Ynt: Usul-u Kafi - Tevhit Kitabından hadisler
2-(256)...Safvan b. Yahya şöyle rivayet etmiştir:
Muhaddis Ebu Karra, kendisini Ebul-Hasan er-Rıza (Ali b. Musa aleyhisselâm)’ın huzuruna götürmemi istedi. Ben de onun için izin istedim, İmam bana izin verdi. Ebu Karra İmam'ın huzuruna girdi, ona helâl, haram ve çeşitli hükümlerle ilgili bir takım sorular sordu. Derken sorular tevhidle ilgili olmaya başladılar. Ebu Karra dedi ki:
Biz, Allah'ın görünmesini ve konuşmasını peygamberler arasında taksim ettiğini, konuşmayı Musa'ya ve görünmeyi de Muhammed'e ayırdığını rivayet ediyoruz.
Ebu'l-Hasan (Ali b. Musa aleyhisselâm) dedi ki: «Gözler O'nu göremez" (En'am, 103) "Bilgice O'nu kuşatamazlar." (Ta-ha, 110) "O'nun gibi hiçbir şey yoktur." (Şura, 11) diye Allah adına insanlara ve cinlere duyuran kimdir? Muhammed değil midir?»
Dedi ki: Evet, odur. «Nasıl olur da bir adam, bütün insanlara gelir ve onlara Allah tarafından gönderildiğini, onları Allah'ın emriyle Allah'a ibadet etmeye davet ettiğini bildirir. "Gözler O'nu göremez." (Enam, 103) "Bilgice O'nu kuşatamazlar." (Ta-ha, 110) "O'nun gibi hiçbir şey yoktur." (Şura, 11) der, ardından ben, O'nu gözümle gördüm, bilgice algıladım ve O, beşer suretindedir, iddiasında bulunur.
Böyle bir iddiayı ileri sürmekten utanmıyor musunuz? Dinsizler bile O'nu bu şekilde itham etmemişlerdi: Allah, katından bir şey getiriyor sonra bu getirdiğinin aksini söylüyor diye suçlamamışlardı!»
Ebu Karra dedi ki: Ama O, şöyle de diyor: "Andolsun ki onu, inerken bir kere daha gördü." (Necm, 13)
Ebu'l-Hasan (aleyhisselâm) dedi ki: «Aynı surede onun neyi gördüğünü gösteren bir ayet vardır: "Gönlü gördüğünü yalanlamadı." (Necm, 11) Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi)’nin kalbi, onun gözlerinin gördüğünü yalanlamadı. Sonra gözlerinin neyi gördüğünü haber veriyor ve diyor ki: "Andolsun o, Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü." (Necm, 18) Allah'ın ayetleri Allah değildir. Çünkü Allah: "Bilgice O'nu kuşatamazlar." (Ta-ha, 110) buyurmuştur. Gözler O'nu gördüğü zaman bilgice de kuşatılmış, algılanmış, tanımlanmış olur.»
Bunun üzerine Ebu Karra dedi ki: Sen, rivayetleri yalanlıyor musun?
Ebu'l-Hasan (İmam Rıza aleyhisselâm) dedi ki: «Rivayetler Kur'ân ile çeliştiği zaman onları yalanlarım. Müslümanlar şu hususta ittifak etmişlerdir:
"Allah, bilgice kuşatılmaz, gözler Onu görmez ve Onun gibi bir şey yoktur."» [7]
[7]- İmam'ın sözlerinin zahiri, Ebu Karra'nın görüşlerine cevap vermek maksadına yönelik olduğunu gösteriyor. Çünkü Resûlullah'ın Allah-ı maddi gözlerle gördüğünü kanıtlamaya çalışıyordu. İmam da, Resûlullah'ın gördüğünün ayetler olduğunu ve ayetlerin Allah demek olmadığını söyleyerek ona susturucu bir cevap veriyor. İmam'ın bu açıklaması ile ayetler Allah olmasalar da Allah-ı gösteren işaretler olmaları hasebiyle ayetlerini görmenin Onu görmek olması arasında bir çelişki yoktur. Bu görme de, bu anlamı içeren birçok rivayette işaret edildiği gibi kalp ile gerçekleşen bir görmedir.
Bu rivayette İmam'ın Allah'ın görülmesini şiddetle olumsuzlamasının sebebi ise, Allah'ın görülmesi meselesinin o dönemde ele alınış tarzıdır. Çünkü o çağda yaygın olan kanaat, Allah'ın cismanî gözlerle cismanî olarak görüldüğü şeklindeydi. Bu ise ne akılla, ne de Kur'ân'ın açık nassıyla bağdaşır. [el-Mîzan, c.7, s.445; (Necm, 11-13) Tefsir]
2-(256)...Safvan b. Yahya şöyle rivayet etmiştir:
Muhaddis Ebu Karra, kendisini Ebul-Hasan er-Rıza (Ali b. Musa aleyhisselâm)’ın huzuruna götürmemi istedi. Ben de onun için izin istedim, İmam bana izin verdi. Ebu Karra İmam'ın huzuruna girdi, ona helâl, haram ve çeşitli hükümlerle ilgili bir takım sorular sordu. Derken sorular tevhidle ilgili olmaya başladılar. Ebu Karra dedi ki:
Biz, Allah'ın görünmesini ve konuşmasını peygamberler arasında taksim ettiğini, konuşmayı Musa'ya ve görünmeyi de Muhammed'e ayırdığını rivayet ediyoruz.
Ebu'l-Hasan (Ali b. Musa aleyhisselâm) dedi ki: «Gözler O'nu göremez" (En'am, 103) "Bilgice O'nu kuşatamazlar." (Ta-ha, 110) "O'nun gibi hiçbir şey yoktur." (Şura, 11) diye Allah adına insanlara ve cinlere duyuran kimdir? Muhammed değil midir?»
Dedi ki: Evet, odur. «Nasıl olur da bir adam, bütün insanlara gelir ve onlara Allah tarafından gönderildiğini, onları Allah'ın emriyle Allah'a ibadet etmeye davet ettiğini bildirir. "Gözler O'nu göremez." (Enam, 103) "Bilgice O'nu kuşatamazlar." (Ta-ha, 110) "O'nun gibi hiçbir şey yoktur." (Şura, 11) der, ardından ben, O'nu gözümle gördüm, bilgice algıladım ve O, beşer suretindedir, iddiasında bulunur.
Böyle bir iddiayı ileri sürmekten utanmıyor musunuz? Dinsizler bile O'nu bu şekilde itham etmemişlerdi: Allah, katından bir şey getiriyor sonra bu getirdiğinin aksini söylüyor diye suçlamamışlardı!»
Ebu Karra dedi ki: Ama O, şöyle de diyor: "Andolsun ki onu, inerken bir kere daha gördü." (Necm, 13)
Ebu'l-Hasan (aleyhisselâm) dedi ki: «Aynı surede onun neyi gördüğünü gösteren bir ayet vardır: "Gönlü gördüğünü yalanlamadı." (Necm, 11) Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi)’nin kalbi, onun gözlerinin gördüğünü yalanlamadı. Sonra gözlerinin neyi gördüğünü haber veriyor ve diyor ki: "Andolsun o, Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü." (Necm, 18) Allah'ın ayetleri Allah değildir. Çünkü Allah: "Bilgice O'nu kuşatamazlar." (Ta-ha, 110) buyurmuştur. Gözler O'nu gördüğü zaman bilgice de kuşatılmış, algılanmış, tanımlanmış olur.»
Bunun üzerine Ebu Karra dedi ki: Sen, rivayetleri yalanlıyor musun?
Ebu'l-Hasan (İmam Rıza aleyhisselâm) dedi ki: «Rivayetler Kur'ân ile çeliştiği zaman onları yalanlarım. Müslümanlar şu hususta ittifak etmişlerdir:
"Allah, bilgice kuşatılmaz, gözler Onu görmez ve Onun gibi bir şey yoktur."» [7]
[7]- İmam'ın sözlerinin zahiri, Ebu Karra'nın görüşlerine cevap vermek maksadına yönelik olduğunu gösteriyor. Çünkü Resûlullah'ın Allah-ı maddi gözlerle gördüğünü kanıtlamaya çalışıyordu. İmam da, Resûlullah'ın gördüğünün ayetler olduğunu ve ayetlerin Allah demek olmadığını söyleyerek ona susturucu bir cevap veriyor. İmam'ın bu açıklaması ile ayetler Allah olmasalar da Allah-ı gösteren işaretler olmaları hasebiyle ayetlerini görmenin Onu görmek olması arasında bir çelişki yoktur. Bu görme de, bu anlamı içeren birçok rivayette işaret edildiği gibi kalp ile gerçekleşen bir görmedir.
Bu rivayette İmam'ın Allah'ın görülmesini şiddetle olumsuzlamasının sebebi ise, Allah'ın görülmesi meselesinin o dönemde ele alınış tarzıdır. Çünkü o çağda yaygın olan kanaat, Allah'ın cismanî gözlerle cismanî olarak görüldüğü şeklindeydi. Bu ise ne akılla, ne de Kur'ân'ın açık nassıyla bağdaşır. [el-Mîzan, c.7, s.445; (Necm, 11-13) Tefsir]
Yorum