Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Kuranda matematiksel bir hata var mı?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Kuranda matematiksel bir hata var mı?

    Önce konumuzla ilgili Kuran ayetlerini görelim:

    Nisa Suresi/11. Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.

    Nisa Suresi/ 12. Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir). Çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır (zevcelerinizindir). Eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelâle şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut bir kızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar. (Bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak)tır. Bunlar Allah'tan size vasiyettir. Allah her şeyi hakkıyle bilendir, halîmdir.

    Bu ayetlere göre varsayalım ki, bir adam öldü ve geride üç kız evlat, bir ana, bir baba ve eşini bıraktı.. Yukarıdaki ayetlere göre miras paylaşımı şöyle olacaktır:

    Üç kız evlada mirasın 2/3'ü, ana ve babanın her birine 1/6, karısına 1/8 kalacaktır.

    Bu durumu, matematiksel olarak hesaplarsak:

    (2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8 )= 27/24 = 1,125 bulunur! (Halbuki 1,0 olması gerekirdi!..)

    Bu sonuç Kur'an'da verilen oranların hatalı olduğunu göstermektedir. Çünkü mirasın %112,5 u mirasçılara dağıtılamaz. Böyle %100'ün üstünde bir dağıtım yapmak imkansızdır.

    ÖRNEK:

    Adam ölüyor. Geride kalan varisler şunlar; eşi, 3 kız çocuğu, annesi ve babası..

    Buna göre miras dağıtım oranları Nisa suresi 11. ve 12. ayetin de şöyle bildirilmiştir:

    Kız çocuklarına mirasın 2/3 ü
    Anneye mirasın 1/6 sı
    Babaya mirasın 1/6 sı
    Eşine mirasın 1/8 i

    Adamın kalan mirasını 120 milyar farzedelim:

    120 x 2/3 = 80 çocuklara
    120 x 1/6 = 20 anneye
    120 x 1/6 = 20 babaya
    ------------------------------
    toplam = 120 Görüldüğü gibi mirastan eşe hiç para kalmadı.

    Eğer eş de almış olsa;
    120 x 1/8 = 15 Eşe düşen pay
    ----------------------------
    Toplam = 135 olacaktı.

    Halbuki ortada 120 milyar var. Eşe 1 kuruş dahi kalmadı.

    İşte bu Kur'an ayetlerinin hatalı olduğunu gösterir.

    Halife Ömer'in Hataya Karşı Avl Yöntemi:

    Bu hatayı düzeltmek için Ömer "avl", "avliye" olarak adlandırılan basit bir yöntem geliştirdi. Bu yöntem allah’ın verdiği oranlardan yola çıkıp bir noktada ufak bir değişiklik yaparak oranların tümünü değiştiren ve toplamı %100 olacak yeni oranlar elde eden bir yöntemdir... Günümüzde İslam hukuku miras konusunda bu yöntemi esas alır.

    Avl yöntemiyle bir anlamda Kur’an ayetlerinin dışına çıkılmakta ve Kur’an’a göre şeriat uyguladıklarını söyleyenler, mecbur kalarak kendi uydurdukları hüküm ve yöntemi kullanmaktadırlar.

    Avl yöntemi ile şu yol izlenir :

    2/3 + 1/6 + 1/6 + 1/8 = 48/72 + 12/72 + 12/72 + 9/72 = 81/72 = 1,125

    Burada payda 24’e değil de 72’ye yükseltilmiştir. Sonucun 1 çıkması içinse

    Payda 81 yapılır;

    48/81 + 12/81 + 12/81 + 9/81 = 81/81 = 1

    Yani matematik olarak yanlış olan ama çaresiz ve zorunlu kalınarak hileli bir yöntemle

    oranlar değiştirilmek suretiyle paylaşımın sağlanması yoluna gidilmiştir.

    Böylece yeni oranlar:
    üç kızın toplam payı= 48/81
    annenin payı= 12/81
    babanın payı= 12/81
    zevcenin payı= 9/81
    olacak şekilde değiştirilmiş olur.

    Tabi elde edilen bu oranlar ayetlerde ifade edilenlerden farklıdır. Ayetlere baktığımızda bu oranları göremeyiz. Bu oranların sadeleştirilmiş şekillerine de bakalım:


    üç kızın toplam payı = 48/81 = 0,593 Halbuki Kur'an 2/3 = 0,666 diyor
    babanın payı = 12/81 = 0,148 Halbuki Kur'an 1/6 = 0,166 diyor
    annenin payı = 12/81 = 0,148 Halbuki Kur'an 1/6 = 0,166 diyor
    zevcenin payı = 9/81 = 0,111 Halbuki Kur'an 1/8 = 0,125 diyor

    Görüldüğü gibi ayetlerde belirtilen oranların kullanımı mümkün olmadığı için bu oranlar değiştirilmiştir ve başka oranlar kullanılmaktadır.

    Böyle basit bir dört işlem hatasının, her harfi, her kelimesi Allah sözü olduğu bildirilen Kur'an'da yer alması, Allah gibi kusursuz bir varlığın hatası olmasa gerek. O halde, bu hatanın sebebi ne olabilir dersiniz?

    edit
    Bu hata şimdiye kadar izah edilememiş, mantıklı, bilimsel bir yanıt verilememiştir.

    Diğer çelişkiler "müphemdi, müteşabihdi " diyerek, kelimeleri çarpıtarak, tahrif ederek, yanlış bilgiler verip demagoji yaparak bir şekilde geçiştirilebilir. Ancak Matematik laf değil, işlem ister. Matematik de mecazilik, müteşabihlik sökmez.

    Nitekim Halife Ömer'de sökmediğini görmüş ve Avl denilen aldatma yöntemi uygulamıştır.

    Bu ayetlerdeki hatayı anlayanlar ve çözüm bulamayanlar ama hala Kur'an'ı Muhammed'in uydurmadığını düşünenler aşağıdaki soruları yanıtlamaya çalışmalıdırlar. Çünkü ana-babadan alınmış, hazıra konulmuş imanın tazelenmesi ve sorgulanması gerekir. Gördüğü yanlışlara rağmen imanında direnmek imansızlıktan daha kötüdür. Eğer Tanrıya inanıyorsanız ve bilen, gören, işiten, hesap soransa Tanrı, sahte imanları da, gerçek imanları da iyi bilmesi gerekir. Aldatılamaz, kandırılamaz. Kendisini alet ederek dünya menfaatleri elde edenlerden de, yanlışı göre göre, bile bile onların peşinden gidenlerden de hesap sormasını iyi bilir.

    Sorular:

    1- Muhammed vahyi mi yanlış anlamıştır?
    2- Ortada vahiy diye birşey yok ilham mıdır hepsi?

    İlhamlar da hata içerir mi diyorsunuz?

    3- Yoksa Kur'an toparlanırken mi hata yapılmıştır?
    4- Ya da Kur'an tahrifata mı uğramıştır?

    Halife Osman ayetlerle oynamış olabilir mi?

    5- Yoksa Allah da hata yapabilir mi diyorsunuz?
    edit7- Yoksa bu konudan uzak duralım, ele almayalım,

    Şeytani bir soru mu diyorsunuz? Şeytani bir soruya neden olan hatanın Kur'an'da ne işi var?

    ALINTIDIR.

    #2
    Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

    Bu hata değil matematik gereği.Hatasız paylaşım yapılabiliyor örnek bi olay var :

    Ortaklıktan ayrılmak için kendisine başvuran üç şahıs:
    --- Ya Ali! Biz üç ortağız ve anlaşamadığımızdan, ortaklıktan ayrılmak istiyoruz derler.
    Ortaklığımız tam on yedi deve sermayelidir. Bu on yedi deveden hissemize düşen develeri,
    canlı olarak almak istiyoruz. Bunları satıp paraya çevirmek için anlaşsa idik aramızda bir
    sorun olmayacaktı. Kime başvurdu isek, sorunumuzu çözemedi.
    Hz. Ali (a.s.) sorar:
    --- Kimin ne kadar hissesi var?
    --- En büyük hisse benim, sermayenin yarısı. Üçte biri bu ortağımın, diğerinin ise dokuzda
    biridir. Hesaplamalarda hep küsurat çıkıyor.
    Hz. Ali (a.s.):
    --- “Ya Kanber! Git bana, hazineden bir deve getir.” Gelen deveyi, on yedi deveye ilave
    eden Hz. Ali (a.s.) ortaklara dönerek derki;
    --- Senin payın 8,5 deve olduğu halde, sana 9 deve veriyorum. Diğerine;
    --- Senin payın da, yaklaşık 5,7 deve eder, sana da 6 deve veriyorum. Sonuncusuna
    da;
    --- Sana da 1,8 deve düşerken, sana da 2 deve veriyorum.
    Dağıtılan deve sayısı: 9 + 6 + 2 = 17 edince 1 deve artar ve onun içinde;
    --- İşte o da hazineden getirilen devedir, yerine götürün
    der.

    ortada bir sorun yok

    Yorum


      #3
      Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

      sayın hacı
      anlaşılan sizde yukarıdaki hesabı kendiniz yapmamışsınız ve bu yazı ateistler arasında baya meşhur
      sorunuzun cevabı:

      Cevap-503: Evet, Muhterem kardeşim, bu vatandaş Kur’an’ın miras hükmüyle alakalı ayetleri gündeme getirip bazı durumlarda miras paylaştırılmasının Kur’ani verilere göre mümkün olmadığını, yani mirasçıların alacakları Kur’ani oranlar dikkate alındığında kalan mirasın pay sahiplerine yetmediğini ve dolayısıyla Kur’an’da bir hata olduğu sonucunu çıkarmıştır. Bu problemi halletmek için de Halife Ömer’in Avl yöntemini geliştirdiğini ve Kur’an’a rağmen mal paylaşımı yaptığını ve aslında buna mecbur olduğunu, suçlu olanın Ömer değil de (haşa) ayetleri gönderen Allah-u Teala olduğunu beyan etmiştir. Ayrıca bu yöntemin bugün uygulanan İslam hukukunun bir parçası olduğunu da eklemiştir.



      Bu eleştiriye cevap vermeden önce eleştirmenin bilgisizliğinden kaynaklanan bir yanlışına değinmemiz gerekir. Aslında bu vatandaşın, İslam denilince sadece Sünniliği anladığını, dolayısıyla da bu bilgiye dayalı olarak vardığı sonuç kaçınılmazdır ve kendi açısından haklıdır da. Çünkü Avl yönteminin Kur’an’a rağmen geliştirilen bir yöntem olduğu gün gibi aşikârdır. Bu yüzden bizim bu arkadaşa söyleyeceğimiz ilk söz şudur ki İslam, sadece Sünni anlayışla sınırlı olmadığı gibi İslam hukuku da bu anlayışın ortaya koyduğu verilerle sınırlı değildir. Eğer siz Ehlibeyt mektebinin de bu ve benzeri konulardaki görüşlerinden haberdar olsaydınız, böyle cüretkâr bir şekilde Kur’an’ı, hatta (hâşâ) Allah-u Teala’yı suçlama gafletine düşmezdiniz.



      İkinci husus şudur ki İslam fıkhı ve hukukundan yakından haberdar olan kimse şunu bilir ki Allah-u Teala Kur’an’da daha çok İslam öğretilerinin ve hükümlerin temel unsurlarını beyan etmiş ve birçok yerde detayları Resulullah’ın açıklamalarına bırakmıştır. Elbette Resulullah da bu açıklamaları keyfi ve indi olarak yapmış değildir. Allah Resulü’nün ahkâmın detaylarıyla ilgili açıklamaları da yine vahye dayalıdır. Ancak bu vahiyler Kur’ani değil, gayrı Kur’ani vahiylerdir. Kur’ani vahiyle gayr-ı Kur’ani vahyin farkı şudur ki Kur’an’ın hem muhtevası, hem de lafzı ve kalıbı Allah’a aittir ve mucizevî özelliğe sahiptir. Ancak gayr-ı Kur’ani vahiylerin muhtevası Allah’a ait olmakla birlikte onların açıklanma biçimi ve döküldüğü lafız ve kalıplar Resulullah’a bırakılmıştır. “Neden Allah-u Teala bütün detayları da Kur’an’da zikretmemiştir?” yine “Resulullah’a Kur’an dışında da vahiy indiğinin delilleri nelerdir?” sorularına gelince, bunun birçok sebebi ve delili vardır ki yerinde açıklanmıştır. Ama konumuzun dışında olduğu için onları burada zikretmeyi uygun bulmuyoruz. Bu konuda bilgi sahibi olmak isteyen kardeşlere aşağıdaki linke başvurmalarını tavsiye ediyoruz:

      http://www.kevsernet.com/s_ve_c/16.htm



      Bu girişten sonra inşallah eleştirinin cevabına geçiyoruz.



      Her şeyden önce şurası bilinmelidir ki Kur’an’da açıklanan ve İslam fıkhında “Feraiz” (belirlenmiş paylar) olarak bilinen miktarlar, pay sahiplerinin her halükarda ondan fazla veya eksik alamayacaklarını bildirmek için değildir. Kalan miras, bu belirlenen miktarlarla birebir örtüşeceği gibi, bazen bu miktarlardan fazla veya eksik de olabilir. Burada hemen şu soru aklınıza gelecektir ki eğer öyleyse bu miktarların belirlenmesinin faydası nedir? Hikmeti sebebi nedir? Evet, sorunun cevabı şudur ki daha sonra açıklayacağımız üzere artan veya eksik olan zamanlarda, bu oranların nasıl paylaştırılacağında bu belirlenmiş oranlar, başrolü oynayacaktır. Yani onlar bizim elimizde bu paylaşım için birer ölçü ve kıstas özelliğini taşımaktadırlar.

      Ehli Sünnet Halife Ömer’e uyarak birincide Avl denen bir yöntemi kullandığı gibi, ikincide (mirasın belirlenen oranlardan fazla olduğu durumda) “ta’sib” denen bir yöntemden istifade etmektedir.



      Önce bu iki yöntemin ne olduğunu kısaca izah edelim. Daha sonra bunların neden yanlış olduğunu kısaca açıkladıktan sonra Ehlibeyt mektebinin ortaya koyduğu çözümü açıklamaya çalışalım.

      Evet, bu iki Sünni yöntem şudur: Eğer miras belirlenen paylardan eksik kalırsa, o eksiklik pay sahipleri arasında eşit bir şekilde bölüştürülür. Yani her birsinin payından eşit bir miktar eksiltilerek söz konusu eksiklik tamamlanır. Buna Avl deniliyor.

      Ama eğer miras belirlenen paylardan fazla kalırsa, o zaman bu fazlalıktan, o pay sahiplerine bir şey verilmez, onların dışında kalan diğer akrabalar arasında eşit bir şekilde paylaştırılır.

      Ehlibeyt mektebi, her iki yöntemin de yanlış olduğunu iddia etmekte ve buna bir çok delil göstermektedir ki en önemlisi şudur ki böyle bir şey (haşa) Allah’a cehalet ve bilgisizliği isnat etmek olur. Zira İmam Ali’nin de buyurduğu gibi, çöllerin kum tanelerinin sayısını bile bilen Allah, insanların böyle bir sorunla karşılaşacaklarını bilmiyor muydu? Eğer biliyorduysa, neden bu konuda ister Kur’an’da, isterse Resulü’ne gönderdiği gayrı Kur’ani vahiylerde bu konularda herhangi bir açıklama yapmamış, herhangi bir ölçü ve kıstas belirlememiştir? Ve dolayısıyla birileri kalkıp kendi kafalarından çözüm üretmeye mecbur kalmışlar? Yani eleştiriyi yapan kimsenin bu konuda ileri sürdüğü itiraz haklı ve yerinde bir tespittir. Bu yüzden biz Halife Ömer’in kendi ictihadına dayanarak önerdiği yöntemin çözüm değil, kendisinin ciddi bir problem olduğu kanaatindeyiz.

      "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

      Yorum


        #4
        Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

        Evet, Ehlibeyt mektebinin bu probleme getirdiği çözüm yolu şöyledir:

        Ölen kimsenin mirası, eğer hak sahiplerinin pay oranlarıyla örtüşürse, zaten problem yoktur ve o oranlara göre paylaştırılır. Ama eğer artar veya eksik kalırsa, artan veya eksik kalan miktar, Kur’an’da belirtilen bu oranlar dikkate alınarak hak sahipleri arasında yeniden paylaştırılacaktır. Ve her hangi bir eksiklik ve hata da söz konusu değildir.

        Ancak burada bu çözüm yolunu ve ayetlerde bu miktarların belirtilme hikmetini Kur’an’dan değil Allah Resulü’nün ve ilim ve irfanlarını Resulullah’tan miras alan Ehlibeyt’inin sözlerinden öğrenmekteyiz. Elbette bunu bilmemiz gerekir ki bu, Halife Ömer’in Kur’an’a rağmen ortaya koyduğu formülle farklı şeylerdir. Birisinde Kur’an’a rağmen bir çözüm yolu ortaya koyulurken, diğerinde yine gayr-ı Kur’ani vahye dayalı Kur’an’a tefsir yapılmakta ve bir yandan Kur’an’ın meramı açıklanırken diğer yandan bazı detaylar da bu açıklamalara ilave edilmektedir.

        Şimdi gelelim konunun detayına ve verilen örneklerin tahliline ve Kur’an’a ters düşmeyecek şekilde nasıl paylaştırılacaklarına…



        Şöyle diyor eleştiriyi getiren arkadaş:

        “Bu ayetlere göre varsayalım ki, bir adam öldü ve geride üç kız evlat, bir ana, bir baba ve eşini bıraktı.. Yukarıdaki ayetlere göre miras paylaşımı şöyle olacaktır:
        Üç kız evlada mirasın 2/3'ü, ana ve babanın her birine 1/6, karısına 1/8 kalacaktır.



        Cevap: Hadislerden aldığımız ilave bir bilgiyle mirası paylaştıracağız; o bilgi şudur ki karı kocanın payı her halükarda (miras ister paylardan fazla olsun isterse eksik kalsın) karı kocanın payı sabittir ve asla değişmez. (Burada genel kural şudur ki Kur’an’da mirasları için üs ve alt sınır belirlenenlerin payı değişmez. Bunlar ise karı ve kocalardır. Çünkü çocukları var olmadığı takdirde karının üst sınırı mirasın dörtte biridir, kocanınki ise mirasın yarısıdır. Çocukları var olduğu takdirde, karının en alt sınırı sekizde bir, erkeğinki ise mirasın dörtte biridir. Evet, bunlar, miras artsa da eksik kalsa da her halükarda payları sabit kalır ve değişmez. Yani eğer diğer durumlarda da artma veya eksilme söz konusu olsaydı, bu, en fazla ve en az sınırı konmazdı. Bu sınırın konulmasından onların pay oranlarının sabit olduğunu anlıyoruz.) Ama diğer pay sahiplerinin payı böyle durumlarda değişikliğe uğrar. (Nitekim Kur’an da onlar için alt-üst sınırı belirlememiştir. Sadece ölçü vermiştir.) Yani miras, paylardan fazla olursa, o zaman önce her kesin payı ayetlerde belirtildiği şekilde paylaştırılır. Geri kalan fazlalık ise tekrardan, belirlenen oranlar dikkate alınarak pay sahiplerine paylaştırılır. Yani yine kız evlatlara 2/3, ana babaya her birine 1/6 olarak dağıtılır. Ama eşlerin mirası sabit olduğu için onlara bu fazlalıktan bir şey verilmez. Böylelikle artan bir şey kalmaz. Dolayısıyla ayetlerde belirlenen bu pay sahipleri olduğu müddetçe diğer akrabalara bir şey verilmez.
        Fakat miras belirlenen oranlar dikkate alınıp paylaştırıldığında eksik kalıyorsa (eleştiri sahibinin verdiği örnekte olduğu gibi), eşlerin payı yine sabit kalır, ama diğer pay sahiplerine o eksiklik belirlenen oranlar dikkate alınarak paylaştırılır. Bir görüşe göre ise eksiklik sadece kızlara yansıtılır. [1]Her halükarda ayetlerdeki belirtilen oranlar, bir kıstastır. Yoksa her halükarda ondan fazla veya eksik olmayacak demek değildir. Yani o oranlarla eşitlik halinde zaten mesele kalmıyor. Olmadığında ise o oranlar artan veya eksik kalan miktarın paylaşımında başrolü oynuyor.
        Başka bir ifadeyle Kur’an’a eleştiri yönelten kişi din bilgilerden ve özellikle Ehlibeyt mektebinin hukuk ve fıkhi ekolundan tamamen habersiz olduğu için verdiği örnekte (Adam ölüyor. Geride kalan varisler şunlar; eşi, 3 kız çocuğu, annesi ve babası)
        uzun uzadıya açıkladığı üzere bütün miras paylarına aynı böleninin (mahrecinin) olduğunu varsaymıştır. Ancak Ehlibeyt mektebinin açıklamasına göre, paylarının sınırları belirlenmiş olan eşler gibi mirasçıların mirası için bölen asıl maldır, ama kızların payı için bölen malın geri kalan kısmıdır. Böylece bütün kesirler aynı bölene ait olmadıkları için her hangi bir matematik sorunu oluşmamaktadır.

        Bu yüzden Ali (a.s) ve onun ünlü öğrencisi İbn-i Abbas’ın şöyle dedikleri nakledilmiştir: “Eğer Allah’ın öne geçirdiği öne geçirilir ve geride bıraktığı geride bırakılırsa o zaman asla belirlenen paylar maldan fazla olmazdı.”[2] Bu sözü İbn-i Abbas’tan bir çok Ehl-i sünnet alimi nakletmiştir.[3]

        Hatta İbn-i Hazm el- Muhella’da Bu konuda şöyle diyor:

        “Eğer bu konu Ömer’e gizli kalmışsa İbn-i Abbas’a gizli kalmamış Bir hükmü birinin bilmemesi onu bilen kimseye delil teşkil olmaz. Ömer Mihrin çok olabileceğini, Resulullah’ın öldüğünü ve kelalenin ne olduğunu ve birçok şeyleri de bilememişti; bu da bilenlerin bilmesine bir kusur getirmez.”[4]


        "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

        Yorum


          #5
          Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

          Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu açıklamada hadislerden de elbette yardım almaktayız. Zira bahsettiğimiz gibi biz Resulullah’ın hadislerini de vahye dayalı bilgiler olarak görüyoruz. Aksi takdirde Resul’ün sözlerinin bizim için bağlayıcı olmasının bir anlamı kalmaz. Oysa Kur’an’ın kendisi Resul’e mutlak itaati bize emretmektedir. Onun verdiği her şeyi alıp, sakındırdığı her şeyden uzak durmayı bize emretmektedir. Bu ise ancak ve ancak onun verdiklerinin vahye dayalı olmasıyla anlam kazanır. Yoksa bazılarının dediği gibi eğer onu da (haşa) bir müctehid olarak görür ve diğer müctehidler gibi bazen hata yapabileceğini de söylersek, itaatinin kayıtsız şartsız bize farz olması abes, hatta kabih ve çirkindir. Bu ise Allah-u Teala’ya muhal ve imkânsız bir şeydir.



          Bu açıklamalarımız, konu hakkında teknik bilgiler vermek ve eleştiri sahibinin yaklaştığı mantığa yakın bir mantıkla cevaplamak içindi. Yoksa aynı paylaşımı daha kolay bir üslupla da yapmak mümkündür. Şöyle ki eşlerin payları dediğimiz gibi her durumda sabittir ve artsa da eksik kalsa da değişim söz konusu olmaz. Dolayısıyla bahis konusu olan konuda da biz sürekli eşlerin payını ilk başta ayıracağız, ardından geri kalan miktarı, ayette belirlendiği şekilde bölüştüreceğiz. Böyle olunca, hem artan miktar, hem de eksik kalan miktar ayetlerde belirtilen oranlara binaen otomatik olarak pay sahiplerine yansıdığı için, kalan miras hiçbir zaman paylardan fazla veya eksik olmaz. Şimdi bunu eleştiri sahibinin yazısındaki örnekte tatbik edelim:



          Hatırlarsanız bu arkadaş, adamın mirasını 120 milyar olarak farz etmişti. Şimdi bizim yukarıda verdiğimiz bilgilere dayanarak taksimi yapalım:

          Önce her halükarda sabit olan ve asla değişmeyen karısının payını, yani 1/8’i olan 15 milyarı çıkacağız. Ardından geri kalanı (105 milyar) yine ayetteki oranlara göre paylaştıracağız. Çocukların payı 2/3 olduğuna göre onlara verilecek miktar, 70 milyardır. Ardından geri kalanı (35 milyar) anne baba arasınsa paylaştıracağız. Onların her birisi de 1/6 alacaklarına göre bu 17.5 milyara tekabul eder. Böylece kalan mirasta ne artan ne de eksilen bir durum söz konusu değildir.



          a) Karısının payı 1/8

          120 : 8 = 15 milyardır



          120 – 15 = 105 milyar



          b) Cocukların payı 2/3

          105 : 3 = 35 milyar * 2 = 70 milyardır.



          c) Babanın payı 1/6

          105 : 6 = 17.5 milyar



          d) Annenin payı 1/6

          105 : 6 = 17.5 milyar



          Toplam : 70 milyar + 15 milyar + 17.5 milyar + 17.5 milyar = 120 milyardır.





          Böylece eleştiri sahibinin gerçek İslam hukukundan habersizliğinin bir ürünü olarak yaptığı hatadan çıkardığı diğer sonuçların da batıl olduğu anlaşıldığı için ayrıca onlara değinmeğe gerek görmüyoruz. Elhamdu lillahi Rabbi’l-alemin..
          ---------------------------------------------------------------

          kimin matematikten anlayıp anlamadığı aşikar olmuştur böylece sayın hacı
          "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

          Yorum


            #6
            Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

            Allah razı olsun muttaki kardeşim.

            Yorum


              #7
              Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

              rabbim cümleden razı olsun özellikle bu soruya cevap veren alimimizden inşaallah
              "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

              Yorum


                #8
                Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

                Tebrik ederiz Muttaki kardeşimiz. Böylece Kuranda matematik hatası olduğunu öne süren arkadaşımızında bu konuda bir şeyler söylemesi gerekir öyle değil mi?
                Eğer bu güneş gibi hakikat karşısında aklına birazcık değer veriyorsa buna teslim olduğunu belirtmesi gerekiyor. Yok eğer aklından zoru varsa buna diyebileceğimiz bir şey olmaz.
                Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

                  sağolun kardeşim ama beni tebrik etmeyin hesabı yapan alimimiz sağolsun ona dua edin
                  işte ehli beyt a.s.nin yolunda yürümek kuran yolunda yürümenin bir delili oldu bu yazı
                  allaha hamdolsun ki şia mektebi hiçbir hususta kuranı kerimden ayrılmamıştır ve allaha sonsuz hamdu senalar olsunki bizleride bu mektebi bilen insanlar yapmıştır
                  "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

                    Sayın Muttaki;
                    Kuran ayetlerinde verilen oranlar bellidir.Ve bu oranlar değiştirilerek yeni oranlar belirlenemez.Neden derseniz,Nisa 11 ve 12.atetlerden sonra 13. ve 14 ayette Allah şu uyarıyı yapıyor.

                    13. İşte bütün bu hükümler, Allah'ın çizdiği sınırlardır. Her kim Allah'a ve O'nun peygamberine itaat ederse, Allah onu içlerinde sonsuza dek oturmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Bu ise büyük kurtuluştur!

                    14. Her kim de Allah'a ve peygamberine isyan edip onun sınırlarını aşarsa Allah onu, içinde sonsuza dek kalmak üzere bir ateşe sokar ve ona alçaltıcı bir azap vardır.
                    Gelelim çözümünüze.
                    Sizde Ömerin yaptığından farklı bir iş yapmamışsınız.Üstelik bunu yaparken kendi içinizde çelişmektende kurtulamamışsınız.
                    Miras kalan kalan para 120 milyardır.
                    Ölenin eşine 120 milyar üzerinden dağıtım yaparken,diğer mirasçılara neden 105 milyar üzerinden dağıtım yapıyorsunuz?
                    Bu konuda ayet mi var.Deliliniz nedir?
                    Yaptınız işlem doğru değil ama diyelimki doğru yapıyorsunuz.
                    Ölenin eşine 15.000,-verdiniz kaldı 105.000,- milyar
                    Çocuklara 70.000,- verdiniz kaldı 35.000,-
                    ölenin anne va babasınada bu 35.000 milyarın 1/6 sını vermeniz gerekir.
                    Çünkü sadece Anneye 120 milyar üzerinden dağıtım yapıp diğerlerine kalan 105 milyarı dağıtamazsınız.
                    Peki yukarıda yaptığınız dağıtım acaba Allahın ayetlerine uygun mu?
                    Bir bakalım.

                    a) Karısının payı 1/8

                    120 : 8 = 15 milyardır.Burada bir sorun yok.

                    b) Cocukların payı 2/3

                    105 : 3 = 35 milyar * 2 = 70 milyardır.Oysa burada ana para 120 milyardır ve çocukların buna göre payı 80 milyar olması gerekirdi.Ne yapmış oldunuz .Allahın ayetlerde verdiği oranı değiştirmiş oldunuz.

                    c) Babanın payı 1/6

                    105 : 6 = 17.5 milyar.Oysa 120 milyar ana para üzerinden babanın 20 milyar alması gerekirdi.Siz yine ayette verilen oranları değiştirdiniz.Hesabı tutturabilmek için.Yani eleştirdiğiniz Ömerin metoduna benzer bir yol izlemiş oldunuz.

                    Aynı şey ölenin annesi içinde geçerlidir.

                    Dolayısıyla ayette verilen oranlara sadık kalınarak miras paylaştırılamamaktadır.Bu hata kuran ayetlerinde verilen oranların hatalı olmasından kaynaklanır.O oranlar değiştirilmeden dağıtım yapamazsınız.Olayı çözdüm diyen herkes bu oranları değiştirmek zorundadır.

                    Başka yolu yok.

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

                      sayın hacı:kuranı kerimin ayetlerine göre allah ve resulünün çizdiği sınır bellidir ve allahın ve resulünün uyulmasını emrettiği ve haklarında takrir ayeti nazil olmuş ehli beyt a.s. kuranın batınını bilmekte ve herşeyi bize allahın resulüne öğrettiği gibi öğretmektedirler
                      kuran ve ehli beyt birbirinden ayrılmaz iki emanettirki kuranı anlamak için ehli beyt a.s.ye ihtiyaç vardır
                      şia mektebi konusunda ne kadar bilgiye sahipsiniz bilmiyorum ama biz şialar kuranın hükmünü asla değiştirmeyiz
                      miras hesabını şöyle bir örnekle açıklayayım:şimdi elinizde 20 tane elma var ve bunları paylaştırmanız gerekiyor
                      siz bunları ceme 3 tane cemileye 4 tane vs. şeklinde adetle dağıtırsınız öyle değilmi
                      eğer sizin dediğiniz şekilde dağıtmaya kalksak önce elmaların hepsini ezip bir birine karıştırmak gerek ki buda saçmadır terekeye zarar verir akla uygun değildir
                      önce eşin payı verilir kalanda diğer mirasçılara paylaştırılır
                      "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

                        Sayın Muttaki;

                        İşin içinde matematik olunca,nasih-mensuh veya müteşebih ayetler açık ayetler açıklaması sökmüyor.Bu iş hesap istiyor.Ve ayetlere baktığımızda verilen oranların hatalı olduğunu görüyoruz.Elbette farklı şekillerde miras dağıtılabilir.Belkide bu dağıtım çokta adil olabilir.Ona bir şey dediğim yok.Burada sözkonusu olan mirasın adil bir şekilde dağıtımı değildir.Ayet diyor ki,Mirası Nisa 11 ve 12 ayetlere göre dağıtacaksın.Benim ayetlerimin dışına çıkmayacaksın.Ve orada bir takım oranlar belirliyor.Bizde bu oranlara göre bir dağıtım yapamıyoruz.Zira ölenin eşi mirastan bir şey alamıyor.Bunun nedeninin ayetteki hatalı oranlardır.Ve burada aklımızı devreye sokuyoruz.Madem oranlar hatalı ise,bunun nedeni ne olabilir?
                        Evreni yaratan ve herşeyi bilen Allah böyle bir hata yapabilir mi?Sizin yerinize ben cevaplayayım.
                        Allah böyle bir hata yapamaz.O halde Peygamber mi hatalı?Yoksa Kuran yazılırken mi bu hata yapıldı?
                        Sanırım bu sorular gereksiz değil?
                        Kaldı ki,Halifenin avliye metodunu uygulaması bir zorunluluğun sonucudur.Ayetlerde verilen oranlar doğru olsaydı ne diye avliyeye baş vursun ki?Buda ayetteki oranların hatalı olduğunu halifenin kabul ettiğini gösterir.
                        Ehlibeyte ilişkin görüşlerinize bir şey dediğim yok.Ama verdiğim örnek üzerinden hareketle bir çözüm üretebiliyor musunuz?
                        Yoksa her seferinde Allahın verdiği oranları değiştirmek zorunda mı kalıyorsunuz?
                        Saygılar.

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

                          SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

                          Sayın Hacı Allahın çizdiği sınırları bize şerh eden o sınırların nasıl ne şekilde çizildiğini nasıl uygulanması gerektiği bize açıklayacak biri lazım değilmi? Buda Peygamberdir ki verdiğiniz ayette de açıkça beyan edilmiştir.

                          13. İşte bütün bu hükümler, Allah'ın çizdiği sınırlardır. Her kim Allah'a ve O'nun peygamberine itaat ederse, Allah onu içlerinde sonsuza dek oturmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Bu ise büyük kurtuluştur!

                          14. Her kim de Allah'a ve peygamberine isyan edip onun sınırlarını aşarsa Allah onu, içinde sonsuza dek kalmak üzere bir ateşe sokar ve ona alçaltıcı bir azap vardır.

                          13. Ayeti kerimede Rahman sınırları çizdiğini belirtiyor bu sınırlar konusunda kime uyacağımızıda bir sonraki cümlede beyan ediyor Peygamberine itaat bundan ötesi varmı?

                          Diyeceksin ayet gayet açık buna daha ne şerh lazım ama Rahman bunu demiyor aksine hem bu konuda hem başka konularda Peygambere itaati farz kılıyor. Peygamber bu sınırları çiğniyormu? Hayır aksine bu sınırları açıklıyor.
                          EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

                            Sayın Hudeyfe;
                            Pek güzel açıklamışsınız.Hiç bir itirazım yoktur.Nisa suresi sizinde belittiğiniz üzre 11 ve 12 ayetleri Allah tarafından gönderilen ve peygamber tarafından tebliğ edilen ayetlerdir.Sanırım bunda hemfikiriz.Devamında da ''İşte bütün bu hükümler,Allahın çizdiği sınırlardır '' derken anlaşılması gereken şey nedir?Nisa 11 ve 12 ayetlerde verilen oranlar değil mi?Bunlar allahın belirlediği yada çizdiği sınırlar değil mi?
                            Bende bu çizili sınırlar dahilinde bir örnek sundum.Sunduğum bu örnektede ayete uyduğumuz zaman bir paylaşım yapılamadığını tespit ettim.Hatanında ayette verilen oranların matematiksel olarak hatalı olmasından kaynaklandığını örnekle gösterdim.Olay budur.
                            Yapılacak şey şudur.Ayette verilen oranlar değiştirilmeden bu parayı tüm mirasçılara dağıtmak.

                            Bende tam burada şunu iddia ediyorum.
                            Allahın takdir ettiği oranları(sınırları) değiştirmeden bu parayı dağıtamazsınız.Çünkü ayette verilen oranlar hatalıdır.

                            Bu durumda da şunu soruyorum.

                            BU HATANIN KAYNAĞI KİMDİR?

                            Saygılar.

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Kuranda matematiksel bir hata var mı?

                              Peki karısının payını verdikten sonra diğer oranları hesaplarken anaparayı karısının parasını düştükten sonra hesaplıyorsunuz. Ama çocukların payını hesapladıktan ev çıktıntan sonra ana babanın payını hesaplamıyorsunuz.
                              O halde bunu delili nedir can? Merak ettim.
                              Yani demek istediğim karının payını verip kalan para üzerinden taksim yaıyorsunuz ama çocukların payını verip kalan para üzerinden taksim yapmayın çocuklara yaptığınız miktar üzerinen taksim yapıyorsunuz. bunun uslünün böyle olduğuna dair ilgili ayette belli bir zarf falan mı var?
                              nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
                              noktayı koyacak olan sensin anlasana
                              ...

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X