Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

hristiyan iftiralari 1. Kuran Muhammedin el yazmasidir

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    hristiyan iftiralari 1. Kuran Muhammedin el yazmasidir

    11. Hud Suresi, 2. ayet:


    "Bu Kitap Allah'tan başkasına ibadet etmemeniz için indirildi. Kuşkusuz, ben size O'ndan gelen bir uyarıcı ve müjdeciyim."

    Açık şekilde görülmektedir ki bu ayette konuşan Muhammeddir. Bir gaf yaparak ayeti kendi dilinden yazdırtmıştır. Bu gafı farkeden ama örtmeye çalışan kimi mealciler (Kuran'ı Türkçeye çeviren yazarlar), ayetin orijinalinde bulunmayan "de ki" sözcüğünü meale parantez içinde monte etmektedirler. Sitemizde de bulunan bir Kuran mealinde (İslami bir siteden alınmıştır) meal şu şekilde geçmektedir:

    (De ki: Bu Kitap) "Allah'tan başkasına ibadet etmemeniz için (indirildi). Şüphesiz ki ben, onun tarafından size (gönderilmiş) bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.

    Kuran meali kitaplarında parantez içinde yazılan kelimeler, "Bu sözcükler Kuranın orijinalinde yok ama biz siz daha iyi anlayasınız diye bunu yazdık" anlamına gelmektedir. Yukarıdaki mealde de ayetteki çarpıklık örtülmek istenerek orijinalde bulunmayan "de ki" sözcüğü parantez içinde eklenmiştir.

    Toplam yedi ayetten ibaret olan Fatiha Suresi' de aynı mahiyettedir:

    1. Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla.
    2. Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
    3. O, rahmândır ve rahîmdir.
    4. Ceza gününün mâlikidir.
    5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.
    6. Bize doğru yolu göster.
    7. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!

    Gene pek açık görülmektedir ki ayetler Allahın dilinden yazılmamıştır. Allah, siz bana böyle dua edin de dememiştir. Fatiha Suresi'nde konuşan kişi belli ki bir insandır. O halde hitapda gaf yapılarak açık verilmiştir.

    Benzeri durum Zariyat Suresi' nin 50. ve 51. ayetlerinde de söz konusudur:

    50-"O halde hemen Allah'a kaçın; haberiniz olsun ki, ben size ondan gelen açık bir uyarıcıyım.
    51-Allah'la beraber başka bir tanrı uydurmayın; haberiniz olsun ki ben size ondan gelen açık bir uyarıcıyım.

    Pek açıktır ki bu Kuran ayetlerinde konuşan Allah değil Muhammedin kendisidir.

    Peki o dönemlerde bunları farkedenler yok muydu? Neden Muhammed'e inandılar?
    Birincisi o dönemde okuma-yazma oranı o kadar düşüktü ki bu ayetleri inceleyeyebilecek insan sayısı çok azdı.

    İkincisi, bu ve benzeri çarpıklıkları farkedip dile getirilenler kafirlikle, münafıklıkla, zındıklıkla suçlanıp aşağılanıyordu. Hatta Muhammedi sadece eleştirmekle kalan şair Ka'b Bin Eşref gibiler bile bunu canları ile ödemiştir. Dolayısıyla gerçeği söylemek çok tehlikeliydi.

    Üçüncüsü, toplumsal statüsü iyi olan muhalifler "kalpleri İslama ısındırılmak" adına rüşvet verilerek susturuluyordu

    buyrun kardesler...aciklama yapmak isteyenler icin yol acik...bakalim bu iddialara karsi cevap verebilecek kadar kuran bilgisine sahipmiyiz!?


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    #2
    Ynt: hristiyan iftiralari 1. Kuran Muhammedin el yazmasidir

    dikkatimi çeken bir nokta var,bir süre atesit forumlarına takıldığım için biliyorum bu iddiaları ateist forumlardada okumuştum,demekki ateistler hristiyanlardan bol bol malzeme alıyorlar gibime geldi
    Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
    İmam Ali (a.s)

    Yorum


      #3
      Ynt: hristiyan iftiralari 1. Kuran Muhammedin el yazmasidir

      kendi konuma yine kendim, kendimce cevap verecegim anlasilan...
      .....................
      ilk olarak Resulullahin okuma yazma bilmemesi konusu var ki bu ihtilafli bir konu olup su an ayrintilarina girmek konuyu dagitacagi icin bu noktayi geciyorum...yinede ilerleyen safhalarda ilave yapmak isteyen kardeslerimi severek takib edecegim....
      .........................
      2. kurana karsi tutumuna dayali deliller
      a. ilk vahiy karsisindaki tepkisi
      ilk önce sadik rüyalar görmeye baslamasi
      uzlete cekilmesi
      cebrail a.s'i gördügünde yasadiklari
      evine döndügündeki korku ve panik halleri
      bir hristiyan olan,ibranice bilen, incili bilen varaka b. nevfelin tastiki
      hz.haticenin tutumu
      bütün bunlar ilk delillerdir...

      sayet hz. muhammed s.a.a peygamberlik iddiasinda bulunmak icin hiraya gider tasarimlar yapardiysa (ki bu basligin temelinde bu iddiada vardir) korku icerisinde degil, bir gün sevine sevine "ben melek gördüm" seklinde bir tavirla evine gelirdi degilmi?
      sayet resulullah böyle bir heveste olan bir insan olsa idi, o peygamberligini ilan ettiginde müsriklerden bir tanesinin bari "ben zaten biliyordum birgün böyle bir iddiada bulunacagini" demesi icab ederdi fakat hicbir tarihi kayitta böyle bir seye rastlamiyoruz.
      yine sayet, o böyle bir hevese kapilmis bir insan olsa idi, hz.haticenin kendisine verdigi cevap belki su sekilde olabilirdi: "kocacigim neden korkuyorsun? bekledigin zaten bu degilmiydi? iste muradina erdin" bu gibi kücük ayrintilar,böyle yüzeysel bir kac cümle ile ortaya atilan iddialar icin aslinda yeterli cevaptir....

      yine bu konu ile alakali ingiliz müstesrik Alfred Guillaume bile hz.Muhammedin (s.a.a) peygamberligine inanmadigi halde bu olayi onun samimiyetine ve hira magarasinda kendisine görünenlerin kusku götürmez bir gercek oldugundan emin olma istegine delil olarak degerlendiriyor. (guillaume, a.g.e., s.28-30)

      Washington irving de, aynen bu ölcüyü hz. muhammedin dogruluguna, bir cesit vehim olabilecgi düsüncesiyle olayi hemen kabul etmek istemedigine delil olarak ileri sürüyor (irving, a.g.e., s.32 bu sahista hz.muhammedin peygamberligine inanmiyor)

      hatta hicbir ruhi güce inanmayan, herseyi madi ortama ve bu ortamin insan psikolojisi üzerindeki etkisine baglayan marksist maxime rodinson bile yukaridaki noktaya acikca dikkat cekmekten kendini alamiyor.

      nitekim Rodinson, hz. peygamberin kndisine gelen seyin Allahin vahyi olduguna kesin kanaat getirmeden önce uzun bir süre tereddüt gecirdigini kabul ediyor. (M. Rodinson, a.g.e., s.99-100; rodinson hz. muhammedi samimiyetsiz görenlerle ilgili olarak söyle demektedir: dinsel bir mesaja karsi takinilan süpheci ve inanmaz tavrin, insanlari, bu mesaji getirenleri birer yalanci ve sahtekar gibi görmeye sürükledigi cagda degiliz artik. yani muhammedi tam bir sahtekar seklinde gören hristiyan ilahiyatcilari kadar XVIII. yüzyilin akilci (rasyonalist) filozoflari da geride kalmistir.)


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #4
        Ynt: hristiyan iftiralari 1. Kuran Muhammedin el yazmasidir

        yine ilk dönemde, inen ayetleri hizli hizli tekrarlayip ezberlemeye calismasi ve vahiy esnasindaki hali sözkonusudur...

        kuran onun kendi varligindan kaynaklansaydi, onu söyleme tekniginin de sahsi ve kavmi adete uymasi, görüsünü olgunlastirmak ve fikrini acik secik hale getirmek üzere uzun uzadiya düsünmekle dolu sükut seanslari gecirmesi gerekirdi.

        Ama is böyle degildi. o, ansizin kendisini bir ögretimle arsi karsiya buluyor, bu rehber birden gelip süratle kayboluyordu. öyle ki- pesine düsse bile- tefekkür, kacirdigi bilgiyi hatirlama konusunda ise yaramiyordu.

        kendisine bildirilenleri harfiyyen tekrar etmesi gerekiyordu.
        karsi karsiya kaldigi bu yeni durumda, iste istemez, alismadigi bu isi yapmasi, bir harf dahi kacirmamak icin büyük bir hirs göstermesi lazimdi. nihayet Allah teala su sözüyle vayi koruma isini taahhüd etti: "onu tekrarlamak icin dilini depretme. onu senin kalbinde toplamak ve okutmak bize aittir" (kiyame 16-17)

        nüzul esnasinda onun maruz kaldigi hal, yanindakilerin mechulü degildi. etrafindakiler, birden bire onun yüzünün kizardigini, onu siddetli bir halin sardigini, derken inci taneleri gibi ter döktügünü, mübarek bedenlerinin son derece agirlastigini, hatta mesela bu sirada deve üzerinde bulunuyorsa devenin cöktügünü, yüzünün yaninda ari ugultusuna benzer bir sesle daha degisik sesler isitildigini sonra cok gecmeden o siddet halinin acilarak vahyediln yeni bir kuran parcasi okudugunu bildirirler

        hadsenin unsurlarina kisaca göz atacak olursak, suni olmasinin mümkün olmadigini kolaylikla anlariz. keza suni olsaydi, istedigi zaman, alismis oldugu bu usulle yeni bir vahiy getirebilmesi gerekirdi.

        marazi ve asabidurumlarda yüz sarari, parmak uclari gibi vücudun uc taraflari sogur, disler birbirine carpar, edep yerleri acilir, akil nuru gizlenir, cehalet karanligi hakim olur, hasta ne yaptigini bilemez. halbuki vahiy esnasinda hz. peygamberin bedeninin kuvveti fazlalasir, rengi acilir ve parlar, vücudunun harareti artardi. ayrica bu hal, zulmetin degil nurun, cehaletin degil ilmin kaynagi olurdu.


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #5
          Ynt: hristiyan iftiralari 1. Kuran Muhammedin el yazmasidir

          ve vahyin kesintiye ugramasi...
          ilk vahiyden sonra uzun bir süre vahyin gelmemesi ile hz.muhammedin cektigi izdirap ve daha sonra vahiy gelerek resulullahi teselli etmesi ve bu olayin detaylari da yine gösterilebilecek deliller arasindadir.

          En MUHTAC OLDUGU ANLARDA VAHYIN GELMEMESI
          hz. peygamberin basina öyle hadiseler geliyordu ki, bunlar, onu bir seyler söylemeye zoruyordu, is kendi elinde olsaydi, bir seyler söylemeye olan siddetli ihtiyaci sebebiyle, söyleyecek söz bulabilirdi. fakat günler geceleri kovaliyor, yine de o konuda insanlara okuyacagi birkac kuran ayeti bulamiyordu.

          VAHYIN BAZEN ARZUSUNA MUHALIF OLARAK INMESI
          bir insanin kendine has düsüncelerinin en mahrem boyutlarini böyle alenen anlatmasina imkan varmi? kuranin müellifi o olsa idi, ve o da herhangi bir insan olsa idi, mutlaka kendisi acisindan cok daha kolay ve nefse hosgelen uygulamalar olacakti, halbuki is böyle degil, ve hz.muhammedin cektigi zahmetleri herkes bilmektedir. psikoloji bilginlerinden bu olaylarla alakali enteresan aciklamalar vardir.

          KURANDA DAHA SONRA ACIKLANMADIKCA KENDISININ DE BILEMEDIGI MÜCMEL VE MÜSKIL IFADELERIN BULUNMASI

          düsünmek gerek: hangi akilli kimsenin akli, kendisinin bile anlayamadigi sözler telkin edebilir? hikmetini bilemeyecegi emirler verir? bu durum da onun amir degil memur, kail degil nakil oldugunun acik delillerinden biridr.

          KURANIN KENDI ESERI OLMADIGINI ISRARLA BELIRTMESI
          söyle bir adam düsünülebilirmi ki, esi emsali bulunmayan böyle bir eseri ortaya koysun da, acikca insanlara: bu benim eserim degil, iftihar vesilem degil, ben ona kendi istidadimdan bir sey eklemedim, siz beni ve daha önceki istidat ve kabiiyetimi biliyorsunuz, simdiye kadar böyle bir eser ortay koydummu? desin.

          böyle bir davada, hz. muhammedin itirafinin tek basina kesin bir kanaat vermesi gerekir. ortada kendisine isnad edilen bir eser var. o da bu eseri bizat kendi mali kabul etmekle kiymetini kat kat arttiracak bir durumda bulunuyor. bu pozisyondaki bir insanin kendisine ait br kiymetli eseri israrla baskasina mal etmesi düsünülemez.

          yine eger kuran, hz.peygamberin kendi telifi olmus olsaydi, onunla peygamberligi yerine -hasa- uluhiyetini isbat ederdi. zira kuranin Allahtan baskasindan sadir olmasi mümkün degildir. bu takdirde uluhiyet, emeline ulasmakta daha elverisliydi. böylece isanlara nüfuz ederdi. cünkü bir ilaha tabi olmak, bir peygambere tabi olmaktan daha serefli telakki edilmekteydi.


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #6
            Ynt: hristiyan iftiralari 1. Kuran Muhammedin el yazmasidir

            KURANA OLAN SAYGISI VE BAGLILIGI:
            zaman zaman kuran okunurken aglamasi, kendi uydurdugu söz karsisinda titreyip aglamasi mümkünmüdür bir insanin? kaldi ki birde bu sözü Allaha isnad etmis oldugu halde!

            Allaha iftira edecek kadar ruhi bir sapmaya düsmüs bir insanin -hasa- kendi düzdügü bir söze her ne pahasina olursa olsun, her hal ve durumda titizlikle baglilik göstermesi, ondan böylesine etkilemesi mümkün degildir. böyle bir insan, asil amaci yolunda gerekirse, Allaha nisbet ettigi kendi sözünü askiya almaktan zerre kadar cekinmez.

            KURANIN ÜSTÜNLÜGÜ KARSISINDAKI ACZI
            bildiginiz gibi o'na cok zulüm edilmis, cok zor durumlarda birakilmistir. buna ragmen kendisine yapilan tekliflerde asla taviz vermemistir. böyle birsey sözkonusu olsa idi, derhal ayetlerinin rengini degistirir ve kolayina, oluruna bakan ayetlerden bahsederdi, halbuki burada da böyle bir tutum sözkonusu degildir. kaldiki o böyle davranmakla bir cok zorluga ve iskenceye maruz kalmistir, teklifleri kabul etmedigi gibi, onlarin yüzüne karsi Allahin kendilerine hazirladigi cetin azabida bildirmekten sakinmamistir...

            KURAN USLUBUYLA HADIS USLUBU ARASINDAKI FARK:::
            bir kisinin yillarca iki ayri dil, ifade ve üslup kullandigina sahit olunmusmudur? bu kisinin yilalrca bu isi kimsenin süphesini cekmeden ve kimseye yakalanmadan becermesine imkan ve ihtimal varmidir? böyle bir ikilik belkide gecici bir müddet icin basarili olabilir, ama bir ksiinin 23 yil bunu becermesi mümkünmüdür? birisi cikip, bu kisinin Allahtan vahiy aldigini söyledigi zaman baska türlü konustugunu ve vahiy gelmedigini söyledigi zaman, normal konusurken ve sohbet ederken baska türlü konustugunu öyleyebilir ve isbatlayabilirmi?

            mekke müsrikleri, hicbir zaman kuranin hz. muhammedin sözü oldugunu söylememislerdir. bu da onun üslubunu bilmeleri bu konuda sarraf olmalarindan ileri gelmistir.
            bu noktada da daha fazla aciklama getirilebilir.

            KURAN ILE MEYDAN OKUMASI
            arap edipleri arasinda edebi yarisma kapsinin ardina kadar acik oldugunu ve fikrini isleten bir tenkitcinin, daha önce söylenip yazilmis bir parcanin tenkidi sadedinde tamamlayacagi bir eksiklik, dolduracagi bir bosluk veya daha mükemmel hale getirecegi bir kemal bulmakta hic de güclük cekmedigini devamli surette bilip gören akli basinda bir arap, hic böyle bir meydan okumaya girermi?
            yine bu konuyuda dilediginiz kadar uzatabilirsiniz.

            KURANIN HIFZ VE BEKASINA OLAN GAYRETI
            dini baglayicilik konusunda kuran ile diger sözleri arasinda hicbir fark bulunmadigi halde kurana gösterdigi itina, hic süphesiz onun lafzi ve manasiyla ilahi kaynakli olusuna olan kesin imanindan ileir gelmistir. bunun baska bir izahi bulunmamaktadir.


            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #7
              Ynt: hristiyan iftiralari 1. Kuran Muhammedin el yazmasidir

              RABBINE OLAN BAGLILIGI
              ibadetlerindeki samimiyet,
              Rabbine olan güveni
              ahiret korkusu
              hamd ve dua da öncü olmasi vs. gibi olaylarda ayrica detayli boyutlariyla bu iddiaya güzel bir reddiyedir...

              yine bine ulasan mucizelerin kendisine ihsan edilmesi

              MUHALIFLERIN KARARSIZLIK VE TUTARSIZLIKLARI
              muhaliflerin kendisini kabul etmemelerinin sebeplerine baktigimizda
              bahane ve iddialar arasinda sunlari görüyoruz:
              hz.peygamberin insan olmasi
              peygamber olarak bask birinin degilde hz. muhammedin secilmesi
              davasi hakli olsaydi önemli sahsiyetlerin kendisine uymasi gerektigi
              hz.peygamberin kahin oldugu veya kendisine saytanlarin geldigi
              hz.peygamberin mecnun, cilgin ve divane oldugu
              hz.peygamberin sair oldugu
              hz.peygambere birilerinin bazi seyler ögrettigi
              getirdigin söyledigi kuranin sacma sapan rüyalar ve uydurma oldugu
              gecmislerin masal ve efsanelerinden ibaret bulundugu
              gibi belli basli iddia, itham ve bahaneler ileri sürüyorlardi.
              kuran bunlara cevaplari vermistir.
              ancak bizim burada dikkat cekmek istedigimiz nokta, bu iddia sahiplerinin iman etmemek icin bahane ileri sürerken belli bir iddiada durmamalari, cogu zaman birbirine ters düsen iddialar ileri sürmeleridir.

              pek iyi biliyoruz ki, vicdanlarinin derinliginde, bu görüslerden hicbirisi kendilerin tatmin etmis degildir. onlar, bu görüslerden hansiginin üzerine ellerini koyup kuran icin o tezgahta bir elbise dokumak isterlerse, kendi zevklerinin bile onukabul etmedigini, bunun ona uymadigini görürler, can havliyle ikinci bir görsü denemeye kosarlar; bakarlar ki o da reddettiklerinden daha uygun degil, bu sefer bir ücüncüye kosarlar, böylece endiseden kurtulup istikrar kazanamazlar.

              bu gülünc durumu ögrenmek isterseniz, tavsifini kuranda okuyabilrsiniz: "hayir dediler muhammedin söyledikleri karmakarisik rüyalar, haaller, hayir hayir onu uydurmus, yok yok dorusu o bir sair" (enbiya 5)
              bu kisacik cümle ihtiva ettigi üc idrab edatiyle onlarin görüslerinde düstükleri saskinligin ve kararsizligin derecesini pek mükemmel bir tarzda göstermektedir.

              mesela diyelim ki -hasa- hz. peygamberin akli dengesi bozuktu. o zaman ancak delilik veya mecnun lakabi kendisine uygun olabilirdi. fakat bir kisi ayni zamanda nasil kahin, sair ve mecnun olabilir?
              cünkü eger mecnun ise ne kahin olabilir, ne de sair.
              eger kahin ise ne mecnun olabilir ne de sair.
              ayni sekilde biri sair ise, kendisine ne kahin ne de mecnun denilebilir.
              bir sairin ilgilendigi konular, ifadesi ve üslubu bir kahinin faaliyet alan ve dilinden fersah fersah uzaktirlar.
              ayni söz ve kelama hem siir, hem kehanet diyen bir kisi herhalde sairlik ve kahinlik arasindaki farki bilmiyor demektir.
              bu aciktezat gösteriyor ki, kafirler hz. peygambere körü körüne muhalefet etme sevdasiyla kendisi hakkinda tuhaf ve tutarsiz iftira ve ithamlarda bulunuyorlar.

              yine bu konuyuda cok derin bir sekilde uzatabiliriz.


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #8
                Ynt: hristiyan iftiralari 1. Kuran Muhammedin el yazmasidir

                PEK COGUNUN DAHA ÖNCE ILERI SÜRDÜKLERI IDDIALARI BIR YANA BIRAKARAK ONA IMAN GETIRMELERI
                kuranin ve onun mübelligi olan hz. muhammedin bu manevi saltanati diger zorba müstebitler gibi kisa sürmedi, 14 asir gibi uzun bir süre devam etti. zaman ihtiyarladikca kuran genclesti. ilmi kesifler, teknik ilerlemeler onun yeni yeni sir ve meziyetlerini ortaya cikardi.

                acaba binlerce dikkatli gözlerin önünde yillar yili bir sinegin tavus diye görünmesi ve kendisine o süsü vererek o dikkatli gözleri yaniltmasi mümkünmüdür?

                aslinda asirlar boyu bunun sayisiz örnekleri vardir fakat cok cüzi bir kisim ilginc örnekle yetinelim:

                Garaudy daha önce marksist biri nsan olup yillarc komünist partisinin genel sekreterligini yapmisti, müslüman oldu ve bu konuda kiymetli kitaplar kaleme aldi.

                eski adi Peter Dawid Benjamin Keldani olan abdul ahad davud. bu zat uniate keldani kilisesine mensup bir rahipti. hatta bu alanda cikilabilecek en üst makamlara kadar yükseldi. istanbulda 1904 yilinda islamiyeti kabul etti.

                ünlü fransiz tabib prof. dr. maurice bucaille, bu zat, batida islami tanima önünde dikilmis asilmaz nitelikteki engellri asarak müslüman olmus, bununla da kalmayarak mesleki formasyonunu, özel bir ilgi duydugu din alanina tatbik ederek semavi kitaplari dikkatle inceleyip, kurani ve diger iki kutsal kitabi bu ilimler isiginda degerlendirmeye tabi tutmus ve gercekten enteresan tesbitlerde bulunmustur.

                ibrahim halil ahmed, 1919 iskenderiye dogumlu bir papaz ve misyonerdi. misir papazlik fakültesinden din adamligi diplomasini aldi, daha sonra amerikan brenston üniversitesinde ayni alanda mezun oldu. esyottaki papazlik fakültesinde 1955 yilinda hoca olarak calisti. 1954 yilinda alman isvicre irsaliyesinde genel sekreter olarak calisti. gercek görevi ise misyonerlik ve islam aleyhtari faaliyetlerdi. ne var ki islami arastirmalarda derinlesmesi bu dini kabul etmeye sevketti ve 1959 da müslümanligini ilan etti. pek cok eseri vardir, en önemli üc tanesi sunlardir: muhammed fi't-tevrat ve'l-incil ve'l kuran, el müstesrikun vel mübessirun fiyl alemil arebi el islami "ve" tarihu beni israil (bk. imaduddin halil, kalu anil kuran, B.s. nursinin isaretil icaz tefsirinin zeylindeki nesri s. 249)

                D. (dibora) Potter; 1954 yilinda amerikada dogdu. basin yayin fakültesinden mezun oldu. 1980 yilinda müslüman oldu. u kararini yaptigi derin arastirmalar sonucu, islamdan baska hicbir dinin gerek erkek ve gerekse kadin olarak insanligin ihtiyaclarina tam olarak cevap veremedigini anladiktan sonra verdi.

                W.B. Beckard; ingiliiz olup, ünlü bir yazardir. ingilizce olarak meshur eserlerinden ikisi sudur: mugameratül kasim ve alemün cedid. bu zat birinci dünya savasina katilmis veesir düsmüstür. bir süre uganda da calismistir. 1922 yilinda müslüman olmustur.

                Amir Ali David; Brehman olan hind kökenli bir ailede dogdu. sömürgecilikle faaliyete baslayan bazi misyonerlerin etkisiyle hristiyan oldu. dini kitaplari mütalaaya cok merakliydi. kurani kerimi okuyup inceleme firsati bulunca hemen müslüman oldu.

                Et. Dinet; 1929-1961 yillari arasinda yasamistir. fransada ögrenimini tamaladi. daha sonra cezayire gitti. orada müslüman oldu. nasiruddin ismin aldi . ertesi sene mekkeye giderek hac görevini yerine getirdi. bazi eserleri sunlardir: muhammed fis siyerin nebeviyye, hayatül arab, hayatus sahra, esiatün hassatün bi nuril islam, es sark fi nazaril garb, el hac ila beytil lahil haram.

                bu noktada da örnekleri cogaltabiliriz


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #9
                  Ynt: hristiyan iftiralari 1. Kuran Muhammedin el yazmasidir

                  ONA IMAN GETIRMEDIGI HALDE ICTEN VE SAMIMI OLDUGUNA INANAN COK SAYIDA INSANIN BULUNMASI...
                  ebu cehilin "vallahi onun peygamber oldugunu biliyorum. ama bizim abdi menafa tabi oldugumuzu hic gördünmü?" sözü

                  kureysten haris b. amir'in " ey muhammed, vallahi sen bize hic yalan söylemedin, fakat biz sana uyarsak, yerimizden olacagiz, bundan dolayi iman etmiyoruz" sözleri gibi o dönemden bir cok örnek aktarilabilecegi gibi, asagida verecegimiz örneklerde iyi bir düsünür icin yeterli kanittir...

                  "kuran tabiatin ezeli inayet ile insana bahsettig kutub-i semaviyenin en güzelidir. kuranin her kelimesi, her seyi yaratan ve her seyi haiz oldugu kabiliyete göre sevk ve irsad eden zat-i kibriyanin azametinde mündemictir. edebi dehalarin, yüksek sairlerin kuran huzurunda egildikleri bir gercektir. kuanin hergün daha fazla anlasilan, fakat bitmeyen esrari, siir ve nesirde üstad olan müslümanlari, üslubunun nezahet ve ulviyeti huzurunda diz cökmeye mecbur etmektedir." (Morrice, le parle ferncaise roman adli gazetede kendisi gibi kuranin mütercimi olan salmen ronahin tenkitlerine verdigi cevaptan. ömer riza dogrul, kuran nedir? s.95-98)

                  "kuran en yüksek, en faydali ve en samimi fikirleri ihtiva etmektedir" (Washington irwing hz. muhammedin hayati ve hz. muhammedin halifeleri isimli iki eserin sahibi, amerikali bir müstesriktir.)

                  müstesriklerin eserleri, satir aralarinda bu tür itiraflarla doludur. bu beyanatlar, bazi müslüman ilim adamlari tarafindan toplanmis ve kitaplastirilmislardir.

                  gerek mekke müsriklerinin ve gerekse batili müstesriklerin bu itiraflari, hz. muhammedin s.a.a ne kadar dogru ve samimi oldugunu baska izaha ihtiyac birakmayacak kadar acik bir bicimde ortaya koymaktadir.


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum

                  YUKARI ÇIK
                  Çalışıyor...
                  X