Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

evrim teorisi nedir ne degildir

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

    DAWKİNS'İN: "BİYOMORF OYUNU"

    Dawkins'in ikinci bilgisayar programı ise, biyomorf(canlı şekil) dediği bir programdır. Bu ikinci algoritmada Dawkins, ağaç dallanması geometrisini kullanarak; ortaya çıkan şekilleri, bazı hayvanlara benzetir. Tanımladığı algoritma, tekrarlayan, dallanan ağaç modeli olarak çalışır. Yalnız her denemede Dawkins, dallanmayı çeşitlendirecek; yani mutasyon oluşturacak şekilde; sadece 9 farklı gen kullanır. Aslında bu genler; dalların açısı, uzunluğu ve aralarındaki mesafe gibi bir takım ölçüleri değiştirerek; farklı şekiller oluşmasını sağlayacak faktörlerdir. Böylece bilgisayarda, ortaya bir sürü şekil(biyomorf) çıkar.

    Bu bilgisayar oyunu demekten kendimizi alamadığımız sözde simülasyon, nasıl oluyor da; amaçsız, kör, geleceği planlayamayan ve de akılsız doğal seçilimi ispat edebiliyor. Sonuçta; akıl sahibi bir insan tarafından dizayn edilmiş bilgisayar; bilgisayarda zeki bir failin, ortaya koyduğu amaca ulaşmak için düzenlenen, kuralları belli bir program ve işletilen bu programdan elde edilen canlı benzeri şekiller.

    Evrimci bilimcimiz, ortaya çıkan bu şekillerden; çiçeğe, böceğe benzettiklerini seçip ayırır. Seçtiklerinden yeniden şekil üretmeye devam eder. Böylece bilgisayarda, bizzat yazdığı bir şekil üretme algoritmasıyla, elde ettiği ve canlılara benzettiği şekillerden hareketle; birikimli doğal seçilimi ispat ettiğine inanır. Bu kadarla da kalmaz. Buluşuyla Yaratıcı ihtimalini de ortadan kaldırdığı zehabına kapılarak; yemeden içmeden kesilir ve hatta sevinçten uyuyamaz.

    Ne trajikomiktir ki; Dawkins, kendi kazdığı kuyuya kendi düşmüştür. Tanrı'yı örtmeye çabalarken, kendisi Tanrı rolüne soyunmuştur. Aslında Dawkins, birikimli doğal seçilim tezini, bu iki program örneği ile ispatlamak yerine çürütmüştür. Bu örnekler, "Yaratılış Tezi"ni ispat etmektedir. Dawkins'in, bu bilinçsiz(kör); kendi kalesine gol atan futbolcu şaşkınlığını anlamakta zorlanmaktayız. Yoksa Yaratılışı savunan bilim cephesinin gizli ajanı mıdır? Sanmıyoruz. Ancak bu, "gaflet ve körlük hastalığı"nın bir sonucu olsa gerek..


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #17
      Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

      MUTASYON: NASIL SİMULE EDİLİR?

      Dawkins bununla da yetinmemiş, genleri, her nesilde bir çok değişime uğrayabilecek şekilde ayarlamıştır. Genler, Dawkins'in deyimiyle; çılgın bir pire gibi sürekli değişmektedir. Öyle ki, örneklerde, bir sonraki nesilde iyi olanlar hariç, diğer tüm genler, değişebilmekte ve habire mutasyonlar olmaktadır. Acaba o bahsettiği sayıda gen mutasyonunun gerçekleşmesi, ne kadar zaman alacaktır? Kendi kurguladığı, bilgisayar modeli ile gerçek hayat arasındaki uyumsuzluk açıktır. Nitekim kitabında, bu farklılığı, şöyle itiraf etmektedir:

      "Buradaki mutasyon oranı, bilgisayar programımızın kesinlikle biyolojik olmayan bir özelliğidir. Gerçek hayatta, bir genin, mutasyon geçirme olasılığı, milyonda birden daha azdır. Modelimde, yüksek bir mutasyon oranı oluşturmamın bir nedeni var. Bilgisayar ekranındaki performans, insanın iyiliğini gözetiyor. İnsanların bir mutasyona uğraması için, bir milyon yıl beklemeye sabrı yoktur."

      Bir taraftan bilgisayar deneyini, nasıl amacına uygun bir şekilde düzenlediğini(yarattığını) itiraf ederken; diğer taraftan sonsuza yakın bir zamanı göreve çağrıyor. Bir mutasyonu, 1 milyon yıl beklersek; tüm canlılardaki çeşitlilik için gerekli mutasyonu, kaç milyon kere milyon yıl beklemeliyiz acaba?


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #18
        Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

        ŞEKİL ÜRETME: GEOMETRİK BİR OYUN

        Şu Dawkins'in, biyoformlar konusuna gelince; bu tamamen bir geometri oyunudur. Fraktaller denen yeni geometride, doğadaki bir çok şeklin, basit kuralların tekrarlanmasıyla elde edilebileceği gösterilmiştir. Bin bir zahmetle hazırladığı programda, kendisi dallanma yöntemine, mutasyon adı altında çeşit çeşit biçim vermeyi denemiş. Ortaya çıkan uçak dahil her şekli de, anlamlı bulmuştur. Belki Dawkins'e göre uçaklar da, insan yapımı olmayıp; evrimle kendiliğinden ortaya çıkmıştır.

        Dawkins'in origamisi(kağıt katlama sanatı), aslında kendisinin sıklıkla bahsettiği bulutları, bir şeylere benzetmekten farksızdır. Gen adı altında çizgiler çizerek, farklı şişkinlik, uzunluk ve açılarla, çizgileri dallandırarak, sonra da onların içinden istediklerini seçerek; sonunda anlamlı şekillere ulaşmasına taaccüb etmiş. Aslına bakarsanız, şayet bunca uğraşa ve hileye rağmen; anlamlı şekillere ulaşamasaydı, bir bilim insanı olarak kendisine ayıp ederdi.


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #19
          Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

          DOĞAL SEÇİLİMDE: "MUTASYONLAR"

          Doğal seçilimin daha iyi anlaşılabilmesi için mutasyonları irdelemeliyiz. Evrimcilere göre, birbirini izleyen nesillerde; yavru gelişirken, ufak farklılıklar olduğu için evrim gerçekleşir. Bu farklılıkların nedeni ise, gelişimi denetleyen genlerdeki değişiklikler; yani mutasyonlardır. Ve bu mutasyonlar, evrimcilere göre, her nasılsa, hep evrimleşme-gelişme- karmaşık hale gelme; yani pozitif yönde ilerler.

          Mutasyonlar, DNA'nın kodlanmasında meydana gelen değişikliklerdir. Genetik karakterlerin, olumlu ya da olumsuz değişmesine neden olurlar. Ortaya nasıl, ne zaman çıkacakları bilinemiyor. Oluşumları gelişigüzeldir. Mutasyonlar, evrim teorisinin ayrılmaz parçasıdır. Çünkü evrime göre; tek hücreli bir canlıdan, insana uzanan süreçte; insanı bu tek hücreli canlıdan ayıran tüm yapı ve sistemler (göz, beyin, uzuvlar); süper şanslı, birbirini tamamlayıcı ve arka arkaya gelen, ancak yine de hiçbir bilincin rol oynamadığı sayısız mutasyonların eseridir.

          Ancak mutasyonlar, çok nadiren meydana gelirler ve genelde de zararlıdırlar.Öyle ki, bir hücrede, mutasyonun meydana gelme olasılığı, milyonda birdir 1/106). Ancak hücrede, çok karmaşık kontrol mekanizmaları vardır. Bu kontrol mekanizmaları sayesinde, DNA üzerinde meydana gelen herhangi bir hatalı nükleotid dizisi, süratle tamir edilir. Hücredeki olağanüstü denetim enzimleri, göz önünde bulundurulduğunda; mutasyonların meydana gelme olasılığı, trilyonda bire düşer1/1012). Fiziksel, kimyasal veyahut biyolojik etkiler sonucunda, yine de bir mutasyon meydana gelirse; bu mutasyonun, DNA üzerindeki nükleotid dizilerinin, hangisi üzerinde meydana geldiğini kestirmek olanaksızdır. Yani, mutasyonların, nükleotidler üzerindeki etkisi, bilime göre tesadüfidir. Yeni genetik bilgi üretemezler.


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #20
            Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

            YAŞAMA İÇGÜDÜSÜ VE MUTASYONLAR

            Oysa evrime göre mutasyonlar sayesinde; bakterilerden, insanlara uzanan yolda, DNA'nın, sayısız, arka arkaya, süper şanslı genetik bilgiler edinmesi gerekir. Mutasyona uğrayan canlılar, ürerlerken, deneme yanılma yöntemiyle; ancak her nasılsa hayatta kalmayı sağlayacak seçimi yaparak, bir sürü elemeden geçerler. Evrimcilere göre, hayatta kalma içgüdüsü, mutasyonlara yön veren ve doğal seçilimi tesadüfi olmaktan çıkaran amaçtır.

            Peki bu yaşama ve daha başka canlılarla ilgili içgüdüleri, evrim teorisi nasıl açıklıyor? Canlılar neden intihar etmez ve böyle bir içgüdü yasası yoktur? Evrimde doğal seçilimin tüm amacı, canlıları hayatta bırakmak ise, av ve avcı ilişkisi nasıl açıklanabilir? Madem her şey, yaşamak için dönüşüp-değişiyor; bütün avlar, neden yaşamak için bugüne kadar evrimleşemediler ve av olmaktan kurtulamadılar? Ayrıca bir hayvan türünün, birden çok düşmanından, bazılarına galip gelirken, bazılarına mağlup olmasını evrim nasıl açıklıyor? Düşmanlarından hangisine karşı silahlanacağını, evrim mi seçiyor? Mesela düşmanlarından korunmak için, ağaç, yaprak, taş ve benzeri objeleri taklit eden hayvanlarda, bu benzerliği mükemmel yapan nedir? Ancak avlayıcı hayvanlara da, bu taklitçileri fark ettiren derin yapı, hangi mutasyonlar tarafından düşünülmüştür?


            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #21
              Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

              TEORİNİN ÇIKMAZI: EVRİMLEŞMEYEN TÜRLER VE DNA

              Doğal seçilimi sarsan, mutasyon mekanizmasının da açıklayamadığı; çözümü pek de mümkün gözükmeyen problemler vardır. Bunlardan birisi de, 100 milyonlarca yıl varlığını aynen koruyan türlerdir. Bu türlerin, fosil bulguları, günümüzde apaçık ortadadır. Peki neden bu türler, mutasyona uğramamışlardır? Örneğin Latimeria isimli balığı ele alalım. Bu balıkla ilgili fosil bulguları bizi, 400 milyon yıl geriye götürmektedir. Bu balıkların, dinozorlarla aynı zamanda tükendiği düşünülüyordu. Ancak 1938'de, Güney Afrika kıyıları açığında avlanan tuhaf bir balık, bilim adamlarını şoke etti. Çünkü bu yaşayan fosil, Latimeria balığıydı. Milyonlarca yıl önce yaşayan atalarıyla kıyaslandığında, neredeyse hiç değişmemişti.

              Evrimi tanımayan bir diğer örnek de; histon H4 genleridir. Bu genlerin, en az iki milyar yıl korunması çok etkileyicidir. Bakteriler, evrimcilere göre, sürekli evrimleşip sonunda insana dönüşürken(!); neredeyse her canlıda bulunan H4 geni, nasılsa mutasyondan kurtulmuştur?

              Doğal seçilimin ikinci bir problemi ise hayatın bilgisi; DNA'dır. DNA gibi inanılmaz bir moleküler makinanın, evrimsel bir süreçle, kendiliğinden ve rastlantısal(tesadüfi) adımlar sonucu ortaya çıkma ihtimali, akla uygun düşmüyor. DNA gibi makro moleküllerin işleyişi, bazı ateist bilim adamlarını da zorlamaktadır. Bakınız, Prof. Daniel C. Denett, şaşkınlığını nasıl dile getiriyor:

              "Araştırmamızın bu düzeyinde, keşfettiğimiz bilinçli failliğe benzer, bize yabancı ve hafif itici gelen bir şey var. Ortada amaca yönelik telaşlı bir koşuşturmaca olmasına rağmen, evde kimse yok. Mükemmel bir şekilde tasarlandıkları ve yaptıkları şeyden hiç haberdar olmadıkları anlaşılan moleküler makineler, şaşırtıcı marifetler sergiliyor."

              Bay Denett'a itici gelen şey ne? Bu moleküllere her baktığında, mükemmel bir Tasarımcıyı çağrıştırması mı? Nitekim
              Sir Francis Crick'de aynı hastalıktan muzdarip görünüyor ve meslektaşlarını şöyle ikaz ediyor:

              "Biyologlar, gördükleri şeylerin tasarımlanmadığını, aksine evrim geçirdiğini, hiç akıllarından çıkarmamalıdırlar."

              Demek ki Nobel ödülü, bilimin namusunu korumaya yetmiyor. Allah'ı yok sayma uğruna, nice çamlar devriliyor; bilimin en temel prensibi ayaklar altına alınıyor. Halbuki, Avrupa ortaçağ karanlığında engizisyon mahkemeleri kurarken; İslam Medeniyeti'nde; "bilimin ilk şartı şüphedir" prensibi dalgalanıyordu.

              Dawkins'de, yaşamın temelini oluşturan "genetik bilgi" konusunda çaresizdir. DNA'nın adım adım evrim sonucu ortaya çıkamayacağını, acz içinde şöyle dile getiriyor:

              "DNA'nın, adım adım ilerleyen bir süreçte oluştuğunu hayal edebilmek çok zor."


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #22
                Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

                EVRİM KURAMI: KANITSIZ!

                Canlılığın bu en temel molekülünün ortaya çıkışı konusunda suskun olan Dawkins, tüm yaşamın ve yaşamdaki çeşitliliğin, kör seçilimle oluştuğunu; yaratmanın söz konusu olmadığını, körü-körüne savunuyor. Amacını ve ön yargılarını bakınız nasıl sıralıyor:

                "En eskisi hariç, doğal seçilim kuramının, tüm sözde seçenekleriyle baş ettik. En eski kuramsa, yaşamın bilinçli bir tasarımcı tarafından yaratıldığı ve de evrimin yönetildiği kuramı. Böylesi inançlar için söyleyebileceğimiz birinci şey, gereksiz oldukları; ikinci şey de, bizim açıklamak istediğimiz örgütlü karmaşıklığı zaten varsaydıklarıdır. Kanıtlar evrim kuramı lehine olmasa bile, elimizdeki en iyi kuram hala bu. Yaşamın karmaşık tasarımı üzerine öne sürülmüş tek işe yarayan açıklama, yavaş yavaş ve kerte kerte gelişen birikimli seçilimdir. "Kör Saatçi"deki temel düşünce, yaşamı veya evrendeki herhangi bir şeyi anlamak için, bir tasarımcının varlığını kabullenmek zorunda olmadığımızdır."


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #23
                  Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

                  BİRİKİMLİ SEÇİLİMCİ: "KÖR DAWKİNS"

                  "Kör Saatçi" nitelemesini doğrudan Allah için kullanıyor ve bununla şunu söylemek istiyor: Evrenin Yaratıcısı yok, şayet var diyorsanız, o zaman bu saati(evreni-canlıları) yaratan, kördür. Çünkü evrende canlılar, bilinçsiz-iradesiz(kör) bir birikimli seçilimle evrimleşmiştir. Kendi körlüğü, her paragrafında; hatta her cümlesinde ortaya çıkan bu kimse, bizce bilim insanı değil; bağnaz-dindar bir evrimci bilimcidir. Yukarıdaki Dawkins'in ifadelerine bakarsanız, bu iddiamızın doğruluğunu kolayca görebilirsiniz. İşte kör bir mantığın çelişkileri:

                  "Yaratıcı ve yaratma gereksiz. Yaratmayı esas alan kuram, eski ve böyle inançlar gereksiz. Kanıtlar evrim kuramı lehine değilse de, en iyi kuram evrim. (Benim temel düşüncem) evrendeki herhangi bir şeyi anlamak için Tasarımcının varlığına gerek yok."

                  Bu kendi içinde tutarsız, ilmin objektif penceresinden mahrum ve adeta ne olursa olsun evrim diyen bir kafa yapısı. Bizce evrim teorisi bir din haline getirilerek; ateizme dayanak yapılmaktadır. Böylece, hiç duymak istemedikleri "Yaratıcı ve yaratma fikri"nden, "bilimselliğin(!) evrim teorisi kılıcı"yla bir vuruşta kurtulmuş olacaklarını zannediyorlar.

                  Özetle "evrim teorisi"nin değirmenine su taşıyan tüm evren bilimci ve evrim bilimciler diyor ki: Evrende sadece canlılar değil; her şey(canlı-cansız), kendiliğinden, tesadüfen ve bir Yaratıcı olmadan ortaya çıkmıştır. Kanıt ne? Kanıt olmasa da bu böyle!..


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum


                    #24
                    Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

                    TEK HÜCREDEN İNSANA EVRİM(!)

                    Evrim teorisine göre, kendiliğinden(!) türeyen basit bir canlı, ya da canlılar;aşağıdan, yukarıya doğru, doğal seçilim mekanizmalarıyla evrimleşerek; insan dahil tüm canlıları oluşturmuştur. Teori, alt türlerin evrimleşip; bir üst türe(boyuta) dönüştüğünü söyler. Kısacası, tüm canlılar, ortak bir atadan gelmektedir. Her nasılsa evrimleşen alt tür, hem bir üst türü oluşturuyor, hem de yerinde duruyor. Yani, maymun, insan olurken; her nasılsa, maymun olmaya da devam ediyor. Bir başka açıdan da, hem evrimleşiyor ve hem de evrimleşmiyor. Tek hücrelilerden, varlıkların en mükemmeli olan insana doğru "evrimleşme süreci", bir kanıt ortaya koyamadığı gibi, yüzlerce soruyu da cevapsız bırakmaktadır.

                    Darwin, türlerdeki değişimleri, gözlemledi. Arkasından bu değişimin; bir türden diğer bir türe geçişi doğuracağı sonucuna vardı. Ancak fosil bulguları ve modern üretim teknikleri, hem Darwin'in, hem de onun bugünkü takipçilerinin, yanıldıklarını ortaya koymaktadır.


                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum


                      #25
                      Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

                      KUR'AN: "BİR SİNEK YARATAMAZLAR"(HACC(22)/73)

                      A New World adlı kitabında, Jeremy Rifkin, türlerin dönüşümü konusunda, şunları yazmıştır:

                      "Türlerin, kendi özlerine bu kadar inanılmaz bir şekilde sarıldıkları konusunda hâlâ şüphesi olanlar, o küçücük meyve sineği üzerinde yapılan deneylere baksınlar. Bu deneyler, birçok saygın bilim adamını, dönüşümün değil, dengenin (kararlılığın) bir genel tabiat kanunu olduğuna, ikna eden veriler ortaya koymaktadır. Meyve sineği, gebelik süresi çok kısa (12 gün) olduğu için, uzun yıllardır mutasyon deneylerinin gözde deneği olmuştur. Bu deneylerde; sineğin mutasyon oranını 15.000 kez artırmak için röntgen kullanılmıştır. Bilim adamları, her şeyi hesaba katarak; meyve sineğinin, evrim sürecini kolaylaştırmışlar ve onun normal şartlarda, milyonlarca yılda gerçekleştirebileceği mutasyon ve evrime eşdeğer bir ortam oluşturmuşlardır."

                      "Mutasyonun bu kadar hızlandırılmasına rağmen; bilim adamları yine meyve sineğinden başka bir şey elde edememişlerdir. Daha önemlisi, meyve sineği, bunca mutasyon deneylerine rağmen, belli sınırların ötesinde bir değişim göstermemiştir. Mesela Ernst Mayr, meyve sineği üzerinde 1948'de gerçekleştirilen iki deneyle ilgili şu bilgileri aktarmaktadır: Birinci deneyde, sineğin kıllarının azaltılması, ikinci deneyde ise artırılması hedeflenmişti. Ortalama 36 olan kıl sayısını, 30 kuşak sonra 25'e kadar düşürmek mümkün oldu. Ama daha sonra kısırlık meydana geldi. O seriden elde edilen sinekler, nesiller üretemez oldular. İkinci deneyde ise ortalama kıl sayısı 36'dan 56'ya çıkarıldı. Bu defa yine ilk deneyde olduğu gibi kısırlık baş gösterdi. Mayr, bunun üzerine şu sonuca vardı:

                      "Belli ki, seçilimle geçekleştirilen zorlayıcı ıslahlar, genetik çeşitliliğin kökünü kurutmaktadır. Tek taraflı seçilim, genel çevreye uyumda, bir düşüşe neden olmaktadır. Bu da, neredeyse her üretim deneyinin baş belasıdır."

                      Bakteriler, bizlere, türlerin, radikal bir değişim göstermediğinin ayrı bir kanıtıdır. Bakteriler, en çabuk üreyen hayat formudur. Tüm hayat formlarının, % 75'ini oluşturmaktadırlar. İddiaya göre, yaklaşık üç milyar yıllık bir ömre sahiptirler. Kontrol altında tutulmadıkları takdirde; 36 saat içinde tüm dünyayı neredeyse diz boyu kaplayabilirler. Hayatın tüm diğer formlarından daha fazla mutasyon üretirler. Ancak bugüne kadar bakteri türünden başka hiçbir şey üretmemişlerdir.


                      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                      Yorum


                        #26
                        Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

                        "ORTAK ATA" İDDİASINA: FOSİLLERİN CEVABI

                        Aslına bakarsanız, türlerin hiyerarşik olarak değişimine, Darwin'de inanmış gözükmüyor. 1863'de yazdığı bir mektupta, bu gerçeği, şu sözlerle dile getiriyor:

                        "Detaya indiğimiz zaman, hiçbir türün değişmediğini kanıtlayabiliriz.Yani herhangi bir türün, değiştiğini ispat edemeyiz. Ayrıca teorinin temelini oluşturduğunu varsaydığımız değişimlerin, yararlı değişimler olduklarını kanıtlayamayız."

                        Gerek fosiller, gerekse üretim deneyleri, açık bir şekilde, bir tür içindeki değişimlerin, dönüşümü değil; aksine türün, istikrarını koruduğu kanıtlanmıştır.

                        Evrim, hayatın başlangıcından bugüne kadar devam eden bir süreçse; bu sürecin şahitleri de kayalardır. Yeryüzündeki hayatın, en eski kanıtları, kaya şeklinde gömülmüş fosillerdir. Fosiller olmadan, yaşamın nasıl geliştiğine dair; bir kanıt, gözlem, yada bilimsel bir araştırmadan söz edilemez.

                        "Ateist evrimciler" bile, kuşların, böceklerin ve memelilerin uçma özelliğini, "ortak bir ata" dan elde ettiklerini söyleyemiyorlar. Bu da, uçma özelliğinin, "ortak bir ata"dan mirasla gelemeyeceğini göstermekle kalmayıp; canlılarda bu durumun defalarca oluşacağının bir kanıtıdır. Sadece bu bile, evrim teorisinin, sayısız sorunlarından birisidir.

                        Dr. Grasse, fosillerin önemini, meslektaşlarına şu sözlerle hatırlatır:

                        "Evrim süreci, yalnızca fosil yöntemiyle ortaya çıkar. Bu nedenle, paleontoloji bilgisi, olmazsa olmaz şartların başında gelir. Evrimin kanıtını, sadece kayabilim sağlayabilir ve onun seyrini veya mekanizmalarını, sadece bu bilim açığa çıkarabilir."

                        Dr. Grasse, Dünya'nın saygın biyologlarındandır. Fransa'da, Darwin teorisini eleştiren bir kitap yayınladı. Evolution of Living Organisms(Canlı Organizmaların Evrimi) isimli bu kitap; daha çok kaynağın güvenilirliği üzerine yoğunlaştı. Onun bu kitabına , Darwin teorisinin sadık savunucusu ve aşırı tutucu olarak bilinen Dobzhansky Theodosius, bir tanıtım yazdı. Ve büyük bir araştırma tecrübesi bulunan Grasse'in gözlemlerinin, göz ardı edilemeyeceğini, itiraf etmek zorunda kaldı. Grasse, 28 ciltlik Traite Zoologie isimli ansiklopedinin editörü ve Fransız Bilimler Akademisi'nin eski başkanıdır. Dobzhansky; "Grasse'in, canlılar dünyasına ilişkin bilgisinin, çok kuvvetli olduğunu" kabul etmektedir.


                        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                        Yorum


                          #27
                          Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

                          FOSİL KAYITLARI: DARWİNCİ EVRİMİ YALANLIYOR

                          Ancak fosil bilimi, Evrim teorisi için hiçbir zaman kanıt sunmamıştır. Richard Dawkins, evrimcilerin, adeta kutsal kitabı sayılan "Kör Saatçi" kitabında, aşağıdaki cümleleri ağzından kaçırır:

                          "Fosil kayıtlarında görülen boşluklar, Darwincileri hep kaygılandırmış ve mükemmel olmayan kanıtlara bahaneler uydurmaya zorlamıştı. Darwin bile bunu itiraf eder: Jeolojik kayıtlar, mükemmel olmadığı için, tüm soyu tükenmiş ve şimdi yaşamakta olan canlıları birbirine bağlayan, sonsuz sayıda çeşitlilikteki ara formlar, bulunamamıştır. Jeolojik kayıtların doğasına ilişkin bu görüşümü kabul etmeyenler, kuramının da tümünü reddetmekte haklı olurlar."

                          Darwin, ara formların zamanla ve teknolojinin ilerlemesiyle keşfedileceğini ve böylece kendi tezinin doğrulanacağını sanıyordu. Darwin'den bu yana geçen 100 yılı aşkın sürede, milyonlarca fosil bulunup incelendi. Ancak Darwin'in beklentisini haklı çıkaracak fosil kayıtları bulunamadı.

                          Dünya'daki bilinen fosil türlerinin, % 20'sinin örneklerini "Chicago'daki Field Museum" barındırmaktadır. Müze müdürü David Raup'a göre; bulgular, Darwin'in ve Dawkins'in iddialarına destek vermiyor. Ara formları içeren ve adım adım evrimi destekleyen veriler yok ortada. Evrimcilerin kesin inançlılığı ve propagandası o derece fazladır ki; çoğu kimse fosillerin, Darwinci yorumları desteklediğini zanneder. Darwin'den bu yana 120 yıl geçti ve fosil verilerimiz fevkalade genişledi, ancak Darwinci evrimin kanıtları ortada yok.


                          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                          Yorum


                            #28
                            Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

                            DARWİN TEORİSİ: "GERÇEK HAYATA UYMUYOR"

                            "A New World" kitabında, Jeremy Rifkin, şunları söylemektedir:

                            "Jeolojik bulgularda yapılacak bir gezinti, evrimsel değişimin, 'yavaş yavaş gerçekleştiği saçmalığı'na insanları bile ikna etmelidir. Teori ile gerçeğin birbirleriyle uyuşmadığının ilk işareti, fosillerin ortaya çıkarıldığı yerlerdeki kaya formlarında bulunmuştur."

                            Denizanası, yumuşakçalar, süngerler, eklembacaklı kabuklular ve diğer omurgasızların tümü, kayabilimcilerin, Paleozoik Devir ismini verdikleri dönemde, hep beraber bulunmuşlardır. İşte gizem bu noktada başlamaktadır. Paleozoik-öncesi kaya oluşumlarında, yaygın şekilde fosil atalarının bulunması gerekir. Oysa, California Üniversitesi'nden, Paleo-botanist Daniel Axelrod'un açıkça ifade ettiği gibi; burada çok önemli bir problem vardır:

                            "Jeoloji ve evrimin çözülmeyen temel problemlerinden birisi; aşağı paleozoik kayalarda fosilleşmiş çok hücreli deniz omurgasızlarının, tüm kıtalarda bulunmasına rağmen; daha eski devirlerin kayalarında olmamasıdır. Her nasılsa, bu ilk paleozoik fosillerin, atalarını bulmak için paleozoik-öncesi kayaları incelediğimizde, bunların hiçbir yerde bulunmadığını görmekteyiz."

                            Paleozoik kayalarda yaygın halde bulunan çok hücreli omurgasızların ataları, nasıl olur da paleozoik-öncesi kayalarda bulunmaz? Ata fosillerin, bir önceki dönemin kayalarında bulunması gerekmez miydi? Evrimcilerin, bu konuda ileri sürdükleri yegane bahaneleri; bu ata fosillerin, çoğunun vücudunda, yalnızca yumuşak bölümler olduğu iddiasıdır. Yani onlara göre, fosilleşecek kabuklar ve kemikler yoktur. Ancak 3 milyar yıllık bakteri fosilleri bulunurken; sözü edilen canlıların bulunmaması, bu evrimci iddialarını boşa çıkarmaktadır.


                            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                            Yorum


                              #29
                              Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

                              PALEOZOİK DEVRİ: "YARATILIŞIN KANITI"

                              Ayrıca, 400 milyon yıllık fosili bulunan Latimeria gibi balıkların, günümüzde de hiç değişmeden yaşaması, asıl evrim teorisini, eskimiş teori yapmaktadır. Fosil kayıtlarındaki bu büyük boşlukların, evrim teorisini yalanladığının farkında olan Dawkins, bakın nasıl hayıflanıyor ve arkasından gerçeği nasıl inkar ediyor:

                              "600 milyon yıl önce oluşan kambriyen (palezoik) kayaç katmanları, ana omurgasız gruplarının çoğunu bulduğumuz en eski kayaçlardır. Bu fosillerin çoğunu, ilk ortaya çıkışlarında, ileri bir evrim düzeyinde buluyoruz. Sanki hiç evrimsel tarihleri yokmuş ve ortaya bırakılmışlar gibi. Söylemeye gerek yok; bu ani ortaya çıkış, yaratılışçıları çok mutlu ediyor. Evrimciler, kambriyen devrinde, bu denli çok sayıda, karmaşık hayvan çeşidinin aniden ortaya çıkışının, tek alternatif açıklamasının; Tanrısal Yaratılış olduğunu kabul eder ve bu alternatifi reddeder."

                              İşte evrim teorisine iman edenlerin, körlüğü. Bay Dawkins'in kitabına verdiği isim, kendisine çok yakışıyor. Dawkins gibi evrim teorisine iman edenlere, hiç bir kanıt kar etmez. Gözleriyle görseler; mucizelere boğulsalar, yine de bir şey ifade etmez. Zira, böylelerinin kalp gözleri kördür.


                              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                              Yorum


                                #30
                                Ynt: evrim teorisi nedir ne degildir

                                "EVRİM TEORİSİ"NE: BAZI SORULAR

                                Darwinci doğal seçilimin, bir teori olarak bilimsellik sınırlarında kalabilmesi için, bazı sorulara cevap vermesi gerekmektedir:

                                1) Doğal seçilim yasası, neden vardır? Bu yasa, canlılar alemindeki birçok yasadan birisidir. Bu yasayı, ortaya koyan ve yöneten güç nedir, ya da kimdir?
                                2) İlk olarak doğal seçilim mekanizması ve canlılara ait diğer yasalar, nasıl ortaya çıktı? Bu yasaları, canlı organizmaya başlangıçta emreden nedir, hatta kimdir?
                                3) Neden bu yasa, gerileme değil de, ilerleme yönünde çalışıyor?
                                4) Madem ki doğal seçilim, gelişme ve ilerleme yönünde; basitten, karmaşığa doğru planlı bir yapı oluşturuyor. Bu, bir amacı ve anlamlılığı ortaya koymaz mı?
                                Amaçlı ve anlamlı bir işleyiş; bir iradeyi, bilinçli bir amaçlayanı davet etmez mi? Bu durumda, tesadüfilik, akılsız işleyiş, amaçsızlık ve körlükten nasıl söz edebiliriz?
                                5) İçinde akıl, bilgi, plan, düzen ve kontrolden başka bir şey göremediğimiz canlılar alemi, her geçen gün yeni teknolojilerin ışığında, bilim adamlarını şaşırtmaya devam ederken; biz "zeki fail" olarak "Doğa"yı mı göreceğiz?

                                Bu sorulara, evrim teorisinin verdiği bilimsel ve tutarlı cevapları bilmiyoruz.


                                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X