Aynaya Yakından Bakmak

[gulistan_2]

[color=rgb(102, 102, 102)]Aynanın büyük olmasına gerek yok. Kocaman bir boy aynasına baktığınızda gördüklerinizle küçücük bir ayna kırığına yakından bakmanız arasında hiç bir fark yoktur. Aynaya yakından bakarsanız aynı büyük görüntüyü alırsınız. Ayna iki boyutlu bir düzlem olmakla beraber üç boyutu da gösterir. Bir üst boyutu kapsar. Gösterir. Derinliğin farkına varırsınız. İki boyutta üç boyutu hatta dördüncüsü olan zamanı görürsünüz.[/color]
[/color][color=rgb(102, 102, 102)]Çıplak insan gözü ortalama 600 metreden daha uzakta olan bir başka insanın görüntüsünü fark edemez. Uzaktan baktığınızda hiç göremediğiniz halde orada başka birisi vardır. Onu göremiyor olmanız onun olmadığı anlamına gelmez. Yaklaştığında bir nokta belirir önce. Sıfır boyuttadır. Sonra bir çalı ya da sopa gibi bir çizgi haline gelir. Artık bir boyutu vardır. Kısacık bir çizgi olmuştur. Hareket ederse zamanı da eklersiniz. Biraz daha yaklaşın ya da o yaklaşsın gördüğünüz şey artık genişliği ve yüksekliği olan bir insan silüetidir. Düzlem oluşmuş iki boyutlu bir hal almıştır. Hareket ederse zamanı da eklersiniz. Biraz daha yaklaştığında insanın bir derinliği olduğunu da anlarsınız. Yaklaştıkça uzuvlarını, kolunu bacağını, yüz rengini, kaşını, gözünü görmeye başlarsınız. Üç boyutludur artık. Hareket ettikçe zamanını da eklersiniz. Dört boyutlu hale gelir. Daha da yaklaşsın. Öyle ki neredeyse gözünüzün içine girercesine. Gördüğünüz şeyin ne eni ne boyu ne de hacmi kalmaz. Uzuvları göremez derinliğini hissedemezsiniz. Bu durum onun boyutları olmadığı anlamına gelmez. Size o kadar yakındır ki artık sizin görüş kabiliyetiniz onu görmenize bir engel teşkil etmiştir. Ama düşünürseniz, eğer düşünürseniz onun var olduğunu şüpheye mahal vermeyecek şekilde anlarsınız.[/color]

[gulistan_2]

Ynt: Aynaya Yakından Bakmak

Esasen Einstein’den beri ama özellikle seksenlerden beri üzerinde çalışılan bir teori var. Duymuş olanınız, Stephen Hawking’in kitaplarında okumuş olanınız ya da belgesellerden seyrederek az çok bilgi sahibi olmuş olanınız vardır. M teorisi. String (Tel) , Membrane (Zar) teorisi, Paralel Evrenler ve saire gibi teorilerinin bir anlamda birleştirilmiş hali. Doğruluğu ya da yanlışlığı veya kısmen doğruları olup olmadığı üzerinde halen çalışılıyor olsa da bize bir takım ip uçları ya da düşünme becerisi veren, bilgi noksanlıklarımız nedeniyle çok iyi kavrayamasak da bildiklerimizle harmanladığımızda doğru dokunakları olduğunu hissettiğimiz bir M (Herşeyin Teorisi) teorisi var. Bu teori evreni büyük patlama (big bang) öncesi de dahil olmak üzere bilimsel metedoloji ile açıklamaya çalışırken on boyut olduğunu ve yukarıdaki insan örneğinde olduğu gibi zamanı eklediğimizde toplam 11 boyut olduğunu iddia eden bir araştırma.

Eğer gerçekten doğruysa bile işte bu 11 boyutu bizim hali hazır duyu organlarımızla pratik olarak algılamamız olanaksız derecede zor görünüyor. Boyutların çoğu mikro seviyede. Ama bu seviye onların tüm boyutları ihtiva etmesinin önüne geçmiyor. Aynen aynalar gibi. Milimetrenin milyarda ve milyarda biri gibi bir küçüklükte bildiğimiz fizik kuralları işlemiyor artık. Parçacıklar aynı anda farklı mekanlarda olabiliyor. Gözle görülmeyecek derece küçük bir madde parçasına bile becerimizin ötesinde yakından bakabildiğimizi düşünürsek on bir boyutun farkına varmak yine imkan dahiline giriyor. Nasıl ki iki boyutlu bir düzlem olan aynaya baktığımızda üç boyut artı zamanı algılayabileceğimiz gibi. Fizik kurallarının alt üst olduğu bu boyutsallıkta bütün zamanların tekil olarak ve gelmiş geçmiş ve gelecek her şeyin aynı an’da zaten var olduğunu görebilecek kabiliyetteki gözün her şeyi görebileceğini neredeyse iddia bile edebiliriz. Tabii ki teorik olarak!

Kısaca özetlemek gerekirse bütün evreni belki de evrenleri anlayabilmek için o kadar uzaklara gitmekle en küçük parçacık seviyesine inmek arasında çok önemli bir fark yok. Maddenin özünde (en küçük enerji titreşiminde) bile bütün evrenin tüm bilgisinin zaten mevcut olduğu açığa çıkmış durumda. Jüpiter’e ya da uzak bir galaksiye gitmeden laboratuvar ortamında evrenin düzeni hakkında net açıklamalar yapılmaya başlanırken farklı kulvardaki teorilerin bile birleştiği görülüyor. Bu da M teorisini daha da güçlendiriyor.

-kalemzade-