Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


    Bugün bizim kadınlarımızla, o şah hazretlerinin zamanındaki kadınlar aynı mı acaba?! Biz - sadece - isim mi değiştirdik^8*?! "İslam Cumhuriyeti" hiçbir içeriği olmayan salt bir isim mi yani; erkekler aynı erkekler, kadınlar aynı kadınlar mı, değişen hiçbirşey yok mu yani? Tağut döneminde televizyona çıkan - o malum kadınlar, sokaklara dökülen o tağut dönemi kadınlarıyla aynı mı bunlar?! Yoksa onlar cehenneme gitti ve bizim kadınlarımız yiğit erkekler gibi, cesur arslanlar gibi evlerinden çıkıp kendileri, kardeşleriyle beraber, kendi elleriyle İslam Cumhuriyeti'ni kurdular ... Muhteva değişmiştir; sırf bir isim değişikliği değildir bu. Yani şimdi bizim cadde sokaklarımızdakilerin tamamı o eski - şah - dönemdeki oyuncak bebekler mi ve biz sadece ismini mi değiştirmişiz, yoksa böyle değil de, muhteva ve nitelik mi değişmiş?! (330)
    27. 11. 1359
    # # #
    Bundan daha büyük iftihar mı olur; değerli kadınlarımız en ön safta zalim sabık rejimin karşısına ve onu devirdikten sonra da süper güçlerle bağımlı yardakçılarının karşısına dikilerek öyle bir direniş sergilediler ki hiçbir çağda erkeklerin dahi böyle bir direniş ve yiğitlik gösterdiği kaydedilmiş değil. (331)
    25. 1. 1361
    * * *
    Toplumun dindar kesimine mensup kadınların, bilhassa mahrum kesimin direndiğinde hiç şüphe yok; ama hain sömürücüler müreffeh ve zevkine düşkün varlıklı kesim arasında başarılı oldular, piyasayı patronlarının istediği hale getirdiler ve Allah Teala'nın inayetleriyle şanı büyük milletin, bilhassa arslanyürekli kadınlar ve hanımların faaliyetleri sayesinde zalimlerin sahnedışı bırakılmış olduğu şu sırada da nâçiz bir azınlık, cahilce işlerini sürdürmekte halâ ... Ümid ederiz ki onlar da büyük ve küçük şeytanların hilelerinin farkına varır da onların tuzağından kaçıp kurtulurlar inşaallah-u tealâ. (332)
    25. 1. 1361
    * * *


    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


      KADINLARIN MUSTAZ'AFLARA MÂLÎ YARDIMI

      Iran kadınları hem insani açıdan büyük mücahedelerde bulundular, hem mâli açıdan. Tahran'ın güneyinde, Kum'da ve diğer şehirlerdeki -toplumun muhrum kesimine mensup - şu hicaph tesettürlü kadınlar, iffet ve namus timsali olan bu kadınlar - islami - harekette önayaktılar, mâli fedakarlıkta da önayak oldular. Altınlarım, mücevherlerini bağışladılar; mustaz'aflar için verdiler, bu işte en önemli olan o temiz niyettir. Hz.Emîr - Hz. Ali -s- selamullah aleyhle ailesinin sadaka olarak verdiği^ birkaç ekmeğe karşılık Allah Tealâ birçok ayet nazil buyuruyor^', o ayetler birkaç parça ekmek için inmiş değildir, ameldeki İhlas için indi o ayetler, o amel Allah rızası içindi çünkü. Amellerin değeri, taşıdıkları maneviyatla ölçülür. Hareket asrında - islam inkılâbı hareketinde -harekete katılan bacıların bu amellerinin değeri, erkeklerin amellerinin değerinden daha fazlaydı - çünkü onlar iffet perdesinin gerisinden geldiler; iffetlerini koruyarak erkeklerle hemsadâ oldular ve zafer kazandılar ve şimdi de, kara gün için biriktirdiklerini tertemiz niyetlerle düşkünlere ve yoksullara verdiler. Bunun değeri var işte; varlıklılar milyonlar verse bu kadar değerli olmaz. (333)
      27. 2. 1358
      * * *
      Kadınlar paralarını veriyorlar; mücevherlerini veriyorlar, çeşitli kesimlerden birçok hanım, kara gün için biriktirdiği şeyleri getirip bağışlıyorlar mustaz'aflara ev yapılması için. (334)
      31. 2. 1358
      * * *
      Allah Tealâ siz mümin hanımları korusun, islâmi harekete yeterince katılımınız ve payınız oldu ve şimdi de düşkünlere yardım etmektesiniz; sizin yardımlarınız çok değerlidir; hanımların yardımlarının değeri, erkeklerin yardımlarından kat kat fazladır. Allah Tealâ sizleri korusun. (335)
      5. 3. 1358
      * * *
      Kum şehrinin çevre semtlerindeki bu hanımlar, Güney Tahran'ın hanımları ve diğer bütün şehirlerin güneyli kesimine mensup bu kadınlar (sizin^*^ dilinizle konuşuyorum, fakirlere güneyli diyorsunuz ya) insan haklarını bilmekte ve uygulamaktadırlar. 20, 30, 50 yıl boyunca - karagün için - biriktirdikleri altınlarını getirip fakirlere verdi bunlar. Ya siz?! Sizler ne yaptınız?! (336)
      15. 3. 1358



      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


        İSLAM İNKILÂBININ ZAFERİNDE KADINLARIN ROLÜ ÜZERİNE BAZI KONUŞMALARIN TAM METNİ

        Güney Tahranlı Hanım Ziyaretçilere Konuşma

        Bismülahitrahmanirrahiym

        Bir mucizedir bu; siz bacılarla kardeşlerin yekdiğerinizle hemsada olup sıkılı yumruklarınızla şeytani güçlerin karşısına dikilmesi büyük bir mucizedir. İslamın mucizesidir bu, islamın gücü sizde tecelli etmiş durumdadır. Bu mücadelede sizi muzaffer kılan, iman kuvvetidir. Bir şehid verilmesiyle bütün dünyanın dalgalanıyor olması mucizedir elbet. Siz hanımların topun tankın karşısına dikilmesi, makinalı tüfeklere, topa tanka kafa tutması ve hiçbir şeyden korkmaması bir mucizedir. Sizlerin kalbinde ve bütün İran milletinin kalbinde tecelli etmiş olan bu şey Kur'an'm ve islamın nurudur. Siz hanımların da şehadetten korkmamanızı sağlayan bu şey iman nurudur.

        Düşmanlarımız, bizim büyüklerimizin şehadetiyle bu - islâmi -hareketin durgunlaşacağını zannetmesinler. Fesadın bütün köklerini dibinden kurutmak için yalım yalım tutuşan dipdiri bir harekettir bu. Bu hareket nihâi zafere kadar baki kalmaya devam edecektir ve ne zaman bir gevşeklik veya zaaf ihtimaline uğrayacak olursa Yüce Allah Teâla bir vesileyle yine takviye edecektir bunu. Bizi öldürmekle o uğursuz - şah -rejimin veya benzerinin tekrar geri dönebileceğini zanneden düşmanlarımız yanılmaktadırlar. O durumların bir daha geri dönmesi mümkün değil artık; Iran milleti o vaziyetleri kabullenmez bir daha. Amerika yanılmıştır. Amerika, ingiltere ve diğerlerinin komplocuları, yanılgı içindedirler, bu komplolar tesirsizdir. Asıl büyük şeddi parçaladık biz, şu naçiz damlalar hiçbir şey değil artık.

        Şimdi burada toplanmış olan ve katıldıkları yürüyüş ve gösterilerle hareketi destekleyen aziz bacılara müteşekkirim. Allah Teala sizleri korusun ve islam için hıfzeylesin sizleri. Bu harekette büyük payınız vardı sizin ve halâ da var. Bu hareketi sizler sonuca ulastırmalısınız ve ulaştıracaksınız da! Siz aziz bacılara, milletimizin tamamına, bacı ve kardeşlere ve bütün müslümanlara selam! Varolun siz! (337)


        Vesselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakâti
        16. 2. 1358


        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


          Kum Kentinden Gelen Hanımlara Konuşma

          Bismülahirrahmanirrahiym

          Yaşasın Kum kentinin sakinleri! Yaşasın Kum'un değerli hanımları ve kadınları! Siz hanımlar hem bizim hareketimizin zaferi için cihad ettiniz, hem mali cihadda bulundunuz. İslam askerleriyle aynı konumda ve sadr-ı islam kadınlarıyla omuz omuza - aynı saflarda - siniz siz. Sadr-ı islam hanımları İslama yardımcı olduğu, islâmi hareketlerde ve savaşlarda ellerinden gelen yardımda bulunduğu gibi, siz hanımlar da, İran'ın bütün hanımları ve bilhassa Kum'un hanımları da bu harekete ortaksınız ve bizim sömürü ve dikta aleyhine verdiğimiz mücadelelerde erkeklerle omuz omuza, yardımcı oldunuz bize, Allah Teala kendi gücüyle korusun sizi, siz hanımlar Allah indinde değerlisiniz inşaallah. Çocuklarınızı ahlaklı ve edepli büyütün, islâmi şekilde eğitip yetiştirin.

          İslamın sizden istediği şey, çocuklarınızı kendi ellerinizde büyütmeniz ve iyi bir ahlâki eğitim vermeniz, kucağınızı ve ellerinizi bu islâmi çocukların nuruyla nurlandırmanızdır; zira islamın çocuğudur bu çocuklar, islamın ve memleketinizin mukadderatı bundan böyle onların elindedir. Bizim hareketimizde elinizden gelen yardımı yaptığınız, erkeklerle omuz omuza kıyam ettiğiniz, yoksullara yardımda bulunduğunuz için sizlere teşekkür ederim; Allah Tealâ her iki dünyada da saadet ve selamet nasip buyursun sizlere. (338)


          Vesselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakâti
          20. 2. 1358


          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

          Yorum


            Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


            Güney iran'ın Sahil Kentlerinden Gelen Hanımlara Konuşma

            Bismülahiırahmanirrahiym

            Sahil bölgelerinde yaşayan siz hanımların ve İran'ın diğer bölgelerindeki muhterem hanımların günün olayları ve siyasi meselelere vakıf ve müdahil hale gelmesi - bu islami - hareketin bereketlerindendir. - İran şahı - Muhammedrıza 'yla babasının ellerinde kendisini gösteren cani eller, milletin bütün kesimlerini siyasi ve içtimâi işlerden uzak tutmuş, sahnedışı bırakmıştı. Siyasi meseleler hanımlar arasında gündeme dahi gelmiyordu, kardeşler - beyler - arasında da sözkonusu edildiği yoktu; bazılarının sözkonusu ettiği oluyorduysa da o malum yağmacılık politikasına endeksliydi onlar da! O dönemlerde sözümona bazı siyasi kesimler birtakım siyasi meselelere karışıyorduysa; Doğu'yu yağmalamak için Batı 'nm dikte ettirdiği politikalardan ibaretti onlarınki! İran'da başgösteren bu köklü değişim ve başkalaşım çok - her - yönlü bir tahavvüldü, Allah Tebarek ve Teala'nın siz millete nasip ettiği fikrî ve ruhi bir tahavvül ... Siz sahil hanımlarının sözcüsünün söylediği şeylerin hep günün meseleleri, günlük siyasi meseleler ve günlük sosyal meseleler olduğunu görüyorsunuz şimdi; nitekim İran'ın bütün diğer bölgelerindeki hanımlar da günün meselelerini, günlük siyasi ve sosyal meseleleri getirmektedirler gündeme. Bu değişim ve başkalaşım; bu islâmi hareket sayesinde, bu hareketin bereketiyle gerçekleşiverdi. Umarım bu değişim ve başkalaşım baki kalır. Siz hanımlar ve siz kardeşler ve diğer bacılar ve kardeşlerimiz - herkes - ciddiyet göstersinler; bu ruhi değişim ve dönüşümü - nüzü - bu şekilde koruyun, siyasi ve sosyal meselelerinize de müdahil edin.

            Sabık - şah - rejim döneminde ülke nüfusunun yarısını meselelere müdahil edeceğiz diyerek milletin tamamını günün meselelerinden, günlük yaşamın meselelerinden, siyasi meselelerden dışladılar. Ama bugün halkın bütün kesimleri kendileriyle ilgili meselelere ülkelerinin meselelerine ve hükümetin siyasi meselelerine karışabilmektedirler. İster muhterem hanımlar, ister - erkek - kardeşler olsun, halkımızın tamamı kendi kaderlerine müdahele edebilmektedir bugün. Onlar - şah rejimi -"nüfusun yarısını özgürlüğüne kavuşturduk" diye iddia ediyorlardı; nüfusun yarısının özgürlüğü adı altında nüfusun tamamını hürriyetten mahrum ettiler. Bugün hürsünüz siz. Bütün bacılar ve kardeşler hürdür bugün; devleti serbestçe eleştirebilmektedirler, islamın ve milletin çizgisine aykırı herşeyi eleştiriyorlar, esas ve temel meseleleri devletten talep ediyorlar. İşte bu hareket hürriyetinize kavuşturdu sizi, millete vurulmuş olan o zincirlerden - bu islami hareket - kurtardı sizi. Eğer bugün burada serbestçe toplanabiliyorsanız ve milletin ihtiyacı olan siyasi ve sosyal meseleleri serbestçe görüşüp plânlayabiliyorsanız ve tarihin bu diliminde halkımızın tek tek bütün fertlerinin üzerine düşen vazifeler -in ifa yolu - görüşülebiliyorsa - bu islami harekete borçluyuz bunları -
            Önemle belirtiyorum bunu, bu hareketi buraya kadar nasıl ulaştırdıysanız bundan sonra - da aynı kuvvet ve kararlılıkla - sonuca ulaştırmakla mükellefsiniz siz; uzman adamları milletvekili seçin, milletin kaderi demek olan anayasayı mütalaa edecek olan, dindar, bilgili, vâkıf, harekete bağlı ve inançlı, ne doğuya ne batıya eğilimli olmayıp insaniyet ve islamın doğru yolunda bulunan kimseleri seçin, kaderinizi emîn ve güvenilir insanların eline verin. (339)

            Vesselamu aleykum ve rahmetullahi ve bereketti
            12. 4. 1359



            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


              Erdebilli Hanımlara Konuşma

              Bismillahitrahmaniırahiym

              Uzak yoldan gelen siz hanımefendilere hoşgeldiniz diyorum, Allah Tealâ sizleri mesut kılsın inşaallah. İslami gayeleri ileri götürebilmek için kadınları ön safta yer almış bulunan bir millet zarar görmeyecek, darbe yemeyecektir. Savaş meydanlarında süper güçlere ve şeytani güçlere karşı verilen mücadelede kadınları erkeklerden önde yeralan bir millet elbette ki muzaffer olacaktır; islam uğrunda hem erkek hem kadın şehidler veren ve hem erkekleri hem kadınları şehadeti arzulayan bir millete elbette ki hiçbirşey olmayacaktır. En ön saflarda milletin en değerli kesimi olan ve islami hedeflerin ilerlemesi için mücahedede bulunan muhterem hanımların yer aldığı şu milletin coşkun selinden ümitliyim ben. İran milletini kutlarım, hiçbir güçten korkumuz yoktur, çünkü kadınıyla erkeğiyle kelleyi koltuğa alan ve şehadeti arzulayan bir milletle hiçbir güç başedemez! Sizin kudretiniz ilâhi kudrettir, siz muhterem hanımlar Allah için kıyam ettiniz ve yine Allah için sürdürmektesiniz bu kıyamı, hiçbir zarar gelmeyecektir size. Elinizden geldiğince, mümkün mertebe şu saflarınızı sıklaştınn ve inkılâbı koruyun ve ilerleyin. Aranızda ayrılık çıkarmaya veya sizi inkılâptan soğutmaya çalışan müfsitlerin laflarına kulak asmayın, şeytanın hoparlörleridir onlar, Allah Tebarek ve Teala onları bozguna uğratacaktır inşaallah. Siz muhterem hanımlara teşekkür ediyorum, uzak yollardan buraya gelme zahmetine katlandığınız için sağolun, Allah Teala sizleri aziz, azîm ve müreffeh kılsın inşaallah; islam ve müslümanlar için hıfzeylesin sizleri inşaallah. (340)

              Vesselamu aleyhim ve rahmetullahi ve berakati
              27. 5. 1359



              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                Isfahan Üniversitesi Cihad Üyesi Hanımlara Konuşma

                Bismillahirrahmanirrahiym

                İran'da vuku bulan en büyük vak'a Iran kadınlarında başgösteren köklü değişimdir. Iran hanımlarının bu hareket ve inkılaptaki paylan erkeklerden daha fazladır. Cephe gerisinde faaliyetle meşgul bulundukları bugün de onların payı diğerlerinden fazladır. Keza meslekleri olan eğitim işinde, ister çocuklarının, ister daha küçük yaştaki bebeklerin veya sınıflarda ya da diğer yerlerdeki eğitim konusunda da yine bu inkılapta büyük payları var. Hanımlardaki duygu ve şefkat, onlara mahsus duygulardır, erkeklerde yoktur bu duygular; bu nedenle de cephe gerisinde bu duygusallıklar nedeniyle hanımlardan sâdır olan şeyler, erkeklerde görülenlerden çok daha fazla, daha üstün ve daha değerlidir. Hanımlar, taşıdıkları ince duygular nedeniyle cephe için çok faydalı şeyler yaptılar ve halâ da yapmaktalar. Daha da önemlisi, hanımlar inkılaptan sonra fevkalâde bir gayretle ve islâmi hususlara riayet edip iffetlerini de korumak kaydıyla memleket meselelerinde erkeklerle başabaş hatta onlardan daha ileri faaliyetler gösterdiler. Sabık - şah - rejim döneminde dünyayı yağmalayanlar tarafından plânlanan programlar doğrultusunda hanımlarımızın basma getirilmek istenen ve faciayı kat kat artırmaya yönelik ameller, Allah'a hamdolsun başarılı olamazdı.

                Bugün İran'ın muhterem hanımlarının ülkenin dört bir yanında faydalı bir üye ve inançlı ve imanlı bir kesim olarak ülkelerine hizmette bulunduklarını ve bu ülkeye dayanak olduklarım görmekteyiz. Umarım -hanımlar - bütün islami hususları nazara alır ve iman silahıyla ve İslama bağlılık göstermek suretiyle bu zaferi ileri götürür ve inkılabın desteği ve dayanağı olurlar. Anneler gençlerini eğitip yetiştirerek cepheye gönderdiler, gençleri cephede şehid düştüğü halde analar fevkalâde güleryüzlü bir halde ve iftihar etmekte, genç evlatları islam uğruna şehid olduğu için kıvanç duymakta ve "yine verecek gençlerimiz var, İslama feda olsun hepsi de!" demektedirler! Bu inkılap islâmi olduğu için böyle bir tahavvül ve değişim vuku bulmuştur. Onlar, bizim kadınlarımızı istedikleri şekilde teşhir edip sunmak istiyorlardı, ülke nüfusunun bu büyük kesimini mahva sürüklemek istiyorlardı, nitekim onların bozulmasıyla, gelecek nesillerde bütün ülke bozulmuş ve mahvolmuş olacaktı, ama Allah Tebarek ve Teala, milletimize lütufta bulunarak bu zaferi ülkemize nasib etti. Hanımların inanç ve sadakati neticesinde, umarız gelecekte bu milletin ve islamın dayanağı - hanımlar - daha güçlü olur ve siz muhterem hanımların çaba ve gayretleri sayesinde memlekete öylesine gençler ve öyle fertler kazandırılır ki hem zafere kadar cephede savaşı başarıyla götürürler, hem içeride, cephe gerisinde bayındırlık ve ülke yararına olan diğer işlerde kıyam edebilirler. Sabık rejim sizi tanıyamamıştı ve bu nedenledir ki bütün İran hanımlarının o birkaç kişiden ibaret sayılı sapmışlar ve ahlâksızlar gibi olduğunu ve bunların da o ahlaksızların eliyle saptanabileceğini sanıyordu. Ama muhterem İran hanımları böyle entrikalara gelmediklerini ve gelmeyeceklerini göstererek ismet - namusluluk - ve iffetin sağlam kalesinde olduklarını ve bu ülkeye sağlam ve güçlü gençlerle iffetli ve inançlı kızlar yetiştireceklerini ve büyük güçlerin, onları saptırabilmek için önlerine açmış olduğu o kötü yollara asla düşmeyeceklerini ispatladılar.

                Allah Tebarek ve Tealâ'dan bütün milletin, bütün kadınların ve erkeklerin, bütün muhterem hanımların saadet ve selametini dilemekteyim ve umarım sizin inançlı çaba ve gayretlerinizle bu ülke çarpıcı bir şekilde nihâi zaferlere ulaşır. Allah'ın selam ve rahmeti siz hanımların ve tüm milletin üzerine olsun! (341)


                2. 3. 1360



                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                  Kum Kentindeki Mekteb-i İslâmi ve Narmek Mah. Büyük Cami Üyesi Hanımlarına Yapılan Konuşma

                  Bismillahirrahmanirrahiym

                  Muhterem bacıların, muhterem hanımefendilerin buraya kadar gelmiş olmaları teşekküre şayandır; önceki dönemlerde bacılarımızın başına gelenler ve son yüz küsur yıl boyunca İran'da kadınların rolü hususunda bazı noktaları arzetmek istiyorum sizlere.

                  Tâğuti Pehlevi rejimi döneminde muhterem hanımlara yapılan zulümler kadar erkeklere zulmedilmedi İran'da. İslama göre yaşamak, giyim ve davranışlarında islamm emirlerini esas almak isteyen hanımlar Rıza Şah ve - onun oğlu - Muhammed Rıza rejimi dönemlerinde farklı şekillerde, olmadık zulümlere maruz kaldılar. Ben Rıza Şah rejimi dönemini hatırlarım, siz iyi ki o günleri görmediniz ... O dönemde hanımlara yapılanlar anlatılabilir şeyler değil çünkü ... O dönemde milletin bu - kadın - kesimine - reva görülenleri ifade edebilmek mümkün değil. Kadınlara o dönemde yapılan baskıların, o ahlâksız şahın zamanında hanımların katlandığı o musibet ve sıkıntıların haddini hesabını belirleyebilmek mümkün değil. Muhammed Rıza döneminde ise bu döndem ve durumlar apayrı bir hale dönüştü, öyle ki Muhammed Rıza dönemi cinayetlerinin niteliği çok daha feci oldu. O - Rıza Han -dönem zorbalık, - alenî - baskı, dayak, vurup götürmek, kadınların çarşaflarını ve örtülerini başlarından çekip yırtmak, kadınların saçlarına el uzatma cüreti gösterip saçlarını çekmek ... gibi facialarla geçti; bu ise -Rıza Han'ın oğlu devrik şah - Muhammed Rıza - esasen kadınların iffet ve namuslarına karşı ayaklandı, yani İran'ın herşeyine karşı ayaklandı ki biri de İran'ın kadınları oldu; bunlar görülmemiş bir şekilde, özel bir dizi komplo ve plânlar uygulayarak kadınları fesat ve ahlaksızlığa sürüklemek, namus ve iffeti toplumumuzdan büsbütün silmek istiyorlardı, ama Allah'a hamdolsun İran'ın kadınları direndiler ve rejimin kendi yardakçıları olan Batı çarpılmışı bir avuç çömezden başka bütün bacılar direndiler.

                  Binaenaleyh İran'da yeniden dirilen islamın hanımlara yaptığı ve yapacağı hizmetlerin değeri bizim ifade edemeyeceğimiz ölçüde fazladır. Bu inkılap olmasaydı, İran'da başgösteren bu köklü değişim ve dönüşümler gerçekleşmeseydi birkaç sene sonra İran'da islâmi ahlâktan eser dahi kalmayacaktı.
                  Allah'a hamdolsun bu mesele halloldu ve şimdi durum öyle değişmiş ki hanımlar, - erkek - kardeşlerle omuz omuza ilim, irfan ve felsefe tahsilinde, bilimin bütün dallarında ve inşaallah sanayi ve teknolojide faaliyet göstermekteler. O zamanlar "İran'ın perde gerisinde kalan yarı nüfusu işe yaramaz halde" diyorlardı. Bir işe yarasınlar diye söylemiyorlardı bunu; nitekim erkekleri de faal işlerden mahrum etti onlar - şah rejimi - . Bilakis, amaçları İran kadınlarını da kendileri ve yanlarındaki yardakçılara benzeterek onların şekline sokup toplumu fesat ve ahlaksızlığa doğru sürüklemekti. Allah Tealâ onların başarılı olmasını istemedi ve siz bacılar iftihar ve kıvanç kaynağımızsınız şimdi; dini ilmiye medreselerinde tahsil ve tedrisle - öğrenim ve öğretimle - ve diğer islâmi işlerle meşgul bulunan - erkek kardeşleriniz gibi sizler de -bu dallarda - onlarla birlikte faalsiniz ve umarım daha da faal olursunuz... Bugün - sizin çok dikkatli olmanız ve eski rejim - şah -dönemindekinin tersini yapmanız gerekir. Onlar islâmi ahlakı ortadan kaldırmak ve yerine Avrupa ahlakını ikame etmek istiyorlardı. Siz, bunun tam tersini yapın ki İran'da halâ bulunması muhtemel olan şu "kandırılmışlar" lardan bazısı sizden etkilensin ve - size bakarak - onlar da sizin gibi olsunlar.

                  Toplumda kadınların rolüne gelince; hatırlayabildiğim ve tarihin de bizlere anlattığı kadarıyla İran'da gerçekleşen Tütün Hareketi, Meşrutiyet Hareketi, 15 Hordad Hadisesi gibi kıyam ve hareketlerde kadınların rolü erkeklerden fazla olmasa bile, daha az da değildi. Onlar mücadele meydanlarına çıktılar ve onların er meydanına çıktığını gören erkeklerin de gücü az idiyse arttı, vardıysa daha güçlü oldular ve bizzat sizlerin de şahid olduğu üzere bu islâmi harekete ve bu islami inkılapta da - kadınlar vardı, öyle ki - bu islam inkılâbında siz hanımların rolü erkeklerin rolünden daha fazlaydı. Yani siz hem bizzat faaldiniz, hem erkekleri de harekete geçirmekteydiniz. Bu nedenledir ki sizin yarattığınız iftihar ve kıvanç fevkalâde takdire şayandır.



                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                    Sizler islamın izin verdiği ölçülerde ve yere kadar bütün sahnelere ve meydanlara girmelisiniz. Tıpkı bugün, yerine getirilmesi gerekli olan ve İran'da günün konusu durumunda bulunan seçim meselesi gibi. Seçim meselesinde erkekler nasıl faaliyet içindelerse hanımlar da onlar gibi faaliyet içinde olmalıdırlar. Çünkü kaderiniz konusunda sizinle diğerleri arasında herhangi bir farklılık sözkonusu değildir. İran'ın kaderi herkesin kaderidir bugün. Yani islam size ettiği kadar erkeklere hizmet etmemiştir. İslam korudu sizi, siz de mütekabilen islamı koruyun. İslamın korunması - derken kastettiğim - şudur: ikinci meclisi belirleyecek olan bu seçim, biliniz ki sizin ve bizim kaderimizin belirlenmesinde önemli rol oynayacaktır, hatta en önemli rolü seçimler oynar. Bu nedenledir ki hem yurtdışında^ hem içeride bu seçimler yapılmalıdır.

                    Binaenaleyh siz hanımlar çok faal bir rol oynamalısınız ki meclis, Allah göstermesin, salih olmayan bazı unsurların sızmasıyla tedricen Doğu veya Batı tarafına çekilmesin ve geçmişte olanlar tekrarlanmasın, sizin ve bizim başımıza gelenler tekrar başımıza gelmesin.

                    Allah'a hamdolsun bugün kurulacak olan meclis umarım önceki meclisten daha iyi olur ve Allah'a hamdolsun, olacaktır da! Çünkü toplumun bütün kesimleri faaliyetle meşguller ve bu - seçim - işleri değerlendirip inceleyenler bugün bütün halkın sahnede olduğunu ve oy konusunda herkesin bizzat görüş sahibi bulunduğunu söylüyorlar. Bu hususta hepinizin belli görüşü olmalıdır, siyasi konularda siz de görüş sahibi olun. Çünkü, mesela, bilim nasıl belli bir kesime mahsus değilse, siyasi işler de belli bir kesime has değildir. Erkeklerin nasıl siyasi işlere karışması ve kendi toplumlarını muhafaza etmesi gerekiyorsa kadınlar da karışmalı ve toplumu muhafaza etmelidir. Kadınlar da sosyal ve siyasi faaliyetlerde erkeklerle omuz omuza olmalıdırlar, tabi islamın emretmiş olduğu prensipleri korumak şartıyla, ki Allah'a hamdolsun bugün iran'da uygulanmaktadır zaten.

                    Umarım meclis çok iyi bir meclis olur ve milletin tamamı serbestçe katılır; "daha sonra hakkımızda şöyle veya böyle derler" gibi şeylere de aldırmasınlar. Çünkü bize düşman olanlar bugün bu meclisi küçük düşürmeye, lekelemeye çalışmaktadırlar, içeride ve dışarıda - yurtiçi ve yurtdışında bu cihette - faaliyetleri var; siz bizzat sahnede bulunmak, biraraya gelmek ve seçim sandıklarının başına gitmek suretiyle bu faaliyetleri etkisiz hale getirmelisiniz ki meydana gelecek olan meclis iyi bir meclis olsun inşaallah. Ulemanın varlığı, kanun ve hukuk uzmanı bekçilerin, "Şurâ-yı Nigehbân" m<59) varlığı sayesinde içimiz artık rahattır bizim, çünkü onların varlığı sayesinde meclisten islam ve müslümanların maslahatına aykırı kanunlar geçmeyecek ve mecliste bir yanlışın vukuu halinde, bu dönemde (1. mecliste - çev -) tamamen bağımsız ve güçlü bir şekilde vazifesini yerine getiren muhterem "Şûra-yı Nigehban" bundan sonraki dönemlerde de aynı şekilde vazifesini yerine getirecek ve bu milleti, bu hükümeti ve bu memleketi ileri götürecektir inşaallah.

                    Aynı şekilde, umarım savaş ta İran'ın lehine biter ve Saddam'ı korumak ve ayakta tutabilmek için bugün bütün dünyada gösterilmekte olan çabalar boşa çıkar, bu çırpınmalar fayda vermez ve bu caniyi bulunduğu yerde tutamazlar ve savaş iyi bir şekilde biter inşaallah. - Ve böylece - Sizler ve bizler, hepimiz, faaliyete geçip maddi ve manevi açıdan bu ülkeyi ileri götürür ve diğer islam ülkelerine örnek olacak şekilde bu ülkeyi gereğince islâmileştiririz inşaallah. Bildiğiniz gibi, insanlığı tehdit eden Saddam'ın büyük cinayetini tespit edip savaş hakkında rapor hazırlamak için gönderilen heyet gelip raporlarını hazırladılar ve götürüp verdiler, ama Saddam'ı kınaması gerekenler, yine de kınamadılar onu! Bu heyeti göndermeselerdi kendileri için daha iyi olurdu, çünkü böylece takke düşmüş ve bütün dünya onların gerçek yüzünü görmüş oldu. "Biz müstakiliz, biz insan haklarının hamileriyiz!" nutukları atanlar yapamadılar işte; takkeleri düşmüş oldu, Doğu ve Batı blokundan çekindikleri için isim belirtemediler - "Saddam" veya - Irak diyerek kınayamadılar, "kimyasal silah kullanılmasını kınıyoruz" diye genel - ve yuvarlak - bir laf ettiler. Bu kimyasal silahları kullananın kim olduğunu, kimin kimi kınadığını ise söyleyemediler. Bunlar bu girişimde bulunmasalardı daha iyi olurdu. Bu gibi - kimyasal silah kullanma / çev / -cinayetlere tenezzül etmeden bizzat kendimiz, Allah'ın izniyle güçlü bir yumrukla Saddam ve Baas'ı tepeleyip Irak milletini bu fasık herifin -Saddam - boyunduruğundan ve dayattığı kısıtlamalardan kurtarırız inşaallah.

                    Allah Tebarek ve Tealâ'dan siz hanımlar ve bacıların hem ilimde, hem amelde hem ahlâkınızı eğitmede başarılı olmanızı dilerim. İlim nasıl tek başına işe yaramazsa, körükörüne ahlâkını düzeltmek ve sırf nefsini arıtmayla uğraşmak da tek başına hiçbir işe yaramaz. İlimle nefsini arıtma ve ahlaken olgunlaşma - ancak birlikte - olursa insanı insanlık makamına yüceltebilir. Allah Tebarek ve Tealâ'dan siz hanımları muvaffak etmesini dilerim, aynı şekilde İran'ın dört bir yanındaki diğer bacılar ve kardeşlerin de bu ikisini, yani ilimle ameli "islâmi ahlak" la yoğurarak ileri götürmelerini ve islamm, Allah tebarek ve Tealâ'mn istediği şekilde İran'da uygulanmasını temenni ederim. (342)


                    Vesselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekâti
                    19. 1. 1363




                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                      5. Fasıl

                      KADINLAR VE KUTSAL SAVUNMA


                      - İslamı Ve İslâmi Bir Ülkeyi Savunmanın Kadınlara - da - Farz Olması
                      - Kadınların Askeri Eğitimi
                      - Kadınların Savaşa Katılması
                      - Kutsal Savunmada Kadınların Fedakârlıkları
                      - Şehadet Ve Kadınların Şehadete Aşık Yapıları
                      - Cephe Gerisinde ve İslam Savaşçılarına Destekte Kadınların Rolü
                      - Kadın Ve Mukaddes Müdafaa Hakkındaki Bazı Konuşmaların Tam Metni




                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                        ISLAMI VE İSLÂMİ BİR ÜLKEYİ SAVUNMANIN KADINLARA DA FARZ OLMASI

                        soru: Hakkın batıla karşı cihadı olayında müslüman hanımlara düşen vazife nedir?

                        cevap: Cihad kadınlara farz değildir, ama savunma, herkese gücü ve imkanı oranında farzdır.

                        Fetvalar c:l s: 503
                        * * *
                        Aziz bacı ve kardeşlerim! Hangi ülkede olursanız olun, islamı ve milli haysiyetinizi müdafaa edin ve hiç çekinmeden düşmanlarınızın karşısına, yani Amerika ve uluslararası siyonizmin ve Doğu'yla Batı süper güçlerinin karşısına dikilin ve hiçbir müsamaha göstermeksizin islam ülkeleri ve islam milletlerini savunun ve islam düşmanlarının zulümlerini ifşa edin. (343)
                        7. 7. 1358
                        # * #
                        Eğer, Allah göstermesin, islam ülkesi bir gün bir saldırıya uğrayacak olursa kadın ve erkek, bütün halk harekete geçmelidir. Müdafaa
                        meselesi sırf erkeğin üzerine düşen veya sadece belli bir kesimin vazifesi
                        olan bir mesele değildir, herkes katılmalı ve memleketini
                        savunmalıdır. (344)

                        6. 10. 1358
                        * * *
                        Ben Kürdistanlı^60) bacı ve kardeşlerimden diğer kardeşlerinin yanında yer alarak hep birlikte ve kardeşçe kendi ülkelerini savunmalarını istiyorum. (345)
                        12. İ. 1359
                        Dünyanın büyük güçleriyle karşı karşıya bulunduğumuz şu sırada müdafaa halindeyiz biz, bir müdafaamız var, yani - islâmi - hareketimiz ve kıyamımızın getirdiği değerleri, islâmî ülkülerimizi ve islâmi ülkemizi ve İslama ve bu islâmi ülkemize ait herşeyi müdafaa ve savunmakla meşgulüz biz ve - böyle bir - müdafaa durumunda herkes seferber olmalıdır. Yani cihad meselesiyle müdafaa meselesi iki ayrı şeydir; cihad meselesinin kendine has şartları vardır, özel bazı insanların üzerine düşer, belli şartlarda belli bir grubu bağlar, ama müdafaa - savaşı -umumidir, herkesi bağlar. Kadm, erkek, genç, ihtiyar, küçük, büyük; herkesi! Akıl da buna hükmediyor zaten; birinin evi saldırıya uğrayacak olursa o evdeki bütün fertler evi ve kendilerini savunacaklardır. Birileri bir şehre saldıracak olursa o şehrin ahalisi kendilerini ve şehirlerini savunacaklardır elbet, burada hiçbir şart ve kayıt yoktur artık, herkesin bu müdafaaya katılması gerekir. Keza, eğer bizim ülkemize, islâmi ülkemize saldırırlarsa, bize karşı hücuma geçer de teaddi ve tecavüze kalkışırlarsa halkımızın bütün fertlerine, ister erkek ister kadm olsun, büyüğüyle küçüğüyle herkese - savunma farz olur - burada hiçbir şart sözkonusu değildir artık, savunmaya katılmak herkese farzdır. Binaenaleyh cihad durumuyla müdafaa durumu arasında fark vardır; cihad vaziyetinin şartları vardır - ki - müdafaa vaziyetinde - bu - şartlar yoktur, herkesin müdafaa etmesi gerekir, hatta elinden pek birşey gelmeyen bir ihtiyar bile müdafaaya katılmakla mükelleftir, elinden geldiği, gücü yettiği ölçüde o da katılmalıdır bu savunmaya. (346) 26. 1. 1359


                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                          Kardeşlerim! Bacılarım! Çok dikkatli davranmamız gereken bir vaziyetteyiz şimdi; batı tarafından bir süper güç, doğu tarafından da bir başka süper güç dikilmiş karşımıza, her ikisi de bizi yutmak istiyor. Allah Tealâ'nın izniyle, iranlı iman kardeşlerimiz ve iman bacılarımızın himmetiyle onların hepsinin karşısına azim ve kararlılıkla dikilmişiz, hiçbir gücün bize sataşmasına, kaderimize müdaheleye yeltenmesine izin vermeyeceğiz! Bu büyük güçlerden hiç korkmayın siz, çünkü siz Allah'ın koruması altındasınız ve Allah Tebarek ve Tealâ'nın gücü karşısında bütün güçler fânidir. (347)
                          27. 2. 1359
                          * * *
                          Bu ülkenin kadını erkeği hep islam muhafızıdır. Mesele inanç meselesidir, çıkar elde etmek veya maddiyat meselesi değildir ki "efendim, madem ki olmuyor, bırakıp bir kenara çekilelim öyleyse" denilebilsin! Hayır efendim, mesele inanç meselesidir, islamı savunma meselesidir. Hayatta kalan son ferdine kadar herkes müdafaa etmelidir! 35 milyon insanı topyekün yok etmeleri gerekir, ki o zaman da memleket diye birşey kalmaz, kimsenin kalmadığı bir ülkede ihtilal mi yapacaklar? Kaldı ki böyle bir şeyi asla gerçekleştiremeyeceklerdir. Yanılıyor bunlar, anlamıyorlar! (348)
                          21. 4. 1359
                          * * *
                          Ey Dicle ve Fırat'ın yiğit göçebe boyları! Ey savaşçılar ve yiğit cengaverler! Kalkıp harekete geçin ve islamı koruyun, Kur'an'ı ve ahkâmını muhafaza edin, ister kadın ister erkek bütün müslümanlara, islamı ve Kur'an-ı Kerim'i müdafaa etmek farzdır (349)
                          12. 7. 1359
                          * # #
                          Şimdi bize - emanet - gelmiş olan bu islamı korumakla vazifeliyiz hepimiz! Hayatta kalan son bireyine varıncaya değin herkes, Allah göstermesin bu yolda, öldürülünceye kadar islamın korunmasıyla sorumludur. Hayatta kalan en son kadınından erkeğine, büyüğünden küçüğüne varıncaya kadar herkes islamı savunmak, islam beldesini ve islami ülkeyi müdafaa etmekle yükümlüdür. Müdafaa meselesi herkesi bağlayan genel bir yükümlülüktür, herkesin ne kadar gücü yetebiliyorsa, herkes gücü ve kuvveti ölçüsünde islam beldesini müdafaa etmekle mükelleftir. (350)
                          27. 5. 1360
                          * * *
                          İslam beldesi islam düşmanları tarafından tehdit altındaysa islam beldesi ve müslümanların ırz ve namusunu müdafaa etmek hepimize, cümlemize farzdır, - bu yolda - elimizden geleni yapmamız farzdır. Böyle bir mesele ortaya çıkarsa, memleketimizin tamamı, kadınıyla erkeğiyle hepiniz Allah'a hamdolsun böyle bir duruma hazırlıklı olduğundan; Paris'lerden veya başka yerlerden birileri kalkıp gelir de şöyle veya böyle yapar gibi bir endişe sözkonusu değildir artık, mahal bile yoktur böyle bir şeyden çekinmemize. Bunu bir defa denediler de zaten; Saddam'ı İran'ın üzerine saldılar ve - İran'dan - tokadı da yedi (351)
                          27. 5. 1360




                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                            Umarım siz - bacılar - hem önemli işlerden biri olan tahsil meydanında mücahede edersiniz, hem islamı müdafaa meydanında; her erkeğe, her kadına, büyük küçük herkese farz olan önemli işlerdendir bu. İslamı müdafaa etmek, islami ülkeyi savunmak ... Bir tek islam uleması, islamı yaşamış ve müslüman olan hiç kimse bunun farz olduğu hususunda ihtilaf göstermiş değildir. Hakkında tartışılan ve mevzuubahis edilmiş olan şey birinci cihaddır, o cihad kadına farz değildir, ama kendi harimini müdafaa etmek, ülkesini, hayatını, malını ve islamı savunmak ise herkese farzdır. (352)
                            21. 11. 1364
                            * * *
                            Gün gelir de bütün ülke çapında herkesin müdafaaya girişmesinin farz olduğu bir durum yaşanırsa; yani gücü ölçüsünde herkesin, istisnasız olarak hepimizin savunmaya girişmemizin farz olabileceği bir anın yaşanabileceğini hesaba katarak şimdiden - öyle bir - savunma için hazırlıklı olun. Tabi bilim siperi de bir savunma siperidir, islamın bütün kültürünün müdafaa siperi ... Bildiğiniz gibi, islam kültürü bu müddet zarfında mazlumdu; şu birkaç asır boyunca, hatta ta başından beri, yani hz. Peygamber efendimizden - sav - sonrasından başlayarak ta günümüze kadar islam kültürü hep mazlum oldu. Bu kültürü diriltmek gerekiyor, binaenaleyh siz hanımlar da tıpkı ilmi ve kültürel cephelerde çalışmakta olan beyler gibi bu iki cephede çalışmalısınız; bu siperde de ilerlemeniz ve başarılı olmanızı Allah Tealâ'dan niyaz etmekteyim; cephelerde islamı ve ülkelerini savunmakla meşgul bulunanların da inşaallah muzaffer olmaları için dua edin. Hepinizin - Allah indinde - inşaallah teyid olmasını dilerim, muvaffak ve salim olun, sağlıcakla kalın. (353)
                            21. 11. 1364
                            # * *
                            Mesele bir devlet ve iktidar meselesi değildir, mesele herhangi bir mesele değildir, mesele islam meselesidir. İslam meselesidir derken -şunu kastediyorum - yani: Müdafaaya katılmak bu ülkedeki kadın erkek herkese farzdır, herkes elinden geldiğince savunmaya katılmalıdır ve inşaallah Allah Tebarek ve Tealâ'nın istediği zaferleri kazanıncaya kadar da bu savunmayı sürdürmeliyiz. (354)
                            28. 4. 1365



                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                              KADINLARIN ASKERÎ EĞİTİMİ

                              soru: İnkılaba hizmette bulunabilmek için İslam İnkılâbı Muhafızları Ordusu'na) katılmak isteyen bir genç kızım, ama babam müsaade etmiyor, lütfen bu meselenin şer'i hükmünü açıklar mısınız?

                              cevap: Şer'i vazifelere uyulması şartıyla bacıların İnkılap Muhafızı olmasının da sakıncası yoktur, ama siz babanızın rızasına uygun davranın.

                              Fetvalar c: 1 s: 503
                              * # #
                              Daha önce de belirttiğim gibi kadınlar orduya girebilirler. Islamın karşı olduğu ve haram bildiği şey "fesad" ve ahlâksızlıktır; - bu da - ister kadın, ister erkek, olsun, farketmemektedir islamda. (355)
                              7. 10. 1357
                              Şimdiye değin şerefli ve onurlu erkeklerle kadınların himmetleri sayesinde vuku bulan çalışmaların - başarıyla sonuçlanmasını - umarım; ümid ederim ki her yönlü seferberlikte; askeri, akidevî, ahlâkî ve kültürel eğitimlerde Allah Tealâ'nın izniyle muvaffak olurlar ve pratik akserî partizan ve gerilla eğitimlerini, kıyam etmiş islâmî bir millete yakışır bir şekilde başarıyla bitirirler inşaallah. (356)
                              1. 12. 1358
                              * * *
                              Aziz milletimiz bugün hamdolsun bacılar ve erkeklerden müteşekkil öyle savaşçılara sahiptir ki ülke çapında gördükleri askeri eğitimlerle Iran ve İslam düşmanlarının düşünebilme gücünü felce uğratmış olup ilahi kudrete iman ve islam yolunda fedakarlıkta bulunmak suretiyle bütün müşkülatlara ve bütün şeytani güçlere galebe çalacaklardır. (357)
                              17. 6. 1359
                              * * *
                              Müdafaa herkese farz oldu mu, müdafaanın ön hazırlıklarının da yerine getirilmesi gerekir. Bu cümleden olmak üzere askeri disipline girilmelidir, durumu müsait olanlar her nevi askeri eğitimi görmelidir; müdafaanın bize farz olması, ama bizim nasıl müdafaa edileceğini bilmememiz düşünülemez; nasıl müdafaa edileceğini de bilmemiz gerekir elbet. Tabi bu arada, sizin askerî eğitim gördüğünüz o ortamın da sahih ve sağlıklı bir ortam olması gerekir, islami bir ortam olmalıdır, iffet için gerekli bütün şartlar yerine getirilmelidir. İslâmî olması için gerekli bütün noktalara uyulmalıdır (358)
                              21. 11. 1364
                              * * *
                              Hanımların, kadınların, yaşlı ve genç demeden büyüğünden küçüğüne tamamının kültürel, iktisadî ve askerî sahnelerde hazır bulunup, islamm tealisi ve Kur'an-ı Kerim'in gayelerinin yüceltilmesi yolunda erkeklerle omuz omuza, hatta onlardan daha iyi bir şekilde faaliyet göstermekte olmalarıyla iftihar ediyoruz biz. Keza savaşabilecek olanların, islamı ve islâmi ülkeyi savunabilmek için önemli farzlardan olan askeri eğitimlere katılması ve düşmanların komplolarıyla dostların islam ve Kur'an hükümlerine aşina olmamaları neticesinde sadece kendilerine değil, İslama ve bütün müslümanlara tahmil etmiş oldukları mahrumiyetlerden cesaret, sadakat ve inançla kendilerini kurtarmış bulunmaları ve düşmanların kendi çıkarlarının temini için bazı cahillerle müslümanların maslahatından bihaber bazı dinadamları vasıtasıyla meydana getirdiği hurafelerden kurtulmayı başarmaları nedeniyle de kıvanç duymaktayız(359)
                              15. 3. 1368
                              * * #


                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                                KADINLARIN SAVAŞA KATILMASI

                                soru: Savaş cephesinde varlıkları faydalı olabilecek ilkyardım uzmanı sağlık memuru kızların, anne babalarının razı olmaması halinde cepheye gitmesinin hükmü nedir?

                                cevap: Eğer anne - babanın rahatsız olmasına yol açıyorsa onların rızasını almak gerekir.


                                Fetvalar c: 1 s: 49

                                * * *
                                Bunlar - islam düşmanları islam devletinden yersiz yere korkutuyorlar sizi; "İslam devleti gelirse kadınları bir odaya kilitleyecek ve kıyamete kadar oradan çıkmasına izin vermeyecek" diyorlar. - Halbuki - Kadınlar sadr-ı islamın başlarında savaşa katılıyorlardı, müslüman kadınların çoğu, yaralıların tedavisi için savaş boyunca cephede bulunuyordu. (360).
                                17. 8. 1357
                                * # *
                                Dış ülkelerde yazılıp söylenenler, o saçmalıklar ve propagandalar hep, Allah göstermesin, bizim bazı gençlerimizi de yanılgıya düşürebilmek ve "islam devleti kurulacak olursa gelip kadınları evlere kilitleyecek ve dışarı çıkmalarına izin vermeyecektir!" gibi yersiz bir korkuya kapılmalarını sağlamak içindir; - halbuki - kadınlar sadr-ı islamda savaş meydanlarına gidiyorlardı, şu bildiğimiz islami savaşlara onlar da gitmedeydiler, yaralıların tedavisi vb. hizmetler için. "Kadınlar odalık olacak" mış, "kadınlar odalara hapsedilecek" miş!?? Kim demiş böyle olacak diye?!! Onlar - kadınlar - da tıpkı erkekler gibi hürdürler. (361)
                                18. 8. 1357
                                * * *
                                "Eğer islam gelecek olursa kadınların gidip evlerinde oturması ve kapıyı üzerlerine kilitleyip kesinlikle dışarı çıkmaması gerekecek artık!" şeklindeki bu tür zehirli propagandalar da neyin nesi oluyor?! Neden böyle asılsız şeyler söyleniyor islam hakkında?! Sadr-ı islamda ordularda bile kadınlar vardı, savaş meydanlarına bile gidiyordu kadınlar. (362)
                                20. 9. 1357
                                * * *
                                Sadr-ı islamda kadınlar erkeklerle birlikte savaşlara da katılıyorlardı. Kadınların erkeklerle omuz omuza, hatta onlardan daha önde kıtal saflarında durduklarını, kendilerini, çocuklarını ve gençlerini feda ettiklerini ve herşeye rağmen direndiklerini bizzat gördük ve görmekteyiz. (363)
                                15. 12. 1357
                                * * *
                                İslam askerleriyle aynı safta ve sadr-ı islam kadınlarıyla omuz omuzasınız siz. Sadr-ı islam kadınları nasıl İslama yardım ediyor ve islâmi hareketler ve savaşlarda yardımda bulunuyorduysa - sizler de onların yaptığını yapmaktasınız şimdi - . (364)
                                19. 2. 1358

                                Sadr-ı islam döneminde kadınlar erkeklerle birlikte savaşlara da katılıyorlardı. Kadının konumu yücedir, kadınlar daha kıdemlidirler, kadınların islamda pek ileri bir konumlan vardır. Hanımların erkeklerle omuz omuza, hatta onlardan daha önde kıtal safında durduklarını, çocuklarını verdiklerini, gençlerini kaybettiklerini ve yiğitçe direndiklerini gördük ve görmekteyiz biz. (365)
                                12. 11. 1358

                                Süper güçler ve şeytani kuvvetlerle girişilen savaş meydanlarında kadınları erkeklerinden daha önce hazır olan bir millet zaferi elbette ki kazanacaktır. (366)
                                27. 5. 1359



                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X