Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

nefsin mertebeleri

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    nefsin mertebeleri

    1. Nefs-i Emmâre

    Nefs-iemmâre denilen bedbaht nefis zenginleştikçe şımarır. Bilgisi arttıkçakibri, gururu da artar. Hele bir de makam sahibi olursa artık onunyanına varmak, sokulmak ne mümkün!

    Bu nefs-i emmâre denilenhabis nefsi bir çocuğun haline benzetirsek pek hatâ yapmayızzannederim. Çünkü çocuk, aklı ermediğinden dolayı her canınınistediğini yapmaya çalışır. Haram bilmez, helâl bilmez, her bulduğunuyemekten çekinmez.

    Bu nefs-i emmâre on iki kötü huydan teşekküleder. Başı küfür, arkası şirk, gaflet, cehalet ve bir de aslı, esası,kendini yaradana karşı kulluk vazifesi yâni ibâdeti yapmamak olanbüyüklenmedir. Diğer kibir alâmetleri bu esasın yavrularıdır. Obüyüdükçe bu yavrular da kendisi ile beraber büyür. Eğer ıslahınaçalışmazsa böylece ölür gider. “Can çıkmayınca huy çıkmaz” dedikleribudur.

    2. Nefs-i Levvâme
    Buon iki kötü huyun ikisi olan şirk ve küfüren ilim ve amel ile Hakk’ınhidâyetine mazhariyetle kurtulabilen kişi nefs-i levvâmeye geçer.Nefs-i levvâme ise diğer on kötü huyu üzerinde bulundurduğu için hiç demakbul bir nefis değildir. Kişi, ara sıra kendisine gelen nedamet vepişmanlıklarla biraz intibah etse bile bu kötü huylar öyle kolaycaatılabilmesi kabil olan şeyler değildirler ki, hemencecik iyi bir insanolsun. Bu huyların herbirisi atmak; uzun riyazetler, zikirler, ilmedevam ve bir de Hakk’ın lûtfuna mazhariyetle mümkün olur ki, bunamuvaffak olan bahtiyarlar nâdirâttandır desek caizdir.

    3. Nefs-i Mülhime

    EğerHakk’ın izni ile yakasını bu nefs-i levvâmeden ve onun çirkinhallerinden kurtarabilirse nefs-i mülhimeye geçmeye muvaffak olabilir.Nefs-i mülhime ise; ilim, tevazu, sabır, tevbe, şükür, cömertlik,kanaat ve tahammül gibi sekiz büyük esasa bağlıdır.

    İlimsizolmaz. Tevazu denilen şey, o da kendiliğinden olmaz. Her ne kadar tevbeetse de tevbesinde duramaz. Sabır denilen nimet kolay mı zannedersin?Herkesle geçinebilmek ve kimseyi incitmemek bu sabra bağlıdır. Sabrıolmayan kişi hemen herkesle kavga, gürültü yaparak ortalığın huzurunukaçırır. Şükür de nimetlerin büyüğüdür. Cenâb-ı Hakk’ın sayısız verdiğinimetlere mukabil şükredebilirse “Elbette sizin (nimetinizi) artırırım”(İbrahim: 7), sırrına mazhar olarak, nimetleri arttıkça artar.

    Sehâvetise -ki, biz buna cömertlik diyoruz- bir meşiyyet-i İlâhiyye’dir. Öyleki, sahibi fakir de olsa yemez yedirir; bu da ona yeter de artar.Kanaat da ayrı bir devlettir. İnsanın geliri çok olabilir. Fakat kanaatsahibi ise kanaati elden bırakmayarak artanları fakirlere verebilir. Busuretle zengin ile fakir arasında bir köprü kurulmuş olur. Fakirin gözüzenginin malında olmayacağı gibi bu suretle ona hayır dua etmekten dekendini alamaz. Bu da o zengine yetmez mi? Halbuki bugün zengin ilefakir arasında aşılmaz bir uçurum vardır. Sebebi ise kanaatsizlik ilefakirleri gözlememektir. Bunu yapmadıkça da iptilâlardan kurtulmakmümkün değildir.

    Sekizinci huy ise “tahammül”‘dür. Yânibaşkalarından gelen ezalara sabırla mukabele edip eziyet edenlerimahcup duruma sokmaktır.

    Kendisini zemmedip kerih ve çirkinsözler söyleyen birine Hasan Basrî Hazretleri gayet mümtaz hurmalardanbir tabak dolusu hurma ikram eder. Bunu alan o zavallı da yaptıklarınapişman olur ve özür diler. Eğer Hasan Basrî Hazretleri, kuvvet vekudret sahibi bir bahtiyar olduğundan ona cezalar verseydi bu nedametve pişmanlık olmazdı.

    4. Nefs-i Mutmainne
    Bunefs-i mülhime, oldukça mühim güzel huyları cami ise de ehl-i insaf,bunları da olgun insanlar arasına sokmamışlardır. Çünkü bunların ilmivar ise de amelleri kusurlu olduğundan olgun insanlar arasınasokulmamıştır. Eğer ALLAH Teàlâ’nın yardımı ile bunu da atlayabilirse-ki çok riyazet ve ibâdete muhtaçtır- ve nefs-i mutmainneye burada ilimyanında amel de vardır. Sonra her hususta Hakk’a tevekkül eder, açlığave riyazete devamla beraber ibâdetini de arttırır. Derin düşünceleredalar ve bu dalma ile envâ-ı çeşit elmas ve yakut misilli cevahirleritoplar ve etrafındakilere de serper. Bu kadar güzel huy sahibi venefs-i mutmainne derecesine ulaşmasına rağmen işin canı olanihlâssızlık korkusu burada da mevcûd olduğundan, her ne kadar kemâlmertebesine yaklaşmış ise de kurtulup nefs-i râdiyyeye kavuşmayaçalışması lâzımdır.

    5. Nefs-i Râdiyye

    Nefs-irâdiyye sahibi ihlâslı, boş konuşmaz, zikirle meşgul, zühd sahibi veverâ denilen şüpheli şeylerden de son derece kaçıcı olur. Bu suretle deCenâb-ı Hakk’ın sayısız ve çeşitli kerametlerine mazhar olur. Bu nefsinsahibine ehl-i kemâl demek yaraşır. Cenâb-ı Hak cümlemize bu güzelhuyları nasib eylesin. Amin...

    6. Nefs-i Mardiyye

    Bundansonraki nefis mertebesine, nefs-i mardiyye derler ki bu derecede, kulALLAH’tan, ALLAH da kuldan razıdır. Bu mertebede olanlar ALLAH’tangayriyi düşünmezler ve ALLAH’ın mahlûkuna lûtf ile muamele ederler.Gayeleri ALLAH Teàlâ’ya yakın olmaktır. onun yarattığı bütüneşyalardaki hikmetleri düşünür ve onun taksimine daima razıolduklarından marifetullah kapısı da kendilerine açıktır.


YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X