Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Philadelphia Deneyi

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Philadelphia Deneyi

    İkinci dünya savaşının en ateşli zamanları savaşın tarafları, durumu kendi lehlerine çevirmek için her türlü yolu deniyorlar. Bu deneylerden biri de maalesef sonu çok şaşırtıcı ve bir o kadar da acı biten Rainbow Project adıyla da bilinen 'Philadelphia deneyi'. Araştırma grubunun başında ve projeyi yürüten Bilim adamı, oşinograf, havacı, astronom, astrofizikçi, teorik fizikçi, matematikçi ve yazar, “Dr. Morris Ketchum Jessup”tur.

    Jessup, Birinci Dünya Savaşı'na çavuş rütbesiyle katılır; 1920'li yıllarda, Iowa ve Michigan Üniversiteleri'nde matematik ve kozmoloji öğrenimi görür. Daha sonra, bir araştırma ekibi ile gittiği Güney Afrika'da astronom olarak çalışırken keşfettiği “Çift Yıldızlar” ile adı astronomi tarihine geçer.
    Jessup araştırmalarını sürdürür ve Amerikan hükümetinin ikinci dünya savaşı sırasındaki gizli askeri araştırmalarından biri olan 'elektronik kamuflaj' deneyinin başında yer alır Daha önceleri ilk çalışmalar, Alternatif Elektrik Akımının mucidi olan Nikola Tesla'nın başında bulunduğu grup tarafından 1930 yılında başlatılmış, Deneyler sırasında bazı küçük parçalar kısa süreler için yok edilmiş ve sonra tekrar materyalize edilmiştir. Ancak Deneyin ne şartlarda uygulandığı ve uygulamanın kontrol prensipleri net olarak belirtilememiş ve açıklanmamıştır.

    Bu aşamada işe Einstein'in da adı karışmıştır şöyle ki; Tesla, Deneyin ve Teknolojisinin geliştirilmesi için Einstein'in yardımını istemiş ancak Einstein, Bu Teknolojinin İnsanlığa yarar getirmeyeceğini düşündüğünden katılmak istemediğini belirtmiştir.

    Chicago Üniversitesi ile Princeton Enstitüsü de 1939 yılında yaptıkları çalışmalar sonucunda çeşitli küçük materyali görünmez hale getirmeyi başarmışlar ve Bu Teknolojiyi İkinci Dünya savaşı sırasında A.B.D.'nin Resmi Mercilerine tanıtmışlardır

    Dr. Jessup yönetiminde başlanan projede Haziran 1943' de yapılan ilk deneyde sağlıklı sonuçlar alınmamasına rağmen ikinci ve final deneyinin yapılmasına karar verilir. Deneyde amaç Einstein'in çekim ve elektrik için oluşturduğu birleşik alanlar teorisinin avantajları kullanılarak elektronik kamuflaj sağlamaktır. Fakat deneyde ulaşılmak istenen noktanın ötesine geçilmiş ve amaçlanan hedef olan radarda görünmezliğin ötesinde, gemi tamamiyle ortadan kaybolmuş optik görünmezliğe ulaşmış ve sonra tekrar ortaya çıkmıştır. Deney S. S. Andrew Furuseth isimli şilepten gözlemlenmiştir. Ve bu gemide yazının ilerleyen bölümlerinde bahsedeceğimiz gayet ilginç kişilikler bulunmaktadır

    Olaylar dizisi gelişir ve en sonunda 28.10.1943 tarihinde uygulama USS Eldridge adlı gemide yapılır fakat burada ilginç olan husus deneyin boş gemi üzerinde değil üzerindeki mürettebatla beraber yapılacak olmasıdır.



    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    #2
    Ynt: Philadelphia Deneyi

    Deney için gemiye 75 KWA gücünde 2 adet dev jeneratör ve her biri 2 megawatt gücünde olan 2 adet CW ve son olarak 3000 adet güç arttırıcı tüp monte edilmiştir. Daha sonra deney başlar ve geminin etrafını yeşil bir sis dalgası kaplar, gemi bu sisler içinde yitip gider ve sonradan anlaşıldığına göre deneyin yapıldığı alana 640 kilometre mesafedeki Norfolk üssünde gözükür ve tekrar Philadelphia' da ortaya çıkar. Bu şaşkınlık esnasında şalterlerin indirilmesi emredilir ve deney güçlükle sona erdirilir. Hatta tayfalardan birisi olayı şöyle anlatmıştır.( yoruma girmeden söz konusu kişinin ağzından yazılmıştır) : -Bizim gemide bulunan üst rütbeli subaylar ve bilim adamları, korku ve heyecan içersinde soluklarını tutarak bu inanılmaz olayı seyrediyorlardı. Gemi ve personeli sadece radardan değil, gözlerimizin önünden yok olmuşlardı. Her şey planlandığı gibi olmuştu. 15 dakika sonra emir verildi ve jeneratörler durduruldu.

    Deneyin gemi üstündeki etkileri her ne kadar şaşırtıcı olsa da esas gariplikler gemi üzerinde yer alan mürettebatta görülmüştür. Sisler dağıldığında gemiye yaklaşanlar mürettebatın büyük kısmının tırabzanlardan sarktığını ve kustuğunu diğer mürettebatın kendini bilmez bir şekilde ortalıkta gezindiğini; Bazılarının vücutlarının bir kısmının saydam hale geldiğini, diğer bir kısmının ise kendilerine biri dokunana kadar donduğunu görürler. Ama herhalde en acıklısı bu yok olup geri gelme esnasında gemide hareket eden tayfalardan 5'inin başına gelenlerdir. Bu tayfalar geminin metaliyle bütünleşmiş 4'ü hemen ölmüş kurtarılabilen diğer tayfa aklını yitirmiş ve ömrünün kalanını akıl hastahanesinde geçirmek zorunda kalmıştır.

    Diğer tayfalardan bazılarının, donup kaldığını yukarıda belirtmiştik açıklamak gerekirse; bu mürettebat heykel gibi kaskatı kesilmektedirler. Bu donmalar, bazen bir kaç saniye, bazen saatlerce sürmektedir. Smith adındaki bir denizcinin donuşu ise 200 gün sürmüştür. Yemeden, içmeden, nefes almadan bu kadar uzun süre donup kalan Smith, kendine geldiğinde, bu süreyi 5 saniye gibi hissettiğini ve bu süre içinde elinde olmadan uzayda gezindiğini ve Dünya'yı dışardan seyrettiğini ifade etmiştir. Donan kişiler, kendi iradeleri ile hareket edememekte, yakınlarındaki kişilerin onlara dokunarak topraklamaları gerekmektedir. Daha sonra, hepsi, bu donma anında, kendilerinin çekimsiz olarak serbestçe yükselip, uzayda gezebildiklerini ifade etmişlerdir. Kaybolan denizciler de, “Birden kendimizi, bedenimizle birlikte uzayda buluyoruz, sonra tekrar kaybolduğumuz yerde ortaya çıkıyoruz” demişlerdir.



    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Ynt: Philadelphia Deneyi

      Denizcilerin doğru söylediği, acı bir gerçekle anlaşılır: Birgün, üzerinde pusula bulunduran bir tayfa birdenbire donup kaldığında, arkadaşları ona dokunarak topraklamak isterler. Dokundukları anda, tayfa birden alev alır ve o kadar şiddetli yanar ki, geride hiç bir iz ve kül bırakmaz. Sadece bulunduğu zeminin kömürleşmiş oluşu, tayfanın yandığını göstermektedir (Bu şekilde, dört denizcinin yandığı kaydedilmiştir). Dr. Jessup yaptığı araştırmalarda, tayfaların kozmik ışınların bulunduğu atmosfer dışı bir bölgesine ışınlanmış olduğu sonucuna varır. Çünkü, halı ve döşeme numunesinde, Dünya üzerinde hiç olmaması gereken, radyoaktif ışıma ve dedektörlerin “Kozmik Primerler” kozmik ışınları saptamıştır. Bu ışınlar, magnetosferde, bilimsel adıyla “Shower” (Sağanak) denilen bir olayla törpülenmektedirler. Bu nedenle, Dünya'ya ulaşmaları olanaksızdır.. Böylece, mürettebatın uzaya bazen bedenleriyle, bazen ise dondukları anda bilinçleriyle çıktıkları doğrulanmıştı.

      Yukarda anlattığımız üzere Deney S.S Furuseth isimli şilepten gözlenmiştir ve bunların arasında Albert Einstein' de bulunmaktaydı ve deneyden sonra deneyle ilgili tüm dokümanları yakmış ve bu deney tüm insanlığın kaderini değiştirecekti demiştir.

      Kimse ve hatta deneyin yöneticisi Dr. Jessup bile o gün neler olduğunu anlamamıştır. Fakat S.S Furuseth isimli gemiden olayı gözleyenler arasında bulunan biri olayın neden bu hale geldiğini çok iyi bilmektedir ki bu kişi deney yapılmadan önce bu tür bir olayın mümkün olabilmesini sağlayacak bilgiyi ve materyali mektuplar aracılığıyla Dr. Jessup' a ulaştıran Carl M. Allen ya da gerçek ismiyle Carlos Allande'dir. Carlos Allande bu projenin uygulanmasının mümkün olduğunu konusunda Dr. Jessup' u ikna eden kişidir. Bu adamın fikirleri ve hayatı o zaman dan günümüze kadar hala bir sır perdesi arkasındadır; kim olduğu ve amaçları hakkında tüm kaynaklarda çeşitli görüşler yer almakla beraber asla net ve tam bilgiler ortaya konamamıştır.



      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #4
        Ynt: Philadelphia Deneyi

        Deney ve sonuçları Amerikan hükümeti tarafından o tarihten günümüze kadar reddedilmiş. Fakat Amerikan gizli servisi kayıtlarında Rainbow Project adıyla yer almıştır. Amerikan hükümetinin olayı örtbas etmesi, deneye şahit olanların (bir kısmının doğal olmayan yollardan) ölümü kalanların da akıllarını yitirmeleri sonucu deney büyük bir sır perdesinin arkasına kalmakta ve sorulan fakat cevabı alınamayan soruların ortasına yerleşmektedir. Ve tabi bu kısmı daha bir şehir efsanesine kaçmakla beraber deneyin daha sonraki senelerde 3 kere daha tekrarlandığı iddiaları ortaya atılmıştır. Dr. Jessup' un Philadelphia deneyinden sonra da Carlos Allande ile olan karanlık ve karışık ilişkisi sürmüştür. Mektup bazında süren bu ilişki daha sonra konuyla ilgili araştırma ve yazılan kitaplarda verilen tariflere göre siyah takım elbise giyen tiplerin, sürekli deneye katılan bilim adamlarını takip etmeleri sonucu sekteye uğramıştır.( Bu başka bir yazının konusu olacak kadar uzun.) Daha sonra Dr. Jessup 1955 yılında günümüze kadar yazılmış en iyi Ufo kitaplarından birisi olacak olan 'Case for the UFO'yu (bu mektuplaşmaların ışığında ve bir şekilde Carlos Allande'den apartılan detaylı UFO çizimleriyle ) yazar. Fakat söz konusu çizimler matbaada basım aşamasında çalınmıştır. Bu da siyah giyen adamlar ve Amerikan hükümetinin bu tip gizli kalmasını istediği konularda konuşanları sevmemesi ile açıklanabilecek bir durumdur.

        Daha sonra Dr. Jessup 1959 yılı Nisan ayında çalışma arkadaşı Dr. Mason Valentine'ye, Philadelphia deneyi hakkında kesin sonuçlara ulaştığını açıklar ve bu konu hakkında görüşmek ve daha detaylı tartışmak için sözleşirler. Dr. Valentine 20 Nisan akşamı Dr. Jessup'u yemeğe davet eder. Fakat Dr. Jessup, söz konusu görüşmeye asla gidemeyecektir. Kayıtlara ölümü intihar olarak geçer. Fakat olayı araştıranlar ve Dr. Jessup'u tanıyanlar onun asla intihar edecek kişilikte bir insan olmadığını belirtmişler ve bu olayla siyah giyen adamlar arasında bir bağlantı olduğu ve Dr. Jessup'un söz konusu kişilerce öldürüldüğü yolunda güçlü iddialar ortaya atılmıştır. Philadelphia deneyi daha sonraları birçok kitaba ve filme konu olmuştur. Filmler arasında en meşhur örnekler olarak Wormhole, Mesaj ve Türkçe'ye Ufuk faciası olarak çevrilen Event Horizon gösterilebilir. ( Özellikle bu filmi izlemenizi hararetle tavsiye ederim.)

        Referans alınan kitaplar arasında ki, bu kitaplarda ABD Deniz Kuvvetleri'nin çok gizli “Inter Services Code-Work Index”inde yer alan “Rainbow” kod adının, Philadelphia Deneyi'ne ait olduğu ve bu deneyin, resmi kayıtlarda “Project Rainbow” (Gökkuşağı Projesi) adıyla geçtiğ belirtilmektedir, Moore - Berlitz ikilisinin “The Philadelphia Experiment: Project Invisibility” kitabı, A. H. Hochheimer'in “The Philadelphia Experiment from A to Z” adlı kitabı, C. F. Berlitz'in “İz Bırakmadan” adlı kitabları örnek gösterilebilir. Phladelphia deneyi ülkemizde çok bilinmeyen fakat bilim dünyası için ve metafizik olayları inceleyen insanlar için de dönüm noktası olmuş bir olaydır. Deney Philadelphia'da çıkan bir gazetede haber olarak yayınlanmıştır ve üstte bahsedilen eserlerde bu konuda yer almaktadır.



        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #5
          Ynt: Philadelphia Deneyi

          Günümüzde bu konuya ilişkin yaygın inanış ve Amerikan hükümetinin söz konusu olaylarda takındığı tavır biçimi itibariyle bu deneylerin boşaltılmış bir hava üssü olan Montauk'ta sürdürüldüğü yönündedir. (ki bu da başlı başına ayrı bir yazı konusu olabilir.) İddialara göre sözkonusu deney bu defa Montauk Project adı altında sürdürülmektedir. Kısaca özetlemek gerekirse ister gerçek olsun ister söylenti Philadelphia deneyi bilim alanında ve metafizik konusunda yoğun tartışmaların yaşanmasına sebep olmuş. Einstein' ın Birleşik Alanlar teoreminin ortasında bulunduğu yoğun bilimsel tartışmalar doğurmuştur. Olayda günümüze kadar indirilememiş olan sır perdesi de bu olayın cazibesini arttırmakta olay unutulup gitmek bir yana daha da kuvvetli olarak tartışılmakta ve hatırlanmaktadır. Tıpkı HAARP sitelerinin durduk yerde hacklenmesi gibi bu konuyla ilgili sitelerinde çoğu zaman bu kaderi paylaştığı bir gerçektir.

          Sonuç: Philadelphia deneyi artık söylenti ve efsane olmaktan olmaktan çıkıp Amerikan hükümetinin tüm yalanlama ve örtbas etme çabalarına rağmen ispatlarıyla, delilleriyle üzerinde yoğun bir şekilde tartışılan bir gerçek halini almıştır.



          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #6
            Ynt: Philadelphia Deneyi

            Philadelphia Deneyi, 28 Ekim 1943 yılında Amerikan donanmasının Pensilvanya eyaletine bağlı Philadelphia şehri limanında yaptığı iddia edilen deneydir. İddiaya göre donanmaya ait bir koruma destroyeri olan DE 173 sınıfı 1240 tonluk USS Eldridge birkaç dakika içerisinde 600 km.'den fazla bir uzaklığa gidip tekrar gelmiştir. Deneyin varlığı konusunda hiçbir delil bulunmamaktadır. Amerikan donanması da böyle bir deneyin kayıtlarda varolmadığını belirtmiştir. Al Bielek hariç deneye katıldığı iddia edilen tüm askerler bunu yalanlamış, hikâyenin bir aldatmaca olduğunu söylemişlerdir. Bielek'in hikâyesi de daha sonra yalanlanmıştır.


            Gökkuşağı Projesi (Rainbow Project) adıyla da bilinen bu deney, 1984 yılında beyaz perdeye aktarılana kadar ciddiye alınmamıştı. Ancak o tarihden bu güne kadar resmi makamlarca defalarca yalanlanmasına rağmen en çok merak edilen konulardan biri olmuştur.

            Deneyin yapılmış olma ihtimalinden ilk söz eden kişi Morris K. Jessup'dur. Jessup amatör bir gökbilimciydi ve UFOlar üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyordu. Deney ile olan ilgisi ise 1955 yılında eline geçen bir mektupla başlar. Mektup, Carlos Miguel Allende adında birinden geliyordu ve deneyden detaylı olarak bahsediyordu. İddiasına göre Allende, deneye gözlem gemisi olarak katılan SS Andrew Furuseth adlı şilepte görevli bir denizciydi. Deneye baştan sona şahit olmuştu.



            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #7
              Ynt: Philadelphia Deneyi

              Deneyin gerçekleştirilişi

              Allende, deneyin 22 Haziran 1943'te sabah 09:00'da jeneratörlere güç verilerek başlatıldığını söylüyordu. Bu aşamadan sonra yeşilimsi bir sis gemiyi örtmeye başlamış ve USS Eldridge ortadan kaybolmuştu. Devamını şöyle anlatıyordu Allende :

              "Bir an sadece geminin çapasını görebildim, sonra o da kayboldu, ortada artık ne sis ne USS Eldridge vardı; bomboş denize bakıyorduk, bizim gemide bulunan üst rütbeli subaylar ve bilim adamları korku, dehşet ve heyacan içinde nefeslerini tutarak bu inanılması güç başarılarını seyrediyorlardı. Gemi ve mürettebatı hem radarda hem de gözlerimizin önünde yok olmuştu. Her şey planlandığı gibi yürüyordu, 15 dk. sonra emir verildi ve jeneratörlerin şalteri kapatıldı. Önce hiçbir şey olmadı, arkasından yeşil sis tekrar ortaya çıktı ve USS Eldridge yeniden görünmeye ve ortaya çıkmaya başladı ama gemi nereye gitmiş ve nereden geliyordu? Sis azalırken, birşeylerin tuhaf gittiğini hissediyorduk. Hemen gemiye yanaştık, ilk önce mürettebatın çoğunun geminin yanından sarkıp kustuklarını gördük, diğerleri ise geminin güvertesinde şaşkın şaşkın dolaşıyorlardı,sanki hiç birinin bilinci yerinde değildi. Yetkili ekipler gemiye girerek bütün mürettebatı kısa süre içerisinde uzaklaştırdılar ve yerlerini hazır bekletilen yeni bir mürettebat aldı. Bir iki gün sonra, yeni bir deneye daha karar verildi. Gemi istenen radar görünmezliğine ulaşmıştı, donanım değiştirildi ve 28 Ekim 1943'te deney yine aynı gemide tekrarlandı. Jeneratörler çalışmaya başladıktan hemen sonra Destroyer hemen hemen görünmezlik çizgisine ulaşmıştı, sadece burnu ve arkası görülüyor, arada ise bazı çizgiler belli belirsiz seçiliyordu. Sonra sadece su üzerinde tekne boyunda bir çizgi kaldı.


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #8
                Ynt: Philadelphia Deneyi

                Bir iki dakika sonra mavi bir ışık parladı ve o çizgi de yok oldu. Şimdi gemi tamamen yok olmuştu. Bir kaç dakika sonra millerce uzakta Norfolk'ta ortaya çıktı. Göründükten biraz sonra bilinmeyen bir nedenle yine kayboldu ve Philadelphia'da tekrar ortaya çıktı. Bu kez durum çok ciddiydi, tüm mürettebatın başı beladaydı. Bazıları yok oldu ve bir daha geri dönmedi. Bu olayın en korkunç bölümü ise beş denizcinin geminin eriyen ve sonra yine katılaşan metal levhalarının içinde kalmalarıydı. Bu çok feci bir durumdu. Denizcilerin birisi kurtuldu fakat bir daha eski haline dönemedi. Aklını tamamen yitirmişti ama yapacak hiçbir şey yoktu. Bazılarının psişik yetenekleri gelişmişti, sokakta yürürken kaybolan ve yine ortaya çıkan insanlar vardı. Manyetik alanın içinde kalan mürettebattan kaybolanlar ancak birisinin yüzüne ve eline dokunulmasıyla görünür hale geliyorlardı, yani dokunmanın giysinin olmadığı bir yere yapılması gerekiyordu. "Donma" adı verilen bu olay saatlerce, günlerce sürebiliyordu, hatta bir tayfa tam altı ay donduktan sonra kurtarılabilindi. Elektronik kamuflaj başladıktan sonra geminin ve mürettebatının bütünüyle kaybolup,çok uzak bir yerde ortaya çıkıp ve sonra yeniden geri dönmesine neden olan neydi?"

                Bu hikâyeye göre USS Eldridge, 28 Ekim sabahı Philedalphia limanından 640 km. ötedeki (375 mil) Norfolk askeri deniz üssüne gidip tekrar gelmiş ve bu olay birkaç dakika içerisinde olmuştu. Jessup bu inanması güç hikâyeye temkinli yaklaştı. Allende'ye gönderdiği cevapta daha fazla ayrıntı ve varsa olayın gerçekliğiyle ilgili kanıtlar istedi. Allende'nin cevabı ise aylar sonra geldi, fakat bu sefer gelen mektupta Carl M. Allen imzası vardı. Allen kanıtı olmadığını yazıyordu ancak hipnoz seansına katılabileceğini ya da pentotal (bilinci uyuşturarak iradeyi kıran doğruyu söyleten bir ilaç) alarak gördüklerini anlatabileceğini savunuyordu. Jessup bu mektupdan sonra yazışmamaya karar verdi.



                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Philadelphia Deneyi

                  emeğinize sağlık , çok ilginç bir konu..
                  teşekkür ederim paylaşım için...kelimesi kelimesine pür dikkat okudum yazınızı...

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Philadelphia Deneyi

                    Allah razi olsun kardesim


                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum

                    YUKARI ÇIK
                    Çalışıyor...
                    X