İnsan denen, hatta insanda da beyin denen ; ne olduğu varlık boyunca tam anlamıyla çözülemeyen lahana gibi katmerli yapının, kalınca bir katmanını anlatır Humeze Suresi… En üstteki katlardan, kırılma noktalarından birini…. Katlardan sıyrılıp öze inmek zordur zor olmasına ama,
Hiç kendi kendine kaynar mı kazan,
Çevre yanın ateş eylemeyince…………… der, o öze Aşık Yunus…
VARLIK’ta İnsanLAR görüp, bir de bu insanLAR arasında hükümle hesap görmenin ateşten bir gömlek olup nasıl giyildiğini, tutuşturulmuş bir Nâr topu gibi değdiği bütün katmanları delip de nasıl geçtiğini anlatmak ister belki… Ateşten gömleği giyip hemhal olmadan, o aşamaları yaşayıp yanmadan, öze ulaşılamayacağını… Hakikati idrak etmiş olana kâh arkasından sinsice, kâh ayan beyan yüzüne doğru saldıran münafığın da kafirin de puperestin de kendi içimizde teker teker geçeceğimiz ateşten halkalar olduğunu….
Çoklu yaşayıştaki iniş çıkışlı grafik, aslında yaradılışın gerçekten ÇOKluğundan mıdır ? yoksa beynimizden yansıyan ve yine beynimize dönen film karelerinin, bir düşen bir yükselen voltaj seyri midir? İyi düşünelim… Böyle ise eğer voltajı düzgün bir amperde tutabilmek için regülatör yani bir düzenleyici lazımdır. Beynin düzenleyicisi ise ; ESMA özelliklerini şuura yansıtan, “vicdan” dediğimiz “gönül” dediğimiz gizli okyanusun görünmez işçileri “fuadlar” olsa gerek… Hani bilinçaltına ısrarlı bir farkındalıkla etki gönderdiğimizde, patlamış mısır gibi açılarak birbirini tetikleyen nöronlar….
Hiç kendi kendine kaynar mı kazan,
Çevre yanın ateş eylemeyince…………… der, o öze Aşık Yunus…
VARLIK’ta İnsanLAR görüp, bir de bu insanLAR arasında hükümle hesap görmenin ateşten bir gömlek olup nasıl giyildiğini, tutuşturulmuş bir Nâr topu gibi değdiği bütün katmanları delip de nasıl geçtiğini anlatmak ister belki… Ateşten gömleği giyip hemhal olmadan, o aşamaları yaşayıp yanmadan, öze ulaşılamayacağını… Hakikati idrak etmiş olana kâh arkasından sinsice, kâh ayan beyan yüzüne doğru saldıran münafığın da kafirin de puperestin de kendi içimizde teker teker geçeceğimiz ateşten halkalar olduğunu….
Çoklu yaşayıştaki iniş çıkışlı grafik, aslında yaradılışın gerçekten ÇOKluğundan mıdır ? yoksa beynimizden yansıyan ve yine beynimize dönen film karelerinin, bir düşen bir yükselen voltaj seyri midir? İyi düşünelim… Böyle ise eğer voltajı düzgün bir amperde tutabilmek için regülatör yani bir düzenleyici lazımdır. Beynin düzenleyicisi ise ; ESMA özelliklerini şuura yansıtan, “vicdan” dediğimiz “gönül” dediğimiz gizli okyanusun görünmez işçileri “fuadlar” olsa gerek… Hani bilinçaltına ısrarlı bir farkındalıkla etki gönderdiğimizde, patlamış mısır gibi açılarak birbirini tetikleyen nöronlar….
Yorum