Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

şarkın ve garbın insan telakkisi

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    şarkın ve garbın insan telakkisi

    Acaba günümüz dünyasinin onca bilimsel ilerlemelere ragmen, insan hakkindaki telakkisinin ne oldugunu ve insan hakkinda neler söyledigini biliyormusunuz?

    dogu bloku insani bir is aleti gibi görmüs ve bir makineye verdikleri degeri vermistir insana.

    Bunu yaparken de sloganlari hep su olmustur: "herkes zorunluluk ölcüsünde üretim yapmali ve gücü ölcüsünde calismalidir"

    iyi de böylesi bir durum bizzat insan tarafindan tasarlanip üretilen herhangi bir makine icin de söz konusudur. yani zorunluluk ölcüsünde calisir. esek de böyledir. onalra göre insan iyi bir esektir. cünkü insan icin gecerli olan kurali esege uygular, gerektigi ölcüde saman ve arpa verirseniz, insan gibi onu da gücü ölcüsünde calistirirsiniz. dogu dünyasinin insan denen varlik hakkindaki görüsü bu sekildedir.

    Bati dünyasinin insana iliskin görüsü dogu dünyasinin görüsünden daha üzücüdür. batida bir süre sonra ortadadn kalkan, ancak kötü etkisi toplumda uzun süre kalan bir takim ekoller ortaya cikmaktadir. bu ekollerin insan hakkinda ürettigi teorilerin tamami; "insanin bütün varligi cinsel dürtülere geri döner. insanin bütün davranislarinin kaynaginda cinsellik vardir" türünden bir genellemeye dönüsmektedir.


    bilindigi gibi böyle bir düsünceyi ortaya atan da dünyaca ünlü ruh bilimci sigmund freud'dur. acaba freud böyle bir genelleme yapmadan önce insan denen bu varlgi tanimismiydi? hayir; cünkü freud insani tanimis olsaydi, insan hakkinda ileri sürdgü bu görüs toplumda bu ölcüde kötü izler birakmazdi. o halde, freudun ileri sürdügü bu görüsün bati toplumlarinda ve genel olarak bütün dünyada biraktigi etkilerin tamami onun insani tanimamis olmasindan kaynaklanmistir.

    insani bütünüyle hayvanlarla ayni kategoriye yerlestiren ve hayvanlarla esdeger kabul eden baska görüsler de bulunmaktadir. nitekim kurani kerimde insanlari hayvanlar gibi, belki onlardan daha asagi kabul etmektedir:

    "gercek su ki, biz cehennem icin kalpleri olup da gercegi kavrayamayan, gözleri olup da göremeyen, kulaklari olup da isitemeyen görünmez varliklrdan ve insanlardan cok canlar ayirmisizdir. hayvan sürüsü gibidir bunlar; hayir, hayir, dogru yolu kavramakta onlardan da asagi. körcesine dalip gitmis olanlar iste böyleleridir.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    #2
    Ynt: şarkın ve garbın insan telakkisi

    vaktiyle bir Alman mühendisin insanin bedenini eskil eden maddeleri belirleyip siniflandirmaya calistigini ve bu konudaki calismasini sona erdirdikten sona da insanin kiymetinin seksen mark oldugunu söyledigini hic unutmuyorum.

    o, insanin bedeninde kac gram seker, kac gram demir, kac gram sodyum vb. oldugunu ortaya cikardiktan sonra, o günün narhina göre bu maddelerin degerini de birer birer tayin etmis ve hepsini alt alta yazip toplayarak insanin kiymetini seksen mark olarak belirlemisti.

    ben bu alman mühendisin yaptigi hesabi inceledigimde, hz.Aliden nakledilen bi rivayeti hatirladim. sözkonusu rivayete göre hz. ali söyle buyurmaktadir: "bütün gayretini midesini doldurmak icin seferber eden bir insanin kiymeti, karnindan cikan seyle es degerdedir!"

    yani hz.Ali'nin sözünü ettigi türde bir insan icin seksen mark bile fazladir. oysa, o ayni varlik hakkinda bir baska yerde söyle buyurmaktadir:

    "inanan ve Allaha karsi sorumluluklarinin bilincinde olan bir insan kabeden daha üstündür, böyle bir insanin mertebesi cebrailden daha yüksektir"

    iste, bütün bunlar insanin dünyevi hayatta yukariya dogru degil, asagiya dogru bir seyir izledigini, yükselis degil, düsüs halinde oldugunu göstermektedir. zaten hz.Alinin sözlerinde de bütünüyle bu anlam gizlidir.

    -dürtülerin kontrolü, hüseyin mezahiri-


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Lâ Şarkî ve Lâ Garbî

      Batı'nın insan anlayışı materyalist kibir'de temellenir, Doğu ise idealist kibir'e yaslanır. İlki için insan, maddi hazlarla beslenen -sarhoş olan- bir ilâhtır. İkincisiyse insanı kendi irade gücüne tapınan bir ilâh olmaya çağırır.

      İslâmiyet her iki aşırılığa da itidâl nokta-i nazarından cevap verir; maddeyi reddetmemekle birlikte mânâ âleminin varlığını da hesaba katar. İnsanı bir bütün olarak görür.

      Tevhid'in aklî ve tabiî sonucu adalet olduğu kadar nübüvvettir de. Tevhid ve nübüvvetin kabulü meâdla yüzleşmemizi zorunlu kılar. Nübüvvet ve adaletin aklî ve tabiî sonucu olarak da imâmeti kabul ve tasdik zorunda kalırız.

      İnsan bir kez bütünlüklü (bütüncül ve bütünsel) nazar etmeye görsün; başını secdeden kaldıramaz.
      HER GÜN AŞURA
      HER YER KERBELA

      Yorum


        #4
        şarkın ve garbın insan telakkisi

        Batı insanı sadece bedensel hazları tatmin eden bir varlık olarak görüyor. Siz de yukarda bahsetmişsiniz insanın bütün davranışlarını cinsellik dürtüsu ile açıklayanlar ya da insanı düşünen hayvana benzetenler vs. Özellikle freud psikanaliz kuramın temsilcisi. Adam bütün araştırmalarını tek bir sağlıklı insan üstünde değil de hep çeşitili ruhsal sorunlar yaşayan kadınlar üzerinde yapmıştır. Burdan genellemeler yapmıştır.Yine ikinci grup davranışçıkar ise insanın doğuştan boş bir levha olduğunu, insanın sadece uyarıcılara tepki veren bir makine olduğunu iddia ederler. Bu ikinci grup ise araştırmalarını genel de fareler, güvercinler ve köpekler üzerinde yapmıştır. Bir farenin öğrenme biçimi ile insanın öğrenmesi arasında hiçbir fark yoktur. Derler. Başka bir grup varoluşunun merkezine sadece kendini yerleştirir. Sinir ve kural koymaktan nefret eder. Bu grup yani varoluşcular ise sınırsız özgürlüğü temel alır. Her türlü ahlaki değeri, kuralı reddederler. Buna benzer bir sürü görüş insanı bir bütün değil de herkes kendine göre açıklamıştır.
        Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
        Hz.Peygamber (saa)

        Yorum


          #5
          şarkın ve garbın insan telakkisi

          yorumlariniz icin tesekkür ederim kardesler
          evet bir takim yaratiklar kendilerini RUHSUZ, HASTALIKLI KIMYASAL ETKILESIMLERDEN IBARET saymaktan memnun gibiler!!!
          bunlari ortaya atan kendisi hasta idi, ama inananlar nedir onu hala cözmüs degilim


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #6
            şarkın ve garbın insan telakkisi

            Batı, insanı determinist bir anlayışla, materyalistçe şöyle tanımlamaktadır bir başka yönden. Zaman milyarlarca yıl öncesinden Bing Bangla başlamış ve milyarlarca yıl boyunca da devam edecektir, kainatın tamamının soğumasına kadar.

            Yine aynı bu evren, milyarlarca ışık yılı devasa uçsuz bucaksızlığa sahiptir ki, milyarlarca yıl bir geçmişe sahip olup milyarlarca ışık yılı genişliğe sahip olan bu evrende insan, bir toplu iğnenin ucunda bulunan üç milyar atomdan birisi bile sayılmamaktadır.

            Batı, evreni tanımlarken maddi boyutla tanımladığı için insanı küçük görmekte, bir hiç saymaktadır. Nicelik açısından baktığından gördüğü şey doğru gibi de görünmektedir.

            İslam açısından evrenin maddi boyutları batının tahmin ve tarif ettiğinden farklı olmayabilir. Ancak islam insana kemiyet yönüyle bakmaktadır. Batı gibi olaya maddi cüsse, güç ve enerji açısından bakmamaktadır. İslam nitelik, keyfiyet açısından olaya bakmakta, o devasa tarih ve coğrafyaya sahip evreni, ilahi sorumluluğu üstlenen insana hizmet eden bir hizmektara dönüştürmektedir.

            Bu alçak batı medeniyeti insana bakışı bu iken, 500 yıldır dünyaya musallat olup insanlığa mutsuzluk kusarken, insana bu denli ucuz bir değer biçerken, insanı kainatın merkezine koyan İslamı, insan haklarını ihlal eden bir din olarak tanıtmaya çalışmaktadır. Çelişkiye bakınız.
            Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
            Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

            Yorum


              #7
              şarkın ve garbın insan telakkisi

              ve dramaya bakin, "bu daha iyi bir görüstür, bu daha ilmidir, bu daha modern ve ilericiliktir" diyen bir kac kasitlinin arkasindan kosturup gidenler de sürüyle, bir de dönüp islamin verdigi bu degerlere sarilan insanlara "sürü psikolojisi ile hareket ediyorsunuz, imaniniz aklinizi durdurmus" diyebiliyorlar

              bir celiski daha


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #8
                şarkın ve garbın insan telakkisi

                Zaten batı insanının yaşayışına bakıldığında tamamen 'ben' üzerine kurulmuş bedensel hazlara dayalı günü birlik yaşamlar. Bu anlayış ne yazık ki toplumumuza da sıçramış durumda. Din konusuna gelince 2. Planda onlar için. Nitekim ortaçağ 'in yaşanmasının en büyük nedeni de onlara göre skolastik din'dir. Rönesans ile birlikte din kavramı da eski önemini yitirmeye başladı. O dönemin düşünürleri, aydınları özgür düşünceye, her şeyin en ince ayrıntısına kadar sorgulanması gerektiğinin vurgusunu yapmışlardır .reform ile birlikte kilise tamamen toplum üzerinde ki etkisini yitirdi,din onlar için sadece pazar ayininden ibaret kaldı. sanayi inkilabi ile birlikte dinden tamemen uzaklaşma dünyevi işlere yaklaşma konusu hız kazandı. Günümüzde de zaten dine alternatifler geliştirilmiş durumda yoga gibi, meditasyon gibi vs.
                Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
                Hz.Peygamber (saa)

                Yorum


                  #9
                  şarkın ve garbın insan telakkisi

                  1970'li yıllar da amerika'da 2000 küsür psikiyatris servisi varmış. Günümüzde bu kaç bin ya da milyon Allah bilir. Insanı konu edinen yaklaşımlara baktığımız da hepsi birbirlerinin eksiğine tepki olarak ortaya çıkmıştır. Yaklaşımlara sorsanız insani en kapsamlı açıklayan hangisidir diye hepsi kendi görüşünün doğru olduğunu söylemekle birlikte diğerlerini de eleştiriyor. Örneğin davranışcilar ve hümanistler tamamen zıt kutuptalar. Davranışcılar insanı basit uyarıcı tepki bağı bir yaratık gibi görürken hümanistler insanı öve öve göklere çıkarırlar. Yine psikanaliz'in temsilcisi freud insanın doğuştan kötü olduğunu bütün davranışlarının altında cinsellik ve saldırganlık dürtüsünün yattığını savunur. Ve yine ona göre din kavramı da tamamen insan aklının ürünüdür.bilinç altının yaratmış olduğu bir kavramdır din. Bu ilk insanla ortaya çıkmış ve genler yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. der.
                  Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
                  Hz.Peygamber (saa)

                  Yorum


                    #10
                    şarkın ve garbın insan telakkisi

                    insan inandigi seydir kardesler
                    bütün bu basitlik, dogustan kötülük, tepki bagi yaratik gibi seylere inananlar KÖR ve AKILSIZ olmuyorlar da, tezata bakin ki, bizlere kör ve akilsiz diyorlar


                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum


                      #11
                      şarkın ve garbın insan telakkisi

                      Sosyologların tespitlerine göre insanlık tarihi için ikibin yıllık bir zaman dilimi, dönüşüm dilimidir. Yani toplum ikibin yıl once neye ilgi duymuşsa ikibin yıl sonra aynı ilgi insanlığın genel gidişatında cari olmaktadır. İkibinyıl öncesi, Roma materyalizmi ve bu materyalizmin tam etkisine girmiş yahudi din anlayışına karşı Hazreti İsanın başlattığı dini risalet çağıdır.

                      Hazreti İsadan sonra 15. yüzyılda dinden tamamen uzaklaşan batı toplumu, bu uzaklaşmayı 19. yüzyılda dorğua taşımış, dinden en uzak olma durumu kendisini Komünizm olarak tezahür ettirmiştir. 20 yüzyıl adeta dinsizliğin egemen olduğu bir yüzyıl olmuştur.

                      Gerek güçten başka bir şey tanımayan kapitalizm, maddeden başka bir şey tanımayan komünizm dünyayı kasıp kavurmuştur.

                      Bu iki dinsizlik hareketi dünyaya 2. büyük felaket ikram etmiş. Dünya savaşları. bu dünya savaşları insanlığı ve insanlığa tahakküm eden güç ve made eksenli kapitalizm ve komünizm düşüncesini yıkmaya başlamış, bu yıkımın hızla devam ettiği bir zamanda doğuda, güneşin doğduğu yerde Muazam İnkılabi İslami İran meydana gelmiş ve artık insanlık yeniden din eksenine doğru hızlı bir ilerleme sürecine girmiştir.
                      Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                      Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                      Yorum


                        #12
                        şarkın ve garbın insan telakkisi

                        Hamd olsun;
                        tahrib edilmis, hahamlarin ve papalarin elinde adeta kitle imha silahlarina dönüsmüs dinlerin doguracagi tepki bu olacakti tabiki, diger yandan bazi hedeflerin elde edilebilmesi icin dinlerin yok edilmesi gerektigini bekleyen kesimler de vardi, din adina yapilan iskencelerden bikmis kitleler iste bu firsat bekleyenlerin ortaya cikardigi süslü kelimeleri kabul etmeyi kurtulus gibi gördüler, tercih ettiler....bu firsatcilar bu oyunu yalnizca islam üzerinde gerceklestiremediler, firsatcilarin hic bir seyden habersiz, bilincsiz hizmetcileri de, sanmakta ki inancli insanin akli körelmistir!


                        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                        Yorum


                          #13
                          şarkın ve garbın insan telakkisi

                          Dikkat ederseniz hep ilahi dinler üzerinde yıpratma olayları, karalama kampanyaları var. Ilahi dinler üzerinde oynanan oyunlara ben beşeri dinler için de yapıldığını rastlamadım.
                          Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
                          Hz.Peygamber (saa)

                          Yorum


                            #14
                            şarkın ve garbın insan telakkisi

                            özü oyun olan birseye karsi oyuna ne gerek var ki
                            herseyin bir kaderi var, dinin kaderide onlarin isine gelse de gelmese de, Allahin diledigi noktada seyredecektir, hatta bir seyleri degistirdigi ve etkiledigini sanan zavallilarin yaptiklari bu islerde buna dahil olacaktir


                            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                            Yorum

                            YUKARI ÇIK
                            Çalışıyor...
                            X