Prof.Dr. Arif SARSILMAZ
Bazen gazetelerde okur veya TV'deki bir haber programında “Beşinci kattan düşen çocuk ölmedi! veya düşen uçaktan burnu kanamadan kurtuldu!” gibi normal(alışık olduğumuz) fizik, kimya ve biyoloji kanunlarıyla izah edilemeyen hadiseleri duyar, daha sonra da buna karşı bir sürü bilim adamının (!) yarış edercesine meseleye bilimsel (!) açıklamalar getirmeye çalışmasını basın-yayın organlarından şaşkınlıkla takip ederiz.
Aşırı zorlamalarla ve tekellüflerle girişilen sözde açıklamaların bütün gayesi, mucize diye birşey olamayacağı ve herşeyin muhakkak maddî bir sebep-netice münasebeti ile ortaya çıkması gerektiğini -güya- ispatlamaktır. Tabii bunun arkasından da Mukaddes Kitaplarda mucize olarak bahsedilen, harikulade tabiat hadiselerini ya paranormal hâdiseler veya aslı astan olmayan uydurma haberler şeklinde reddetmek gelir.
Hâlbuki bilimi mucizelere karşı bir delil olarak kullanmak mantıkî yönden geçerli değildir ve bu davranışın bizzat bilimin aleyhine bir şekilde neticelenmesi daha muhtemeldir. Zira mucizelerin olabileceğine inanmak, olmadığına inanmak kadar bir tercih ve inanç meselesidir. Neticede bilimin izah adına acziyetini itiraf ettiği durumlar, kendi sahasını zorlamanın bir cezası olarak yine bilime fatura edilecektir.
Bazen gazetelerde okur veya TV'deki bir haber programında “Beşinci kattan düşen çocuk ölmedi! veya düşen uçaktan burnu kanamadan kurtuldu!” gibi normal(alışık olduğumuz) fizik, kimya ve biyoloji kanunlarıyla izah edilemeyen hadiseleri duyar, daha sonra da buna karşı bir sürü bilim adamının (!) yarış edercesine meseleye bilimsel (!) açıklamalar getirmeye çalışmasını basın-yayın organlarından şaşkınlıkla takip ederiz.
Aşırı zorlamalarla ve tekellüflerle girişilen sözde açıklamaların bütün gayesi, mucize diye birşey olamayacağı ve herşeyin muhakkak maddî bir sebep-netice münasebeti ile ortaya çıkması gerektiğini -güya- ispatlamaktır. Tabii bunun arkasından da Mukaddes Kitaplarda mucize olarak bahsedilen, harikulade tabiat hadiselerini ya paranormal hâdiseler veya aslı astan olmayan uydurma haberler şeklinde reddetmek gelir.
Hâlbuki bilimi mucizelere karşı bir delil olarak kullanmak mantıkî yönden geçerli değildir ve bu davranışın bizzat bilimin aleyhine bir şekilde neticelenmesi daha muhtemeldir. Zira mucizelerin olabileceğine inanmak, olmadığına inanmak kadar bir tercih ve inanç meselesidir. Neticede bilimin izah adına acziyetini itiraf ettiği durumlar, kendi sahasını zorlamanın bir cezası olarak yine bilime fatura edilecektir.
Yorum