Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #76
    Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...

    [quote author=melek yavuz link=topic=14828.msg94338#msg94338 date=1278442548]
    [quote author=BEYZA link=topic=14828.msg93525#msg93525 date=1278013427]
    Yüce Allah Hz.İmam a rahmet esin Allah İmam Humeyni den razı ve hoşnut olsun

    çok güzel bir konu seçmişsiniz Rabbim razı ve hoşnut olsun..

    [/quote]
    [/quote]

    Rabbim şefaatlerine nail eylesin..
    Ecmain...
    selam ve dua ile...



    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      #77
      Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


      Dürüst ve doğru bir insan koca bir dünyayı eğitebileceği gibi, dürüst olmayan kötü bir insan da dünyayı kötülüğe boğabilir; iyilikler ve kötülükler siz - anne - lerin elinde, sizin eğitim ve yetiştirmenizde, sizin çalıştığınız okullarda başlar (217)
      26. 5. 1358
      * * *
      Şu minik yavrucak ta şimdiden terbiye görmeye, eğitilmeye başlar, -tabi - doğru bir eğitim ve terbiye. Allah göstermesin onda bir aykırı davranış olursa o küçücük çocuklar daha baştan itibaren kötü eğitilmiş olurlar ki bunu eğitmek de yine sizin üzerinize düşmektedir. (218)
      14. 7. 1358
      * * *
      Kadının toplumdaki rolü, erkeğin rolünden daha önemlidir, çünkü kadınlar, hanımlar, toplumda bütün boyutlarda bizzat faal bir kesim olmalarına ilaveten daha nice faal kesimleri de yine kendileri eğitir ve yetiştirirler. Annenin topluma verdiği hizmet, öğretmenin hizmetinden üstündür, esasen her hizmetten üstündür ve bu da - insanları doğru eğitmek - peygamberlerin gerçekleştirmek istediği şeydi zaten; onlar, bütün hanımların "toplumun eğitimcileri" olmasını ve topluma "arslanyürekli kadınlar" la "arslanyürekli erkekler" kazandırmasını istiyorlardı. (219)
      25. 12. 1358
      * * *
      Sizler; çocuklar için iyi anneler olun, toplum için "iyi nasihatlerde bulunanlar" olun, yoksullarla düşkünler için iyi emektarlar olun ve zaten öylesiniz de Allah'a hamdolsun! (220)
      * * *
      Annenin topluma hizmeti öğretmenin hizmetinden üstündür, - esasen - herkesin hizmetinden üstündür ve bu da - insanları doğru eğitmek -peygamberlerin gerçekleştirmek istediği şeydi zaten (221)
      25. 12. 1359

      Bu hareket ve inkılapta Iran hanımlarının erkeklerden daha fazla payı var; cephe gerisinde faaliyet içinde bulundukları gibi bugün de onların payı diğerlerinden fazladır; keza ister küçük yavrularını, ister -büyük - çocuklarını ve ister sınıflar veya diğer eğitim merkezlerindeki -öğrencileri - eğitip yetiştirme sahasında da bu inkılapta yine büyük payları vardır onların. (222)
      2. 3. 1360
      İran'ın muhterem hanımları böyle oyunlara gelmediklerini ve gelmeyeceklerini ispatladılar, iffet ve ismetin - namusluluk - sağlam kalesinde olduklarını ve bu ülkeye, doğru ve güçlü gençler, iffetli ve ahdine sadık kızlar teslim edeceklerini ve büyük güçlerin bu ülkenin mahvı için önlerine serdiği yollara asla yönelmeyeceklerini ispatladılar(223)
      2. 3. 1360
      Konuşabilmek mümkün mü? Tertemiz yuvalarında böyle evlatlar yetiştiren değerli anaların bu onurlu girişimini neyle ödüllendirebilir insan? (224)
      5. 6. 1363
      İran kadınları canlarını, gençlerini ve vakitlerini İslama adadılar ve islamı bu noktaya kadar getirebildiler, umarız bundan sonra daha da iyi olur. Şundan emin olun ki sizler sahnede var oldukça ve İslama bağlı kaldıkça, gençlerinizi verdikçe ve gençler yetiştirdikçe bu islam - böyle -ilerlemeye davam edecektir. (225)
      21. 12. 1363


      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        #78
        Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


        ÇOCUKLARI ANNEDEN AYIRMANIN MENFİ TESİRLERİ

        Bunlar - şah rejimi - zorla, zorbalıkla ve baskı yoluyla bu kesimi -kadın kesimini - de yok etmek istediler. Onların o olumlu etkilerini, bu kesimin millete vermek istediği hizmetleri, kadınlarınızın üstlenmiş olduğu o değerli hizmetleri hep ellerinden almak istediler, onların vereceği o asil hizmeti - yani - gelecekte memleketin kaderini eline alacak olan çocukların eğitilmesi hizmetini önlemek istediler; çocukların bunların - annelerinin - ellerinde takvayla yetişmesini, islami terbiyeyle büyümesini, milli edeple eğitilmesini istemediler; aksi takdirde, daha sonra gittikleri ilkokullarla liselerde - onları asimile etmek için planlanmış - propaganda taktikleri, bu özel amaçla okullara yerleştirilmiş öğretmenler ve rejim misyonerlerinin çalışmalarının - netice vermemesinden ve - onları - rejimin hedefleri yönüne doğru -değiştirememekten korktular, bu nedenle bu hanımları, sahip oldukları o asil ve büyük konumdan dışlamayı ve kendi ham hayallerince Iran nüfusunun yarısını, sözümona, özgürleştirmeyi" (!) plânladılar. (226)
        26. 2. 1358
        * * *
        Kadının çalışması, bir mesleğe sahip olmasının elbette ki hiçbir sakıncası yoktur, ama onların - şah rejimi - istediği gibi değil tabi; onların maksadı kadının da bir meslek sahibi olmasını sağlamak değildi, maksatları kadını da tıpkı erkek gibi - insanî - konumundan düşürmekti, kadın ve erkek kesiminin tabii bir gelişme seyri içinde olmasını engellemekti, çocuklarımızın doğru bir şekilde yetişmesini önlemekti, bu nedenledirki daha ilk baştan işi engellediler. Çocuğun eğitim yuvası olan anaların çoğu, bundan mahrum bırakıldı, daha sonra da çocuklar ilkokula gittiler, ki orada da zehirli propagandalar ve - meselelerin çarpıtıldığı - sapık kitaplarla çocukları saptırdılar, üniversiteye gittiklerinde de yine onların - şah rejiminin - işbirlikçileri - üniversiteli gençlerin - doğru bir şekilde yetişip gelişmelerine izin vermediler, doğru bilimadamlarının yetişmesine meydan vermediler, doğru millî kişiliklerin, doğru islâmî kişiliklerin yetişmesine meydan vermediler (227)
        26. 2. 1358
        * * *
        Annelik mesleğini maalesef ecnebiler bizim gözümüzden düşürdüler ve çocuklarımızın annelerini, çocuklardan ayırdılar (tabi hepsini değil, bir kısmını). Annenin ellerinde doğru çocuk yetişmesin diye bu büyük mesleği gözden düşürdüler, horladılar. Daha sonra ilkokula gittiği ve babasının ellerinde eğitilmesi gerektiği dönemlerde de babası için de öyle şeyler yaptılar ki çocukla ilgilenemesin, onun eğitimiyle uğraşmasın, ortaokul ve liselerde ve daha yüksek yerlerde de, diğer her yerde de hep aynı ... Bunlar, bu ülkelerde "insan" olmasını istemiyorlar. Bu ülkelerde "insan" olursa, onların çıkarları kesilecektir çünkü! Bu memlekette mümin müslümanın, Allah'a inanan ve şehadeti kurtuluş ve zafer bilen gerçek müslümanın bulunmasını istemiyorlar. (228)
        3. 3. 1358

        Maalesef o tâğuti rejim döneminde bu mesleği bu annelerden almak istiyorlardı, "kadın ne diye çocuk bakımıyla uğraşsın ki?!" şeklinde propagandalar yaptılar. Bu onurlu mesleği annelerin gözünden düşürdüler, anneleri çocuklardan ayırmak istiyorlardı çünkü! Çocukları götürüp çocuk bakım yuvalarına vermek istiyorlardı, anneler de onların -rejimin - istediği bazı - malum - şeyleri yapacaktı! Bakım yuvalarında büyüyen bir çocuk, anne kucağında yetişen bir çocuk değildir artık, ukde ve kompleksleri olacaktır. Çocuk bakım yurtlarında tanımadığı insanların elinde büyüyüp annesinden uzak ve anne sevgisinden mahrum düşen bir çocuk kompleksli olmaktadır. Toplumda başgösteren bu bozulmaların çoğu, bu kompleksli çocuklardan kompleksli insanlardan kaynaklanmaktadır. Büyük bir kompleksin ana kaynağı şu "çocuğu anadan ayırma" olayıdır. Çocuğun anne şefkatine ihtiyacı vardır. Binaenaleyh peygamberlerin mesleğidir bu; peygamberler de insan yetiştirmeye gelmişlerdi, sizin - kadınların - birinci mesleğiniz - vazifeniz - budur; önce çocuğun eğitimi gelir (229)
        21. 3. 1358




        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          #79
          Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


          Bu saltanat - Pehlevi - boyunca bunlar anaları evlatlarından ayrı düşürmeye çalıştılar; "çocuk bakımı da neyin nesi oluyormuş, siz gelin devlet dairelerinde çalışın" şeklinde telkinlerde bulunup şartlandırdılar anneleri. Masum yavrucakları analarından ayırıp çocuk yuvalan ve benzeri yerlere götürdüler, tanımadıkları ve hiçbir yakınlıkları bulunmayan insanlar bozuk bir eğitimle yetiştirdiler bu çocukları. Annesinden ayrılan bir çocuk kimin yanında bulunursa bulunsun, kompleksli olacaktır artık, kompleks de bir başladı mı, birçok bozulma ve kötülüğün kaynağı olur artık. Vuku bulan cinayetlerin çoğunun nedeni bu komplekslerdir işte; ortaya çıkan komplekslerin çoğuysa bundan - çocuğun annesinden ayrı düşürülmesinden / çev / -kaynaklanmaktadır (230)
          26. 4. 1358
          * * *
          Annesinden ayrılıp da çocuk yuvalarına götürülen çocuklar oralarda tanımadıkları insanların elinde büyüdükleri ve ana şefkati görmedikleri için kompleksli olmaktadırlar. Bu kompleksler, insanlarda ortaya çıkan sapma ve bozulmaların tamamının veya çoğunun sebebi ve kaynağıdır. Şu savaşlar, kandökücü hunhar insanların kalplerindeki o ukde ve komplekslerden çıkmaktadır işte. Bunca hırsızlık ve bunca ihanetler genellikle bireydeki kompleks ve ukdeden kaynaklanmaktadır. Çocuklarınızı sizden ayıracak olurlarsa, ana şefkati görmeyeceklerinden ukde ve komplekse kapılacak ve fesada sürükleneceklerdir. Bunların -şahın - düzeni bizim çocuklarımızı fesada sürüklemekle görevlendirilmişti; ta başından itibaren çocuklarımızın bir sevgi ve şefkat yuvasında yetişip büyümesini engellemek ve neticede kompleksli olmalarını sağlamakla vazifeliydiler. Daha sonra da yine kendi tayin ettikleri öğretmenlerin ellerine verdiler çocukları; sonra da, yine kendi kurdukları üniversitelere ... En aşağıdan en yukarıya varıncaya kadar hep fesat ve bozulma; "nurdan çıkarıp zulümata götürme" olayı"^'; insanî bir eğitim olmasına izin vermediler - kısacası - (231)
          26. 5. 1358
          * * *
          "İnsan" yetişmesini istemiyor bunlar, bu nedenledir ki çocuk yetiştirmeyi annelerin nazarında çok aşağılık birşey gibi gösterdiler, bunların o - zehirli - propagandalarına bizzat anneler de inandı belki de! Bunlardan etkilenen - anne - 1er sevgili çocuklarını kendilerinden ayırıp çocuk yuvalarına gönderdiler ve çocuklar orada şeytanî bir eğitim ve terbiye gördüler (232)
          26. 5. 1358

          Sizler sorumlusunuz, sorumluluğunuz pek büyüktür. Dürüst bir insan
          bir dünyayı düzeltebilir, dürüst olmayan bozuk bir insan ise koca bir
          dünyayı fesada boğar. Fesad ve selâh-ın her ikisi de - sizlerin elinde,
          sizlerin eğitim ve terbiyesinde ve sizin çalıştığınız okullardadır, oradan
          kaynaklanmaktadır. Bunlar, çocukları analarından ayırıp çocuk
          yuvalarına göndermek istiyorlar. (233)

          26. 5. 1358
          * * *
          Hanımlar için daha önemli bir konu var, o da çocuk yetiştirme olayı... Anneliği, çocuk sahibi olmayı, çocuk yetiştirmeyi küçümseyerek hep aşağılık birşey gibi göstermeye çalışanların - şah rejiminin - doğru söylediğini zannetmeyin; bunlar, çocukların iyi yetişeceği ana kucağından ayrı düşmesini istemektedirler, çocukları çocuk yuvalarına verip yabancıların ellerinde büyütmek, ağyarın terbiyesine tabi tutmak istemektedirler. Bunlar, "insan" yetişmesini istemiyorlar; sizin elinizde insan yetişmektedir. Bunlar buradan - çocuğun dünyaya gelişinden -itibaren çocuğunuzun sizinle olmasını engellemek istemektedirler, "insan" yetişmesine mani olmak istemektedirler. (234)
          26. 5. 1358


          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

          Yorum


            #80
            Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


            ÇOCUKLARIN SAPMASINI ÖNLEME YOLUNDA AİLENİN ÖNEM VE VAZİFESİ

            Hz. Resul-ü Ekrem efendimizle hidayet imamları sallallahu aleyhi ve âlihi ve aleyhim ecmâin'in mükerrem ruhları, nübüvvet ve velayet ağacının yapraklan dökülür de hazana uğrar diye korku ve tedirginlik içindedir. Hazret "Evlenip çocuk yapın; çocuğunuz düşük bile doğsa, sizin - fazla - çocuk yapmanız diğer ümmetlere karşı iftihardır bana"^ ) buyurmaktadır.

            Sizin aileniz okul olmalıdır; islam ahkamının öğretildiği, minik yavrucakların ahlaklarının eğitildiği bir okul .... Sizler, ahlaken iyi yetiştirilmiş çocuklar vermelisiniz öğretmenlerin eline, öğretmenler de onları bu cihette daha iyi yetiştirmelidir. (235)

            20. 2. 1358
            - Islamda - evliliğe bunca teşvik ve evliliğin bunca övülmesinin nedeni hem evlilik olsun, hem de sapma olmasın diyedir. Peygamberler bu "salt şehvet" e karşıdırlar, fesad ve fahşâ merkezlerine engel olmaktadırlar, bizzat şehvetin kendisine değil. Şehvet bizatihi tabii ve doğaldır ve kendisine düşen işlevi yerine getirmesi gerekir zaten; ama sınırları çerçevesinde tabi. Eğitim ve terbiye olayı, peygamberlerin buyurduğu ve öğrettiği gibi gerçekleşirse insanın hem bu dünyası düzelir ve bir düzene kavuşur ve bunca bozulmalar, zulümler, tecavüzler ve sınıf farklılıkları ortadan kalkar, hem de öbür dünyası. Zaten önemli olan da öbür dünyadır, sonu sınırı bulunmayan o ölümsüz hayat ... - Evet - öbür dünyası da temin olmuş olur (236)
            16. 4. 1358
            * * *
            Bir toplumda iyilik ve doğruluk hüküm sürerse bireyler de kendiliğinden iyi ve doğru insanlar olarak yetişirler. Bütün bireyleri iyi olan bir ailenin çocukları iyi insanlar olurlar; bozuk bir topluma girip de onlar tarafından bozulmadıkça iyi olurlar, doğal olarak böyledir bu. Küçük çocukların yaradılışı, işlenmeye müsaittir; iyi veya kötü! - Yani iyi bir toplum olursa, çocuklar da iyi insanlar olarak yetişirler, kötü bir toplum olursa çocuklar da kötü insanlar olarak yetişirler. (237)
            10. 4. 1359
            * * *
            Sizler öyle aileler idiniz ki islam için fedakarlıkta bulunan böyle yiğit gençler yetiştirdiniz. (238)
            27. 9. 1359



            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              #81
              Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


              'Milletimiz şu şahıslar konusunda düşünsünler biraz; oyuna gelen şu gençlerin, oyuna gelen şu kızlarla oyuna gelen şu oğlanların anne babaları biraz düşünsünler de hidayet etsinler onları; biz sizin iyiliğinizi istemekteyiz (239)
              1. 4. 1360
              * * *
              Şu annelerle çabalara ve oyuna gelen şu gençlere defalarca nasihatte bulundum ben, evlatlarınıza öğüt verin diye, canilerin cinayetlerine alet olmalarına engel olun diye!.. (240)
              8. 4. 1360
              * # #
              Anne babalar çocuklarının ne yaptığına ve neler olup bittiğine dikkat etsinler. Şu zavallı kızlarının onların W tuzağına düşmesine izin vermesinler, şu zavallı oğlanların onların tuzağına düşmesine izin vermesinler, kendileri bizzat nasihatte bulunsunlar onlara, nassihatle düzelecek gibi değillerse ilgili resmi makamlara bildirsinler (241)
              19. 5. 1360
              * * *
              Ailenin çocuklar üzerinde; bilhassa annenin küçük çocuklar ve babanın da gençler üzerindeki rolü fevkalâde hassas bir roldür. Çocuklar ahdine sadık dürüst annelerin elinde ve böyle babaların himayesi altında doğru bir eğitimle ve gereğince yetiştirilip okula gönderilecek olursa öğretmenlerin de işi kolaylaşmış olur. Esasen eğitim, annenin tertemiz kollarında ve babanın yanında başlar ve onların salih ve islâmi eğitim ve terbiyesiyledir ki hürriyet, bağımsızlık ve ülkenin yararına olacak şeylere karşı sorumluluk bilincinin temeli atılmış olur. (242)
              31. 6. 1360
              * * *
              Bu masum çocuklarla tecrübesiz gençlerin^ anne babaları gençlerini, dünya ve ahiretlerini tebah edecek olan bu uçurumdan kurtarmaya çalışsınlar; mücadeleci ve ahdine sadık milletimiz uyanıklık ve azim göstererek, memleketin değerli yatırım ve ana kaynağı durumundaki gençlerimizi ve yeni yetişmekte olan yavrularımızı şu Amerikancı sapmışların^ şerrinden kurtarsın. (243)
              31. 6. 1360
              * * *
              Ahdine sadık ve dindar aileler çocuklarının nerelere gidip geldiklerine çok dikkat etsinler ki maazallah Amerikancı münafıklarla Rusçu sapmışlara yem olmasınlar. Onların ders durumlarını da yakından izleyin. Çünkü ilkokuldan lise sonuna kadarki yaşlarda çocukların muhafazasında anne babanın rolü fevkalâde önemli ve kıymetlidir. Dikkat etmelidirler; çocuklar bu dönemlerde öyle bir yaştadırlar ki saptırıcı bir sloganla - bile kolayca - aldanırlar ve Allah göstermesin, öyle bir yola ayak basarlar ki bir daha kimseler önleyemez ... Anne babalar dikkat göstersinler buna; çocuklarının cehalet ve fesad girdabından kurtulmasında herkesten daha etkilidir onlar. Bu nedenle, çocuklarının öğretmenleriyle sürekli görüşüp konuşarak sorumluluk ve ilgi göstersinler, bu önemli konuda onlarla yardımlaşsınlar. Bu genç fidanlarımızın yarınımızın kültürel, siyasi, iktisadi ve askerî bağımsızlığını sağlamasını, süper güçlerin şerrinden bizi kurtarmasını ve hakiki bir 3. dünyanın temelini atan kimseler olmasını temenni ederim. (244)
              1. 7. 1361



              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                #82
                Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                AİLE BİREYLERİNE İYİ DAVRANMA YOLUNDA TAVSİYE


                Gerçi bütün anneler örnek insanlardırlar, ama bazı annelerin kendilerine mahsus birtakım özellikleri oluyor. Muhterem annenle geçirdiğim bildikte yaşamımız boyunca, çocuklarıyla geçirdiği günler ve geceler sürecinde şahid olduğum hatıralar neticesinde onun da böyle kendisine mahsus özellikleri olduğunu gördüm. Şimdi yavrucuğum, sana^ ve diğer evlatlarıma şu vasiyette bulunuyorum: Annenize hizmette kusur etmeyin ve benim ölümümden sonra onun rızasını kazanmaya çalışın; hayatta bulunduğum şu sırada onun sizden razı olduğunu görmekteyim, - ama yine de - benden sonra ona hizmette daha bir çaba gösterin.


                Rahmânî Tecelliler s: 47

                Oğlum! Şahsî ve ailevî hususlarla ilgili birkaç cümle daha belirterek lafı kısa kesiyorum:

                Sevgili yavrum, benim sana en büyük vasiyetim pek vefakâr olan anneni sana ısmarlamamdır. Anaların birçok hakkını sayabilmek ve hakkıyla edâ edebilmek mümkün değildir. Bir annenin çocuğuna karşı bir gecesinin değeri, babanın - çocuğuna verdiği - yıllardan daha üstündür. Annenin nurlu gözlerinde tecessüm eden şefkat ve rahmet, Rabb'ul Alemin hazretlerinin rahmet ve şefkat bulutudur. Allah Tebarek ve Tealâ hazretleri anaların yüreğini ve canını kendi rahmet ve rububiyetinin nuruyla katıp yoğurmuştur, öyle ki, kimseler vasf ve analardan başkası idrak edemez bunu; keza nutfenin ana rahmine düşmesinden başlayarak hamilelik dönemi boyunca, doğum, doğum sonrası .... vb'den sonuna kadarki bütün merhalelerin acı ve zahmetlerine katlanabilmesi analara Arş kadar tahammül lütfedilmiş olması da Allah Tealânın sonsuz rahmetinden başka birşey değildir. Bu acılara babaların bir gece dahi tahammül edebilmesi imkansızdır, -erkekler - acizdirler böyle bir tahammülden esasen. Hadis-i şerifte geçen "cennet anaların ayağının altındadır" buyruğu^ bir hakikattir. Hadiste böylesine lâtif ve zarif bir şekilde beyan edilmiş olmasının nedeni de annelerin büyüklük ve azametini vurgulamak içindir; keza çocukların, saadeti ve cenneti anaların ayakları altında, onların ayaklarının mübarek tozunda araması içindir; "onlara gösterdiğiniz hürmeti, Allah Tealâ'ya kulluğun en yakın sebebi gibi görün; herşeyden münezzeh Hak Teala'nın rıza veı hoşnutluğunda arayın" denilmek istenmektedir.


                Rahmânî Tecelliler s: 47


                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  #83
                  Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                  Ve - oğlum - Ahmed'e son vasiyetim, çocuklarım iyi yetiştirmesidir, çocukluktan itibaren onları aziz islamla tanıştırsın, sevgili muhterem annelerine saygıda kusur etmesin, akrabalarına ve tüm yakınlarına hizmette bulunmayı bir vazife addetsin; Allah'ın selamı tüm salihlere olsun. Bütün akrabalarımdan, bilhassa çocuklarımdan, onlar hakkında eğer bir kusur veya taksiratım olmuşsa, kendilerine bir zulmüm dokunmuşsa, beni affetmelerini naçizen rica ediyorum; Allah Tealâ'dan benim için mağfiret ve rahmet dilesinler, O elbette ki merhametlilerin en merhametlisidir. Mennan Allah Tealâ'dan da acizane dileğim, yakınlarıma saadet ve yolundan şaşmama hususunda başarı lütfetmesi ve onları sonsuz rahmetine garketmesidir.


                  Rahmani Tecelliler s: 48


                  .... Oğlum Ahmed'e vasiyetim yakınlarına ve akrabalarına, bilhassa kızkardeşlerine ve yeğenlerine sevgi, şefkat, samimiyet, sevecenlik, özveri ve adaletle davranmasıdır. Bütün evlatlarıma vasiyetim yekdiğeriyle yürek ve yolbirliği içinde olsunlar, birbirlerine sevgi ve samimiyetle davransınlar, hepsi Allah Tealâ'nın yolunda ve O'nun mahrum kulları için adım atsınlar, dünya ve ahiretin hayrı ve afiyeti bundadır çünkü. Gözümün nuru Hüseyin'e^ vasiyetim din bilimlerini tahsille uğraşmaktan şaşmaması ve Allah Tealâ'nın kendisine lütfetmiş olduğu yeteneği boşa harcamaması, annesi ve kızkardeşine sevgi ve samimiyetle davranması, dünyayı hafife alması ve gençliğinde-n itibaren başlayarak - ubudiyetin doğru yolunda yürümesidir.

                  Rahmani Tecelliler s: 48



                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    #84
                    Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                    Bilhassa hatırlatmam gereken bir husus da, bütün yakınlara ve akrabalara selamımı ilettikten sonra, güzel bir şekilde sabretmelerini ve kesinlikle ağlayıp sızlamamalarını tenbihlemenizdir. Allah Teala neyi mukadder kılmışsa o vuku bulacaktır. Size^ bilhassa hatırlatmam gereken husus şudur: Eğer Allah Teala'nın ve benim rızamı istiyorsanız annenize, erkek kardeşiniz ve kız kardeşlerinize ve yakınlarınıza kesinlikle iyi davranın, hepsi sizin iyi davranmanıza muhtaçtır şu anda. Herkese iyi davranmanızı rica ediyorum. Hareket edeceğimiz sırada "ailenizin gelmesinde mahzur yok, isterseniz gelebilirler" denildi ve burada da tekrar edildiyse de, herkesi yakından görmeyi pek arzu etmeme rağmen, kimsenin gelmesini istemiyorum, gönlüm razı değil, çünkü gurbet ellerde^ sizler ve onun^^ için çok zor olur ... Benim orada rahat olmam sağlanacaktır inşaallah-u tealâ (245)
                    13. 8. 1343
                    * * *
                    Anneniz, kızkardeşleriniz, Ahmed^ ve yakınlarımız hakkında size şunu bilhassa hatırlatmam gerekiyor: Allah Teala'nın rızası ve benim rızam, sizin onlara iyi davranmamzdır. Annenizin size çok ihtiyacı var şimdi, maddi ve manevi her açıdan onun gönlünü hoş tutmaya ve rızasını kazanmaya çalışın, tedirginlik duygusuna kapılmasını önleyin, onun rahat olmasını sağlayın. (246)
                    19. 8. 1343
                    . * * *
                    Anneniz ve diğer aile bireylerine karşı azami sevgi ve samimiyet göstermeniz gerektiğini hatırlatmama gerek yok; bilhassa annenize -elinizden geldiğince - hizmette bulunun, nitekim Allah Teala'nın rızası bundadır. (247)
                    23. 8. 1343


                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      #85
                      Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                      NESİLLERİN EĞİTİM VE YETİŞTİRİLMESİNDE AİLE VE KADINLARIN ROLÜ HAKKINDAKİ BAZI KONUŞMALARIN TAM METNİ

                      Çocuk Yetiştirilmesi Ve Toplumun Düzelmesi Veya Bozulmasında Annelere Düşen Kritik Görev Hakkında

                      Bismillahirrahmanirrahiym

                      Siz hanımların annelik şeref ve onurunuz var ki, bu şeref ve onurda erkeklerden daha öndesiniz ve çocuğu - nuzu - bizzat eğitip yetiştirmekle mesulsünüz. Çocuğun ilk - gördüğü - okul, ana kucağıdır. iyi ana, iyi çocuk yetiştirir; Allah göstermesin anne sapacak olursa çocuk da anne kucağından itibaren sapmaya başlar ve çocuklar annelerine duyduklan ilgiyi hiçkimseye duymadıklarından ve anneleriyle olduklarında bütün arzu ve emelleri annelerinde hülasa olduğundan ve herşeyi annelerinde gördüklerinden annenin sözü, annenin huyu, annenin davranışı hep çocuklar üzerinde tesir bırakmaktadır. Aksi mümkün değildir bunun; çocuğun ilk okulu olan ana kucağı temiz, ahlaklı, iffetli ve dürüst olursa, çocuk gelişip serpilmeye başladığı ilk anlardan itibaren o - annesinin - doğru ahlakla, o arınmış nefis ve o iyi amelle büyüyecektir. Ana kucağındayken annesinin iyi ahlaklı olduğunu, doğru davranışlarda bulunduğunu, güzel sözler konuştuğunu gören bir çocuk; o andan itibaren sözleri ve davranışlarıyla annesini taklit ederek terbiye olacak, yetişecektir, çocuk herkesten ziyade annesini taklit eder ve her telkinden ziyade annesinin telkinlerinden etkilenir çünkü.
                      Sizin bir de şu büyük mesuliyetiniz var:

                      Çocuklar küçük yaştayken kolayca eğitilebiliyorlar, çocuğunuz henüz küçükken iyiyi de, doğruyu da kolayca alabilmektedir. Sizin elinizde büyüyen bu çocukların davranış ve eylemlerinden de siz sorumlusunuz, nitekim iyi bir çocuk yetiştirecek olursanız bir milletin saadetini temin edenin - gelecekte - bizzat o çocuk olması pekâlâ muhtemeldir. Allah göstermesin kötü bir çocuğun sizin elinizde yetişmesi halindeyse, toplumda - onun vasıtasıyla - bir fesat oluşması da mümkündür. Çocuk deyip geçmeyin; kimi zaman bir çocuk - büyüyüp de - topluma girdiğinde toplumun başına geçebilmekte ve toplumu fesada çekmesi pekâlâ mümkün olmaktadır.

                      Onun - şahın - fesadı sadece memleketimizin servetlerini yağmalayıp götürmüş olması değildir, Iran ülkesini yaltakça ecnebilere takdim edip varımızı yoğumuzu ağyara vermiş olması da değildir, bundan daha beterini yapmıştır o; memlekette öyle kitle ve sınıfları öylesine bozmuş ve hırsız haline getirmiştir ki, sağlam ve dürüst bir insan bulabilmek için fellik fellik aramamız gerekiyor şimdi; yani elimize bir kandil alıp dürüst bir insan aramak durumundayız şimdi; hırsız olmayan, güvenilir olan, memlekete ihanet etmeyecek olan insanlar az şimdi, neden? Çünkü 50 küsur yıl boyunca memleketin başında bunlar - Pehlevi Rejimi - vardık4), memleketi bozdular, kendileri bozuk olduğu için, onlara yakın duran insanlar da bozuluverdiler, bu bozulmalara yakın olan diğer takım da bozuldu ve böylece yukarıdan başlayarak aşağıdaki kesimlere kadar her yeri sardı bu bozulma, heryeri öylesine bozdular ki memlekette "adam" bulamıyoruz şimdi, "insan kıtlığı var, doğru dürüst ve nefsine hakim insanlar çok az bulunabiliyor, nedeni şudur: Bunlar şu elli küsur yıl boyunca bizim "insan" gücümüze verdikleri kadar milli ve memleket servetlerimize zarar vermediler; gerçi memleketin tamamını yağmalayıp götürdüler, ama asıl önemli olan bunlar - insan gücü - idi. Eğer bir kişi, bir şah, bir memleketin başındaki insan dürüst ve namuslu olursa etrafındaki insanlar da hep dürüst olurlar, onların dürüst davranışı da onlardan daha aşağıdakilere geçer, böylece bir bakarsınız âdil birisi tarafından yönetilen bir memleket, yirmi yıl sonra bütünüyle âdil oluvermiş!

                      Bizim "islam cumhuriyeti" diye haykırışımızın sebebi, islamın iyi ahlaklı ve karakterli insanlar yetiştirmesidir. Kur'an, "insanyetiştirici" kitaptır. Peygamberler, insanları düzeltmek için geldiler, - bundan -başka bir işleri yoktur onların. Büyük peygamberlerle -s- mutahhar -masum - imamlar -s- ömürleri boyunca hep insanları eğitmekle uğraştılar. Allah Tebarek ve Teala peygamberleri, insanların ahlâkını düzeltmesi, onların ıslah olması için gönderdi. Eğer - insanlar - ıslah olacak olursa, bir toplumun başındaki bir adam ıslah olursa - mesela - bir toplumdaki bir molla doğru bir molla olursa o toplum da doğru olur, çünkü herkesin dikkati onun üzerindedir. Eğer bir yerde doğru bir hükümet olacak olursa, halkın dikkati hep o hükümetin üzerinde olduğundan, halk da - o hükümete bakarak - doğru olacaktır ki bu da siz hanımların elinde başlamalıdır; sizin kucağınızdaki çocuğu eğitip terbiye etmenizle başlar bu iş; doğru islami bir eğitim ve terbiye ... Bilin ki kucağınızdaki, yanıbaşmızdaki çocuğunuz sizin sözlerinize ve davranışlarınıza pür dikkat kesilmiştir; dikkat edin, sizden yalan duymasın, o da yalancı oluverir sonra! Annesinin yalan söylediğini görürse, babasının yalan söylediğini görürse o çocuk ta yalancı oluverecektir. Annesinin doğru bir insan olduğunu, babasının doğru bir insan olduğunu görmesi durumundaysa çocuk da doğru - bir insan -olarak yetişecektir. Çocuk böyle doğru birisi olarak yetişti mi siz onu okula verdiğinizde oradaki öğretmen de doğru bir öğretmen olursa o okuldan doğru çocuklar çıkacak ve böyle bir toplum doğru olmuş olacaktır. Sizler daha sonra öğretmen olacaksınız inşaallah, şimdi anne olmayanlarınız daha sonra anne olacak inşaallah, öğretmen olacak; - o halde unutmayın - anne olduğunuzda çocuklarınızı iyi ahlaklı ve karakterli yetiştirin, öğretmen olduğunuzda da çocukları iyi ahlaklı ve karakter sahibi dürüst insanlar olarak yetiştirip topluma doğru insanlar kazandırmalısınız ki bütün bir toplumun doğru olmasını sağlayabilesiniz, ama Allah göstermesin, bunun tersi olursa onların acısı ve vebali de sizin boynunuza olacaktır; - sizin iyi yetiştireceğiniz - bu çocukların yapacağı her iyiliğin kaynağı ve başlangıcı aslında siz olduğunuzdan, onların her iyi ameli sizin de iyi ameliniz sayılıp size ecir ve sevap kazandıracağı gibi; Allah göstermesin, topluma bozuk bir kesim kazandırmanız ve onların gidip de fesatta bulunmaları halinde de bunun ateşi sizi de yakacak ve zararını siz de göreceksinizdir.

                      Allah Tebarek ve Tealâ'dan siz hanımlar ve beyefendilere tevfik inayet buyurmasını, Allah Tebarek ve Tealâ'nın sizlere selamet ve saadet lütfetmesini niyaz ederim. (248)

                      Vesselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâti
                      23. 2. 1358




                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        #86
                        Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                        Dînî İlmiye Medresesi Ulemasının Hanımlarına Yapılan Konuşma

                        Bismülahirrahmanirrahiym

                        "Ey bizim elçimiz! Allah ve sana inanan müminler yeter sana Mü'minler için ne de iftihar verici bir hitap! Müminler için ne kadar da sorumluluk yükleyici! iftihar vericidir, çünkü Allah Tebarek ve Teala yeterli olduğu ve O'nun karşısında zaten kimsenin gücü ve kuvveti bulunmadığı halde, herkes O'nun karşısında bir "hiç" olduğu halde Allah Tebarek ve Teala, bütün müminlere, ki müminat, yani mümin hanımlar da bu hitabın içine giriyor, onların ismini kendi mübarek isminin yanında anma iftiharını lütfederek "Senin için Allah ve sana itaatte bulunan müminler kâfidir" buyuruyor. Allah Teala elbette ki yeter; ama buna rağmen Allah Tealâ lütufta bulunmakta ve peygambere itaate bulunan kadın ve erkek müminleri de bu lütufla şereflendirmektedir. Bizim için, biz müminler için, siz hanım müminler, müminat için ne kadar iftihar edicidir bu! Yani Allah Tebarek ve Teala'nın mübarek ismiyle aynı sırada yer almakta isimleriniz, ne kadar da sorumluluk getirici bir hitap bu! Yani müminler islam için yeterli olmalıdırlar - demektir bu - , islamı korumalıdır onlar, islam peygamberi için onlar yeter demektir bu! İslam peygamberi, islam ahkamı ve islam hedefi ... Allah Tebarek ve Teala bu ayette bizlere islam hedefleri, bizzat hz. Nebiyy-i Ekrem efendimiz ve o hazrete ait olan herkes için "siz yeterli olmalısınız!" buyuruyor bize! Biz vazifeliyiz bununla - yani - Allah'ın dinini korumakla görevliyiz, ilâhi hedefleri korumakla görevliyiz Siz müminat - mümin hanımlar - , ulema ve fuzelâ ailesi olan sizler diğerlerinden evlâsınız - bu sorumluluğa - , nübüvvet ailesindensiniz siz; islamın hedeflerini koruma hususunda daha evlâsınız siz! İslamı, islam dinini Allah'la birlikte korumayı lütfetmiştir Allah Tealâ bize "Allah ve müminlerden sana itaatkar olanlar, yeterlidir senin için!" buyurmaktadır - hz. Peygamber efendimize -

                        Muhterem hanımlar! Hepiniz mesulsünüz, hepimiz mesulüz. Sizler, çocukların eğitilmesiyle sorumlusunuz, takva sahibi evlatlar yetiştirip terbiye ederek topluma kazandırmakla mükellefsiniz. Evlatların terbiye ve eğitiminden hepimiz sorumluyuz ama sizin elinizde daha iyi yetişip eğitilebiliyorlar. Anneler, çocuklar için en mükemmel okullardır! Kendi yavrularınıza karşı sorumluluğunuz var sizin, kendi ülkenize karşı da sorumluluğunuz var ve siz, bir ülkeyi bayındır hale getirebilecek çocuklar yetiştirebilirsiniz! Peygamberleri koruyacak, peygamberlerin emellerine bekçilikte bulunacak çocuklar yetiştirebilirsiniz siz! Siz hem bizzat bekçi olmalı, hem bekçiler yetiştirmelisiniz; sizin çocuklarınız olacak o bekçiler; onları - gereğince - yetiştirin! Sizin eviniz, evlatlarınızın eğitim evi olmalıdır. Ulema evidir sizin eviniz; ilmî eğitim, dinî eğitim ve ahlâkî eğitim evidir! Bunların - çocukların - ahnyazısıyla ilgilenmek babaların ve annelerin uhdesindedir, anneler daha ziyade mesuldüler, anneler daha üstündürler çünkü, annelik onur ve şerefi, babalık onur ve şerefinden daha büyüktür. Annenin; çocuğun psikolojisi üzerindeki etkileri de babadan fazladır.

                        Sizler sorumlusunuz; biz hepimiz sorumluyuz; Allah Tebarek ve Teala herkesi sorumlu kılmış ve bu ayet-i şerifede "Allah ve müminlerden sana itaatkar olanlar yeter sana' buyurmuştur. Yani Allah ve müminler içinden sana itaate bulunanlar, İslama ve islam peygamberine itaat edenler, Allah Resulü için yeterlidir. Allah'ın peygamberi için kafidir bunlar. Herkesin üzerine düşen büyük bir görevdir bu, ittatkâr olan herkese, peygambere itaat eden herkese düşer, - öyle olan - herkesin alnında "Allah ve müminlerden sana itaatkar olanlar yeter sana" nişanının bulunması gerekir, Allah'ın dinini korumalı, İslama ve Kur'an-ı Kerim'e bekçilik etmelidir onlar. İnsan olmayan şu grupların İran'da estirdiği şu zayıf - terör - havasından ürkmesinler asla; bu zayıf grupların kıpırdanmasından ve milleti korkutacaklarını zannederek terör eylemlerinde bulunmasından çekinmesinler, bizim milletimiz bu gibi manialardan korkmaz asla, bizim hareketimiz asla terör edilemez! Bireylerin terörü hareketin terörü değildir! Merhum "Mutahhari''^55), "Haşimi" Bey(56) ve onlar gibi daha niceleri - de - olmasa bile bizim hareketimiz dimdik ayakta kalacaktır! Allah Tebarek ve Teala'yla "itaatte bulunan müminler" kafidir, millet kafidir ve bizim milletimiz - gitmesi gereken - yolu bulmuştur artık, korkulacak hiçbir şey yoktur! Biz asla korkmayız bu terörlerden, yolumuzdan geri dönmeyiz asla, Doğu'yla batı'mn ülkemizin işlerine karışmasına kesinlikle izin vermeyiz!

                        Allah Teala siz mümin hanımları korusun, islami harekete yeterince katkınız oldu; şimdi de düşkünlere yardım ettiniz ve sizin yardımlarınız fevkalâde kıymetlidir; hanımların yardımlarının değeri, erkeklerin yardımlarından kat kat fazladır. Allah Teala sizleri korusun; peygamberlerin mesleği olan "insanyetiştirme" yolunda, bu peygamber mesleğinde - başarılı olmanız için - korusun sizi! Selam olsun hepinize, Allah'ın rahmeti üzerinize olsun! (249)

                        5. 3. 1358





                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          #87
                          Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                          Dezfullu Bir Grup Hanıma Yapılan Konuşma

                          Bismillahirrahmanirrahiym

                          Öğretmen olduğunu söyleyen siz hanımların iki onurlu mesleği var şimdi; siz hanımlar pek onurlu iki mesleğe sahipsiniz. Biri, "çocuk yetiştirme mesleği" dir ki bütün mesleklerden üstündür bu. Eğer topluma iyi bir evlat kazandırabilirseniz, bu sizin için bütün dünyadan daha iyidir. Eğer bir 'insan" yetiştirebilirseniz sizin için o kadar onur ve şereftir ki bu, anlatamam. O halde sizin bir mesleğiniz iyi çocuklar yetiştirmektir; ana kucağı öyle bir yuvadır ki insan orada yetişmeli, orada düzelmelidir, yani eğitimin ilk merhalesi ana kucağında, ana elindeki eğitimdir, çünkü çocuğun annesine duyduğu ilgi bütün diğer ilgilerden fazladır ve hiçbir sevgi, ana - evlat sevgisinden daha üstün değildir. Çocuklar, - öğrenecekleri şeyleri - annelerinden - öğrenince - daha iyi öğrenirler; annelerinden etkilendikleri kadar babalarından etkilenmezler, öğretmen ve üniversite hocasından o kadar -etkilenmezler. Bu sebeple çocuklarınıza islami ve insani bir terbiye verin ki bu çocuğu ilkokula gönderdiğiniz zaman iyi bir çocuk; iyi ahlaka, iyi edebe sahip dürüst bir çocuk göndermiş olasınız. Demek ki bir mesleğiniz çocuk yetiştirmektir ki, o taağuti iktidar döneminde bu mesleği annelerin elinden almak istiyorlardı maalesef, "kadın ne diye çotuk bakımıyla uğraşsın ki?!" şeklinde propagandalar yaptılar, bu iinnit! mesleki annelerin gözünden düşürdüler, çünkü anneleri çocuklardan ayırmak, çocukları götürüp çocuk yuvalarında büyütmek, annelerin de, onların - şah rejimi - istediği bazı şeylerle meşgul olmasını istiyorlardı. - Halbuki - çocuk yuvasında yetişen bir çocuk, ana elinde büyüyen bir çocuk olmayacaktır artık; kompleksle büyüyecektir o! Çocuk yuvalarında, tanımadığı insanların elinde annesiz olarak yetişen ve ana şefkati görmeyen bir çocuk elbette ki ukdeyle büyüyecek, kompleksli olacakır. Toplumda başgösteren bozuklukların çoğu, bu kompleksli çocuklardan, kompleksli insanlardan kaynaklanmaktadır. Büyük bir kompleksin nedeni ve kaynağı, şu, anayı çocuğundan ayrı düşürme olayıdır. Çocuğun ana şefkatine ihtiyacı vardır. Binaenaleyh peygamber mesleğidir sizinki; peygamberler de insan yetiştirmeye gelmişlerdi, sizin birinci mesleğiniz budur, herşeyden önce çocuğun yetiştirilmesi gelir. Diğer taraftan, sizler öğretmen olduğunuzdan ikinci bir onurlu meslek daha verilmiş demektir size; onurlu ve şerefli olduğu kadar sorumluluğu da büyüktür tabi. Sizin mesleğiniz "insanyetiştirme" mesleğidir. Öğretmen, "insan" yetiştirir; bu da peygamberlerin mesleğidir zaten, ilk baştan ta sonuna kadar gelip geçen bütün peygamberlerin yegane işi sadece "insan yetiştirmek" olmuştur, insanları eğitip terbiye etmek olmuştur. Öğretmenlik mesleği, peygamberlerin mesleğidir. Hz. Peygamber-i Ekrem efendimiz - sav - bütün insanlığın öğretmenidir, ondan sonra hz. Emîr - Ali - selamullah aleyh de bütün insanlığın öğretmenidir. Onlar bütün insanlığın öğretmenidirler, siz de belli bir grubun öğretmenisiniz. Mesleğiniz aynıdır, branşınız aynıdır, yaptığınız iş aynıdır - peygamberlerle - şu farkla ki onlar daha geniş bir yelpazede çalışmakta, bizler daha dar bir alanda. Sizin bu mesleğiniz de çok onurlu ve şerefli bir meslektir ama mesuliyeti de bir o kadar fazladır. Nitekim peygamberlerin de mesuliyetleri çok büyüktü. Peygamberler insan yetiştirmek için gelmişlerdi ve sorumlulukları da bir o kadar fazlaydı. Ama onlar sorumluluklarını yerine getirdiler, kendilerine verilen işleri başarıyla bitirdiler. Sizin - de - mesleğiniz pek onurlu ve şereflidir, peygambeklerin mesleğidir bu; sorumluluğunuz da aynı - onların -sorumluluğudur.

                          Sizin yanınızda yetişen çocukların dinî ve ahlâki eğitim ve terbiye görmesine dikkat etmelisiniz. Topluma dindar bir çocuk kazandıracak olursanız, bir de bakarsınız ki o dindar ve dürüst çocuk koca bir toplumu ıslah edivermiş! - Evet, bir birey pekala bir toplumu ıslah edebilir. Binaenaleyh, yetiştireceğiniz o çocuk, Allah göstermesin, iyi olmazsa, öğretmen olan sizlerin elinde iyi bir eğitim ve terbiye görmezse, o çocuğun koca bir toplumu bozması ve bundan sizin de mesul olmanız pekala mümkündür -
                          Diğer taraftan, bir çocuğu iyi bir şekilde yetiştirebilirseniz o kadar onur ve şerefi vardır ki bunun; tıpkı peygamberlerin onurudur bu ... Ama bir de, yetiştirdiğiniz çocukların, sizin elinizde yetişen çocukların Allah göstermesin kötü yetişmeleri halinde ise onların koca bir toplumu bozması sözkonusudur.

                          Allah Teala sizleri korusun, mutlu kılsın, çocuklar için iyi bir eğitici olun, eğitilmek ve yetişmek için sizlere gelen kız çocuklarına iyi bir öğretmen ve eğitici olun inşaallah (250)


                          Vesselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakâti
                          21. 3. 1358





                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            #88
                            Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                            Bir Grup Kadına Yapılan Konuşma

                            Bismillahiırahmaniırahiym

                            Nasihatlerinizle bizleri doğru yolda bulunmaya sevkeden siz değerli hanımlara selam olsun! Bu onurlu harekette erkeklere öğretmenlik yapan ve şimdi de aynı konumunu sürdüren ülkenin bütün kadınlarına selam ve saygılar!

                            Ecnebilerin yardakçıları; ülkelerin doğru bir şekilde varlık bulmasının ancak bunların güçlü eliyle mümkün olduğu bu muhterem kesimi -kadınları - ; İran'ı - yeni baştan- kurup düzeltmesi ve erkekleri yetiştirmesi gereken siz hanımları birer oyuncak bebek haline getirip ahlâksızların eline düşürmeye çalıştılar ama Allah'a hamdolsun muvaffak olamadılar! Plânları şuydu: Etkin kadınlar ve erkekler yetiştirebilen bu etkili kesimin - kadınların - çocuklarını kendilerinden uzak tutmasını, götürüp çocuk yuvalarına bırakmasını ve sizleri analık şefkati göstermekten, o çocukları da anneleri tarafından eğitilmekten mahrum etmeyi ve sizin elinizde eğitilip yetiştirilmelerini önlemeyi sağlamak! Çocuklar sizden ayrılmış ve neticede kendi memleketleri ve aziz islam için hiçbir işe yaramaz bir hale gelmiş olacaklardı! Plân şöyleydi:

                            Anlamaz cahil bir zorbanın teki olan Rıza Han zamanında rezilce bir uygulama olan "kadınların islâmi tesettürlerinin yasaklanması"11' suretiyle; toplumu kurup düzeltmesi gereken bu aziz kesim - kadınlar -toplumun ahlâkını bozan bir kesime dönüştürüverilecekti; üstelik sadece siz kadınlara yönelik bir plân değildi bu; genç erkekleri de aynı şekilde fesat yuvalarına çekip onları da istedikleri şekilde yetiştirmek ve böylece ülkelerinin başkasının elinde olduğunu gördüklerinde hiç tepki göstermeyip kayıtsız kalmalarını hatta onların böyle bir şeyi onaylayacak hale gelmesini sağlamayı plânlıyorlardı.
                            - İran'da gerçekleşen - bu islami hareket ve bu islâmi inkılabın, sırf gençlerimiz ve kadınlarımızda yarattığı bu muazzam değişimlerden başka hiçbir neticesi olmasaydı, bile sadece bu da yeterdi ülkemiz için! Köşe bucaklarda şunun bunun kulağına 'bu inkılap-hiçbirşey yapmadı, iş beceremedi" diye fısıldayanlar; sizde başgösteren bu değişimi kendileri ve yağmacı güçler için zararlı bulduklarından küçümsemeye ve "inkılâbın - olumlu - hiçbir şey yapamadığı " hususunda zehirli propagandalarla sizi şartlandırmaya çalışanlardır, sizi hiçbirşey yapılmadığına inandırmak isteyenlerdir. Bundan daha mükemmel değişim mi olur: Siz hanımlar böyle bir toplantıda biraraya gelmiş, yoksullarla düşkünler için ahlâki faaliyetler göstermekte ve çok yönlü zahmetler çekmektesiniz, bundan iyi gelişme mi olur?! Eski rejim dönemi olsaydı ne hanımların bu tür toplantıları olacaktı, ne de Iran nüfusunun yarısını teşkil edenlerin -kadınlar - bu çok yönlü faaliyet ve çalışmaları! Nüfusun bu yarısı, diğer yarısını - erkekleri - de eğitmektedir üstelik, kadının toplumdaki rolü erkekten daha üstündür, çünkü hanımlar bütün boyutlarda bizzat faal bir kesim oldukları gibi, diğer faal kesimleri de yine onlar yetiştirmektedirler. Bir annenin topluma verdiği hizmet, öğretmenin hizmetinden üstündür, - esasen - herkesin hizmetinden üstündür, peygamberlerin istediği şeydi bu; kadınların, toplumu eğitip yetiştiren bir kesim olmasını istiyordu onlar, topluma arslan erkekler ve arslan kadınlar kazandırmasını istiyorlardı. Bu memleketi her nevi nimetten mahrum etmek; ahlâki, islâmi ve salih amel nimetlerinden mahrum bırakıp - kadınları - fesat merkezlerine sürüklemek isteyenler ise sizin toplumla kaynaştığınızı ve topluma hizmette bulunduğunuzu müşahede ederek hanımlar ve erkeklere yönelik bütün plânlarının suya düştüğünü gördüklerinden "hiçbirşey yapılmıyor!" diye bağırıp çağırmaktadırlar, "şimdi de tıpkı eski rejimdeki gibi, Rıza Han ve oğlunun zamanındakinden farklı hiçbir şey olduğu yok!" diye yaygara etmektedirler. Bunlar, gün gibi ortada olan hakikatlere aykırı olarak onların yaptığı propagandalardır işte; ülke çapında bütün hanımlarda ve erkeklerde, bütün insanlarımızda köklü değişimler vuku bulmuş durumdadır.





                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              #89
                              Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                              Bugün islam ülkelerinde ve bilhassa İran'da oluşan değer şudur: Eski - şah - rejim döneminde prestij ve değer; tiksindirici makyajlardan, o malum giysilerden ve o malum evlerden ibaretti; bugün ise "insani değer" değerli olmuştur, ahlâki ve insani değer kıymet bulmuştur. Zaten hanımlar arasında vuku bulan bu köklü değişim nedeniyledir ki iğrenç makyajlar ve gösterişli giysilerle caka satmak isteyenler bugün bizim kadın kesimimiz arasında kınanmakta ve utanç duymaktadırlar. O dönemde - şah devrinde - bizim islâmi hanımlarımız islami örtüyle ve islami giysiyle topluma çıkmayautamyordu; zayıf kesim de böyle giyinmiş olması halinde o müreffeh bozuk ve ahlaksız kesimin içine girmeye utanıyordu. Bugün iş tam tersine dönmüştür; o iğrenç makyajlar, o iğrenç işler, o iğrenç şekilde kendini teşhir etmeler ... Dün öyle olan biri, bugün sizin aranızda mahcubiyet duymakta, utanmaktadır. Bir toplumda vuku bulabilecek en büyük değişimdir bu; toplumumuz Muhammed Rıza ve Rıza dönemindeki bazı kadınlardan; Zeynebimsi kadınlara doğru, Fâtıma'ya -s- uyan kadınlara doğru dönüş yapmıştır. O gün Avrupa makyajlarına uyuyorlardı, elbise modelinin ille de Avrupalardan gelmesi gerekiyordu; bugün ise islam okuluna tâbi olmuşlardır, islam neyi beğeniyorsa o makbuldür bugün! Bizim toplumumuzda vuku bulan en üstün değişim ve gelişme budur işte. Bu -güzel - değişimi koruyan; kötü ellerin, kötü kalemlerin ve kötü sözlerin sizi aldatmamasına, sizi yine eski halinize döndürmemesine dikkat edin. Bu yolu sürdürün siz; milyonluk erkek kitleler ve milyonluk kadın kitlelerimiz sürdürsünler bu yolu, zaten sürdürmekteler de! - Aleyhte -Söylenenlere ve yazılanlara aldırmayın, kendiniz bağımsız olarak bizzat düşünün, başkalarının fikirlerine tâbi olmayın, kendi memleketiniz için kendiniz uğraşıp didinin, ülkenize faydalı olmaya çalışın, erkekleri hidayet edin, onlara yol gösterin siz, devlet adamlarını hidayet edin ve onlara nasihatte bulunun, çocuklar için iyi birer anne olun siz; toplum için iyi nasihatte bulunanlar, yoksullarla düşkünler için iyi emektarlar olun siz, ki Allah'a hamdolsun, öylesiniz de! Ülkenin dört bir yanında faal şekilde çalışmakta olan sizler, ülkemizin ihtiyacı olan her sahada faalsiniz, kimsesiz çocukların bakımını üstlenmişsiniz, yoksullara ve düşkünlere hizmet ediyorsunuz, evsiz barksız yoksulları arayıp soruyor, onların gönlünü alıyorsunuz, değerli hizmetlerdir bunlar, Allah Tebarek ve Tealâ indinde çok değeri vardır.

                              Allah Tealâ sizleri ve - diğer - bütün hanımları ve erkekleri de, sizin gitmekte olduğunuz bu yolda yürümeleri için hidayet etsin. Hiçbir düzenbazlıkta bulunmadan, nefsâni çıkarlar gütmeden sizlerin yürüdüğü bu doğru yolu İran'daki diğer kesimler de yürüsünler. Bütün millet dikkat etsin şuna; bazen söylenen o sözler ve bazı devlet adamlarının bazen yaptığı yanlışlar bizim İslam Cumhuriyetimiz'e zarar verecek çapta şeyler değildir ve ben Allah Tebarek ve Tealâ'dan, ister yukarıdaki bazı kesimler, ister halk kitleleri arasındaki ihtilâfların bir an önce ortadan kalkmasını ve herkesin hep birlikte - elele verip - bu ülkeyi doğru yola hidayet ederek bayındır hale getirip kalkınmasına yardımcı olmasını, islâmi ve insanî ahlâkın toplumun bütün kesimlerine yayılmasını sağlama yolunda çaba göstermesini niyaz etmekteyim. Hanımlardan erkeklere ve gençlere varıncaya kadar toplumun bütün kesimlerine tavsiyem şudur: İran'da plânlanan bu ihtilaflara bakıp da illâ sizin de ihtilaf içinde olmanız gerektiğini zannetmeyin, yukarıdaki ihtilaflar giderilir inşaallah, bir de siz bu ihtilafları körüklemeyin, sizin bu ihtilafları körüklemeniz, yukarıdakilerin de ihtilaflarını halledememelerine neden olmaktadır. Ama halk kitleleri birlikte olur ve üst kesimlerde plânlanan meselelere kulak asmaz ve bu toplumu ancak sözbirliği sayesinde saadete ulaştırabileceklerini bilirlerse ve maazallah, aranızda sözbirliği olmaması halinde Allah Teala'nın sizlere bulunmuş olduğu özel lütfunun, Allah göstermesin, son bulacağı ve ülkenizin uzun yıllar boyunca müptela olduğu o duruma tekrar müptela olacağı bilinirse - ihtilaflar da son bulur.

                              Ama eğer çeşitli kesimler arasında ihtilaflar olur da bu ihtilaflar Allah göstermesin, savaşta yenilmemize veya Allah göstermesin, bu müşkülün uzamasına neden olursa bunun vebali, ihtilafları körükleyen ve çarşı - pazarda huzursuzluk ve tedirginlik yaratanların boynunadır. Müslümanlar, müminler, Allah Tebarek ve Tealâ'ya inananlar, halkın arasına sızmış bulunan ve eski rejimin artıkları olan, hem fasid, hem müfsid olan bu kesime mecal vermesinler; bunlara kulak vermeyin sakın, aksi takdirde sizleri Batı'nın veya Doğu'nun kucağına itmek isteyecektir bunlar, uyanık olun, aranızdaki ihtilafları kendiniz giderin ve eğer bir ihtilaf varsa bu ihtilaftan vazgeçmeleri için nasihatte bulunun onlara. Allah Tebarek ve Tealâ'dan islam milletlerine, siz hanımlara ve diğer bütün müslüman kadınlara ve halkın bütün kesimlerine saadet temennisinde bulunuyorum; yine Allah Tebarek ve Tealâ'dan islam ordusu ve islamm silahlı kuvvetlerini küfür kuvvetlerine muzaffer kılmasını diliyorum. Allah Teala sizleri mesut kılsın ve hemcinslerinize hizmette başarılı olmanızı sağlasın (251)


                              Vesselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekâti
                              25. 12. 1359




                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                #90
                                Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                                4. Fasıl

                                İSLAM İNKILABININ ZAFERİNDE KADINLARIN ROLÜ

                                - İslam İnkılâbıyla Birlikte Kadınlarda Yaşanan Değişim
                                - Islami Harekette Kadınların Onayak Olması Ve Erkekleri Teşvik Etmesi
                                - Kadınların Yürüyüş Ve Gösterilerde Cesaretli Katılımı Ve
                                Harekette Pay Sahibi Olmaları
                                - Kadınların Mustaz'aflara Mâli Yardımı
                                - İslam İnkılabı'nın Zaferinde Kadınların Rolü Üzerine Bazı
                                Konuşmaların Tam Metni




                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X