Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #31
    Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

    Sayın ehlibeytin_izinde ;
    Aynı ayete bakıp farklı sonuçlara varıyoruz.Bunu artık doğal karşılıyorum.Yoksa bunca mezhebin varlığını nasıl açıklayabiliriz.


    Bunu da umarım olumsuz değerlendiriyor değilsin. Çünkü bu insanın olduğu her yerde var, tıpta, sosyal bilimlerde, hatta fen ve matematik bilimlerinde bile…

    Cevaplarınız için teşekkürler.Ancak sizden farklı düşündüğümü belirtip farklılıkları kısaca değerledireceğim.

    Umarım hidayetine vesile olurum. Öyle olmak yeryüzünde üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha hayırlıdır. Ödülü birlikte paylaşırız…

    1-Şefaat konusunda kuran kimi zaman hiç kimseye şefaatçi olmayacağını söylerken kimi ayetlerde de bir takım istisnalar tanımıştır.Bakara 123 de bakın ne diyor Allah:
    ''Kimseden kimseye bir şey ödenmediği ve onlardan bir fidye (bedel) kabul edilmeyeceği ve kendilerine şefaatin fayda vermeyeceği ve onlara yardım da olunmayacağı bir günden sakının.''Gayet açık.Burada falanca millete söylenmiş,inanırlar istisna demek ne derece doğru.Devamındaki ayete bakalım.


    1-A) Açıklamalarımı okumadın mı? Buraya almıyorum öncekilerin aynen cümle cümle reddini istiyorum. Çünkü hiç eleştirmeden önceki dediğini yazmış benim onca karşı delilime hiç bakmamışsın. Benim delillerim neden değil bilimsel somut cevaplar istiyorum…

    ''Hani o zaman ki; Rabbi İbrâhîm'i (birtakım) kelimelerle imtihan etti. Nihayet imtihan tamamlanınca da (Allah şöyle) buyurdu: “Muhakkak ki Ben, seni insanlara imam kılacağım.” (İbrâhîm A.S): “Benim zürriyetimden de (imamlar kıl).” deyince; (Allah): “Benim ahdime (imamlık ve önderlik rahmetime, senin zürriyetinden olan) zalimler nail olamaz.” diye buyurdu.''
    Abraham peygamber zürriyeti için torpil istiyor ve bu kabul edilmiyor.


    B) burada ek iddiada bulunmuşsun. Umarım buradaki önceki iddianın çürütülmesini kapatmak niyetinde değilsindir? Ayrıca İbraniceyi daha mı seviyorsun Arapça ve Türkçeye oranla da İbrahim demiyorsun… Yoksa kültür kompleksin mi var?
    İmam: Tarih boyunca anılacak bir adının olması anlamına da gelir. Bir insanın imam olması kendinden sonra gelecek nesillerin onu taklitle anması yolundan yürümesi demektir. İbrahim sence imam olmadı mı? Şayet Kur’an Muhammed s.a.a.’in uydurması olsaydı bu bu gün İbrahim a.s.ın hala anılmaması unutulması gerekirdi. Oysa hala anılıyor ve yolunu kimse paylaşamıyor. Bu da onun duasının kabul ve Allah’ın vaadinin gerçekleşmesi anlamına gelmez mi? Bu ek açıklamadan sonra şimdi meseleye gelirsek:
    İbrahim a.s. imamlığı gereği sonraki nesiller boyu anılacağını biliyor. Kendi atalarının seçkin bir soydan olduğunu biliyor. Gelecekte de bu seçkin tertemiz soyunun sürmesini, imamların bu soyundan çıkmasını istemesinin neresi suç neresi insan doğasına aykırı neresi torpil? Hani soyumun tamamını seç demesi asla ona düşmez zaten o anlam da yok. Nitekim Allah’ın zalimler benim ahdime ermez demesi bize yönelik açıklamadır. İmam kelimesinin anlamını netleştiriyor böylece. Yani imamlar masumdur. Eğer dediğin gibi bu torpil anlamında olsaydı hayır sen nasıl adaletsizliği getirici1 cahil bir istekte bulundun denirdi.

    2-İyilik ve kötülüğün Allahtan geldiğine dair ayetler var.Kötülüğün insandan,iyiliğin Allahtan olduğuna dair ayetlerde var.Konu aslında ''KADER'' başlığı altında tartışılabilir.Özel bir konu açmak isterseniz buyrun.

    2- Şu an yeterli vaktim yok ben aslında bu konulara hiç girmek istemiyordum. Çünkü ateistlere bakışımı ve haklarındaki düşüncemi yansıtan bir tartışma değil bu. İlgili başlıkta Allah’ın varlığı konusunda konuşmak istemiş ve seni çağırmıştım ama gelmedin sanırım görmedin. Ben de buraya daldım.. Çünkü Allah konusunda anlaşmaya varmadan onun Kelamı hakkında konuşma abestir. Bu konunun en başı Tanrı inancı ve bu kavram üzerinde anlaşmadır. Sen şu an bizim tanrı imajımızı kabullenmiş görünüyor tartışmaları bu düzlemde yapıyorsun ancak bizim tanrı inancımızı saçma bulduğun için delillerimizi bizim gördüğümüz açıdan anlaman imkansız… bu yüzden bazen abesle iştigal ediyoruz gibi geliyor hatta kutsallarımızın alaya alınmasını seyretme zilletini de çeke çeke…
    Ama vaktim olduğunda ateizmin kendini en iddialı gördükleri konuda kötülük problemi konusunda da konuşmak isterim. Tabi tanrının varlığı konusunu halledersek…

    “3-Zaman zaman inanırlar Kuranda ifade edilen bir şeyin 1400 yıl sonra açığa çıkarılabildiği ile övünüyorlar.Bu durumda sormak lazım tüm çağlar için geçerli olan yasaları koymak Allah için zor olmasa gerek.

    3- “inanırlar” sözcüğü beni şahsen incitiyor. Olumsuz ve alay hissediyorum onun yerine biz inananlar sözcüğünü kullanıyoruz. Bu kelimeyi kullanmanı istiyorum.. Ben ataizm yerine ateizm demeyi kabul ettiğim gibi…

    Bu tür yasalar muamelat/sosyal ya da ibadetle ilgili yasarla değildir. Evrene hakim olan yasalardır ki, bu yasalar da ancak bilimin ilerlemesi ile aydınlanıyor.
    Ancak burada şuna dikkat etmemiz gerekiyor: Kur’an’n temel geliş gayesi inanç ve yaşayış ilkeleri konusnda düzenlemede bulunmak ve bu alanda insanlara iletide bulunmak. Bu konuları işlerken tabii yasalara da değinilir yan konu olarak. Mesela Allah’ın tekliği anlatılırken kainatta düzene örnek verilir. Fakat önemli nokta hiçbir zaman ana gaye matematik ve fen formüllerini önceden vermek değildir amaç.
    Bizim bu tali örneklerde geçen tabii yasaları bilim ilerledikçe daha iyi anlaşılıyor dememizin Kur’an’ın mücizevi yönüne delaleti Kur’an’ın Allah’ın kelamı, evreninse Allah’ın yarattığı alem olması itibariyle olan uyumdur. Kur’an ayetlerinde geçen tali bilimsel ipuçları bilim geçtikçe çürütülememesi tersine çürüttük diyenlerin delillerinin gelecek bilimler tarafından çürütülüp çöpe atılması Kur’anın mucizeliğine bir delildir…
    Bilimle (anlaşılan) ayetler çelişirse biz ya ayetleri yanlış anlıyoruzdur ya bilimsel bulgularda yanlışlık vardır. Hiçbir bilimsel yasanın kesinliği yüzde yüz olmamasına karşın ayetlerin doğruluğunun yüzde yüz olması bizim tercihimizi peşinen gösterir.
    Asıl konuda ise Allah’ın koyduğu hem tabii yasalar hem de dini yasalar evrenseldir. Ancak insanın bilgisi tekamüle doğru gittikçe bu evrensel yasaların anlamını kavrar..

    4-Cennetin genişliği ne kadardır.Ayetin birinde yerle gök arası diğer ayettede göklerle yer arası demiş.Bu durumda gökle neyin kastedildiği,göklerle neyin kadtedildiğinin açıklanması gerekir.Benim naçizane görüşüm şu.İnanca göre gökler 7 kattır.Gök denince 1.kat gök,gökler denincede 1den 7'ye tüm katlar anlaşılır diye düşünüyorum.Yanlışsam doğrusunu siz yazın.Ondan sonra cennet ne kadar geniştir tartışalım.

    4- Gök ve gökler konusunda aynı düşünüyoruz. Ancak benim cennetin genişliğiyle ilgili farklı cennetler yönündeki delillerimi aynen cümle cümle cevabını istiyorum buraya yeniden almıyorum. İlgili delillerimin senin iddianı neden çürütemediğine dair somut kanıtları bekliyorum…


    5-Müslümanların ilki olmakla övünmek başlı başına abesle iştigaldir.

    5- A) O sence öyledir. Müslüman olmanın değerini sadece Müslüman olanlar bilir. Biz ataist olmanın değerini (senin kafana göre) bilemediğimiz gibi… Bu cevaplanmaya değmyecek şekilde subjektif bir eleştiridir. Cevap vermediğimizde senin delillerinin doğruluğuna dair iddana katkıda bulunmaz.

    Zatan buradaki mantık hatasına vurgu yapmak istedim.Senden önce dünyaya gelen bir insan orta yerde dururken,binlerce yıl sonra gelen birirnin ilk benim demesi abestir.

    Bu konudaki karşı delilime değinmeden iddianı tekrarlamışsın. Üstelik iddiana delil olan öncülünü daha ispatlamadan iler gitmişsin. İlgili mantıki delimi tekrar etmiyorum onu çürüt onsan sonra öncül üzerine “abestir” yargısına geç…

    Peygamberin bu tür kendini üstün görme alışkanlığı ayetlerde kendini hissettirir.Bir ayette Allah ve meleklerinin peygambere salavat getirdiği dahi söylenmiştir.

    B) Buradaki salavatı hangi anlamda anlıyorsun ki peygamber s.a.a.’in kendini üstün görme alışkanlığına delil alıyorsun.? Peygamber üstün biriydi. Eğer üstün birinin üstünlüğünü söylemesi insanların yararına ise bunda eleştirilecek ne vardır. ‘Yoksa Allah’ın lutfundan bulunduğu bağışı mı kıskanıyorlar?’ ayetinde bu olumsuz duygu açıklanmıştır. Şayet insanların yararına olan bir övünmenin alışkanlık haline getirmesi eleştiriliyorsa buna da iyi huyların alışkanlık haline getirilmesi sadece iyiliğin artması sebebiyle övgüyü gerektirir.

    Burada eleştirilecekse Peygamber s.a.a. in üstün olup övülmeyi hak edip etmediği meselesidir. Eğer övülmeyi hak etmiyorsa onu belirtirsin o zaman Peygamber s.a.a. olumsuz bir davranışta bulunmuş olur ve eleştiriyi hak eder. Çünkü O’nun s.a.a. inanlara kendini övmesi bir ibadeti öğretmesidir. Ki o da inananlar onu överek hem kendilerine hem de ona olumlu katkıda bulunmuş olurlar…

    Hadislerdede Ademden bu yana tüm yaşamış insanların peygambere gösterildiği hikayeside anlatılmış.

    C) Başlık Kur’anla ilgili, konu dışına çıkmışsın. Ancak bu bu konuda konuşamayacağımızdan değildir. Burda konuşmamayı teklif ediyorum, a) hadisler konu dışı olduğu için b) hadislerin teknik olarak sistematiği ayrı bir değerlendirmeyi gerektirdiği için…

    Bu gösteri homo habilisten başladıysa baya bi zahmetli olmuştur.Ama nede olsa Allaha kolaydır bunu yapmak.

    D) İkinci cümlede alay ettiğini görüyorum:
    a) inanmadın bir ifadeyi almışsın
    b) cümleyi eleştiri için almadığına dair kanıtlarım var. Cümle devrik olduğundan anlamı alay vurgusu haline getirmişsin. Yoksa eleştiri için alsaydın cümle şu şekilde kurulabilirdi: Ama siz Allah’a bunun kolay olduğunu söylüyorsunuz. Çünkü delil olarak da… diye gelecek delilini de eleştiriye yazardın.
    c) Homo habilis benim kavram dünyamda anlamsız. Ne demek ?
    d) Bu alayından dolayı seni kınıyor ve Allah’ın ayetlerinin alaya alındığı yerde, onlar sözü başka bir şeye dönüştürünceye kadar onlarla kalma… şeklindeki ayet gereği günaha girmemek için seni bu alayından dolayı şahsım ve okurlarımızdan özre çağırıyorum! Yoksa bu başlık altında artık (Allah’ın ayetlerinin alaya alındığı yerde oturma anlamı taşıdığı için) tartışmayacağım!...

    Bütün kainatı 6 günde yaratan ,daha sonra !!Arşa istiva (Dayanan-yakışmıyor ama dinlenen diyebiliriz)Allah için çok kolay bir iştir herhalde.

    E) Arşa istiva etmek, hükümranlık kurmak demektir. Mecazi bir kullanımdır. Kontrolü elinde olmak demektir.Tıpkı: Başbakan, 5 yıllığına başbakanlık koltuğuna oturdu” cümlesinde olduğu gibi. Bu cümleden kimse başbakanın yeme içme tuvalat için bile ayrılmadan 5 yıl boyunca başbakanlık adı verilen siyah deri koltuğuna oturduğunu anlamaz…

    6-Ayet burada,açıklamasıda altında yer alıyor.Neresi yanlış çevrilmişse bir izah ediverin.

    HÛD-2: Ellâ ta’budû illallâh(illallâhe), innenî lekum minhu nezîrun ve beşîr(beşîrun).
    (Bu kitap), Allah'tan başkasına kul olmamanız içindir. Muhakkak ki ben, O'ndan (O'nun tarafından) sizin için bir uyarıcı ve müjdeciyim. Ayette konuşanın Allah değil,peygamber olduğu gayet açık.Tevil etmek istiyorsanız buyrun edin.


    6-A) Neden yanlış çevirildiğini bir sürü Arap dili irab kaidelerini de yazarak ve de, senin çevirideki kelime hatana da işaretle açıklamıştım. Aynı delillere hiç değinmeden iddianı tekrar etmişsin önceki delillerim çürütülmedikçe buraya yeniden yazmam tartışmamızı ilerletmez… Ben nasıl iddiana delil gösterdiklerini somut ve nesnel olarak ele alıp çürütüyorsam sen de tek tek benim karşı delillerimi, iddianı çürütemeyeceğine dair somut iddialarınla ortaya koymalısın. Şayet bilimsel nesnel ve samimiysen…
    Ama amaç başkaysa bilimsel bir konuşmanın olmadığı yerde seninle asla durmam… Çünkü inancım gereği buna değmezsin…
    “Ayrıca Kuran Allahın sözü olarak bilinir.Siz şimdi çıkmış Cebrailin sözüde var diyorsunuz.Buna diğer müslümanlar ne der bilemiyorum.”
    B) Kur’an’ın anlam olarak Allah’ın sözü bazı ayetlerininse hem anlam hem de lafız olarak Allah’a ait olduğu konusunda kimsenin görüş ayrılığı yok. Bazı ayetlerin Cebrailin sözü olduğuna dair kanıtımız ise:
    “Bu (Kur’an), pek değerli, çok güçlü, Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerin arasında) sözü dinlenilen, güvenilir bir elçinin (cebrailin) sözüdür.” Tekvir 19-21 Ayetleri ile: “ Hiç şüphesiz, o (Kur’an), değerli bir elçinin sözüdür” Hakka 40 ayetleridir.
    “Hepsi kuzu kuzu dinliyor.”
    C) Hakaret hakareti doğurur deyip ben sana onları savunmak için: “Onlar senin gibi necis birinin pislikleriyle uğraşmayacak kadar ibadet ve hayırlı işlerle uğraşıyorlar” demeden onların yaptıkları işleri söylemiş olayım…
    “Bende bir ilave yapayım o zaman”
    D) Meydanı boş buldun sanma ki bu mühlet senin keyfin ve lehinedir. Yaptığın her şey yazılıyor ve …
    “Kuranda peygamberin sözüde var.İspatıda yukarıda verdiğim ayet.”
    E) “O ayetin iddiana delil olamayacağına dair ortaya koymuş olduğum önceki delillerimi çürütüp yeniden ben karşı delil gösteremez duruma gelmen durumu hariç…”

    Alıntı
    Tevbe 30. bu iddian da yanlıştır. sırf iddia ettiğin için diyorum öyle olduğu için değil: sen kendin için adın neyse karşındakne çok kızdın: "hacı seni kahretsin" demez misin. ben derim de diyeni de gördüm
    Dikkat ediniz tehlikeli sularda yüzüyorsunuz.İnsanla Allahı karşılaştıramazsınız,mukayese edemezsiniz,şirke girer


    F) buradaki alayını nefsimin ıslahına vesile için sabırla karşılıyor karşılık vermiyorum…
    .''Allah onları kahretsin'' türünden bir bedduayı, Allah gibi yüce bir yaratıcının, yapacağı bir iş olmasa gerek.”
    G) Beddualar Allah’ın yüceliğini gösterir. Bu da dilsel bir olaydır. Teşbihtir. Teşbihte benzetme unsurları birbirinin dengidir diye bir iddia yoktur. Unsurların birbirleri arasındaki bağ başka bir unsurlar arasındaki bağla o da sadece anlamayı kolaylaştırmak için kıyas edilir. Şimdi siz “Aslan gibi adam” deyiminde şişiniyorsunuz da “eşek gibi adam” dediğinizde kızıyorsunuz. Burda birinci örnekte adama kızmadı diye hayvan desek doğru olur aynı sabrı görür müyüz? Yine ikinci örnekte adam kızdı ya bunu kurtaralım diye ya senin ne kadar inadın var sadece inat açısından eşekle kıyasladık deseniz kızgınlığını alır mısınız…
    Allah’ın dilsel bir anlatımda ilahi kurallar indirmesini mi bekleyeceğiz. O zaman vahy için toplumun dil kurallarına müdahalesini açık olarak görmemiz gerekecektir. Zaten bu da vardır ama konusu burası değil. Allah kahretsin şeklindeki bir bedduayı, kuralları konmuş bir yaşamda Allah’ın sabrı ve hayata müdahalesiz görüş bildirmesi olarak anlayabiliriz. Tıpkı Allah’ın senin bunca küfür dolu sözlerine müdahale etmeyip ben ona sorarım demesi gibi… Şimdi burada Allah mı küçülür sen mi büyürsün. Eğer öyle iddia ediyorsan yakında görürsün…
    Bu satırları tartışma ahlakına uygun bulmuyorum. Ama sen inançsızlığının sana sağladığı geçici korkusuzluk sayesinde serdettiğin alaylarınla; bana inançlarım doğrultusunda sana uyarıda bulunma fırsatı verdiğin için Allah’a hamd ediyor ve seninle ayetleri hakkında konuşmamdan doğacak zararı affa vesile kılmasını niyaz ediyorum…

    “Bunun gibi başka tuhaflıklarda var Kuranda.Örneğin Allahın yemin etmeleri..İncire,zeytine, Yıldıza ve dahi görüp görmediğimiz şeyler üzerine yemin edip duran bir tanrı vardır Kuranda.”

    H) Yeminler tuhaflık değildir. Bununla Allah hem konuştuğu konunun önemini anlatır hem de yemin ettiği nesnenin değerini…Görüp görmediğimiz şeylere yemin etmesi de nasıl eleştiri konusu anlamadım. Biraz açarsan…

    Alıntı
    7- vasiyet konusunu açıklamıştım galiba dikkatinden kaçtı

    Yok cevap vermeye değecek bir açıklama olmadığından görmezden gelmiştim.Bi daha baktım aynı kanateyim hala.Çünkü açıklamana yanılmıyorsam diye başlamışsın,yanlış hatırlamıyorsam diye devam etmişsin,fıkhi meseler hakkında bir fikrim yok, diyip kendi durumunu özetlemişsin,sonundada çelişki yoktur demişsin.


    7-Başını ve sonunu almışsın yazılarımın oysa ortasını okursan anlarsın… oku anlamazsan tekrar alıntılayayım.

    Alıntı
    ben çıkaramadım meleklerin saniyede kaç km yol aldıklarını ve ayetlerin neresinden çıkardın? Çünkü ben semanın kaç km uzakta olduğunu da bilmiyorum. üç bilinmeyenden ikisini bilsem çıkaracaım ama tek bilinenle iki bilinmeyene matematiğim zayıf olduğundan ulaşamıyorum.. sen yardım et..

    Hay hay.Ne demek efenim sözümü olur.Yanlız konu nazik ve yazı biraz uzun olacak.Umarım bağışlarsınız.

    “Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir.„
    (Mearic Suresi, 4)

    Bu Kuran ayeti der ki;

    Cebrail'in Allah katına çıkıp inmesi,Allah katında bir güne denk fakat,Dünya zamanı ile 50.000 Yıl sürer.

    Şimdi hesaplayalım.
    Kuran 610 civarında geldiğine göre,Cebrail'in Hıra mağarasına ulaşabilmesi için Allah katından;
    MÖ 49.390 Yılında yola çıkmış olması gerekiyor.
    Buradan önemli bir sonuç çıkıyor;
    Demek ki;Tevrat ve İncil'i Cebrail getirmiş olamaz,
    Çünkü Cebrail'in o sıralar yolda olması gerekiyor.

    Örneğin İncil ve Kuran arası 600 sene,Cebrail İncili getirip,geri dönse ve hiç oyalanmadan geri gelse arada minimum 100.000 sene geçmesi gerekir.

    Şöyle bir olasılık olabilir mi?
    Cebrail Dünya'ya varmış,Tevrat'ı,İncil'i ve Kuran'ı tebliğ ettiği yaklaşık 3.000 sene boyunca dünyada beklemiştir.
    Bu sefer de şöyle bir sorun var;
    Beklediğine göre,Demek ki diğer kitapların geçersiz olacağı ve yeni kitap gönderileceği önceden biliniyor olmalı.

    Diyelim ki Cebrail,Kuran'ı tebliğ etti ve geri dönüşe geçti?
    Allah katına ne zaman varacak?
    Kuran dan bu yana 1.400 sene geçtiğine göre
    Demek ki 48.600 sene daha yolu var.
    Bizim takvimle 50.600 yılında Cebrail Allah katına ulaşacak.
    Yani yeni bir kitap için Cebrail'in dünyaya geri ulaşması en azından 100.600 senesine denk gelir.

    Cebrail,iniyor ve çıkıyorsa,Allah belli bir yerde ve yukarılarda olmalı değil mi?

    O halde süre'yi bildiğimize göre,Allah katı ile dünya arasındaki mesafeyi ölçebilmemiz için tek bilmemiz gereken Cebrail'in hızıdır.

    Eğer Cebrail ışık hızında gidiyorsa,basitçe Allah katı'nın bize uzaklığı 50.000 Işık Yılı olmalıdır(Yaklaşık 475 Trilyon km).
    Oysa bu Evren için çok küçük bir ölçü,çünkü Andromeda bile 4 Milyon Işık yılı uzaklıkta.
    Hem bize bu kadar yakın olsa,Allah katının Evren'in içinde bir yerlerde olması gerekmez mi?
    O zaman da sorarlar,Kardeşim Allah,yarattığı Evren'in içinde nasıl olabilir?
    Allah,yarattığı Evrenden küçük müdür?
    Veya yarattığı Evren'in içine girmeyi nasıl becermiş diye,
    Evren yokken neredeydi diye?

    Peki farzedelim,Evrenin dışında bir yerlerde.
    Şimdi süreyi bildiğimize göre ve Evren'in boyutlarını bildiğimize göre Cebrail'in minimum hızını bulabiliriz.

    Evren'in en uzun kesiti 125 Milyar Işık Yılı.
    Cebrail'in bunu 50.000 senede katedebilmesi için
    Hızı Saniyede 76.000.000.000 Km olmalıdır.
    Yani Işık hızının tam 253.000 katı bir hızla gitmeli.

    Peki,oraya bir gecede gidip dönebilmek için gerekli hız nedir?

    Bu hız Cebrail'den 100 milyon kez daha hızlı olmalı.
    Yani Işık hızının 25 Trilyon katı bir hız.

    Peygamber'in Mirac'a çıkması olayı için böyle bir hız gereklidir.

    Peki,peygamber aynı gece içinde Allah katı'na gidip dönebiliyorsa,
    Cebrail neden 50.000 sene uğraşıyor?
    Cebrail neden bu kadar yavaş?

    Şimdi,başka bir sorun var.
    Bizim inanırlar der ki;
    'Evren genişliyor ve Bu Kuran'da bildirilmiştir'(zariyat suresi)

    Eğer,Evren genişliyorsa;
    Dünya ve Allah katı arasındaki mesafenin de genişlemesi gerekmiyor mu?
    Yani Allah Katı giderek bize uzaklaşıyor olmalı değil mi?
    Galaksiler bilindiği gibi, birbirinden Işık hızına yakın hızlarla uzaklaşıyor.
    Peki bu durumda aradaki mesafe hep arttığından Cebrail'in her gidiş gelişinde,Süre'nin veya hızının,bir tanesinin değişmesi gerekmez mi?

    Kuran evrenselse ve Cebrail bu mesafeyi hep 50.000 yılda inip,çıkıyorsa,Evren genişledikçe hızını arttırması gerekmez mi?
    Tersine Evren büzülmeye başladıkça da 50.000 yılı doldurmak için hızını düşürmeli değil mi?

    Buradan bir sonuç daha çıkıyor.
    Cebrail mutlaka ışık hızının üzerinde olmalı.
    Evren,Işık hızına yakın bir hızda genişlediğine göre,
    Cebrail düşük hızlarla giderse,asla gideceği yere ulaşamıyacaktır.
    Çünkü o yol aldıkça,varış hedefi çok daha hızla uzaklaşacaktır.

    Bu arada Cebrail'in yönünü tayin,varış hedefini bulma,
    Evren'in genişleme hızını bilebilme ve buna göre kendi hızını ayarlama yetenekleri var mıdır?
    Yoksa bu merkezden otomatik mi ayarlanır bunları henüz bilemiyoruz.

    Ve Cebrail,50.000 Yıl sonra (MS 50.600) Allah katına ulaştığında,Allah katında sadece bir Gün geçmiş olacak.
    Allah,sabah kalkacak ve bakacak ki Cebrail gelmiş.
    Ve belkide şöyle diyecek;

    'Cebrail,Hoşgeldin,Hadi hem kahvaltı edelim hem biraz laflayalım'

    Onlar kahvaltı edip laflarken,bu arada Dünya'da binlerce sene geçecek,

    Ve Dünyadaki insanlar,yoksulluk,savaşlar,hastalıklar ve adaletsizlikle boğuşurken,neden unutulduklarını düşünüp duracaklar.

    Bilmeyecekler ki 'Savaşta size Melekler yardım etti'(Enfal suresi) diyen Allah'ın bunu en az 50.000 sene önce planlamış ve Melekleri yola çıkarmış olması gerekir.


    8- Bunları cevaplamaya layık görmüyorum. İçinde sadece iddia delilleri olan bir yazı bekliyorum..Nazik konu demişsin ama nezaket göstermemişsin.. Bir sürü matematik hesabına dolu yanlışlarla başlamış öyle devam etmişsin, evrenin genişliğiyle ilgili km ve veriler tamamen bilim dışı… Ayrıca bir daha bu son bölümdeki gibi kahvaltı laflamak gibi sözleri duyarsam samimi olmadığına başka amaçlar taşıdığına inanır günaha girmeden konuyu kapatırım kendi hesabıma.
    Arkadaşlar beni uyarmışlardı "hacı önceden iyiydi gayet kibar ve delilli konuşurdu ama biraz dengeyi bozmuş dikkat et" diye ben ilk baştaki nazaketine bakarak konuşmaya değer gördüm
    Ama bunlar senin için eğlence olabilir ama bizim içn terbiyesizlik ve HADDİ AŞMAK. Ben bu günaha vesile olduğumdan dolayı kendimi suçlu hissediyorum.
    Allah “siz onların tanrılarına sövmeyin ki onlar da cahillik edip sizin Allah’ınıza sövmesinler” buyurur. Ben sana hakaret etmedim. Buna rağmen bu alayları görüyorsam bu senin gerçekte ne biçim bir necis ruh taşıdığınla ilgili…
    Sen bana delilimdeki bir yanlışlıktan dolayı bir şans daha verdiğini söylemiştin ben karşılında özür dileyerek delili bilimsel ahlak çerçevesinde yeniden düzenlemiştim. Bakalım aynı olgunluğu sen gösterebilecek misin…
    BEKLİYORUM!

    Yorum


      #32
      Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

      Sadece kendi değerlendirmelerinizi doğru kabul ettiğiniz için cevap ne olursa olsun kabul etmiyorsunuz.İmanınız belki de bağlı bulunduğunuz meshebiniz bunu anlamanıza engel.Bilemiyorum.

      Karşılıklı…

      Yukarıda ayetleri değerlendirdim.Farklı ayetlerle bir kez daha değerlendireceğim.Benzer bir ayet vereyim.
      6/EN'ÂM-51: Ve enzir bihillezîne yehâfûne en yuhşerû ilâ rabbihimleyse lehum min dûnihî veliyyun ve lâ şefîun leallehum yettekûn(yettekûne).
      Ve Rab'lerine haşrolunmaktan korkan kimseleri, onunla uyar. Onların, O'ndan (Allah'tan) başka bir dostu ve şefaat edeni yoktur. Böylece onlar takva sahibi olurlar.


      Evet takva sahipleri şefaate güvenip yapmadıkları için takva sahibi oldular. Bu ayet onu anlatıyor…

      İddianızın aksine enam 56 dan itibaren müşriklere hitap edilerek 51 ayet okunuyor.”
      Ben sadece takva sahipleri için mi şefaat yoktur dedim. Kafirler için şefaat olur mu!

      “İntifar suresi baştan sona tüm insanlara sesleniyor ve son iki ayette şu deniyor.
      18. Evet, sen bildin mi nedir din günü?

      19. O gün ki, kimse, kimse için hiçbir yardım yapma gücüne sahip olamaz ve o gün buyruk yalnız Allah'ındır!
      Hiç kimsenin kimseye faydası olamayacağını(Kimsenin diğerine şefaatçi olmadığını) burada söylüyor.


      İçinde kafirlerin ve şefaate güvenerek tembellik yapacak tiplerin bulunduğu tüm insanlara bu düşünce ve davranışlarınızla kurtuluşunuz yok şefaata falan güvenmeyin demekle, bu düşünceyi taşımamış ama yine günah işlemiş günahkar Müslümanlara şefaat var demenin neresi çelişki? Hem bir kişi cezalandıracakken affederse bu seni cezalandıracağım akıllı ol dedim ama yine yapacağını yaptın ama büyüklük bende kalsın dediği ve affettiği için çelişkiye düşmesi anlamına mı gelir. Allah ateistleri yakacak diye herkesin cehenneme girmesi mi gerekir?

      Ayetleri cımbızla çektiğim iddiasına cevap olması için secde suresi 4.ayetti öncesi ve sonrası ile veriyorum.
      32/SECDE-1: Elif lâm mîm.
      Elif, Lâm, Mîm.


      32/SECDE-2: Tenzîlul kitâbi lâ reybe fîhi min rabbil âlemîn(âlemîne).
      Hakkında şüphe olmayan Kitab'ın indirilişi, âlemlerin Rabbindendir.


      32/SECDE-3: Em yekûlûnefterâh(yekûlûnefterâhu), bel huvel hakku min rabbike li tunzire kavmen mâ etâhum min nezîrin min kablike leallehum yehtedûn(yehtedûne).
      Yoksa "O'nu uydurdu" mu diyorlar? Hayır! O, Rabbinden bir haktır. Senden önce kendilerine nezir (peygamber) gelmemiş olan kavmi uyarman içindir. Umulur ki böylece onlar, hidayete ererler.


      32/SECDE-4: Allâhullezî halakas semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin summestevâ alel arş(arşi), mâ lekum min dûnihî min veliyyin ve lâ şefîi(şefîin), e fe lâ tetezekkerûn(tetezekkerûne).
      O Allah ki; gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde halketti (yarattı). Sonra arşa istiva etti (arşı sevva etti, dizayn etti, vechi arşta karar kıldı). Sizin O'ndan başka dostunuz ve şefaatçiniz yoktur. Hâlâ tezekkür etmez misiniz?


      32/SECDE-5: Yudebbirul emre mines semâi ilel ardı summe ya’rucu ileyhi fî yevmin kâne mıkdâruhu elfe senetin mimmâ teuddûn(teuddûne).
      Gökten arza kadar emri (Allah'tan gelen ve Allah'a dönen herşeyi) tedbir eder (düzenler). Sonra bir günde O'na yükselir ki, (o bir günün) süresi, sizin (dünya ölçülerine göre) saymanızla 1000 senedir.


      32/SECDE-6: Zâlike âlimul gaybi veş şehâdetil azîzur rahîm(rahîmu).
      İşte O, gaybı (görünmeyeni) ve görüneni bilen Azîz'dir (yüce), Rahîm'dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).


      32/SECDE-7: Ellezî ahsene kulle şey’in halakahu ve bedee halkal insâni min tîn(tînin).
      Ki O, herşeyin yaratılışını en güzel yapan ve insanı yaratmaya, ilk defa tînden (nemli topraktan) başlayandır.

      Burada sadece takva sahiplerine mi sesleniyor tanrı,yoksa tüm insanlara mı?


      Şimdi ayetleri toplu olarak verdiğinde anlamı üzerinde düşünmezsen cımbızla çekme gerçeğinden uzak mı kalacaksın.. bak bakalım şefaat ayetinden önce kimlerde yoğunlaşılıyor?:

      …Yoksa onu uydurdu mu diyorlar…” Sonra onlara bildikleri ve kabul ettikleri bir yaratılış gerçeği hatırlatılıp yanlış inançları olan şefaat anlayışları reddediliyor. Aldanmayın deniyor. Bunun şimdi günahkar Müslümanlara şefaat olacaktırla çeliştiğini hangi mantıkla söylüyorsun?

      “Olay şu:
      Peygamber işine geldiği yerde Allahın,kimi yerde kendisinin kıyamette şefaatçi olacağını söylemiş.


      Olay o değil. Olay senin kendini emniyette hissetmemen. Korkman. Bu gördüğün gerçeklerle karşı karşıya kalacağını kesin olarak bildiğin cehennem azabıyla yüzleşmekten bu düşüncenin seni sarmasından korkuyorsun. Böyle olduğunda nefsin ve hevan doğrultusunda yaşayamayacaksın. O yüzden illa çelişki arıyor içindeki o saf, Allah’ın var ettiği korku ve inancı bu çabalarla boğacağını sanıyorsun. Ama nafile başına bir musibet geldiğinde Fir’avn gibi Allah’a inandım diyeceksin ama o zaman sınav bitmiş olacak…
      Rabbim bizi senin durumundan korusun…

      Kimi yerdede hiç kimsenin hiçbir şekilde şefaatçi olamayacağını iddia etmiş.Bu bir çelişkidir.Çünkü Kuran ayetleri kul yapısıdır.Ve peygamberin 23 yıllık yaşamı boyunca neye gereksinimi olmuşşa ,o konuda bir ayet indirmiştir.Kul yapısı ayetlerde de bu türden çelişkilerin olması olağandır.

      Evet senin çelişki ve tutarsızlık delilsizliklerin tam olarak kulun neler yapabileceğini gösteriyor. Oysa 1400 yıldır değişmeden gelen şu an dünyanın her tarafında aynı olan bir Kur’an hayatlarını rahatsız edeceklerce kıskanılacak bir Kur’an’dır. Eğer o yapabilmişse o bir sen de yap hadi. Bir kitap yaz 1400 yıl insanlara ışık tutsun. Mazlumlar için umut ve yaşam kaynağı adalet arayıcıları için rehber, ilim adamları için işaret … ruhumuzu dinlendirici bir ilaç olsun, değişmeden en çok kitap olsun…

      Senin gibi itirazcılar ve karşı kitap yazma mücadeleleri çok oldu ama hiç birinin adı bile kalmadı silindi gitti. Sen de öyle olacaksın.. Ama Kur’an yine kalacak… Bu düşünen bir insan için ibretler doludur…

      Alıntı
      2- Ben nasıl sizin iddialarınızı cümle cümle eleştiriyor delil olabilecek yönleri alıp delillerinin geçersiz olduğunu eleştiriyorsam sen de benim cümlelerimi alıp tek tek delillerin senin önceki düşünceni çürütmediğini ispatlaman gerekmez mi? Neden hala genel ifadeler ve eski iddialar tekrar ediliyor?

      Yukarıda cevabını verdim.Kısaca bir daha değineyim.Ayetlere bakıldığında siz farklı,ben farklı yorumluyorum.Meallere bakıldığında kişilerin kendi meşrebince yazdıkları gibi.Aşağıda benzer bir şikayette bulunmuşsunuz.Her seferinde farklı bir meale baktığım için,bazen alıntı yaptığım ayet bir öncekinden farklı olabiliyor.Sözün özü.Sizin yorumlarınızı ayette anlatılanla uyuşmaması durumunda ayeti bir daha veriyorum.Bu durumda sizde tekrardan şikayet ediyorsunuz.Şikayetiniz olağan,ama doğru olduğunu söyleyemeyeceğim.
      "

      Meallerdeki yanlışlıklardan yola çıkarak Kur'an'ın arapçasını sorumlu tutmak etik ve bilmsel eleştiri kurallarına uygun mu? Hayır tekrardan değil, değişik tekrardan ve senin benim görüşlerimi hiç ele almadan çürüttüğüm delillerini tekrar almandan şikayetçiyim...


      Alıntı
      3- Samimiyetini sorgulatacak düşüncelerini görüyorum. Bu benim yazdığımdan vermek istediğim esas düşünceyi bırakıp sana cevap için vermediğim ve ele alınsa bile asla delilimi çürütemeyecek yönünü alman. Örneğin miras konsunda.. oranları bilmediğimi söyledim benim yazdığım orantıların önemi yok zaten ha yüzde 30 olmuş ha 50 fark etmez. Asıl sorun miras vasiyetinin kime ve tamamının olmaması ile ilgili.. bu cevap açık ve delilken tutup delil olmayı batıl kılmayacak fıkhi ayrıntı ile cevabımı sınırlandırıyorsunz?


      2/BAKARA-180: Kutibe aleykum izâ hadara ehadekumul mevtu in tereke hayrâ(hayran), el vasiyyetu lil vâlideyni vel akrabîne bil ma’rûf(ma’rûfi), hakkan alel muttekîn(muttekîne).
      Sizden birinize ölüm geldiği zaman eğer bir hayır (mal vs.) bırakırsa, anne-babaya ve yakınlarına (akrabalarına) marufla (örf ve adete uygun olarak) vasiyet etmek, siz muttekilerin (takva sahiplerinin) üzerine (yerine getirilmesi gereken) bir hakk (bir borç) olarak farz kılındı.

      Oysa başka bir ayette oranlar kesin bir şekilde verilmiştir.

      Allah size, çocuklarınızın (mirası) hakkında şöyle tavsiye ediyor. Erkeğe, kadının payının iki katı, fakat, eğer kadınlar ikiden fazla iseler, o zaman terekenin (mirasın) üçte ikisi onlarındır ve eğer o (kadın) bir tek ise, o zaman yarısı onundur. Eğer ölenin çocuğu varsa, onun anne ve babasının herbiri için, bıraktığı mirasın altıda biri pay vardır. Fakat onun çocuğu yoksa ve yalnız ana-baba mirasçı oluyorsa, o taktirde, üçte biri annesinindir (geriye kalan babanındır). Fakat eğer ölenin kardeşi de varsa, o zaman , altıda biri annesinindir. Bunlar, borcu ödenip ve de vasiyeti yerine getirildikten sonradır. Babalarınızdan ve oğullarınızdan hangisinin fayda bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. (Belirlenen bu paylar) Allah'tan bir farzdır. Muhakkak ki Allah, Alîm'dir, Hakîm'dir.

      NOT:Nisa 11 ve 12. ayetlerde matematiksel olarak bir hata yapılmıştır.Bu iki ayete dayanarak miras paylaştırılamaz.Bunu gören halife Ömer (Ki Allah ve Peygamberi görememiştir) Avliye metodunu uydurmak zorunda kalmıştır.Konuya ilişkin ayrı bir başlık açacağım.


      Oranları bilmediğim içi miras konusunda tartışamayacağım. Ama bu Ayetlerde çelişki olduğunu ispatlamaz. Sen ayetleri toplu olarak yazıp oranlardaki (sana göre) çelişkiyi vurgula ve delillendir… ben de araştırayım…


      “Alıntı
      4- Önceki yazdıklarınızla sonrakilerde çelişki var. Hud 2. Ayette önceki mealinizde peygamber kelimesi vardı eleştirim üzerine aynen iddianızı devam etmekle birlikte bu kelimeyi çıkardınız. Neden? Tabi burada da
      Yazınız yarım kalmış herhalde anlayamadım.Yukarıda cevabını verdim.Bazı meallerde peygamber var bazılarında yok.Alıntı yaparken bu türden tuhaflıklar olabiliyor.”

      Evt orayı wordden eksik kopyalamışım. Burda da peygamber kelimesi yok. Ben o açıklamamda bir sürü delil gösterdim. Ayetin Arapça irabını yaptım. Ve neden buradaki uyarıcı ve mücdeci sıfatlarının konuşmacıya (sana göre peygamber bana göre elçiye) ait olamayacağını söyledim izah ettim. Sen de Arapça irab kuralları gereği benim çıkarımımı reddeder irabda yaptığım hatayı düzeltir böylece karşı delilimi çürütmüş olursun…
      Alıntı
      Bu kadarı şimdilik yeter bu ara yazımdı ayrıntılı cevapları hazırlıyorum, bu arada bu gün topantımız vardı konuya eğilemedim boş olduğum zamanlarda da internet yoktu cevabın gecikmesinden dolayı özür dilerim…

      Cevaplar için ben teşekkür ederim.Özür dileyecek bir şey yok.


      Olmaz hakkın gecikmesi batılın zarar vermesine neden olur . Bendeki hakta hakkın var ondan olayı özür diledim…

      Yorum


        #33
        Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

        sayın hacı biz iki adım ilerliyoruz siz dönüp geri gidiyorsunuz iki adım
        şefaat konusunda mehti aksu hocamızın ayetleri gruplandırarak herkesin anlayacağı şekilde açıklamasını paylaşmıştım ve üzerine yorum dahi yapmadınızki şefaat konusunun kapandığını diğer konulara devam edeceğimizi düşünmüştüm
        böyle yerimizde sayarsak ne anlamı var konuşmanın o halde biz susalım siz kendi kendinize buyurun yazın
        miras ayetinde ne gibi bir çelişki tesbit ettiniz kendinizce
        ilk ayette mirasçıların kimler olabileceği açıklanmış
        ikinci ayette de öldükten sonra mirasçıların ne kadar pay alacakları açıklanmış tıpkı miras hukuku gibi
        okulda miras hukuku dersindeyken hocamız tahtaya bir şema çizerdi adam öldü diyelim geride kalanlar aşağıya sıralanırdı tabi bu arada birde yukarı doğru şema vardı önce mirasçılar şunlar şunlar der sonrada paylarıdağıtırdı adamın eşi şukadar çocukları şu kadar eşi yoksa çocukları şukadar şeklinde pay vererek anlatırdı bizlere
        şimdi bu normalde kurandaki miras sırf allah tebarekenin sözü olduğu içinmi anormal
        kıyamet günü kafirler vs. şefaat dileyeceklerdir ki bu boşunadır o gün öyle korkunç bir gün olacak ki zalimler birbirlerinden şefaat dileyecekler örneğin siz kardeşinizden yada şöyle diyeyim darwinden şefaat dileyeceksiniz ki bu durumda işte allahu gaffur benden başkası şefaat edemez diyecektir
        ama örneğin diğer taraftan ben ömrüm boyunca imamımın zuhurunu beklemişm imam huseyin a.s.ye gözyaşı dökmüşüm resuli ekremin aşkıyla tutuşmuşum onun sünnetiyle yaşamışım işte o zaman ben ey yaratılmışların en üstünü peygamberim ey yolunu takip ettiğim imamlarım şefaat diyeceğim işte o zamanda allahu teala ey resulüm ey imamlar size verdim şefaat yetkisini buyurun şefaat edin diyecek
        yada
        yarın siz öldüğünüzde kabirde zindan karanlığında yılanlar böcekler envayi çeşit yer canlısı size eziyet ederken şefaat dilediğinizde kimse yetişemeyecek imdadınıza
        ama ben ölüpte ait olduğum yere dönünce kabirde kıyamete kadar baki kalan okuyupta yolumu tayin ettiğim kurandan ben şefaat dileyeceğim işte ozaman kuran bana şefaat ederek beni kabir azabından kurtaracak
        sayın hacı çok basite indirgeyerek anlattım şefaat konusunu umarım yeterlidir
        "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

        Yorum


          #34
          Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

          gerçeği görmek isteyen hakikati araştıran iyi niyetli temiz kalpli insanlar için zaten muttaki kardeşim; senin çok açık anlattığın gibi Kur'an ayetleri de gerçekleri açıklamıştır...
          Bu basit örnekleme çok güzel olmuş inşallah ben de senin gibi olurum...

          Yorum


            #35
            Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

            [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=7683.msg51094#msg51094 date=1251488622]
            gerçeği görmek isteyen hakikati araştıran iyi niyetli temiz kalpli insanlar için zaten muttaki kardeşim; senin çok açık anlattığın gibi Kur'an ayetleri de gerçekleri açıklamıştır...
            Bu basit örnekleme çok güzel olmuş inşallah ben de senin gibi olurum...
            estağfirullah hocam
            inşaallah bizlerde sizin sahip olduğunuz ilme kavuşuruz dua edin
            rabbim fehmimizi çözsün inşaallah[/quote]
            "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

            Yorum


              #36
              Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

              kötülük kimdendir
              allame tabatabaiden
              http://www.islamkutuphanesi.com/turk...dir/index.html
              "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

              Yorum


                #37
                Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

                Sayın Ehlibeytin izinde:

                1-A) Açıklamalarımı okumadın mı? Buraya almıyorum öncekilerin aynen cümle cümle reddini istiyorum. Çünkü hiç eleştirmeden önceki dediğini yazmış benim onca karşı delilime hiç bakmamışsın. Benim delillerim neden değil bilimsel somut cevaplar istiyorum… Cevaplar verildi ama siz hala aynı şeyleri tekrar edip duracaksınız anlaşılan.Sizin iddianıza göre şefaat Müslümanlar için var ,Diğerleri için yok.Bunuda konuya ilişkin olarak verdiğim ayetlerde Allahın hitap ettiği kişilere bakarak anlarız diyorsunuz.İddianıza göre Şefeatin olmayacağını söylediği ayetlerde Müsklümanlara değil diğer topluluklara hitap edildiğini örnek göstermişsiniz.Oysa bu iddianızın yanlış olduğunu tevbe suresinin ilk 7 ayetini vererek çürüttüm.Tekrar etmek istemiyorum aynı şeyleri.
                B) burada ek iddiada bulunmuşsun. Umarım buradaki önceki iddianın çürütülmesini kapatmak niyetinde değilsindir? Ayrıca İbraniceyi daha mı seviyorsun Arapça ve Türkçeye oranla da İbrahim demiyorsun… Yoksa kültür kompleksin mi var?Cevap vermeye değer bir şey göremedim kendi subjektif düşünceleriniz sizi bağlar.Abraham’a Abraham demenin nesi yanlış.Aslı Abraham değil mi?Abrahamla ilgili olarak anlatılacak çok şey var.İbrahimle ,Nemrud aynı dönemde yaşamış olabilir mi?Nemrud Kürt mü değil mi?İbrahimi ateşe atma masalının öncesinde benzer efsaneler var mı-yok mu?Kurana göre Abraham nasıl bir adam,Kuran ve hadislere göre İbrahim yalan söyleyebiliyor mu? Gibi. Neyse geçiyorum.Konu açılırsa bizde iddiamızı delillendiririz.
                3- “inanırlar” sözcüğü beni şahsen incitiyor. Olumsuz ve alay hissediyorum onun yerine biz inananlar sözcüğünü kullanıyoruz. Bu kelimeyi kullanmanı istiyorum.. Ben ataizm yerine ateizm demeyi kabul ettiğim gibi…
                İstediğiniz gibi olsun bundan sonra inananlar derim.

                . Kur’an ayetlerinde geçen tali bilimsel ipuçları bilim geçtikçe
                çürütülememesi tersine çürüttük diyenlerin delillerinin gelecek bilimler tarafından çürütülüp çöpe atılması Kur’anın mucizeliğine bir delildir…
                Bilimle (anlaşılan) ayetler çelişirse biz ya ayetleri yanlış anlıyoruzdur ya bilimsel bulgularda yanlışlık vardır. Hiçbir bilimsel yasanın kesinliği yüzde yüz olmamasına karşın ayetlerin doğruluğunun yüzde yüz olması bizim tercihimizi peşinen gösterir.

                Burada önyargılı olduğunuzu itiraf ediyorsunuz.’’Bilimle ayetler çelişirse biz ya ayetleri yanlış anlıyoruzdur ya bilimsel bulgularda yanlışlık vardır’’ sözünüz bunun açık işareti gibi.Bu nedenle bilimsel verelere aykırı kuran ayetlerinde gerçek anlamlarının dışında akla hayale gelmedik tahrifatlar yapmaktan İnananlar geri durmuyor.Kuranda big bang’den tutunda Evrimin olduğuna dair bir sürü ipe sapa gelmez iddia buna örnek gösterilebilir.

                4- Gök ve gökler konusunda aynı düşünüyoruz. Ancak benim cennetin genişliğiyle ilgili farklı cennetler yönündeki delillerimi aynen cümle cümle cevabını istiyorum buraya yeniden almıyorum. İlgili delillerimin senin iddianı neden çürütemediğine dair somut kanıtları bekliyorum…


                Hayır ,aynı düşünmüyoruz.Ben inananların inandıkları inançlarını bilimsel bir eleştiriye tabi tutmadan doğruymuş gibi varsayıyorum.Bu varsayım üzerinden bile birbiriyle çelişkili olduğunu,kendi içinde tutarlı olmadığını sergiliyorum.Bu maddeyi bilimsel olarak irdeleyecek olursak siz evvela göklerin yedi kat olduğunu ispatlamalısınız.Ben diyorum ki gökler yedi kat değil.Daha sonra her katta neler olduğunu,nerede başlayıp nerede sonlandıklarını bilimsel delilleriyle bana göstermeniz gerekir.Bunların hiç birini yapmadan ‘’farklı cennletler yönündeki delillerimi aynen cümle cümle cevabını istiyorum’’ sözünüz komik kaçıyor.Aynı delillendirmeyi kaç adet olduğunu bilmediğim cennetler içinde yapmanızı bekliyorum.Bilimsel olarak.Anladınız sanırım.


                “5-Müslümanların ilki olmakla övünmek başlı başına abesle iştigaldir.”
                Bu konudaki karşı delilime değinmeden iddianı tekrarlamışsın. Üstelik iddiana delil olan öncülünü daha ispatlamadan iler gitmişsin. İlgili mantıki delimi tekrar etmiyorum onu çürüt onsan sonra öncül üzerine “abestir” yargısına geç…

                Sizin karşı delilinizi göremedim.Sadece iddialarınız var.Muhammed Müslümanların ilki olamaz.Tarihsel olarak bu mümkün değil.Bu çarpıklığı gidermek için sizler zorlamalı bir takım yorumlara girişmişsiniz.Bu zorlamalı yorumlarada ‘’DELİL’’ ismini veriyorsunuz.


                B) Buradaki salavatı hangi anlamda anlıyorsun ki peygamber s.a.a.’in kendini üstün görme alışkanlığına delil alıyorsun.? Peygamber üstün biriydi. Eğer üstün birinin üstünlüğünü söylemesi insanların yararına ise bunda eleştirilecek ne vardır. ‘Yoksa Allah’ın lutfundan bulunduğu bağışı mı kıskanıyorlar?’ ayetinde bu olumsuz duygu açıklanmıştır. Şayet insanların yararına olan bir övünmenin alışkanlık haline getirmesi eleştiriliyorsa buna da iyi huyların alışkanlık haline getirilmesi sadece iyiliğin artması sebebiyle övgüyü gerektirir.
                Burada eleştirilecekse Peygamber s.a.a. in üstün olup övülmeyi hak edip etmediği meselesidir. Eğer övülmeyi hak etmiyorsa onu belirtirsin o zaman Peygamber s.a.a. olumsuz bir davranışta bulunmuş olur ve eleştiriyi hak eder. Çünkü O’nun s.a.a. inanlara kendini övmesi bir ibadeti öğretmesidir. Ki o da inananlar onu överek hem kendilerine hem de ona olumlu katkıda bulunmuş olurlar…


                Kendi kendini övmesi başlı başına eleştirilecek bir davranış sayılabilir.Ama o bununla da yetinmemiş Allah ve meleklerini de bu işe alet etmiş.Siz bunda eleştirecek bir yan görmemişsiniz.Hatta imanınız gereği bu durumu övmek zorunluluğu hissetmişsiniz.Nedense buna şaşırmıyorum.

                c) Homo habilis benim kavram dünyamda anlamsız. Ne demek ?

                Bilmemeniz olağan.Bilimsel bir gerçeğe işaret ediyor.Sizin şiddetle red etmek zorunda kaldığınız bilimsel bir gerçek.Kavram dünyanızda bu gerçeğe yer vermek ve bir anlam kazandırabilmek dileği ile birkaç link vermem gerekecek.Ama sanırım sonuç değişmeyecek.Hiç bir karşı bilimsel delil getirmeden bunları külliyen reddedeceksiniz.Çünkü imanınız,aklın önünde.
                http://www.talkorigins.org/faqs/homs/a_habilis.html


                http://tr.wikipedia.org/wiki/Homo_habilis

                d) Bu alayından dolayı seni kınıyor ve Allah’ın ayetlerinin alaya alındığı yerde, onlar sözü başka bir şeye dönüştürünceye kadar onlarla kalma… şeklindeki ayet gereği günaha girmemek için seni bu alayından dolayı şahsım ve okurlarımızdan özre çağırıyorum! Yoksa bu başlık altında artık (Allah’ın ayetlerinin alaya alındığı yerde oturma anlamı taşıdığı için) tartışmayacağım!...

                Bir ateistle tartışıyorsun güzel kardeşim.Ve Allahın ayetleri dediğin şey bundan daha fazlasını hakketmiyor.Siz inanan bir kişi olarak özür dilenmeyi hak edebilirsiniz.Bundan dolayıda tartışmalarda sizi kırdıysam sizden özür dilerim.Ama aynı özrü Tanrı,peygamber yada kitap hakkında bekleme.Size sizin deyiminizle ‘’Kavram dünyamda Allahın ayetleri sözü anlamsızdır’’ diyorum.Bilmem anlatamadım mı?

                E) Arşa istiva etmek, hükümranlık kurmak demektir. Mecazi bir kullanımdır. Kontrolü elinde olmak demektir.Tıpkı: Başbakan, 5 yıllığına başbakanlık koltuğuna oturdu” cümlesinde olduğu gibi. Bu cümleden kimse başbakanın yeme içme tuvalat için bile ayrılmadan 5 yıl boyunca başbakanlık adı verilen siyah deri koltuğuna oturduğunu anlamaz…

                Yok öyle değil siz yine karıştırmışsınız.Ama artık doğal karşılıyorum.Allah evreni 6 günde yaratmış.Bunu altı evre diye tevil edenlerde var.Siz sevmiyorsunuz ama bu altı günün haftanın bildiğimiz günleri olduğunu anlatan hadisler mevcut.Adem’i Cuma ikindiden sonra yarattığını ifade ediyor bu hadislerde.Ayrıca evreni yarattığına dair ayetler yan yana getirildiğinde 6 değil 8 gün olduğu görülüyor.Buda başka bir çelişki ama o konuya şimdilik girmeyelim.Hiristiyan ve Yahudilerde aynı şeye inanır.Allahın evrini altı günde yarattığı ve yedinci gün dinlendiğini söylerler.Ama kuranda 6 günlük yaratmadan sonra Allah’’andolsunki biz bir yorgunluk duymadık’’ der.Yani Yahudi ve hiristiyanların dediğinin aksine yorulmadığını anlatmak amacıyla böyle denmiş.Ama şu çelişki hakkında da kimse bir açıklama getiremez.Ol deyip anında oldurmak varken Allahın altı gün boyunca neden çalıştığının makul ve mantıklı bir açıklaması yoktur.Arşa istiğva da dinlenme anlamı olduğunu düşünüyorum.Zira tanrı evreni altı gün de yarattıktan sonra 7.gün dinlenmiştir.O yüzden hiristiyanlar Pazar,Yahudiler cumartesi,Müslümanlarda Cuma günü dinlenirler.

                6-A) Neden yanlış çevirildiğini bir sürü Arap dili irab kaidelerini de yazarak ve de, senin çevirideki kelime hatana da işaretle açıklamıştım. Aynı delillere hiç değinmeden iddianı tekrar etmişsin önceki delillerim çürütülmedikçe buraya yeniden yazmam tartışmamızı ilerletmez…

                Kısaca gözden geçirdim ama sözünü ettiğin şeyi göremedim.Açıklarsanız cevap vermeye çalışırım.Ayrıca Arapça bilmediğimi de daha önceden ifade ettim.Konuyu mümkün olduğunca Türkçe kaynaklardan vermeye çalışıyorum.Sizdende benzer bir hassasiyet göstermenizi bekliyorum.

                C) Hakaret hakareti doğurur deyip ben sana onları savunmak için: “Onlar senin gibi necis birinin pislikleriyle uğraşmayacak kadar ibadet ve hayırlı işlerle uğraşıyorlar” demeden onların yaptıkları işleri söylemiş olayım…
                “Bende bir ilave yapayım o zaman”
                D) Meydanı boş buldun sanma ki bu mühlet senin keyfin ve lehinedir. Yaptığın her şey yazılıyor ve …
                “Kuranda peygamberin sözüde var.İspatıda yukarıda verdiğim ayet.”
                E) “O ayetin iddiana delil olamayacağına dair ortaya koymuş olduğum önceki delillerimi çürütüp yeniden ben karşı delil gösteremez duruma gelmen durumu hariç…”


                Hakaretlerine cevap vermeyeceğim.İçinde bulunduğun topluluğa karşı klavye delikalılığı yapma gereği duyuyorsan senin bileceğin iş.Kem söz sahibinindir.Sünnetinin gereğini yapıyorsun zaten.Kuranda kendinden olmayanları bir sürü hakaretler yağdırılmaktadır.
                Onlara,hayvan,yalancı,azgın,sapık,odun,akılsız diyerek küfürler savuran bir Allahın kulundan fazla bir şey beklememek lazım tabiatıyla.

                Kuranda Allahtan başka birilerin sözleride var diyorsan (Peygamber+Cibril) benimde söylediğim budur.Mesele yok.

                G) Beddualar Allah’ın yüceliğini gösterir. Bu da dilsel bir olaydır. Teşbihtir. Teşbihte benzetme unsurları birbirinin dengidir diye bir iddia yoktur. Unsurların birbirleri arasındaki bağ başka bir unsurlar arasındaki bağla o da sadece anlamayı kolaylaştırmak için kıyas edilir. Şimdi siz “Aslan gibi adam” deyiminde şişiniyorsunuz da “eşek gibi adam” dediğinizde kızıyorsunuz. Burda birinci örnekte adama kızmadı diye hayvan desek doğru olur aynı sabrı görür müyüz? Yine ikinci örnekte adam kızdı ya bunu kurtaralım diye ya senin ne kadar inadın var sadece inat açısından eşekle kıyasladık deseniz kızgınlığını alır mısınız…
                Yaptığın kinaye ile, hakeretlerini görmezden gelerek cevap vereceğim.
                Dua ve beddular ; alt makamdaki birinin üst makamda olandan dilemeleri ,yada istemeleridir.Burada iyi dilek dua,kötü dileme ise bedduadır.Siz bir şahıs yada kul olarak bir üst makamdan dua yada bedduada bulunabilirsiniz.Pekiyi Allah hangi makamdan bu istekte bulunuyor.İkincisi siz bedduada bulunurken ‘’Ehlibeytin izinden seni kahretsin’’ mi diye bedduada bulunursunuz yoksa ‘’Allah sizi kahretsin’’ mi diye bedduada bulunursunuz.Mantığınıza şaşmamak elde değil.
                Kuranda Allahın yaptığı yeminler ‘’herşeyi bilen-kusursuz yaratıcı’’ kavramına aykırıdır.Ama Arap kabileleri inandırabilmek için Allahta yemin etmek zorunda kalmış anlaşılan.

                Allah’ın dilsel bir anlatımda ilahi kurallar indirmesini mi bekleyeceğiz. O zaman vahy için toplumun dil kurallarına müdahalesini açık olarak görmemiz gerekecektir. Zaten bu da vardır ama konusu burası değil.

                Kuranın edebi yönüne vurgu yapıp bunun bir mucize olduğunu iddia edenlere ne diyelim peki.Kaldı ki kuranın bir benzeri de yazıldı.İddia edildiğine göre hiçbir imla yanlışı içermeyen bir kuran olduğu söyleniyor.Hani sizin bir iddianız var ya’’Benzeri yazılamaz ‘’diye.Bu iddianızda artık doğru değil.İsteyen okuyup inceleyebilir .

                http://www.islam-exposed.org/


                H) Yeminler tuhaflık değildir. Bununla Allah hem konuştuğu konunun önemini anlatır hem de yemin ettiği nesnenin değerini…Görüp görmediğimiz şeylere yemin etmesi de nasıl eleştiri konusu anlamadım. Biraz açarsan…

                Allahın birilerini kendisine inandırmak için yemin etmek zorunda kalmasını tuhaf bulmayıp gerekçelendirmeye çalışıyorsan size söylenecek bir şey yok.Bunu tuhaf bulacak ,sorgulayan beyinlere belki bir iki şey söyleyebilirim.
                -Kendi üstüne and içer.
                Fe ve rabbike-Senin efendine and içerim ki.(Meryem 68-Hicr 92)
                -Doğuluların ve batılıların efendisine (tanrısına) and içerim ki.(Mearic 40)
                -Tallahi-yani tanrı üzerine and içerim ki(Nahl 56)
                Peygamberin(Muhammed) üstüne and içer.
                Le amruke(ey Muhammed)senin yaşamın üstüne and içerim ki. Der.(Hicr 72 ayet)
                -Kuran üstüne and içer.
                Ve-l Kur’an’i(Sad suresi 1.ayet)
                Ve-l Kitabi-kitap üstüne and içerim ki(Duhan 2)
                Göğe,gök cisimlerine,gök olaylarına and içer.
                -Burçları olan göğe and içerim ki(Buruc 1.ayet)
                -Göğe ve yapanına(Tanrıya)and içerim ki(Şems 5)
                -Göğe ve gece ortaya çıkana and içerim ki… Gece ortaya çıkan nedir bilirmisin ?O(cinlere ve şeytanlara taş atıldığında)delip geçen yıldızdır.(Tarık 1-3)
                (Not:Cinler ve şeytanlar ayrı ayrı yazılmış.Madem parantez içi açıklamaları kabul ediyorsunuz şeytan madem cin idi neden ayrı ayrı yazılmış sadece cinler diyip geçilebilirdi)
                Kimse kusura bakmasın kurandaki bu yeminleri makul ve mantıklı olduğu yönündeki açıklamalar saçmadır.Şu yeminlere bir bakın her şeyi bilen ve yaratan bir yaratıcı bu şekilde yemin edebilir mi?Aklınız bunu alıyor mu?
                -Güneşe ve işığına,onu izlerken aya,onu açığa vururken gündüze,onu bürüyen geceye …and içerim ki…(Şems 1-4)
                -Geri dönüp yuvalarına gidenlere,kararmaya yüz tutarken geceye,soluklandığında sabaha and içerim ki…(İnşikak 16-18)
                -Hayır,yıldızların yerlerine and içerim ki.Ve and olsunki bilseniz bu,büyük bir and içmedir(Vakıa 75-76)

                Bende diyorum ki Allahın bu yeminleri insan aklına hakarettir.

                -Sabaha,on geceye,çifte,teke ve gelip geçerken geceye and içerim.BUNLARDA AKIL SAHİBİ İÇİN BİRER AND DEĞERİ VARDIR.(Fecr1-5)
                Kurandaki akl’ın,bugün bilinen türden bir ‘’Akıl’’ olmadığı,bu ayetlerden çok güzel anlaşılıyor.
                Aynı şeyler üstüne and içmeler sürüp gidiyor.
                -Yer(dünya)üzerine and içer.Ve bu ayet çok ilgiçtir.
                -‘’Ve-l ardi ve ma dahaha’’-Yani yere ve onu yayıp dümdüz yapana and içerim ki…(Şems suresi 6.ayet)
                BU AYETE GÖRE DÜNYA YUVARLAK DEĞİL TERSİNE DÜM DÜZDÜR.
                Tanrı sayılamayacak kadar çok şeye and içer.-Tur’a(Kutsal dağa)-(Tur 1ve tin 2.ayetler)
                Kıyamete(Kıyamet suresi 1.ayet)Yele,yağmur yüklü buluta,gemiye,meleğe…(Zariyat 1-4.ayetler)
                -düşman üzerine sürülen atlara…(Adiyet 1-5)
                -Denize…(Yur 6)
                -Muhammedin doğum yerine,doğum sahibine…(Beled 1-3)

                -İncire,zeytine…(Tin 1)Ona buna derken son noktayı koyar.

                -Gördüğünüz ve görmediğiniz şeylere ant içerim ki…der.(Hakka suresi 38-39)

                Kurandaki tanrı ,bunca şey üstüne and içerken ,insanları belirli şeylere inandırmak ister.Öfkelendiği kimselerin başına neler getirebileceğine,kıyamette kendisine inanmayan ve karşı gelenlerden nasıl öç alacağına,cehennem ateşinde nasıl yakarak cezalandıracağına inandırmaya çalışır.

                8- Bunları cevaplamaya layık görmüyorum. İçinde sadece iddia delilleri olan bir yazı bekliyorum..Nazik konu demişsin ama nezaket göstermemişsin.. Bir sürü matematik hesabına dolu yanlışlarla başlamış öyle devam etmişsin, evrenin genişliğiyle ilgili km ve veriler tamamen bilim dışı…

                İyide aynı verileri yukarıda siz kendi tezinizi desteklemek amacıyla kullanmışsınız.Bu çifte standart nedir.Bu başlık altında 16.iletinin bir bölümünde benzer mantık yürütmeler yapmışsın.
                1- ışık saniyede 300bin km yol alır
                2- dünya kurulalı milyonlarca yıl olmuştur
                3- daha henüz ışığını dünyaya ulaştıramamış yıldızlar vardır.
                en yakın semanın uzaklığı bizim ölçülerimize göre budur. Meleklerin hızını bilmiyoruz bu hızla melekler ne kadar sürede gidiyorlar... düşünün...
                Bu sözler size ait.Bende benzer bir mantık yürütme yaptım.Burada verdiğim rakamların nesinin yanlış olduğunu göstermenizi bekleyeceğim.Cevap yazmazsanız sizi bir daha ciddiye almam.İşinize geleni,işinize geldiği gibi tevil edemezsiniz.Ayetleri Nasih-mensuh yada Muhkem –müteşabbih diye evirip çevirebilirsiniz.Ayetteki deyimiyle ‘’Eğip,bükebilirsiniz.Ama o iş matematikte sökmez.Bırakıp kaçarsınız.Kaçmıyorum diyor iseniz cevabınızı beklerim.
                Saygılar.

                Yorum


                  #38
                  Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

                  sayın hacı allahın kuranı kerimde yemin ederek peygamber efendimiz s.a.a.ya karşı kullarına karşı samimi olmasından kaynaklanmaktadır
                  bakın size anlatılan yaratıcı modeli insanlara hep emir veren onun karşılarında korkarak dimdik durmalarını emreden yarattıklarını hep cehennem ateşiyle kıyamet azabıyla korkutan acımasız,aklını kullanmasına izin vermeyen ilim öğrenmesine karşı olan bir ilah sanırım ki yazdıklarınızdan ifadelerinizden bunu anlıyorum
                  hayır sayın hacı yaratıcı o kadar sevgi dolu o kadar merhametlidir ki dünya yaratıldığı günden buyana nice zalim kullar olmasına rağmen nice onu inkar edenler olmasına rağmen onlara kuvvetli bir azap göstermemiştir
                  biri size hakaret etse onu kırmak için ona zarar vermek için elinizden geleni yaparsınız
                  ama bakın yüce rab size azap göndermiyor akşam sofranıza oturduğunuzda toprağa düşen tohumdan oluşmuş enfes lezzetlere sahip nice nimetlerle sofranızı donatmanıza razı oluyor yemekten sonra meyve yemeye konuluyorsunuz düşünsenize bir inciri ne garip meyvedir içinde bir çok çekirdek mevcut nede güzel tadı vardır o bitiyor elmayı alıyorsunuz onun tadıda bambaşkavs...
                  işte allah o kadar gaffur o kadar merhamet sahibidirki size sevgiyle yaklaşıyor üstelik siz onun farkında bile değilken birde farkında olduğunuzda düşünsenize nasıl nimetler sunacak size
                  yemin konusunda bir örnnek vererek açıklayayım yine:arkadaşınızla oturup konuşuyorsunuz ekmek çarpsın ki doğru diyorum diyorsunuz ekmek kalkıp size birtane tokat çarpacak değil ya bu samimiyetinizden doğru söylediğinize vurgu yapmak istediğinizden kullandığınız bir cümledir öyle değilmi
                  yada
                  mahkemede namusum şerefim üzerine yemin ederim diyorsunuz ne yani şimdi siz yalan söylemiş olduğunuzda şerefiniz sizden hesapmı soracak buradaki namus ve şeref bu dünyada insan için değerli olgulardandır sizin bu yemininiz karşı tarafı ikna etmekte etkilidir sözlerinizin dikkate alınmasını sağlar
                  şimdi kuranı yeni okuyan biri bakar ki allah azze ve celle yemin ediyor sanki direk senle konuşuyor direk sana hitap ediyor arada hiç birşey olmadan bu sizcede nekadar etkileyici ve samimi değilmidir
                  "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

                  Yorum


                    #39
                    Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

                    "….İddianıza göre Şefeatin olmayacağını söylediği ayetlerde Müsklümanlara değil diğer topluluklara hitap edildiğini örnek göstermişsiniz.Oysa bu iddianızın yanlış olduğunu tevbe suresinin ilk 7 ayetini vererek çürüttüm.Tekrar etmek istemiyorum aynı şeyleri.
                    İlginç tevbe suresinin ilk 7 ayetinde hiç şefaat namına bi şey geçmediği gibi tamamen müşrikleri kınayıcı ültimatom yer alıyor.. başka sure olmasın? Notlarına tekrar bakar mısın?
                    …Abraham’a Abraham demenin nesi yanlış.Aslı Abraham değil mi?
                    Abraham deil İbrahim Çünkü eski dönemleri ifade eden en eski ve sahih kitap Kur’andır. Hiç değişmeden 1400 yıldan öncesinden gelmektedir..
                    İbrahimi ateşe atma masalının öncesinde benzer efsaneler var mı-yok mu?
                    Senden önce niceleri Kur’an’ın kıssalarına masal efsane dedi ama şimdi artlarından ağlayanları bile olmadığı gbi ananları bile kalmadı… Sen de öyle unutulacak gideceksin ve ardımdan, o masal dediklerimden bir parça okuyacak yok mu diye bakacaksın… ama iş işten geçmiş olacak.. Çünkü Kur’an senin gibi kendine efsane diyenlere neces diyor yani düşünceleri necis,şirk olan anlamında seni alaylarına karşın uyarmama rağmen hala efsane diyorsun ben de sna buna karşılık Neces hacı deme hakkını elime geçirmiş bulunuyorum… Hakaret hakareti doğurur, önce sen başlattın…
                    Kurana göre Abraham nasıl bir adam,
                    Kur’an’a göre Abraham die bir adam yoktur…
                    Kuran ve hadislere göre İbrahim yalan söyleyebiliyor mu?
                    İbrahim o kadar doğru sözlü kendini Rabbine adamış biridir ki o yüzden Allah onun adını baki kılmış tüm dinler onu kendinden saymanın peşine düşmüştür… Biz Peygamberleri yalandan ve benzeri neces necis her tür düşünceden münezzeh biliriz.. Ki öyledir de. İddia sahibi olarak seni ispata davet ediyorum..
                    Burada önyargılı olduğunuzu itiraf ediyorsunuz.
                    Sen neces biri olarak kendini önyargılardan arınmış mağara idolünde mi sanıyosun.. Sen bana tek önyargısız insanı göster ben sana kellemi vereyim… Peki bilim? Bilim de mi tarafsızdır. Bilim tarafsız olsa bile yanılgısız olmaz. Öyle olsaydı bilim hiç ilerlemezdi…. Bilim adamları sizin gibi öncekilerin bilimsel yargılarına kuşku duymadan baksalardı şu an insanlık yerinde sayıyor olurdu…
                    Bu nedenle bilimsel verelere aykırı kuran ayetlerinde gerçek anlamlarının dışında akla hayale gelmedik tahrifatlar yapmaktan İnananlar geri durmuyor.Kuranda big bang’den tutunda Evrimin olduğuna dair bir sürü ipe sapa gelmez iddia buna örnek gösterilebilir.
                    Bunlar doğruluğu ispatlanmaya muhtaç saçmalıklarınızdır…

                    4- Gök ve gökler konusunda aynı düşünüyoruz. Ancak benim cennetin genişliğiyle ilgili farklı cennetler yönündeki delillerimi aynen cümle cümle cevabını istiyorum buraya yeniden almıyorum. İlgili delillerimin senin iddianı neden çürütemediğine dair somut kanıtları bekliyorum…

                    Bu maddeyi bilimsel olarak irdeleyecek olursak siz evvela göklerin yedi kat olduğunu ispatlamalısınız.Ben diyorum ki gökler yedi kat değil.
                    Bunu sınırlı olan bilimle mi ispatlayacağım.. sen içindeki Allah inanıcını inkar ediyorken dış dünyadaki varlıkların var olduğuna nasıl inanacaksın ki…
                    Daha sonra her katta neler olduğunu,nerede başlayıp nerede sonlandıklarını bilimsel delilleriyle bana göstermeniz gerekir.
                    Bizim gördüğümüz ve hayalimizin eriştiği tüm gök yüzü 1. Kat semadır. Çünkü:
                    Şüphesiz biz dünyanın göğünü, (yere en yakın olan göğü) yıldızlarla donattık…” Mülk 5
                    Öyleyse daha önce de söylediğim gibi ışığını henüz dünyaya ulaştıramayacak kadar uzak gök, daha 1. Kat sema (gök)dır. Bunu kavrayıp müşahede edemeyen bizler diğer 6 kat semayı nasıl bileceğiz..?
                    "Bunların hiç birini yapmadan ‘’farklı cennletler yönündeki delillerimi aynen cümle cümle cevabını istiyorum’’ sözünüz komik kaçıyor"
                    Sen bizim kendi içimizde çelişkide olduğumuzu iddia ediyorsun. Ben sana sadece şu an 1. Kat semayı görüp bilimsel olarak gözlemleyebiliriz diyorum bunun çok kudretli Allah’ın verdiği 7 kat sema bilgisiyle ne çelişkisi var.
                    "Aynı delillendirmeyi kaç adet olduğunu bilmediğim cennetler içinde yapmanızı bekliyorum.Bilimsel olarak.Anladınız sanırım."
                    Bilimden herkesin kabul edeceği deney ve gözlemle en azından akli önermelerle karşı çıkılamayacak bilgileri anlıyorum.. Sekiz cennetin biz bu dünyada şu an gökyüzünde bir yerlerde olduğunu söylemedik ki. Bu gün varlıklardaki boyutları biliyor ve kabul ediyor bilim. Kulağımız sınırlı desibel deki sesleri duyuyor gözümüz yine belli sayılar arasındaki yoğunluktaki cisimleri görüyor. Matematik kabulleri de zihnin önermeleri. Şimdi sen bana 2 yi gösterebilir misin. Hayır ama bunun için yok diyor musun hayır. Öyleyse sorun nedir? Tüm akıllılar 2 diye bir 1 ile 3 arasında bir tam sayı kabul etmiş…
                    Öyleyse tüm akıllılar da gördüğümüz ve algıladığımız alemin ötesinde başka alemlerin de olabileceğini kabul ederse şimdi bu bilim dışı mı olur.?
                    Psikoloji daha 1 asır öncesinde yoktu. Ama bu gün bir bilim kabul ediliyor. Neden çünkü nesneldir. Ama sen neces biri olarak bilimi hala ortaçağın pozitivizminden ibaret sayıyorsan o zaman bize bilim tarifi et anlaşalım.. seni anlamıyorum şu an…
                    Cennetlerin varlığı bu dünyada değildir. Allah dilediğini dilediği şekilde dilediği yerde bizim algı alanımızın dışında yaratabilir. Cennetler de bu dünyadan farklı boyuttadır. Bu gün bizim algı kapasitemiz belirli boyutlardaki varlıkları algılayabiliyor..
                    Ses ve radyoaktif dalgaları …
                    Bundan 100 yıl önce senin gibi neces fikirli olanların meleklerin görünmeden duvardan geçmeleriyle ilgili alayları olmuştu. Şimdi radyo signallerini… hava…
                    Cennetlerin sayısı 8 dir.

                    5-Müslümanların ilki olmakla övünmek başlı başına abesle iştigaldir.
                    Bu konudaki karşı delilime değinmeden iddianı tekrarlamışsın. Üstelik iddiana delil olan öncülünü daha ispatlamadan iler gitmişsin. İlgili mantıki delimi tekrar etmiyorum onu çürüt onsan sonra öncül üzerine “abestir” yargısına geç…

                    Sizin karşı delilinizi göremedim.Sadece iddialarınız var.Muhammed Müslümanların ilki olamaz.Tarihsel olarak bu mümkün değil.Bu çarpıklığı gidermek için sizler zorlamalı bir takım yorumlara girişmişsiniz.Bu zorlamalı yorumlarada ‘’DELİL’’ ismini veriyorsunuz.
                    E seninki Müslümanların ilki olmadığına dair iddian ne kadar delilse bizimki ondan daha güçlü delildir. Sence şu son 10 yıldır yapılan öss de kaç tane birinci var? Her sene birinci olanlar yalan söylüyor değil mi… birbirleriyle çelişiyor ösym de 10 sene boyunca her 1.yi açıkladığında yalan söylemiş oluyor halbuki ilk yıl açıklamıştı… birinciyi… Bu örneği açıklamanı istiyorum.. bu örneği vermiştim hiç değinmemişsin…
                    Yani burada sen meseleyi anlamadan çelişki var diyorsun. Anlayıp da çelişki var desen sorun olmayacak delil kabul edeceğiz…

                    Kendi kendini övmesi başlı başına eleştirilecek bir davranış sayılabilir.Ama o bununla da yetinmemiş Allah ve meleklerini de bu işe alet etmiş.Siz bunda eleştirecek bir yan görmemişsiniz.Hatta imanınız gereği bu durumu övmek zorunluluğu hissetmişsiniz.Nedense buna şaşırmıyorum.
                    Burada eleştiriyi hala anlamadım. Rabbin bir takım kullara verdiği üstünlüğü mü kıskanıyorsun… Sen unutulup gidecekken adı bile Övülmüş (Muhammed) bir Peygamberi kendi tercihleriyle en kaliteli insan olması sebebiyle herkesçe övülmesini mi kıskanıyorsun. Öyleyse kıskancından çatla… onun adı kıyamete kadar övgüyle devam edecek. Ne güçlü görünen iktidarlar onun adını silmeye çalıştı şimdi adları bile okumuyor ama Muhammed adının dünya üzerinde söylenmediği bir an bile yok… gerçekten de inkarcıları çatlatacak bir şey
                    Hadi o sıradan bir insandı. Sen de öylesin sen de adını baki kıl bakim. O kıldığına göre sen de kılabilirsin…
                    "c) Homo habilis benim kavram dünyamda anlamsız. Ne demek ?

                    Bilmemeniz olağan.Bilimsel bir gerçeğe işaret ediyor.Sizin şiddetle red etmek zorunda kaldığınız bilimsel bir gerçek.Kavram dünyanızda bu gerçeğe yer vermek ve bir anlam kazandırabilmek dileği ile birkaç link vermem gerekecek.Ama sanırım sonuç değişmeyecek.Hiç bir karşı bilimsel delil getirmeden bunları külliyen reddedeceksiniz.Çünkü imanınız,aklın önünde.
                    http://www.talkorigins.org/faqs/homs/a_habilis.html


                    http://tr.wikipedia.org/wiki/Homo_habilis
                    "
                    haaa şu bizim evrim safsatası mı? Bize ilahiyatta kelam dersinde hoca ezberletmişti bu fosilin çene kemiğinin bilmem nereden çalınıp da yapıştırıldığını bilmem nasıl bilimsel sahtekarlıklar yapıldığını…Adam takmış bunu ciddiye almış java adam bilmem hangi kemiği nereden eklendi diye bize kelime kelime ezberletti ve aynı kelimeleri yazmayana not vermedi kelam dersinde... Bu konuyu harun yahyaya devrettik..
                    bu konuya hiç dalmak istemiyorum çünkü tutulur hiçbir yanı yok.. Şu kadarını söyleyeyim, evrende tesadüfi hiçbir şey yoktur. Evrim iyiye doğru olacak diye bir şart olmadığı gibi bilinçli bir yaratıcı tarafından idare edilmezse evrende kaos ve yok oluş kaçınılmaz olacaktır. Kendiliğine bırakılan bir araba bile her geçen gün çürüyüp kötüye gitmekte bir ağaç hiç evrimsiz toprağa karışmakta örümcek binlerce yıl önceki gibi ağını yapmakta maymunlar binlerce yıldır hiç evrimleşmemekte, evrimleşmeye delil olarak gösterilen insanın evrimi durmuş kabul edilmekte… falan…

                    "Bir ateistle tartışıyorsun güzel kardeşim.Ve Allahın ayetleri dediğin şey bundan daha fazlasını hakketmiyor.
                    "
                    Seni kınıyorum. Biz bu ayetler kadar da değerli değiliz. Bana dilediğin özrü ben ne yapayım. Benim en çok değer verdiğim varlık kendim miyim ki.. Hala hakaretine devam etmişsin…
                    Burada bulunuş amacın ne senin. Kutsal değerlerimiz hakkında hakaret mi yoksa aklına takılan bizi eleştirecek noktalar mı… birincisiyse bunda ben yokum ikincisiyse o halde birincisini yapma hakkına sahip değilsin. Ben senin Neces halinle küfrettiğin o değerlerim uğruna hayatımı veririm.. kalkıp da burada sen hak ediyorsun onlar hak etmiyor diyerek güya ortamı yumuşatmaya çalışma!
                    Asıl sen hakareti hak ediyorsun hayvan herif!... ne demek daha fazlasını hak etmiyor…
                    Senin gibi kaç leşler gördü bu dünya üzeri kaç kere doğdu güneş onların üzerine bak gör senden öncekilerin halini. Yediğini pisliğe çeviren pislik maninesinden başka neydi Allah’ı tanımayan ona Kulluk etmeyip kendilerini bir nane zanneden hayvanlar…
                    Özür dilerim hayvanlardan ki senin gibi birisini tanımlamak için onlara benzettim. Gerçekte sen onlardan daha da aşağısın…
                    Tekrar ediyorum amacın hakaret mi yoksa güya aklına takılan çelişki görünen sorular mı?... kimse sana neden ataist oldun geri zekalı dedi mi bu sitede sen bizim canımızı onların yanında hiç göreceğimiz değerlerimize sövüyor bizi güya onure etmeye çalışıyorsun…
                    BU SANA SON UYARIMDIR NECES HACI!
                    Sana ne olursa olsun cevap vermem gerektiği, aksi halde yenilmiş görüneceğime dair nefsim vesvese verse de ben yenilmeyi kutsal değerlerime hakaretten daha hafif görürüm!.. bunu bilmiş ol!...
                    Siz inanan bir kişi olarak özür dilenmeyi hak edebilirsiniz.Bundan dolayıda tartışmalarda sizi kırdıysam sizden özür dilerim.Ama aynı özrü Tanrı,peygamber yada kitap hakkında bekleme.Size sizin deyiminizle ‘’Kavram dünyamda Allahın ayetleri sözü anlamsızdır’’ diyorum.Bilmem anlatamadım mı?
                    Kavram dünyanda olmayabilir bizim var. Öyleyse onlara da sövemezsin biz senin kavram dünyanda olan hatta kutsallık vermediğin uyduruk putlarına sövüyor muyuz!
                    Şimdilik bu uyarım sana ulaşmadığı için kalan itirazlarını cevaplamaya devam ediyorum inşallah böyle saçmalığa bir daha girişmezsin yoksa kovulmak için bahanen olarak kabul ederim ona göre…

                    E) Arşa istiva etmek, hükümranlık kurmak demektir. Mecazi bir kullanımdır.

                    Allah evreni 6 günde yaratmış.Bunu altı evre diye tevil edenlerde var.
                    Yok bizce 6 gün. En azından benim bildiğim..
                    “Siz sevmiyorsunuz ama bu altı günün haftanın bildiğimiz günleri olduğunu anlatan hadisler mevcut.Adem’i Cuma ikindiden sonra yarattığını ifade ediyor bu hadislerde.
                    Hadisler konusu farklı boyutları olan bir konu olduğu konusunda seni uyarmıştım. Başlık da bu konuyu konuşmaya müsait değil…
                    Ayrıca evreni yarattığına dair ayetler yan yana getirildiğinde 6 değil 8 gün olduğu görülüyor. Buda başka bir çelişki ama o konuya şimdilik girmeyelim.
                    Getir de bir görelim bakalım.. ondan sonra konuşuruz.

                    Hiristiyan ve Yahudilerde aynı şeye inanır.Allahın evrini altı günde yarattığı ve yedinci gün dinlendiğini söylerler.Ama kuranda 6 günlük yaratmadan sonra Allah’’andolsunki biz bir yorgunluk duymadık’’ der.Yani Yahudi ve hiristiyanların dediğinin aksine yorulmadığını anlatmak amacıyla böyle denmiş.
                    Hayır o amaçla değil, hristiyanların inançlarını red amacıyla…
                    Ama şu çelişki hakkında da kimse bir açıklama getiremez.Ol deyip anında oldurmak varken Allahın altı gün boyunca neden çalıştığının makul ve mantıklı bir açıklaması yoktur.
                    Bak şimdi kendinden o kadar emin olma. Muhal diye bir şey vardır. 2 nin iki olması ne anlamdadır. 3 ile 1 arasında bir tam sayı olmasıdır. Şimdi ikinin 3ten büyük olma imkanı var mıdır olursa ne olur? İşte buna muhal diyoruz…
                    Allah her şeyi yapacak güçtedir. Oysa onun bu gücünün var olmasıyla eşyanın da sınırsız güce sahip olduğu anlamı çıkmaz. Eşyanın bir tabiatı vardır ve o sürecin dışında var oluşu mümkün olmaz aynen 2nin üçten büyük 1de küçük olamaması gibi.
                    Kaldı ki o ayet de yanlış anlaşılıp tercüme edilmekte ama ben cevabını şimdi vermeyeceğim amacım senn ilgili ayeti yazman ve iddianı ilgili ayetle delillendirmen! Çünkü sana başka türlü bu konudaki yanlışını gösteremem…
                    Arşa istiğva da dinlenme anlamı olduğunu düşünüyorum.
                    Senin düşüncenin neces olduğunu biliyoruz bu yüzden bizi ilgilendirmiyor ama bu konudaki delilin nedir? Delilin ilgilendiriyor bizi…
                    Zira tanrı evreni altı gün de yarattıktan sonra 7.gün dinlenmiştir.
                    Kanıt?
                    "[color=red]O yüzden hiristiyanlar Pazar,Yahudiler cumartesi,[/color"]"
                    Bu ikisi bizi ilgilendirmez onların bozuk olduğunu biz de söylerken onlarla aynı kefeye konmak sence objektiflik mi
                    Müslümanlarda Cuma günü dinlenirler.
                    Kültürle Kur’anı birbirine karıştırıyorsun her zamanki yaptığın gibi. Kur’an’dan Müslümanların dinlendiğini ispatla bakim. Öyle bol keseden atma… çünkü bizim tersine delilimiz var… Söylerim ama sen delilsiz atmaya çok alışmışsın… karşında hep evet abi haklısın diyenler mi oldu şimdiye kadar!

                    Ayrıca Arapça bilmediğimi de daha önceden ifade ettim.Konuyu mümkün olduğunca Türkçe kaynaklardan vermeye çalışıyorum.
                    Haydaaa. Neces hacı. Ben bunu ilk kez duyuyorum Arapça bilmediğini. Bu ne ayıp şimdi bak olaya.. Senin şu andan itibaren tüm iddiaların Kur’an için değil mealler içindir. Bu da çok çürük bir yol olur. Sen orjinalini bilmeden insan eli değmiş bir metni mi eleştiriyor sonra da Kur’an’daki çelişkiler diyorsun.. Ayıp çok ayıp… biraz tutarlı ol etik ol… kendine yakıştırıyor musun bu durumu.. ya mealler yanlışsa ve sen meallerdeki yanlışlıktan dolayı Allah’ın kelamına iftira atıyorsan.. bu tutarsızlık değil mi..
                    Sizdende benzer bir hassasiyet göstermenizi bekliyorum.
                    Yani önce sana Kur’an’ı öğretecek sonra da senin iftiralarını cevaplayacağım?
                    Sen eleştireceğine önce doğru anlasan? Anlamadığın bir metnin neresini eleştireceksin eleştirirsen onu mu eleştirmiş olacaksın. Yoksa anladığını mı. Yanlış anladığın anlam Kur’an olmaz ki ne kadar eleştirirsen eleştir. Eleştirin sadece yanlış anladığın Kur’an dışı anlamla ilgilidir. Senin eleştirinden Kur’an münezzehtir…

                    Hakaretlerine cevap vermeyeceğim.İçinde bulunduğun topluluğa karşı klavye delikalılığı yapma gereği duyuyorsan senin bileceğin iş.Kem söz sahibinindir.
                    Senin hakaretlerine seninkiler kadar karşılık vermek aklın adaletin ve etiğin gereğidir.
                    Sünnetinin gereğini yapıyorsun zaten.Kuranda kendinden olmayanları bir sürü hakaretler yağdırılmaktadır.
                    Onlara,hayvan,yalancı,azgın,sapık,odun,akılsız diyerek küfürler savuran bir Allahın kulundan fazla bir şey beklememek lazım tabiatıyla.

                    Kur’an’ın yaptığını yapmaktan dolayı onur ve sevinç duyarım. Kıskananlar çatlasın.. Eğer bundan dolayı kıskanacaklarsa…
                    Sen kendin demiyor musun biz havyandan geldik, hayvan gibi yer içer sonra yok oluruz, adaletsizlikler yanımıza kar kalır? (doğru seni daha tanımıyorum farklı düşüncelerin olabilir)

                    Kuranda Allahtan başka birilerin sözleri de var diyorsan (Peygamber+Cibril) benimde söylediğim budur.Mesele yok.
                    Bunu ben demiyorum. Gösterdiğim ilgili ayetler diyor. Allah diyor. Kur’an’da firavunun da sözleri var. Musa’nın da. Senin gibi daha adı nesli kesilmiş bir sürü safsatacının kendini bir şey sanan cahil cühelanın da…
                    Ben Peygamber s.a.a.’in sözü var demedim. Cebrailin var dedim.. O hala ispatını bekleyen senin iddian…

                    Yaptığın kinaye ile, hakeretlerini görmezden gelerek cevap vereceğim.
                    Allah biliyor ki asla kinayede bulunmadım. Bunu istesem zaten açık açık yapıyorum gerek var mı senden mi korkacağım?

                    Dua ve beddular ; alt makamdaki birinin üst makamda olandan dilemeleri ,yada istemeleridir.Burada iyi dilek dua,kötü dileme ise bedduadır.Siz bir şahıs yada kul olarak bir üst makamdan dua yada bedduada bulunabilirsiniz.Pekiyi Allah hangi makamdan bu istekte bulunuyor.İkincisi siz bedduada bulunurken ‘’Ehlibeytin izinden seni kahretsin’’ mi diye bedduada bulunursunuz yoksa ‘’Allah sizi kahretsin’’ mi diye bedduada bulunursunuz.Mantığınıza şaşmamak elde değil.
                    Kuranda Allahın yaptığı yeminler ‘’herşeyi bilen-kusursuz yaratıcı’’ kavramına aykırıdır.Ama Arap kabileleri inandırabilmek için Allahta yemin etmek zorunda kalmış anlaşılan.

                    En üst makamda biri de beddua eder. Bu koymuş olduğu yasalar çerçevesinde olaylara müdahale gücü olduğu halde müdahale etmemesindendir. Gördüğü kontrol ettiği gücü olduğu halde müdahale etmediği çünkü denediği anlamındadır.
                    Evet bir çocuğa annesi pekala annen seni kahretsin.. annene kurban ol sen, annen sana ne yapsın ki..der…
                    Allah’ın and içtiği varlıklar biz insanlar için değerli şeylerdir. Dikkat çekici varlıklardır. O yüzden sözlere güç verir. Arap kabilelerinin inanmasına Allah’ın ihtiyacı mı var ki Allah böyle yapsın. “O’nun herkese hidayeti vermesi bir kural olsaydı Cehennemi insan ve cinlerle dolduracağına dair sözü hak olmuş olmazdı” (Kur’an)
                    Sen o zaman hiç and içmiyorsundur. Çünkü en yüce kendini gördüğüne göre and içeceğin şey kalmamıştır. Sahi hiç yemin etmiyor musun?
                    Kuranın edebi yönüne vurgu yapıp bunun bir mucize olduğunu iddia edenlere ne diyelim peki.Kaldı ki kuranın bir benzeri de yazıldı.İddia edildiğine göre hiçbir imla yanlışı içermeyen bir kuran olduğu söyleniyor.Hani sizin bir iddianız var ya’’Benzeri yazılamaz ‘’diye.Bu iddianızda artık doğru değil.İsteyen okuyup inceleyebilir .
                    Senin “artık” diye imdatla sarıldığını biz çoktan biliyoruz ve bu sanma ki bu konudaki iddiaların ilkidir. 1400 yıldır sayısız böyle benzer kitap yazmalar oldu. Ancak sen niye bunu “bu iddianız artık doğru değil” diyerek veriyorsun. Belli ki daha öncekileri hiç duymamışsın. Bu da böyle sadece iddiada kalacak bir safsata… senin mezarına gelirsek bunu okuruz buna inanıyordu zavallı diye =)
                    Gerçekte bu Furkansız Furkan ABD nin sömürüsünü sürdürebilmesi için BOP planının bir parçası olarak 20 yıl önce çıkmış bir şey. Güya Kur’anı Müslümanların elinden alıp bunu vereceklerdi. Ama gördüğün gibi sadece senin gibi birkaç necesten başka kimsenin haberi yok.. tabi sizin de kendinizi avutacağınız kıskançlığınızı giderecek bir oyuncak olmalı..
                    "http://www.islam-exposed.org/"
                    Bu kitap hangi açıdan Kur’an’a alternatif? Dil mi içinde getirdiği inanç ve yaşayış ilkeleri açısında mı.. Yoksa kabul görüp benimsenip hayata aktarılması açısında mı. Peki bunun da bağlıları uğruna can verenleri var mı?
                    İslamı bunun gibi barış diyalog kardeşlik gib törpüleyerek hiç kimse bozamayacaktır. … buna kimsenin gücü yetmeyecektir. İslam’ın kitabı yerine konmaya çalışılan bir kitap Kur’an’ın benzeri olabilir mi? Benzeriyse onunla yarışacaksa onun taklidi olmayacak özgün olacak… Ayetler fasih beliğ olacak. Ama sen Arapça bilmeyen biri olarak bunu nasıl anlayacaksın!


                    Allahın birilerini kendisine inandırmak için yemin etmek zorunda kalmasını tuhaf bulmayıp gerekçelendirmeye çalışıyorsan size söylenecek bir şey yok.Bunu tuhaf bulacak ,sorgulayan beyinlere belki bir iki şey söyleyebilirim.
                    -Kendi üstüne and içer.

                    "Peygamberin(Muhammed) üstüne and içer.
                    ...
                    -Göğe ve gece ortaya çıkana and içerim ki… Gece ortaya çıkan nedir bilirmisin ?O(cinlere ve şeytanlara taş atıldığında)delip geçen yıldızdır.(Tarık 1-3)
                    (Not:Cinler ve şeytanlar ayrı ayrı yazılmış.Madem parantez içi açıklamaları kabul ediyorsunuz şeytan madem cin idi neden ayrı ayrı yazılmış sadece cinler diyip geçilebilirdi)

                    Cinlerdendi. Cin olmak farklı cinlerden olmak farklı çünkü cinlerin tamamı şeytan değil ki…

                    “[color=red]Kimse kusura bakmasın kurandaki bu yeminleri makul ve mantıklı olduğu yönündeki açıklamalar saçmadır.Şu yeminlere bir bakın her şeyi bilen ve yaratan bir yaratıcı bu şekilde yemin edebilir mi?Aklınız bunu alıyor mu?
                    ...
                    "Bende diyorum ki Allahın bu yeminleri insan aklına hakarettir.

                    Nasıl hakaret anlamadım.. neces akla mı yemin etmeliydi? O zaman da bak benim aklımda da yemin ediyor o halde benim aklım da üstündür der miydin demez miydin!

                    -Sabaha,on geceye,çifte,teke ve gelip geçerken geceye and içerim.BUNLARDA AKIL SAHİBİ İÇİN BİRER AND DEĞERİ VARDIR.(Fecr1-5)
                    Kurandaki akl’ın,bugün bilinen türden bir ‘’Akıl’’ olmadığı,bu ayetlerden çok güzel anlaşılıyor.

                    Sen içindeki ön yargı ve mazeretlerini anlıyorsun. Yoksa biz hiç de çok güzel anlamıyoruz bize de anlat bakalım?
                    Aynı şeyler üstüne and içmeler sürüp gidiyor.
                    -Yer(dünya)üzerine and içer.Ve bu ayet çok ilgiçtir.
                    -‘’Ve-l ardi ve ma dahaha’’-Yani yere ve onu yayıp dümdüz yapana and içerim ki…(Şems suresi 6.ayet)”
                    Buradaki yanlışın işte senin Arapça bilmemenden kaynaklanıyor yani eleştirin tamamen senin yanlış anlayışına Kur’an’a değil.
                    "
                    Senin dümdüz diye çevirdiğin kelime ayette “dahaha”. “Daha” (sonundaki ha onu anlamında zamirdir) yayıp döşemek anlamına gelir. Serdi, düzgün serdi gibi anlama gelir. Burada söz konusu olan yeryüzünün üzerindeki üst tabakanın insanın yaşayabileceği şekilde yayılmasıdır. Sen yuvarlak bir cismin üzerine de bir üst tabak yayamaz mısın… işte yeryüzünün üzerine de Allah denizleri dağları, bitki örtüsünü vs. insanın yaşayabileceği şekilde yaymıştır…
                    BU AYETE GÖRE DÜNYA YUVARLAK DEĞİL TERSİNE DÜM DÜZDÜR.
                    Bu senin zırvandır. Kur’an’daki bu ayetten böyle bir anlam çıkmaz.
                    "Tanrı sayılamayacak kadar çok şeye and içer.-Tur’a(Kutsal dağa)-(Tur 1ve tin 2.ayetler)
                    Kıyamete(Kıyamet suresi 1.ayet)Yele,yağmur yüklü buluta,gemiye,meleğe…(Zariyat 1-4.ayetler)
                    "
                    ....
                    Kurandaki tanrı ,bunca şey üstüne and içerken ,insanları belirli şeylere inandırmak ister.
                    Bu kullarına olan şefkatindendir. Yoksa o hiçbir şeye muhtaç olmayacak kadar yücedir.
                    Öfkelendiği kimselerin başına neler getirebileceğine,kıyamette kendisine inanmayan ve karşı gelenlerden nasıl öç alacağına,cehennem ateşinde nasıl yakarak cezalandıracağına inandırmaya çalışır.
                    Ama sen inanmıyorsun değil mi! Böylece onun çalışmasını (!) boşa çıkarıyorsun bu da eğlenceli oluyordur. Oyalan bakalım oyalan çok az sonra göreceksin… “dünya zaten sadece bir oyun ve eğlencedir

                    8- Bunları cevaplamaya layık görmüyorum. İçinde sadece iddia delilleri olan bir yazı
                    İyide aynı verileri yukarıda siz kendi tezinizi desteklemek amacıyla kullanmışsınız.Bu çifte standart nedir.Bu başlık altında 16.iletinin bir bölümünde benzer mantık yürütmeler yapmışsın.
                    1- ışık saniyede 300bin km yol alır
                    2- dünya kurulalı milyonlarca yıl olmuştur
                    3- daha henüz ışığını dünyaya ulaştıramamış yıldızlar vardır.
                    en yakın semanın uzaklığı bizim ölçülerimize göre budur. Meleklerin hızını bilmiyoruz bu hızla melekler ne kadar sürede gidiyorlar... düşünün...
                    "Bu sözler size ait.Bende benzer bir mantık yürütme yaptım.Burada verdiğim rakamların nesinin yanlış olduğunu göstermenizi bekleyeceğim.Cevap yazmazsanız sizi bir daha ciddiye almam.İşinize geleni,işinize geldiği gibi tevil edemezsiniz.Ayetleri Nasih-mensuh yada Muhkem –müteşabbih diye evirip çevirebilirsiniz.Ayetteki deyimiyle ‘’Eğip,bükebilirsiniz.Ama o iş matematikte sökmez.Bırakıp kaçarsınız.Kaçmıyorum diyor iseniz cevabınızı beklerim.
                    Saygılar.
                    "

                    Senin rakamlarla ilgili verdiğin yerde bir iddia görmedim ki. Rakamların geçtiği ayetleri birbirleriyle ilgili ilgisiz bir araya getirmekle farklı unsurları aynı konudan bahsediyormuş gibi göstermekle çelişki iddiası ne kadar komik durmuyor mu!
                    Oysa ben önce senden çelişkiyi iddia ile delil olan ayetleri yazmanı bekliyorum…
                    Yazdığın mearic suresi 4teki “melekler ve ruh” kavramındaki büyük yanılgın seni bu Cebrail ve vahiy getirme süresiyle ilgili komik iddiana götürüyor. Ruh’tan kasıt Cebrail mi? Cebrail zaten kendi adıyla geçiyor Kur’an’da? Neden burada Cebrail değil de ruh geçiyor. Melekler ve ruh diyor. Cebrail zaten melek değil mi bi daha neden ayrıca melek olan Cebrail için farklı kelime olan “ruh” kullanılsın?
                    Şimdi buradaki sürede gidenin Cebrail olmaması durumunda yaptığın onca hesap ve sonunda dalga geçmenden dolayı kim komik duruma düştü…
                    Allah işte neceslerin iddialarını öyle başlarına geçiriverir. Oysa varılacak yerin azabı daha şiddetlidir. Orda alçaltıcı bir azab vardır. Keşke bilselerdi…” (Kur’an’dan derleme)

                    Yorum


                      #40
                      Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

                      zaman kavramıyla ilgili açıklama:zaman kavramının göreceli oluşu bilimsel bir gerçektir. Ancak bu gerçek, geçen yüzyılın başlarında Einstein'ın görecelik kuramı ile ortaya çıkmıştır. O döneme dek insanlar zamanın göreceli bir kavram olduğunu, ortama göre değişkenlik gösterebileceğini bilmiyorlardı. Ama ünlü bilim adamı Albert Einstein, görecelik kuramı ile zamanın, kütleye ve hıza bağımlı bir kavram olduğunu ortaya koy-

                      du. insanlık tarihi boyunca hiç kimse bu konuyu açıkça dile getirmemişti.
                      Tek bir istisnayla; Kur'an'da, zamanın izafi olduğunu gösteren bilgiler veriliyordu. Bu konuyla ilgili bazı ayetleri şöyle sıralayabiliriz:
                      ... Gerçekten, senin Rabbinin katında bir gün, sizin savmakta olduklarınızdan bin vıl gibidir. (Hac Suresi, 47)
                      Gökten yere her işi O evirip düzene koyar. Sonra (işler,) sizin savmakta olduğunuz bin vıl süreli bir günde yine O'na yükselir. (Secde Suresi, 5)
                      Melekler ve Ruh (Cebrail), O'na, süresi elli bin yıl olan bir gtin-de çıkabilmektedir. (Mearic Suresi, 4)
                      610 yılında indirilmeye başlanan Kur'an'da böylesine açık bir şekilde zamanın göreceliğinden bahsediliyor olması, onun İlahi bir kitap olduğunun bir başka delilidir.
                      "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

                      Yorum


                        #41
                        Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

                        Cahille sohpeti kestim.

                        O''Hayvan Herif'' ifadesini de aynen iade ediyorum.

                        Ehlibeytin amacı hakarete zorlayıp,beni siteden attırmak.

                        Yorum


                          #42
                          Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

                          size hayvan denilmesinden neden rahatsız duydunuz hacı?

                          atalarınız maymun değilmiydi?


                          [quote author=hacı link=topic=7756.msg50852#msg50852 date=1251347129]
                          İddia şudur.Ki kanıtlanmıştır bu iddia ;şempanze ile insan ortak bir ataya sahiptir.Yani siz kabul etsenizde etmesenizde şempanze bizim kuzenimiz.Genlerimizin %99 aynıdır.Buna bir itirazınız varsa delillendirmenizi bekliyorum.İnancınız sizin olsun.
                          [/quote]

                          Yorum


                            #43
                            Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

                            Atamızın maymun olduğunu söylemiyoruz.Siz kasıtlı olarak çarpıtıyorsunuz.
                            Şempanze ile İnsanın geçmişte ortak bir atası var diyoruz.İstediğin kadar kabul etme.Bu kanıtlanmış bir gerçek.

                            Birde aksini düşün.Diyelimki Adem baba ile Havva ananın çocuklarıyız.İnsanlar nasıl üredi.Abi-bacısıyla,Abla kardeşiyle halvet oldu.İnsanoğlu ensest bir ilişkinin ürünü mü?
                            Savunduğun şey bu mudur?

                            Yorum


                              #44
                              Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

                              hem şempanzeye benim kuzenim diyosun hem benim atalarım maymun diyosun hem de hayvan denilince alınıyosun

                              önce ne olduğuna karar ver senin ataların hayvanmı insanmı yoksa hayvan insan karışımı bi yaratıkmı

                              ki zaten evrime göre insan en gelişmiş hayvan türüdür, madem evrime iman ediyosun hayvan tabirinden niye gocunuyosun?

                              nasıl ürediğimize gelince; havva ve ademi yaratmaya kadir olan Allah, onların çocuklarına eş yaratmaya da kadirdir

                              Yorum


                                #45
                                Ynt: Kuran'da bulunan çelişkiler ve bu çelişkilere ilişkin örnekler.

                                Bak yazdıklarımı kasıtlı olarak hakaret edecek şekilde kullanıyorsun.Maymundan türediğimizi söylemediğim halde hala aynı iddianda hiç bir delilin olmadan direniyorsun.
                                Sorduğum soruyada cevap vermiyorsun.
                                Bir daha soruyorum.
                                Senin ataların ablasıyla,erkek kardeş yada abisi ile bacısı halvet oldular mı?Bu halvet sonucu sen dünyaya geldin mi?
                                Sen ensest bir ilişkinin ürünü müsün?

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X