Şuursuzluk durumunda gözlenen eş zamanlı ve düzenli aktivite, yaygın (difüz) bir olasılık dalgaları yığını olarak düşünülebilir. Bu durum, aynen kuantum olasılık dalgalarındaki gibi maddeleşmenin (yani algılamanın) olmadığı temel bir durumu temsil eder. Eğer herhangi bir uyaran verilirse, olasılık dalgaları en muhtemel olasılığa doğru "çöker" ve çökme noktasındaki cevap meydana gelir. Bu çökme, beynin durumuna, geçmişine, eğitimine vb.. her türlü faktöre bağlıdır (örneğin, dindar bir insana söylenen "Allah" sözcüğü, dindar olmayan birine göre farklı bir olasılık dalgasının baskın çıkmasına ve farkı bir cevabın-tepkinin oluşmasına neden olur). Öyleyse, olasılık dalgalarının çökme yönü kişiden kişiye de değişiklik gösterir. Yani bir kişiden belli bir uyaranla alınan herhangi bir cevap, bir başka kişide aynen elde edilemeyebilir (kırmızı sözcüğünün ne çağrıştırdığını arkadaşlarınıza ayrı ayrı sorabilirsiniz). Hatta, aynı kişiden aynı uyarana karşı alınan cevaplar bile hiç bir zaman aynı olmaz. Peki bu olasılık dalgaları neye göre "çöker"?
Her türlü algılama ve düşünce üretimi, tüm davranışlar, beyni sürekli değiştirir. Bu değişiklikler hücreler arası bağlantılarda cereyan ettiği gibi, moleküler ve hatta atomik düzeylerde bile ortaya çıkarlar. Sözgelimi, bir sinir hücresinin zarından içeriye kalsiyum iyonunun (Ca2+) girmesi (ki sinir sisteminde çok önemli bir mekanizmadır), hücrede belli bazı enzimlerin, giren kalsiyum miktarına bağlı olarak aktivitelerinin değişmesinden, DNA'daki genetik bilginin hayata geçirilmesine kadar bir çok olay üzerinde doğrudan etkisi olan bir hadisedir. Kalsiyum iyonu, sinir sistemindeki hücrelerin haberleşmelerinin yanı sıra, hücrenin tüm faaliyetlerinde de önemli bir rol oynar ve derişimindeki en küçük bir değişiklik, tüm dokuları olduğu gibi, siniri sistemini de derinden etkiler.
Her türlü algılama ve düşünce üretimi, tüm davranışlar, beyni sürekli değiştirir. Bu değişiklikler hücreler arası bağlantılarda cereyan ettiği gibi, moleküler ve hatta atomik düzeylerde bile ortaya çıkarlar. Sözgelimi, bir sinir hücresinin zarından içeriye kalsiyum iyonunun (Ca2+) girmesi (ki sinir sisteminde çok önemli bir mekanizmadır), hücrede belli bazı enzimlerin, giren kalsiyum miktarına bağlı olarak aktivitelerinin değişmesinden, DNA'daki genetik bilginin hayata geçirilmesine kadar bir çok olay üzerinde doğrudan etkisi olan bir hadisedir. Kalsiyum iyonu, sinir sistemindeki hücrelerin haberleşmelerinin yanı sıra, hücrenin tüm faaliyetlerinde de önemli bir rol oynar ve derişimindeki en küçük bir değişiklik, tüm dokuları olduğu gibi, siniri sistemini de derinden etkiler.
Yorum