Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


    KUTSAL SAVUNMADA KADINLARIN FEDAKÂRLIKLARI

    Yaşasın hak ve zafer yolunda yiğitçe kıyam ve fedakârlıkta bulunup
    milleti - mizin yüzünü bütün - dünyada ak çıkartan yaralı ve malul bacı
    ve kardeşlerimiz! (367)

    9. 10. 1358
    * * *
    Savaş ortamında dilaverce ve yiğitçe hayatını sürdürmekte olup Allah yolunda Allah'ın düşmanlarmca öldürülmekten korkmayan, Allah rızası için aziz vatanını dişiyle tırnağıyla savunup islam savaşçılarına moral veren, fevkalâde bir ihlasla varından yoğundan geçerek gösterdiği mükerrer fedailiklerle baştanbaşa amansız mücadelelerle dolu tarihine -yeni - cesaret ve yiğitlikler yazdıran ve yazdırmakta olan; bu yiğitlik ve fedakârlık dersleriyle dünya mustaz'aflarına, Allah Tealâ'nın "yalınayaklıları iktidara getireceği" vaadinin hak olduğunu öğreten; taviz vermeyen mücadeleleriyle süper güçler ve - onların yardakçısı olan diğer - güçlerin yüzünün karalığını bütün dünyaya gösteren sizlere, -cephedeki - bütün bacılara ve kardeşlere selam veriyor, sabrınız ve azimli direnciniz karşısında saygı ve takdirle eğiliyorum. (368)
    11. 1. 1359

    İran'ın büyük - onurlu - kadınlarının islâmi hareketi hep alnı açık, başı dik ve muzaffer olsun! İslâmi vatan ve Kur'an-ı Kerim'i müdafaa sahnesindeki değerli ve cesaretli varlığıyla inkılâbı azfere ulaştıran ve şimdi de cephe ve cephe gerisinde faaliyetle meşgul olup fedakarlığa hazır olan bu onurlu kesim bütün takdirlere şayandır! (369)
    4. 2. 1360
    * * *
    Bu savaşta bu halkın nasıl fedakarlıkta bulunduğunu; bu gençlerin, bu anaların, bu babaların nasıl fedakarlık göstermekte olduğunu görüyorsunuz işte! (370)
    24. 1.1361
    * * *
    Bu büyük kadınların tahmili savaş sırasında gösterdiği direniş ve fedakarlıklar öylesine şaşırtıcı ve hayret vericidir ki kalem ve beyan bunu anlatmaya yetmemekte, hatta mahcup duruma düşmektedir.

    Bendeniz bu savaş boyunca, azizlerini kaybetmiş analar, bacılar ve zevcelerden öyle davranışlar gördüm ki bu inkılaptan gayrı hiçbir -inkilapta - bir başka benzerine rastlanabileceğini sanmıyorum! Her ne kadar - savaşın - bütün sahneleri böyleyse de benim hafızamda hiç unutmayacağım bir hatıra olarak kalan - en ilginç - sahne, genç bir kızın, savaşta her iki kolunu da kaybetmiş ve her iki gözü ciddi şekilde yaralanmış bir aziz devrim muhafızıyla evlenmesiydi. Bu cesur ve yürekli kız, o büyük, samimi ve şefkat dolu kalbiyle "madem ki cepheye gidemiyorum, hiç olmazsa bu evlilikle, dinime ve inkılaba karşı gönül borcumu ödemiş olayım!" diyordu! Bu ruhani sahnenin azemetini, taşıdığı insani değer ve terennüm ettiği ilahi nağmeleri yazarların, şairlerin, hatiplerin, ressamların, sanatkârların, ariflerin, filozofların, fakihlerin ve akla gelebilecek hiçkimsenin beyan veya tasvir edebilmesi ve büyük ruha sahip bu kızın gösterdiği fedakarlıkla taşıdığı maneviyat ve Allah'ı arama melekesini mevcut ölçü ve kıstaslarla hiçkimsenin değerlendirebilmesi mümkün değildir. Bu mübarek gün böyle bir kadının, böyle kadınların günüdür işte; Allah Teala yüce islam dini ve aziz İran için ve bunların görkemi için korusun onları. (371)

    25. 1. 1361
    * * *


    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


      ŞEHADET VE KADINLARIN ŞEHADETE ÂŞIK YAPILARI

      Sizin ve bütün Iran milletinin kalbinde tecelli etmiş olan bu şey Kur'an'm ve islamm nurudur. Siz hanımların da şehadetten korkmamanıza sebeb olan bu şey iman nurudur. (372)
      16. 2. 1358
      * * *
      Bizim bütün gençlerimiz şehadete hazırdır, kadınımız erkeğimiz şehadete hazırdır bizim! (373)
      19. 2. 1358
      * * *
      Muhterem hanımlardan bir grup buradaydı, içlerinden biri "ne olur Kürdistan'a gitmemize izin verin" diye ısrar ediyordu^62). Ben "hayır" dedim, "Kürdistan hallolur, sizin oraya gitmenize gerek yok" dedim. Biri de önümü kesti, ta oraya kadar, oraya kadar peşimi bırakmadı, "benim şehid olmam için dua edin, ne olur!" diye ... "Sizin şehid sevabı kazanmanız ve - hayatta kalıp İslama - hizmet etmeniz için duacıyım" dedim. Böyle değişim ve başkalaşımlar olmuş işte!.. Sadr-ı islamda da işte böyle bir şehadet aşkıyla öylesine ilerlemeler kaydettiler ve takriben yarım asır zarfında dünyanın gelişmiş ülkelerini, o dönemin kalkınmış medenî dünyasını fethettiler. (374)
      12. 6. 1358

      Bazı hanımlar gelip "Kürdistan için Allah yolunda şehid olmamıza dua edin" diyorlar, bazı hanımlar gelip "izin verin biz de Kürdistan'a gidelim, biz de gidip orada savaşalım" diyorlar, ben "hayır" dedim, "bu doğru değil, halk yapar bunu, bizzat ordu, bu işi halleder" dedim. (375)
      10. 7. 1358
      * * *
      Bazı hanımlar gelip "dua edin de biz şehid olalım" diyorlar, bazı kardeşler" bizim şehid olmamız için duacı olun" diyorlar; milletin bütün kesimlerinde başgösteren bu - muazzam - ruhi ve fikrî değişim ve tahavvülde herkesin bir tek - ortak - gayesi vardı: İslam Cumhuriyeti! İşte zaferi getiren bu oldu, çünkü hak bir gayeydi ve hak da muzafferdir - daima - Bunu korumanız gerek işte. (376)
      11. 7. 1358
      * * *
      Gayeleri uğrunda sarsılmaz bir irade, azim ve kararlılıkla her zorluğa katlanmaya, hatta şehadete hazır olan muhterem hanımları her gördüğümde bu yolun zaferle sonuçlanacağından bir kez daha emin oluyorum. (377)
      10. 10. 1358
      * * *


      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


        Burada genç bir çiftin nikahını kıydım; genç kız, nikahtan sonra, giderayak bir kağıt uzattı bana. Okudum, "gençlerimizin şöyle şöyle olması için dua edin ... vs "den sonra, sonunda" ben şehadete aşığım" diye yazmış ... Bunun gibi çok var daha ... Bunlar, Allah Tealâ'nın sizlerde meydana getirmiş olduğu - muazzam - insanî değişimlerdir, kıymetini bilin, Allah tarafından hediye edilmiştir size bu! (378)
        12. 10. 1358
        * * *
        Gençlerimizin şehadete vurgun olduğunu biliyorsunuz; bunlardan bazıları benimle görüşürken, bazı hanımlar, "şehid olmam için dua edin" diye yemin verdiriyorlar bana; ben de onların şehid sevabı kazanması ve muzaffer olması için dua ediyorum. (379)
        26. 1. 1359
        * * *
        Bu hareket başlayalıberi her birkaç günde bir bazı kadınlar ve erkekler bana gelip "şehid olmamız için dua edin" diye ısrar etmekteler; ben dua ediyorum ki siz başarılı olasınız ve şehadetin sevabını kazanasınız, islam için hizmetlerde bulunasmız. Bu moral, ilerlemenizi sağlar, bu moral ve haleti ruhiyeyi ciddiyetle koruyun. (380)
        25. 2. 1359
        * * *
        Takriben hareketin ta başından - ki o zaman ben Necef - teydim^63) -şimdiye değin gençler kadınıyla, erkeğiyle gelip "bizim şehid olabilmemiz için duada bulunun" diye rica ediyorlar. Ben de şehid sevabına nail olmaları için dua ediyorum. Bir süre önce burada, Tahran'da bir nikah kıydıydım, nikahtan sonra gelin hanım bir kağıt verdi bana, açıp okudum, baktım ki "benim şehid olmam için dua edin" diyor. Yeni evlenmiş, henüz yuva kurmuş genç kadın "dua edin ki ben şehid olabileyim" diyor. Şehadete bunca vurgun olan ve şehid olabilmek için başkalarının duasını isteyen bir millet, askerî müdaheleden korkar mı?! (381)
        14. 3. 1359
        * * *
        Hanım ve erkeklerinden şehid vermiş, hem kadını hem erkeği şehadete vurgun olan bir millete kimse zarar veremez. Milletin bu coşkun selinden ümitvarız biz, en ön safta da milletin en değerli kesimi olan ve islâmî gayelerin ilerlemesi için mücahedelerde bulunan muhterem hanımlar var. İran milletini - bu cihetle - kutlarım! Hiçbir güçten korkumuz yoktur zira kadını erkeği - islam uğrunda - can vermeye hazır olan şehadet aşığı bir milletle hiçbir güç başedemez. Sizin gücünüz ilâhi güçtür. (382)
        27. 5. 1359
        * * *


        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


          Henüz yeni evlenmiş gelinleri ve damatları şehadet için gönüllü olan ve Allah yolunda herşeye kendisini hazırlamış bulunan bir millet neden korkar artık?! Şehadeti saadet bilen bir millet muzafferdir. Kendisini ve herşeyini İslama adamış bir millet muzafferdir. Ölsek de, öldürsek de zafer bizimledir. (383)
          17. 6. 1359
          * * *
          Bugün kadın erkek, büyük küçük halkımızın tamamı bugüne değin kendilerine yapılmış olan ve bugün engellenmekte bulunan tecavüzlerin karşısına dikilmek ve hürriyet, bağımsızlık ve zulümden kurtulma yolunda can vermek azmindedir; bütün milletler ve bütün devletlerden bu insanî beklentimiz var. (384)
          22. 11. 1359
          * * *
          Allah'ın selamı bu inkılâpta ve vatan müdafaasında yüksek şehadet mertebesine nail olan kadınların üzerine olsun! (385)
          4. 2. 1360
          * * *
          Kadınından erkeğine, büyüğünden küçüğüne, tamamının yüreği şehadet aşkıyla çırpınan, şehid olabilmek için yekdiğeriyle yarışan, dünyevî ve hayvanî şehvetlerden kaçarak gayb alemine ve O Ulvî Dost'a inanmış bulunan bir millet, ne kadar büyük olsa da uğradığı bu tür hasarlarla sahneyi terketmez, mücadele meydanından kaçmaz. (386)
          22. 11. 1360
          * * *
          Bombardımanlar altında ve hastahane odalarında hasta yataklarından şehadet marşını terennüm ederek kopmuş kolları ve bacaklarıyla "insanyetiştirici cepheler" e geri dönme hasretiyle tutuşan bu örnek kadınlar; erkekler ve çocuklar; bizim tasavvur, ettiğimizin, filozoflarla ariflerin kaleme aldığının, sanatkârlarla ressamların ifade etmeye çalıştığının çok ötesindedirler ... Onların ilmî, mantıki ve irfânî adımlarla bulduklarına, bunlar gaybî adımlarla ulaşmışlardır; onların kitap sayfaları arasında aradığını bunlar Hak yolunda kan ve şehadet meydanında bulmuşlardır. (387)
          6. 6. 1362


          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

          Yorum


            Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


            Şehadet için yola çıkan, kadınıyla erkeğiyle şehadete aşık olan ve şehâdeti haykıran bir millet falan şeyin yokluğundan, filan şeyin çokluğundan yakınıp durmaz artık. Ekonomik duruma pek aldırmaz, ekonomiye bağımlı olan ve ekonomiye bel bağlayanların derdidir çünkü bu. Allah'a bel bağlayan ve O'na gönül verenler ise şu az, şu çok, şundan az geldi, bundan çok olmalı, fiatı az olmalı, fiatı çok olmalı ... vs. gibi şeylerle uğraşmazlar bile! (388)
            29. 11. 1363
            * * *
            Siz, gelip Cuma namazını vuruyor - Cuma namazında bombalı terör eylemine girişiyor - sunuz ... Cuma namazını vurmakla milletimizi geriye adım atmaya zorlayacağınızı sanıyorsunuz ha?! Cuma namazında -milletimizin - ne yaptığım gördünüz işte! Gerçekten söylemeye değer, tarihi bir olaydır bu; orada olamayan, o manzarayı gözleriyle görmeyen inanmaz buna; kadının kucağında çocuğu olduğu, adamın yanında çocuğu olduğu halde hiç kıpırdamadan öylece durduğuna, kalabalıktan gelen onca basınca rağmen kimsenin tınmadığma; bir taraftan o namertlerin attığı bomba patlıyor - hemen yanınbaşmda -, diğer taraftan da öylesine makinalı tüfeklerle taranma ... Hepiniz gördünüz işte ... Bütün bunlara rağmen halk tam bir huzur ve güvenle oturmuştu öylece, kimse aldırmıyordu, kimse yerinden dahi kıpırdamadı^. Bizim milletimiz böyle bir millettir işte. (389)
            29. 11. 1363


            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


              CEPHE GERİSİNDE VE İSLAM SAVAŞÇILARINA DESTEK HUSUSUNDA KADINLARIN ROLÜ


              Tarihe bir bakın hele; tarihin başlangıcından bugüne değin nerede gördünüz böyle bir şeyi; kadınların, gençliğini yaşaması gereken genç kadınlardan, ihtiyar kadınlarına ve erkeklerine varıncaya kadar -tamamının - kendi ordusunu bunca desteklediği, inkılap muhafızlarına bunca destek verdiği bir halk nerede görülmüş? Varsa, söyleyin, biz de bilelim; hani? Erkeklerle; inkılap muhafızları, ordu, jandarma kuvvetleri^64) ve diğer bütün silahlı kuvvetlerle birlikte kadınların da omuz omuza onlara destek verdiği böyle bir şey ne arar sizde? (390)
              6. 8. 1359

              Memleketimiz baştanbaşa savaş halinde işte; evlerdeki kızlar da savaş halindeler, cephede savaşmakta olanlar için çalışmakta onlar da. (391)
              12. 8. 1359

              Irakta bunlara da^) böyle yardım eden bir köy bulabilir misiniz?! Onlar zorla alıyorlar tabi, talan ediyorlar, zorbalıkla alıyorlar -köylülerden - . Ama gençleri, kadınları - cephe için gönüllü olarak -ekmek pişiren, paketleyen vb. hizmetlerde bulunan - bizim köyler gibi -bir tek köy bulamazsınız Irak'ta. Böyle bir millet kimden korkar artık? Niçin korksun ki?! (392)
              12. 8. 1359

              Sizin savaş cephelerinde bulunduğunuz ve Allah yardımcıları olsun, ordumuzun merkezlerde faal olduğu şu sırada - size ve - ordumuza kimler destek vermekte şimdi? Sizler için ekmek pişiren o kadınlar, sizler için para bağışında bulunan, gıda ve giyecek yardımı yapan, onca yardım malzemesi gönderen hep şu müslüman halktır. Televizyonunuza bir bakın; bir kadının elinde on tane yumurtası var, onu getirip veriyor, on tümen parası^***** olan bir çocuk getirip o on tümenini veriyor ... Bunlar niçin getirip veriyor bunları? İslam için getiriyorlar, islâmi bir ülke için veriyorlar bunları (393)
              25. 8. 1359

              Eğer Muhammed Rıza - şah - zamanında bir savaş olsaydı, mesela Ehvaz şehrinde bir savaş olsaydı, Horasan eyaletindeki^65) kadınlar onun - askeri - için ekmek pişirirler miydi? "Inşaallah yenilir" diye dua ederlerdi belli ki; şimdi ise durum böyle; dünyanın neresinde görülmüş böyle birşey? Halkın devleti ve orduyu böylesine desteklediği dünyanın hiçbir yerinde görülmüş şey değildir. Benzeri vuku bulmuş değildir. Tarihte de bulamazsınız. Elinde on tümeni olan küçücük çocuklar getirip orduya hibe ediyorlar onu; oradaki silahlı kuvvetlere bağışlıyor, 80'lik nineler ellerindeki birkaç yumurtayı getirip veriyorlar ... Çok değerli bir davranıştır bu. Kıymetli şeylerdir bunlar, ama bu değeri korumamız gerekir, memleketimizin zaferi de bu değerler içindir işte, kalplerin bu zaferi, memleketin zaferinden daha önemli, daha üstündür. (394)
              * * *


              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                Halkımızın tamamı, sadece gençler ve cephedekiler değil, yaşlı kadınlarla yaşlı dedeler ve henüz buluğuna dahi ermemiş küçük kız çocukları da zorluklarla savaşmakta ve savaş meydanında varlık göstermektedir, herkes cephede görmektedir kendisini (395)
                28. 12. 1359
                * # *
                Orduya ve silahlı kuvvetlere cephe gerisi - lojistik - hizmetlerde bulunmakla meşgul olan şu muhterem hanımları televizyondan gördüğüm zaman içimde onlara karşı öyle bir değer duygusu hissediyorum ki başkasına karşı böyle bir değere kail olmam mümkün değil. Çünkü onlar yaptıkları işlerin karşılığında bir mevki veya makama sahip olabilmek ya da halktan birşeyler koparabilmek gibi hesapların içinde değiller, bilakis, cephelerde cihadla meşgul olduklarını söyleyebileceğimiz isimsiz kahramanlardır onlar. Nitekim İslam Cumhuriyeti'nin; halkın bütün kesimlerinin böylesine sahnede faal bulunmaları ve bütün kesimlerin herşeye nezarette bulunuyor olmasından başka bir semeresi olmasaydı; bu bile tek başına bir mucize sayılırdı, başkaca hiçbir yerde böyle bir bir mucizenin tahakkuk etmiş olduğunu sanmıyorum, insanoğlunun elinin müdahelesi olmaksızın -gerçekleşmiş - olan ilâhi bir hediyedir bu, Allah Tebarek ve Teala bu hediyeyi lütfetmiştir bizlere. Bize de bu nimetin kadrini bilmek ve cephe gerisinde hizmet vermekte olan ve yerle bir olmuş veya yarı harabe hale gelmiş şehirlerdeki bu hanımlara, bu bayanlarla çocuklara uymak düşer. İslam ahlakını, iman ve Allah'a bağlılığı bunlardan öğrenmeliyiz biz.(396)
                28. 12. 1359
                # # *
                Belki de tarihin hiçbir diliminde benzeri bulunmayacaktır bunun; küçük çocuklar yaşı küçük gençler, kadınlar, yaşlı nineler, gelinler, damatlar, herkes bu cephede hazırdır şimdi, savaş cephesi, bütün milletimizin katıldığı bir cephedir bugün. (397)
                16. 1. 1360
                * * *
                İran'da vuku bulan en büyük vak'a İran kadınlarında başgösteren köklü değişimdir. İran hanımlarının bu hareket ve inkılaptaki paylan erkeklerden daha fazladır. Cephe gerisinde faaliyetle meşgul bulundukları bugün de onların payı diğerlerinden fazladır. Keza meslekleri olan eğitim işinde, ister çocuklarının, ister daha küçük yaştaki bebeklerin veya sınıflarda ya da diğer yerlerdeki eğitim konusunda da yine bu inkılapta büyük payları var. Hanımlardaki duygu ve şefkat, onlara mahsus duygulardır, erkeklerde yoktur bu duygular; bu nedenle de cephe gerisinde bu duygusallıklar nedeniyle hanımlardan sâdır olan şeyler, erkeklerde görülenlerden çok daha fazla, daha üstün ve daha değerlidir. Hanımlar, taşıdıkları ince duygular nedeniyle cephe için çok faydalı şeyler yaptılar ve halâ da yapmaktalar. (398)
                2. 3. 1360



                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                  Allah Tebarek ve Teala, milletimize lütufta bulunarak bu zaferi ülkemize nasib etti. Hanımların inanç ve sadakati neticesinde, umarız gelecekte bu milletin ve islamm dayanağı - hanımlar - daha güçlü olur ve siz muhterem hanımların çaba ve gayretleri sayesinde memlekete öylesine gençler öyle fertler kazandırılır ki hem zafere kadar cephede savaşı başarıyla götürürler, hem içeride, cephe gerisinde bayındırlık ve ülke yararına olan diğer işlerde kıyam edebilirler. (399)
                  2. 3. 1360
                  * * *
                  İran ve İran'ın bütün müslüman halkı orduyu sevmekte ve desteklemektedir. Nitekim görüyorsunuz da; siz orada savaşırken halk da cephe gerisinde her nevi yardımda bulunmakta, kimse mecbur etmediği halde hem de; hatta küçük çocuklar bile kumbaralarını getirip hediye ediyorlar sizler için; yaşlı nineler kara gün için sakladıkları altını getirip sizler için bağışlıyor. (400)
                  24. 3. 1360
                  * * *
                  Halkımızın bugün gösterdiği yardım ve destek gerçekten benzersiz bir hadise. Kara gün için biriktirdiği ve yegane tasarrufu olan küçük bir parça altınını getirip Allah yolunda ve bu savaşın islam lehine zaferi için infak eden kadınlara şahid oluyoruz her gün. (401)
                  4. 3. 1361

                  Göçebe boylarının genel seferberliğine^6) katılarak mali ve diğer yardımlarını gönderen ve hem ileri hatlarda hem cephe gerisinde çeşitli yardımlarını esirgemeyerek savaşçılarımıza moral veren ve askerlerimize samimi ve sağlam bir destek oluşturup düşmanlarımızın oyunlarının anlaşılması ve plânlarının suya düşürülmesine vesile olan siz arslan erkeklerle arslan kadınlara selam! (402)
                  14. 3. 1361
                  * * *
                  insafla söylemek gerekirse, herşeyini getirip veren ve hiçbir karşılık da beklemeyen bu değerli halk kitlelerine minnet borçluyuz biz; bir ömür boyu kara gün için biriktirdiğini getirip islam için veren o yaşlı ninelerden, kumbarasındaki parayı getirip İslama bağışlayan - çocuk -lara varıncaya kadar hepsine borçluyuz. Bu milleti tavsif edebilmem, onlardan hakkıyla teşekkürde bulunabilmem mümkün değil, bu cihetle Allah Tebarek ve Tealâ'dan onlara özel inayetlerini lütfetmesini diliyorum. Allah Tealâ hepinizi korusun ve bu siperlerde dimdik ayakta kalmanızı sağlasın inşaallah. (403)
                  25. 7. 1361
                  * * *



                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                    Kum halkına ve Kum'un değerli hanımlarına müteşekkirim ben; süper güçler ve fasit güçlerle uğraşmakta olduğumuz ve İran'ın her taraftan onların saldırılarına maruz kaldığı böyle bir zamanda siz hanımlar da cephe gerisindeki o faaliyetlerinizle, cephedeki savaşçıların yaptığını yapmaktasınız aslında; onlar gibi siz de faaliyetle meşgulsünüz: Bir yandan kendinizi, çocuklarınızı ve genç hanımları eğitip yetiştirmekte, diğer yandan da cephedekilere destek verip - lojistik hizmetlerde - yardımcı olmak - tasınız, son derece değerli ve takdire şayan bir şeydir bu, Allah Tebarek ve Tealâ indinde özel bir değere haizdir. (404)
                    22. 12. 1361
                    * * *
                    Millet yardım ediyor; şu çarşı pazardaki halk, köylerde, kasabalarda ve şehirlerdeki halk yardım ediyor savaşa, cephelere ve cephe gerisine; kadınları, çocukları ve büyükleriyle, herkes hizmetle meşgul işte. Bunlar yorulmuş değil! Neden yorulsunlar hem?! Islamdan yüz çevirir mi bu millet?! (405)
                    26. 5. 1362
                    * * *
                    Sizlerin ve değerli kardeşlerle bacılarınızın Kaadir Allah Tealâ'nın özel lütfuna mazhar olan özel ihlasınızla cephe ve cephe gerisindeki mücahedeleleriniz olmasaydı sizin aziz ülkeniz İslam Cumhuriyeti'ni bu fırtınalı denizde boğabilmek için elele veren ve pazularını - n gücünü -birleştiren Doğu, Batı ve bunların yardıkçılarının elinden hangi güç, hangi savaş silahı kurtarabilirdi sizi? (406)
                    18. 11. 1363

                    Bize düşen vazife, şehadet aşkı ve yiğitlikleriyle islami ülkelerini savunan ve tertemiz kanlarını vermek suretiyle bende vurulmuş bütün milletlerin hürriyet ve bağımsızlık yoluna ışık tutan aziz savaşçılarımızdan, kendi acziyetimizi itiraf ederek kadirşinaslıkta bulunmak ve islami ve islâmi beldenin mukaddes müdafaası yolunda cephe gerisinde tam bir ciddiyetle aziz mücahidlere destek vermekte olup bu uğurda hiçbirşeyini esirgemeyen, hiçbir ihmalkarlıkta bulunmayan değerli analarla babalar, bacılar, kardeşler ve eşleriyle -mücadelenin - bütün sahnelerinde varlıklarını gösteren inanç sahibi değerli milletimizin tamamına teşekkür etmektir. (407)
                    10. 6. 1364
                    * * *
                    Siz hanımlar, siz bayanlar, şuna dikkat edin: Cephede öne doğru ilerlemek ve önayak olmak nasıl erkeklerin vazifesiyse, sizler de cephe gerisinde yardımcı olmakla muvazzafsınız. (408)
                    11. 12. 1364
                    Islama ve - islam düşmanı - güçlerle onların aşağılık yardakçılarının şerrini gidermek için kelle koltukta savaşan aziz islam savaşçılarına daha fazla yardımda bulunabilmeleri için Allah onlara tevfik inayet buyursun; Iraklı muhterem hanımların bağışta bulunduğu pek değerli meblağ ulaştı. Allah Tealâ'dan herkese selamet ve saadet dilerim. (409)
                    28. 9. 1366
                    * * *


                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                      6. Fasıl

                      SÖMÜRÜ - EMPERYALİZM - VE PEHLEVİ REJİMİNİN KADINLARA YÖNELİK PLÂN VE CİNAYETLERİ

                      - Kendini Kaybetme Ve Batı Çarpılmışlığı
                      - Örtünme Yasağı / Kıyafet Devrimi!
                      - Kadınların Ismarlama Toplantı Ve Merasimlere Katılması
                      - Kadınlara Eşit Haklar İddiası
                      - Kızların Asker Olarak Orduya Alınması
                      - Kadın Erkek Karması
                      - Tağut Rejiminin Kadın tlürriyetinden Yanaymışçasma Görüntüsü Sömürü - Emperyalizm - Ve Pehlevi Rejiminin Kadınlara Yönelik
                      Plân Ve Cinayetlerine Dair Bazı Konuşmaların Tam Metni




                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                        Bunlar insani eğitimi büsbütün ortadan kaldırdılar İran'da. Yerine batı eğitim ve terbiyesini, üstelik batının doğru eğitimlerini de değil, bozuk ve ahlaksızını yaydılar aramızda, şu, oğlunun^ zamanında maneviyat daha fazla mahvedildi hatta. Onun zamanında zulüm çok daha gözle görülebilir haldeydi; hanımlara daha fazla eziyet ettiler, halkın diğer kesimlerine daha fazla eziyet ettiler - onun zamanında-(411)
                        11. 4. 1358
                        * * *
                        Diyebilirim ki bu baba - oğul zamanında halkımızın diğer -kesimlerinden ziyade hanımlar zulüm gördü. Rıza Şah döneminde bunların hanımlara neler ettiğini sizler hatırlamazsınız belki; "İran'ı mesela, Avrupalılaştıracağız, İran'ı yenileştirip modernleştireceğiz, İran nüfusunun yarısını topluma kazandıracağız" gibi laflarla kadınların başına ne belalar getirdi bunlar, bilemezsiniz ... (412)
                        11. 4. 1358
                        * * *
                        O hanımlara sesleniyorum - sizleri kastetmiyorum, sizler halk kitlelerisiniz, ben öteki hanımlardan bahsediyorum - falan moda Batı'dan buraya gelmeli, filan makyaj Batı'dan buraya aktarılmalı gibi laflar edip orada bir şey olur olmaz aynını burada taklit etme sevdasından vazgeçmedikçe adam olamayacağınız gibi, bu halinizle bağımsız da olamazsınız; eğer bağımsız olmak ve bağımsız bir millet olarak tanınıp gerçek bir "millet" olmak istiyorsanız bu Batı taklitçiliğinden vazgeçmeniz gerekir. Bu taklidi sürdürdüğünüz sürece bağımsızlık ve istiklal gibi arzularınız olmasın boşuna. (413)
                        17. 6. 1358

                        Gençlerimizi yoldan çıkarmak için icad ettikleri herşey Batı'nın -uğursuz - armağanlarıydı; yani bütün plânları hem erkekleri hem kadınları yoldan çıkaracak, onların insanî bir rüşde ulaşmalarına mani olacak vesileler bulup hazırlamaktı (414)

                        22. 6. 1358
                        * * *
                        Kadınları ahlâksız erkeklerin ve gençlerin oyuncağı haline getirmek isteyenler haindirler. Kadınlar oyuna gelmemelidirler; süslenip püslenip üstü açık hallerde dışarıya çıkmanın kadınlığın gereği olduğu gibi bir yanılgıya düşmemelidirler. Kadının konumu bu değildir; kuklacılıktır bu, kadın-ın konumu - değil! (415)
                        12. 11. 1358
                        * * *
                        Zehirli yanlış kalemlerle kültürsüz konuşmacıların konuşmaları, siyah Pehlevi döneminin bu yüzkızartıcı ve esaretle geçen yarım yüzyıllık sürecinde kadını bir eşya ve meta haline getirmeye çalıştı ve direnci zayıf olanları öyle mekanlara çektiler ki kaleme almak mümkün değil. O cinayetlerin bir kısmını merak edenler Rıza Han döneminin zorunlu kıyafet devrimi ve tesettürün zorla kaldırıldığı o siyah günlerin serseri ve rezil gazete, dergi ve şiirlerine bakabilir, o zamanın fesat merkezleriyle ahlaksızlık yuvalarının durumunu inceleyebilirler, Yüzleri kara olasıcalar! O - sözümona - aydın - geçinen - kalemleri kırılasıcalar! Özgür erkekler ve özgür kadınlar adıyla işledikleri o cinayetlerin dünyayı sömüren emperyalistlerle beynelmilel canilerin plânları dışında gerçekleştiği de zannedilmesin! (316)
                        15. 2. 1359



                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                          Hep söyleyegeldiğim şeylerden biri de şudur: Bizi öyle bir hale getirdiler ki ya Batılı olmamız gerekiyor, ya da "hiç"! - Meselâ - genç bir hanım tepeden tırnağa batılı bir görünüm içindeyse eğer çok prestijli ve değerli bir konuma girivermekte, diğer müslümanlar gibi - tesettürlü -olması halindeyse "çok geri kalmış" oluvermektedir! İlericilik veya gericiliğin ölçüsü "batılılaşma" ydı yani; elbisesi şöyle olacak, ayakkabısı şöyle olacak, veya mesela kullandığı herşey yurtdışından gelmiş olacaktı ... vs. Tüketici olarak yetiştirdiler bizi, - evet - bunun - onları taklit edip sadece onların mallarını tüketmemiz - için tüketici haline getirdiler bizi(417)
                          17. 12. 1360
                          * * *
                          O zamanı hatırlayanlar bu alçak hainin, vatansız yardakçılarının da yardımıyla neler yaptığını, plânlarının bir an önce hızla gerçekleşmesini sağlayabilmek için mazlum hanımları birer tüketiciye dönüştürerek yoldan çıkarıp ahlaksızlıklara sürükleyecek yollara başvurduğunu bilirler. O kara günleri görmeyen nesil hep o çağın yadigârları olan kitaplara, şiirlere, yazılara, tiyatrolara, gösterilere, gazetelere, dergilere, fuhuş ve kumar merkezlerine, şarap satan mekânlar ve sinemalara bakacak veya -o dönemi - görenlerden soracak olurlarsa - facianın boyutunu - anlarlar. Kadına; bu "insanyetiştirici ve eğitici" kesime "modern ve ileri kadın" (!) gibi cafcaflı isimler ve aldatıcı görünümler altında ne zulümlerde bulunduklarını, ne hıyanetler işlediklerini de sorsunlar onlardan ... (418)
                          25. 1. 1361
                          * * *
                          İster kadın, ister erkek olsun, her iki kesime de baktığınızda halkın değer ölçüsünün giyim - kuşam tarzı olduğunu görürdünüz, insanlar giyim tarzı, eblisenin dikişi, makyaj ve süslenmeleriyle değer kazanıyorlardı. Kim daha iyi giyinmişse, kim daha şık geziyorsa halkın nazarında o daha değerli ve daha bir başkaydı; Avrupa stili makyaj yapan ve giyim kuşamını oradan aldığı ilhamla belirleyen bir kadın diğer kadınların nazarında da daha değerli ve prestijli sayılıyordu; tabi çoğunluğun nazarında - durum böyleydi ve - değerler hep maddiydi, maddi şeylerle ölçülmedeydi (419)
                          5. 10. 1361
                          * * #
                          kalkınmadan mahrum bıraktılar bizi. Baştan Pehlevi sülalesi gelmek üzere hain devlet adamları ve kendi özümüze ait herşeye karşı olan propaganda merkezleri, kendisini küçük görme ve aşağılık duygusuna kapılmalar bizi ilerleme yolunda yapılabilecek bütün faaliyetlerden alıkoydu. Türlü malların ithali, bayanları ve erkekleri, özellikle de genç kesimi makyaj, süs ve konfor malzemeleri gibi ithal malları ve çocukça oyunlarla oyalama, aileleri yanşa sokma ve alabildiğine tüketicileştirme -ki bunun da pek acı hikayeleri vardır - ve faal üyeler olan gençleri fuhuş ve ayyaşlık merkezleriyle oyalayıp mahvına sebep olma ... ve inceden inceye hesaplanmış bu gibi onlarca felâket, ülkeleri hep geri kalmış bir halde tutmak içindir. (420)
                          15. 3. 1368 (Vasiyet)



                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                            ÖRTÜNME YASAĞI / KIYAFET DEVRİMİ (!)

                            Dinadamının dediği şudur: Bu utanç verici örtünme yasağı veya -başka bir deyişle - bu "süngü zoruyla kıyafet devrimi" memlekete maddi ve manevi zararlar verecektir ve Allah ve peygamberinin kanununda da "haram" dır! Dinadamı şunu demektedir: Ecnebi artığı olan o fötr şapka bir islam ülkesi için utanç ve yüzkarasıdır, istiklal ve bağımsızlığımızı lekelemektedir ve Allah'ın kanununa göre de "haram" dır.

                            Keşful Esrar s: 213
                            * # *
                            Memleketin medenileşme ve kalkınmasını, kadınların sokaklarda çıplaklaşmasında gören ve "örtünme yasağıyla birlikte ülke nüfusunun yarısı topluma yararlı hale gelecektir" gibi ahmakça sözler sarfeden - ki nasıl yararlı olacakları da şimdiden malum zaten - 1er, memleketin akıl ve mantık çerçevesinde ve Allah'ın hükümleri ve akıl - mantık kanunlarıyla idare edilmesini istememektedirler.

                            Keşful Esrar, s: 224
                            * * *
                            Biz diyoruz ki memleket kanunları ve adalet kurallarına ters düşerek "polis" adı altında bir grup yamyam hayvan sürüsünü şehirlere ve köylere salıp müslüman halkın suçsuz günahsız iffetli ve namuslu kadınlarına musallat ederek onların ırz ve iffet örtüsünü süngü zoruyla çekip alan ve müslüman hanımların çarşaf ve başörtülerini yağmalayıp talan eden ve yanında erkeği bulunmayan iffet sahibi kadınları çizmeli tekmeler altında ezerek karınlarındaki mazlum bebeklerini düşürten bir devlet ve hükümet zalim bir devlettir, zalim bir hükümettir ve böyle bir devlete yardımda bulunmak küfüre denktir ve biz diktatörce yönetimi "zalim" bir yönetim saymakta, yöneticilerini "zalim" bilmekteyiz! Bu sözlere itirazınız varsa söyleyin, söyleyin ki rezaletiniz daha da artsın!

                            İran'ın mazlum halkı kadınlara ve onların masum ve mazlum bebeklerine öyle davranan ve yüzsüzlükler, rezaletler ve zulümlere irtikap eden o günlerin diktatör yöneticilerinin yüzünü dahi görmek istememektedir bugün. Keza kim o - zalim diktatörleri muhterem ve saygıdeğer bilirse şeref ve insafın zerresi yok demektir kendisinde. O kaçak döktatörün zalimane işlerine - ki bunların en fecisi kadınların örtülerinin zorla açılması olan kıyafet devrimiydi - destek veren o gazeteler vahşiyâne diktatörlük aslına yardakçılıkta bulunmaktadırlar ki onların gazetelerini meydanlarda ateşe verip yakmak gerekir.


                            Keg'ul Esrar s: 239
                            * * *


                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                              Polis ve bekçinin halkın asayiş ve güvenliğini sağlayacağı yerde çizmeler ve süngülerle mazlum ve masum hanımların örtülerini zorla açmak veya genel fuhuş yaratmak ya da yine kendileri o utandırıcı melon şapkayı giymek için o yollara başvurduğunu gören halkın, bütün bunlara rağmen yine de vergiyi devletin hakkı olarak görmesini - ve devlete vergi ödemeyi bir vazife telakki etmesini - mi bekliyorsunuz?!
                              Keg'ul Esrar s: 250
                              * * *
                              Memleket böyle ilerleyecek diyerek elalemin genç kızı - kadınıyla dansedip içki içerek serserilik yapmak isteyen bu şehvetperest hayvanlar, hassas gençlerimizin iffet ve dürüstlüğünü yele veren ve Rıza Han'ın bu memlekete yaptığı en büyük ihanetlerden biri olan "kadınların örtünmesini zorla engelleme" ihanetinden bir türlü vazgeçmemektedirler. Halbuki çok geçmez, dindar insanlar yakında Allah'ın izniyle demir yumruklarla onların o beyinsiz kafasını parçalayacak ve o şehvetperestliklerini başlarına yıkacaklardır.
                              Keg'ul Esrar s: 283
                              * * *
                              Bu ülkeye "ne mutlu" dediğiniz o mutluluklar nerede, hani?!
                              Evet, o mutluluk denilen şeylerden geriye kalan, başkalarının artığı bir melon şapkayla kadınların örtüsünün zorla açılması şeklindeki iffet ve namusa aykırı, ev - bark yıkan - ters uygulamalar ve birkaç büyük cadde ve sokak ve servet kaynaklarımızın talan edilip ahlâki erdemimizin yağmalanmasından ibarettir bugün; bu mutluluklara bakarak - geriden gelen - diğer mutlulukların ne olduğunu varın siz düşünün artık!


                              Keşful Esrar s: 292

                              Hanımları, o malum toplantılara katılmaya zorluyorlardı. Erkekler, o ahlaksız toplantılara hanımları ve kızlarıyla birlikte katılmaya mecbur edilmekteydi. Hatta Kum'da; ulemanın merkezi olan Kum kentinde de buydu durum; diğer bütün şehirlerde de aynı durum vardı (421)
                              11. 9. 1341
                              * * *
                              İşte; örtünme yasağı rezaletinden yirmi küsur yıl geçiyor, bakın görün yaptıklarınızı: Kadınları devlet dairelerine soktunuz, hangi daireye girdilerse felç oldu orası! (422)
                              11. 9. 1341
                              * * *



                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                Ynt: KADININ KONUMU...İmam Humeyni’nin – Ks - Düşüncesinde...


                                Niçin 17 Dey'in bayram olarakw kutlanmasına izin veriliyor halâ?

                                Menfurluk ve iğrençliktir böyle şeyler, memleketin saltanatını iğrençleştirmeyin bu gibi şeylerle! Biz nasihat ediyoruz, bu 17 Dey'i bırakın artık! Neyin fesad olduğunu biliyoruz biz! Bu memleketi korumaya bakın; memleketin ilerlemesi 17 Dey'lerle olacak şey değildir! (423)

                                11. 9. 1341
                                * * *
                                Şu örtünme yasağından Iran milletinin neler çektiğini bir Allah bilir... insaniyet örtüsünü de yırtıp parçaladı bunlar!... Ne kadar kadına saygısızlıkta bulundular, ne kadar insanın onurunu çiğnediler, bir Allah bilir! Süngü zoruyla alimleri zorladılar, hanımlarıyla eğlence merasimlerine, halkın gözyaşlarına ve nice acılara malolan o tür toplantılara katılmaya zorladılar ... Halkın diğer kesimlerine de ayni şeyi yaptılar, grup grup davet ediyor, aileleriyle birlikte zorla sokuyorlardı öyle toplantılara. Evet, kadın özgürlüğü dedikleri şey buydu işte; saygın insanları, tacirleri, alimleri ve esnafı "kendileri bu kutlamaları tertiplemişler" diyerek süngü ve polis zoruyla bu toplantılara sokuyorlardı .... Bu - kendi deyişleriyle, sözümona - eğlence merasimlerinin bazısında halk o kadar ağladı ki; - yetkililerin - zerrece utanma duyguları olsaydı, o eğlenceyi tertiplediklerine pişman olurlardı.(424)
                                19. 20. 56

                                Bir insanın müslüman olup da bu yüzkızartıcı örtünme yasağını kabul etmesi mümkün müdür? Nitekim Iran kadınları da ona karşı ayaklandılar "biz böyle bir şey istemiyoruz!" dediler Evet, bizim hür olmamız gerekir, ama bu herif - Rıza Han -" "siz hürsünüz, serbestsiniz, ama ille de çarşafsız ve başörtüsüz olarak okula gitmeniz gerekiyor!" diyor! "Hem özgürmüşüz, hem de ille de örtünmeyeceğiz?!" Ne biçim özgürlük bu?! (425)
                                29. 11. 1356
                                * * *
                                Bugün 17 Dey ... Ben hatırlıyorum; şu beyefendi de hatırlıyordur belki, bizim yaşımızda olanlar hatırlarlar bu herifin 17 Dey günü ne arsızlıklar yaptığını, bu millete ne baskılar uyguladığını, ne namusları çiğnediğini, 17 Dey'de ne kadar kadının bebeğini düşürdüğünü; şu 17 Dey ve onu takib eden günlerde bu herifin cellatlarının, memurlarının halka ne zulümlerde bulunduğunu, kadınlara ne zulümler ettiklerini, kadınları zorla evlerinden çekip çıkardıklarını ... Sizin - şahın - babanız yaptı bunları işte!... Teferruatını veremiyorum ben, onun yaptığı o işleri -kepazelikleri - tafsilatıyla açıp söyleyebilmek mümkün değil, öbür dünyada belli olacak orası... Bu dünyada biz anlayamayız bunu, onun ne - hunhar - canavar olduğunu bu dünyada anlayabilmemiz mümkün değil.(426)
                                17. 10. 1357
                                * * *



                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X