Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ateistlere bir soru

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: Ateistlere bir soru

    İşte bend e diyorum ki siz kendinizle çelişiyorsunuz. Görmediğinize inanmıyorsunz ama öte yandan görmediğiniz türlerin varlığına inanıyorsunuz! Bahaneniz de fosil!
    Kendi durumunuzla ilgili tespitler yapmadan ,benim görmediğim şeylere inandığımı iddia etmişsiniz.
    Siz görmediğiniz şeye tapıyorsunuz.
    Ben gördüğüm şey hakkında akıl yürütüyorum.(Fosillere bakarak evrim teorisini geliştiriyorlar)
    Yani durum hakkındaki tespitiniz yanlış.
    Hatta tam tersi geçerli.

    Yorum


      #17
      Ynt: Ateistlere bir soru

      FOSİLLER EVRİMİ REDDEDİYOR
      Evrim teorisine göre bütün canlılar birbirlerinden türemişlerdir. Önceden var olan bir canlı türü, zamanla bir diğerine dönüşmüş ve bütün türler bu şekilde ortaya çıkmışlardır. Teoriye göre bu dönüşüm yüzmilyonlarca senelik uzun bir zaman dilimini kapsamış ve kademe kademe ilerlemiştir. Bu durumda, iddia edilen uzun dönüşüm süreci içinde sayısız ara türlerin oluşmuş ve yaşamış olmaları gerekir.Bu iddiaya göre geçmişte, balık özelliklerini hala taşımalarına rağmen, bir yandan da bazı sürüngen özellikleri kazanmış olan yarı balık-yarı sürüngen canlılar yaşamış olmalıdır. Ya da sürüngen özelliklerini taşırken, bir yandan da bazı kuş özellikleri kazanmış sürüngen-kuşlar ortaya çıkmış olmalıdır. Bunlar, bir geçiş sürecinde oldukları için de, sakat, eksik, kusurlu canlılar olmalıdır. Evrimciler geçmişte yaşamış olduklarına inandıkları bu hayali yaratıklara "ara-geçiş formu" adını verirler.

      Eğer gerçekten bu tür canlılar geçmişte yaşamışlarsa bunların sayılarının ve çeşitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca olması gerekir. Ve bu ucube canlıların kalıntılarına mutlaka fosil kayıtlarında rastlanması gerekir. Çünkü bu ara geçiş formlarının sayısının bugün bildiğimiz hayvan türlerinden bile fazla olması ve dünyanın dört bir yanının fosilleşmiş ara geçiş formu kalıntılarıyla dolu olması lazımdır. Darwin, Türlerin Kökeni'nde bunu şöyle açıklamıştır:


      Eğer teorim doğruysa, türleri birbirine bağlayan sayısız ara-geçiş çeşitleri mutlaka yaşamış olmalıdır... Bunların yaşamış olduklarının kanıtları da sadece fosil kalıntıları arasında bulunabilir.1


      Ancak bu satırları yazan Darwin, bu ara formların fosillerinin bir türlü bulunamadığının farkındaydı. Bunun teorisi için büyük bir açmaz oluşturduğunu da görüyordu. Bu yüzden, Türlerin Kökeni kitabının "Teorinin Sorunları" (Difficulties on Theory) adlı bölümünde şöyle yazmıştı:


      Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türemişse, neden sayısız ara geçiş formuna rastlamıyoruz? Neden bütün doğa bir karmaşa halinde değil de, tam olarak tanımlanmış ve yerli yerinde? Sayısız ara geçiş formu olmalı, fakat niçin yeryüzünün sayılamayacak kadar çok katmanında gömülü olarak bulamıyoruz... Niçin her jeolojik yapı ve her tabaka böyle bağlantılarla dolu değil? Jeoloji iyi derecelendirilmiş bir süreç ortaya çıkarmamaktadır ve belki de bu benim teorime karşı ileri sürülecek en büyük itiraz olacaktır. 2


      Darwin'in bu büyük açmaz karşısında öne sürdüğü tek açıklama ise, o dönemdeki fosil kayıtlarının yetersiz olduğuydu. Fosil kayıtları detaylı olarak incelendiğinde, kayıp ara formların mutlaka bulunacağını iddia etmişti. Evrimciler Darwin'in bu kehanetine inanarak, 19. yüzyılın ortasından bu yana dünyanın dört bir yanında hummalı fosil araştırmaları yaparak bu ara geçiş formlarını aradılar. Oysa, büyük bir hırsla aranan bu ara geçiş formlarına asla rastlanamadı. Yapılan kazılarda ve araştırmalarda elde edilen bütün bulgular, evrimcilerin beklediklerinin aksine, canlıların yeryüzünde birdenbire, eksiksiz ve kusursuz bir biçimde ortaya çıktıklarını gösterdi. Evrimciler, teorilerini kanıtlamaya çalışırlarken, onu kendi elleriyle çökertmişlerdi.Ünlü İngiliz paleontolog (fosil bilimci) Derek W. Ager, bir evrimci olmasına karşın bu gerçeği şöyle itiraf eder:


      Sorunumuz şudur: Fosil kayıtlarını detaylı olarak incelediğimizde, türler ya da sınıflar seviyesinde olsun, sürekli olarak aynı gerçekle karşılarız; kademeli evrimle gelişen değil, aniden yeryüzünde oluşan gruplar görürüz.3


      Canlılık Yeryüzünde Birdenbire ve Gelişmiş Formlarda Belirmiştir

      Yeryüzü tabakaları ve fosil kayıtları incelendiğinde, yeryüzündeki canlı hayatının birdenbire ortaya çıktığı görülür. Kompleks canlı yaratıkların fosillerine rastlanılan en derin yeryüzü tabakası, 520-530 milyon yıl yaşında olduğu hesaplanan "Kambriyen" tabakadır.Kambriyen kayalıklarında bulunan fosiller, salyangozlar, trilobitler, süngerler, solucanlar, denizanaları, deniz yıldızları, yüzücü kabuklular, deniz zambakları gibi kompleks omurgasız türlerine aittir. İlginç olan, birbirinden çok farklı olan bu türlerin hepsinin bir anda ve hiçbir ataları olmaksızın ortaya çıkmalarıdır. Bu yüzden jeolojik literatürde bu mucizevi olay, "Kambriyen Patlaması" olarak anılır.Bu tabakadaki canlıların çoğunda, modern örneklerinden hiçbir farkı olmayan, göz, solungaç, kan dolaşımı gibi kompleks sistemler, ileri fizyolojik yapılar bulunur. Örneğin trilobitlerin çift mercekli petek göz yapısı, bir tasarım harikasıdır. Harvard, Rochester ve Chicago Üniversiteleri'nden Jeoloji Profesörü David Raup; "Trilobitlerin gözü, ancak günümüzün iyi eğitim görmüş ve son derece yetenekli bir optik mühendisi tarafından geliştirilebilecek bir tasarıma sahipti" demektedir.4

      Bu kompleks omurgasızlar, kendilerinden önce yeryüzündeki yegane canlılar olan tek hücreli organizmalarla aralarında hiçbir bağlantı ya da geçiş formu bulunmadan birdenbire ve eksiksiz bir biçimde ortaya çıkmışlardır. Evrim literatürünün popüler yayınlarından Earth Sciences dergisinin editörü Richard Monestarsky, evrimcileri şaşırtan bu Kambriyen Patlaması hakkında şu bilgileri vermektedir:


      Bugün görmekte olduğumuz oldukça kompleks hayvan formları aniden ortaya çıkmışlardır. Bu an, Kambriyen Devrin tam başına rastlar ki denizlerin ve yeryüzünün ilk kompleks yaratıklarla dolması bu evrimsel patlamayla başlamıştır. Günümüzde dünyanın her yanına yayılmış olan omurgasız takımları erken Kambriyen Devir'de zaten vardırlar ve yine bugün olduğu gibi birbirlerinden çok farklıdırlar.5


      Dünyanın nasıl olup da böyle birdenbire birbirlerinden çok farklı omurgasız türleriyle dolup taştığı, hiçbir ortak ataya sahip olmayan ayrı türlerdeki canlıların nasıl ortaya çıktığı, evrimcilerin asla cevaplayamadıkları bir sorudur. Evrimci düşüncenin dünya çapındaki en önde gelen savunucularından İngiliz biyolog Richard Dawkins, savunduğu tezleri temelinden geçersiz kılan bu gerçek hakkında şunları söylemektedir: ...Kambriyen katmanları, başlıca omurgasız gruplarını bulduğumuz en eski katmanlardır. Bunlar, ilk olarak ortaya çıktıkları halleriyle, oldukça evrimleşmiş bir şekildeler. Sanki hiçbir evrim tarihine sahip olmadan, o halde, orada meydana gelmiş gibiler. Tabii ki, bu ani ortaya çıkış, yaratılışçıları oldukça memnun etmektedir. 6

      Dawkins'in de kabul ettiği gibi, Kambriyen patlaması yaratılışın açık bir delilidir. Çünkü canlıların hiçbir evrimsel ataları olmadan aniden ortaya çıkmalarının tek açıklaması yaratılıştır. Evrimci biyolog Douglas Futuyma da, "canlılar dünya üzerinde ya tamamen mükemmel ve eksiksiz bir biçimde ortaya çıkmışlardır ya da kendilerinden önce var olan bazı canlı türlerinden evrimleşerek meydana gelmişlerdir. Eğer eksiksiz ve mükemmel bir biçimde ortaya çıkmışlarsa, o halde üstün bir akıl tarafından yaratılmış olmaları gerekir" diyerek bu gerçeği kabul eder. 7

      Nitekim Darwin de, "eğer aynı sınıfa ait çok sayıdaki tür gerçekten yaşama bir anda ve birlikte başlamışsa, bu doğal seleksiyonla ortak atadan evrimleşme teorisine öldürücü bir darbe olurdu" diye yazmıştır. 8

      Kambriyen Devri ise, tam olarak Darwin'in "öldürücü darbe" olarak tarif ettiği tabloyu ispatlamaktadır. Bu yüzden İsveçli evrimci Stefan Bengston, Kambriyen Devri'nden söz ederken ara formların yokluğunu itiraf etmekte ve "Darwin'i şaşırtan ve utandıran bu olay bizi de hala şaşırtmaktadır" demektedir.9

      1. Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard University Press, 1964, s. 179.
      2. Charles Darwin, The Origin of Species, s. 172, 280.
      3. Derek A. Ager, "The Nature of the Fossil Record", Proceedings of the British Geological Association, cilt 87, 1976, s. 133.
      4. David Raup, "Conflicts Between Darwin and Paleontology", Bulletin, Field Museum of Natural History, Cilt 50, Ocak 1979, s. 24.
      5. Richard Monestarsky, "Mysteries of the Orient", Discover, Nisan 1993, s. 40.
      6. Richard Dawkins, The Blind Watchmaker, London: W. W. Norton 1986, s. 229.
      7. Douglas J. Futuyma, Science on Trial, New York: Pantheon Books, 1983. s. 197.
      8. Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard University Press, 1964, s. 302.
      9. 9 Stefan Bengston, Nature, Vol. 345, 1990, s. 765.

      [move][shadow=red,left][glow=red,2,300]Biz SAHİPSİZ Değiliz...[/glow][/shadow][/move]


      Yorum


        #18
        Ynt: Ateistlere bir soru

        Charles Darwin fosil kayıtlarında evrim teorisinin delillerini bulamadığından ünlü Türlerin Kökeni isimli kitabında nasıl defalarca yakınmıştır:


        Peki ama geçit bölgelerde, yaşam koşullarının geçiştiği yerlerde, neden birbirine yakın geçişsel çeşitlere (ara geçiş formlarına) rastlamıyoruz? Bu güçlük, uzun süre, kafamı karmakarışık etti.

        Türler başka türlerden belli belirsiz aşamalardan geçerek türediyse, neden her yerde sayısız geçişsel biçimlere (ara geçiş formları) rastlamıyoruz? Bugün gördüğümüz türler yerine doğada neden biçimlerin karmakarışıklığı ile karşılaşmıyoruz?

        [move][shadow=red,left][glow=red,2,300]Biz SAHİPSİZ Değiliz...[/glow][/shadow][/move]


        Yorum


          #19
          Ynt: Ateistlere bir soru

          Chicago Doğa Tarihi Müzesi, Jeoloji Bölümü Başkanı Dr. David Raup bu önemli bilgiyi şöyle verir: "Çoğu insan fosillerin, Darwin'in hayatın tarihi hakkındaki görüşlerine kanıt olduğunu zanneder. Oysa ki bu kesinlikle yanlış bir düşüncedir."

          [move][shadow=red,left][glow=red,2,300]Biz SAHİPSİZ Değiliz...[/glow][/shadow][/move]


          Yorum


            #20
            Ynt: Ateistlere bir soru

            Dr. Colin Patterson evrimci bir paleontologdur ve "Evolution" isimli kitabın yazarıdır. Dr. Colin Patterson kendisine, neden kitabında ara geçiş formlarından hiç söz etmediğini soran meslektaşı Luther D. Sunderland'a, şöyle bir cevap veriyor: "Kitabımda evrimsel geçiş formları ile ilgili illüstrasyonların eksik olduğu görüşünüze tamamıyla katılıyorum. Eğer herhangi bir canlı veya fosil bilseydim tabi ki bunu kitabıma ilave ederdim. Siz ara geçiş formlarını görselleştirmem için bana bir ressam (sanatçı) öneriyorsunuz ama bu bilgileri nereden bulsun? Dürüst olmak gerekirse ben bu bilgileri sağlayamam ve eğer artistik bir takım çizimler yapsam o zaman okuyucuları yanıltmış olmaz mıyım? Stephen Jay Gould (günümüzün en önde gelen evrim savunucularından) ve American Museum elemanları hiçbir ara geçiş formunun bulunmadığını söyledikleri zaman onlara karşı koyan kimse olmadı. Ben bir paleontolog olarak, fosil kayıtlarının atalarını tanımlama ile ilgili felsefi problemlerle sarılmış durumdayım. Bir türün başka hangi tür canlıdan geldiğini gösteren bir fosil fotoğrafı göstermemi istemişsiniz - böyle bir fosil kaydı mevcut değil."

            [move][shadow=red,left][glow=red,2,300]Biz SAHİPSİZ Değiliz...[/glow][/shadow][/move]


            Yorum


              #21
              Ynt: Ateistlere bir soru

              Fransız bilim adamı Michel Brunet tarafından keşfedilen fosile Sahelanthropus tchadensis adı verildi.
              Ve bu fosil, Darwinizm dünyasını birbirine kattı. Dünyaca ünlü Nature dergisi, fosili duyuran haberinde, "bulunan yeni kafatası, insanın evrimi hakkındaki düşüncelerimizi tamamen batırabilir" itirafında bulundu. (1)

              Harvard Üniversitesi'nden Daniel Lieberman, bu yeni bulgunun "küçük bir nükleer bomba kadar etkili olacağı"nı söyledi. (2)

              Bunun nedeni, bulunan sözkonusu fosilin 7 milyon yıl yaşında olmasına rağmen, "insanın en eski atası" olduğu iddia edilen ve 5 milyon yıl yaşındaki Australopithecus türü maymunlardan (evrimcilerin bugüne kadar temel aldıkları kıstaklara göre) daha "insansı" bir yapıya sahip olması.

              Evrimciler, 1920'li yıllardan bu yana, söz konusu Australopithecus türü maymunların bazı özelliklerinin insana benzediğini iddia ediyor ve bu nedenle bu soyu tükenmiş canlıları sözde "insanın en ilkel atası" olarak gösteriyorlardı. Bu iddianın geçersizliğini gösteren pek çok delil ortaya çıkmış, örneğin Australopithecusların iddia edildiği gibi dik yürümedikleri, aynen diğer maymunlar gibi eğik bir yürüyüşe sahip oldukları 1990'lı yıllardaki bazı araştırmalarla ortaya çıkmıştı. Yeni bulunan Sahelanthropus tchadensis isimli fosil ise, Australopithecuslardan 2 milyon yıl önce yaşamış bir başka maymun türünün, evrimcilerin kıstaslarına göre daha "insansı" olduğunu gösteriyor. Yani tüm "evrim şeması"nı bozuyor.

              Konunun aslı ise şu:

              Geçmişte yaşamış ve bugün soyu tükenmiş olan pek çok farklı maymun türü vardır. Bunların bazılarının kafatası veya iskelet yapısı kısmen insanlara benzerlik göstermektedir.
              Ama bu benzerlikler bu canlıların insanlarla bir ilgisi olduğu anlamına gelmez. Evrimciler ise, bu soyu tükenmiş canlılara ait kafataslarını, teorilerinin gerektirdiği gibi art arda dizerek bir tür 'maymundan insana giden merdiven' oluşturma çabasındadırlar. Ancak bu konudaki araştırmalar derinleştikçe, ortada böyle bir merdiven bulunmadığı, sadece farklı dönemlerde farklı maymun türlerinin yaşadığı anlaşılıyor. Bunun sonucunda ise insanın arkasında hiç bir evrim süreci bulunmadan yeryüzünde bir anda ortaya çıktığı, yani yaratıldığı ortaya çıkıyor."

              Washington'daki George Washington Ünivesitesi'nden evrimci antropolog Bernard Wood'un yeni bulunan fosil üzerine yaptığı açıklama ise, bu görüşü doğruluyor:
              "Üniversiteye başladığım 1963 yılında, insanın evrimi bir merdiven gibi görülüyordu. Bu merdivenin basamakları, maymundan insana doğru ilerleyen ve her aşaması bir öncekinden daha az maymunsu olan bir seri ara formdan meydana geliyordu... Ama şimdi insanın evrimi (karmakarışık) bir çalıya benziyor... Fosillerin birbirleriyle nasıl bir ilişkisi olduğu ve herhangi birisinin gerçekten insanın atası olup olmadığı hala tartışmalı." (3)
              Yeni bulunan maymun fosili konusunda Nature dergisinin editörü ve önde gelen bir paleoantropolog olan Henry Gee'nin yaptığı yorumlar da son derece önemli. Gee, The Guardian gazetesinde yayınlanan yazısında, fosil üzerinde yapılan tartışmalara değiniyor ve şöyle yazıyor:
              Sonuç ne olursa olsun, bu kafatası, bir kez daha ve kesin olarak göstermiştir ki, eskiden beri kabul edilen (insanla maymun arasındaki) 'kayıp halka' düşüncesi saçmadır.... Şu an çok açık olarak görülmelidir ki, zaten her zaman için son derece sallantılı olan kayıp halka düşüncesi, artık tamamen geçerliliğini yitirmiştir.
              Kısacası sık sık gazetelerde veya dergilerde gördüğümüz "maymundan insana uzanan evrim merdiveni" çizimlerinin hiç bir bilimsel değeri yok. Bunlar sadece evrim teorisine körü körüne inanmış olan çevrelerin propagandası. Bu propaganda yürütülürken, bir taraftan da evrim teorisiyle çelişen bilimsel deliller toplumdan gizleniyor. Amerikalı biyolog Jonathan Wells, Amerika'da büyük bir tartışma başlatan "Evrimin İkonları: Bilim mi Efsane mi, Evrim Hakkında Öğrettiğimiz Pek Çok Şey Neden Yanlış" adlı 2000 yılı basımı kitabında bu propaganda mekanizmasını şöyle özetlemekte:"Toplumun geneli, insanın kökeni hakkındaki derin belirsizliğe dair bilimsel uzmanların yaptıkları açıklamalardan çok nadiren haberdar edilir. Bunun yerine, şu veya bu kimsenin en son teorisi ile besleniriz ve bize bizzat paleoantropologların bunun üzerinde anlaşamadıkları gerçeği aktarılmaz. Ve tipik olarak, teori mağara adamlarının veya "bol makyajlı" insan atalarının hayali resimleri ile süslenir... Görünen odur ki, bilimin hiç bir alanında bu kadar az bir malzeme üzerine bu kadar fazla bir kurgu yapılmamıştır. " (4)

              1 John Whitfield, "Oldest member of human family found", Nature, 11 July 2002
              2 D.L. Parsell, "Skull Fossil From Chad Forces Rethinking of Human Origins", National Geographic News, July 10, 2002
              3 John Whitfield, "Oldest member of human family found", Nature, 11 July 2002
              4 Jonathan Wells, Icons of Evolution: Science or Myth, Why Much of What We Teach About Evolution is Wrong, Washington, DC, Regnery Publishing, 2000, s. 2

              [move][shadow=red,left][glow=red,2,300]Biz SAHİPSİZ Değiliz...[/glow][/shadow][/move]


              Yorum


                #22
                Ynt: Ateistlere bir soru

                [quote author=hacı link=topic=7933.msg52031#msg52031 date=1251992293]
                İşte bend e diyorum ki siz kendinizle çelişiyorsunuz. Görmediğinize inanmıyorsunz ama öte yandan görmediğiniz türlerin varlığına inanıyorsunuz! Bahaneniz de fosil!
                Kendi durumunuzla ilgili tespitler yapmadan ,benim görmediğim şeylere inandığımı iddia etmişsiniz.
                Siz görmediğiniz şeye tapıyorsunuz.
                Ben gördüğüm şey hakkında akıl yürütüyorum.(Fosillere bakarak evrim teorisini geliştiriyorlar)
                Yani durum hakkındaki tespitiniz yanlış.
                Hatta tam tersi geçerli.

                [/quote]
                Gördüğünüz bir şelere bakarak akıl yürütüyorsunuz. Teknik olarak farklı değil Allah inancı. Yani insanlar evrenin mükemmeliyetine bakarak akıl yürütüp Allahın varlığına inanabilir.O halde sizin Allah'a gözüyle görmediği halde inandıkları için eleştirdiğiniz nokta sizin inançsızlığızın temel mantığıyla aynı oluyor. Bu çelişikiye ne diyeceksiniz acaba?
                nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
                noktayı koyacak olan sensin anlasana
                ...

                Yorum


                  #23
                  Ynt: Ateistlere bir soru

                  Gördüğünüz bir şelere bakarak akıl yürütüyorsunuz. Teknik olarak farklı değil Allah inancı. Yani insanlar evrenin mükemmeliyetine bakarak akıl yürütüp Allahın varlığına inanabilir.O halde sizin Allah'a gözüyle görmediği halde inandıkları için eleştirdiğiniz nokta sizin inançsızlığızın temel mantığıyla aynı oluyor. Bu çelişikiye ne diyeceksiniz acaba?
                  Sayın meshedi313 ,

                  Sizin mantık yürütmenizle ,benim mantık yürütmem arasında bir paralellik varmış,ikisi birbirinden farklı değilmiş gibi yazmışsınız.
                  Siz evrene bakarak bu kendi kendine olamaz,mutlaka bir yaratanı var diyorsunuz.Ama bu bir inanç ve deliliniz yok.
                  Oysa ben maddeye bakarak onun sürekli dönüşüm ve değişim geçirdiğini ama asla yok olmadığını görüyorum.Yani elimde madde var.Maddenin özelliklerine bakıp,herşeyin nedenin madde olduğunu söylüyorum.
                  Sizin elinizde ise hiç bir şey yok.Sadece bu evren kendi kendine olamaz iddiası bir ön kabüldür.
                  Ve ispatlanmaya ihtiyacı var bu ön kabulün.

                  Yorum


                    #24
                    Ynt: Ateistlere bir soru

                    hacı yazını okudumda sen sürekli maddem var diorsun peki o evrene ilk maddeyi yollayan kimdi?

                    Yorum


                      #25
                      Ynt: Ateistlere bir soru

                      hacı yazını okudumda sen sürekli maddem var diorsun peki o evrene ilk maddeyi yollayan kimdi?
                      Maddeyi birinin gönderdiğine dair deliliniz nedir?
                      Neden biri maddeyi göndermiş olsun?

                      Bilindiği üzere madde yok olmamaktadır.Geğişim-dönüşüm geçirmekte ama asla yok olmamaktadır.
                      Örneğin:
                      Mehmetaslan hücrelerden oluşmuş canlı bir yapıdır.Allah gecinden versin bir gün öldüğünde bu hücreler bozunuma uğrayacak ve yeryüzüne dağılacak.Peki bu hücreyi oluşturan şey nedir.Özünde atom'dur.Konuyu basit tutmak için burada atomaltı parçacıklara girmiyorum.Bu atomlar dünyamızda serbestçe dolaşacaklardır.Şimdi ne oldu.Madde hücreyken bozunup,bir kelebekte,birböcekte yeniden dolaşıma tabi oldu.Ama atomlar yine aynı atom.Hiç bir şey değişmedi.
                      Bu durumda şöyle bir çıkarım yapabilirim.Madem madde yok olmuyor,o halde hep vardı.Evrende maddenin olmadığı,evrenin boş olduğu,bir hiçlik ve boşluk anı hiç yaşanmadı.
                      Daha öncede söyledim.Bu durumda ''maddeyi kim yarattı sorusu sorulamaz.Saçma bir sorudur.Çünkü hep var ve var olacak.
                      Bu durumda asıl sorulması gereken soru şudur.

                      Madde neden var?

                      Cevap mı istiyorsun.

                      Bende bilmiyorum.

                      Yorum


                        #26
                        Ynt: Ateistlere bir soru

                        [quote author=hacı link=topic=7933.msg52105#msg52105 date=1252014494]
                        Siz evrene bakarak bu kendi kendine olamaz,mutlaka bir yaratanı var diyorsunuz.Ama bu bir inanç ve deliliniz yok.
                        Siz bir binayı gördüğünüzde o binanın mühendisini görmenize gerek yoktur. Binadaki mimari yapının görülmesi bunun için o binanın birileri tarafından yapıldığını iddia etmek için yeterlidir. Biz bu evrende bu mükemmeliyeti gördük. Ama sizin soruya cevap verememeniz insandaki bütün herşeyin olması gerektiği yerde olduğunu bir kusurun olmadığını, bununda bilinçli bir tasarım olduğunu gösteriyor. Bizim delilimiz mükemmel bir tasarım olduğudur. Asıl delili olmayan sizsiniz. Bizim inanmamız için bir nedenimiz var, ama sizin inanmamanız için bir deliliniz yok. Olsaydı bu soruyu cevablamanız gerekirdi.

                        İddianızı maalesef en gelişmiş labaratuvarlarda dahi yapamıyorsunuz. Neden insanlar göz nakli için illede bir ölünün gözünü bekliyorlar. Neden tesadüfen iddia ettiğiniz gözü, böbreği, kalbi v.s. yapamıyorsuz? Oluşumunun nasıl olduğunu bilmediğiniz bir şeyin tesadüfen oluştuğunu nasıl iddia edilebilir. Oluşumunu bilmiyorsunuz çünkü aynı organı yapamıyorsunuz, nasıl oluştuğunu bilmediğin bir şeyi nasıl olurdu şu şekilde oluşmuştur gibi sanki oluşumunu biliyormuşcusuna cevap veriyorsunuz? Eğer bir şey mantıken tesadüfen oluşmuşsa tesadüfen oluşmuş bir şeyi yapmak insan tarafından kolay olması gerekir?


                        Ben bu soruya galiba ömrümün sonuna kadar asla ve asla cevap alamayacağım. Çünkü şuana kadar hiçbir ataist sitede alamadım.
                        Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

                        "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

                        Yorum


                          #27
                          Ynt: Ateistlere bir soru

                          [quote author=hacı link=topic=7933.msg52022#msg52022 date=1251990832]
                          Allah zamanı ve makanı yaratandır. Yani zaman mahlukat içidir Allah için zaman yoktur. Yani Allahbir şeyi beklemiş falan değildir.!
                          Bu bir inanç ve temeli bilimsel değil.Eğer Allah beklemedi diyorsan 3 milyar yaşında bir dinozor fosili bulman gerekir.Bulamazsan Allah beklemiş demektir.

                          Mescidi aksa beni yanıltmadı.İnsanın evrimine ilişkin fosil örnekleri verdim ama işine gelmediği için bakmamış bile.
                          [/quote]

                          güzel kardeşim fosil diye 15 - 20 tane bir link eklemişsin.yani sen şimdi benim sorularıma cevapmı vermişsin?

                          tekrar edeyim:

                          "dünyanın yaşının bilim adamlarınca 4.5-5 milyar civarında olduğunu düşünürsek ve her 50 milyon yılda bir,bir maymunun insana dönüştüğünü varsayarsak günümüzdeki insandan önce evrimin 89 farklı şekile bürünüp şimdiki insan halini alması gerekiyor. o zamanda akla şu geliyor "benim şimdiki halimden önceki 89 halime ait ayrı ayrı kalıntı,fosil var mı?"

                          bu sorumda sadece insan ırkını sormuşum.daha da açalım;

                          yılanın,farenin,kedinin,köpekbalığının,balinanın ve aklınıza gelen diğer tüm memelilerin 50 milyon yılda bir evrin geçirdiğini düşünerek şimdki hallerinden önceki 89 tane halini bizlere ispatlayın.kalıntıları,fosilleri bize gösterin. verdiğiniz linklerde 3-5 kafa tası var başka bir şey yok.sizde 0 3-5 kafatasına bakıp evrimi bize ispata çalışıyorsunuz. bize her bir canlının bir önceki halini ispat edemiyorsunuz.

                          diğer sorularıma da cevap alamadım henüz beniz güzel ateist evrimci arkadaşım.bakın onları yine soruyorum:

                          "hadi memelileri geçtim onların evrimi milyonlarca yıl sürüyor,peki bitkilerde gerçekleşen evrim var mı? yani bu evrim geçirip bitki olan bir canlı var mı? yada evrim geçirip insan olmaya karar veren ve olan bir ağaç var mı?

                          evrimin ilk başlagıçı olan canlı hangi süreçlerden geçerek yeryüzünde bir miktar insan,bir miktar bitki,bir miktar hayvan oldu?

                          bitki olurken biraz elma,biraz armut biraz vs vs vs nasıl oldu?

                          bunlara kendimi karar verdi? yoksa başkaları mı?"



                          ben burada özellikle şu soruma cevap bekliyorum:

                          evrimin ilk başlagıçı olan canlı hangi süreçlerden geçerek yeryüzünde bir miktar insan,bir miktar bitki,bir miktar hayvan oldu?


                          Yezid,bu yaptıklarınla ancak kendi derini yüzdün ve kendi etini parçaladın. Çok sürmeyecek;Peygamberin evlatlarının kanını akıtmak ve Ehl-i Beyt'ine saygısızlıkta bulunmakla yüklendiğin bu vebalin altında Peygamberin huzuruna çıkacaksın.Ogün Allah onları bir araya toplayacak ve haklarını alacaktır.

                          Yorum


                            #28
                            Ynt: Ateistlere bir soru

                            Bağdat şu aralar ne kadar karışıkta olsa yanlış hesap yine Bağdat'tan dönecektir.

                            "dünyanın yaşının bilim adamlarınca 4.5-5 milyar civarında olduğunu düşünürsek ve her 50 milyon yılda bir,bir maymunun insana dönüştüğünü varsayarsak günümüzdeki insandan önce evrimin 89 farklı şekile bürünüp şimdiki insan halini alması gerekiyor. o zamanda akla şu geliyor "benim şimdiki halimden önceki 89 halime ait ayrı ayrı kalıntı,fosil var mı?"
                            Değişimi sağlayan mutasyondur.89 farklı şekilde mutasyon olacağı sizin hayalinizdir.Gerçekte öyle bir şey yoktur.6-7 milyon yıllık süreçte 300 tane mutasyonda olabilir veye 5-6 tane mutasyonda olabilir.Bu canlının yaşadığı ortam,coğrafi koşul,iklim,beslenme,üreme,vs.ile değişiklikler gösterir.

                            Üstelik 4-4,5 milyar yıllık canlı fosili de yoktur.Canlılar basitten karmaşığa doğru evrilmiştir.Aksini iddia edeni ispata davet ediyorum.Benim şimdiki halimden önceki hallerimi gösteren fosil varmı? diye sormuşsunuz.Bende var dedim.Üstelik linkleride verdim.Anlamak için biraz çaba sarfetmenizi rica edeceğim.Çünkü ne söylersem söyleyiyim,ancak karşımdakinin anlayacağı kadarını anlatabilirim.

                            "hadi memelileri geçtim onların evrimi milyonlarca yıl sürüyor,peki bitkilerde gerçekleşen evrim var mı? yani bu evrim geçirip bitki olan bir canlı var mı? yada evrim geçirip insan olmaya karar veren ve olan bir ağaç var mı?
                            Bitkilerin evrimi ile birlikte diğer canlıların evrimini açıklayan bir site vereyim.Tübitak'tan önce inceleyin.Burada itiraz ettiğiniz noktalar varsa ona göre konuşalım.

                            http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bil...DevonYasam.htm

                            evrimin ilk başlagıçı olan canlı hangi süreçlerden geçerek yeryüzünde bir miktar insan,bir miktar bitki,bir miktar hayvan oldu?
                            İlk başlangıcı olan canlı nedemek?Yeryüzünde aynı anda hem insan,hem ağaç olan bir canlı ne demek?
                            Böyle olması gerektiğini nerden çıkarıyorsunuz?Yada evrimin böyle bir iddiası mı var?
                            Öyle elinizi her attığınız yerde herşeyin bir fosilini bulacağınızı mı zannediyorsunuz?
                            Bir yaprağın ömrü ne kadar.Fosilleşerek günümüze kalması için ne tür şartların oluşması gerektiği hakkında bir fikriniz var mı?(Ki buna rağmen bir çok yaprak fosili bulunmuştur)
                            Evrime bakıldığında basitten karmaşığa doğru geliştiği görülmüştür.3.5 milyar yaşında herhangi bir karmaşık organizma,ağaç yada hayvan yoktur.Bulursanız evrimi yıkarsınız.Nobel ödülünüde alırsınız.

                            Eğer evrenle birlikte dünyayı Allah yarattı ise,İnsanı yeryüzüne göndermek için neden 4.5 milyar yıl bekledi.
                            Yada dinazorları yaratmak için neden 4 milyar 250 milyon yıl bekledi?
                            Bak sorularına cevap verdim.
                            Sende benim şu iki soruma cevap ver.
                            Bekliyorum.

                            Yorum


                              #29
                              Ynt: Ateistlere bir soru

                              [quote author=hacı link=topic=7933.msg52153#msg52153 date=1252064213]
                              Bağdat şu aralar ne kadar karışıkta olsa yanlış hesap yine Bağdat'tan dönecektir.

                              "dünyanın yaşının bilim adamlarınca 4.5-5 milyar civarında olduğunu düşünürsek ve her 50 milyon yılda bir,bir maymunun insana dönüştüğünü varsayarsak günümüzdeki insandan önce evrimin 89 farklı şekile bürünüp şimdiki insan halini alması gerekiyor. o zamanda akla şu geliyor "benim şimdiki halimden önceki 89 halime ait ayrı ayrı kalıntı,fosil var mı?"
                              Değişimi sağlayan mutasyondur.89 farklı şekilde mutasyon olacağı sizin hayalinizdir.Gerçekte öyle bir şey yoktur.6-7 milyon yıllık süreçte 300 tane mutasyonda olabilir veye 5-6 tane mutasyonda olabilir.Bu canlının yaşadığı ortam,coğrafi koşul,iklim,beslenme,üreme,vs.ile değişiklikler gösterir.

                              Üstelik 4-4,5 milyar yıllık canlı fosili de yoktur.Canlılar basitten karmaşığa doğru evrilmiştir.Aksini iddia edeni ispata davet ediyorum.Benim şimdiki halimden önceki hallerimi gösteren fosil varmı? diye sormuşsunuz.Bende var dedim.Üstelik linkleride verdim.Anlamak için biraz çaba sarfetmenizi rica edeceğim.Çünkü ne söylersem söyleyiyim,ancak karşımdakinin anlayacağı kadarını anlatabilirim.

                              "hadi memelileri geçtim onların evrimi milyonlarca yıl sürüyor,peki bitkilerde gerçekleşen evrim var mı? yani bu evrim geçirip bitki olan bir canlı var mı? yada evrim geçirip insan olmaya karar veren ve olan bir ağaç var mı?
                              Bitkilerin evrimi ile birlikte diğer canlıların evrimini açıklayan bir site vereyim.Tübitak'tan önce inceleyin.Burada itiraz ettiğiniz noktalar varsa ona göre konuşalım.

                              http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bil...DevonYasam.htm

                              evrimin ilk başlagıçı olan canlı hangi süreçlerden geçerek yeryüzünde bir miktar insan,bir miktar bitki,bir miktar hayvan oldu?
                              İlk başlangıcı olan canlı nedemek?Yeryüzünde aynı anda hem insan,hem ağaç olan bir canlı ne demek?
                              Böyle olması gerektiğini nerden çıkarıyorsunuz?Yada evrimin böyle bir iddiası mı var?
                              Öyle elinizi her attığınız yerde herşeyin bir fosilini bulacağınızı mı zannediyorsunuz?
                              Bir yaprağın ömrü ne kadar.Fosilleşerek günümüze kalması için ne tür şartların oluşması gerektiği hakkında bir fikriniz var mı?(Ki buna rağmen bir çok yaprak fosili bulunmuştur)
                              Evrime bakıldığında basitten karmaşığa doğru geliştiği görülmüştür.3.5 milyar yaşında herhangi bir karmaşık organizma,ağaç yada hayvan yoktur.Bulursanız evrimi yıkarsınız.Nobel ödülünüde alırsınız.

                              Eğer evrenle birlikte dünyayı Allah yarattı ise,İnsanı yeryüzüne göndermek için neden 4.5 milyar yıl bekledi.
                              Yada dinazorları yaratmak için neden 4 milyar 250 milyon yıl bekledi?
                              Bak sorularına cevap verdim.
                              Sende benim şu iki soruma cevap ver.
                              Bekliyorum.


                              [/quote]


                              dön dolaş işin içinden çıkamayınca mutasyonla herşeyi hallet.

                              kardeş, olabilirlerle işi çözmeye kalkıyorsunuz. canlı yaşadığı yermiş,coğrafi özellikler miş geç bunları. 3-5 tane kafa tasını önümüze getirip "aha bizim atamız" diyerek kimseyi ikna edemezsiniz. evrimiin milyonlarca yılda bir gerçekleştiğini söyleyen sizsiniz. bende kaba taslak 50 milyon yılda bir evrimleşen ilk atamın(!!!) kalıntılarını - fosillerini sordum size. Sizki görmediğiniz Allah'a inanmazken görmediğiniz kalıntılara-fosillere nasıl inanıyorsunuz? "efendim o fosillerin şimdiye kadar kalması mümkün olmayabilir" ben bilem kardeş "GÖRMEDİĞİME İNANMAM" TIPKI SİZİN GİBİ...

                              Verdiğiniz linkelere baktım 3-5 tane kafa tası. ve siz o kafa taslarını bizim önceki hallerimiz olduğu iddiasındasınız. 4.5 milyar yılda bir 3-5 tane evrim mi geçirmiş bizim atalarımız(!!!). o zaman evrim süreci milyon değil milyar yılda bir olur canım kardeşim. karar verin artık milyon yılda mı milyar yılda mı evrinleşiyorsunz.


                              güzel kardeşim şu evrim dediğin iş durup dururken olmamıştır demi? bunun bir başlangıcı ,bu başlangıcı sağlayan bir canlı vardır demi? en azından memeli gruba giren hayvanat ve insanların atası sayılan bir canlı vardır demi? o canlı süreç içinde evrim geçirip biraz insan biraz hayvan, hayvanardan da biraz köpek,biraz kedi,biraz balina,biraz vs vs olmuştur demi? işte benim de merak ettiğim tam bu nokta.o canlı hangi süreçleri geçirip bu kararları vermiştir? bu kadar çok türe ayrılmaya nasıl karar vermiştir?

                              burada şunuda düşünebliriz : acaba evrim süreçi içerisinde yarı köpek yarı evrin geçiren canlı -bunu diğer örneklerle artırabiliriz- kalıntısı-fosili var mı? diyorsunuz ki yok. yoksa olmayan şeye niye inanıyorsunuz. Yoksa evrimin Şeriati yok diye buna inanmak daha mı kolay geliyor?
                              Yezid,bu yaptıklarınla ancak kendi derini yüzdün ve kendi etini parçaladın. Çok sürmeyecek;Peygamberin evlatlarının kanını akıtmak ve Ehl-i Beyt'ine saygısızlıkta bulunmakla yüklendiğin bu vebalin altında Peygamberin huzuruna çıkacaksın.Ogün Allah onları bir araya toplayacak ve haklarını alacaktır.

                              Yorum


                                #30
                                Ynt: Ateistlere bir soru

                                [quote author=hacı link=topic=7933.msg52105#msg52105 date=1252014494]
                                Gördüğünüz bir şelere bakarak akıl yürütüyorsunuz. Teknik olarak farklı değil Allah inancı. Yani insanlar evrenin mükemmeliyetine bakarak akıl yürütüp Allahın varlığına inanabilir.O halde sizin Allah'a gözüyle görmediği halde inandıkları için eleştirdiğiniz nokta sizin inançsızlığızın temel mantığıyla aynı oluyor. Bu çelişikiye ne diyeceksiniz acaba?
                                Sayın meshedi313 ,

                                Sizin mantık yürütmenizle ,benim mantık yürütmem arasında bir paralellik varmış,ikisi birbirinden farklı değilmiş gibi yazmışsınız.
                                Siz evrene bakarak bu kendi kendine olamaz,mutlaka bir yaratanı var diyorsunuz.Ama bu bir inanç ve deliliniz yok.
                                Oysa ben maddeye bakarak onun sürekli dönüşüm ve değişim geçirdiğini ama asla yok olmadığını görüyorum.Yani elimde madde var.Maddenin özelliklerine bakıp,herşeyin nedenin madde olduğunu söylüyorum.
                                Sizin elinizde ise hiç bir şey yok.Sadece bu evren kendi kendine olamaz iddiası bir ön kabüldür.
                                Ve ispatlanmaya ihtiyacı var bu ön kabulün.
                                [/quote]
                                fosillerden maddeye mi geliyoruz? Neyse bu açıdan da baksak sonuçta elinizdeki verilere bakarak bir yorum yapıyorsunuz. sonuçta görmediğiniz şeyler hakkında yorum yapıyorsunuz. Bu konua inatlaşmamalısınız. Ortada bir ispat yok sadece bir yorum var ve bunu sizin gibi çok arkadaş itiraf etti!

                                Maddenin hep var olduğunu var sayıyorsunuz ve bundan çıkarak yorumlar yapıyorsunuz ve ilk madde nereden geldi gibi bir soruyu ilk soru ile çeliştiği için ret ediyorsunuz. O halde maddenin hep var olduğunun somut delili nedir? Bana atomlardan bahsetme şimdi parçalar bütünü ifade etmez! Ruh yoktur onlarda! Varlığı varlık yapan ondaki ruhtur! Ruhun varlığı da zaten hayatı anlamlı kılıyor. Hayatı anlamlı kılan ve kolaylaştıran her şey bizi Tanrının varlığının delillerine götürüyor. Siz sadece inat ediyorsunuz.
                                nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
                                noktayı koyacak olan sensin anlasana
                                ...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X