Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

felsefik öyküler...

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #76
    Ynt: felsefik öyküler...

    Dünyanın En

    Güzel Adını

    Taşıyan Tablo



    •John Minum- The World of Art•



    Tabloları ile ün yapmış bir ressam, günün birinde en güzel yapıtını yapmaya karar verdi. Konu bulmak için kent dışında dolaşmaya çıktı. Ressamı tanıyan biri, “Böyle nereye gidiyorsun, dostum?” diye sordu.

    Ressam, “Bilmiyorum, dünyanın en güzel şeyinin resmini yapmak istiyorum” diye yanıt verdi. “Belki siz dünyanın en güzel şeyinin ne olduğunu söyleyebilirsiniz.”

    Adam biraz düşündükten sonra, “Kolay” dedi. “Dünyanın neresine giderseniz gidin, en güzel şeyin inanç olduğunu göreceksiniz.”

    Ressam yanıt vermeden yoluna devam etti. Daha sonra çok saygı duyduğu bir adama rastladı. Ona dünyanın en güzel şeyinin ne olabileceğini sordu. İkinci adam da bir süre düşündükten sonra şunları söyledi:

    “Dünyanın en güzel şeyi aşktır. Yoksulları zenginleştiren, gözyaşlarını tatlılaştıran, azı çok yapan o değil midir? Aşksız hiçbir şey güzel olamaz.”

    Ressam dünyanın en güzel şeyini aramaya devam etti. Yolda giderken rastladığı yorgun bir askere de aynı şeyi sordu. Asker kendisine şunları söyledi:

    “Dünyanın en güzel şeyi barıştır. En çirkin şeyi de savaş... Barış olan yerde her zaman güzellik bulabilirsiniz.”

    O zaman ressam şöyle düşünmeye başladı.

    “Dünyanın en güzel şeyleri; inanç, aşk ve barış ise onların resmini nasıl bulabilirim?”

    Başını sallayarak evine döndü. Kapıdan içeri girince dünyanın en güzel şeyini bulmuştu. Çocukların gözünde inanç, eşinin gözünde aşk, evinde barış ve mutluluk hüküm sürüyordu.

    Bunlardan ilham alan ressam dünyanın en güzel şeyinin resmini yaptı.

    İşi bitince boyalarını ve fırçalarını topladı. Daha sonra tuvalin örtüsünü kaldırarak, uzun uzun seyretti yapıtını; kendine güvenen bir aile reisi, mutlu bir kadın ve böyle mutlu bir ortamda yüzleri pırıl pırıl parlayan çocuklar, ışık oyunlarıyla dolu sıcak bir ortamda resmedilmişlerdi.

    Ressam, daha sonra tablosuna “Evim” adını verdi.•
    Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
    Hz.Peygamber (saa)

    Yorum


      #77
      Ynt: felsefik öyküler...

      Dava

      Avukat Petroçelli'nin kaybettigi tek dava:

      Ünlü bir futbolcu karısını öldürmekle suçlanıyordu..Futbolcu yakalanmıstı... Ama karısının cesedi ortada yoktu..
      Duruşma Amerikan filmlerindeki gibiydi.. Futbolcu sanık sandalyesinde oturuyordu..
      Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu:
      "Sayın jüri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum..
      Buna az sonra sizler de inanacaksınız.. Neden mi?
      Bakın, şimdi 1'den 10'a kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen karısı bu kapıdan içeri girecek..
      1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10..."
      Bütün jüri kapiya döndü... Kimse girmedi içeri..
      Avukat bir savunma dehasıydı; öldürücü hamlesini yapti..
      "Bakın, siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz.. Çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız.. İşte kararı buna göre vermenizi talep ediyorum.."

      Jüri, ünlü futbolcuyu suçlu buldugunu bildirdi ve dava bu sekilde sonuçlandı..
      Mahkeme çıkışında avukat, bayan jüri başkanına yaklaştı:

      "10'a kadar saydığımda siz de diger üyeler gibi kapıya bakmıştınız.. Neden böyle bir karara imza attınız?"
      "Doğru" dedi jüri başkanı;
      "Ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu!.."



      Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
      Hz.Peygamber (saa)

      Yorum


        #78
        Ynt: felsefik öyküler...

        Hayatın Armağanı
        İki gezgin melek, geceyi geçirmek için, son derece varlıklı bir ailenin evinin kapısını çalmışlar. Aile, pek kaba bir üslupla, meleklere yatacak yer olarak koca malikanenin konuk odalarından birini vermek yerine, soğuk bodrumdaki küçük bir köşeyi göstermiş.

        Melekler, buz gibi odanın soğuk ve sert zemininde kendilerine yatacak bir yer hazırlamaya çalışırlarken, yaşlı melek duvarda bir delik görmüş ve kalkıp deliği onarmaya girişmiş. Genç melek, yaşlı meleğe bu hareketinin nedenini sorunca, yaşlı melek hafifçe gülümsemiş:
        - Her şey, her zaman, göründüğü gibi değildir...

        Sabah malikaneden ayrılan melekler, gece bastırınca, bir kez daha kalacak yer bulmak umuduyla, bu defa çok fakir bir çiftçi ailesinin kapısını çalmışlar. Son derece misafirperver olan fakir karıkoca, sofralarında ne var ne yoksa meleklerle paylaştıktan sonra, onlara rahatça uyumaları için kendi yataklarını vererek yanlarından ayrılmışlar. Sabah güneş doğduğunda, melekler, zavallı karıkocayı gözyaşları içinde bulmuşlar: Yegane geçim kaynakları olan tek inek de tarlalarının ortasında cansız yatmaktaymış.

        Genç melek, bu sefer iyice öfkelenerek yaşlı meleğe isyan etmiş:
        - Bunun olmasına nasıl izin verebildin? O varlıklı kaba adamın her şeyi vardı; ama sen kalktın, ona yine de yardım ettin. Bu iyi yürekli fakir ailenin ise o tek inekten başka hiçbir şeyleri yoktu. Buna rağmen onu bile paylaşmaya gönüllü oldular. Ama sen, o ineği de yitirmelerine izin verdin!

        Bunun üzerine yaşlı melek, genç meleğe dönerek şu cevabı vermiş:
        - Her şey, her zaman, göründüğü gibi değildir. O zengin malikanenin bodrumunda kaldığımız gece, duvardaki deliğin dibinde külçe külçe altın saklı olduğunu fark ettim. Malikanenin sahibi, bu kadar açgözlü olduğu ve kendisine verilmiş şans sayesinde edindiği zenginliğin bir parçasını bile paylaşmaya yanaşmadığı için, ben de o deliği öyle bir kapatıp mühürledim ki artık arayıp bulsa da açamaz.

        Ve devam etmiş:
        - Sonra, dün gece biz çiftçi ailesinin yatağında uyurken, ölüm meleğinin o çiftçinin karısını almaya geldiğini gördüm. Ben de onun yerine, ölüm meleğine ineği verdim.

        Yaşlı melek, gülümseyerek bir kez daha eklemiş:
        - Her şey, her zaman, göründüğü gibi değildir. Bazen işler istediğimiz gibi sonuçlanmadığında, aslında bizim de başımıza gelen tam da budur işte. İnanıyorsanız, yapmanız gereken şey, sadece her sonucun her zaman sizin lehinize olduğuna güvenmektir. Bunun böyle olduğunu, ancak belirli bir zaman sonra öğrenebilecek olsanız bile. Bazı insanlar, hayatımıza girerler ve çabucak çıkarlar. Bazıları ise dostumuz olur ve bir süre orada kalırlar. Yüreklerimizde o güzel ayak izlerini bırakarak… Ve bu, iyi bir dost kazandığımız için, bir daha asla eskisi gibi olmayacağız demektir!

        Dün, tarih oldu.
        Yarın, bir gizemdir.
        Bugün ise bir armağan. Bu yüzden İngilizcede “present”, hem “şu an”, hem de “armağan” anlamına gelir!
        Her anı doyasıya yaşayın ve tadını çıkarmaya bakın.
        Hayat, bir kostümlü prova değildir!..
        Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
        Hz.Peygamber (saa)

        Yorum


          #79
          Ynt: felsefik öyküler...

          Gece Gündüz :.

          Bir bilge kisi, çölde öğrencileriyle otururken demiş ki;

          - "Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?"

          Öğrencilerden biri;

          - "Uzaktaki sürüye bakarım," demiş, "Koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir."

          Başka bir öğrenci söz almış ve "Hocam" demiş, "İncir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman, anlarım ki sabah başlamıştır."

          Bilge kişi, uzun süre susmuş. Öğrenciler meraklanmışlar ve "Siz ne düşünüyorsunuz hocam?" diye sormuşlar.

          Bilge kişi şöyle demiş;

          - "Yürürken karşıma bir kadın çıktığında, güzel mi çirkin mi, siyah mı beyaz mı diye ayırmadan ona "bacım" diyebildiğimde ve yine yürürken önüme çıkan erkeği, zengin mi yoksul mu diye bakmadan, milletine, ırkına, dinine aldırmadan, "kardeşim" sayabildiğimde anlarım ki; sabah olmuştur, AYDINLIK başlamıştır..."

          Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
          Hz.Peygamber (saa)

          Yorum


            #80
            Ynt: felsefik öyküler...

            felsefe ne olaki ?
            Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

            Yorum


              #81
              Ynt: felsefik öyküler...

              google taramasi yapsaydiniz kardes?


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #82
                Ynt: felsefik öyküler...

                [quote author=huge link=topic=13771.msg147305#msg147305 date=1334436813]
                felsefe ne olaki ?
                [/quote]
                bu soruyu birçok fiozof da kendine sormuştur. aslında felsefe her şeydir. en basit kelime nalamı bilgelik sevgisi, bilgiyi seven onun peşinde koşan ya da soru sorma işidir. felsefe cevaplardan çok sorularla illgilenen bütün bilimlerin kaynağıdır. yani kısacası felsefe derya denizdir.
                Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
                Hz.Peygamber (saa)

                Yorum


                  #83
                  Ynt: felsefik öyküler...

                  Alışverişe gitmek üzere evden çıkan bir kadın, kapısının karşısındaki kaldırımda oturan bembeyaz sakallı üç yaşlıyı görünce önce duraksadı, sonra onları, tüm içtenliğiyle evine davet etti; "Burada böyle oturduğunuza göre, üçünüz de kesinlikle acıkmış olmalısınız", dedi. "Lütfen içeri gelin, size yiyecek birşeyler hazırlayayım."

                  Üç yaşlıdan biri, kadına, eşinin evde olup olmadığını sordu. Kadın, eşinin biraz önce çıktığını, şu anda evde olmadığını söyledi. Yaşlı adam, başını iki yana salladı; "Eşiniz evde değilse, biz de davetinizi kabul edemeyiz", dedi.

                  Akşam eşi geldiğinde, kadın karşı kaldırımdaki yaşlı adamlarla arasında geçen konuşmayı anlattı. "Senin evde olmadığını öğrenince, içeri girmek istemediler" dedi. Yaşlı adamların budavranışlarını öğrenince, kadının eşi üzüldü. "Bir bakıversene dışarı", dedi. "Hâlâ oradalarsa, şimdi davet edebilirsin eve."

                  Kadın kapıyı açar açmaz, karşı kaldırımdaki bembeyaz sakallı üç yaşlıyla yeniden karşılaştı. "Eşim geldi, şimdi evde" dedi ve onlara davetini yineledi; "Yemeğimizi birlikte yemek için sizi şimdi davet edebilir miyim evimize?"

                  Kadının davetine yaşlılardan biri yanıt verdi; "Biz hiçbir eve üçümüz birlikte gitmeyiz", dedi ve kısa bir duraksamadan sonra, bir açıklama yaptı; "Sağ yanımdaki bu arkadaşımın adı, zenginliktir. Bu yanımda oturan arkadaşımın adı başarı, benim adım ise sevgidir.

                  Kendini ve arkadaşlarını tanıttıktan sonra sevgi, kadına ilginç bir öneride bulundu "Şimdi evinize gidin ve eşinizle başbaşa verip, bir karara varın", dedi. "İçimizden sadece birimizi davet edebilirsiniz evinize. Hangimizi davet etmek istediğinize karar verin, sonra gelin, kararınızı bize bildirin."

                  Kadın, sevginin önerisini eşine anlattığında, adam sevinçten göklere fırladı. "Aman ne güzel, ne güzel", dedi. "Hangisini davet edeceğimizi bize bıraktıklarına göre, biz de içlerinden zenginliği davet ederiz ve evimiz de bir anda zenginliğe kavuşmuş olur."

                  Eşinin kararı, kadının hiç de hoşuna gitmedi. "Başarıyı davet etsek, daha mantıklı bir karar vermiş olmaz mıyız, kocacığım?", dedi.

                  Kayınvalidesiyle, kayınpederinin bu konuşmasına, içerideki odada bulunan gelinleri de kulak misafiri olmuştu. Koşarak içeri girdi ve o da kendi önerisini söyledi; "En doğru karar, sevgiyi davet etmek değil midir?", dedi. "Düşünsenize, evimiz bir anda sevgiye kavuşacak"

                  Gelinin bu önerisi, kayınpederin de, kayınvalidenin de çok hoşlarına gitti. "Tamam, en doğru karar bu olacak" dediler. Sevgiyi davet edelim..."

                  Kadın kapıyı açtı ve üç yaşlıya birden sordu; "İçinizde hanginiz sevgiydi? Onu davet etmeye karar verdik. Lütfen buyursun..."

                  Sevgi ayağa kalktı, eve doğru yürümeye başladı. Arkadaşları da ayağa kalktılar ve sevginin arkasından, onlar da eve doğru yürümeye başladılar. Kadın, büyük bir şaşkınlık ve heyecan içinde, zenginlikle başarıya sordu; "Siz niçin geliyorsunuz? Ben yalnız sevgiyi davet etmiştim."

                  Kadının bu sorusuna, üç yaşlı birlikte yanıt verdiler; "Eğer içimizden yalnız zenginliği ya da başarıyı davet etmiş olsaydınız, davet edilmeyen ikimiz dışarıda bekleyecektik. Fakat siz sevgiyi davet ettiniz. Bu durumda üçümüz birden gelmek zorundayız evinize."

                  Ve kadının "niçin?" diye sormasını beklemeden, zenginlik ve başarı sözlerini şöyle sürdürdüler; "Çünkü sevginin olduğu her yerde, biz zenginlik ve başarı da her zaman, onun yanında oluruz.
                  Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
                  Hz.Peygamber (saa)

                  Yorum


                    #84
                    Ynt: felsefik öyküler...

                    Bakış Açısı



                    Dr. Paul Rusken, öğrencilerine yaşlanmanın psikolojik belirtilerini öğretirken onlara şu olayı okur :
                    " Hasta ne konuşuyor, ne de söylenenleri anlıyor.
                    Bazen saatlerce anlaşılmaz şeyler geveliyor.
                    Zaman, yer ya da kişi kavramı yok.
                    Yalnız, nasıl oluyorsa, kendi adı söylendiğinde tepki veriyor.
                    Son altı aydır onun yanındayım, ne görünüşü için bir çaba sarf ediyor ne de bakım yapılırken yardımcı oluyor.
                    Onu hep başkaları besliyor, yıkıyor ve giydiriyor.
                    Dişleri yok, yiyeceklerin püre halinde verilmesi gerekiyor.
                    Gömleği salyalarından dolayı sürekli leke içinde.
                    Yürümüyor.
                    Uykusu sürekli düzensiz.
                    Gece yarısı uyanıp çığlıklarıyla herkesi uyandırıyor.
                    Çoğu zaman mutlu ve sevecen, fakat bazen ortada bir sebep yokken sinirleniyor.
                    Biri gelip onu yatıştırana kadar da feryat figan bağırıyor."
                    Bu olayı okuduktan sonra, Rusken öğrencilerine böyle birinin bakımını üstlenmek isteyip istemediklerini sorar.
                    Öğrenciler bunu yapamayacaklarını söylerler.Rusken, kendisinin bunu büyük bir zevkle yaptığını ve onların da yapması gerektiğini söyleyince öğrenciler şaşırırlar.Daha sonra Rusken hastanın fotoğrafını dolaştırmaya baslar. Fotoğraftaki doktorun altı aylık kızıdır.
                    Dr. Rusken, Amerikan Tip Birliği Dergisindeki makalesinde,(günümüzde çok yaşandığı gibi ) gülünç bir yanlış anlamanın insana nasıl tamamen farklı bir perspektif kazandıracağını anlatmaktadır.
                    Belki de hayatta yaşadığımız birçok şey bize önyargılarımız ve bakış acılarımız tarafından dayanılmaz ve zor gözükebilir...
                    Ellen Olein
                    Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
                    Hz.Peygamber (saa)

                    Yorum


                      #85
                      Ynt: felsefik öyküler...

                      iyilikten daha çabuk unutulan birşey yokmuş...



                      Bir kurdu avcılar fena halde sıkıştırırlar. Kurt ormanda oraya buraya kaçmaktadır, Ancak peşindeki avcıları bir türlü def edemez.
                      Canını kurtarmak için deli gibi kpşarken bir köylüye rastlar. Köylü elinde yabasıyla tarlaya gitmektedir. Kurt adamın önüne çöker ve yalvarmaya başlar:
                      -"Ey İnsan ne olur yardım et bana, peşimdeki avcılardan kaçacak halim kalmadı, Eğer yardım etmezsen biraz sonra yakalayıp öldürecekler beni"

                      Köylü bir an düşündükten sonra yanındaki boş çuvalı açar, kurda içine girmesini söyler. Çuvalın ağzını bağlar sırtına vurur ve yürümeye devam eder. Birkaç sonrada avcılara rastlar. Avcılar ona bu civarlarda bir kurt görüp görmediğini sorarlar O'da "Görmedim" der ve avcılar uzaklaşır.
                      Avcıların iyice uzaklaştığına emin olduktan sonra köylü sırtındaki çuvalın ağzını açar ve kurda artık çıkmasını söyler.

                      -"Çok teşekkür ederim" der kurt "Bana büyük bir iyilik yaptın"
                      -"Önemli değil der köylü" ve tarlasına doğru yürümeye başlar.
                      -"Bir dakika" diye seslenir kurt "Çok uzun zamandır bu avcılardan kaçıyorum, Çok bitkin düştüm, açım, kuvvetimi toplamam bir şeyler yemem lazım ve çevrelerde senden başka yiyecek bir şey yok"
                      -"Olurmu ama ben senin hayatını kurtardım"
                      -"Yapılan iyiliklerden, verilen hizmetlerden daha çabuk unutulan birşey yoktur" der kurt. "Bende kendi çıkarım için senin iyiliğini unutmak ve seni yemek zorundayım"


                      Bir süre tartıştıktan sonra önlerine çıkan ilk üç kişiye sormaya ve ona göre davranmaya karar verirler. Karşılarına önce yaşlı bir kısrak çıkar
                      "Ne vefası" der kısrak "Ben sahibime yıllarca hizmet ettim, arabasını çektim, taylar doğurdum, gezdirdim ve yaşlanıp işe yaramaz hale geldiğimde böyle kapıya koydu"


                      Bir sıfır öne geçen kurt sevinirken bir köğe rastlarlar.
                      "Ben hizmetin değerini bilen bir efendi görmedim" der köpekte "Yıllardır sadakatla hizmet ederim sahibime, koyunlarını korurum, yabcılara saldırırım ama o beni her gün tekmeler"


                      Kurt köylüye dönere
                      -"İşte gördün, artık seni yiyebilirim" der. köylüde son bir çabayla
                      -"Ama üç kişi diye konuşmuştuk, bir kişiye daha soralım, sonra beni ye" diye karşılık verir.


                      Bu kezde karşılarına bir tilki çıkar, Başlarından geçenleri, tartışmalarını anlatırlar. Tilki hep nefret ettiği kurda bir oyun oynayacağı için keyiflenir.
                      -"Her şeyi anladımda" der tilki "sen bu torbaya nasıl sığdın onu anlayamadım"
                      Kurt bişeyler söyel ama tilki inanmaz. artık sabrı kalmayan kurt bi an önce bu işi bitirmek için ıspatlamaya karar verir ve torbaya girer.
                      Köylüde Tilkinin işaretiyle torbanın ağzını hemen sıkı sıkıya bağlar ve "Demek iyiliğime böyle karşılık verecektin" diyerek eline bir taş alıp kurdu hırpalamaya ve intikam almaya başlar. ve tilkiye dönerek:
                      -"Sana minnettarım, Hayatımı kurtardın" der. Tilkide:
                      -"Önemli değil, benim için bir zevkti" diye karşılık verir.
                      Tam o anda Köylünün gözü Tilkinin parlak kürküne takılır, Bu kürkü kazanacağı parayı düşünür ve hiç beklemeden elindeki taşı kafasına fırlatıp tilkiyi öldürür. Sonrada Torbanın içindeki kurdu ayağıyla dürterek:
                      -"Haklıymışsın kurt yapılan iyilikten daha çabuk unutulan birşey yokmuş..."
                      Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
                      Hz.Peygamber (saa)

                      Yorum


                        #86
                        Ynt: felsefik öyküler...

                        felsefe,kendine soru sorma,cevabı buluncada niye cevabın öyle olduğunu yine kendine sorma işidir.
                        devamlı sorar,cevabı bulurmu? ben bulanı duymadım henüz .
                        ''google'' ilginç bir öneri!
                        size felsefesiz günler dilerim.
                        Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

                        Yorum


                          #87
                          Ynt: felsefik öyküler...

                          bir kişide felsefe olursa ne olur olmazsa ne olur
                          [center]
                          ..ey ahle aalam agham Eli mazloome... یا ابا عبدالله الحسین
                          [center]
                          Bizleri öldürün! Zira Halkımızın bilinci daha da artacak!
                          Şehid Seyyid Abbas Musavi(Eski Hizbullah Lideri)

                          Yorum


                            #88
                            Ynt: felsefik öyküler...

                            Ehlibeyt alimlerinin aynı zamanda büyük birer filozof olduklarını unutuyor gibisiniz.
                            Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                            Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                            Yorum


                              #89
                              Ynt: felsefik öyküler...

                              olabilir ama biz onlara filozof gözüyle bakmıyoruz o ayrı konu
                              [center]
                              ..ey ahle aalam agham Eli mazloome... یا ابا عبدالله الحسین
                              [center]
                              Bizleri öldürün! Zira Halkımızın bilinci daha da artacak!
                              Şehid Seyyid Abbas Musavi(Eski Hizbullah Lideri)

                              Yorum


                                #90
                                Ynt: felsefik öyküler...

                                [quote author=meşedi ali enis link=topic=13771.msg147472#msg147472 date=1334661877]
                                olabilir ama biz onlara filozof gözüyle bakmıyoruz o ayrı konu
                                [/quote]

                                Öyle bir lüksümüz yok muhterem. Felsefeyi bilmeyen İslamı bilemez.
                                Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                                Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X