Dikkatinizi çekmiştir, Adnan Hoca namıyla maruf Harun Yahya, gazetelere tam sahife ilanlar vererek Darwinizm'le ilgili önemli bilgiler veriyor. "Yaratılış" konusunda hazırladığı ansiklopedinin Fransa'da uyandırdığı yankıyı -bir tür paniği- gazetelerden okuduk. Birçok Fransız, bu tür kitapların yasaklanması gerektiğini yazıp çizdiler. Soykırım yasalarından sonra Darwinizm eleştirileriyle ilgili yasaklar da gelse hiç şaşmayalım.
Darwinizm teorik bir kabuldür. Bilimsel olarak ispatlanması mümkün değildir. Kuramı ispatlamaya dönük sayısız materyal bulunabilir; bütün mesele önceden belirlenmiş olan kavramsal çerçevenin çizilmiş olmasıdır. Çerçevenin içini istediğiniz gibi doldurabilirsiniz. Dolayısıyla ben bu kuramın bilimsel yanıyla ilgilenmeyi hiç düşünmedim, ilgimi de çekmedi. Beni asıl ilgilendiren "sosyal Darwinizm" diyebileceğimiz konudur. Darwin'in teorisinin beşeriyetin modern tarihinde yaptığı etkilerin yeterince araştırması yapılmış değil. Sömürgecilik, üstün kültür, medenileştirme misyonu, emperyalizm, ırkçılık, ayrımcılık, modernizasyon politikaları, baskı rejimleriyle toplumların adam edilmesi, faşizm ve savaşlarda kitle imha silahlarının kullanılmasının meşruiyet gerekçesi Darwinizm'e dayanır. Beni en çok şaşırtan şey, anti-sömürgeci, anti-emperyalist ve haksızlığa, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı olan aydınların aynı zamanda Darwinizm'i savunmalarıdır. Bundan daha büyük bir paradoks olamaz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Modern dünyanın ruhunu en iyi yansıtan -belki inşa eden demek lazım- Darwin'in Türklere ve elbette Müslümanlara hiç de iyi gözle bakmadığını bilenlerimiz çok azdır. Türklerle (aynı zamanda Araplar, Farslar, Kürtler ve diğer Müslüman kavimlerle) ilgili görüşleri tepeden tırnağa ilkel bir ırkçılık içerir. Harun Yahya, kaynak göstererek yaptığı alıntılarla bunları açıkça ortaya koyuyor. Darwin'in oğlu tarafından derlenen "Charles Darwin'in Hayatı ve Mektupları" isimli kitapta Darwin'in Türkler hakkındaki sözleri şu şekilde yer almaktadır:
"Doğal seleksiyona dayalı kavganın, medeniyetin ilerleyişine sizin zannettiğinizden daha fazla yarar sağladığını ve sağlamakta olduğunu ispatlayabilirim. Düşünün ki, birkaç yüzyıl önce Avrupa, Türkler tarafından işgal edildiğinde, Avrupa milletleri ne kadar büyük risk altında kalmıştı, bugün Avrupa'nın Türkler tarafından işgali bize ne kadar gülünç geliyor. Avrupa ırkları olarak bilinen medeni ırklar, hayat mücadelesinde Türk barbarlığına karşı galip gelmişlerdir. Dünyanın çok da uzak olmayan bir geleceğine baktığımda, bu tür aşağı ırkların çoğunun medenileşmiş yüksek ırklar tarafından elimine edileceğini görüyorum." (Francis Darwin, The Lefe and Letters of Charles Darvin, Vol. 1, 1888. New York: D. Appeleton and Company, s. 285-286)
Son derece ilginç, ibret verici fikirler bunlar. Darwinizm'in okullarda okutulmasını ve Yaratılışçı fikirlerin yasaklanmasını isteyen çok sayıda aydın, Darwinizm'e eleştiriler yöneltildiğinde hemen ayağa kalkıyorlar, "kesin inançlılar" olarak modern/seküler bir dogmayı var güçleriyle savunuyorlar. Batı'da benzerleri var, zaten bizimkiler de onları takip ediyor, tercüme yoluyla onlardan öğrendiklerini tekrar ediyorlar. Dediğim gibi, teorinin bilimsel değerinin hiçbir önemi yok, çünkü varlıkta herhangi bir hakikate tekabül etmiyor.
(NOT: Bu, piyasaya yeni sürülen "Tasarımcı teori"nin çok iyi bir şey olduğu anlamına gelmiyor. Allah, zeka sahibi insan gibi tasarlamaz; ilmi, iradesi ve kudretiyle halkeder ve bu yaratma "Kün" emriyle vuku bulup devam eder. İnsana ait bir sıfatla Allah nitelendirilemez; Allah, tasarımcıların nitelendirmelerinden yüce ve münezzehtir.) Ama asıl üzerinde durmamız gereken, kaynak gösterilerek yapılan alıntıda savunulan dehşet verici fikirlerdir. Darwinistlerin bize, ya "Bu bilgiler yanlıştır, Darwin böyle şeyler söylememiştir" veya "Evet bunları söylemiştir, ama kastı şudur" deyip tatminkâr açıklamalar yapmaları gerekir. Ama tık yok!.
Darwinizm teorik bir kabuldür. Bilimsel olarak ispatlanması mümkün değildir. Kuramı ispatlamaya dönük sayısız materyal bulunabilir; bütün mesele önceden belirlenmiş olan kavramsal çerçevenin çizilmiş olmasıdır. Çerçevenin içini istediğiniz gibi doldurabilirsiniz. Dolayısıyla ben bu kuramın bilimsel yanıyla ilgilenmeyi hiç düşünmedim, ilgimi de çekmedi. Beni asıl ilgilendiren "sosyal Darwinizm" diyebileceğimiz konudur. Darwin'in teorisinin beşeriyetin modern tarihinde yaptığı etkilerin yeterince araştırması yapılmış değil. Sömürgecilik, üstün kültür, medenileştirme misyonu, emperyalizm, ırkçılık, ayrımcılık, modernizasyon politikaları, baskı rejimleriyle toplumların adam edilmesi, faşizm ve savaşlarda kitle imha silahlarının kullanılmasının meşruiyet gerekçesi Darwinizm'e dayanır. Beni en çok şaşırtan şey, anti-sömürgeci, anti-emperyalist ve haksızlığa, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı olan aydınların aynı zamanda Darwinizm'i savunmalarıdır. Bundan daha büyük bir paradoks olamaz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Modern dünyanın ruhunu en iyi yansıtan -belki inşa eden demek lazım- Darwin'in Türklere ve elbette Müslümanlara hiç de iyi gözle bakmadığını bilenlerimiz çok azdır. Türklerle (aynı zamanda Araplar, Farslar, Kürtler ve diğer Müslüman kavimlerle) ilgili görüşleri tepeden tırnağa ilkel bir ırkçılık içerir. Harun Yahya, kaynak göstererek yaptığı alıntılarla bunları açıkça ortaya koyuyor. Darwin'in oğlu tarafından derlenen "Charles Darwin'in Hayatı ve Mektupları" isimli kitapta Darwin'in Türkler hakkındaki sözleri şu şekilde yer almaktadır:
"Doğal seleksiyona dayalı kavganın, medeniyetin ilerleyişine sizin zannettiğinizden daha fazla yarar sağladığını ve sağlamakta olduğunu ispatlayabilirim. Düşünün ki, birkaç yüzyıl önce Avrupa, Türkler tarafından işgal edildiğinde, Avrupa milletleri ne kadar büyük risk altında kalmıştı, bugün Avrupa'nın Türkler tarafından işgali bize ne kadar gülünç geliyor. Avrupa ırkları olarak bilinen medeni ırklar, hayat mücadelesinde Türk barbarlığına karşı galip gelmişlerdir. Dünyanın çok da uzak olmayan bir geleceğine baktığımda, bu tür aşağı ırkların çoğunun medenileşmiş yüksek ırklar tarafından elimine edileceğini görüyorum." (Francis Darwin, The Lefe and Letters of Charles Darvin, Vol. 1, 1888. New York: D. Appeleton and Company, s. 285-286)
Son derece ilginç, ibret verici fikirler bunlar. Darwinizm'in okullarda okutulmasını ve Yaratılışçı fikirlerin yasaklanmasını isteyen çok sayıda aydın, Darwinizm'e eleştiriler yöneltildiğinde hemen ayağa kalkıyorlar, "kesin inançlılar" olarak modern/seküler bir dogmayı var güçleriyle savunuyorlar. Batı'da benzerleri var, zaten bizimkiler de onları takip ediyor, tercüme yoluyla onlardan öğrendiklerini tekrar ediyorlar. Dediğim gibi, teorinin bilimsel değerinin hiçbir önemi yok, çünkü varlıkta herhangi bir hakikate tekabül etmiyor.
(NOT: Bu, piyasaya yeni sürülen "Tasarımcı teori"nin çok iyi bir şey olduğu anlamına gelmiyor. Allah, zeka sahibi insan gibi tasarlamaz; ilmi, iradesi ve kudretiyle halkeder ve bu yaratma "Kün" emriyle vuku bulup devam eder. İnsana ait bir sıfatla Allah nitelendirilemez; Allah, tasarımcıların nitelendirmelerinden yüce ve münezzehtir.) Ama asıl üzerinde durmamız gereken, kaynak gösterilerek yapılan alıntıda savunulan dehşet verici fikirlerdir. Darwinistlerin bize, ya "Bu bilgiler yanlıştır, Darwin böyle şeyler söylememiştir" veya "Evet bunları söylemiştir, ama kastı şudur" deyip tatminkâr açıklamalar yapmaları gerekir. Ama tık yok!.