Hareket ve Yürüyüş Bakımından Maymun ve İnsan

[gulistan_2]

Ziya AYDIN

EVRİM SPEKÜLASYONDAN ÖTEYE GEÇMEZ.

Canlı varlıkların ortak bir soydan başlayarak değişikliklere uğraya uğraya, bugünkü şekillerini aldıkları görüşünden kaynaklanan evrim düşüncesi, Eski Yunan'a kadar dayanır. Ancak o günden bu güne evrim teorisi oldukça değişik şekillerde savunulmuştur. Şu kat'îdir ki evrim düşüncesinin temelinde tamamen tesadüf ve şans mefhumu yatmaktadır. Fakat biz de iyi biliyoruz ki kâinatta tesadüfe yer yoktur. Herşey tek elden çıkmıştır ve Sonsuz Kudret Sahibinin eseridir. Ve evrim açısından en çok üzerinde tartışılan problem insanın orijinidir.

İnsanoğluna hayvanlar arasında uygun bir ataform bulma gayretlerinin ortaya koyduğu araştırmalar, milyonlarca yıl önce yaşamış, oldukça farklı yaşama ve beslenme tarzı sergileyen birçok maymun veya maymun benzeri hayalî türün ortaya çıkarılmasına sebep olmuştur. Hattâ o hale getirilmiştir ki "evrim" deyince, artık akla ilk gelen şey, insanın maymundan gelmiş olduğu iddiasıdır. Çoğu zaman, bu iddiaların dayandığı delillerin ne olduğu ortaya konmadan, tabiri caizse bir nakarat halinde, insanın maymundan geldiği tekrarlanır. Konunun objektif olarak değerlendirilebilmesi bu husûstaki yayınların yakından tetkiki ile mümkün olacaktır. İşte bu konu ile alâkalı objektif bir araştırma olarak gördüğümüz, insan ve maymunun hareket ve yürüyüş husûsiyetlerini karşılaştıran bir incelemeyi sunuyoruz:

"Hep kafama takılmıştır. Gerçekten insanoğlu, maymun soyundan evrimleşerek mi gelmiştir? Deliller elle tutulur deliller midir? Uzun yıllar düşündüm ve bilhassa bu iki canlının hareket ve davranış özelliklerini detaylı olarak incelemeye aldım. Ve gerçeği buldum" diyen Paris İlim Araştırma Merkezi'nden (CNRS) uzman biyolog Chiristine Tardieu, bu araştırmasıyla mühim bir hakikati gözler önüne sermektedir.

Biyolog Tardieu, insan ve maymundaki yürüyüş tarz ve şekli ile yürürken sağlanan denge; kollar ve bacaklar ile vücudun koordineli ve ölçülü hareketlerini bilgisayar yardımıyla sık aralıklarla deneye tâbi tutmuştur. Seçtiği deneklere dar, beyaz bir elbise giydirir. Elbisenin üzerinde bilgisayarın, hatları daha net görebilmesi için önemli noktalar çizilmiştir. Birkaç defa tekrar etmek suretiyle, her defasında 8 metre yürütülürler. Biyolog Tardieu dört ayrı yönden, saniyede altı defa çekim yapabilen fotoğraf makinesi kullanır.

[gulistan_2]

Ynt: Hareket ve Yürüyüş Bakımından Maymun ve İnsan

DENGEDE YOL AYRIMI

Tardieu, elindeki bu fotoğraf ve bilgisayar dökümanlarıyla, beklediği neticeyi elde eder. Buna göre, insandaki yürüyüş şekli âhenkli, koordineli, ölçülü, yani tam manasıyla, dengeli yürümeye misal teşkil etmektedir. Nasıl mı? İlk olarak sağ bacağını öne atıp ayağını yere bastığında, sol bacak yerden kalkarak harekete geçer. Gövde de aynı anda, henüz yere basan bacağın yönünde hareket eder ve harekete geçen sol bacağı da öne doğru sürükler. Sol bacak da öne atılır, ayak yere basar ve bu tarz yürüyüş, aynı şekilde dengeli ve nizamî olarak dönen çark misali devam eder. Kollar da bu yürüyüşe paralel ve dengeli bir şekilde ileri geri sallanır. Rastgele sarkma ve sallama yoktur. Vücudun yükü sadece bacaklara binmez; yani vücudun ağırlığı kollar ve bacaklar vasıtasıyla oranlı ve düzenli bir şekilde paylaşılır. Kaslar ise bu durumda çok az güç harcarlar. Dolayısıyla insan zorlanmaz ve kısa sürede yorulmaz.

Gelelim maymunun yürüyüş tarzına. Maymun yürürken paytak paytak, sanki ip cambazları gibi raksederek yürür. Adımlarını rastgele atar. Dik yürüyemediğinden aşırı derecede kırılmış diz, bükük kalça ve gövde ile insana nazaran çok fazla enerji ve güç sarfeder. Dizlerinin üzerinde dik vaziyette rahatça durabilmeleri mümkün değildir. Öne doğru eğik şekilde yürürler ki bu durumda vücudun ağırlık noktası belkemiğinden kalça üzerine binmektedir. Bu sebeple de insanlar gibi rahat bir şekilde fazla bir yol katedemezler. Çabuk yorulurlar, dolayısıyla kısa süreli yürüyüşü tercih ederler. Uzun ve ağır kollar da sanki boşlukta sallanır gibi ölçüsüzce ileri geri gider gelir ve yürüyüş ile paralellik arzetmez.

Birçok araştırma göstermiştir ki hayatlarının büyük bir bölümünü ağaçlarda geçiren bu maymunlar yolda yürümek için yaratılmamıştır. Yürümek zorunda kaldığında ölçü bozulur, tabiî insana kıyasla. Dolayısıyla maymun yerde iki ayaklı rahat hareket etme kabiliyetine sahip değildir. Canlının anatomisi, fizyolojisi ve dolayısıyla hareket şekli genetik yapısına bağlıdır. Bu durumda genetik yapının elvermediği hareket şekli mevzubahis olamaz. Genetik yapıdan bağımsız olarak kazanılacak hareket tarzı ise bir sonraki nesile geçemeyeceği için hem anlamsız olacak hem de beraberinde birçok problemler getirecektir.

[gulistan_2]

Ynt: Hareket ve Yürüyüş Bakımından Maymun ve İnsan

HİPERTANSİYON

Rusya'da iki bilim adamı, ayak üzerinde dengeli hareket tarzı ile ilgili araştırmalarında, yüksek tansiyonun en önemli sebebi olarak, insanın tabiî yapısını gösterdiler ve ayakta durmanın kan basıncı üzerindeki tesirini keşfettiler. Vücudun dik durması, kan basıncının normal seviyede seyretmesini sağlar. Ancak maymunlarda ise durum tam tersidir. İki ayak üzerinde durmaları ve dik yürümeleri halinde, kısa sürede kan basınçlarının yükseldiği ve hattâ bazılarının iki yıl sonra hipertansiyon krizinden öldükleri görülmüştür. Bu da insanla maymun arasındaki fizyolojik farklılığı açıkça ortaya koymaktadır.

Böylece Tardieu, maymun ile insan arasında benzerlik arzeden geçişlerin olmadığını, hiçbir şekil, tarz ve harekette geçişi sağlayacak bir benzerliğin bulunmadığını göstermiştir. Çünkü İnsanda açıkça görünen şuurlu bir denge ve ölçü hakimdir.