[color=rgb(102, 102, 102)]Bilgisayarınızın ekranını hangi çözünürlükte kullanıyorsunuz? 1024×768 mi, 800×600 mü, 1280×1024 mü 1920×1200 mü…? Neyse çok önemi yok! Örneğin ekranınızda benim gibi 1280×800 piksel değerini tercih ettiğinizi düşünelim. Yani ekranınızı 1024000 (bir milyon yirmi dört bin) adet küçük kareye böldünüz. Şimdi bunların, yani bu karelerin hepsinin birden dikdörtgen bir ekranda olduklarını değil de yan yana asker gibi dizildiklerini düşünün. 1024000 tane küçük ekran peş peşe dizilmişler. Bu kadar çok kareye tek tek baktığınızda her birinde farklı renkler ve öyküler görürsünüz. Kimisinde mavi yoğun bir deniz, kimisinde yeşil bir çiçek yaprağı, bazen siyah bir arka plan parçası veya beyaz bir imleç zemini! Fakat tüm bunları zihninizde birleştirip büyük resmi görmeniz olasılık hesaplarının bile üstündedir. Bu kadar büyük bir yapboz yeteneklerimizi aşıyor olsa gerekir, üstelik sadece zihin yoluyla![/color]
[/color][color=rgb(102, 102, 102)]Şimdi tekrar bilgisayar ekranına dönelim. Bir milyonun üstünde görüntü veren kare var ve bu kareler saniyenin bilmem kaçta birinde bir de farklılaşıyor, renk ya da içerik değiştiriyor! 60 Hertz hızında bir ekranınızın olduğunu düşünelim. Her piksel için saniyede 60 farklı içerik (görüntü/renk) demektir bu. Bir milyon, bir saniyede oldu 60 milyon! Dakikada 4 milyara yakın, saatte 250 milyar, iki saatte 500 milyar civarında görüntüyü gözlerimizle analiz ediyoruz. Bir ya da iki saatlik izlediğimiz filimlerin piksellerini arka arkaya sıralayıp birini göremeden diğerine bakamayıp onlara tek tek gözümüzün değdiğini düşünelim. Bu yöntemle hiç bir şey anlamak mümkün değildir. Bir saniye içerisinde 60 milyon farklı yapboz parçasını birleştirip belki de sadece bir adım atan bir oyuncu görüyoruz. Ama bunlar önümüze birer milyonluk paketler halinde geldiği ve aynı anda bu bir milyonun hepsine birden baktığımız için görmekte sıkıntı duymuyor, oyuncunun koştuğunu fark ediyoruz. Eğer altmışar milyonluk paketler halinde ve onları gösterebilecek derinliğe sahip bir ekranda görebiliyor olsaydık oyuncunun altmış adımını birden görebilir, bir başka deyişle 60 saniyesini aynı olan tek bir anda takip edebilirdik. Bunu iki saat boyunca izlediğimiz filme uyarlarsak 500 milyar pikseli aynı anda görmüş ve filmin başını da sonunu da aynı anda izlemiş olurduk. Bir anda olup biterdi! Oysa pikseller sıralanmış şekilde, belli sayıda paketler halinde karşımıza geliyor ve biz katilin kim olduğunu anlayabilmek için filmin sonunu bekliyoruz.[/color]
[/color][color=rgb(102, 102, 102)]Şimdi tekrar bilgisayar ekranına dönelim. Bir milyonun üstünde görüntü veren kare var ve bu kareler saniyenin bilmem kaçta birinde bir de farklılaşıyor, renk ya da içerik değiştiriyor! 60 Hertz hızında bir ekranınızın olduğunu düşünelim. Her piksel için saniyede 60 farklı içerik (görüntü/renk) demektir bu. Bir milyon, bir saniyede oldu 60 milyon! Dakikada 4 milyara yakın, saatte 250 milyar, iki saatte 500 milyar civarında görüntüyü gözlerimizle analiz ediyoruz. Bir ya da iki saatlik izlediğimiz filimlerin piksellerini arka arkaya sıralayıp birini göremeden diğerine bakamayıp onlara tek tek gözümüzün değdiğini düşünelim. Bu yöntemle hiç bir şey anlamak mümkün değildir. Bir saniye içerisinde 60 milyon farklı yapboz parçasını birleştirip belki de sadece bir adım atan bir oyuncu görüyoruz. Ama bunlar önümüze birer milyonluk paketler halinde geldiği ve aynı anda bu bir milyonun hepsine birden baktığımız için görmekte sıkıntı duymuyor, oyuncunun koştuğunu fark ediyoruz. Eğer altmışar milyonluk paketler halinde ve onları gösterebilecek derinliğe sahip bir ekranda görebiliyor olsaydık oyuncunun altmış adımını birden görebilir, bir başka deyişle 60 saniyesini aynı olan tek bir anda takip edebilirdik. Bunu iki saat boyunca izlediğimiz filme uyarlarsak 500 milyar pikseli aynı anda görmüş ve filmin başını da sonunu da aynı anda izlemiş olurduk. Bir anda olup biterdi! Oysa pikseller sıralanmış şekilde, belli sayıda paketler halinde karşımıza geliyor ve biz katilin kim olduğunu anlayabilmek için filmin sonunu bekliyoruz.[/color]
Yorum