Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Peygamber Efendimizin Dilinden İranlılar

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Peygamber Efendimizin Dilinden İranlılar

    Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İslam’da insanlardan en büyük nasibi olanlar İran halkıdır.”

    Peygamber efendimiz “Eğer ondan yüz çevirirseniz, sizi ortadan kaldırır. Sizin gibi olmayacak bir milleti yerinize getirir.” ayetini okuyunca, kendisine bu kimseler kimlerdir?” diye sorulması üzerine Selman’ın omzuna dokunarak şöyle buyurmuştur: “Bu şahıs ve kavmidir. Canım elinde olana andolsun ki eğer iman Süreyya’ya da asılacak olsa, İran’dan bir topluluk onu elde edecektir.”

    Resulullah, yanında Acemlerden söz edilince şöyle buyurmuştur: “Onlara veya bazısına olan güvenim, size veya bazılarınıza olan güvenimden daha çoktur.”

    İranlılar İslam’dan En Büyük Payı Olanlardır
    Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İslam’da insanlardan en büyük nasibi olanlar İran halkıdır.”[1]
    Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İslam sayesinde Acemlerden (Arap olmayan) en mutlu millet İran halkıdır.”[2]
    Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Rüyamda beyaz bir koyun sürüsünün siyah bir koyun sürüsüne karıştığını gördüm.” Ashap şöyle arzetti: “Bunun tabiri nedir, ey Allah’ın Resulü!” Peygamber şöyle buyurdu: “Acemler (Arap olmayanlar) bu din ve nesebinizde, size ortak olacaklardır. Eğer iman Süreyya yıldızına bile asılacak olsa, şüphesiz Acem olan bir topluluk onu elde edecektir. İman açısından onların en mutlusu İranlılardır.”[3]
    Bir rivayette ise şöyle yer almıştır: “Rüyamda bir kuyudan su çektiğimi, birinin onun üzerinden atladığını, yanında bir miktar keçi bulunduğunu gördüm. Daha sonra çok sayıda koyun yanıma geldi ve ben onları Müslüman olacak olan Acemler (Arap olmayanlar) diye tabir ettim.”[4]
    İRANLILAR VE İMAN
    “Eğer siz yüz çevirecek olursanız, sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir. Sonra onlar, sizin benzerleriniz de olmazlar.”[5]
    “Eğer dilerse, ey insanlar, sizi giderir (yok eder) ve başkalarını getirir. Allah, buna güç yetirendir.”[6]
    “Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner(irtidat eder) se, Allah (yerine), kendisinin onları sevdiği, onların da kendisini sevdiği, mü'minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı ise 'güçlü ve onurlu,' Allah yolunda cihad eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir.”[7]
    "Bu peygamber yine onlardan olup henüz kendilerine yetişmemiş bulunan başka insanlara da gönderdik. O Azizdir, Hakimdir.”[8]
    “Biz Kuran'ı arapça bilmeyen kimselerden birine indirseydik de o bunları okusaydı yine de ona inanmazlardı.”[9]
    Resulullah (s.a.a), “Eğer ondan yüz çevirirseniz, sizi ortadan kaldırır. Sizin gibi olmayacak bir milleti yerinize getirir.” ayetini okuyunca, kendisine, “Yüz çevirdiğimiz taktirde Allah’ın onları yerimize geçireceği bu kimseler kimlerdir?” diye sorulması üzerine Selman’ın omzuna dokunarak şöyle buyurmuştur: “Bu şahıs ve kavmidir. Canım elinde olana andolsun ki eğer iman Süreyya’ya da asılacak olsa, İran’dan bir topluluk onu elde edecektir.”[10]
    Şöyle diyorum: “Bu hadisin benzeri başka bir yolla Ebu Hureyre’den ve İbn-i Merduye’den o da Cabir’den rivayet edilmiştir.”
    Mecme’ul Beyan’da Allah-u Teala’nın, “Eğer isterse sizi yok eder” ayeti hakkında şöyle yer almıştır: “Yani eğer Allah isterse, sizleri helak eder. “Ey insanlar!” ve sizleri yok eder. Bir görüşe göre de bu ayette taktirde hazfedilmiş bir kelime vardır. Yani aslında ayet şöyledir: Eğer Allah sizi yok etmeyi dilerse sizi yok eder ey insanlar! “Ve yerinize başka bir grubu getirir” yani Peygamberine yardım eden sizden başka bir topluluğu yerinize getirir. Rivayet edildiği üzere bu ayet nazil olduğu zaman Peygamber elini Selman’ın sırtına vurdu ve şöyle buyurdu: “Onlar bunun kavmidir. Yani İranlılardır.”[11]
    Resulullah (s.a.a), kendisine, “Ey iman edenler! Aranızdan dininden kim dönerse bilsin ki Allah kendilerini sevdiği ve onların da Allah’ı sevdiği bir kavim getirir” ayeti sorulunca şöyle buyurmuştur: “(Onlar) Salman’ın omuzuna vurarak bunun kavmidir.” Daha sonra şöyle buyurdu: “Eğer din Süreyya’ya bile asılacak olsa, şüphesiz İranlılardan bir grup onu elde edecektir.”[12]
    Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Eğer iman Arapların elde edemeyeceği şekilde Süreyya’ya bile asılacak olsa, İranlılardan bir topluluk onu elde edecektir.”[13]
    Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Eğer din Süreyya’ya asılacak olsa, İranlılardan bir grup onu elde edecektir.”[14]
    Ebu Hureyre şöyle diyor: “Cuma suresi nazil olduğunda, biz Peygamber’in (s.a.a) huzurunda oturmuştuk. Peygamber sureyi tilavet buyurdu ve “Henüz onlardan kendilerine katılmayan diğerleri” ayetine geldiği zaman birisi şöyle arzetti: “Henüz bizlere katılmayan bu kimseler kimlerdir?” Peygamber (s.a.a) elini Selman’ın başına koydu ve şöyle buyurdu: “Canım elinde olana andolsun ki eğer iman Süreyya’da bile olsa bunlardan bir topluluk onu elde edecektir.”[15]
    İRANLILAR VE İLİM
    Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İbrahim (a.s) Iraklılara (İran) beddua etti. Allah-u Teala ona şöyle vahyetti: “Bu işi yapma (beddua etme.) Zira ben ilmin hazinelerini onların arasına bıraktım ve rahmeti onların kalbine yerleştirdim.”[16]
    Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Eğer ilim Süreyya’da olsa şüphesiz İranlılardan bir grup onu elde edecektir.”[17]
    Zorla Cennete Sevkedilen Kimseler
    Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Neden güldüğümü sormayacak mısınız? Ben ümmetinden bir topluluğu zincirlere vurulmuş bir halde zorla cennete doğru çekildiğini gördüm.” Şöyle arzedildi: “Ey Allah’ın Resulü! Onlar kimlerdir?” Peygamber şöyle buyurdu: “Onlar Acemlerden bir topluluktur, mücahitler onları esir ederler ve onları Müslüman ederler.”[18]
    Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ben zincirlere vurulmuş bir halde cennete doğru sürüklenen bir topluluğu görüyorum.”[19]
    Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Zincire vurulmuş bir halde cennete sürüklenen bir topluluğa şaşıyorum.”[20]
    Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İranlılar İshak’ın oğullarıdır.”[21]
    Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İranlılar bizim akrabalarımızdır. Zira ki İsmail İshakoğullarının amcasıdır ve İshak da İsmailoğullarının amcasıdır.”[22]
    Resulullah (s.a.a), yanında Acemlerden söz edilince şöyle buyurmuştur: “Onlara veya bazısına olan güvenim, size veya bazılarınıza olan güvenimden daha çoktur.”[23]
    ABNA.İR
    [1] Kenz’ul Ummal, 34126[2] a. g. e. 34125[3] a. g. e. 34134[4] a. g. e. 34135[5] Muhammed, 38[6] Nisa, 133[7] Maide, 54[8] Cuma, 3[9] Şuara, 198-199[10] Tefsir-i el-Mizan, 18/250[11] a. g. e. 3/187[12] a. g. e. s. 321[13] Kenz’ul Ummal, 34129[14] a. g. e. 34130[15] Dur’ul Mensur, 8/152[16] Kenz’ul Ummal, 34127; Bu hadiste Irak’tan maksat, İran’ın o zamanki Irak bölgesidir. çünkü o zaman İran’ın sınırı Afganistan’dan Irak’a kadar uzanıyordu.[17] Kenz’ul Ummal, 34131[18] a. g. e. 10669, 34141[19] a. g. e. 34140[20] a. g. e. 34142[21] a. g. e. 34138[22] a. g. e. 35124[23] a. g. e. 34128
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X