Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ehli Beyt "aleyhisselam"mı yoksa "radiallahu anhu"mu?

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ehli Beyt "aleyhisselam"mı yoksa "radiallahu anhu"mu?

    BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM
    HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE
    VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE

    bundan sonra... bilindiği gibi biz şiiler Ehli Beyt imamlarının adını anınca "aleyhisselam" deriz. ehli sünnet ise "adiallahu anhu" der ve bizim neden "aleyhisselam" dediğimizi merak ederler. bazılarıda buna dayanarak şiileri Ehli Beyt imamlarının a.s peygamber olduğuna inanmakla suçlarlar. inşaAllah bu başlıkta ehli sünnet kaynaklarında Ehli Beyt imamlarının a.s adının yanında ne zikr edilmiş, Şianın böyle demekte dayandığı bir delili varmı ve s. gibi konuları ele almaya çalışacağız. Allaha tevekkül ediyor ve Ondan yardım diliyorum

    #2
    Ynt: Ehli Beyt "aleyhisselam"mı yoksa "radiallahu anhu"mu?

    bu konuda şianın delillerine geçmeden önce ehli sünnet kaynaklarından bir kaç örnek vermek isterim. bilindiği gibi ehli sünnete göre hadis imamları Buharinin "el Camius Sahih" kitabı Kurandan sonra en güvenilir kaynaktır. şimdi "el Camius Sahih"den bir kaç örnek verelim:

    باب بَعْثُ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ ـ عَلَيْهِ السَّلاَمُ ـ وَخَالِدِ بْنِ الْوَلِيدِ ـ رضى الله عنه ـ إِلَى الْيَمَنِ قَبْلَ حَجَّةِ الْوَدَاعِ

    Alî İbn Ebî Tâlib Aleyhi'sselâm'ın ve Hâlid İbnu'l-Velîd'İn Veda Haccrndan Önce Yemen'e Gönderilmeleri Babı


    Sahihi Buhari, Meğazi kitabı


    قَالَ عَلِيٌّ عَلَيْهِ السَّلاَمُ الرِّيَاحُ‏

    Alî aleyhi'sselâm: "ez-Zâriyât Rüzgârlaradır" dedi...


    Sahihi Buhari, Tefsir kitabı, Zariyat suresinin tefsiri babı


    باب مَنَاقِبُ فَاطِمَةَ عَلَيْهَا السَّلاَمُ

    Fâtıma Aleyhe'sselamın Menkabeleri Babı


    Sahihi Buhari, Sahabenin faziletleri kitabı


    حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ، عَنْ صَالِحٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ، أَنَّ عَائِشَةَ أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ ـ رضى الله عنها ـ أَخْبَرَتْهُ أَنَّ فَاطِمَةَ ـ عَلَيْهَا السَّلاَمُ ـ ابْنَةَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَأَلَتْ أَبَا بَكْرٍ الصِّدِّيقَ بَعْدَ وَفَاةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَقْسِمَ لَهَا مِيرَاثَهَا، مَا تَرَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِمَّا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَيْهِ‏.‏

    ...İbn Şihâb şöyle demiştir: Bana Urve ibnu'z-Zubeyr haber verdi; ona da mü'minlerin anası Âişe şöyle haber vermiştir: "Rasülullah'ın kızı Fâtıma aleyhe'sselam Rasûlullah'ın vefatının ardından Ebû Bekirden ALLAH'ın, kendisine döndürdüğü mallardan Rasûlullah'ın geride bıraktığı, kendisine âid mîrâsım taksim etmesini istedi


    Sahihi Buhari, Humus kitabı, Ganimetten Beşte Bir Ayırmanın Farz Oluşu Babı


    حَدَّثَنَا عَبْدَانُ، أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ، أَخْبَرَنَا يُونُسُ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، قَالَ أَخْبَرَنِي عَلِيُّ بْنُ الْحُسَيْنِ، أَنَّ حُسَيْنَ بْنَ عَلِيٍّ، عَلَيْهِمَا السَّلاَمُ أَخْبَرَهُ أَنَّ عَلِيًّا قَالَ

    .... ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Alî ibnu'l-Hüseyin haber verdi ki, babası Hüseyin ibn Alî aleyhime'sselâm1 ona şöyle haber vermiştir:

    __________
    1-"aleyhime'sselâm" ile "aleyhi'sselâm" ifadeleri farklıdır. "aleyhi'sselâm" derken sadece adı zikr edilen şahsa selam gönderilir. mesela: Ali aleyhisselam. fakat "aleyhime'sselâm" derken önceki zikr edilmiş bir kaç insana selam gönderilir. mesela: Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin aleyhime'sselâm. yukarıdakı hadiste "Alî ibnu'l-Hüseyin haber verdi ki, babası Hüseyin ibn Alî aleyhime'sselâm" sözü geçmiştir. yani hem Ali b. Hüseyin (imam Seccad) ve hemde Hüseyin b. Ali (Şahı Kerbela) kast edilmiştir. ikisinede selam olsun


    Sahihi Buhari, Humus kitabı, Ganimetten Beşte Bir Ayırmanın Farz Oluşu Babı


    örnekleri çoğalta biliriz. Ahmed b. Hanbelin "Müsned"i, ibni Sadın "et Tabakatul Kübra"sı ve başka ehli sünnet kitaplarında bir çok örnek daha var ama bu kadarı yeterli. nede olsa Buharinin "el Camius Sahih"i hepsinden daha güvenilir, o yüzden diğerleri çokda önemli değil.

    Yorum


      #3
      Ynt: Ehli Beyt "aleyhisselam"mı yoksa "radiallahu anhu"mu?

      "Fâtıma Aleyhi'sselâmın Menkabeleri Babı"

      Elmeddin kardeş,

      Fatıma s.a. bayan olduğundan arapçada da bayanlar için farklı erkekler için farklı zamirler kullanıldığından dolayı burdaki aleyhis selam Aleyhe's-Selam olması gerekir. Arapçasında doğru ama türkçesinde yanlış. Bu yanlış bir kaç yerde var sizden mi kaynaklanıyor yoksa alıntıladığınız kaynaktan mı?

      ayrıca böyle bir konuyu değerli delillerle ortaya koyduğunuz için Allah sizden razı olsun..

      Yorum


        #4
        Ynt: Ehli Beyt "aleyhisselam"mı yoksa "radiallahu anhu"mu?

        "Fâtıma Aleyhi'sselâmın Menkabeleri Babı"

        Elmeddin kardeş,

        Fatıma s.a. bayan olduğundan arapçada da bayanlar için farklı erkekler için farklı zamirler kullanıldığından dolayı burdaki aleyhis selam Aleyhe's-Selam olması gerekir. Arapçasında doğru ama türkçesinde yanlış. Bu yanlış bir kaç yerde var sizden mi kaynaklanıyor yoksa alıntıladığınız kaynaktan mı?
        evet hocam, benim hatam, hemen düzeltiyorum. uyardığınız için Allah razı olsun

        ayrıca böyle bir konuyu değerli delillerle ortaya koyduğunuz için Allah sizden razı olsun..
        amin ecmain hocam

        Yorum


          #5
          Ynt: Ehli Beyt "aleyhisselam"mı yoksa "radiallahu anhu"mu?

          şimdi bu konuda şianın delillerini görelim. Allah Azze ve Celle kitabında buyuruyor ki:

          "Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salâvat gönderirler. Ey iman edenler, siz de ona salâvat gönderin ve tam bir teslimiyetle teslim olun." Ahzab suresi 56-cı ayet

          bu ayetin tefsiri ile ilgili olarak hem şii ve hemde sünni hadis ve tefsir kitaplarında genişce bilgiler verilmiştir. bizim muhatabımız sünniler olduğu ve onlar bizim kaynaklarımızı kabullenmediklerinden dolayı -ki, bizde onların kaynaklarını kabullenmiyoruz, sadece kendilerine karşı delil olarak zikr ediyoruz. çünkü bizim aktardığımız hadisler zaten bizim kaynaklarda bolca var- burada ehli sünnet kaynaklarından konu ile ilgili hadisler aktaracağım:

          66- (406) Bize Muhammeb b. el-Müsennâ ile Muhammed b. Beşşâr rivayet ettiler. Lâfız İbni'l Müsennâ'nındır. Dediler ki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Hakemden rivayet etti. Demiş ki: İbni Ebî Leylâ'dan dinledim. Dedi ki: Bana Kâ'b b. Ucrâ tesadüf etti de şunları söyledi: Sana bir bediyye takdim edeyim mi? Bir defa Resulüllah s.a.a yanımıza çıktı da biz (kendisine Yâ Resûlâllah!) Sana nasıl selâm okuyacağımızı öğrendik. Ama sana nasıl salât okuyacağız? dedik. Resûlüllah s.a.a: «Allah'ım! Muhammed'e ve Al-i Muhammed'e, Al-i ibrahim'e Salât buyurduğun gibi salât eyle. Şüphesiz ki sen Hamîd ve Mecîdsin. Yâ Rab Muhammed'e ve Al-i Muhammed'e, Âl-i İbrahim'e ihsan eylediğin bereket gibi bereket ihsan eyle. Çünkü sen Hamîd ve Mecîd'sin; deyin» buyurdular.


          Sahihi Müslim, Namaz kitabı, Teşehhüdden Sonra Peygambere s.a.a Salavat Getirme Babı
          Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, "Tefsir", Hisar Yayınevi: 6/512-514
          Fahruddin Er-Râzi, "Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb", Akçağ Yayınları:18/291
          İmam Kurtubi, "el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an", Buruç Yayınları: 14/173-176


          bu hadis şii ve sünni kaynaklarda mütevatirdir, sadece Müslim b. Hacca kendi sahihinde 4 senet ve 2 metinle rivayet etmiştir. bu mütevatir hadis bizim bu konuda delilimizdir. zira Rasulullah s.a.a insanlara kendisine kesik değil, tam salat edilmesini ve tam salatında «Allah'ım! Muhammed'e ve Al-i Muhammed'e salât eyle» şeklinde olduğunu söylemiştir. "Al-i Muhammed" ise Rasulullahın s.a.a Ehli Beytidir as. Ehli Beytin a.s kimler olduğunu da bizlere bizzat Rasulullah -yine hem şii ve hemde sünni kaynaklarda- açıklamıştır. sözün özü şu ki, kimse bu konuda şiilere itiraz edemez, aksine biz onlara itiraz ediyoruz, neden Rasulullahın s.a.a açık emrine rağmen Ehli Beytin a.s adını zikr ettiklerinde "aleyhisselam" demiyorlar?

          Yorum


            #6
            Ynt: Ehli Beyt "aleyhisselam"mı yoksa "radiallahu anhu"mu?


            حَدَّثَنَا عَبْدَانُ، أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ، أَخْبَرَنَا يُونُسُ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، قَالَ أَخْبَرَنِي عَلِيُّ بْنُ الْحُسَيْنِ، أَنَّ حُسَيْنَ بْنَ عَلِيٍّ، عَلَيْهِمَا السَّلاَمُ أَخْبَرَهُ أَنَّ عَلِيًّا قَالَ

            .... ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Alî ibnu'l-Hüseyin haber verdi ki, babası Hüseyin ibn Alî aleyhime'sselâm1 ona şöyle haber vermiştir:

            __________
            1-"aleyhime'sselâm" ile "aleyhi'sselâm" ifadeleri farklıdır. "aleyhi'sselâm" derken sadece adı zikr edilen şahsa selam gönderilir. mesela: Ali aleyhisselam. fakat "aleyhime'sselâm" derken önceki zikr edilmiş bir kaç insana selam gönderilir. mesela: Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin aleyhime'sselâm. yukarıdakı hadiste "Alî ibnu'l-Hüseyin haber verdi ki, babası Hüseyin ibn Alî aleyhime'sselâm" sözü geçmiştir. yani hem Ali b. Hüseyin (imam Seccad) ve hemde Hüseyin b. Ali (Şahı Kerbela) kast edilmiştir. ikisinede selam olsun

            Sahihi Buhari, Humus kitabı, Ganimetten Beşte Bir Ayırmanın Farz Oluşu Babı


            bu rivayetin tamamını paylaşma imkanınız var mı kardeş, arapça metnin tamamını..

            bu 4. İmam Zeynül Abidin a.s.'da alınan bir rivayet...

            Yorum


              #7
              Ynt: Ehli Beyt "aleyhisselam"mı yoksa "radiallahu anhu"mu?

              bu rivayetin tamamını paylaşma imkanınız var mı kardeş, arapça metnin tamamını..

              bu 4. İmam Zeynül Abidin a.s.'da alınan bir rivayet...

              حَدَّثَنَا عَبْدَانُ، أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ، أَخْبَرَنَا يُونُسُ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، قَالَ أَخْبَرَنِي عَلِيُّ بْنُ الْحُسَيْنِ، أَنَّ حُسَيْنَ بْنَ عَلِيٍّ، عَلَيْهِمَا السَّلاَمُ أَخْبَرَهُ أَنَّ عَلِيًّا قَالَ كَانَتْ لِي شَارِفٌ مِنْ نَصِيبِي مِنَ الْمَغْنَمِ يَوْمَ بَدْرٍ، وَكَانَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم أَعْطَانِي شَارِفًا مِنَ الْخُمُسِ، فَلَمَّا أَرَدْتُ أَنْ أَبْتَنِيَ بِفَاطِمَةَ بِنْتِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاعَدْتُ رَجُلاً صَوَّاغًا مِنْ بَنِي قَيْنُقَاعَ، أَنْ يَرْتَحِلَ مَعِيَ فَنَأْتِيَ بِإِذْخِرٍ أَرَدْتُ أَنْ أَبِيعَهُ الصَّوَّاغِينَ، وَأَسْتَعِينَ بِهِ فِي وَلِيمَةِ عُرْسِي، فَبَيْنَا أَنَا أَجْمَعُ لِشَارِفَىَّ مَتَاعًا مِنَ الأَقْتَابِ وَالْغَرَائِرِ وَالْحِبَالِ، وَشَارِفَاىَ مُنَاخَانِ إِلَى جَنْبِ حُجْرَةِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ، رَجَعْتُ حِينَ جَمَعْتُ مَا جَمَعْتُ، فَإِذَا شَارِفَاىَ قَدِ اجْتُبَّ أَسْنِمَتُهُمَا وَبُقِرَتْ خَوَاصِرُهُمَا، وَأُخِذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا، فَلَمْ أَمْلِكْ عَيْنَىَّ حِينَ رَأَيْتُ ذَلِكَ الْمَنْظَرَ مِنْهُمَا، فَقُلْتُ مَنْ فَعَلَ هَذَا فَقَالُوا فَعَلَ حَمْزَةُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ، وَهْوَ فِي هَذَا الْبَيْتِ فِي شَرْبٍ مِنَ الأَنْصَارِ‏.‏ فَانْطَلَقْتُ حَتَّى أَدْخُلَ عَلَى النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَهُ زَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ، فَعَرَفَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم فِي وَجْهِي الَّذِي لَقِيتُ، فَقَالَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم ‏"‏ مَا لَكَ ‏"‏ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهَ، مَا رَأَيْتُ كَالْيَوْمِ قَطُّ، عَدَا حَمْزَةُ عَلَى نَاقَتَىَّ، فَأَجَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا، وَهَا هُوَ ذَا فِي بَيْتٍ مَعَهُ شَرْبٌ‏.‏ فَدَعَا النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم بِرِدَائِهِ فَارْتَدَى ثُمَّ انْطَلَقَ يَمْشِي، وَاتَّبَعْتُهُ أَنَا وَزَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ حَتَّى جَاءَ الْبَيْتَ الَّذِي فِيهِ حَمْزَةُ، فَاسْتَأْذَنَ فَأَذِنُوا لَهُمْ فَإِذَا هُمْ شَرْبٌ، فَطَفِقَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَلُومُ حَمْزَةَ فِيمَا فَعَلَ، فَإِذَا حَمْزَةُ قَدْ ثَمِلَ مُحْمَرَّةً عَيْنَاهُ، فَنَظَرَ حَمْزَةُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم، ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ فَنَظَرَ إِلَى رُكْبَتِهِ، ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ فَنَظَرَ إِلَى سُرَّتِهِ، ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ فَنَظَرَ إِلَى وَجْهِهِ ثُمَّ قَالَ حَمْزَةُ هَلْ أَنْتُمْ إِلاَّ عَبِيدٌ لأَبِي فَعَرَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَدْ ثَمِلَ، فَنَكَصَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى عَقِبَيْهِ الْقَهْقَرَى وَخَرَجْنَا مَعَهُ‏

              ....ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Alî ibnu'l-Hüseyin haber verdi ki, babası Hüseyin ibn Alî aleyhime's-selâm ona şöyle haber vermiştir: Alî (R) şöyle demiştir: Benim Bedir günündeki ganîmet payımdan yaşlı bir devem vardı. Peygamber (S) bana (Bedir'den evvel) beşte birden başka bir yaşlı deve daha vermişti. Rasûlullah'ın kızı Fâtıma ile evlenmek istediğim zaman Kaynukaa oğullan'ndan kuyumcu bir adamla benimle beraber gelmesi ve beraber ızhır otu getirmemiz hususunda va'dleştim. Bu otu kuyumculara satmak ve parasıyle düğün yemeğim hususunda yardım sağlamak istedim. Ben yaşlı develerim için semerler, çuvallar ve ipler toplarken, iki devem de Ensâr'dan bir adamın hücresi yanında çöktürülmüş hâldeydiler. Topladığım şeyleri toplayıp döndüğüm zaman develerimi gördüm ki hörgüçleri kesilmiş, böğürleri yarılıp ciğerleri alınmış. Develerimin bu manzarasını gördüğüm zaman gözlerime mâlik olamayıp ağladım. Ve: "Bu işi kim yaptı?" dedim. Orada bulunanlar: Bu develeri kesme işini Hamza ibn Abdilmuttalib yaptı, kendişi şu evin içinde Ensâr'dan içki içenler topluluğu arasındadır, dediler. Hemen gidip Peygamber'in yanına girdim. Yanında Zeyd ibn Harise vardı. Peygamber yüzümden, karşılaştığım kötü durumu anladı: "Neyin var?" diye sordu. Yâ Rasûlallah, ben bugünkü kadar korkunç manzara görmedim: Hamza benim yaşlı iki dişi deveme saldırıp onların hörgüçlerini kesti, böğürlerini yardı, işte o, şu evde içki içenlerin berâberindedir, dedim. Peygamber ridâsım istedi ve onu büründü. Sonra yürüyerek gitti. Zeyd ibn Harise ile ben kendisini ta'kîb ettik. Nihayet içinde Hamza'nin bulunduğu o eve geldi, içeri girme izni istedi. İçeridekiler gelenlere girme izni verdiler. İçende içki içmekte olan bir toplulukla karşılaştık. Rasûlullah, yaptığı iş hakkında Hamza'yı kınamaya başladı. Hamza da sarhoş olmuş, gözleri kıpkırmızı idi. Hamza, Rasû-lullah'a doğru baktı, sonra bakışı yükseltti, akabinde dizlerine baktı. Sonra bakışı yükseltip göbeğine baktı. Sonra bakışı yükseltip yüzüne baktı. Sonra Hamza: Siz, babam Abdulmuttalib'in köleleri değil misiniz? dedi.

              Rasûlullah, amcası Hamza'nın sarhoş olduğunu anladı da (şuursuzca bir fiile kalkışmasından sakınarak) topukları üzerinde arka arkaya çekildi. Biz de O'nunla beraber odadan dışarı çıktık

              Yorum


                #8
                Ynt: Ehli Beyt "aleyhisselam"mı yoksa "radiallahu anhu"mu?

                Hz. Hamza a.s hakkında Zührinin uydurarak imam Seccada a.s nispet ettiği rivayet bu

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Ehli Beyt "aleyhisselam"mı yoksa "radiallahu anhu"mu?

                  çok ilginççç

                  ben de buharide 4. ehlibeyt imamı İmam Zeynel Abidinden bir rivayet diye şaşırmıştım..

                  demek olayın hikmeti buymuş... bir taşla bir kaç kuş...

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Ehli Beyt "aleyhisselam"mı yoksa "radiallahu anhu"mu?

                    sunnilerin kaynaklarının buyuk kısmını ehlibeyt düşmanları oluşturuyor.nasıbiler oluşturuyor.onun için normal bu iftiralar.Allah atana lanet etsin.bize sahabeye sovuyor diyenler kendileri ehlibeyte iftira ediyor.

                    Yorum


                      #11
                      Ehli Beyt "aleyhisselam"mı yoksa "radiallahu anhu"mu?

                      ...

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Ehli Beyt "aleyhisselam"mı yoksa "radiallahu anhu"mu?

                        ibni Kesir kendi tefsirinde nebi ve rasullerden a.s başkası için gıyabında (yani o şahsın olmadığı halde) kendisine selam okunmasının caiz olmadığını yönünde şunları beyan ediyor:

                        Selâm konusuna gelince; Şeyh Ebu Muhammed el-Cüveynî -meşhur âlim Ebu'l-Maâlî el-Cüveynî'nin babası ve Şafiî bilginlerinden olan zât- der ki: "Selâm, salât anlamındadır ve ğaib kimse için kullanılmadığı gibi peygamberlerden başka tek bir kişi için de kullanılmaz. Binâenaleyh Ali Aleyhisselâm denmez. Bu konuda ölülerle diriler eşittir. Hazırda bulunan kişiye hitâb edildiği zaman; üzerinize selâm olsun veya selâm sana veya sana ve size selâm olsun gibi ifâdeler kullanılır. Bu konuda icmâ vardır."


                        ibni Kesir bunları aktardıktan sonra aynen şöyle söylüyor:

                        Ben derim ki: Bu konuda kitab yazanlar arasında bu ibare pek çok kere vârid olmuştur ve çoğunlukla Hz. Ali Radıyallahu Anhu'ya "Hz. Ali Aleyhisselâm" denir de, diğer sahabelere denmez. Veya "Hz. Ali KerremaAllahü Vechehu" denir. Bu ifadenin mânâsı her ne kadar doğru ise de, sahabe arasında ta'zîm hususunda eşitliğe riâyet etmek gerekir.

                        ibni Kesir, "Tefsiri Kuranil Azim", 12/6580-6599

                        Yorum

                        YUKARI ÇIK
                        Çalışıyor...
                        X