Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

KADER NEDİR, KADERE NASIL İMAN EDECEĞİZ?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    KADER NEDİR, KADERE NASIL İMAN EDECEĞİZ?

    Asırlar boyudur kolay kolay anlaşılamamış bir konu bu!..

    Hemen herkes bu konuda aklına geleni konuşmuş. Ama genellikle kimse de, bu hususu konuşmadan evvel acaba Kur’ân-ı Kerîm’in ve Rasûl-i Ekrem’in kader hakkında dedikleri nedir, diye araştırmamış.

    Gerçekten acâibtir; çünkü, öyle kâder konusunda kitaplar görüyoruz ki baştan, aşağı çeşitli kişilerin "kaderle" alâkalı görüşlerini toplamasına rağmen; içinde bu konudaki nice Rasûlullah açıklamalarından, beş tanesi bile yer almamakta!.

    İnsandaki "İrâdeî cüz"ü ispatlayabilmek uğruna, bu husustaki âyetler ve hasır altı edilmekte!..

    Bize göre dini anlamış kişi, âyet ve hadîs hükümlerini izâhtan âciz kaldığı noktada, hasır altı etmez; sadece o husustaki aczini itiraf eder ki, bu da bir kemâlâttır.

    “Kul kendi iradesiyle yolunu çizer ve yaptıklarının neticesine katlanır" şeklinde özetleyebileceğimiz görüşü savunanlara "KADERİYE"ciler denmiştir. Ki bunlar hakkında,

    "Ümmetimin mecûsileridir, kaderiyeciler"

    şeklinde bir hüküm gelmiştir.

    "Kaderiyeciler", "kul kendi kaderini kendi yazar"; görüşünde olanlardır... "Allah" da ötelerden bir yerde; ya da başka bir boyutta oturup, bu boyutta yapılanları seyreden bir varlığın adı herhalde?!...

    Esasen Kur`ân-ı Kerîm baştan sona bu görüşü iptal için sayısız hükümler serdeder.

    Geriye kalan ve adlarına "ehli sünnet" ile "cebriye" denen iki görüşün fikirlerine ise; her fikir sahibine ve neticesi de kendisine aittir; diyerek değinmeyeceğiz.

    Burada biz çeşitli görüşleri tartışmak ya da savunmak için konuları açıklıyoruz değiliz zîrâ...

    Ancak, insanın yapısını, hangi tesirlerin altında nasıl yaşadığını, varlığının ne olduğunu anlattıktan sonra, dinde “Kader’ mefhumunun nasıl anlatıldığını açıklama noktasına geldik.

    Bunu da farketmek MECBURİYETİNDEYİZ!..

    Allah’ın azâmeti, yüceliği, sonsuz varlığı yanında insanın yeri, iradesi, kudreti ve sahip olduğu şeyler nelerdir?!. Kısaca, "ALLAH İsmiyle İşaret Edilen” indinde insan neleri yapacak güce ve iradeye sahiptir.?!

    Evet, yüz milyarlarca ve yüz milyarlarca güneşin birbirlerinden çok büyük uzaklıklarla içinde yüzmekte oldukları kâinatın varedicisi katında, insanın yeri ne?

    Buyurun bu konuda bir Hadîs-i Kudsî:

    -Rasûlullah salla’llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu;

    Allah azze ve celle şöyle diyor:

    "EY kullarım. Hepiniz delâlettesiniz ancak benim hidâyet ettiklerim hâriç. Benden isteyiniz ki sizi hidâyete erdireyim. Hepiniz fakirsiniz, ancak benim zengin ettiğim hariç; benden isteyiniz ki size rızık ihsân edeyim.

    Hepiniz günâhkârsınız, ancak benim mağfiret verdiklerim müstesnâdır; içinizden her kim benim bağışlayıcı olduğumu bilir de benden mağfiret dilerse, aldırış etmeden (günâhlarının büyüklüğüne) bağışlarım!..

    Sizin evveliniz ve âhiriniz, diriniz ve ölünüz, yaşınız ve kurunuz kullarımdan en takvâlısı kalbi gibi olsalar, bu durum benim mülkümde bir sivrisineğin kanadı kadar artış meydana getirmez!..

    Sizin evveliniz ve âhiriniz, diriniz ve ölünüz, yaşınız ve kurunuz en şakî kulun kalbi gibi olsalar (yani hepsi inkârda olsalar), bu durum benim mülkümden bir sivri sineğin kanadı kadar eksiltmez!..

    Sizin evveliniz ve âhiriniz, diriniz ve ölünüz yaşınız ve kurunuz, bir sahada toplansa ve içlerinden her insan ümitleri yettiği kadar istese, her isteyenin istediklerini veririm ve bu benim mülkümden hiçbir şey eksiltmez. Öyle ki içinizden biri denize uğrayıp iğneyi suya daldırıp alsa. Kesinlikle bilin ki BEN sınırsız ihsan ediciyim, varlığın sahibiyim, yüceyim.

    DİLEDİĞİMİ YAPARIM!..

    Bağışım bir sözdür. Azâb’ım bir sözdür.

    Bir şeyin olmasını istersem emrederim, "OL" derim; ve o şey olur!.."

    Nasıl..? Bir şeyler anlatabiliyor mu, bizim yerimiz, haddimiz, gücümüz, irademiz, kudretimiz hakkında bu hadîsi kudsî?..

    Az evvel anlatmaya çalıştığımız gibi. Kâinatta dünyadan 1 milyon küsür defa büyük güneşin yeri iğne ucuyla gösterilemezken, gururundan, kendine biçtiği pâyeden yanına yaklaşılmayan insanın yeri acaba daha iyi anlaşılabiliyor mu bu satırlarda?

    Evet, bizde, "ALLAH’A RAĞMEN", bir iş yapabilecek potansiyel mevcut mu?!

    Buyurun, sıra geldi KADER BAHSİNE...

    Astroloji bölümünde insan beyninin aldığı tesirler ile tüm yaşamının programlanmış olduğunu normal şartlarda bunun değişmesinin de asla mümkün olamayacağını açıklamıştık. Yâni bir diğer ifade şekliyle kişinin kaderinin, beynin ilk teşekkül devresinde kozmik kalemle yazılıp bu yazının kuruduğunu ve artık yeni tesirler ile değişmeyeceğini beyan etmiştik.

    İnsanın kaderi...

    Elinde olan bir şey var mı?..

    Kaderi önceden yazılı mı?..

    Her şey olup bitmiş mi?..

    Bakalım bu konuda Kur`ân-ı Kerîm’in hükmü ne; ve yine Hz. Resûl-i Ekrem Muhammed Mustafa Aleyhi’s-selâm "Kader"i nasıl târif etmiş?. İman edilmesi zorunlu "Kader" mevzûunda neler açıklamış?..
    [move]Dünyadan adalet bekleme. Adalet sahibine zulmetmiş olursun.[/move]

    #2
    Ynt: KADER NEDİR, KADERE NASIL İMAN EDECEĞİZ?

    Esasen basîret sahibi için Tevhid sırrı ile kader sırrı aynı şeydir!.. Bu sır aslında gerçeği görmek isteyenler için hiç de sır değildir!.. Daha doğrusu, bu gerçeği görmek kolaylaştırılmış olanlar için, hiç de güç değildir!..

    Evet, mesele o gerçeğe ehil olarak yaratılmışlar için son derece basittir!..

    Şöyle ki...

    Allah, kendisinde mevcut olan sayısız ve sonsuz mânâları âşikâre çıkartmayı irade etmiştir.

    İlim vasfı dolayısıyla hangi mânâların âşikâre çıkmasını murad etmiş ise, ilminin gereğini kudret sıfatıyla gerçekleştirmiştir.

    Esasen her şey ilim mertebesinde olup bitmiştir!..

    Daha sonra ise ilim mertebesinde olup bitenler, kuvveden fiile dönüşmeye başlamıştır. Varlıkta asıl olanlar ilâhî sıfatların ve isimlerin mânâlarıdır.

    Bu mânâların sayısız bileşimlerinden ise, gene sayısız isimlerle anılan oluşumlar meydana gelmiştir. Ancak bu meydana gelen oluşumlar dahi gene kendi varlığı ile kaim olan şeylerdir.

    Şu hususu çok iyi kavrayalım:

    Bir deri parçasını başına şapka yapmakla, ayağına ayakkabı yapmanın senin yönünden nasıl bir farkı yoksa; ayağın tabanı nasıl, beni aniye göz yapmadın diyemiyor ise; var edilen varlıkların da, gerçekte, beni niye şöyle yapmadın demeye hakları yoktur!.. Velev ki deseler..? Vücudunuzdaki bir hücrenin içindeki virüsün tümüyle isyan, ya da sizi tasdik içinde olması, sizde ne uyandırır ki?..

    Evet, “kaderin” orijini itibariyle; her şeyin, TEK varlık sahibinin ilim, irade ve kudreti ile oluştuğunu anlattığını belki bu yolla anlayabiliriz.

    Zaten İslâm’ın tasavvuf adı altında yaşatılan “Vahdet” anlayışı dahi her şeyin, aslında “bir çok varlık” olmayıp; tek varlıktaki sayısız mânâların âşikâre çıkışından başka bir şey olmadığını anlatmaktadır ki, bu da aynı şeye işarettir!
    [move]Dünyadan adalet bekleme. Adalet sahibine zulmetmiş olursun.[/move]

    Yorum


      #3
      KADER NEDİR, KADERE NASIL İMAN EDECEĞİZ?

      programci, programladigi oyun, oyunu oynayan.
      programci global vizor'dur. oyunu oynayan local visor'dur. programlanan oyun ise mantiksal teorilerden olusur. oyuncu sunu sunu yaparsa dogru git ve puan kazan, sunu sunu yaparsa yanlis olur ve puan kir. sunlari sunlari da yaparsa oyun yanar ve biter.
      ayni oyunu oynayip kazanan da kaybeden de var. demek ki oyunu programlayan oyunu kazanilmak veya kaybedilmek uzere kodlamamis. sadece kurallari bildirmis. kazanan da kaybeden de oynayanlarin bizzat kendi tercihleri sonucunda oyunu komuta etmeleridir.
      iste boyle anlamak lazim kaderi.

      1-allah zalim degildir.
      2-insan, secebilen, ayirtedebilen, anlayan ve anlamlandiran varliktir
      3-tercih hakki insanin bizzat kendisinde olmayan eylemlerden insan sorumlu degildir, demek ki tercih kakki insanin kendisinde olan eylemlerinden insan kendisi sorumludur.
      4-kader, insana zorunlu dayatilmis ameller butunu ise, bunun sorumlusu neden insan olsun? bana rol bicildi ven de yaptim, rolu bicen sucludur seklinde hakli savunmaya gecer ve elinde koz olurdu. sunnetullah, insana bu kozu vermeyecek sekilde hicbir puruz olmaksizin islemektedir.
      5-kader insanin kendi eylemlerini kendisinin secimidir, allah bunun bilgisine sahiptir. mudahili degildir. global gozetleyicidir. insan ise lokal gozetleyicidir. kaza, allahin bilgisinde olan kaderin yani teorinin pratige donusmesidir, son bulma, sonlanma, hukmu giyme durumudur.
      6-kader allah katinda bilgi olarak vardir, falanca insan sunu yapsin diye allahtan kula bir dayatma degil, falanca kul sunu yapacak seklinde allahta olan ezeli bir bilgidir.
      7-allahin kadere mudahil olmamasi, allahtan bagimsiz hareket kabiliyeti demek degildir, allah mudahil olacaksa da sunnetullah icerisinde mudahil olur, sebeb sonuc zincirini asla bozmaz.
      8-statik ve dinamik kader vardir. statik kader, kendisine gorevleri verilmis olan varlikalrin bunu aksatmaksizin yerine getirmesidir: gunesin dogmasi ve batmasi, yildizlarin ayin cikmasi, nem yuksek olan bir bolgede sicaklik da varsa bunun mutlak surette yagisa donusmesi vs vs vs. dinamik kader ise insana ozgudur. kendisine verilen gorevi yerine getirir veya buna itiraz edip reddedebilir. statik kader insana ibret icin de vardir ayni zamanda: ey insan, bak kendisine verilen gorevi su varlikla nasil aksatmadan yerine getiriyorsa, sen de sana verilen gorevi kul olarak aksatmadan yerine getir denilmektedir. tercih hakki yine kendisinindir, ister ilahi rehberlik olan vahye tabi olur, isterse de vahyi devredisi birakip heva hevesi kendisine rehber edinir.
      ferheng@hotmail.com.tr

      Yorum


        #4
        KADER NEDİR, KADERE NASIL İMAN EDECEĞİZ?

        Hocam peki kısmet, nasip denilen olay nedir? Biraz da kendi açımdan soruyorum bunu. Örneğin ben sınava çalışıyorum o kadar çalışmama rağmen başarılı olamıyorum. Çevremdekiler nasip falan diyor. Nasip nedir, nasip olunca çalışmaya gerek yok mu?
        Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
        Hz.Peygamber (saa)

        Yorum


          #5
          KADER NEDİR, KADERE NASIL İMAN EDECEĞİZ?

          nasip ve kismet, lafizdan da anlasilacagi gibi paya dusen, pay, oran demektir. bizdeki yaygin kani hep nasip kisinin ayagina gelir seklinde olmustur. halbuki tam aksine, kisinin cabasi ile edindigi ona dusen nasibidir. insan takvasi ile ustundur, takva nedir? k-v-y yani kuvve'den turer, yani guc caba demektir, yani cabalayarak edinilmislerden, seciminden, iradesi ile elde ettikelrinden sorumludur ve bir emek sergiledigi icin bu bir ustunluktur. bu yuzden irk asabiyeti basta olmak uzere, edinimi cabamiza bagli olmayan seylerin taassubculugunu yapmak gereksiz ve ondan da ote islami, imani ve insani bir zafiyettir. efednimizin hadisi serifinde, siz takvanizla allah katinda deger kazanirsiniz, arabin arap olmayana.... diye devam eden sozunde takvanin pesinden konuyu cabasiz edinim olan irka getirmesi de cok guzel bir orneklemedir.
          nasip ve kismet bizim cabamiz olmaksizin ayagimiza gelecekdiyse, onu edinmis olmanin bizim icin nasil degeri olsun, nicin anlami olsun ki? ayrica, mesela cok calistik ve sinavi kazanamadik diyelim, madem nasip ve kismet degilmis, biz neden uzuluyoruz, suc nasip ve kismetin dememiz gerekmez miydi? nasip kendisi beni bulmadi ve kazanamadim derdik ve vicdanen rahatsizligimizi bertaraf edebilecegimiz gibi, toplumsal statumuzu de zedelemekten kurtulmus olurduk.
          ferheng@hotmail.com.tr

          Yorum


            #6
            KADER NEDİR, KADERE NASIL İMAN EDECEĞİZ?

            hocam şans oyunlarında kazanılanlar ne oluyor ozaman. adam sallayıp tutturuyor- herhangi bir özel çabası yok. ben şans diye bir şeye inanmıyorum. ama kısmetinde çalışmakla ilgisi olduğunu pek sanmıyorum.
            Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
            Hz.Peygamber (saa)

            Yorum


              #7
              KADER NEDİR, KADERE NASIL İMAN EDECEĞİZ?

              sans oyunlarinin hangi cihetini sordunuz bununla, onu anlayamadim? isin dini boyutunu bir kenara atalim ve soyle dusunelim: bil bakalim hangi elimde? oyunundan ne farki var sans oyununun tutturma ve kasina cikisi acisindan? ikisinde de sallama bir cevap veriyorsun.
              birsey dusun, kismet degilmis de nasip olmadi deniliyor olsun. ve yine birsey dusun, bu cevabin cok verildigi konulardan biri mesela is bulma konusu. isi insan mi bulur yoksa issiz biri bekler de is ona gelip gel bak ben varim bende calis mi der?

              kismetin calismayla ilgili oldugunu sanmaman, bugune kadar mananin tam tersi ile kullaniminin yayginligi nedeniyle, baska bir sebebden degil.
              ferheng@hotmail.com.tr

              Yorum


                #8
                KADER NEDİR, KADERE NASIL İMAN EDECEĞİZ?

                şans oyunlarının tamamı. herhangi biri için değil. şan oyunlarının şöyle bir özelliği var kaçıncı da ve ne kadar miktarın çıkacağı hiç belli olmuyor. bu da insanları kendine bağlıyor yani oynayanları. örneğin diyelim ki yılbaşı bileti aldınız. adam gidp bilet alırken herhalde hesap kitap yapmıyor değilmi? kağıt tomarları içinden birini rast gele çekiyor ve erttesi gün çektiği rakamlar tutuyor. bu şimdi kısmet değil mi? adam hernahgi bir uğraşıya girmeden o kadar paranın sahibi oluyor.
                kısmet kaderin başka bir versiyonu mu? çıktığı zaman çok kısmetliyim ya da şanslıyım diyor. çıkmadıysa da hiç şansım yok diyor.
                örneğin evlenme konusu da böyle değil mi. siz birini seversiniz onunla evlenmek istersniz ama kız veya erkek sizin teklifinizi kabul etmez ve başkası ile evlenir. burda da bir kısmet giriyor işin içine.
                örnekleri çoğaltabiliriz. o yüzden kısmet ile çalışmak arasında ben pek güçlü bağlar göremiyorum.
                Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
                Hz.Peygamber (saa)

                Yorum


                  #9
                  KADER NEDİR, KADERE NASIL İMAN EDECEĞİZ?

                  sizin ifadenizle bakarsak, sans oyununda neden sadece para cikmasini kismet gorecegiz ki? cikmamasi da bir kismet.
                  bir kelimenin oyle kullanilagelisi onun o manaya sahip oldugunu gostermez. sans kelime anlami firsat demektir. kismet ise paya dusen demektir, o zaman buradan girelim meseleye, payima dusen buymus demek nasil olmus da firsat bana geldi ile es anlamli olmus olabilir. o sadece bir galat-i meshur.
                  gercek anlamda sans olarak para vurdu demek icin, ir kisi oyunoynamadigi halde birilerinin kendisini kazanan ilan etmis olamsi gerekir, o zaman sans oyunu diyebilirsiniz. aksi halde diger turlusune, yani kisi gidiyor, bilete para veriyor, onun sahibi oluyor, dolayisiyla oyuna fiilen katilmis oluyor. oyunu duzenleyen ne diyor: ben onbintane bilet satiyorum, bu biletlerden bir yada birkacina sukadar miktar ikramiye verecegim. yani ortada bir anlasma var. bunun sansla falan uzak yakin alakasi yok. kismetle de yok. ayrica mesru olasa da, siz oyuna katilinmasini, oyunun sartlarinin kabul edilerek bilet alicilarin bilet satin almasini vs neden ugrasi olarak gormuyorsunuz. ugrasi demek sadece cuvalla yuk tasimak demek degil. mesru olmasa da bir ugrasinin ve bir mukaveleyi kabulun sonucudur bu. o oyuna girmek icin gecirilen tum asamalarin adi cabadir. caba demek ille de helal olan bir ise sarfedilmis emek demek degildir. mesela adam hicbir ugrasi sarfetmeden o kadar paranin sahibi oluyor demissin: simdi burdan aciklayalim. neden hicbir ugrasi yokmus: 1- o adamin ikramiye olarak aldigi para, oyunun diger katilimcilarindan toplanan paranin bir kismi, dolayisiyla o ikramiyeyi kazananla oyun isleticisi arasinda zimnen soyle bir anlama var: ey oyuncular(bileti alanlar), siz bana sukadar para verip su biletleri alin, ben de sizin adiniza sizi toplama derdine sokmadan oyunun tum katilimcialrindan aldigim topladigim paralari biryerde muhafaza edeyim.
                  simdi ayni oyunu ilkel anlamda dusunelim: oyun isleticisi olmasin ortada, ama insanlar kendi aralarinda deseler ki haydi hepimiz ortaya bir para koyalim, kagitlarin uzerine sayilar yazalim, sonra da torbadan rastgele rakam cekelim, cekilen rakam kimin elindeki kagittaki rakamla ayni ise o kazanmis olsun. ilkel oyunla modern oyun arasindaki tek fark, oyun isleticisinin komisyoncu sifatiyla sizin adiniza toplama ve muhafa isini ustleniyor olmasidir. peki simdi birincisinde insanlar bunu kendi aralarinda organize ettigi icin sans oyunu olmaktan cikiyormu adi? hayir ciklmiyor. cikmiyor ama bir emek de yok degil. helal degil ama emeksiz de degil. caba var yani ortada.

                  buradan suna gelelim: bir isadami dsunun, isletmeleri var fabrikalari var. kendisi yazaihanesinde oturuyor, onun adina tum islerini takip eden elemanlari var, birisi islerin duzenini sagliyor, birisi muhasebeyi yapiyor, birisi siparislari takip ediyor, bir baskasi odemelere bakiyor vs vs. peki asil patron icin sunu diyebilir miyiz: tum isleri elemanlar yapiyor, patron ise hicbir zahmete girmeden tum kari aliyor.
                  sans oyunu ile patronun emeksizce parayi kazanmasi arasinda hic fark yok, caba acisindan fark yok, veya cabasizlik acisindan. ama birisi helal para digeri haram para. diyeceksiniz ki olurmu oyle sey, o patron 5 liralik hammadde aldi onu isledi ve urun haline getirip 8 liraya satti. iyi de bu asamalarin hangi birinde patronun direk ugrasisi var? hicbirinde yok. yok ama biz buna hazira konma demiyoruz yine de. cunku o adam sermayenin sahibi. ama lotodan totodan para kazanan kisi, sermaye olarak bir bilet parasina sahipken, birden binlerce kat katliyor ve cuvalla para aliyor. birkere isin ozundeki niyet cok farkli, meseleyi mesru sinir icinde tutan ve tutmayan da bu nokta zaten. patron hammadde alirken bir riske girdigini biliyor, ben bunu urune cevirdigimde pazarda tutulmayabilir diyor ve yine de gidiyor. ama sans oyunu oynayan ise ben kazanamasam bile alti ustu bir bilet param gidecek diyor ve bir paranin asla kazandiramayacagi miktarda bir kazanimi, bir baskasinin kaybi uzerinden elde ediyor. ama ticarette, isin icinde zerre kadar cabaniz omasa bile, bir baskasinin kaybi uzerinden elde etme durumu yok, siz hammadde aliyorsaniz, demekki baskasina da mal karsiligi para veriyorsunuz. sizin ticari kazanciniz bir baskasinin kaybi uzerine kurulu degil. ayrim noktasini da bu olusturuyor. emekli veya emeksiz olmasi degil mesele. eger emeksiz para kazanimindan yola cikarsak, o zaman emekli memurun aldigi maasi nereye koyacagiz? cunku o memur calisirken maasini almis, calistiginin karsiligini o zaman zaten edinmis. peki emekli olunca oturdugu yerden devlet ona maas oduyor, bu hazira konmak mi? hayir, demiyoruz. ama o maasin karsiligi olarak bir emek sarfediliyor da degil. o zaman bunu nasil aciklariz?

                  evlilik.... bakin cumlenizde ne diyorsunuz: siz birini sevdiniz ama o gitti baskasiyla evlendi. sevdiniz dediniz degilmi, bu isin caba ve ugrasi da sevmek iste. sonucunda sizinle olmasa da o kiz bir baskasi ile evlenmistir, kismet ve ya kismetsizligi,s evdigi halde evlenemeyen kisiye baglamaniz yanlis zaten, olayin icinde evliligini bir baskasi ile yapan biri oldugu gibi, ugrastigi halde evlenemeyen de biri var. her ikisi de bir cabanin urunu.

                  dolayisiyla nasip ve ksimet sadece olumlu ve yuzumuzu gulduren sonuclar icin kullanilmaz. ugrasi sonucu edilnilmis veya edinilememis tum durumlarin ortak adidir. tipki isi, sicak, soguk gibi. sicak ve sogugun ortak adi isidir. isi demek sicaklik demek degildir. havanin suanki sicakligi -5 derece denilmez ama havanin suanki isisi -5 derece denilir mesela. bunun gibi.

                  bu konunun anlasilmasi icin farkli ornekler verilmesi lazim ama o zaman baya uzayacak yazi. en kisa boyle ifade edebildim.

                  iman cehd ve gayrettir ve bunun karsiliginda da cennet vardir.
                  kufrun karsiligi da cehennemdir. peki bu bir gayret ve cabanin sonucu degilmi?
                  birkere ortada iyi yada kotu amel (is, caba, isleyis) var. iyi amelin nasibi ve kismeti cennet, kotu amelin nasip ve kismeti olarak da cehennem elde ediliyor.
                  ferheng@hotmail.com.tr

                  Yorum


                    #10
                    KADER NEDİR, KADERE NASIL İMAN EDECEĞİZ?

                    tşkler bu uzun açıklama için. hocam o zaman her çabalayan eden istediğini alamıyor? madem kısmet nasip kişinin çabası uğraşı ile doğru orantılı ise ozaman her çalşan amacına ulaşşsın. ama öyle olmuyor misal ben? )
                    Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
                    Hz.Peygamber (saa)

                    Yorum

                    YUKARI ÇIK
                    Çalışıyor...
                    X