Kâinatın yaratılışıyla ilgili bilinmeyenleri daha iyi anlamaya çalışan fizik biliminin tarihinde büyük dönüm noktaları söz konusudur. Yokken, varlık âlemine geçen kâinatın izâhı için bütün bakış açılarını ihtiva edebilecek iki temel çıkış noktası vardır: Bunların birincisi; kudreti, ilmi ve iradesi her şeye yeten bir Yaratıcı’yı kabul etrafında birleşenlerin, ikincisi ise kâinatın bir tesadüf eseri ortaya çıktığını îmâ eden veya onun ezelî ve ebedî olduğunu iddia eden, dolayısıyla bir Yaratıcı’yı kabul etmeyenlerin temsil edildiği düşünce dünyalarıdır. Okullarda gösterilen klâsik fizik Newton zamanına dayanır. Bu fiziğe göre kâinat saat gibi, yani belli matematik denklemlerine göre işleyen bir makinedir. Bunlara fizik kanunları denir. İşleyiş tamamen kaidelere göre olduğu için, şans veya ihtimal diye bir durum söz konusu değildir. Newton fiziğinde uzay ve zaman sonsuz ve düzgündür. Burada saat 10:34 iken Jüpiter’de de, Andromeda galaksisinde de 10:34’tür. Zaman düzgün akan bir nehir gibidir.
Einstein’ın geliştirdiği Hususi ve Umumi İzafiyet Nazariyeleri’ne göre ise, feza ve zaman izâfî, yani nisbîdir. Bir gözlemciye göre iki saat olan bir süre, başka bir gözlemciye göre üç veya birbuçuk saat olabilir. Meselâ, farklı yerlerde (İstanbul ve Ankara’da) gerçekleşen iki hâdise, ortada bulunan bir gözlemci tarafından eş zamanlı -aynı zamanda gerçekleşiyor- olsun. Aynı hâdise, hareket eden bir gözlemci için eşzamanlı olmayacaktır. Eğer gözlemci sağdaki hâdisenin olduğu tarafa hareket ediyor, yani sol taraftan uzaklaşıyorsa, sağdaki hâdiseyi soldaki hâdiseden daha önce gerçekleşiyor olarak görecektir. Tam tersine, eğer gözlemci sola doğru hareketliyse, sağdan uzaklaşıyorsa, soldaki hâdiseyi sağdakinden daha önce gerçekleşiyor görecektir. Fezadaki mesafeler de gözlemcilere göre değişebilmektedir.
Einstein’ın geliştirdiği Hususi ve Umumi İzafiyet Nazariyeleri’ne göre ise, feza ve zaman izâfî, yani nisbîdir. Bir gözlemciye göre iki saat olan bir süre, başka bir gözlemciye göre üç veya birbuçuk saat olabilir. Meselâ, farklı yerlerde (İstanbul ve Ankara’da) gerçekleşen iki hâdise, ortada bulunan bir gözlemci tarafından eş zamanlı -aynı zamanda gerçekleşiyor- olsun. Aynı hâdise, hareket eden bir gözlemci için eşzamanlı olmayacaktır. Eğer gözlemci sağdaki hâdisenin olduğu tarafa hareket ediyor, yani sol taraftan uzaklaşıyorsa, sağdaki hâdiseyi soldaki hâdiseden daha önce gerçekleşiyor olarak görecektir. Tam tersine, eğer gözlemci sola doğru hareketliyse, sağdan uzaklaşıyorsa, soldaki hâdiseyi sağdakinden daha önce gerçekleşiyor görecektir. Fezadaki mesafeler de gözlemcilere göre değişebilmektedir.
Yorum