Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...
Ulema, ilerlemeye karşı değildir "Muhammed. Rızavârî türden ilerlemeler" e karşıdır! Onun sözünü ettiği o - tür - medeniyete, o sözde - medeniyet kapısına karşıdır, herşeyimizi rüzgara savuran o medeniyet kapısına! Ulema, şahın sözünü ettiği o "hür kadınlar - hür erkekler" e karşıdır, gerçek hürriyete değil. Hürriyete evet, ama ya sorumsuzluğa ve lâkaytlığa?? Hürriyet, herkesin canının her istediğini yapması mı demektir?! (483)
26. 6. 1358
* * *
Bu dönemlerde memleketimizin yüzünü görebildiği tek hürriyet, yıkıcı hürriyetlerdi; - mesela - şarap içmekte herkes hürdü, kumar oynamakta herkes serbestti, kadın erkek karma plajlarda birbirinin canına düşmekte serbestti, o fesat yuvalarına gitmek serbestti; evet bunlar serbestti. Serbest olmayan ise, bu tür şeylere ve memleketin -bunlardan ibaret olan - maslahatına aykırı kalem oynatmaktı ve onun -şah - aleyhine tek kelime söylemek serbest değildi. "Hür erkekler ve hür kadınlar" diyordu, evet, ama neydi, nasıl bir hürriyetti onun dediği? Onların sözünü ettiği o hürriyete "ithal malı hürriyet" diyorum ben, "sömürü hürriyeti" olarak adlandırıyorum ben bunu. Hepsi plândı bunların ... (484)
27. 6. 1358
* * *
"Hür erkekler ve hür kadınlar" diye bağırıp duran o rejim - şah -zamanında kadınların hangi faaliyeti sözkonusuydu? Kadınlarda gördüğümüz tek faaliyet, birkaçının biraraya gelip o yüzkızartıcı şekillerde Rıza Han'ın mezarının başına gidip "bizi özgürlüğümüze kavuşturdunuz" (!) diyerek ona teşekkürde bulunmalarıydı! Ne hürriyeti? Nasıl hürriyetinize kavuşturdu yani? Bunların onlara ne tür bir hürriyet vermiş olduğunu, kadınlara ve erkeklere nereye kadar serbesti vermek istediklerini hiç düşünmüyorlar işte. Evet, onların istediği serbesti ve hürriyeti, islam ve ulemanın aleyhine yazan bazı kalem sahipleri de istiyor bugün; onların istediği hürriyet ve serbesti, gençlerimizi fesada ve ahlâksızlığa sürüklemek için Batı tarafından dikte ettirilmiş bir hürriyet ve serbestidir. Bunların sözünü ettiği kadın - erkek serbestisine gelince; kadınların o malum toplantılara o malum hallerde gidip erkeklerin hiç de pâk ve iyi niyetli olmayan bakışları altında o malum durumlara meydan vermesiydi. Hem bacılarımızı, hem gençlerimizi ve erkeklerimizi fesat ve ahlaksızlığa düşürecek olan bu tür bir serbesti ve hürriyettir işte onların istediği. Onlar bütün fahşa ve kötülüklerin serbest olmasını istiyorlar. Onun - şah - zamanındaki o serbestide, kadınlara tanıdığı o serbestilerde hangi kadın kalkıp da -mesela günün meseleleriyle ilgili tek kelime söyleyebilme serbestisi buldu? Hangi erkek kalkıp da milletimizin ecnebiler ve içeridekilerin elinden çektiklerine dair tek kelime yazabildi? Hangi yayınımız hürdü, hangisi serbestti? Radyo televizyon ne zaman hür oldu? Halk, gençler, üniversiteliler ve medrese bilimleri öğrencileri hür müydü?! Benim hadiselere bizzat şahid olduğum bu elli yıl boyunca toplumun hayrına olabilecek gerçek hürriyet ve serbesti çarmıha gerilmişti açıkçası, hiç yoktu! Yani - mesela - kadınlar toplumun meseleleri etrafında faaliyette bulunmakta serbest değillerdi asla; milletin sorunlarını, Doğu ve Batı'nın milletimize yüklediği sorunları konuşmakta serbest değillerdi, kesinlikle hürriyet yoktu. Güdümlü kukla hükümetlerin elinden milletin neler çekmekte olduğu hususunda tek kelime konuşma hürriyeti yoktu. (485)
8. 7. 1358
* #
Ulema, ilerlemeye karşı değildir "Muhammed. Rızavârî türden ilerlemeler" e karşıdır! Onun sözünü ettiği o - tür - medeniyete, o sözde - medeniyet kapısına karşıdır, herşeyimizi rüzgara savuran o medeniyet kapısına! Ulema, şahın sözünü ettiği o "hür kadınlar - hür erkekler" e karşıdır, gerçek hürriyete değil. Hürriyete evet, ama ya sorumsuzluğa ve lâkaytlığa?? Hürriyet, herkesin canının her istediğini yapması mı demektir?! (483)
26. 6. 1358
* * *
Bu dönemlerde memleketimizin yüzünü görebildiği tek hürriyet, yıkıcı hürriyetlerdi; - mesela - şarap içmekte herkes hürdü, kumar oynamakta herkes serbestti, kadın erkek karma plajlarda birbirinin canına düşmekte serbestti, o fesat yuvalarına gitmek serbestti; evet bunlar serbestti. Serbest olmayan ise, bu tür şeylere ve memleketin -bunlardan ibaret olan - maslahatına aykırı kalem oynatmaktı ve onun -şah - aleyhine tek kelime söylemek serbest değildi. "Hür erkekler ve hür kadınlar" diyordu, evet, ama neydi, nasıl bir hürriyetti onun dediği? Onların sözünü ettiği o hürriyete "ithal malı hürriyet" diyorum ben, "sömürü hürriyeti" olarak adlandırıyorum ben bunu. Hepsi plândı bunların ... (484)
27. 6. 1358
* * *
"Hür erkekler ve hür kadınlar" diye bağırıp duran o rejim - şah -zamanında kadınların hangi faaliyeti sözkonusuydu? Kadınlarda gördüğümüz tek faaliyet, birkaçının biraraya gelip o yüzkızartıcı şekillerde Rıza Han'ın mezarının başına gidip "bizi özgürlüğümüze kavuşturdunuz" (!) diyerek ona teşekkürde bulunmalarıydı! Ne hürriyeti? Nasıl hürriyetinize kavuşturdu yani? Bunların onlara ne tür bir hürriyet vermiş olduğunu, kadınlara ve erkeklere nereye kadar serbesti vermek istediklerini hiç düşünmüyorlar işte. Evet, onların istediği serbesti ve hürriyeti, islam ve ulemanın aleyhine yazan bazı kalem sahipleri de istiyor bugün; onların istediği hürriyet ve serbesti, gençlerimizi fesada ve ahlâksızlığa sürüklemek için Batı tarafından dikte ettirilmiş bir hürriyet ve serbestidir. Bunların sözünü ettiği kadın - erkek serbestisine gelince; kadınların o malum toplantılara o malum hallerde gidip erkeklerin hiç de pâk ve iyi niyetli olmayan bakışları altında o malum durumlara meydan vermesiydi. Hem bacılarımızı, hem gençlerimizi ve erkeklerimizi fesat ve ahlaksızlığa düşürecek olan bu tür bir serbesti ve hürriyettir işte onların istediği. Onlar bütün fahşa ve kötülüklerin serbest olmasını istiyorlar. Onun - şah - zamanındaki o serbestide, kadınlara tanıdığı o serbestilerde hangi kadın kalkıp da -mesela günün meseleleriyle ilgili tek kelime söyleyebilme serbestisi buldu? Hangi erkek kalkıp da milletimizin ecnebiler ve içeridekilerin elinden çektiklerine dair tek kelime yazabildi? Hangi yayınımız hürdü, hangisi serbestti? Radyo televizyon ne zaman hür oldu? Halk, gençler, üniversiteliler ve medrese bilimleri öğrencileri hür müydü?! Benim hadiselere bizzat şahid olduğum bu elli yıl boyunca toplumun hayrına olabilecek gerçek hürriyet ve serbesti çarmıha gerilmişti açıkçası, hiç yoktu! Yani - mesela - kadınlar toplumun meseleleri etrafında faaliyette bulunmakta serbest değillerdi asla; milletin sorunlarını, Doğu ve Batı'nın milletimize yüklediği sorunları konuşmakta serbest değillerdi, kesinlikle hürriyet yoktu. Güdümlü kukla hükümetlerin elinden milletin neler çekmekte olduğu hususunda tek kelime konuşma hürriyeti yoktu. (485)
8. 7. 1358
* #
Yorum