Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

GENÇLERİ ANLAMAK

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    GENÇLERİ ANLAMAK

    Bismillah…
    Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah’a Mahsustur…Gençler her zaman geleceğin kurucusu, neslin devamı, hayal edilen herşeyin uygulayıcı adayı ve bunun gibi sayılabilecek daha birçok beklentinin umut ışığı konumunda yer almış ve tarih boyunca olgun insanların bakışı hep bu yönde olmuştur gençlere karşı…Evet gençler bu saydığımız beklentilerin tamamına aday olabilecek konumdadır. Fakat gençlerin bu beklentileri yerine getirmesi için bizler ne kadar çaba sarf etmekteyiz? Onlara ne verebildik ki ne beklemekteyiz? Kuşak çatışmaları arasında bocalayarak yaşanan ömürlerin sonucunda hayal kırıklığını sadece gençlere yüklemek ne kadar doğrudur?Burada yazmak istediğimiz şey gençleri koruma kalkanına alıp onların pasif hallerine kılıf uydurmak değil, karşılıklı fikir anlaşmazlıklarına kendi nazariyemizden kısa bir bakış atmaktır.Toplumumuzda insanlar gençlerin “toy” oluşlarını öne sürerek “ o daha çocuk” fikrini her daim zihinlerde yaşatırken… ve gençler büyüklerinin kendilerini anlamadıklarını ileri sürerek “geri kalmış zihniyet” fikrini göğüslerinde taşırken toplumların gelecekten beklentileri “pembe hayaller” tabirinden öteye bir adım dahi geçememeye mahkum durumdadır. Büyüğün lafının kanun sayıldığı toplumlarda gonca halindeki gençlerin gül halini almalarını beklemek bir hayaldir…Buradan büyüklerin yaşanmışlıklarını hiçe saymak fikrinde olduğumuzu sanmasın kimse… fakat tecrübeler yeni fikirlerle harmanlandığında heyecan verici bir hal alır toplumlar nezlinde…Toplumsal uyanışların yaşandığı yeni dünya sisteminde gençlerin itici gücünü görmemek mümkün mü? Ünlü düşünür Snellman’ın şu sözleri ne kadar da manidardır; “Gençlik ruhunu, işlenmeyen bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız, orada ısırganlar, dikenler yetişir biter.”Evet, bizim toplum bu işlenmemiş arazileri kullanmaktan yoksun bir yapıya sahiptir. Unutmayalım ki gençleri toplumsal sorumluluktan uzak bir şekilde yetiştirmek bundan öncekilere fayda sağlamadığı gibi bundan sonrakilere de fayda sağlamayacaktır. Geçmiş ve gelecek kuşak fikirlerinin harmanlanmadığı toplumların başarıya ulaşma çabaları boşuna kürek çekmekten başka bir tabirle ifade edilemez sanırım.Bu toplumsal uyumsuzluk sürecinde gençlerin hatalarını görmezden gelmek te bizi çözümsüzlüğe götüren bir diğer sebeptir.Gençlerin hızlı teknolojik gelişmeler ışığında büyümeleri kendinden büyükler hakkındaki “geri kalmış” gibi yanlış bir zihniyetin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu uyumsuzluk sürecini zararsız şekilde atlatmak yine sağlam fikri alışverişleriyle mümkün olacağı kanaatindeyim. Oluşturulacak çözüm başlıkları konusunda herkesin söyleceği birşeyler olduğunu biliyorum. Fakat bunları söylemek yerine icraat olarak ta ortaya koymanın vakti geldiğine inanmaktayım. Çünkü değişen dünya düzeninde sorumluluk sahibi, üretken, fikir sahibi, girişken gençlerin çizeceği profillerin etkisini görmekte ve bu değişime bizde toplum olarak dahil olmak durumundayız. Artık tekelcilik sisteminin son bulduğu fikirsel hayatta geri kalmışlığımızın içinde boğulmadan çözümler üretmeli ve bunları tez zamanda uygulamaya sokmalıyız Allah’ın Selam ve Bereketi Tüm İnanların Üzerine Olsun İnşallah…

    #2
    Ynt: GENÇLERİ ANLAMAK

    Bismillah…



    Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah’a Mahsustur…



    Bundan önceki yazımızda “Gençleri Tanımak” diyerek kuşaklar arasındaki farkları ve bunlar arasında isteyerek ya da istem dışı meydana gelen iletişim kopuklularını paylaşmak ve bunlara toplum olarak çözüm yolları bulmanın zorunluluğunu dile getirme amacı taşımaktayım.

    Birinci yazının devamı olarak bu yazıda yetişkinlerin bu duruma bakışları ve çözüm yolları üzerinde nazariyemi sizlerle paylaşmak niyetindeyim İnşallah…



    Toplumsal olarak gençlerimizde oluşan bu sorumsuzluk duygusunda toplum bireyi olan her yetişkinin etkisi söz konusudur.



    Toplum içindeki yetişkinlerin “Boynuz Kulağı Geçer” sözünden hareketle kendi toplumsal statülerinin iyi yetişecek genç nesiller tarafından al-aşağı edilmesinden korktukları için etkin rol üstlenecek yaşa gelene engel olunmakta, yardım edenlere ise engel olunmaya çalışılmaktadır.

    Yetişkinler geleceğin büyüklerini daha sağlam kişilik, ilim, ahlak ve âdap ekseninde gelişmelerini sağlamak için projeler üretmeliler. Bu projeleri bıkmadan, usanmadan, sık aralıklarla gençler üzerinde uygulamalılar diye düşünüyorum.

    Yetişkin hangi meslek grubundan, hangi sosyal statüye sahibi olursa olsun gençlerin gelişimi için var gücüyle çaba sarf etmelidir. Şimdiye kadar takınılan umursamaz tavrın gelecekte toplumda çöküntüler yaratacağında şüphe yoktur. Yaşanılacak çöküntülerin yetişkinlerin üzerinde vebal olarak kalacağı da unutulmamalıdır.

    Gençlerin göz göre göre pasifize edilmesinin kimseye, hiçbir kesime ve topluma yararı olmayacağını da idrak etmeliyiz.

    Gelişen yeni dünya düzeninde gençlik hareketlerinin etkisi göz ardı edilemez. Bizim de bu gençlik hareketlerine sistematik olarak gençler kazandırmamız gerekmektedir.

    Gençlerimizin sadece mektebi alanda değil toplumun her sorununa eğilen, çözüm üretecek şekilde donatılmasına yardımcı olmalıyız.

    Buluğ çağına gelmiş her gencin enerjisinden, gücünden yararlanmalıyız. Yüce Allah(c.c)’ın buluğ çağına gelmiş her genci sorumluluk taşıyacak değerde görüp, insani sıfatların tamamının tecelli ettirmesinde var olan hikmeti toplum yetişkinleri olarak bizlerde en verimli şekilde kullanmak boynumuzun borcudur.



    Peygamber Efendimiz (s.a.a): “ Kendiniz tam yapamazsanız da iyiyi önerin, kendiniz tamamen uzak durmasanız bile kötüden sakındırın.” buyurarak yetişkinlerin sorumluluklarını beyan etmiştir.



    Bunun yanında ünlü siyasetçi Winston Churchill “Sorumluluk büyük olmanın bedelidir.” diyerek gençlerin sorumluluk almasının mecburiyetini belirtmiştir.



    Şunu belirtmekte yarar görüyorum ki yukarıda zikrettiğimiz durumlar kuşaklar arasında yaşanan iletişim kopukluğunda tek tarafı suçlamak amacıyla değildir. Allah nasip ederse bir daha ki yazımızda toplumsal hayatta gençlerin yapması gerekenler hakkında da nazariyemizi beyan edeceğiz.



    Bu satırları okurken bazıları bunları yazmaya hakkım olmadığını, ne hakla nazariyemi belirttiğimi eleştirebilir. Fakat kuşaklararası bu iletişim kopukluğu toplumun geleceği açısından temel taşların en büyüğü konumundadır. Bu taşın yerini en kısa zamanda ve en etkili şekilde tayin etmeliyiz.



    Allah(c.c)’ın Selam ve Bereketi Tüm İnanların Üzerine Olsun…

    Selam ve Dua ile…

    Yorum


      #3
      Ynt: GENÇLERİ ANLAMAK

      Bismillah…



      Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah’a Mahsustur…



      Kuşaklar arasındaki çatışmayı konu aldığımız bundan önceki iki yazımızın son merhalesi olarak bu yazıyı kaleme alıp konuyu birçok eksik yanları olmasına rağmen tamamlamak niyetindeyiz.



      Bu yazıda gençlerin konuya bakışı ve sıkıntıları hakkındaki nazariyemizi dile getirip, puzzele’nin son parçasını yerine koymak niyetindeyiz.



      Gençliğin diğer yazılarda da bahsettiğimiz gibi özel ve genel hayatında en büyük eksik olarak “sorumluluk” duygusundan yoksun olarak yetişmesi göze çarpmaktadır.



      Gençlerin bu konudaki en büyük bahanelerinden birisi yetişkinler tarafından kendilerine fırsat verilmemesi ve kendilerini ifade edememeleridir.



      Gençlerin bu kadar rahat bir ortamda, bu kadar olanak içerisinde hep geri planda kalması üzücü ve aynı zamanda çok vahim bir durumdur.



      Temelinde yeterli okumamanın olduğu bu sorumsuzluk duygusu gençleri çoğu zaman hatalar yapmaya sevk etmektedir. Unutulmamalıdır ki sorumluluk almaktan kaçan gençler hayatlarının her alanında sıkıntılı bir ömür yaşamaya mecbur kalacaklardır. Burada Necip Fazıl Kısakürek’in şu sözünü hatırlatmakta yarar var… “Düşün genç adam, düşünmenin ne kadar haysiyetli bir şey olduğunu düşün…”



      Gençler her ne kadar bazı olumsuzlukları dile getirseler bile var oldukları dönemde ellerinde olan olanakların ya farkında değiller ya da bu olanakları olumsuz şekilde kullanmaktalar. İmam Ali(a.s)’ın buyurduğu gibi “ İki şeyin elden gitmeden değerini anlamak zordur: Biri sağlık, ötekide GENÇLİKtir.”



      Toplum içinde yer alan her genç en az bir yetişkin kadar toplum sorunlarına eğilmeli ve çözüm üretimi için üstüne düşen vazifeleri eksiksiz yerine getirmelidir. Gençlerin tek görevi ders çalışmak değildir. Gençler yetenekleri doğrultusunda hayatın çeşitli alanlarında aktif görevler üstlenmelidir.

      İmam Sadık (a.s) şöyle buyurdular:

      “Ben sizlerden bir gencin, gününü iki hal dışında başlatmasını sevmiyorum: Ya alim (öğreten) olmalıdır; ya da öğrenen (öğrenci); eğer böyle olmazsa vazifeyi yapmada kusur etmiştir; kusur eden de (gençliğini) zayi etmiştir; (gençliğini) zayi eden de günah işlemiştir; günah işleyen de, Muhammed’i (s.a.a) hak olarak gönderen Allah’a and olsun ateşe girmiş olacaktır.”



      Şimdiye kadar dünya tarihinde büyük toplumsal değişimler ya gençlerin eliyle ya da gençlerin enerjilerinin yönlendirilmesiyle cereyan etmiştir. Bundan dolayıdır ki gençler toplum, inanç ve dünya tarihi hakkında yeterli bilgi birikimine sahip olmalıdır. Ünlü Fizikçi Albert Einstein dediği gibi : “Dehanın 10’da 1’i yetenek, 10’da 9’u çalışmaktır.”



      Gençler kendilerinden büyüklerin tecrübelerinden yararlanmalı ve bu birikimleri kendi yaşamlarının her alanında uygulama yetisine sahip olmalıdır.



      Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a)’ın buyurmuş olduğu : “İlim Çin’de dahi olsa gidip alınız.” Hadisi tüm müslümanları kapsayıcı nitelikte olsa bile gençler için farziyet durumundadır.



      Gençlerin art niyete girmedikçe büyüklerinden küsme, cephe alma gibi haklarının olmadığına inanmaktayım. Çünkü gençlerin amacı tecrübelerinden en iyi şekilde yararlanıp bunları hayatlarında uygulamak olmalıdır.

      Bu nazariyeleri belirtirken amacımız gençlerin enerjilerini toplumsal yapı içersinde aktif hale getirmek ve dosdoğru şekilde yönlendirmek ve kuşaklar arasındaki kopuklukları sosyal aktivitelerle güçlendirmektir. Bu konuda bizden farklı fikirleri olan büyüklerimizin ve arkadaşlarımızın fikirlerini paylaşmasını rica ediyorum.



      Allah'ın(c.c) selam ve bereketi tüm inanların üzerine olsun.

      Selam ve Dua İle…
      SERDAR GÜNDOĞDU

      Yorum


        #4
        Ynt: GENÇLERİ ANLAMAK

        Şimdiki gençlere yüz verince büyüklerin tepesine çıkıyolar (ben hariç). Sıkı kurallar lazım
        O'na yönelin ve O'na karşı takva sahibi olun. Salatı ikame edin ve müşriklerden olmayın;onlar ki, dinlerini parçalayıp fırkalar haline geldiler. Her fırka kendi elindekiyle sevinir. (Rum,31-32)

        Yorum


          #5
          Ynt: GENÇLERİ ANLAMAK

          [quote author=Muhammed Taki link=topic=23721.msg157584#msg157584 date=1343671721]
          Şimdiki gençlere yüz verince büyüklerin tepesine çıkıyolar (ben hariç). Sıkı kurallar lazım
          [/quote]

          Sen hariç mi? Hiç sanmıyorum.
          Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
          Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

          Yorum


            #6
            Ynt: GENÇLERİ ANLAMAK

            [quote author=Mehmet UFUKALP link=topic=23721.msg157601#msg157601 date=1343714510]
            Sen hariç mi? Hiç sanmıyorum.
            [/quote]
            tövbe tövbe. Sen beni tanımıyosun bile.
            O'na yönelin ve O'na karşı takva sahibi olun. Salatı ikame edin ve müşriklerden olmayın;onlar ki, dinlerini parçalayıp fırkalar haline geldiler. Her fırka kendi elindekiyle sevinir. (Rum,31-32)

            Yorum

            YUKARI ÇIK
            Çalışıyor...
            X