Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Hz. Muhammed (s.a.a.)'in peygamber olmasının bir kaç delili

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Hz. Muhammed (s.a.a.)'in peygamber olmasının bir kaç delili

    Niçin bizler Hz. Muhammed’in (s.a.a.) peygamberliğine inanırız? Bir başkası bende peygamberim derse niçin ona da inanmayalım? Hz. Muhammed’in peygamber olmasının delili nedir? Bizler anne ve babalarımız Kuran ve peygambere inandıkları için inanmamalıyız. Bu taklid olur. Biz aklımızla ve vicdanımızla bunu tastik etmemiz gerekir.

    Aslında Kuran’ı ve peygamberin hayatını araştırdığımızda O’na inanmamız için o kadar sebep var ki? Örneğin Kuran diyor ki;

    Hani savaş meydanından kaçarak uzaklaşıyordunuz ve dönüp kimseye bakmıyordunuz, Peygamber de arkanızdan sizi çağırıyordu. Bunun üzerine Allah elinizden çıkana ve uğradığınız yenilgiye üzülmeyesiniz diye üzüntünüze üzüntü katarak karşılık verdi. Ali İmran 153

    Bir anne düşünün savaşın ortasında, oğlunu imdada çağırıyor ama, oğlu arkasına bakmadan kaçıyor. Bu evlada ne denir? Birde annemizden daha çok sevmemiz emredilen Peygamber (s.a.a.) savaşın ortasında savaştan kaçan sahabeyi çağırıyor ve Kuran’ın ifadesiyle sahabe arkasına bakmadan kaçıyor. Zira Kuran “dönüp kimseye bakmıyordunuz” diye buyuruyor. Bazı Sünni kaynaklarına göre bu savaşta 4 kişinin kaçmadığını beyan ediyor. Kaçmayanlardan bir tanesi Hz. Peygamber diğeri ise İmam Ali.

    Peki peygamberin nefsi yok muydu? Aynı şekilde Hz. Ali’nin? Eğer peygamber haşa bir yalancı olsaydı, ilk kaçanlardan biri peygamberimiz olması gerekmez miydi? Diğerlerinin canı tatlıysa, peygamber efendimizde canını kurtarmak için kaçabilirdi? Daha sonra “siz kaçtığınız için ve biz dört kişi kaldığımız için, ben de kaçmak zorunda kaldım” diye bir geçerli ve herkes tarafından kabul edilebilir bir bahanesi de olabilir di? Ama O bunu yapmadı. Herkes arkasına bakmadan kaçtığı halde O kaçmadı.

    Bir başka ayet:


    Allah birçok yerde ve Huneyn günü size yardım etmiştir. Hani çokluğunuz sizi gururlandırmış, ancak bu size hiçbir yarar sağlamamıştı ve tüm genişliğine rağmen yeryüzü size dar gelmişti. Sonra geriye dönüp kaçmıştınız. Tevbe 25

    Bu ayette de sahabenin Huneyn savaşından kaçtığı beyan ediliyor. Yine bu savaşta kaçmayanlar arasında iki kişi var. Peygamber efendimiz ve Hz. Ali.

    Aşşağıdaki ayeti inceleyelim.

    Bir ticaret veya eğlence gördüklerinde ona yönelirler ve seni ayakta bırakırlar. Cuma 11

    Şam’dan bir kafile gelir ve sahabe ucuz mal alabilmek için Peygamber efendimizi ayakta bırakarak mescidi terk ederler. Sünni kaynaklara göre Mescitte kalanların sayısı sadece 12’dir. Şimdi peygamber efendimiz neden terk etmiyor? O da ucuz mal alabilmek için terk edemez miydi?

    Yine Peygamber efendimiz kendi toplumun yanlışlarına, kötü adetlerine karşı geliyor. Onları cehaletten, yobazlıktan kurtarmaya çalışıyor. Acaba hangimiz kendi amcalarımızla, akrabalarımızla karşı karşıya geldik? Onların kötü adetleriyle mücadele ettik?

    Yoksulluk korkusundan çocuklarınızı öldürmeyin. Biz onlara da size de rızk veririz. Onları öldürmek büyük günahtır. İsra 31

    Peygamber efendimizin yaşadığı dönemde, içerisinde bulunduğu toplum çocuklarını yoksulluk kalma korkusundan dolayı öldürürlerdi. İslam bu duruma itiraz etmekte ve bu geleneğe karşı gelmektedir.





    Oysa onlardan birine kız çocuğu müjdesi verildiğinde içi öfkeyle dolarak yüzü simsiyah kesilir. Nahl 58


    Kendisine verilen müjdenin kötü etkisinden kavminden gizlenir. “Onu aşağılık ve zillet içinde korusun mu, yoksa toprağa mı gömsün?” Bakın verdikleri hüküm ne kötüdür. Nahl 59

    Peygamberin içerisinde yaşadığı toplum kendisine verilen kız çocuğu haberine karşı öfkelenir, kız çocuğunun olmasını istemez ve o çocuğu toprağa gömer. Veya onu korumayı kendisi için aşağılık ve zillet yani rezil, onursuz bir iş sayar. Kuran der ki; “Onu aşağılık ve zillet içinde korusun mu, yoksa toprağa mı gömsün?” . onların bu hükmünü, eğer bu din toplumun peygambere yüklediği bir din ise onaylaması gerekirken İslam itiraz eder Kuran derki “Bakın verdikleri hüküm ne kötüdür” .


    Bu toplum kız çocuğunu kendisi için bir onursuzluk sayarken, Kuran “kız çocuğu müjdesi”, “Kendisine verilen müjdenin” diyerek kız çocuğuna “müjde” olarak nitelendir miyor mu? Bu dini bu toplum mu peygambere yükledi? Yoksa tersi mi oldu?


    Ve geçmişte olanlar bir yana, babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin. Çünkü bu çirkin, iğrenç ve kötü bir yoldur. Nisa 22

    Yine peygamber efendimizin yaşadığı toplumda erkekler babaları öldükten sonra üvey anneleriyle evlenebiliyorlardı. İslam bu geleneğe de itiraz ediyor. Hatta bu işi çirkin, iğrenç ve kötü bir yol olarak nitelendiriyor.

    Yine peygamber efendimiz insanın nefsinin arzu ettiği, fakat insanlığa, topluma zarar getiren bir takım yasakları bildiriyor. Örneğin içki. Peygamber efendimizin de nefsi vardı. O da diğerleri gibi haşa içki içemez miydi? Diğer insanlara hatta bir çok insana güzel gelen içki peygamber efenidimize neden güzel gelmesin? Ama hayır. O içkiyi tamamıyla yasaklandığını bildirdi? Az birşey içmekle bir şey olmaz, sarhoş olmayana kadar içebilirsiniz diyip kendisi de haşa bir bardak içemez miydi? Akrabalarıyla da arası açılmazdı. Hem dinine daha çok taraftar toplardı. Çünkü bir çok insan belki de içki içebilmek bu dine girmedi? Bu dinin yasaklamalarından dolayı bu dine girmedi. Ama o bir damlasının bile haram olduğunu bildirdi?

    Yine Hz. Peygamber dürüst bir insan olmasaydı ne diye 1 ay oruç tutmayı emretsin. Onun da nefsi var. 1 gün oruç tutmak yeterlidir diyebilirdi? Ama bırakın o 1 ayı, 3 ay Mekke sıcağında oruç tutardı. Yine her ayın başında, ortasında, sonunda oruç tutardı. Yine haftada iki gün oruç tutardı. Biz bile Allah’a inandığımız halde bu ibadetleri yapmıyoruz. O inanmadığı halde böyle bir din haşa uydurur ve bu zorlukları ömrünün son nefesine kadar yaşar mıydı? Yine peygamber efendimiz sabah insanlar uykudayken sabah namazının Allah’ın emri olduğunu bildirir miydi? O da diğer insanlar gibi yatamaz mıydı? Günde veya Hristiyanlarda olduğu gibi haftada bir ibadet yapamaz mıydı? Oysa bırakın 5 vakit namaz kılmayı, geceleri sabahlara kadar ibadet ederdi. Ve gece namazının, kendisi için Allah’ın emri olduğunu fakat bizler için Allah’ın böyle bir emri olmadığını bildirmiştir.


    Vicdan ve akıl sahibi her insan kabul eder ki, bunu ancak Bir Peygamber yapabilir. Özgür insan hakka ve hakikate boyun eğer.
    Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    #2
    Ynt: Hz. Muhammed (s.a.a.)'in peygamber olmasının bir kaç delili

    Allah razi olsun paylasiminizdan dolayi. Bu tür yazilarinizi baska insanlarla baska ortamlarda paylasabilirmiyiz, müsade var mi?

    Yorum


      #3
      Ynt: Hz. Muhammed (s.a.a.)'in peygamber olmasının bir kaç delili

      sevgili kardeşim müsade ne demek, bizi çok mutlu edersin.
      Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

      "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

      Yorum

      YUKARI ÇIK
      Çalışıyor...
      X