Yazar: Çağlar Küçük
Charles Darwin'in "Türlerin Kökeni" üzerine yaptığı araştırmalar, doğa bilimcileri tarafından devrim olarak nitelendirilmiştir. Ancak 19. yüzyıldaki bu biyolojik gelişmeler 20. yüzyılın siyasi gelişmelerinde katalizör görevi gördü. Charles Darwin kaynaklı görüşler toplum bilimciler tarafından topluma uyarlandı.
Charles Darwin’in ‘Doğal elenme yoluyla türlerin kökeni’ yapıtındaki varoluş için mücadele, en uygun olanların sağ kalması, doğal ayıklama ve daha birçok görüş 20. yüzyılın siyasi olaylarını derinden etkiledi. Toplum bilimciler tarafından öne sürülen belli başlı görüşler şunlardı:
Rekabet: Hayvanlarda olduğu gibi insanlar arasında da bir yaşam mücadelesi bulunmakta.
Kötü yaratılmışlar sadece tüketici konumda bulunmakta, evrimi yavaşlamakta, rekabet edemedikleri için yoksul bir yaşam sürmekte hatta ölmeleri gerekmektedir.
Eugenlik: Evrim için en uygun olanların çiftleştirilmesi gerekir.
Aptalların, delilerin, sakatların çocuk sahibi olmaları engellenerek evrim süreci daha da hızlandırılmalıdır.
Türler arasındaki yaşam mücadelesi toplumlara uyarlanarak ırklar arası bir mücadele vurgulanmıştır.
Savaşta bir grubu yenen diğer grup kendisinin yenilen gruba nazaran yaşam mücadelesi için daha uygun olduğunu göstermiştir.
Yenen grup yenilen grubun yaşam alanını istila etme hakkını elde etmiş ve burada kendisi gibi üstün bireylerin burada yaşamasının daha uygun olacağını ispat etmiştir.
Ancak 19. yüzyıldaki bu yorumlamalar, 20.yüzyılı insanlık için cehenneme çevirecek temeli oluşturdular. 20.yüzyılda resmi rakamlara göre 50 milyon insan savaşlarda hayatını kaybetti.
Charles Darwin'in "Türlerin Kökeni" üzerine yaptığı araştırmalar, doğa bilimcileri tarafından devrim olarak nitelendirilmiştir. Ancak 19. yüzyıldaki bu biyolojik gelişmeler 20. yüzyılın siyasi gelişmelerinde katalizör görevi gördü. Charles Darwin kaynaklı görüşler toplum bilimciler tarafından topluma uyarlandı.
Charles Darwin’in ‘Doğal elenme yoluyla türlerin kökeni’ yapıtındaki varoluş için mücadele, en uygun olanların sağ kalması, doğal ayıklama ve daha birçok görüş 20. yüzyılın siyasi olaylarını derinden etkiledi. Toplum bilimciler tarafından öne sürülen belli başlı görüşler şunlardı:
Rekabet: Hayvanlarda olduğu gibi insanlar arasında da bir yaşam mücadelesi bulunmakta.
Kötü yaratılmışlar sadece tüketici konumda bulunmakta, evrimi yavaşlamakta, rekabet edemedikleri için yoksul bir yaşam sürmekte hatta ölmeleri gerekmektedir.
Eugenlik: Evrim için en uygun olanların çiftleştirilmesi gerekir.
Aptalların, delilerin, sakatların çocuk sahibi olmaları engellenerek evrim süreci daha da hızlandırılmalıdır.
Türler arasındaki yaşam mücadelesi toplumlara uyarlanarak ırklar arası bir mücadele vurgulanmıştır.
Savaşta bir grubu yenen diğer grup kendisinin yenilen gruba nazaran yaşam mücadelesi için daha uygun olduğunu göstermiştir.
Yenen grup yenilen grubun yaşam alanını istila etme hakkını elde etmiş ve burada kendisi gibi üstün bireylerin burada yaşamasının daha uygun olacağını ispat etmiştir.
Ancak 19. yüzyıldaki bu yorumlamalar, 20.yüzyılı insanlık için cehenneme çevirecek temeli oluşturdular. 20.yüzyılda resmi rakamlara göre 50 milyon insan savaşlarda hayatını kaybetti.
Yorum