Ruh kemaline erismede bedein sertlik ve dayanikliliginin bir islevi yoktur. dogru ve isabetli söz etkildii, sert söz degil.
"size düsen, sert olmak degil, dogru ve isabetli olmaktir"
Allah kuranda söyle buyurmaktadir:
"Ey iman edenler! Allahtan korkup, skinin ve sözü dogru olarak söyleyin ki O amellerinizi islah etsin" (ahzab 70-71)
Bedenin sertlik ve pekliginden saglam/metin düsünce beklemememiz gerektigi, aksine düsüncenin verimliliginin temelinin bedenin selameti oldugu bizim icin aydinlandigi zaman, yavas yavas sadece düsüncein sorunu cözmedigini, bilakis yolu acanin ve problemi cözenin gönül oldugunu anlariz. gönül selameti önemlidir. yüce Allah, bazi erkekleri, kalp hastasi olarak tanimlamitir. bu sekilde tanimlananlar arasinda kadinlardan bahsedilmemektedir.
Gecmis konular icinde Ahzab suresinde ayetleri aciklarken (cenab-i Allahin, peygamberin hanimlarina (aleyhi alafü't-taiyye vessena) söyle buyurduguna isaret edilmisti:
"...artik sözü cekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbine hastalik bulunan kimse tamah eder. sözü maruf bir tarzda söyleyin" (ahzab 32)
Kadinlara sunu emretmistir: hem iyi konusun, hem de iyi söz söyleyin ki kalpleri hasta olan erkeler tamahlanmasinlar.bu hastalik, erkegin kalbindedir. kadin, erkegin esini duyp da tamah edecek özellikte degildir. O, gönül selametinden nasiplenmektedir; fakat teberrüz hastaligi (kadinin süslenip, güzelligini kocasindan bskasina göstermesi) haric. cünkü kadinda teberrüz hastaligi meydana gelebilir.
kiyas-i sugra, kadinlarin tür olarak gönül selametinden nasiplenmeleridir. kiyas-i kübra ise gönül ehli ve salim gönüllü olanlarin kiyamette kurtulmus olmaaridir: "ancak Allaha selim bir kalb ile gelenler baska" sonuc sudur: kadinlar daha basarilidirlar. kuran, bu kitap "sinelerde olana bir sifa" (yunus 57) buyurduguna ve sonra namahreme tamah hastaliktir, bu hastalik da erkektedir buyurduguna ve bucercevede kadinin hastaligindan söz etmedigine göre, kadinlarin bu özel hastaliktan salimdil olduklari anlasilmaktadir.
Eger biz, kendi gerceimizi, ne düzeyde bulunduumuzu bilirsek, bu türden güclük ve sorunari kendimiz icin asla gündeme getirmeyiz. cünkü bütün SIKINTI, aslolanin bize kapali olmasinda ve gercekten temel esasin hangisi oldugunu, görevlerin neler olduunu, ne icin yratildigimizi, deger ölcüsünün ne oldugunu anlamamizdadir. ayrica daha dayanikli ve pek olanin aha basarili oldugunu düsünmemiiz mümkünmü acaba?
halbuki gercek böyle dgildir.
-celal ve cemal aynasinda kadin/irfanda kadin bölümü. cevadi amuli-
"size düsen, sert olmak degil, dogru ve isabetli olmaktir"
Allah kuranda söyle buyurmaktadir:
"Ey iman edenler! Allahtan korkup, skinin ve sözü dogru olarak söyleyin ki O amellerinizi islah etsin" (ahzab 70-71)
Bedenin sertlik ve pekliginden saglam/metin düsünce beklemememiz gerektigi, aksine düsüncenin verimliliginin temelinin bedenin selameti oldugu bizim icin aydinlandigi zaman, yavas yavas sadece düsüncein sorunu cözmedigini, bilakis yolu acanin ve problemi cözenin gönül oldugunu anlariz. gönül selameti önemlidir. yüce Allah, bazi erkekleri, kalp hastasi olarak tanimlamitir. bu sekilde tanimlananlar arasinda kadinlardan bahsedilmemektedir.
Gecmis konular icinde Ahzab suresinde ayetleri aciklarken (cenab-i Allahin, peygamberin hanimlarina (aleyhi alafü't-taiyye vessena) söyle buyurduguna isaret edilmisti:
"...artik sözü cekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbine hastalik bulunan kimse tamah eder. sözü maruf bir tarzda söyleyin" (ahzab 32)
Kadinlara sunu emretmistir: hem iyi konusun, hem de iyi söz söyleyin ki kalpleri hasta olan erkeler tamahlanmasinlar.bu hastalik, erkegin kalbindedir. kadin, erkegin esini duyp da tamah edecek özellikte degildir. O, gönül selametinden nasiplenmektedir; fakat teberrüz hastaligi (kadinin süslenip, güzelligini kocasindan bskasina göstermesi) haric. cünkü kadinda teberrüz hastaligi meydana gelebilir.
kiyas-i sugra, kadinlarin tür olarak gönül selametinden nasiplenmeleridir. kiyas-i kübra ise gönül ehli ve salim gönüllü olanlarin kiyamette kurtulmus olmaaridir: "ancak Allaha selim bir kalb ile gelenler baska" sonuc sudur: kadinlar daha basarilidirlar. kuran, bu kitap "sinelerde olana bir sifa" (yunus 57) buyurduguna ve sonra namahreme tamah hastaliktir, bu hastalik da erkektedir buyurduguna ve bucercevede kadinin hastaligindan söz etmedigine göre, kadinlarin bu özel hastaliktan salimdil olduklari anlasilmaktadir.
Eger biz, kendi gerceimizi, ne düzeyde bulunduumuzu bilirsek, bu türden güclük ve sorunari kendimiz icin asla gündeme getirmeyiz. cünkü bütün SIKINTI, aslolanin bize kapali olmasinda ve gercekten temel esasin hangisi oldugunu, görevlerin neler olduunu, ne icin yratildigimizi, deger ölcüsünün ne oldugunu anlamamizdadir. ayrica daha dayanikli ve pek olanin aha basarili oldugunu düsünmemiiz mümkünmü acaba?
halbuki gercek böyle dgildir.
-celal ve cemal aynasinda kadin/irfanda kadin bölümü. cevadi amuli-
Yorum