Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ayetullah Tahrani ve Hadis Tefsiri

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ayetullah Tahrani ve Hadis Tefsiri

    BİSMİHİ TEALA
    HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SELAM HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHL-İ BEYT (A.S) OLSUN
    RABB'İMDEN ECİRLERİNİZİN YÜCE OLMASINI DUA EDERİM...

    Selamun Aleykum Aziz Kardeşlerim;

    Hasedin İlacı

    Hasedin İlacı; Ayetullah Tahrani



    İmam Musa Kazım (a.s)'ın kutlu doğum günü münasebetiyle bir konuşma yapan Ayetullah Mücteba Tahrani o hazretten bir rivayet nakletti. Rivayet şöyle: “Her kim malı olmadığı halde zenginlik, kalbin hasetten rahata kavuşmasını ve dinde esenlik istiyorsa Allah'a tazarru ile yönelmeli ve duasında O'ndan, aklını kemale erdirmesini istemelidir.”

    Ayetullah Tahrani rivayetin şerhinde şöyle dedi:


    "Malı olmadığı halde zengin olmak isteyene gelince; zenginlik iki türlüdür: Mal ile müstağni olmak, maldan müstağni olmak. İnsanların çoğu genellikle birinci kısmın peşindedirler. Yani mal kazanmak ve bu vesileyle psikolojik olarak rahatlama. Zannediyorlar ki para çoğaldıkça psikolojik rahatlık da artacaktır. Hâlbuki hata ediyorlar. Maldan müstağni olmakla ruh ihtiyaçsızlık duygusuna kapılır. İnsanlar para ile kendilerini müstağni etmeye çalışıyorlar. Oysaki hata ediyorlar; ihtiyaçsız ve müstağni olmak bir ruh halidir."

    Maldan müstağni olmakta insan, paraya ihtiyacı olmadığını hisseder. Ancak malla müstağni olmakta parası çoğaldıkça müstağni olmasının artacağını zanneder. Ne kadar çok para toplarsa o ölçüde ihtiyaçsızlık hissinin artacağını zanneder.

    Hazret buyuruyor: Her kim mal olmadan zengin olmak isterse… İkincisine gelince; “her kim kalbinin hasetten rahata kavuşmasını isterse” ve kalbinin öldürücü haset hastalığından kurtulmasını dilerse… Zira haset, ruhsal hastalıklardan biridir. İnsanı çaresiz hale duçar eder. Haset insana işkence verir ve onu ölüme kadar götürür.

    Üçüncüsü; “her kim dinde esenlik isterse” , dininin koruma altında olmasını dilerse… Şuna dikkat edin ki rivayet bu üç konuya dikkat çekerek buyuruyor: Eğer biri “malsız zenginlik, kalbin hasetten arınması ve dinde selamet ve esenlik” istiyorsa, bu üç hasleti isteyen kişi, Allah'a tazarru ile/yalvarışla yönelmeli ve duasında Allah'tan akıl istemelidir, aklını kemale erdirmesini istemelidir.

    Tazarru, kalbin samimiyet, duygu, sızlama ve yalvarış hissiyle yönelişi anlamına gelir. Tazarruda daima sızlanma ve ağlama vardır. Böyle bir şekilde Allah'a yalvaracaksın. Ondan bir şey isteyeceksin. Diyeceksin ki: “Allah'ım, benim aklımı kemale erdir”. Anlaşılan o ki her üç konudaki sıkıntının kaynağı akılsızlık ve şuursuzluktur. Para peşinden koşarak zengin olmak isteyen kişi şuursuzdur. Hasetle hareket eden kişi şuursuzdur. Dinine darbe vuran kişi şuursuzdur.

    Bizim dinimiz, akıl ve şuur dinidir. Şuur seviyesi ne kadar yükselirse hem dini açıdan hem de diğer yönlerden insan yükselir. Hatta cennette bile oradakilerin dereceleri şuurlarına göre belirlenir. Şuurlu bir kişinin kılacağı bir rekât namaz, şuursuz birinin bin rekât namazından daha üstündür.




    shafaqna


    Allah'a emanet olun...

    #2
    Ynt: Ayetullah Tahrani ve Hadis Tefsiri

    BİSMİHİ TEALA
    HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SELAM HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHL-İ BEYT (A.S) OLSUN
    RABB'İMDEN ECİRLERİNİZİN YÜCE OLMASINI DUA EDERİM...

    Selamun Aleykum Aziz Kardeşlerim;

    Ayetullah Mücteba Tahrani

    İnsan dua etme şeklini Allah’ın dostlarından öğrenmelidir.

    İnsan dua etmeyi Allah'ın dostlarından öğrenmelidir. Biz nasıl dua edeceğimizi bilemiyoruz. Allah'ın dostları bizi iman açısından değerlendirdikten sonra nasıl dua etmemiz gerektiğini öğretirler.


    Hz. Masume (s.a) ve İmam Rıza'nın (a.s) doğum günlerinin bulunduğu ve keramet haftası olarak adlandırılan bu günlerde İmam Rıza'dan (s.a) şu hadisi nakletti:

    İmam Zeynulabidin (a.s) bir gün Kâbe'yi tavaf ederken bir kişinin “Allah'ım, senden sabır istiyorum” diye dua ettiğini duydu. Bunun üzerine adamın omzuna vurarak “Sen bela istedin”. [Bunun yerine] şöyle de: “Allah'ım senden afiyet istiyorum ve afiyete karşılık şükür istiyorum. Zira afiyete şükretmek belaya sabretmekten daha iyidir.”

    Üç çeşit sabır vardır: İtaate sabır, günaha sabır ve musibete sabır.

    “Allah'ım senden sabır istiyorum” dediğinde aslında şunu diyorsun: Yani birtakım belalar bana geldiğinde tahammül edebileyim. Anlaşılan o ki sen bela ve musibet hattına doğru gitmişsin ki daha fazla sıkıntı çekmeyesin diye onun panzehiri olan sabrı istemektesin. Onun için hazret burada buyuruyor: Sen, “Allah'ım, senden sabır istiyorum” demekle bela istemektesin.

    Bunun yerine şöyle dua et: “Allah'ım, senden afiyet diliyorum ve afiyet karşılığında şükretme istiyorum”. Bu dua, belanın tam da zıddıdır. Hatta şükür etme tevfiki de istiyorsun. Yani, hem bana afiyet ve esenlik ver hem de bu afiyet nimetine şükretme tevfikini ver.


    Rivayet oldukça uzundur. Rivayetin son bölümünde hazret şöyle buyurmuştur:
    “Afiyete şükretmek belaya sabretmekten daha iyidir.”

    Zira bu şükrün değeri o sabırdan daha fazladır.


    Ehlader Kültür-Araştırma


    Allah'a emanet olun...

    Yorum

    YUKARI ÇIK
    Çalışıyor...
    X