Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ayetullah Behçet’in Ölüm Tanımı

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ayetullah Behçet’in Ölüm Tanımı

    BİSMİ TEALA
    HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SALAMI HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHL-İ BEYT (A.S) OLLSUN

    Selamun aleykum Değerli din yoldaşlarıma

    RABB'İM ECİRLERİNİZİ YÜCE KILMASINI DUA EDERİM...

    Ayetullah Behçet’in Ölüm Tanımı

    Kıyametin kendisine has merhaleleri vardır. Başlangıcı ölümdür.




    Merhum Ayetullah Behçet; ölümün müminlerin lezzetlerinden biri olduğunu ve mümin için hiçbir şeyin ölümden daha leziz olmadığını söylemektedir.


    Kodsonline'nin Daneşcu Haber Ajansı'ndan naklettiğine göre Hz. Fatma'nın (s.a) şehadet yıldönümü münasebetiyle İmam Sadık Üniversitesi'nde yapılan programa Tahran geçici Cuma imamlarından Hüccet'ul-İslam Sıddıki bir konuşma yaptı. Bu konuşmanın tam metni aşağıda verilmiştir:

    Konuşmamın başında Hz. Fatma'nın (a.s) şehadetinden ötürü mevlamız ve zamanımızın İmamı (a.f) ile bütün Fatımi ve manevi şahsiyetlere tesliyetlerimi arz ederim.

    Geçen gün siz değerli âlimlere ve Ehlibeyt âşıklarına yaptığım konuşmada imkân âleminin mertebelerine değinmiş bunun zahiri ve batını olmak üzere ikiye ayrıldığını, insan türünün de bunun özeti konumunda olduğunu belirtmiştim. Âlemin dünya olan mülki boyutu vardır. Yakın ve elimizin altındadır. Ancak yakın ve elimizin altında olmasına rağmen bunun hiçbir değeri yoktur.

    Dünyanın Değeri, Aletsel ve Geçicidir

    Dünya hedef ve maksat değildir. Dünya mezradır. Dünya ticaret mahallidir. Dünya ile ticaret yapanlar dünyayı vesile kılmışlardır.

    Dünya ile marifet hazinelerine ve cennetin en yüce makamlarına ulaşılabilir. Ancak dünyayı tanımayan kimseler hataya duçar olup dinlerini satarak dünyayı satın alırlar. Yani dinini kendisine kalmayacak olan bir şeye satarlar. Bu açıdan dünya bazen kirleticidir ve dünyaya gönül verenler en kötü şeye gönül vermiş kimselerdir. Zira dünya sevgisi hataların başıdır.

    Dünya kelimesi denaet kökünden alınmış olup aşağılık ve değersiz anlamındadır. Peygamberler ve Ehlibeyt İmamları köprüyü geçmemiz için bizlere yol gösteren kimselerdir. Dünya bir köprüdür. Bu köprüyü geçemeyenler bu âlemde de bir yere varamazlar.

    Herkes iyi bir yere gelmek ve iyiler arasında Salihlerle anılmak ister. İnsan zincirlerini kırmalı ve bu kafesin kapısını açarak uçmalıdır. İnsan nefis tuzaklarına takılıp dünyanın güzellik kafesinin içinde kaldıkça vahdete ulaşamaz ve Hakk Teâlâ'nın tevhid ve vahdaniyetine doğru adım atamaz.

    Dünyanın hicapları bir iki tane değildir. Bu hicaplar karanlık perdelerdir ve karanlıkta gözler görmez. Geçen gün arzettiğim basiret konusunun meselelerinden biri de insan ruhun kemale erdirilmesidir. Bu âlemin rahminde çocuk gözlerini açıp dünyaya geldiği günden, berzah âlemine gideceği güne kadarki süreçte kör olmamasıdır.

    Kıyametin kendisine has merhaleleri vardır. Başlangıcı ölümdür. İnsan berzah âlemine girdiği zaman kör olarak girerse sonuna kadar da kör olarak kalacaktır. Burada gözleri açılmayan, basiret sahibi olmayan, batın gözü açılmayan, Hakk'ı ve İmam'ı göremeyen kimse oraya vardığında orada da kör olacaktır.

    İnsan orada başkasında gözlerini ödünç alması mümkün değildir, kimin orada neyi varsa buradan götürmüştür.

    Bu âlemde haramdan gözlerini sakındıranlara ve haram için ağızlarını açmayanlara Allah Teâlâ batında başka bir ağız verecek ve kendilerine oradan marifet lokmalarını yedirecektir. Allah Teâlâ böylesi bir insan için Emir'el-Müminin vesilesiyle bir sofra açar ve o kimse Emir'el-Mümininin misafiri olur.

    Masum İmamların isimlerinin tatlılıklarını bu surette algılarız. Bizim için İmamların isimleri ile başkalarının isimleri bir değildir. Hüseyin denildiği zaman, Ali denildiği zaman, Fatma denildiği zaman birden farklılaşırız.

    Sekuni, İmam Sadık'ın (a.s) öğrencilerindendi. Halk tarafından sevilen bir insandı. Birkaç gün İmam'ın (a.s) derslerine katılmadı. Sonra geldiğinde İmam kendisine “Neredeydin?” diye sordu. Sekuni, “Eşim doğum yaptı. Evimizde kimse yoktu, eşime yardımcı olmak için evde kaldım” dedi. İmam: “Allah sana ne verdi?” diye sordu. Sekuni, “kızım oldu” deyince İmam: “Peki, ismini ne koydun?” dedi. Sekuni: “Fatma” yanıtını verdi. İmam: “İsmini Fatma koydun madem, kendisine tokat atmamaya dikkat et” diye buyurdu.

    Bu isimlerin kendisi insana itibar verir. İnsanın Masum İmamların itibarından itibar kazanmaması yazıktır.

    Gençler, çocuklar ve ailelerin en güzel isimleri seçmeleri gerekir. Her ne kadar görünüşte bunlar farklı şeyler olmasa da içerikleri açısında bu isimlerin seçilmeleri önemlidir. Bu insanın dile getirebileceği bir duygu değildir. Bu beş duyu organından biri değildir. Bu kendisine altıncı his denilen ve normal fiziki hissin ötesinde olan bir duyudur. Bu âlemin rahminde görme yetisine sahip olmayan ve kör doğan kimse, bu âlemde de kör olur. Zira gözleri olmadan dünyaya gelmiştir.

    Burada basiret gözü olmayan ve bu gözlerle Allah'ı, İmamları, vahyi, bâtılı ve düşmanı göremeyen kimseler orada da bunları görecek gözlere sahip olamaz.

    Birçok rivayette “Allah ile irtibatı olan ve Allah'ı gerçek şekilde tanıyan kimseler ölecekleri zaman Allah Teâlâ rahmet kapılarını onlar için özel bir şekilde açar” denmektedir.

    İlmi ve irfani birçok dereceyi aşan ve kitapları herkes için çok faydalı olan Merhum Allame Şeyh'ul-İslam Şeyh Bahai Erbain adlı kitapta kırk hadis seçmiştir ki biz bu sofranın başında oturup misafiri olabiliriz.

    Kitapta nakledilen hadislerin birinde şöyle denilmektedir: “Allah Teâlâ buyurdu; ben mümin kulumun ruhunu almak dışında hiçbir şeyden tereddüt etmem. Ben ona kavuşmak isterim. Zira o bana ölümle ulaşır.”

    Merhum Ayetullah Behçet; ölümün müminlerin lezzetlerinden biri olduğunu ve mümin için hiçbir şeyin ölümden daha leziz olmadığını söylemektedir.

    Mümin insan sekerât ve can verme anında ıstırap içinde olur. Azrail ıstırabının nedenini sorduğunda “Bir ömür zahmet çektim ve artık zahmetlerimden istifade etmek istiyordum” der. Azrail bir işaret ile perdeyi kenara çeker ve mümin cennetteki sarayını görür. Ancak yine de ıstırabı bitmez ve ailesi ile çocuklarını bu ıstırap sebebi olarak zikreder. Tekrar perde kenara çekilir. Hz. Fatma'nın (a.s), Allah Resulü'nün (s.a.a), İmam Ali'nin (a.s), İmam Hasan ve İmam Hüseyin'in (a.s) kendisini karşılamaya geldiklerini görür, sen çocuklarını kaybedecek ama bunları elde edeceksin denir ona.

    Sedat Baran tarafından medyasafak.com için çevrildi.

    Allah'a emanet olun...

    #2
    Ynt: FARZ ET Kİ ÖLÜM YOLCULUĞU BAŞLIYOR!

    BİSMİ TEALA
    HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SALAMI HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHL-İ BEYT (A.S) OLLSUN

    Selamun aleykum Değerli din yoldaşlarıma


    RABB'İM ECİRLERİNİZİ YÜCE KILMASINI DUA EDERİM...


    FARZ ET Kİ ÖLÜM YOLCULUĞU BAŞLIYOR!

    Mehdi Aksu



    Daha dün üzerine titreyen eşin, çocukların şimdi senden ürpermekte veya korkmaktalar. Cenazenin bulunduğu odaya hiç birisi girmek istememektedir. Cenazen etrafa koku ve korku saçmasın diye buz gibi morga kaldırılıyor. Dün gece lüks ve sıcak yatakta mışıl mışıl uyuyan sen şimdi ise demirden olan buz gibi bir mekândasın. Oysa günlük programında, yapacakların arasında o günü o adreste geçireceğine dair en ufak bir düşüncen bile yoktu. Acaba o güne dair ne planların vardı! Hangi günah kapılarına gidecektin! Bir gece veya bir geceden daha az bekletileceğin o soğuk ve dar mekâna getirilirken ve oraya bırakılırken kimseye itiraz bile edemezsin. Morgun soğukluk derecesini fazla yükseltmeyin, üşürüm diye de söylenemezsin.

    Hesabını hiç yapmadığın morgda beklerken ölüm haberini sonradan alan sevdiklerin başına üşüşecekler. Ölümü sana yakıştırmayacaklar, ah vah ederek kendilerinden geçecekler. Kimi kendisini yerlere atacak, kimi ise saçını başını yolacaktır. Üzerindeki örtünün baş tarafını açarak cesedinin soğuk yüzünü görenlerden kimisi ise fenalık geçirerek bayılacak.

    Sen hiç tasavvurunu bile yapmadığın buz gibi morgda bekletilirken, boyuna göre küçük evin (kabrin) de hazırlanmış seni beklemektedir. Dünyada üç oda bir salon evini çok küçük görüyor ve daha büyük bir evi düşünüyordun.

    O geceyi o soğuk yerde geçirirken sıcacık yatağında olmayışından dolayı ev halkının içini bir korku ve derin bir hüzün kaplayacak. Sana ait olan her şey yeni bir unvan bulacak. Merhumun odası, merhumun yatağı, merhumun elbiseleri, merhumun kalemi, merhumun kitapları, merhumun tespihi… Artık hiç birisi size ait değildir. Hiç birisi size bir fayda sağlamaz.

    Sabah oldu, insanlar her gün senin yaptığın gibi rutin işleri için uyandıklarında evlerinde olanlar, sokakta işlerine gidenler cami minaresinden duyuru mahiyetinde okunan salât-ı selamları duyarlar. Merakla pür dikkat kulaklarını sese verirler. Acaba kimin adı söylenecek, ölen kimdir acaba! Sizi tanıyanlar duydukları zaman kim bilir kimisi sevinir, kimisi de üzülür. Allah'a göre yaşıyorduysanız sizin gibi yaşayanlar üzülür "Allah rahmet etsin, iyi adamdı, yeri zor doldurulur" diyerek üzüntülerini dile getirirler. Ama şeytan adamıydıysanız şeytan adamları üzülür ama diğerleri ölümünüze sevinirler "iyi ki öldü, kurtulduk" derler.

    Sen cenaze namazının kılınacağı saati morgda beklerken, ölümün konuşulacak evlerde. Yakınlarının ve sevdiklerinin gündeminde sen ve senin ölümün vardır. Senden başka onlar için bir gündem yoktur.Hakkında şunlar konuşulmaktadır: -

    - Allah rahmet etsin, ölümü ani oldu!

    - Rahmetlinin daha göreceği günler vardı!

    - Ölüm sana hiç yakışmadı! - kurtuldu!

    - Keşke şöyle böyle yapsaydı, yapsaydık!

    - Acaba sıra kimde?

    - Acaba şimdi sıra kimde, kimin adı okunacak?

    - Daha dün görüşmüştüm sapasağlamdı!

    - Hala inanamıyorum!

    - Demek ki ölümün yaşı yok!

    - Bir gün biz de öleceğiz…

    - Ecel genç yaşlı dinlemez!

    Ve derken gusül vakti geldi çattı.

    Bir an evvel defnedilmeni arzularlar, bir gün, birkaç saat bile kalmana razı olmazlar. Düne kadar ayrılığına tahammül edemeyenlere, hasretini, özlemini duyanlara senin varlığın sıkıntı verir artık.

    Şimdi ise gusül zamanın geldi. Ömürde bir kez yıkanılan bir mekânda gusül verenini beklemektesin.

    Allah'a emanet olun...

    Yorum

    YUKARI ÇIK
    Çalışıyor...
    X