[hr]
Bismihi Teala
HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SELAMI HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHL-İ BEYT (A.S)'A OLSUN
RABB'İMDEN DOĞRULARLA OLMAYI MUAVFAK KILMASINI DUA EDERİM
Selamun Aleykum Ey Aziz Canlar! Değerli Müminler!
Çocuk Ve Cinsellik
İslam dini her konuda bizlere yol gösterdiği gibi, çocuklta cinsel eğitiminin nasıl olması gerektiğini öğretmiştir.
Cinsel içgüdü insanın en güçlü ve hassas içgüdülerinden biridir. Bu içgüdü insana hayat verir, insanın ruhi ve cismi hayatında iyi veya kötü etkiler bırakır. İnsanın hal ve hareketlerinin birçoğu, hatta ruhi ve cismani hastalıkları bu içgüdüden kaynaklanır. Eğer doğru ve akıllıca terbiye edilirse yaşama güzellik ve huzur verir; ama eğer aşırılık yahut tefrite gidilirse, yüzlerce cismi ve ruhi kayıpları beraberinde getirip, insanın hem dünya hem de ahiret hayatını mahvedebilir.
Cinsel içgüdü ilk olarak buluğ çağında ortaya çıkmayıp, tam aksine, çocukluk çağında insanın bünyesinde gizli olup çeşitli şekillerde ortaya çıkmaktadır. Anne ve babalar çocuklarının cinsel içgüdülerine karşı ilgisiz kalıp, bu konuda programsız olamazlar. Çünkü cinsel eğitim, eğitimlerin en zor ve en hassas olanıdır. Bu konudaki en ufak bir yanlışlık veya gaflet çocukları fesat ve felakete doğru itebilir.
İslam dini her konuda bizlere yol gösterdiği gibi, çocukların cinsel eğitiminin nasıl olmasını ve onların cinselliği keşfetmek için sordukları sorulara nasıl cevap verilmesi gerektiğini öğretmiştir.
Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor: "Çocuklar yedi yaşına girdiklerinde yataklarını ayırın."[1]
İmam Cafer-i Sadık (a.s) babalarından naklen şöyle buyuruyor: "Kadınlarla on yaşındaki çocukların yatakları ayrı olmalıdır."[2]
İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: " Vücudunu altı yaşındaki kızının vücuduna süren annenin ameli bir çeşit zinadır."[3]
Yine Hz. Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: "Erkek, altı yaşındaki kız çocuğunu, kadın da yedi yaşındaki erkek çocuğunu öpmemelidir."[4]
Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Çoğu zaman bir bakışla cinsel istekler tahrik olur."[5]
İmam Sadık (a.s) buyuruyor ki: "Erkek, odada çocuk varken hanımıyla cima etmemelidir. Çünkü bu amel zinaya sebep olabilir."[6]
Çocuğun cinsel içerikli sorularının temelinde cinsel duygular değil, onun üremeye yani bebeklerin nasıl dünyaya geldiklerine dair merakları bulunmaktadır, bu çocuğun uzaya, gezegenlere ya da hayvanların yaşayışlarına olan meraklarından farklı değildir. Anne-babanın cinsel içerikli sorular karşısında yaşadıkları gerginliğin, bu farkı bilmemekten ve çocuğun cinsellik anlayışını yetişkin anlayışıyla karıştırmaktan kaynaklanmaktadır.
Anne ve baba çocuğunun cinsellikle ilgili sorularını anlayışla karşılayıp, anlayacağı şekilde güzel cevaplar vermelidirler, fakat ülkemizde çoğu ailede cinselliği çağrıştıran sorular ve bu konudaki konuşmalar yasaktır, ayıptır. Çocuk herhangi bir soru sorduğunda ya azarlanır, ya da anne-baba bu soruyu nasıl yanıtlayacaklarını bilemedikleri için konu bir şekilde kapatılır. Sonuçta merakı giderilmeyen çocuk sorusunun cevabını aramaya devam edecektir ve bu konuyu yeterince bilmeyen birilerinden yalan yanlış bir şeyler öğrenecektir.
Çocukların aileleri tarafından sağlıklı bir biçimde bilgilendirilmesi uzmanlara göre çok önemli. Eğer anne ya da baba çocuğu cinsellikle ilgili bir soru nedeniyle azarlarsa çocuğun suçluluk hissetmesi, cinselliğin, ayıp, günah veya pis bir şey olduğunu düşünmesi kaçınılmaz hale geliyor. Buda çocuğun ileriki cinsel yaşamını olumsuz yönde etkileyebilecektir.
Bulunduğu Yaşın Önemi
Çocuklara cinsel eğitim verilirken öncelikle çocuğun bilişsel gelişim düzeyi dikkate alınmalıdır. Çocuk soru sorduğunda doğru, açıklayıcı ve anlayabileceği şekilde cevap verilmelidir. Cevaplar çocuğun merakını gidermeli ve doyurucu olmalıdır. Fazla ayrıntılı bilgi vermek çocuğun kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramaz. Susmak, konuyu değiştirmek ya da azarlamak tercih edilmemelidir. Çocuğa cinsel bilgiler vermenin en uygun zamanı, onun bu konularda soru sormaya başladığı dönemlerdir. Bu tür sorular bireysel farklılıklar olmakla beraber, genellikle 3 yaş civarında sorulmaya başlanır. İlk sorular genellikle kendi bedeni, annenin bedeni ya da bir kardeşin dünyaya gelişi ile ilgilidir. 2–3 yaşlarında cinsiyet farkıyla ilgili sorular, 3–4 yaşlarında doğumla ilgili sorular başlar. Cinsel ilgiler bazen 7–8 yaşları ile buluğ arasında diner. Cinsel olgunlaşmayla fizik işaretlerin belirmesi ve genital bezlerin üretime başlamaları ile yeniden canlanır.
Çocukların özelliklede ergenlik dönemlerine çok dikkat etmek gerekir. Çocukluk dönemlerinde gerekli desteği görmedikleri, sorularına yanıt bulamadıkları için de ailelerine başvurmuyorlar. Ailesinden cinsellikle ilgili yeterli bilgi alamayan çocuklar ergenlik döneminde ciddi zorluklar yaşıyorlar. Cinsel eğitim için kendiniz bir zaman belirleyip uzun bir konuşma yapamazsınız. Çocuktan gelen soruları bekleyip tamamen onun soruları doğrultusunda bir bilgilendirme yapmanız gerekir. Bu soruların geleceğinden emin olabilirsiniz!
Ancak bilgi vermek amacıyla çocuğa her şeyi tüm detayları ile anlatmak ve çocuğun aklını karıştırmak da gerekmez. Çocuğun neyi anlayıp anlamayacağını kavramak zor değildir. Her çocuğa yaşına uygun anlayabileceği bir dil kullanarak bilgi verilebilir. Çocuğa cinsel konularda yaşına uygun bilgi vermek, ona basit trafik kurallarını öğretmek gibidir. Bu bilgilerden onu uzak tutmak neden olacaktır. Vereceğimiz her türlü bilginin doğru ve abartısız olması gerekir. Uydurma yanlış, saçma ve hayali bilgiler vermek çocuğun zihnini bulandırır ve ileri ki yaşamı için sorunlar oluşturur. Kullanılan dil basit olmalı ve fazla detaya girilmemelidir. Çocuğa her şeyi detaylı biçimde anlatmanın bir anlamı ve yararı yoktur. Ona yaşına göre kaldıramayacağı derinlikte bilgiler vermek cinselliğin erken devreye girmesine neden olabilir. Cinsel konulardan bahsederken anne ve babaların yüz ifadeleri, gerginlikleri ve huzursuzlukları da çocuklar tarafından dikkatle algılanır.
Huzursuz, gergin ve utangaç bir ifadeyle ne söyleyeceğini bilemeyen anne ve babalar, çocuklarına bu konunun aslında konuşulmaması gereken kötü ve çirkin şeyler olduğu mesajını vermiş olurlar. Oysa çocuğun algılaması gereken cinselliğin doğallığı ile birlikte gizliliği ve özelliğidir. Çocuğa üreme ve cinsellik hakkında bilgi vermeye en uygun kişiler anne ve babalardır.
Anne Ve Babanın Tutumu
Anne-babaların çoğu cinsel kimliğini bulmaya çalışan bu yaş dönemi çocuğun davranışları ve sorduğu sorular karşısında bocalar. Her anne-baba kendi eğitimine, sosyo-kültürel düzeyine, aile yapısına, ahlaki değerlerine ve inançlarına uygun olarak çocuğun sorularını yanıtlar ve davranışlarına tepki gösterir. Anne-babaların bu konuyla ilgili tutumlarını şöyle gruplandırabiliriz:
1-Baskılayıcı - yasaklayıcı tutumlar: Bazı anne-babalar, çocuğun cinsellikle ilgili konuşmasının, bu konuyla ilgili soru sormasının yanlış olduğunu düşünürler. Bu düşünceye sahip anne-babalar, çocuğun cinsellikle ilgili sorduğu sorulara bazen çocuğu azarlayarak yüzeysel cevaplar verirler, bazen de çocukların bu tip sorular sormaması gerektiğini ve cinsellikle ilgili konuşmanın ayıp olduğunu ifade ederler.
2- Cezalandırıcı tutumlar: Cezalandırıcı tutumu olan anne-babalar çocuğun cinselliğini keşfetmesini baskılamakla yetinmez, cinsellikle ilgili davranışlarını cezalandırırlar. Cinsellikle ilgili davranışlara verilen cezalar çocuğun ergenlik ve yetişkinlik döneminde önemli psikolojik sorunlar yaşamasına neden olabilir. Cinselliğini keşfetmeye çalıştığı dönemde baskılanan veya cezalandırılan çocuk, ileri yaşlarında cinsel sorunlar yaşayabilir.
3- Hoşgörülü - bilgilendirici tutum: Bu tutumu benimseyen anne-babalar çocuğun sorduğu sorulara, çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemine uygun yeterli bilgi verirler. Çocuğun cinsel konulara olan ilgisini hoşgörüyle karşılar, bu konuda çocuğa yasaklama getirmez ve çocuğun davranışlarını cezalandırmazlar. Çocuğun cinsellikle ilgili davranışlarının aşırıya kaçtığını düşündükleri zamanlarda dikkatini başka bir yöne çekmeye çalışırlar. Diğer zamanlarda ise çocuğun bu tip davranışlarını görmezden gelerek pekiştirmemeye çalışırlar. Çocuğun cinselliğine ilişkin en sağlıklı tutum hoşgörülü-bilgilendirici tutumdur.
Cinselliği öğrenmeye çalışan çocuklara aileler doğru eğitim vermeli ve davranışlarına dikkat etmelidirler. Sadece cinsellik hakkında uzun konuşmalar yapmak yeterli olmayacaktır; mesajlar sözlü veya sözsüz olabildiği için ailelerin yalnızca çocuğa bu konuyla ilgili söyledikleri sözlere değil, davranışlarına, mimiklerine ve ses tonlarına da dikkat etmeleri gerekir. Ailelerin bu konuda dikkat etmesi gereken noktaları şöyle özetleye biliriz:
—Çocuğun sorduğu sorulara eksiksiz ve yaşına uygun yanıtlar verilmelidir. Soruların yanıtları çocuğun anlamasını engelleyecek kadar uzun ve detaylı olmamalıdır. Sorulara kaçamak yanıtlar verilmemelidir. Çocuğun sorularına alaycı bir tavırla veya utanarak yanıt verirseniz tepkinizden emin olmak için mutlaka size yeniden başvuracaktır.
—Topluluk içinde çocuğunuzun soru ve davranışlarına verdiğiniz yanıt ve tepkilerle, yalnızken verdiğiniz yanıt ve tepkiler paralel ve tutarlı olmalıdır.
—Cinsel kimliğini keşfettikten sonra sergilediği davranışlarına engel olmaya çalışmayın. Örneğin, kız çocuklarının bilezik takmasına, sık sık etek giymesine izin verin. Ruj veya oje gibi makyaj malzemesi kullanmasına izin vermek istemiyorsanız bile, bu gibi davranışlarına evde izin vererek merakını gidermesini sağlayın.
—Cinsel kimliğini sergilemeye çalışan çocuğun davranışlarıyla alay etmek, onu suçlayıcı tavırlar sergilemek, kızmak, öfkelenmek veya davranışlarını baskı altına almaya çalışmamak gerekir. Bu tür tepkiler çocukların cinsellikle ilgili yanlış tutumlar geliştirmesine ve kendi cinselliğini sağlıklı yaşayamamasına neden olur.
Bazı Sorular Ve Cevapları
Öncelikle kendinizi bu konu hakkında konuşmak için kendinizi hazır hissetmelisiniz. Ayrıca çocuğunuz da bu konuyla ilgili olmalı, cinsellik hakkında konuştuğunuzda çocuğunuz ilgili görünmezse, bir süre daha beklemelisiniz.
En geç 4–5 yaşlarında kızlar ve erkekler aralarındaki bu “ufak” farklılık konusunda teoriler üretmeye başlarlar. Kadınların hamile olduklarını gözlemleyip bu bebeklerin nereden çıktığını düşünmeye başlarlar. Çocuklar bu konularda soru sormaya ilk başladıklarında “bebekler annelerinin karınlarında büyürler” türünde bir cevap ile tatmin olacaklardır. Bundan fazlasını öğrenmek istiyorsa sormaya devam ederler ve ancak o zaman başka açıklamalar yapmak gerekebilir. Cinsel eğitim konusunda hepimizin yaptığı en önemli hata gereğinden fazlasını anlatmaktır. Bu durumda çocuklar asıl konuyu unutup verilen cevapları da anlamadıkları konu ile ilgili bilgilenme gerçekleşmiyor.
Çocukluk ve ergenlik döneminde genelde şu tür sorular sorulmaktadır:
—Ben nasıl doğdum?
Buna benzer sorular geldiğinde bu konuyu neden merak ettiğini anlamanız için, gerekirse bazı sorular sorarak, çocukları dikkatle dinlemek gerekir. Biz genellikle çocukların bu sorularla cinsellikle ilgili mekanik ve grafik detayları bilmek istediğini düşünürüz, ancak belki sadece hangi hastanede doğduğu gibi çok basit bir şeyi merak ediyor olabilirler. Bazen, bebekler annelerinden doğar gibi bir cevap merakını gidermeye yeterli olabilir. Çocuğun sorularına göre cevaplarınızı yönlendirebilirsiniz. Örneğin 4 yaşında bir çocuğa gereğinden fazla bilgi vermek şaşırmasına neden olabilir. Örneğin 4 yaşındaki çocuğa hamilelerin kişilerin çocukları karnında taşıdığı söylendiği zaman, bazı çocuklar hamile kişinin çocuğu yemiş gibi düşüncelere kapılıp şaşırabilir.
Eğer çocuğunuz şaşkın görünüyorsa ona bebeğin nasıl oluştuğu ile ilgili bilgi vermenin zamanıdır. Tam bu sırada cinsellik hakkında konuşmaya başlayabilirsiniz. Yalnız çocuklar bu soruları sorduğunda memnun olduğunuzu belirtin ve teşvik edici davranın. Bu tavır çocuğun ileriki yaşlarda da sizinle bu konuları rahat konuşmasını sağlar.
—Çocuk: "Minik bebek neredeydi? Nasıl geldi?" diye sorabilir. Burada anne ve baba: "Bir süredir annenin karnında veya rahminde yaşıyordu, sonra da dünyaya geldi?" diye cevap verebilirler.
"Nereden dışarı çıktı?" diye de sorabilir. O zaman; "Anne rahminin altında çocuğun dışarı çıkabileceği bir yol var" diye cevap verilir. Çocuğun çıktığı yer bir oyuncak bebekten göstermek suretiyle anlatılabilir. "Anne rahminde nasıl oluştu?" diye sorulduğun da: "Anne karnında çok küçük bir yumurta oluşur ve yavaş yavaş büyür ve sonunda bir çocuk haline gelince dışarı çıkar" diye cevap verilebilir.
Anne ve babanın bu gibi sorularda çiftleşmenin karışık safhalarını anlatmaya çalışmaları ve çocuğun anlamaya hazır olmadığı konuları ortaya atmaları doğru değildir. Çocuğun bütün gerçekleri anlamak istediğini zannetmeyin. O sorduğu kadarını anlamak ister, fazlasını değil. Bırakın çocukların soruları sizi yönlendirsin ve bu konuda acele etmeyin.
—Annelerin neden göğüsleri var ve babaların neden yok?
Çünkü anneler bebekleri besler. Bebekler doğduğunda annelerin memelerinde süt olur. Bebekler bu sütü içer ve büyür.
—Regl ne demektir?
Yetişkin kadınlar ayda bir kez vajinalarından kanarlar. Buna Regl ya da aybaşı denir. Bunun sebebi kadınların yumurtalıklarından her ay 1 yumurtanın döllenmek üzere hazırlanmasıdır. Eğer döllenme yani bebeğin oluşumu gerçekleşmezse bu yumurta bir miktar kan ile vücuttan atılır ve ertesi ay yeni bir yumurta oluşur. Her genç kız 12–15 yaşları arasında ilk kez regl olur.
Yahut anne kızına: “Buluğ çağın yaklaştın, yavaş yavaş göğüslerin büyüyecek ve koltuk altı ve kasık tüylerin uzamağa başlayacak ve regl olacaksın. Bunlar buluğ alametleridir, bütün kızlar senin yaşına gelince böyle olur. Bunlar çok doğal ve zararsızdır, korkup çekinmeye gerek yok. Adet günlerinde namaz farz değil, orucunu yiyip sonra kaza edersin.” Bu sırada adet günleri boyunca yapması gereken sağlık kurallarını hatırlatır, sonra da reglin fıkhi hükümlerini ve gusletmeyi öğretir ve böylece buluğ çağı olaylarına hazırlamış olur.
—İhtilam nedir ve niçin böyle oluyor?
Buluğ devresindeki erkek çocuklarının karşılaştığı bu soruna baba şöyle cevap verebilir: “Buluğ çağında koltuk altları ve kasıklarında tüyler çıkar. Geceleri tahrik edici uykular görebilirsin ve şu özelliklerde bir su çıkması sonucu ihtilam olabilirsin. Bütün erkek çocukların başına böyle şeyler gelir; sakın üzülme, çünkü bunlar buluğ alametidir. Böyle bir durumla karşılaşırsan elbisen necis olmuş demektir, dolayısıyla hemen değiştirmelisin. Gusül etmen farz olur.” Bu sırada guslün alınış tarzını açıklar. Anne ve baba böylece çocuklarının üzüntü ve ıstıraplarını önleyip onları buluğ çağı olaylarına hazırlamalıdırlar.
Ehlader Araştırma Bölümü
Kaynak
Kudek, Felsefi.
Cinsel Ahlak, Mutahhari.
Çocuk Terbiyesi, Emini.
Nesimi Mehr, Dehnevi.
Reftarhayi Cinsi Kudekan, Beheşti.
Ahlak Der Hanovade, Hüseyni.
İnsan Denen Meçhul, Alexis Carrel.
[hr]
[1]- Mekarim-ul Ahlak, c.1, s.256.
[2]- Vesail-uş Şia, c.14, s.268.
[3]- Vesail-uş Şia, c.14, s.170.
[4]- Vesail-uş Şiâ, c.14, s.170.
[5]- Gurer-ul Hikem, s.416.
[6]-Vesail-uş Şiâ, c. 4, s. 94.
Allah'a emanet olun...
Bismihi Teala
HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SELAMI HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHL-İ BEYT (A.S)'A OLSUN
RABB'İMDEN DOĞRULARLA OLMAYI MUAVFAK KILMASINI DUA EDERİM
Selamun Aleykum Ey Aziz Canlar! Değerli Müminler!
Çocuk Ve Cinsellik
İslam dini her konuda bizlere yol gösterdiği gibi, çocuklta cinsel eğitiminin nasıl olması gerektiğini öğretmiştir.

Çocuk Ve Cinsellik
Cinsel içgüdü insanın en güçlü ve hassas içgüdülerinden biridir. Bu içgüdü insana hayat verir, insanın ruhi ve cismi hayatında iyi veya kötü etkiler bırakır. İnsanın hal ve hareketlerinin birçoğu, hatta ruhi ve cismani hastalıkları bu içgüdüden kaynaklanır. Eğer doğru ve akıllıca terbiye edilirse yaşama güzellik ve huzur verir; ama eğer aşırılık yahut tefrite gidilirse, yüzlerce cismi ve ruhi kayıpları beraberinde getirip, insanın hem dünya hem de ahiret hayatını mahvedebilir.
Cinsel içgüdü ilk olarak buluğ çağında ortaya çıkmayıp, tam aksine, çocukluk çağında insanın bünyesinde gizli olup çeşitli şekillerde ortaya çıkmaktadır. Anne ve babalar çocuklarının cinsel içgüdülerine karşı ilgisiz kalıp, bu konuda programsız olamazlar. Çünkü cinsel eğitim, eğitimlerin en zor ve en hassas olanıdır. Bu konudaki en ufak bir yanlışlık veya gaflet çocukları fesat ve felakete doğru itebilir.
İslam dini her konuda bizlere yol gösterdiği gibi, çocukların cinsel eğitiminin nasıl olmasını ve onların cinselliği keşfetmek için sordukları sorulara nasıl cevap verilmesi gerektiğini öğretmiştir.
Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor: "Çocuklar yedi yaşına girdiklerinde yataklarını ayırın."[1]
İmam Cafer-i Sadık (a.s) babalarından naklen şöyle buyuruyor: "Kadınlarla on yaşındaki çocukların yatakları ayrı olmalıdır."[2]
İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: " Vücudunu altı yaşındaki kızının vücuduna süren annenin ameli bir çeşit zinadır."[3]
Yine Hz. Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: "Erkek, altı yaşındaki kız çocuğunu, kadın da yedi yaşındaki erkek çocuğunu öpmemelidir."[4]
Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Çoğu zaman bir bakışla cinsel istekler tahrik olur."[5]
İmam Sadık (a.s) buyuruyor ki: "Erkek, odada çocuk varken hanımıyla cima etmemelidir. Çünkü bu amel zinaya sebep olabilir."[6]
Çocuğun cinsel içerikli sorularının temelinde cinsel duygular değil, onun üremeye yani bebeklerin nasıl dünyaya geldiklerine dair merakları bulunmaktadır, bu çocuğun uzaya, gezegenlere ya da hayvanların yaşayışlarına olan meraklarından farklı değildir. Anne-babanın cinsel içerikli sorular karşısında yaşadıkları gerginliğin, bu farkı bilmemekten ve çocuğun cinsellik anlayışını yetişkin anlayışıyla karıştırmaktan kaynaklanmaktadır.
Anne ve baba çocuğunun cinsellikle ilgili sorularını anlayışla karşılayıp, anlayacağı şekilde güzel cevaplar vermelidirler, fakat ülkemizde çoğu ailede cinselliği çağrıştıran sorular ve bu konudaki konuşmalar yasaktır, ayıptır. Çocuk herhangi bir soru sorduğunda ya azarlanır, ya da anne-baba bu soruyu nasıl yanıtlayacaklarını bilemedikleri için konu bir şekilde kapatılır. Sonuçta merakı giderilmeyen çocuk sorusunun cevabını aramaya devam edecektir ve bu konuyu yeterince bilmeyen birilerinden yalan yanlış bir şeyler öğrenecektir.
Çocukların aileleri tarafından sağlıklı bir biçimde bilgilendirilmesi uzmanlara göre çok önemli. Eğer anne ya da baba çocuğu cinsellikle ilgili bir soru nedeniyle azarlarsa çocuğun suçluluk hissetmesi, cinselliğin, ayıp, günah veya pis bir şey olduğunu düşünmesi kaçınılmaz hale geliyor. Buda çocuğun ileriki cinsel yaşamını olumsuz yönde etkileyebilecektir.
Bulunduğu Yaşın Önemi
Çocuklara cinsel eğitim verilirken öncelikle çocuğun bilişsel gelişim düzeyi dikkate alınmalıdır. Çocuk soru sorduğunda doğru, açıklayıcı ve anlayabileceği şekilde cevap verilmelidir. Cevaplar çocuğun merakını gidermeli ve doyurucu olmalıdır. Fazla ayrıntılı bilgi vermek çocuğun kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramaz. Susmak, konuyu değiştirmek ya da azarlamak tercih edilmemelidir. Çocuğa cinsel bilgiler vermenin en uygun zamanı, onun bu konularda soru sormaya başladığı dönemlerdir. Bu tür sorular bireysel farklılıklar olmakla beraber, genellikle 3 yaş civarında sorulmaya başlanır. İlk sorular genellikle kendi bedeni, annenin bedeni ya da bir kardeşin dünyaya gelişi ile ilgilidir. 2–3 yaşlarında cinsiyet farkıyla ilgili sorular, 3–4 yaşlarında doğumla ilgili sorular başlar. Cinsel ilgiler bazen 7–8 yaşları ile buluğ arasında diner. Cinsel olgunlaşmayla fizik işaretlerin belirmesi ve genital bezlerin üretime başlamaları ile yeniden canlanır.
Çocukların özelliklede ergenlik dönemlerine çok dikkat etmek gerekir. Çocukluk dönemlerinde gerekli desteği görmedikleri, sorularına yanıt bulamadıkları için de ailelerine başvurmuyorlar. Ailesinden cinsellikle ilgili yeterli bilgi alamayan çocuklar ergenlik döneminde ciddi zorluklar yaşıyorlar. Cinsel eğitim için kendiniz bir zaman belirleyip uzun bir konuşma yapamazsınız. Çocuktan gelen soruları bekleyip tamamen onun soruları doğrultusunda bir bilgilendirme yapmanız gerekir. Bu soruların geleceğinden emin olabilirsiniz!
Ancak bilgi vermek amacıyla çocuğa her şeyi tüm detayları ile anlatmak ve çocuğun aklını karıştırmak da gerekmez. Çocuğun neyi anlayıp anlamayacağını kavramak zor değildir. Her çocuğa yaşına uygun anlayabileceği bir dil kullanarak bilgi verilebilir. Çocuğa cinsel konularda yaşına uygun bilgi vermek, ona basit trafik kurallarını öğretmek gibidir. Bu bilgilerden onu uzak tutmak neden olacaktır. Vereceğimiz her türlü bilginin doğru ve abartısız olması gerekir. Uydurma yanlış, saçma ve hayali bilgiler vermek çocuğun zihnini bulandırır ve ileri ki yaşamı için sorunlar oluşturur. Kullanılan dil basit olmalı ve fazla detaya girilmemelidir. Çocuğa her şeyi detaylı biçimde anlatmanın bir anlamı ve yararı yoktur. Ona yaşına göre kaldıramayacağı derinlikte bilgiler vermek cinselliğin erken devreye girmesine neden olabilir. Cinsel konulardan bahsederken anne ve babaların yüz ifadeleri, gerginlikleri ve huzursuzlukları da çocuklar tarafından dikkatle algılanır.
Huzursuz, gergin ve utangaç bir ifadeyle ne söyleyeceğini bilemeyen anne ve babalar, çocuklarına bu konunun aslında konuşulmaması gereken kötü ve çirkin şeyler olduğu mesajını vermiş olurlar. Oysa çocuğun algılaması gereken cinselliğin doğallığı ile birlikte gizliliği ve özelliğidir. Çocuğa üreme ve cinsellik hakkında bilgi vermeye en uygun kişiler anne ve babalardır.
Anne Ve Babanın Tutumu
Anne-babaların çoğu cinsel kimliğini bulmaya çalışan bu yaş dönemi çocuğun davranışları ve sorduğu sorular karşısında bocalar. Her anne-baba kendi eğitimine, sosyo-kültürel düzeyine, aile yapısına, ahlaki değerlerine ve inançlarına uygun olarak çocuğun sorularını yanıtlar ve davranışlarına tepki gösterir. Anne-babaların bu konuyla ilgili tutumlarını şöyle gruplandırabiliriz:
1-Baskılayıcı - yasaklayıcı tutumlar: Bazı anne-babalar, çocuğun cinsellikle ilgili konuşmasının, bu konuyla ilgili soru sormasının yanlış olduğunu düşünürler. Bu düşünceye sahip anne-babalar, çocuğun cinsellikle ilgili sorduğu sorulara bazen çocuğu azarlayarak yüzeysel cevaplar verirler, bazen de çocukların bu tip sorular sormaması gerektiğini ve cinsellikle ilgili konuşmanın ayıp olduğunu ifade ederler.
2- Cezalandırıcı tutumlar: Cezalandırıcı tutumu olan anne-babalar çocuğun cinselliğini keşfetmesini baskılamakla yetinmez, cinsellikle ilgili davranışlarını cezalandırırlar. Cinsellikle ilgili davranışlara verilen cezalar çocuğun ergenlik ve yetişkinlik döneminde önemli psikolojik sorunlar yaşamasına neden olabilir. Cinselliğini keşfetmeye çalıştığı dönemde baskılanan veya cezalandırılan çocuk, ileri yaşlarında cinsel sorunlar yaşayabilir.
3- Hoşgörülü - bilgilendirici tutum: Bu tutumu benimseyen anne-babalar çocuğun sorduğu sorulara, çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemine uygun yeterli bilgi verirler. Çocuğun cinsel konulara olan ilgisini hoşgörüyle karşılar, bu konuda çocuğa yasaklama getirmez ve çocuğun davranışlarını cezalandırmazlar. Çocuğun cinsellikle ilgili davranışlarının aşırıya kaçtığını düşündükleri zamanlarda dikkatini başka bir yöne çekmeye çalışırlar. Diğer zamanlarda ise çocuğun bu tip davranışlarını görmezden gelerek pekiştirmemeye çalışırlar. Çocuğun cinselliğine ilişkin en sağlıklı tutum hoşgörülü-bilgilendirici tutumdur.
Cinselliği öğrenmeye çalışan çocuklara aileler doğru eğitim vermeli ve davranışlarına dikkat etmelidirler. Sadece cinsellik hakkında uzun konuşmalar yapmak yeterli olmayacaktır; mesajlar sözlü veya sözsüz olabildiği için ailelerin yalnızca çocuğa bu konuyla ilgili söyledikleri sözlere değil, davranışlarına, mimiklerine ve ses tonlarına da dikkat etmeleri gerekir. Ailelerin bu konuda dikkat etmesi gereken noktaları şöyle özetleye biliriz:
—Çocuğun sorduğu sorulara eksiksiz ve yaşına uygun yanıtlar verilmelidir. Soruların yanıtları çocuğun anlamasını engelleyecek kadar uzun ve detaylı olmamalıdır. Sorulara kaçamak yanıtlar verilmemelidir. Çocuğun sorularına alaycı bir tavırla veya utanarak yanıt verirseniz tepkinizden emin olmak için mutlaka size yeniden başvuracaktır.
—Topluluk içinde çocuğunuzun soru ve davranışlarına verdiğiniz yanıt ve tepkilerle, yalnızken verdiğiniz yanıt ve tepkiler paralel ve tutarlı olmalıdır.
—Cinsel kimliğini keşfettikten sonra sergilediği davranışlarına engel olmaya çalışmayın. Örneğin, kız çocuklarının bilezik takmasına, sık sık etek giymesine izin verin. Ruj veya oje gibi makyaj malzemesi kullanmasına izin vermek istemiyorsanız bile, bu gibi davranışlarına evde izin vererek merakını gidermesini sağlayın.
—Cinsel kimliğini sergilemeye çalışan çocuğun davranışlarıyla alay etmek, onu suçlayıcı tavırlar sergilemek, kızmak, öfkelenmek veya davranışlarını baskı altına almaya çalışmamak gerekir. Bu tür tepkiler çocukların cinsellikle ilgili yanlış tutumlar geliştirmesine ve kendi cinselliğini sağlıklı yaşayamamasına neden olur.
Bazı Sorular Ve Cevapları
Öncelikle kendinizi bu konu hakkında konuşmak için kendinizi hazır hissetmelisiniz. Ayrıca çocuğunuz da bu konuyla ilgili olmalı, cinsellik hakkında konuştuğunuzda çocuğunuz ilgili görünmezse, bir süre daha beklemelisiniz.
En geç 4–5 yaşlarında kızlar ve erkekler aralarındaki bu “ufak” farklılık konusunda teoriler üretmeye başlarlar. Kadınların hamile olduklarını gözlemleyip bu bebeklerin nereden çıktığını düşünmeye başlarlar. Çocuklar bu konularda soru sormaya ilk başladıklarında “bebekler annelerinin karınlarında büyürler” türünde bir cevap ile tatmin olacaklardır. Bundan fazlasını öğrenmek istiyorsa sormaya devam ederler ve ancak o zaman başka açıklamalar yapmak gerekebilir. Cinsel eğitim konusunda hepimizin yaptığı en önemli hata gereğinden fazlasını anlatmaktır. Bu durumda çocuklar asıl konuyu unutup verilen cevapları da anlamadıkları konu ile ilgili bilgilenme gerçekleşmiyor.
Çocukluk ve ergenlik döneminde genelde şu tür sorular sorulmaktadır:
—Ben nasıl doğdum?
Buna benzer sorular geldiğinde bu konuyu neden merak ettiğini anlamanız için, gerekirse bazı sorular sorarak, çocukları dikkatle dinlemek gerekir. Biz genellikle çocukların bu sorularla cinsellikle ilgili mekanik ve grafik detayları bilmek istediğini düşünürüz, ancak belki sadece hangi hastanede doğduğu gibi çok basit bir şeyi merak ediyor olabilirler. Bazen, bebekler annelerinden doğar gibi bir cevap merakını gidermeye yeterli olabilir. Çocuğun sorularına göre cevaplarınızı yönlendirebilirsiniz. Örneğin 4 yaşında bir çocuğa gereğinden fazla bilgi vermek şaşırmasına neden olabilir. Örneğin 4 yaşındaki çocuğa hamilelerin kişilerin çocukları karnında taşıdığı söylendiği zaman, bazı çocuklar hamile kişinin çocuğu yemiş gibi düşüncelere kapılıp şaşırabilir.
Eğer çocuğunuz şaşkın görünüyorsa ona bebeğin nasıl oluştuğu ile ilgili bilgi vermenin zamanıdır. Tam bu sırada cinsellik hakkında konuşmaya başlayabilirsiniz. Yalnız çocuklar bu soruları sorduğunda memnun olduğunuzu belirtin ve teşvik edici davranın. Bu tavır çocuğun ileriki yaşlarda da sizinle bu konuları rahat konuşmasını sağlar.
—Çocuk: "Minik bebek neredeydi? Nasıl geldi?" diye sorabilir. Burada anne ve baba: "Bir süredir annenin karnında veya rahminde yaşıyordu, sonra da dünyaya geldi?" diye cevap verebilirler.
"Nereden dışarı çıktı?" diye de sorabilir. O zaman; "Anne rahminin altında çocuğun dışarı çıkabileceği bir yol var" diye cevap verilir. Çocuğun çıktığı yer bir oyuncak bebekten göstermek suretiyle anlatılabilir. "Anne rahminde nasıl oluştu?" diye sorulduğun da: "Anne karnında çok küçük bir yumurta oluşur ve yavaş yavaş büyür ve sonunda bir çocuk haline gelince dışarı çıkar" diye cevap verilebilir.
Anne ve babanın bu gibi sorularda çiftleşmenin karışık safhalarını anlatmaya çalışmaları ve çocuğun anlamaya hazır olmadığı konuları ortaya atmaları doğru değildir. Çocuğun bütün gerçekleri anlamak istediğini zannetmeyin. O sorduğu kadarını anlamak ister, fazlasını değil. Bırakın çocukların soruları sizi yönlendirsin ve bu konuda acele etmeyin.
—Annelerin neden göğüsleri var ve babaların neden yok?
Çünkü anneler bebekleri besler. Bebekler doğduğunda annelerin memelerinde süt olur. Bebekler bu sütü içer ve büyür.
—Regl ne demektir?
Yetişkin kadınlar ayda bir kez vajinalarından kanarlar. Buna Regl ya da aybaşı denir. Bunun sebebi kadınların yumurtalıklarından her ay 1 yumurtanın döllenmek üzere hazırlanmasıdır. Eğer döllenme yani bebeğin oluşumu gerçekleşmezse bu yumurta bir miktar kan ile vücuttan atılır ve ertesi ay yeni bir yumurta oluşur. Her genç kız 12–15 yaşları arasında ilk kez regl olur.
Yahut anne kızına: “Buluğ çağın yaklaştın, yavaş yavaş göğüslerin büyüyecek ve koltuk altı ve kasık tüylerin uzamağa başlayacak ve regl olacaksın. Bunlar buluğ alametleridir, bütün kızlar senin yaşına gelince böyle olur. Bunlar çok doğal ve zararsızdır, korkup çekinmeye gerek yok. Adet günlerinde namaz farz değil, orucunu yiyip sonra kaza edersin.” Bu sırada adet günleri boyunca yapması gereken sağlık kurallarını hatırlatır, sonra da reglin fıkhi hükümlerini ve gusletmeyi öğretir ve böylece buluğ çağı olaylarına hazırlamış olur.
—İhtilam nedir ve niçin böyle oluyor?
Buluğ devresindeki erkek çocuklarının karşılaştığı bu soruna baba şöyle cevap verebilir: “Buluğ çağında koltuk altları ve kasıklarında tüyler çıkar. Geceleri tahrik edici uykular görebilirsin ve şu özelliklerde bir su çıkması sonucu ihtilam olabilirsin. Bütün erkek çocukların başına böyle şeyler gelir; sakın üzülme, çünkü bunlar buluğ alametidir. Böyle bir durumla karşılaşırsan elbisen necis olmuş demektir, dolayısıyla hemen değiştirmelisin. Gusül etmen farz olur.” Bu sırada guslün alınış tarzını açıklar. Anne ve baba böylece çocuklarının üzüntü ve ıstıraplarını önleyip onları buluğ çağı olaylarına hazırlamalıdırlar.
Ehlader Araştırma Bölümü
Kaynak
Kudek, Felsefi.
Cinsel Ahlak, Mutahhari.
Çocuk Terbiyesi, Emini.
Nesimi Mehr, Dehnevi.
Reftarhayi Cinsi Kudekan, Beheşti.
Ahlak Der Hanovade, Hüseyni.
İnsan Denen Meçhul, Alexis Carrel.
[hr]
[1]- Mekarim-ul Ahlak, c.1, s.256.
[2]- Vesail-uş Şia, c.14, s.268.
[3]- Vesail-uş Şia, c.14, s.170.
[4]- Vesail-uş Şiâ, c.14, s.170.
[5]- Gurer-ul Hikem, s.416.
[6]-Vesail-uş Şiâ, c. 4, s. 94.
Allah'a emanet olun...
Yorum