Her zaman kesin bir dayanak olarak kabul ettiğimiz bilim, bazen olağanüstü yanılgılarla karşılaşıyor. Fakat, bunun gerçek nedeni yine insandır, insanlar bilim adamıda olsalar, olağanüstü hatalar da yapabiliyorlar.
* Ünlü İngiliz bilim adamı Roger Bacon (1214-1294) daha 13. yüzyılda yelkenli bir kızak yapmayı düşünmüştü. Bu konudaki düşüncelerini açıklarken de: “Uçma makineleri de yapılabilir. Örneğin ortaya oturan bir adam çarkı çevirerek kuşların kanatlarına benzeyen özel birtakım kanatlan harekete geçirirse havaya yükselebilir” demişti. Bu sözlerinden ötürü kilise yakasına yapışmış ve sihirbazdır diye uzun yıllar onu takip ederek, tutuklatmıştır.
* Lavoisier (1743-1784) ise havayı analiz etmiş, onun basit bir şey olmadığını ortaya koymuştu. Bu keşif de bir hiddet fırtınası doğurmuş, ağır hakaretlere uğramasına neden olmuştu. Ona saldıranlar arasında yine bir bilim adamı olan Areometre’in kâşifi akademi üyesi kimyacı Baume da vardı. Baumebu keşif için: “Esas unsurlar veya cisimlerin eczaları asırlardan beri her millet tarafından incelenmiş, araştırılmış ve tespit edilmiştir. İki bin yıldan beri basit bir cisim, bir unsur olarak tanınan şeyleri bugün mahlut (karışık) veya mürekkep (birleşik) cisimler kategorisine sokmak manasızdır. Bu kabil tecrübelere ciddi nazarıyla bakılamaz” demişti.
* 18. yy’ın sonlarında Fransa’da bir meteor havadayken görülmüş, yere düştüğünde çıkardığı ses duyulmuş ve gidip bulunduğunda da henüz sıcak olduğu tespit edilmişti. Bu taş tüm bu açıklamalarla birlikte incelenmek için Akademi’ye verilmiş, yüzlerce görgü tanığının imzasını taşıyan bu açıklamaya rağmen kendisinden demin söz ettiğimiz meşhur Lavoisier, yazdığı raporda gökyüzünden taş düşmesinin imkânsızlığını uzun uzun açıklamıştı.
* Kan dolaşımını keşfeden William Harvey (1578-1657) sadece ilim dünyasınca değil, mensup olduğu üniversite tarafından da alaya alınmıştı.
* “Loğusa humması”nın bulaşıcı karakterini keşfeden ve hatta buna göre önlemler alarak ölüm oranını en alt düzeye indiren meşhur Viyanalı Doktor Semmelweis’de (1818-1865) maddi sonuçlar da almış olmasına rağmen meslektaşlarının o kadar çok anlayışsızlığına ve o kadar çok alaylarına uğramıştı ki sonunda dayanamayıp üzüntüsünden delirmiş ve bir tımarhanede ölmüştür.
* Enerjinin sürekli olduğunu keşfeden Robert Mayer de (1814-1878) ilim dünyası tarafından o kadar şiddetli alaylarla karşılanmıştı ki öfkesinden kendisini pencereden atarak intihar etmişti.
* Havagazı ile aydınlanmanın mucidi Philippe Lebon o zamanın bilim adamlarını fitilsiz bir lambanın da yanacağına inandıramamış. Ancak ölümünden (1818) on dört yıl sonra ona inanmayanlar dahi geceleri bu buluş sayesinde aydınlanmışlardır.
* Graf von Ferdinand Zeppelin (183 8-1917) yönlendirilebilen balonu icat ederken bütün dünya onunla da alay etmişti. 1901′de Kiel’deki mühendisler toplantısında bu projesini açıkladığında deli muamelesi görmüştü. Fakat ne gariptir ki 1908′de başarılı ve görkemli deneylerle ilk Zeppelin balonunu dünyaya tanıttırınca düne kadar kendisini inkâr eden uygar dünyanın ilk düşündüğü şey savaşta bu yeni “silah”tan nasıl yararlanılabileceğini araştırmak oldu.
* Ünlü İngiliz bilim adamı Roger Bacon (1214-1294) daha 13. yüzyılda yelkenli bir kızak yapmayı düşünmüştü. Bu konudaki düşüncelerini açıklarken de: “Uçma makineleri de yapılabilir. Örneğin ortaya oturan bir adam çarkı çevirerek kuşların kanatlarına benzeyen özel birtakım kanatlan harekete geçirirse havaya yükselebilir” demişti. Bu sözlerinden ötürü kilise yakasına yapışmış ve sihirbazdır diye uzun yıllar onu takip ederek, tutuklatmıştır.
* Lavoisier (1743-1784) ise havayı analiz etmiş, onun basit bir şey olmadığını ortaya koymuştu. Bu keşif de bir hiddet fırtınası doğurmuş, ağır hakaretlere uğramasına neden olmuştu. Ona saldıranlar arasında yine bir bilim adamı olan Areometre’in kâşifi akademi üyesi kimyacı Baume da vardı. Baumebu keşif için: “Esas unsurlar veya cisimlerin eczaları asırlardan beri her millet tarafından incelenmiş, araştırılmış ve tespit edilmiştir. İki bin yıldan beri basit bir cisim, bir unsur olarak tanınan şeyleri bugün mahlut (karışık) veya mürekkep (birleşik) cisimler kategorisine sokmak manasızdır. Bu kabil tecrübelere ciddi nazarıyla bakılamaz” demişti.
* 18. yy’ın sonlarında Fransa’da bir meteor havadayken görülmüş, yere düştüğünde çıkardığı ses duyulmuş ve gidip bulunduğunda da henüz sıcak olduğu tespit edilmişti. Bu taş tüm bu açıklamalarla birlikte incelenmek için Akademi’ye verilmiş, yüzlerce görgü tanığının imzasını taşıyan bu açıklamaya rağmen kendisinden demin söz ettiğimiz meşhur Lavoisier, yazdığı raporda gökyüzünden taş düşmesinin imkânsızlığını uzun uzun açıklamıştı.
* Kan dolaşımını keşfeden William Harvey (1578-1657) sadece ilim dünyasınca değil, mensup olduğu üniversite tarafından da alaya alınmıştı.
* “Loğusa humması”nın bulaşıcı karakterini keşfeden ve hatta buna göre önlemler alarak ölüm oranını en alt düzeye indiren meşhur Viyanalı Doktor Semmelweis’de (1818-1865) maddi sonuçlar da almış olmasına rağmen meslektaşlarının o kadar çok anlayışsızlığına ve o kadar çok alaylarına uğramıştı ki sonunda dayanamayıp üzüntüsünden delirmiş ve bir tımarhanede ölmüştür.
* Enerjinin sürekli olduğunu keşfeden Robert Mayer de (1814-1878) ilim dünyası tarafından o kadar şiddetli alaylarla karşılanmıştı ki öfkesinden kendisini pencereden atarak intihar etmişti.
* Havagazı ile aydınlanmanın mucidi Philippe Lebon o zamanın bilim adamlarını fitilsiz bir lambanın da yanacağına inandıramamış. Ancak ölümünden (1818) on dört yıl sonra ona inanmayanlar dahi geceleri bu buluş sayesinde aydınlanmışlardır.
* Graf von Ferdinand Zeppelin (183 8-1917) yönlendirilebilen balonu icat ederken bütün dünya onunla da alay etmişti. 1901′de Kiel’deki mühendisler toplantısında bu projesini açıkladığında deli muamelesi görmüştü. Fakat ne gariptir ki 1908′de başarılı ve görkemli deneylerle ilk Zeppelin balonunu dünyaya tanıttırınca düne kadar kendisini inkâr eden uygar dünyanın ilk düşündüğü şey savaşta bu yeni “silah”tan nasıl yararlanılabileceğini araştırmak oldu.
Yorum