Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


    Bu baba - oğul^'un ülkemizi ne hale getirdiğini bir, Allah bilir ... Allah bilir ya, tarih boyunca bunlar gibi ihanet eden olmadı İran'a. Ikibinbeşyüz yıl veya daha fazla süre boyunca İran'da gelmiş geçmiş bütün krallar şahlar hep haindi, - millete - ihanet etti hepsi de, hatta iyileri bile hıyanetkardı aslında, ama hiçbirinin ihaneti bu ikisininki kadar değildi. Bunların kendi ülkelerine ne ihanetlerde bulunduklarını bir Allah bilir; bunların işlediği cinayetler çok fazlaydı, hıyanetleriyse cinayetlerinden de fazlaydı! Rıza Han dönemini çoğunuz bilmez -hatırlamaz - belki; biz ne sahneler gördük o zaman ... Şu Kum'da, şu Kum'un muhterem hanımlarına, bütün şehirlerde muhterem hanımlara neler etmediler ... Ona - Rıza Han'a - öğretenlerin - ecnebi akıl hocalarının - işiydi bu, kıyafet devrimi adı altında kadınlarımızın tesettürlerini zorla açtılar, islamı ayaklar altına aldılar, müminlerin onurunu çiğnediler, kadınlarımızın haysiyet ve onurunu çiğnediler alabildiğine ... Onun memurları kadınlarımıza neler etmediler ki ... Örtülerine ... O şekilde hem de ... Ne kadar çarşaf ve başörtüsü yağmalandı - kalleşçe - bunlara bizzat şahittik biz; onun oğlunun -Muhammed Rıza Şah - "büyük medeniyet" (!) adı altında bu memlekete neler ettiğine de bizzat sizler şahit oldunuz ... (427)
    17. 12. 1357

    Kum'un hanımlarına bunların neler yaptığım bilemezsiniz siz .... Bir karakol âmiri vardı, şimdi hayatta mı, yoksa ölüp gitti mi, bilmiyorum; hanımlara çok feci davranıyordu. Anlatılanlara göre bir gün burnu kanadığı için, oturmuş ... Burnundan kan damlıyor ... Bu sırada oradan geçmekte olan bir kadına ilişiyor gözü, kadın çarşaflı veya başörtülü ... Adam burnunun kanını unutarak kadıncağıza saldırıyor ... Böyleydi bunlar işte ... Nitekim şu sonlarda da bunların millete neler ettiğini, bütün şehirler ve kasabalarda ne katliamlarda bulunduklarını, bizzat Kum'da ne felâketlere yol açtıklarını hepiniz gördünüz, şahid oldunuz.(428)
    8. 1. 1358
    * * *
    Şehirlerde, kasabalarda, köylerde öyle şeyler oldu ki, ağza alınıp söylenecek gibi değil ... Bizim kadınlarımız öyle şeyler - gördüler ve -bilirler ki, tarihin yüzünün karasıdır .... Burada neler yaşandığını, neler olup bittiğini bilemezsiniz ... Burada, dinadamlannın merkezi olan şu Kum şehrinde neler yaptıklarını,kadmları gidip o kutlama ve eğlencelere katılmaları için evlerinden nasıl çekip dışarıya çıkardıklarını, örtünme yasağını kutlamaları için kadınları nasıl zorladıklarını - bilemezsiniz.(429)
    3. 2. 1358

    Asıl maksatları ahlaksızlık ve sapma yaratmaktı, ıslahat ve düzeltme gibi bir gayeleri yoktu asla. Asıl gaye, bir memleketin ilerleyip kalkınmasına izin verilmemesiydi. Binâenaleyh Rıza Han'ın Türkiye ve Batı'ya bakarak uyguladığı ve esasen uygulamakla görevlendirilmiş olduğu o "örtünme yasağı" nm memleketimizin maslahatına aykırı olduğunu buradan da anlamaktayız. (340)
    26. 2. 1358
    * * *
    Şunu bilmeniz gerekir ki memleketimizin bütün fertleri baskı altında bulunuyordu. Örtünme yasağı adına ve milleti mahva sürüklemek gayesiyle bundan öncekinin^ o girişimi sırasında şu Kum'da diğer yerlerden daha fazla baskı uygulandığı söylenebilir, Tahran ve diğer yerlere de öyle; her yere baskı uyguladılar. (431)
    23. 3. 1358
    * * *




    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


      Halkın rahatsızlığına yolaçan şeyler yapıyordu; meselâ örtünme yasağı hadisesi gibi ... Örtünme yasağından o dönemde halkın neler çektiğini bilmezsiniz siz, memurlar halka neler ettiler, kadınlara nasıl davrandılar bilemezsiniz, halk pek rahatsızdı, ne var ki güç fazlaca artmıştı, halkı yönlendirebilecek bir - lider veya - güç de yoktu, dolaysıyla da - halkın -elinden birşey gelmiyordu, ama ukdeler pek artmıştı - halkın içi şahrejimine kin doluydu / çev / (432)
      6. 3. 1358
      * * *
      Çoğunuz hatırlamaz belki, ben hatırlıyorum; bunlar Rıza Han döneminde "ittihad -ı şekil (kıyafet birliği)"<68> adı altında ve "örtünme yasağı" adına neler neler yaptılar, ne ahlâksızlıklarda bulundular bu memlekete, ne zorbalıklarda bulundular, çarşaflarını veya başörtülerini zorla açmak için sladırdıkları nice kadının karnındaki çocuğunu düşürdü bunlar ... (433)
      14. 8. 1358
      * * *
      Kum'da bulunduğum o son yıllardı, belki de akabinde 15 Hordad hadisesinin vuku bulduğu o son seneydi; - rejime bağlı - kadınların Rıza Şah'ın mezarına gidip şu örtünme yasağıyla ilgili olarak orada gösteri yapmak istediklerini duydum. Kum ' daki devlet yetkilileri yanıma geldiler, "Böyle bir şey yapılacak olursa halka, Guherşâd Camii'nde yaptığınız katliam için*69) matem tutmasını ilan ederim, herbiriniz ilgili bakanlığınıza böylece bildirin bunu!" dedim; bildirdiler ve o gösterinin tertiplenmesinden vazgeçti rejim. Velhasıl halkımızın inanç ve gerekli yaşam prensiplerine tamamen ters cihette bir durum yaratmışlardı. (434)
      19. 6. 1359
      * * *
      Örtünme yasağı meselesi - rejimin iddia ettiği gibi - mesela on milyon kadım-n işgücünü - topluma kazandırmak değildi asla; bunlar, bizim esaretimiz için - yapılan plânların bir parçasıydı ve - yurtdışından gelen direktiflerdi aslında.

      O hadiseleri hiçbiriniz hatırlamaz belki de, o zaman çok küçük yaşta olanlar bilmez tabi, ama bunların yaptığı ve Rıza Han'ın oğlunun daha sonra "özgür kadınlar" ve "özgür erkekler" adını verdiği "örtünme yasağı" olayının acısını halâ dimağımda duymaktayım ben ... Şu muhterem hanımlara neler ettiklerini, halka nasıl davrandıklarını bilemezsiniz ... Hem büyük tüccarları, hem esnafı, hem dinadamlarını, zorla o eğlence toplantılarına katılmaya zorluyor, "ille de hanımlarınızı da getireceksiniz!" diyorlardı, uymayacak olurlarsa dayak atıyorlardı, arkasından söylentiler yayıyorlardı, akla gelecek herşeyi yapıyor, her şeyi söylüyorlardı, bunların gayesi kadınları gençlerin elinde vakit öldürmeye yarayan birer oyuncağa dönüştürmekti, esaslı işlere girmesini istemiyorlardı. Gençlerimizin, üniversitelilerimizin, diğer halk kesimlerinin bir lahza olsun kendi hallerini, kendi memleketlerinin durumunu düşünmemesi için çeşitli yol ve yöntemleri vardı bunların ...

      Örtünme yasağı öyle rezaletler çıkardı ki ... Muhterem kadınlara neler etmediler, ulemaya neler etmediler, hatta merhum Kâşani Efendi'ye*70) bile gittiler "ille de sizin de katılmanız gerekiyor bu toplantılara, siz de eğlence toplantıları tertipleyeceksiniz!" dediler, o da "bunu diyen ... ok yemiş!" diyor, memurlar "efendim, emir çok yukarıdan, onlardan geliyor" deyince "ben de onları kastediyorum zaten!" diyor. Evet ... Bunlara bile gelip böyle tekliflerde bulunmuşlardı. Şehirlerle kasabalarda, köylerde, bütün taşrada, hatta Kum'da bile ... Kum'da öyle bir rezillik yaptılar ki ağza alınacak gibi değil ... Bütün bunlar şu gençleri, şu gafil erkekleri ve kadınları sahneye sürüp oyalamak ve birbirleriyle meşgul hale getirerek esas meseleleri düşünmelerine engel olmaktı. Bunlar öyle fuhuş merkezleri açtılar, öyle yaydılar ki; Tahran'dan Tecriş'in ta ötesine kadar yüzlerce pislik yuvası, meyhane vs. vardı, hepsinde kadın olduğunu gördünüz^, binaenaleyh gençlerimiz, halkımız, düşünmeleri gereken esaslı meselelere kafa yoracak zaman bulamıyordu artık; ne kadını, ne erkeği - ilgilenmiyordu esaslı meselelerle. - (435)

      19. 6. 1359




      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


        Plânları; anlamaz zorba haydut Rıza Han döneminde o rezilâne "örtünme yasağı" nı çıkarmak suretiyle, toplumu eğitip yetiştirmesi gereken bu aziz kesimi - kadınları - toplumu ahlak - sızlaştırıp bozan bir kesime dönüştürmekti. Bu plân sadece siz hanımlara yönelik de değildi, genç erkekleri de fesad yuvalarına sürüklemek ve onları istedikleri gibi eğitip - mesela - memleketleri başkalarının eline geçecek olsa buna karşı kayıtsız kalacak veya böyle bir durumu onaylayacak şekilde^ yetiştirmek istiyorlardı. (436)
        25. 12. 1359
        * * *
        Rıza şah zamanı bundan daha iyiydi diyen sizler^, Rıza şah zamanında ne haldeydiniz - unuttunuz mu - ?!! Siz bir tarafa, bizim merhum şeyhimiz rızvanullah aleyh ne haldeydi - unuttunuz mu - ?! Bir olayda, muhtemelen örtünme yasağı olayında merhum şeyh rahmetullah, merhum Ağa Şeyh Abdulkerim*71) rızvanullah aleyh, Rıza şaha bir mektup yakarak ■ örtünme yasağı hususunda - onu uyaracak oluyor, Rıza şah cevap dahi vermiyor mektuba! Başbakan "Padişah hazretlerine ulaştı mektubunuz, ama cevaben, siz kendi işinize bakarsanız daha iyi olur buyurdular!" diyor! (437)
        1. 1. 1361
        * * *
        Şu baba - oğulun saltanat dönemi boyunca bu memleketin yaşadığı sıkıntılara ben başkalarından daha iyi şahid oldum belki de; ömrü benim kadar vefa etmediği için o meselelere şahid olabilecek çok az insan kalmıştır şimdi.

        Siz hanımlar çoğunuz o dönemi hatırlamazsınız, o üzücü dönemi hatırlayabilecek olanlarınız çok azdır şimdi. O dönemde, Iran nüfusunun yansını faal hale getireceğiz diyerek o zalim ve cani haydut korkunç bir cinayet işledi: örtünme yasağı cinayeti! Böylece, İran nüfusunun yarısını faal edeceğiz derken, diğer yarısının, yani erkeklerin de çoğunu faaliyetten ettiler; yetiştirdikleri o süs bebeklerini bütün devlet dairelerine yerleştirdiler, sokaklara saldılar; devlet dairelerinde olanlar, oradaki diğerlerini de çalışmaktan alıkoydular, sokaklara dökülenler de gençlerimizi fesat ve ahlaksızlığa sürükleyerek faal olmalarını engellemiş oldular. Kendi deyişleriyle doğu medeniyetini İran'a sokmak istiyorlardı; öyle bir ortam yarattılar ki büyük islam medeniyetini de mahvedip ortadan kaldırdılar. (438)

        22. 12. 1361



        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


          Tâğuti Pehlevi rejimi döneminde muhterem hanımlara yapılan zulümler kadar erkeklere zulmedilmedi İran'da İslama göre yaşamak, giyim ve davranışlarında islamın emirlerini esas almak isteyen hanımlar Rıza Şah ve - onun oğlu - Muhammed Rıza rejimi dönemlerinde farklı şekillerde, olmadık zulümlere maruz kaldılar. Ben Rıza Şah rejimi dönemini hatırlarım, siz iyi ki o günleri görmediniz ... O dönemde hanımlara yapılanlar anlatılabilir şeyler değil çünkü ... O dönemde millletin bu - kadın - kesimine - reva görülenleri ifade edebilmek mümkün değil. Kadınlara o dönemde yapılan baskıların, o ahlâksız şahın zamanında hanımların katlandığı o musibet ve sıkıntıların haddini hesabını belirleyebilmek mümkün değil. Muhammed Rıza döneminde ise bu dönem ve durumlar apayrı bir hale dönüştü, öyle ki Muhammed Rıza dönemi cinayetlerinin niteliği çok daha feci oldu. O - Rıza Han - dönem zorbalık, - alenî - baskı, dayak, vurup götürmek, kadınların çarşaflarını ve örtülerini başlarından çekip yırtmak; kadınların saçlarına el uzatma cüreti gösterip saçlarını çekmek ... gibi facialarla geçti; bu ise - Rıza Han'ın oğlu devrik şah - Muhammed Rıza - esasen kadınların iffet ve namuslarına karşı ayaklandı, yani İran'ın herşeyine karşı ayaklandı ki biri de İran'ın kadınları oldu; bunlar görülmemiş bir şekilde, özel bir dizi komplo ve plânlar uygulayarak kadınları fesat ve ahlaksızlığa sürüklemek, namus ve iffeti toplumumuzdan büsbütün silmek istiyorlardı, ama Allah'a hamdolsun İran'ın kadınları direndiler ve rejimin kendi yardakçıları olan Batı çarpılmışı bir avuç çömezden başka bütün bacılar direndiler. (439)
          19. 1. 1363
          * * *
          İffetli müslüman hanımların iffet çarşafını başlarından çekip alan şey iiefis için kıyam" oldu, dine ve kanuna aykırı bu olay şimdi dew .memleketimizde süregitmekte ve kimse bunun aleyhine tek kelime
          t-öylemeraektedir{440)

          11 Cemadi'elevvel 1363
          * * *
          O zamanlar öyle propaganda yapmışlardı ki kadın, giyinmesi gereken r.: şekilde giyinmeye cüret edemiyordu, gizlice dışarı çıkıyordu -örtünenler... Kendilerini - iffet ve örtülerini - korumak isteyenler ya evden dışarı çıkmıyor, ya da geceleri gizlice, saklana saklana bir taraftan bir tarafa gidebiliyordu ... Diğer konularda da durum , bildiğiniz gibi, aynıydı. (441)
          5. 6. 1364
          * * *


          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

          Yorum


            Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


            KADINLARIN ISMARLAMA TOPLANTI VE MERASİMLERE KATILMASI

            Bu okuma yazması olmayan haysiyetsiz hükümetin^ işbaşına geçer geçmez ilk adımda islamı hedef aldığını gördük; gazetelerde iri puntolarla kadınlara seçimlere katılma hakkı tanıdıklarını yazdılar, ama bir şeytanlık düşünüyorlardı. Halkın, islamm ve Kur'an'ın çiğnenip iptal edilmekte olduğunu anlamaması için kamuoyunun dikkatini bu mevzuya çektiler. Dolaysıyla burada beylerle birlikte toplanıp da meseleye çözüm yolu bulabilmek için müşaverede bulunduğumuz ilk toplantıda bizim de dikkatimiz o noktaya çevrilmişti, ama daha sonra etraflıca mütalâa ettiğimizde meselenin kadın meselesi olmadığını anladık, o küçük bir meseleymiş, asıl mesele - bunların - İslama karşı savaş açmış olmalarıdır! (442)
            10. 1. 1341
            * * *
            Şaha telgraf

            Bismillahirrahmanirrahiym

            Sayın şah hazretlerinin mübarek huzurlarına Selam ve duadan sonra; gazetelerde de yayınlandığım hükümet "Eyalet ve Vilayet encümenleri seçimlerinde) seçim adayların müslüman olma kaydını getirmemiş ve kadınlara da s hakkı tanımış ... Bu durum değerli islam ulemasıyla diğer malum kesimlerin rahatsızlığına sebep olmuştur. Memleketin salâh ve hı din-i mübin-i islam hükümlerinin korunması ve - vatandaşı" -gönüllerinin huzur içinde bulunmasında olduğunu siz de pekala idrak edersiniz. Memleketin resmî dini olan mukaddes islam perensiplerine aykırı mevzuatın hükümet ve parti programnıdan çıkarılması yolunda lütfen gereken emirleri veriniz ki müslümanların duasına vesile olabilsin. (443)

            Duayla: Ruhullah .
            17 7 1347
            * * *


            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


              Esedullah Alem'e Telgraf

              Bismillahitrahmanitrahiym

              Iran Başbakanı Sn. Esedullah Alem Bey'in Dikkatine - Tahran
              Meclislerin uzun bir tatil geçirdiği bu ara dönemden sonra
              hükümetin, mukaddes şeriat hükümleri ve anayasanın açık maddelerine
              aykırı birtakım uygulama ve girişimlerde bulunmayı düşündüğü
              görülüyor!.. İslam, anayasa ve Şûra Meclisi'nin sarih kanunlarına aykırı davranmanızın hem şahsınız, hem hükümet kabineniz için Kadir-i Kahir Allah Tealâ'nın mukaddes indinde ve müslüman halkta kanun nazarında zâtıâlinize çok ağır bir mesuliyet yükleyeceğinden kesinlikle emin olunuz!!.. Kadınların meclislere, Eyalet ve Vilayet Encümenleri ve Belediye'ye girmesi islamın muhkem kanunlarına aykırı olupf73) bunun teşhisi de, anayasada da sarihen belirtilmiş olduğu üzere fetva yetkisine sahip büyük ulema ve müçtehidlerin uhdesine bırakılmıştır ve onlardan başkasının bu hususa karışma hakkı bulunmamaktadır, islam fakihleri ve müslümanlarm taklid mercii müçtehidler bunun haram olduğuna dair fetva vermiş ve vermektedirler. Binaenaleyh kadınlara seçim hakkı tanınması ve hangi merhalede olursa olsun seçilmelerinin sağlanması, anayasanın 2. tamamlayıcı maddesinin sarih hükmüne aykırı olup hk. 1325 Rebiussani'de onaylanan ve yürürlüğe giren Şûra Meclisi kanunuyla da kadınların Eyalet ve Vilayet Encümenleri'yle Belediye encümenleri seçimlerine seçmen ve aday olarak katılması yasaklanmıştır. Bu hususta ve Vilayet Encümenleri kanununun 7. ve 10. maddeleriyle Belediye Encümeni kanununun 15. ve 17. maddelerine müracaat edecek olursanız böyle bir hakkın kendilerine tanınmasının kanuna aykırı olduğunu görmüş olursunuz! Keza mezkur kanunda kaydedilmiş bulunan seçmen ve adayın müslüman olması şartının kaldırılması ve Kur'an-ı Mecid'e yemin aslının "Semavi kitaba yemin" şeklinde değiştirilmesi de sözkonusu kanuna aykırı olup islam ve memleketin bağımsızlığı için büyük tehlikeler doğuracaktır ki ya bilmeyerek ve gafletle, ya da maazallah kasten bu iş yapılmıştır. Şah hazretlerinin, ulemanın bu isteğini hükümete havale etmiş olduğu ve neticede sorumluluğun sizin hükümet kabinenizin üzerinde bulunduğu şu sırada islamın değişmez hükümleri ve memleketin de yürürlükteki kanunlarına uyarak bu meseleyi bir an önce ıslah edip düzeltmeniz ve benzeri bir durumun bir daha tekrarlanmaması için gereken titizliği göstermeniz umulur. Eğer sizin nazarınızda halâ müphem kalmış herhangi bir mevzu vaîsa Kum a müşerref olun ki her nevi belirsizlikler karşılıklı görüşmek suretiyle tamamen giderilsin ve memleketin hayrma olup yazıya alınamayacak mevzular belirtiîebilinsin.

              Sözlerimi bitirirken İran'ın değerli ulemasıyla mukaddes türbelerin bulunduğu beldelerdeki alimler ve diğer müslümanların; şeriate aykırı bL vaziyetin vukuu halinde kesinlikle sessiz kalmayacağın] ve Allah Tealâ'mn da izni ve yardımıyla, İslama aykırı hiçbirşeyin resmiyet kazanmayacağını önemle hatırlatırım. (444)

              28. 7. 1341



              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                KADINLARA EŞİT HAKLAR İDDİASI

                İran'a egemen olan sistem - şah rejimi - islamın mukaddes hükümlerine tecavüzde bulundu ve Kur'an'm değişmez hükümlerine tecüvüzde bulunma niyetinde ... Müslümanlann ırzı ve namusu çiğnenmenin eşiğine gelmiş bulunuyor; zalim düzen, meclisten şeriate ve anayasaya aykırı kanunlar çıkarmak suretiyle iffet sahibi kadınları lekelemek ve İran milletinin şerefiyle oynamak istiyor.

                Zalim düzen meclisten kadın - erkek haklarının eşit olduğu hususunda kanun çıkarttırıp uygulamaya koymak emelinde ... Yani islamın ve Kur'an-ı Kerim'in vazgeçilmez hükümlerini ayaklar altına almak istiyor açıkçası; 18 yaşındaki kızları zorunlu olarak askere almak ve kışlalara götürmek istiyor; müslümanlann namus ve iffet sahibi genç kızlarını süngü zoruyla fuhuş yuvalarına yollamak istiyor (448)

                1341
                * * *
                Eşit haklar dedikleri şey, islamın zaruri birkaç hükmünün tamamen ayaklar altına alınmasıdır, Kur'an'm birkaç sarih hükmünün iptaline yeltenilmesidir. Daha sonra birtakım rahatsızlıklara yolaçtığını ve bazı laflar edildiğini görür görmez hemen inkara kalkıştılar; bir yerde bakanları hemen inkar edip sözünü geri aldı, bir yerde de şahlan inkar ediverdi...

                Gazeteler "kadınlara mecburi askerlik tasarısı hazırlanıyor" diye açıkça yazdılar; ama daha sonra bunun tam bir skandal olduğunu ve halkın tepkisini kazandığını görünce patronun o malum uşakları gerçekten rezil oldular, rahatsız oldular, iş bu noktaya varınca "yalandır!" dediler, sahte dosyalar açmaya kalkıştılar, çocukça ve maskara sahte dosyalar açmaya yeltendiler! (449)

                10. 1. 1341

                * * *
                Bu yıl - hş. 1341 - bu olayların vuku bulması cihetiyle kötü oldu; ama siz beyefendilerin islamı diriltmesi hasebiyle de iyi oldu; karşılarına dikilip direndiniz siz, zulmün karşısına dikildiniz, dikilmeseydiniz Allah bilir ya, şimdi sonuna kadar gitmiş olurlardı.... Sizin karşılarına dikilip direnmeniz kendi tükürdüklerini yalamalarına neden oldu; "Hayır efendim, boşanma elbette ki erkek tarafından olur, biz ne zaman tersini söyledik ki?!"(76> dediler, herif Halk Partisi'nden işte<77) Diğer herif de "Her açıdan haklar eşit olmalıdır" diye bağırıp çağırırken şuradan buradan" biz ne zaman söyledik boşanmanın kadın eliyle olacağını? Hayır, boşanma erkeğin elindedir efendim!" demeye başladılar. Aynı şekilde "Hayır efendim, mirasın öyle olacağını ne zaman söyledik biz, miras da Allah'ın emrettiği gibidir" dediler, keza "Biz ne zaman kadınlar mecburi askerliğe alınmalıdır dedik?!" dediler ... Sizin gazetelerinizde yazıyor bunları efendi! İstihbarat teşkilatınızın dikte ettirdiği gazeteler yazıyor! (450)
                10. 1. 1341
                * * *
                Hükümet memleketin resmi dinini, elinde oyuncağa çevirmiş; konferanslarda kadın - erkek haklarının eşitliği yolunda bazı adımlar atıldığının söylenmesine meydan veriyor; halbuki miras, boşanma vb. gibi islamın değişmez kanunları hususunda kadının hak eşitliğine inanan ve -bu hususta islamın koyduğu kuralı iptal etmeye kalkışanın durum ve akibetinin ne olması gerektiğini islam belirlemiştir zaten!.. (451)
                1341 - İsfend
                * * *




                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                  Beyefendilerin dikkatini geçmişte ve halihazırdaki bazı noktalara çekmem gerekiyor: Zalim düzen geçmişte İslama ve Kur'an'a saygısızlıkta bulundu ve Kur'an'ı bâtıl kitapların mesabesine indirmeye yeltendi. Şimdi de hakların eşitliğini ilan ederek islamın birçok zaruri hükümlerini ortadan kaldırmak istiyor. Geçenlerde Adalet Bakanı hükümete sunduğu bir projede hakimlerin müslüman ve erkek olma şartlarının kaldırılmasını öngörmüştü (452).
                  Ordibeheşt - 1342

                  Zalim düzen, hakların eşitliği şeklinde fısıltılarla İslama son darbeyi indirmek olan uğursuz emeline ulaşabilecek bir yol bulacağını zannediyordu. Böyle bir şeye yeltenmesi halinde nasıl bir tepkiyle karşılaşacağını bilememişti (453)
                  12. 2. 1342
                  * * *
                  Muhterem beyefendileri uyarmam gerekiyor: Karinelerden anlaşıldığı kadarıyla zalim düzen islamm zaruri hükümlerine el atmak niyetinde ... Allah göstermesin, daha da ileri gitmeye yeltenebilir bunlar... Kepaze konuşmalarında çok sarih bir şekilde siyasi ve sosyal bütün sahalarda kadın - erkek eşitliğine değindiler defalarca, ki bu da Kur'an-ı Mecid'in bazı hükümlerinin değişmesi demektir! Ama müslümanların yoğun tepkisiyle karşılaşınca sahtekarca inkara kalkıştılar ve günahlarından büyük özürler getirmeye başladılar. Ama bizim kendilerini çok iyi tanıdığımızı ve onların sözüne güvenmediğimizi bilmiyorlardı tabi (454)
                  12. 2. 1342
                  * * *
                  Birtakım gerçekler var işin içinde ... Bahailerin iki veya üç yıl önceki takvimlerine bir bakıverin hele; "Abdulvahhab'ınt78) görüşü: kadın erkek haklarının eşitliği şeklindedir" diye yazıyor! Beyefendiler de ona uymuş işte! Şah efendi anlamadan çıkıyor oraya - kürsüye - "kadın - erkek hakları eşitliği" diyor ... Hey, efendi, bunu başkaları aşılıyor sana!... Sen Bahâi misin ki kafir olduğunu ilan edeyim de tutup dışarı atsınlar seni! Yapma böyle!.. (455)
                  13. 3. 1342
                  * * *
                  Zalim düzenin, kendi yapısındaki habislik ve kötülük gereği; esası ortadan kaldırmaya niyetlendiğine dair deliller var elde ... Fıkıh merkezine yaptıkları silahlı saldırı ve islam taklid mercileriyle fakihlerinin hakarete maruz bırakılması, Mekteb-i İslam öğrencilerinin tutuklanarak işkenceye alınması, Kur'an-ı Kerim'e hakaret ve diğer dînî mukaddesata yeltenilen saygısızlık bunun en bariz örnekleridir. Her hususta kadın - erkek hakları - nın eşitliğinin ilanı, seçmen ve aday kurallarından müslümanlık ve erkek olma şartlarının kaldırılması, hakimlerin müslüman ve erkek olmaları gerektiği şartının yargı sisteminden kaldırılması ... da apaçık ortada olan bir başka örnek! (456)
                  16. 2. 1342

                  Allah Tealâ'nın hışmına uğramaktan korkunuz. Sizin - islam alimlerinin - suskunluğunuz nedeniyle İslama bir zarar gelecek olursa Allah Teala ve müslüman millet karşısında mesulsünüz: "Bid'at ortaya çıktığında alimler ilimlerini izhar etmekle mükelleftirler, aksi takdirde Allah'ın laneti onların üzerine olsun! "w. Hakların eşitliği iddiasından nefret ettiğinizi - yüksek sesle - duyurun ve sayısız fesatları gerektiren toplulukların içinde kadınların da bulunması görüşünü nefretle kınayın ve Allah'ın dinine yardımcı olun ve bilin ki: "... eğer siz Allah'a yardım ederseniz O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlamlaştırır''^! Emniyet teşkilatları ve polisten zerrece korkmayın; onlar da sizler gibi -Allah'ın dinine yardımcı olmakla - mükellef ve mecburdurlar ve onların çoğu sizinle aynı inanç ve düşünceleri paylaşmakta olup rejimden nefret etmektedirler (457)
                  28. 2. 1342



                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                    KIZLARIN ASKERLİĞE ALINMASI

                    Kandırılmış genç kızları asker kışlalarına götürmeyin, müslümanların namuslarına ihanet etmeyin! Daha önce inkar ettiğiniz ve beyanatta bulunan adamı gerekli takibata alacağınızı söylediğiniz ve şimdi de bilfiil icra etmiş olduğunuz bu acı hakikati yine inkara mı kalkışıyorsunuz?! 25.Yıl Şenlikleri faciaları ve orada işlediğiniz kültürsüzlük ve seviyesizlikleri inkar mı ediyorsunuz yoksa?! (458)
                    27. 1. 1346

                    Kızları Sipah-ı Daniş'e davet veya teşvik ediyor ve kendileri "önce askerliklerini tamamlamaları gerekir" diyorlar açıkça! Kamunun nefret dolu kınamasıyla karşılaşınca da hemen inkara kalkışıyorlar! Gazeteler "Kızların askere alınmasıyla ilgili yasa tasarısı hazırlanıyor" diye yazdığı halde bunu inkara kalkışıyor ve gülünç teşebbüslerde bulunuyorlar (459)
                    12. 2. 1342




                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                      KADIN - ERKEK KARMASI

                      Allah'a tapınma ve kulluğun âdâb ve prensiplerini öğrenmeye ayrılan vakitle; memleketimizin gençlik kesiminin iffet ve namus duygularını yılışık hale getirip onlardaki takva ve cesaret ruhunu boğan kızlı -erkekli dans partileri, karma yüzme, tiyatro ve sinemalara ayrılan vakti şöyle bir karşılaştırın da sizin ne gibi işleri "iş" ve ne gibi işleri "vakit öldürme" olarak tanımladığınız belli olsun!

                      Keşful Esrar s: 194 İlahiyat Fakültesi olarak açtıkları Sipahsalar okulundan(81) tam tersi netice oldılar. Daha sonra dinadamı olmaları düşünülen ve gelecek neslin ahlak ve ruhunu arıtacakları söylenen öğrencileri çıplak kızlarla aynı saflara sokup dansa zorladılar; okullar devlet ve devletin bağlılarının elinde olduğu sürece bu esef verici akibetten kurtulamayacaklardır.

                      Keşful Esrar, 210
                      * * *
                      Ulemanın dediği şudur: Şehvetperest genç erkeklerle genç kızların birarada okutulduğu bu karma okullar hayat, iffet ve mertliğin kökünü kazımakta, memlekete maddi ve manevi zararlar vermekte olup Allah'ın emirlerine göre haramdır.
                      Keşful Esrar, 213
                      * * *
                      İslam kadınların hayrını her konuda ve herkesten ziyade düşünmüş ve kadının sosyal ve ahlâkî haysiyet ve onuruna duyduğu saygı nedeniyle onun takva ve iffetine aykırı bu tür birliktelik ve karmalıklara karşı çıkmıştır; Allah göstermesin, onları mahcur ve mahkumlar gibi bir konuma düşürmüş değildir (460)
                      1341
                      * * *
                      Eğer ulemanın nüfuzu olursa böyle kepazeliklere meydan verecek şekilde ve süngü zoruyla meclis kurulmasına izin vermez. Eğer ulemanın nüfuzu olursa, Şiraz'da olduğu gibi kızla oğlanın kucak kucağa görüşmesine^82) müsaade etmez. Eğer ulemanın nüfuzu olursa milletin masum kızlarının okullarda genç erkeklerin eline düşmesine izin vermez. Ulemanın nüfuzu olursa kızların erkek okullarına, erkeklerin kız okullarına gönderilip fesad ve ahlaksızlık çıkarılmasına izin vermez. Ulemanın nüfuzu olursa bu hükümetin ağzına yapıştırıverir, bu meclisin ağzına yapıştırıverir, - ısmarlama - milletvekillerini meclisten kovar (461)
                      4. 8. 1363




                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                        Egemen devlet, İran'ın iktisadını düzelteceği yerde; muhterem tüccarların iflasını önleyeceği, yoksullara ve düşkünlere bir lokma ekmek, bir yudum su teminine çalışacağı, evsiz barksızların kara kışlarını düşüneceği, tahsilini tamamlamış gençlerle diğer bedbaht kesimlere iş bulacağı yerde sözünü ettiğimiz kabilden işlerle uğraşmakta ... Erkek liselerine kadın kadro atamak, kız liselerine erkek kadro atamakla meşgul... Bunun yolaçtığı ahlâki bozulmayı bilmeyen yok ... Kadınlar ille de devlet dairelerine alınmaya çalışılıyor; bunun ne denli abes olup ahlaki bozulmaya yolaçtığıysa herkesçe çok iyi bilinmekte. (462)
                        4. 8. 1343
                        * * *
                        İslam şehvetleri dizginler; islam şu deniz kıyılarında gidip soyunup çırılçıplak yüzmelerine izin vermez onların. Kadın erkek karışık ve mayolarla denize girecek, kadınlar orada öyle soyunacak ve o halde de şehirlere gelecek toplum içine çıkacaklar öyle mi?! Derilerini yüzerler onların!! Eğer o tâğut dönemindeki işleri simde de yapmaya yeltenenler olursa halk derisini yüzer onların! Müslümandır bu halk! Kadın - erkek demeden hep birlikte denize girilmesine, oralarda bunların öylece birbirlerine karışmasına asla müsade etmez bu halk! Bunların medeniyeti, uygarlığı bu işte! Bunların medeniyet anlayışı işte bu! Özgürlük derken de böyle şeyleri kastediyorlar işte! Batı özgürlüğüdür bunların istediği özgürlük! Yani kadın - erkek hep birlikte soyunup denize girecek, bilmem nereye gidip yüzecek!.. Beyefendilerin istediği "uygarlık" (!) bu işte! Eski rejim döneminde memleketimize zorla yüklenen medeniyet buydu işte: Kadın - erkek o halleriyle birlikte denize giriyorlardı ve kadınlar o çıplak halleriyle, evet o çıplak halleriyle şehre, toplumun içine çıkıveriyorlardı öylece!! Kimsenin de onlara birşey diyecek cüreti yoktu. Bugün eğer böyle bir şeye yeltenenler olursa biz onlara ne yapacağımızı biliriz ... Devlet te bilir ... Tabi, içişleri bakanının dediğine göre engellemişler, eğer engellenmezse, bilin ki halk engelleyecektir! Mazendaranlılar veya Reştliler^83' deniz kıyılarının yine o zamanlardaki gibi olmasına müsaade ederler mi hiç?! Bender Pehlevi ahalisi, kadınlarla erkeklerin aynı yerlerde sahile girip ayyaşlık ve serserilikte bulunmalarına izin verir mi hiç?! Bunların istediği medeniyet budur işte, bunların istediği özgürlük ve serbesti kumar oynamak, böyle kadınlı erkekli soyunmak ve bilmem daha ne haltlar etmektir! (463)
                        7. 4. 1358
                        * * *
                        Gençlerimizi saptırmak için kendisini satan o kiralık kalemler şimdi de harekete geçmiş durumda; konuşuyorlar, yazıyorlar; hatta deniz kenarlarındaki o rezillikler konusunda bazı gazete ve dergiler "böyle serbestilerin engellenmesi irticadır, gericiliktir! "diye yazdılar! "Medeniyet dediğin kadınlarla erkeklerin birlikte soyunup denize girebilmesidir, eğer bu olmazsa, irtica ve gericilik olur, uygarlık dediğin birkaç kez sinemaya giden bir gencin artık işinin gücünün sinemaya gitmek olması, bütün arzu ve emellerinin bundan ibaret hale gelmesidir" dediler. (464)
                        30. 4. 1358



                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                          Yaz mevsimi ... Deniz kıyılarında plajlar yapmışlar; kadınerkek demeden gençler birlikte girsinler diye ... Plajlara çekiyorlardı bunları işte, herşey bedava hazır ve amade ediliyordu oralarda, gençler gidip canlarının istediğini yapsınlar diye ... Mesele sırf bundan ibaret değildi tabi. Asıl mesele bu olayın arkasında - daha çirkin - bir komplo olmasıydı, bu gençlerin tabii ve insani gelişmelerini önlemek için bu tür şeylerle oyalanması isteniliyordu. (465)
                          30. 4. 1358
                          * # *
                          Halk denize girerken bunların habire körükleyip durduğu şeylerden biri de kadın - erkek demeden gençlerin birlikte denize girmesini teşvik etmeleriydi, bunu da gençlerimize gerçekten bir eğlence sağlayabilmek için yapıyor değillerdi asla, gençleri mahva sürüklemekti amaçlan. (466)
                          30. 4. 1358
                          ... Plajlarda kadınlarla erkeklerin birarada olması da o oyunların bir parçasıydı, halk ciddiyet göstersin, kendisi engellesin bunu, güvenlik güçleri, hükümet vb. güçler engellesin böyle şeyleri, bizzat halkın kendisi engellesin, böyle olmaması gerektiğine dair radyo programları yapılsın, bu işin getireceği kötülükler anlatılıp izah edilsin. (467)
                          30. 4. 1358
                          Şu karma plajlar hakkında adamın biri - kim olduğunu bilmiyorum -bir dergide "kadınların erkeklerden ayrı plajlarda bulnması bir skandaldir," demiş, "medeniyet ve uygarlık, erkeklerle kadınların plajda bir arada bulunabilmesidir" demiş! Bu medeniyet midir şimdi?! (468)
                          31. 4. 1358
                          ... Şu mollalar kadınlarla erkeklerin birlikte denize girip o haltları işlemesine müsaade etmiyorlar işte, şu mollalar gençlerimizin serbesti içinde olmasını, gönüllerince barlara, meyhanelere, kumarhanelere gitmesini ve fuhuşa gömülmesini engelliyorlar (469)
                          17. 6. 1358


                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                            TAGUT REJİMİNİN KADIN HÜRRİYETLERİNDEN YANAYMIŞÇASINA GÖRÜNTÜSÜ

                            Milletin bir tek ferdine hürriyet hakkı tanımayan ve emellerine ulaşabilmek için halkın hürriyetini yıllardır elinden almış bulunan zorba rejim^, kadın hürriyeti adına müslüman milleti kandırabileceğini ve bu yolla İsrail'in uğursuz emellerinin gerçekleşmesini sağlamayı başaracağını zannediyor. Ey müslüman millet! Ben sizleri bu tehlike karşısında defalarca uyardım ve şimdi yine uyarıyorum! (470)
                            12. 2. 1342
                            * * *
                            Erkekler hür mü ki kadınlar da hür olsun?! Hür kadın ve hür erkek dediğin şey lafla olur mu?! Kadınlar ve erkekler hür müdür şimdi yani? Bu ülkede erkekler hür mü şimdi? Hangi konuda hür?! (471)
                            25. 2. 1343
                            * * *
                            Pehlevi rejiminin zorbalığı altında şu elli yıl zarfında halkın hürriyetin yüzünü dahi görmemiş oldduğu böyle bir ülkede kadınların hürriyetinden dem vurmak maskara ve aldatmacadır. (472)
                            2. 11. 1356
                            * * *
                            Kadınların hürriyetini engelleyen, gerçekte onları türlü ahlaksızlıklara boğan şah rejimidir! islam buna kesinlikle karşıdır! Bu rejim erkeğin hürriyetini olduğu gibi elbette ki kadının da hürriyetini ayaklar altına almış, yok etmiştir, kadınlar da tıpkı erkekler gibi şah İran'ının zindanlarını doldurmuş durumdadırlar. Onların hürriyetini tehdit eden tehlike budur işte. Biz, kadınları, onları tehdit eden tehlikeden kurtarmak istiyoruz. (473)
                            16. 2. 1357
                            * * *
                            Maalesef iki dönemde kadın mazlum olmuştur: Biri, cahiliyet döneminde... Cahiliyet devrinde kadın mazlumdu; islam, insanoğluna büyük bir iyilikte bulunarak kadını cahiliyet devrinde içinde bulunduğu o zulümden çekip kurtardı. Cahiliyet dönemi öyle bir devirdi ki kadına tıpkı hayvanlara olduğu gibi, hatta ondan da aşağı - lık bir mahluk olarak - davramlmaktaydı. Kadın, cahiliyet devrinde zulüm altındaydı. İslam kadını o cahiliyet batağından çekip kurtardı.

                            Diğer dönem de, bizim İran ... İran'da da kadın mazlum oldu, eski şahın devrinde ... Haktan kopan şahın devrinde; güya hürriyet ve serbestiye kavuşturma adına, kadına zulmettiler, ne zulümlerde bulundular kadına. Kadını, sahip olduğu o onurlu ve iffetli konumundan çekip alaşağı ettiler, kadını sahip olduğu o manevi dereceden soyutladılar. Hürriyet adına; hür erkekler ve hür kadınlar adına, kadını da erkeği de hürriyetinden ettiler. Kadınlarımızın ve gençlerimizin ahlâkını bozdular. Şahın kadın hakkındaki görüşü, "kadının baştan çıkarıcı" olması gerektiği şeklindeydi; tabii şahın kastettiği hayvani anlamda ... Maddi ve fizik olarak "cazip" olmalı diyordu. Aşağılık bir hayvan gibi görüyordu, kadını, "baştan çıkarmalı erkeği" diyordu ... Kadını insanlık makamından çekip hayvanlık mesabesine indirdi. Kadına prestij kazandırma kılıfı altında, kadını kendi prestijinden de soyutladı, daha aşağı bir konuma düşürdü. Kadını tıpkı bir süs bebeğine dönüştürdü. (474)

                            26. 2. 1358





                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                              Şah kadınların hürriyetinden sözediyor, hangi kadın hürriyeti?!
                              Bugün (hş. 1357) İran'da kendi insanî haklarını isteyen ve İranlı
                              kadınların da çoğunluğunu teşkil eden kişilik sahibi kadınların tamamı
                              şaha karşıdır bugün (şah dönemi) ve onun devrilmesini istemektedirler;
                              yine hepsi bilmektedir ki şahın mantığına göre bir "kadın hürriyeti",
                              kadının mahva sürüklenmesi ve bir eşya mesabesine indirgenmesi
                              demektir. Şahın mantığına göre kadın hürriyeti demek, şehinşahlığın
                              ahlâkî çirkeflerine boyun eğmeyen İranlı kadınları zindanlara tıkmak

                              demektir (475)
                              24. 9. 1357
                              * * *
                              Kadını, Rıza Han'la - onun oğlu şah - Muhammed Rıza han düşürdüler konumundan bu dönemde. Erkeği de konumundan alaşağı ettiler, gençleri de izmihlale düşürdüler. Gençlerimiz için alabildiğine fuhuş merkezleri açtılar. Hürriyet, kalkınma, ilericilik ve medeniyet adı altında gençlerimizi fuhuşa sürüklediler. Hürriyet adı altında bütün hürriyetimizi elimizden aldılar. Rıza Han döneminde yaşayanlar benim ne dediğimi bilirler, o dönemde bize ve muhterem kadınlara neler yapıldığını görmüştür onlar ... Muhammed Rıza'nın - şah - zamanını görmüş olanlar da bilmekte ve görmektedirler ... Aldatıcı sözler ve cafcaflı laflarla memleketimizi harabeye çevirdiler. Daha da beteri, gençlerimizin ahlakını bozdular. İnsan gücümüzü gerilettirdiler. Muhammed Rıza'yla Rıza Pehlevi zamanında kadın mazlum mu mazlumdu, kendisi bilmez bunu ... Kadına, bu ikisinin zamanında zulmedildiği kadar cahiliyet döneminde bile zulmedilmiş değildir belki de. Kadınlar bu çağda düştükleri izmihlale cahiliyet çağında bile düşmedi belki de ... Kadınlar her iki çağda da mazlum olup zulme uğradılar; o devirde islam kurtardı onları esaretten, umarım bu devirde de yine islam onların imdadına yetişir de zillet ve mazlumiyetler batağından çekip kurtarır kadınları. (476)
                              26. 2. 1358
                              * * *
                              Bunlarw kadınlara hürriyet vermek istemiyorlardı, nitekim bunların zamanında erkekler de hür değildi. Ne erkekler hürdü ne de kadınlar. Onlar hürriyet ve serbestiyi hep fesat ve ahlâksızlık olan şeylerde görüyorlardı. (477)
                              11. 4. 1358
                              * * *
                              Nüfusun yarısını hürriyetine kavuşturduklarını iddia etmekteydiler, nüfusun yarısının hürriyeti adına, toplumun tamamını hürriyetten mahrum bıraktılar (478)
                              12. 4. 1358
                              * * *
                              Çeşitli adlar altında gençlerimizi, gençlik kesimimizi mahvettiler, çok aldatıcı isimlerle hem de, "hür erkekler ve hür kadınlar olacak, memlekette herkes hür artık, şu köylülerle çiftçiler ırgat değiller artık; köylü ve çiftçi denilecek bundan böyle" dediler. (479)
                              14. 4. 1358



                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                                Sizlerin istediği hürriyet bu işte; sizlerin istediği hürriyet gençlerimizi vurdumduymaz ve sorumsuz yetiştirmek; kim ne yaparsa yapsın, nerede ne olursa olsun, büyük devletler bizim varımızı yoğumuzu götürürse götürsün, gençler ayyaşlık ve serseriliklerine baksınlar ... - Bu çirkin emel için - ayyaşlık ve serserilik merkezleri açtılar, barlar açtılar, sinemalar açtılar, alabildiğine yaygınlaştırdılar bunları, genç kadınlarla erkekleri birbirine karıştırdılar, hürriyet ve serbestidir diyerek her ikisini de fesada sürüklediler. Memleketimizi alıp götürdüler de hür olan ve güya hürriyetini yaşamakta olan bunlar, aldırmadılar bile! (480)
                                2. 6. 1358
                                * * *
                                "Evet, biz hür erkekler ve hür kadınlar yarattık, onlara biz hürriyet verdik - mesela - 15 milyon kadına özgürlük verdik" diyorlardı; bunların istediği o hürriyet ve özgürlük neyin nesiydi sahi? Erkekler hür müydü ki kadınlar da hür olsun? Hangi konuda "Hür erkekler ve hür kadınlar"?! Siz hangi konuda hürdünüz? Biz hangi hususlarda serbesttik?! Erkekler hür ve serbest miydi yani? Evet, bazı şeylerde serbestti tabi, onlar da alabildiğine körüklemekteydi o şeylerde serbestiyi; fesad merkezleri açmadalardı; kendileri gibi olan o kadınlar yine aynı kumaştan olan kendileri gibi gençlerle o fesad merkezlerine gidip canlarının istediğini yapmakta serbestlerdi. O plajların ne halde olduğunu biliyorsunuz .... Oralarda hür ve serbesttiler işte! Onların sözünü ettiği hür erkek ve hür kadın buydu, böyleydi işte ... Yoksa, gazete ve dergilerimizden bir tekinin o zamanlar bir tek kelime yazma hürriyeti mi vardı ki?! içinizden biri olsun, hür müydü? Bir tek telime söyleyebiliyor muydunuz?! Hayır, hür değildiniz, ama onların hür olmak istedikleri husus, serbest olsun dedikleri şey fesat ve ahlâksızlıktı, buna zemine hazırlayan şeylerdi, acı ve acı getiren şeylerdi, sıkıntı ve sıkıntı doğurucuydu. Şu birkaç yıl zarfında - şah düzeninin bu uygulamaları - gençlerimizi mahvetti, gençlik kesimini ortadan kaldırdı bunlar. (481)
                                25. 6. 1358
                                * * *
                                Dikkat ederseniz; geçmişte "hür kadınlar ve hür erkekler" adı altında kadınları düşürmek istedikleri bir oyun vardı; hepsinin oyun olduğu, madrabazlık olduğu onlaşıldı sonunda. Onların - şah rejimi - zamanında ne erkekler hürdü ne de kadınlar; ne matbuat ne radyo, ne de başka birşey ... Hiçbiri hür değildi, hürriyet diye bir şey yoktu esasen! Sadece adı vardı ortada, bol bol propagandasını yapıyorlardı sadece! Memleketimiz için onların istediği hürriyet ise hem genç kızlarımızı hem genç erkeklerimizi mahva sürükleyecek bir hürriyet ve serbestidir ki bugün de bu tür bir hürriyet ve serbestiyi öneren bazı yazarlarımız yok değil... Onların istediği hürriyete ben "ithal malı hürriyet" diyorum, bunu "sömürü hürriyeti" olarak adlandırıyorum ben. Yani bunlar, kendilerine bağımlılaştırmak istedikleri yerlere sokuyorlar bu tür hürriyet ve serbestileri, bunları armağan götürüyorlar bağımlılaştırmak istedikleri yerlere (482)
                                26. 6. 1358
                                * * *



                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X