justify] [justify]-"Peki, nerelisin?" dedi.[/justify] [justify]-"Kûfeliyim." dedim.[/justify] [justify]Dedi ki: "Sen, osun." Sonra beni kucakladı ve yerine oturttu ve oradan kalktı.[/justify] [justify]Ben konuştuğum sürece de bir kelime söylemedi. Ben kalkıncaya kadar böyle de­vam etti.[/justify] [justify]Ebu Abdullah güldü ve şöyle dedi: «Ey Hişam! Bunu sana kim öğretti?»[/justify] [justify]Dedim ki: Bunları senden öğrenerek bir araya getirdim.[/justify] [justify]İmam buyurdu ki: «Allah'a yemin ederim ki bu, İbrahim'in ve Musa'nın suhuflarında(sahifelerinde)yer alan gerçeklerdir.»[/justify] [justify]Usulü Kafi Cilt 1[/justify]

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X