Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Karnesi Kötü Gelen Çocuğa Nasıl Davranmalı

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Karnesi Kötü Gelen Çocuğa Nasıl Davranmalı

    Karnesi Kötü Gelen Çocuğa Nasıl Davranmalı





    Malum okullar yarın kapanıyor. Çocukların bugün en uykusuz gecesi olacak. Taktir- teşekkür alanlar heyecandan, zayıf karne alacaklar korkudan, üzüntüden ve pişmanlıktan uyuyamayacak. Peki bizler yani veliler olarak bu durumda çocuklarımıza nasıl davranmalıyız? Bir baba ve bir öğretmen gözüyle anlatmaya çalışacağım.

    En çok Yaptığımız Hatalar

    -”Aslan evladım takdir getirip sınıfı geçersen sana şunu alacağım, bunu alacağım, şuraya göndereceğim…” Evet ilk bakışta çok güzel motive eder öğrenciyi. Peki ya sonra, İstediği alınabilecek şeyler alınan çocuk (telefon, bisiklet, tatil,v.b.) ilerde ona alabileceginiz şeyler bitince ne olacak? Sonuç Müthiş bir motivasyon eksikliği ve başarısızlık, mutsuzluk. Hele birde “ben ne istediysen aldım sana, neden çalışmıyorsun” tarzı yaklaşımlar başarısızlığın verdiği hüzün yanında çok ciddi sıkıntılara sebep olabilir…

    -”Eğer karnen kötü gelirse kemiklerini kırarım, okuldan alırım” Özellikle bizler gibi küçük yerde büyüyenler icin, amca hala teyze akraba kontrolü altında olan herkesin birbirini tanıdığı küçük yerde büyünler için bu yöntem işe yarardı belki… Ancak çocuk büyüdükçe Sosyalleştikçe çevresindeki insan sayısı artacaktır. Bilgisayar dahil olmak üzere yabancı olduğu sosyal çevrelere girecektir. Böylece korkacağı, çekineceği insan sayısıda artacaktır. Birgün sizden daha çok korktuğu veya çekindiği bir arkadaş edinirse (okul arkadaşı, kız erkek arkadaş v,b,) o zaman sizin saltanatınız sona erer. Sonuç yukarıdakiyle aynı.

    Peki ne yapalım dediğinizi duyar gibiyim. Aslında yapılacak şey bir gün veya bir ay değil, sürekli olarak yapılması gereken bir şey.

    Çocuğunuzla iletişime geçin. Onu tanıyın.: Çocuğunuza o günün nasıl geçtiğini sorun. Okulda yaşadıklarını sorunlarını konuşun. Arkadaşları hakkında bilgi alın. Bu hem onu tanımanızı hemde yaşadığı olaylar, takıldığı yerler hemde arkadaşlarını tanımanıza olanak sağlar. Ancak bunu yaparken çocuğunuzu gerçekten bir arkadaşınızı dinler gibi dinleyin…

    Çocuklarla yaptığımız sohbetlerde ençok bu konudan şikayet ediyorlardı. Yani velilerinin kendilerini dinlemediklerinden. Onları anlamaya çalışmadıklarından.

    Ona sorumluluklarını öğretin: Unutmayın çocuğunuz bir gün büyüyecek ve sizin kanatlarınız altından dış dünyaya çıkacak. İstemesede sorumluluk yüklenecek. Ona şimdiden sorumluluklarını örneklerle hatırlatın. Annesinin sorumluluğunu, sizin sorumluluklarınızı ve kendisinden ne beklediğinizi net olarak söyleyin. Bunları yaparken heparkasında olacağınızı da vurgulayarak belirtin. Hata yapmaktan korkmamasını söyleyin. Hatta gençken yaptığınız hataları ve bu hataları nasıl düzelttiğinizi hikayelerle anlatın.

    Ona güvendiğinizi gösterin: Cocuğunuza bir görev verin ve onu yapmasını isteyin. Yaptıktan sonrada çok önemsemeden, “Zaten yapacağını biliyordum” tarzında telkinlerde bulunun. Bunula ilgili olarak aldığımız geri bildirimlerde;

    -”Hocam ders çalışmaya odama giriyorum annem ikide bir odama gelip sen ders çalışmıyorsun, oyun oynuyorsun, zaten senden bişey olmaz diyor. Zaten zor oturuyorum o masaya. Annem de böyle yapınca nasıl olsa bana güvenmiyorlar deyip bende ders çalışmayı bırakıyorum” şeklinde serzenişlerle karşılaşıyorum.

    Onunla gurur duyduğunuzu, onun sizin ve annesinin umudu olduğunu sık sık söyleyin: Unutmayın çocuğunuz da bir birey ve onunda ruhunun okşanmaya ihtiyacı var ona sık sık onunla gurur duyduğunu söylemeniz çocuğunuzda bu gururu kaybetmeme hissi uyandıracaktır. Bu da yapmayı sevmediğigüzel işleri yapmaya, yapmaktan zevk aldığı kötü şeyleri yapmamaya zorlayacaktır.

    Onunla vakit geçirin: Çocuklarınızla vakit geçirin. Onunla haftada bir gün belirleyin o sizin gününz olsun (benim kızımla salı günleri baba-kız günümüz vardır mesela. Annemizi aramıza almayız.) Herşeyi ona siz öğretin. Çünkü siz öğretmezseniz başkalarından öğrenir. Başkalarının ona neyi nasıl öğreteceğini bilemezsiniz.

    Önemli konularda onunda fikirlerini dinleyin ve yapıcı eleştiri yapın; Ailenizle ilgili konularda çocuğunuzunda fikrini alın. Fikirlerini dikkatlice dinleyin yapıcı eleştirin. Bişeyler ekleyin. Bu ona ailenin bir parçası olduğunu hatırlatacaktır. Sorumluluk duygusunu ve güven duygusunu pekiştirecektir.

    İsteklerine saygı duyun.: Çocuğunuzun isteklerine saygı duyun. Çünkü o da ailenin sizin kadar oy kullanma hakkına sahip bireyi. Onun izlediği programları izlemeye anlamaya çalışın. Böylece o programlarda yapılan yanlışları da görebilir ve aile yapınıza göre düzeltebilirsiniz. Bazı günler onun istediği yerlere gidin. Böylece sosyal çevresini tanımış olacaksınız. Bununla ilgili olarak bir öğrencimin anlattığı gayet düşündürücüdür;

    -”Hocam televizyon seyrederken babam geliyor bana sormadan seyrettiğim kanalı değiştiriyor. Ben ne yaptın baba deyince küfür edip git ders çalış diyor. Ben o yüzden ne zaman ders çalışmaya niyetlensem hep aklıma bu geliyor ve çalışmıyorum. Aslında güzelce söylese ben izin veririm.”

    Önüne bir amaç koyun. : Çocuğunuza büyüyünca ne olacağını nasıl bir yaşantı istediğini sorun ve bunula ilgili olarak ne yapması gerektiğini anlatın. Bcylece önüne bir amaç ve o amaca giden yollar koyarsınız.

    Sözünüzde durun; Çocukların sizi örnek aldıklarını unutmayın. Özellikle onlara verdiğiniz sözleri tutun veya söz vermeyin. Söz vermezseniz biraz üzülürler. Ama sözünüzü tutmazsanız kırılırlar ve incinirler. Onlar da sözlerini tutmazlar.

    Böylece çocuğunuz ne hata yaparsa yapsın doğru yönü mutlaka bulacaktır.

    Yazımın ssonunda karne günü çocuklarınıza nasıl davranacağınıza gelirsek;

    İyi bir karne getiren çocuğunuza;” Afferin sana. Zaten senden bunu beklerdim. Sana yakışan şey bu. Sen sorumluluklanrını yerine getirdin benim de sana küçük bir sürprizim olacak” tarzında yaklaşırsanız çocuğunuz bundan haz duyacak hem de sorumluluklarını yerine getirmenin yani başarmanın hazzını yaşayacaktır.

    Kötü bir karne getiren çoklarınıza ise “Evladım, gel üzülme. Senin çok daha iyisini yapacağına eminim. Gel niçin başarısız oldun sebeplerini arayalım ve çözüm yollarını arayalım. Gel konuşalım” tarzında yaklaşırsanız, çocuğunuz en başta yalana başvurmayacaktır. Onu önemsediğinizi düşünecektir. Aldığı bu karneden daha da pişmanlık duyacaktır. Böylece yukarıda yazılanları uygulamaya başlarsanız, hem başarısızlığın sebeplerini görecek hem de çocuğnuzla ilgilenmenin hazzını ve mutluluğunu yaşayacaksınız.

    Unutmayın kötü bir karneden daha kötü şeylerde vardır.
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X