Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Bu evrimcilere şaşıyorum

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Bu evrimcilere şaşıyorum

    Evrimcilere göre balık karaya çıktı. Çünkü hayat onlara göre suda başlamıştı ve karada ki hayvanların nasıl oluştuğuna dair bir çözüm üretmeleri gerekiyordu. Bu yüzden dolayı baliklarin karaya çıkmasi gerekiyordu. Karaya çıkan balıkların kimisi fil oldu, kimisi aslan oldu, bazisi köpek bazisı zürafa oldu. Kimisi kutuplarda penguen, kimisi çöllerde deve oldu, kimisi de uçup kartal oldu. Kimisi tavuk olup yumurta yaptı, kimisi de arı olup bal yaptı. Her canlı karaya çıktıktan sonra ayrı bir mükemmelik kazandı. Yani evrimcilere göre tesadüfen öylesıne mükemmelikler oluşuyor ki 21 yüzyıl insanı sahip olduğu akıl ve teknolojiyle bu mükemmelliği yakalayamamıştır.

    Penguen 40 gün yemeden içmeden yumurtasıni ayağının üstünde tutuyor? 40 gün bu şekilde beklemesini nereden öğrendi? Bir tavuk 21 gün yumurtasınin üzerinde beklemesini nasıl öğrendi? Neden bir hayvan yumurtasını ayağının üstünde tutarken bir diğeri üzerine oturuyor? Veya bazılarıda (timsah, kaplumbaga) gibi toprağa gömüyor? Bu içgüdü nasıl oluştu? Fil nerden doğurdugu yavrusunu tekmeleemesi gerektigini öğrendi? Filin dışında hangi hayvan bunu yapıyor? ki yavrusunun yaşaması için bunu yapması geerekiyor. Örümcek mükemmel bir şekilde ağ örüyor, arı ise petek yapmasıni öğreniyor? Kuşlar yavrusunu ağzıyla beslenmesi gerektiğini öğreniyor, kedi emzirerek beslemesi gerektigini biliyor emzirmek icin uzaniyor. Bu arada dogan yavruda emmesi gerektiğini öğreniyor? Yani her canlı sürekli mükemmel şeyler öğrenerek harikalar üretiyorlar. Nasıl oluyor? Hani mesela karaya çıkan balıgın sadece rengi degişse veya gözler büyüse veya küçülse yani degişim sadece bununla sınirlı kalsa ve yeryüzündeki canlıların tamamı balığa benzese biraz inandırıcı olabilir ama bir bakıyoruz ki her biri ayri bir tür oluyor ve her tür insanın henüz yapamadığı icatları yapıyor. İnsan henüz bal yapamadı, süt, yumurta yapamadı. Keske doğanın yaptiğı domates, salata, muz, portakal, cilek v.s.. meyve ve sebze çeşitlerinden bir tanesini de insan üretseydi de deseydik bakın falanca meyveyi de insan üretti. Aksine insan dogal olani bozmakta ve doga karşısında ki acziyetini itiraf etmektedir. Doğa 50000 çeşit sebze meyve uretmiş sen aklınla bir çeşitini üretemiyorsun? tesadufler sonucu bobrek, akciger, göz, burun gibi binlerce organ üretmiş bir seyi ornek almadan. Sen aklinla örnegini, taklidini bile üretemiyorsun. Yani çakmasını bile yapamıyorsun. Son zamanlarda yüz nakli yapıldı ve bu olay oldu. Yapılan sıfirdan bir yüz yapmak değil, sadece varolan yüzü başka bir insana nakletmek. Yüzü 21 yüzyılda nakletmek olay oluyor ama kimse bu yüzün tesadufler sonucu olusamayacağını sorgulamıyor. Yüzü nakletmek mucize, ama o yüzün tesadüfler sonucu olusması normal birsey. Maymun insana cok benziyormuş. Sanki yaratıcının birbirine benzer iki şey yaratmyacagına dair bir kanun mu var? Fil'de, aslanda, timsahda insana benziyor. Hepsinin, dişi, gözü, dili, burnu var. Eğer ortak özelliklere sahip iki canlı bir yaratıcıdan var edilemez diye bir kanun varsa, bütün canlılar benzer özellik taşıdıklarına göre bunların varolma sebebi tabiaatır tezi de suya düşer. Benzer özellikler taşıyan canlıları tabiat yapabilir, ama bunların ortak bir yaaratıcısı olamaz. Ben Allah'ı görmüyorum diyor evrimciler. İlk hücrenin suda varolduğunu ve bu hücrenin balık olup karaya çıktığıni da kimse görmedi. Peki evrimci arkadaşlar görmedikleri bu sonuca nasıl ulaştı? Evet biz görmedığimiz fakat aklımızla kabul ettiğimiz gibi evrimcilerde kendilerine gore bir takim akli delillerle bu soonuca varmışlardır. Mesela her evrimci kendi kalbini gormese de kalbinin varolduguna inanır. Busonuca bir takim doğrularla ulaşır. Mesela derki her insan mutlaka dolaşım sistemine sahip olmalıdir, aksi taktirde yaşayamaz. Her dolaşım sistemininde bir kalbe ihtiyacı vardir. Bende yaşadığıma göre benim de kalbim vardır. Evrimci arkadaşlarımız görmedikleri kalplerinin varlık larına neden inanırlar? sebebi nedenselliktir. Bizimde Allah'a inanma sebebimiz tamamıyla budur. Mesela kimse dinazor yoktur demiyor. Oysa kimse dinazoru görmedi. Biri çıkip deseki; tarihte dinazor diye birsey yaşamamiştır, bulduğunuz kemikler sadece tesadüfen oluşmuş kemiklerdir. O kemiklerin uzerinde hiçbir zaman et, göz, böbrek, kalp oluşmamiştır derse buna cevap verebiliriz? Evet dinazorlarin gözleri vardır desek ve oda bize deliliniz nedir dese ne cevp verebiliriz? Zira elimizde göz fosili yok. Ama mevcut kemiklerden yola çıkılan çizimlerde dinazorların gözleri var. Evet göz çukuru var ama o çukurların dolu olduğunun delili yok. Ama insanlar mantıkla hareket ederek, diğer doğrularla kıyaslayarak, hiç deney masasına yatirmasalarda diyorlarki kemik varsa, o zaman bu kemiklerin kendisine ait olduğu canlı da var, ve bu canlinın gözü var, burnu var. Kısacası bu inanişların tamamı görme duyusuna bağlı değildir.

    Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X