Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Kaos Yönetimi (1): Kaos Sınırı

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Kaos Yönetimi (1): Kaos Sınırı

    Yazar: Ömer Faruk Aydıncılar | Mart 2010

    Kaos Yönetimi (1): Kaos Sınırı

    Kaos; herkesin çekindiği bir kelime. Ne anlama geldiğini bile düşünmeden kulaktan duyma bilgilere göre kaosu, karmaşıklık ile eş anlamlı zannederdim hep. Birisi bana huzursuzluk vermek istediğinde, kaotik bir ortam ile tehdit ederdi. Kaos korkunç bir kelimeydi benim için. Şimdi artık korkularımla yüzleşme vakti geldi...



    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    #2
    Ynt: Kaos Yönetimi (1): Kaos Sınırı

    Düzen; huzur ile eş anlamlıdır. Düzen olursa, bereket olur, huzur olur, güven olur, denge olur. Hayatın düzenli olmalı, odan düzenli olmalı, evin düzenli olmalı, plan yapmalısın düzenli olmak için, planını uygulamak için düzenli olman gerek... vs. vs... Bunca düzen kelimesinin kodlandığı hayatta, kaosun kelimesinden dahi korkmak, suç veya yetersizlik değildir. Sadece bilgisizliktir.

    Düzen aslında durağan dengedir. Eşit kollu terazide, gösterge durduğunda dengede olduğunu algılayıp, ancak o zaman ölçüm yapabilenlerin kabul ettiği güçlü bir kavramdır düzen. Durağan denge (yani düzen), adı üstünde durağandır. Çevre şartları değiştiğinde uyum göstermesi zordur. Farklılaşmaya çalışması boşadır. Sadece düzene inanan insanlar, sonraki nesillere de bu olguyu aşılamaya çalışırlar. Bir baba, oğluna düzenli bir çocuk olması konusunda öğüt verir hep. Atasözlerinde hep düzeni öven olgular yok mudur?

    Düzene karşı çıkanlar yok mudur? Mutlaka var; ama hepimiz biliyoruz ki, onlarda başka bir düzen getirme çabasında insanlığa. Düzen ve kaos, günlük hayatta çoğu zaman siyaseten irdelenmiş gibi gelir hep. Tamam siyaset hayatın içinde; fakat hiç bireysel düzen veya bireysel kaos hakkında düşündünüz mü?



    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Ynt: Kaos Yönetimi (1): Kaos Sınırı

      Durağan dengeden neden çıkmak gerekir? Bu sorunun cevabı aslında içinde “durağan” ve “çıkmak”. Bu sorudan “neden”(ler)i atın ve durağan dengeden artık çıkın. Durağan dengeyi devam ettirmek için durmak gerekir, çeşitliliği ve sürekliliği devam ettirmek için denemek gerekir. Durmak için cesaret gerekmez, çünkü korku yoktur. Denemek için cesaret gerekir çünkü neyle karşılaşabileceğini bilemediğin için korkabilirsiniz.

      Kuantum mekaniğine çok hâkim olmasam da; temel olarak bildiğim konu; eğer ortamda gözlemci varsa, maddenin hareket özellikleri değişebiliyor (parçacık veya dalga hareketinden bahsediyorum). Kuantum fiziğini temel alarak, (bana göre) düşünmenin bir yolu da evreni yorumlamak. O nedenle kişinin yaptığı yorumlar, çevresini ve belki de evreni şekillendirebilir.

      Kaos sınırı açıklarken, odak olarak almak istediğim konu; elektronun bulunma olasılığının modellenmesiyle ortaya çıkan, olasılık küresi. Basitçe değinecek olursam; olasılık küresi atomun çekirdeğinin etrafında, elektronun bulunabileceği yerlerin hesaplanarak, elektronun dolaşım sınırlarının çizilmesidir. Bir elektronun olasılık küresi çizildiğinde şunu anlarız; elektron, o kürenin içinde herhangi bir yerde olabilir; ama nerde olduğunu kesin olarak bilemeyiz. Yukarıda söylediğim düşünce sistemine göre de elektron olasılık küresi içinde yorumladığımız yerdedir. Peki, yorumlamaya, daha doğrusu bilmeye gerek var mı?



      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #4
        Ynt: Kaos Yönetimi (1): Kaos Sınırı

        Güneş sisteminde Dünya’mızı düşünün. Dünya’nın içinde milyarlarca canlı var. İçlerinden en gelişmiş olanı insanlar. Dünya içinde, (ve sınırlı da olsa dışında) hergün trilyonlarca farklı aktivasyon gerçekleştiriyorlar. Tamamen kaotik bir ortam. İnsanlık olarak geçmişten günümüze sayısız ürün ortaya koyduk. Çoğuna anlamlar kattık ve uygarlığımızı geliştirdik. Uzay yolculuklarına başladık. Farklı gezegenlerde yaşam üniteleri kurmamız yakın. Peki hiç düşündünüz mü; Güneş için tüm bu yaptıklarımızın herhangi bir önemi var mı? Güneş için bu yaptıklarımız ne kadar anlamlı?

        Güneş için varlığımızın zerre kadar önemi yok. Neden mi Güneş için anlamlı değiliz? Çünkü Güneş bizim kaos sınırımızı Dünya olarak belirlemiş. Dünya, Güneş etrafında belirli bir yörüngede döndüğü sürece ve sistemin dengesini bozmadığı sürece, Güneş tarafından yönetilen bir uydu. Kaldı ki insanlık adından bile söz edilmeye gerek duyulmayan canlılar topluluğu. Biz bunu hak ediyormuyuz sizce peki? Ne yapsak da bu kontrolden kurtulsak? Ne yapsak da Güneş için anlamlı olsak?


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #5
          Ynt: Kaos Yönetimi (1): Kaos Sınırı

          Cevap basit; tüm insanlık birleşelim ve Dünyamızı yörüngesinden çıkaralım. Saçma bir fikir değil mi? Ama Güneş için anlam oluşturmamızın başka yolu yok. İşte kaos sınırına çok güzel bir örnek. İçinde önceden kestirilemeyen trilyonlarca hareketin olduğu bir olasılık küresi, ve anlamlı bir hareket yapmak istediğinde varlığının yok olma olasılığı ile karşı karşıya kalan akıllı da olsa yönetilen bir canlı grubu; insanlık. Güneş burada ilgilendiği olayı temel alarak kaos sınırını çizmiş; “Dünya kendi yörüngesinde dönmeli”. İçindeki insanların ne yaptığı önemli değil. Bir başka deyişle, Güneş’in, yedi milyar insanın ne yaptığını veya ne yapacağını bilmesine, hatta düzenlemesine gerek yok. Hepsi evrenin fizik kurallarına uyum içinde bireysel kaderlerini yaşıyorlar. Güneş ise istediğini, her olasılığa karşı da olsa alıyor. İşte size evreni yorumlayarak en zor görünen olayları yönetmeye yönelik güzel bir örnek.

          Başka bir örnek verecek olursak; DNA’yı seçebiliriz. DNA’mız bize kaderimizi yaşamamız için alt ve üst sınırları çiziyor (bkz. “Kader ve Özgür İrade” yazısı). Bizim o sınırlar içinde yaptığımız kaotik hareketlerin DNA’mız için bir anlamı yok. Ne zaman ki, biz üst sınır olan boyumuzu (örneğin üst sınır 185 cm olsun) bir yolunu bulup (205 cm’ye) uzatırız, o zaman DNA’mızın yönetiminden sıyrılmış oluruz. Peki bu işlem canlılığımızı ve varlığımızı ne ölçüde tehlikeye atar. İşte size güzel bir kaos sınırı örneği daha; yönetiminden çıkamayacağımız bir kaos sınırı DNA.



          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #6
            Ynt: Kaos Yönetimi (1): Kaos Sınırı

            Bir örnek de sosyal yaşamımızdan verebilirsek kaos sınırı olgusu, tam olarak açıklığa kavuşmuş olur sanırım. Bir yarışma düşünün; amacı A noktasından B noktasına ulaşmak olsun. Yarışmanın yöneticisi olarak siz tek parametre üzerinden (A’dan B’ye ulaşmak olarak), yarışmanın kaos sınırını çizerseniz, diğer parametreleri (zaman, ortalama hız vb.) düşünmek veya bilmek zorunda kalmazsınız. Yarışmacılar akla gelen ya da gelmeyen binlerce yöntemle, kaotik bir şekilde, A’dan B’ye ulaşırken siz bu yöntemleri bilmenize ve takip etmenize gerek kalmadan, net olarak belirlediğiniz amacınıza hizmet eder şekilde bu kaotik ortama bir sınır çizmiş ve yönetmiş olursunuz.

            Kaos ortamını yönetmek kavramını bir sonraki yazıda daha geniş irdeleyeceğimiz için burada sınır çizmek konusunu bu örnek üzerinden biraz daha açabiliriz. Bu yarışmada, aktivitenin adını yarışma olarak koyduğunuz için katılımcıları doğrudan bir sınır içerisine almış oluyorsunuz. Yarışmanın amacını tek parametre üzerinden belirleyerek de gerçek bir kaos ortamı sınırı çizmiş oluyorsunuz. Tabi ki insanların sizin kaos sınırınıza girmeyi kabul edip, yönetiminizi kabul etmesine motivasyon olarak ödül mutlaka gerekli. A’dan B’ye ulaşan herkese 100 TL ödül gibi.



            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #7
              Ynt: Kaos Yönetimi (1): Kaos Sınırı

              Peki kurallar? Kural koymadınız çünkü ihtiyacınız yok. Takip ettiğiniz tek parametre yarışmacı olarak adını yazdırmış katılımcıların A’dan B’ye ulaşmış olması. Tarih ya da saat aralığı koymadınız, kullanılacak araç ya da araçlar ile ilgili kıstasları belirlemediniz. İlk başaran ile sonuncu arasında da ödül olarak fark olmadığına göre... Katılımcıları yapacağı tek bir şey var; adlarını yazdırıp A’dan B’ye giderek ödülü almak.



              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #8
                Ynt: Kaos Yönetimi (1): Kaos Sınırı

                Bu çizdiğimiz sınır aslında oldukça güvenli bir genişlikte; çünkü tek parametre üzerinden çizilmiş geniş bir sınır. Katılımcıları zorlayacak parametreler olmadığı için (en basitinden birinci olmak zorunda bile değiller); kimse kimseyi rahatsız etmeden –bunun yanında diğer tanıdıkları da teşvik ederek belki- isteneni gerçekleştirecek ve ödülünü alacaktır. Bu nedenle hile yapılmadığının tespitine sadece A ve B noktasında ihtiyaç olacaktır. Peki işe yarar bir kaos sınırı mıdır bu çizdiğimiz? Evet insanların sadece B noktasına gelmesini istiyorsanız işe yarar ve güvenli bir sınırdır.

                Kaos sınırı ne kadar genişse o kadar güvenlidir, bir başka deyişle; sınır ne kadar az parametre ile çizilmişse o kadar az güvenlik önlemi almak –dolayısıyla enerji ve emek harcamak- gerekir. Tabi ki az parametre az işlev anlamına da gelir. Daha işlevsel bir kaos sınır çizmek için daha çok parametre belirlemek gerekir. Bu da, daha çok güvenlik önlemi ve enerji harcamak anlamına gelir. Parametreleri çoğaltmak aslında daha yararlıdır mutlaka ve günümüzde imkanı olan her insan ve kurum yüksek sayıda parametre ile kaos sınırları çizerek yönetmek istemektedir. Bunun yanında, işlerin kontrolden çıkıp, yönetilemez duruma geldiği zamanlar aslında en iyi çözümlerden birisi de kaos sınırını genişletmektir.

                Bu yazının sonucuna gelirsek; hayatımızda her olay için bir kaos sınırı çizebiliriz. Yeter ki ne istediğimizi tam olarak (ve en önemlisi kendimize yalan söylemeden) belirleyelim. Yönetemediğimizi düşünerek “bu kaotik ortamdan nasıl kurtuluruz?” diye düşünmeye başladığımızda yapacağımız şey; çizilmiş olan kaos sınırının bilincine varıp, (beklentilerimizi ve bu doğrultuda takip ettiğimiz parametreleri azaltarak) onu genişletmektir. Daha sonra birisi bu kaotik ortamda nasıl bu kadar rahat olabildiğimizi sorduğundaysa ona amacını net olarak bilen birisi olarak gülümsemektir.


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum

                YUKARI ÇIK
                Çalışıyor...
                X