Kötü Ahlak
Resulullah (s.a.a) ve masum İmamlar (Allah’ın rahmeti onların hepsinin üzerine olsun) kötü ahlak hakkında şöyle buyurmuşlardır:
Resulullah (s.a.a): “Kötü ahlak bağışlanmaz bir günahtır.”[63]
Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz kul, kötü ahlakı sebebiyle cehennemin en alt katına düşer.”[64]
Resulullah (s.a.a) kendisine, “Falan şahıs gündüzleri oruçla ve geceleri ibadetle geçiriyor ama aynı zamanda kötü ahlaklı biridir. Komşularına diliyle eziyet etmektedir” diye söylenince şöyle buyurmuştur: “Onda hayır yoktur, o ateş ehlindendir.”[65]
İmam Ali (a.s): “Kötü ahlak hayatın kararma ve nefsin azap görme sebebidir.”[66]
İmam Sadık (a.s): “Şüphesiz kötü ahlak, sirkenin balı bozduğu gibi ameli bozar.”[67]
Kötü Ahlakın Akıbeti
İmam Ali (a.s): “Ahlakı kötü olanın ailesi kendisinden utanır.”[68]
İmam Ali (a.s): “Tahammülü az olanın rahatlığı da az olur.”[69]
İmam Ali (a.s): “Ahlakı kötü olanın rızkı daralır.”[70]
İmam Sadık (a.s): “Et, et bitirir. Her kim kırk gün et yemezse ahlakı kötü olur.”[71]
Gazap ve Öfke
Müminlerin Emiri Ali (a.s) hikmetli sözlerinde, gazap ve öfke hakkında şöyle buyurmuştur: “Gazap öyle bir kötülüktür ki onu serbest bıraktığın takdirde helak eder.”[72]
Hakeza: “Gazap beyinsizlerin merkebidir.”[73]
Hakeza: “Gazap kinin gizli ateşlerini körükler.”[74]
İmam Sadık (a.s): “Gazap her kötülüğün anahtarıdır.”[75]
Allah Resulü (s.a.a): “Gazap şeytandan bir közdür.”[76]
Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Gazap akılları bozar ve insanı doğruluktan uzaklaştırır.”[77]
Hz. Ali (a.s) bu şeytani halete şiddetli bir saldırıda bulunarak şöyle buyurmuştur: “Öfkesine hakim olamayan kimse bizden değildir.”[78]
İmam Bakır (a.s): “Her kim öfkesini boşaltmaya gücü yettiği halde öfkesini yenerse Allah da kalbini kıyamet günü güvenlik ve iman ile doldurur.”[79]
İmam Ali (a.s): “Her kim gazabının önünü alırsa, Allah da ayıplarını örter.”[80]
Hz. Ali (a.s) vefalı dostu Harisi Hemdani’ye şöyle yazmıştır: “Öfkeni yut, kudretin olduğunda bağışla, gazaplandığın zaman yumuşak davran, gücün olduğu halde bağışla ki, senin için hayırlı bir akıbet olsun.”[81]
Hz. Mesih (a.s) ise kendisine gazabın sebebi sorulunca şöyle buyurmuştur: “Kibir, zorbalık ve insanları küçük görmek.”[82]
Üstünlük Taslamak
Kötü ahlaklardan biri de üstünlük taslamak ve böbürlenmektir. Allah Teala bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.”[83]
Müminlerin Emiri Ali (a.s), üstünlük taslamak ve böbürlenmek hakkında şöyle buyurmuştur: “Böbürlenmekten daha büyük ahmaklık yoktur.”[84]
Hz. Ali (a.s) başka bir hikmetli sözünde ise şöyle buyurmuştur: “Böbürlenmeni bırak, kibri terk et ve mezarını hatırla.”[85]
Hz Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Âdemoğluna böbürlenmek yakışır mı hiç! ilki nutfe, sonu ise leştir. Kendine rızık verememekte ve ölümünü def edememektedir.”[86]
İmam Seccad (a.s) Sahife-i Seccadiye’nin on dokuzuncu duasında Hak Teala’nın huzuruna şöyle arz etmektedir: “Beni üstünlük taslamaktan koru.”
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Meani’l-Ahbar, Saduk, 253
[2] - Kalem/4
[3] Âl-i İmran /159
[4] - Mizan’ul-Hikme, c. 3, s. 137- 138
[5] - a.g.e
[6] - a.g.e
[7] - a.g.e
[8] - Bihar, c. 71, s. 385
[9] - a.g.e s. 388
[10] - Bihar, c. 77, s. 58
[11] - Mizan’ul-Hikme, c. 3, s. 149
[12] - a.g.e
[13] - Hisal, 30/106
[14] - Bihar, 71/392
[15] - İlel’uş-Şerayi’, 560
[16] - Meheccet’ul-Beyza, 5/93
[17] - Kafi, 2/100
[18] - Uyun-u Ahbar’ir-Rıza (a. s), 2/37
[19] - Bihar, 71/385
[20] - Emali-yi Tusi, s. 140
[21] - Bihar, 71/394
[22] - Gurer’ul-Hikem, 3404
[23] - Meani’l-Ahbar, 253
[24] - Kenz’ul-Ummal, 5180. hadis
[25] - Bihar, 78/53
[26] - Gurer’ul-Hikem, 4712
[27] - a.g.e 2983
[28] - Bihar, 71/148
[29] - Emali-yi Saduk, 174
[30] - Bihar, s. 71/395
[31] - Bihar, c. 71, s. 395
[32] - Kafi, 2/100
[33] - Gurer’ul-Hikem, 3219. H.
[34] - a.g.e 3223. H.
[35] - Bihar, 36/358
[36] - Emali et-Tusi, 301
[37] - Rum/21
[38] - Mizan’ul-Hikmet, c. 2, s. 205
[39] - Vesail, Alu’l Beyt baskısı, c. 16, s. 171
[40] - Mizan’ul-Hikmet, c. 2, s. 210
[41] - Kafi, c. 2, s. 199
[42] - Vesail, Alu’l Beyt baskısı, c. 20, s. 22-23
[43] - a.g.e
[44] - a.g.e
[45] - Âl-i İmran/134
[46] - Şûrâ/40
[47] Sahife-i Seccadiye, 20. Dua
[48] - Mizan’ul-Hikme, c. 6, s. 367
[49] - a.g.e
[50] - a.g.e
[51] - Mizan’ul-Hikme, c. 6, s. 368-370
[52] - a.g.e
[53] - a.g.e
[54] - a.g.e
[55] - a. g. e, 329-335
[56] - a. g. e
[57] - Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 268
[58] - a.g.e
[59] - a.g.e
[60] Vesail’uş-Şia, c. 2, s. 83
[61] - Gurer’ul-Hikem, c. 1, s. 329
[62] - a. g. e, 360
[63] - Meheccet’ul-Beyza, 5/93
[64] - a.g.e
[65] - Bihar, 71/394
[66] - Gurer’ul-Hikem, 5639. H.
[67] - Kafi, 2/321
[68] - Gurer’ul-Hikem, 8595. H.
[69] - a.g.e 9192. H.
[70] - a.g.e 8023. H.
[71] - Kafi, 6/309
[72] - Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 231
[73] - a.g.e c. 7, s. 230-231
[74] - a.g.e
[75] - a.g.e
[76] - a.g.e
[77] - a.g.e
[78] - a.g.e
[79] - Kafi, c. 2, s. 110
[80] - Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 236
[81] - a.g.e
[82] - a.g.e
[83] - Lokman/18
[84] - Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 414
[85] - a.g.e
[86] - Bihar’ul-Envar, c. 73, s. 294
Resulullah (s.a.a) ve masum İmamlar (Allah’ın rahmeti onların hepsinin üzerine olsun) kötü ahlak hakkında şöyle buyurmuşlardır:
Resulullah (s.a.a): “Kötü ahlak bağışlanmaz bir günahtır.”[63]
Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz kul, kötü ahlakı sebebiyle cehennemin en alt katına düşer.”[64]
Resulullah (s.a.a) kendisine, “Falan şahıs gündüzleri oruçla ve geceleri ibadetle geçiriyor ama aynı zamanda kötü ahlaklı biridir. Komşularına diliyle eziyet etmektedir” diye söylenince şöyle buyurmuştur: “Onda hayır yoktur, o ateş ehlindendir.”[65]
İmam Ali (a.s): “Kötü ahlak hayatın kararma ve nefsin azap görme sebebidir.”[66]
İmam Sadık (a.s): “Şüphesiz kötü ahlak, sirkenin balı bozduğu gibi ameli bozar.”[67]
Kötü Ahlakın Akıbeti
İmam Ali (a.s): “Ahlakı kötü olanın ailesi kendisinden utanır.”[68]
İmam Ali (a.s): “Tahammülü az olanın rahatlığı da az olur.”[69]
İmam Ali (a.s): “Ahlakı kötü olanın rızkı daralır.”[70]
İmam Sadık (a.s): “Et, et bitirir. Her kim kırk gün et yemezse ahlakı kötü olur.”[71]
Gazap ve Öfke
Müminlerin Emiri Ali (a.s) hikmetli sözlerinde, gazap ve öfke hakkında şöyle buyurmuştur: “Gazap öyle bir kötülüktür ki onu serbest bıraktığın takdirde helak eder.”[72]
Hakeza: “Gazap beyinsizlerin merkebidir.”[73]
Hakeza: “Gazap kinin gizli ateşlerini körükler.”[74]
İmam Sadık (a.s): “Gazap her kötülüğün anahtarıdır.”[75]
Allah Resulü (s.a.a): “Gazap şeytandan bir közdür.”[76]
Müminlerin Emiri Ali (a.s): “Gazap akılları bozar ve insanı doğruluktan uzaklaştırır.”[77]
Hz. Ali (a.s) bu şeytani halete şiddetli bir saldırıda bulunarak şöyle buyurmuştur: “Öfkesine hakim olamayan kimse bizden değildir.”[78]
İmam Bakır (a.s): “Her kim öfkesini boşaltmaya gücü yettiği halde öfkesini yenerse Allah da kalbini kıyamet günü güvenlik ve iman ile doldurur.”[79]
İmam Ali (a.s): “Her kim gazabının önünü alırsa, Allah da ayıplarını örter.”[80]
Hz. Ali (a.s) vefalı dostu Harisi Hemdani’ye şöyle yazmıştır: “Öfkeni yut, kudretin olduğunda bağışla, gazaplandığın zaman yumuşak davran, gücün olduğu halde bağışla ki, senin için hayırlı bir akıbet olsun.”[81]
Hz. Mesih (a.s) ise kendisine gazabın sebebi sorulunca şöyle buyurmuştur: “Kibir, zorbalık ve insanları küçük görmek.”[82]
Üstünlük Taslamak
Kötü ahlaklardan biri de üstünlük taslamak ve böbürlenmektir. Allah Teala bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.”[83]
Müminlerin Emiri Ali (a.s), üstünlük taslamak ve böbürlenmek hakkında şöyle buyurmuştur: “Böbürlenmekten daha büyük ahmaklık yoktur.”[84]
Hz. Ali (a.s) başka bir hikmetli sözünde ise şöyle buyurmuştur: “Böbürlenmeni bırak, kibri terk et ve mezarını hatırla.”[85]
Hz Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Âdemoğluna böbürlenmek yakışır mı hiç! ilki nutfe, sonu ise leştir. Kendine rızık verememekte ve ölümünü def edememektedir.”[86]
İmam Seccad (a.s) Sahife-i Seccadiye’nin on dokuzuncu duasında Hak Teala’nın huzuruna şöyle arz etmektedir: “Beni üstünlük taslamaktan koru.”
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Meani’l-Ahbar, Saduk, 253
[2] - Kalem/4
[3] Âl-i İmran /159
[4] - Mizan’ul-Hikme, c. 3, s. 137- 138
[5] - a.g.e
[6] - a.g.e
[7] - a.g.e
[8] - Bihar, c. 71, s. 385
[9] - a.g.e s. 388
[10] - Bihar, c. 77, s. 58
[11] - Mizan’ul-Hikme, c. 3, s. 149
[12] - a.g.e
[13] - Hisal, 30/106
[14] - Bihar, 71/392
[15] - İlel’uş-Şerayi’, 560
[16] - Meheccet’ul-Beyza, 5/93
[17] - Kafi, 2/100
[18] - Uyun-u Ahbar’ir-Rıza (a. s), 2/37
[19] - Bihar, 71/385
[20] - Emali-yi Tusi, s. 140
[21] - Bihar, 71/394
[22] - Gurer’ul-Hikem, 3404
[23] - Meani’l-Ahbar, 253
[24] - Kenz’ul-Ummal, 5180. hadis
[25] - Bihar, 78/53
[26] - Gurer’ul-Hikem, 4712
[27] - a.g.e 2983
[28] - Bihar, 71/148
[29] - Emali-yi Saduk, 174
[30] - Bihar, s. 71/395
[31] - Bihar, c. 71, s. 395
[32] - Kafi, 2/100
[33] - Gurer’ul-Hikem, 3219. H.
[34] - a.g.e 3223. H.
[35] - Bihar, 36/358
[36] - Emali et-Tusi, 301
[37] - Rum/21
[38] - Mizan’ul-Hikmet, c. 2, s. 205
[39] - Vesail, Alu’l Beyt baskısı, c. 16, s. 171
[40] - Mizan’ul-Hikmet, c. 2, s. 210
[41] - Kafi, c. 2, s. 199
[42] - Vesail, Alu’l Beyt baskısı, c. 20, s. 22-23
[43] - a.g.e
[44] - a.g.e
[45] - Âl-i İmran/134
[46] - Şûrâ/40
[47] Sahife-i Seccadiye, 20. Dua
[48] - Mizan’ul-Hikme, c. 6, s. 367
[49] - a.g.e
[50] - a.g.e
[51] - Mizan’ul-Hikme, c. 6, s. 368-370
[52] - a.g.e
[53] - a.g.e
[54] - a.g.e
[55] - a. g. e, 329-335
[56] - a. g. e
[57] - Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 268
[58] - a.g.e
[59] - a.g.e
[60] Vesail’uş-Şia, c. 2, s. 83
[61] - Gurer’ul-Hikem, c. 1, s. 329
[62] - a. g. e, 360
[63] - Meheccet’ul-Beyza, 5/93
[64] - a.g.e
[65] - Bihar, 71/394
[66] - Gurer’ul-Hikem, 5639. H.
[67] - Kafi, 2/321
[68] - Gurer’ul-Hikem, 8595. H.
[69] - a.g.e 9192. H.
[70] - a.g.e 8023. H.
[71] - Kafi, 6/309
[72] - Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 231
[73] - a.g.e c. 7, s. 230-231
[74] - a.g.e
[75] - a.g.e
[76] - a.g.e
[77] - a.g.e
[78] - a.g.e
[79] - Kafi, c. 2, s. 110
[80] - Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 236
[81] - a.g.e
[82] - a.g.e
[83] - Lokman/18
[84] - Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 414
[85] - a.g.e
[86] - Bihar’ul-Envar, c. 73, s. 294
Yorum