Ynt: Satanizm ve Satanistler
Reformasyon, şeytani güce inançta bazı küçük değişiklikler yapmıştır. Mesela Luther, Tanrı’ya inandığı gibi Şeytan’ın varlığına da kesin olarak inanmıştır. Hıristiyanlık tarihi içerisinde yaklaşık iki yüzyıl veya daha fazla süre boyunca şahsi bir şeytanın varlığı sıkı sıkıya sorgulanmış ve mesela çok yaşlı bir kadın, kötü ruhla (şeytan) bir ilişkisinin bulunduğunu itiraf ettiği için kazığa bağlanıp yakılmış ve çok iğrenç bir şekilde öldürülmüştür. Milton’un “Yitik Cennet”inde bahsettiği Şeytan heybetli bir figürdür, büyük günahkardır. Öyle ki, Faust’un hikayesindeki Mefisto (cennetten kovulduğu farzedilen yedi şeytandan ikincisi, kötü insan) ona başvurmadan yapamaz.
Ancak, bütün bu anlatılanlara rağmen, 18. yy’da rasyonalistik bir yumuşamanın doğuşu ile, Şeytan’a inanç nüfuzunu kaybetmeye başlamıştır. Fakat Roma Katolik Kilisesi’nde ve pek çok Protestan fırkalarında bu inanç günümüze kadar devam edegelmiştir. Son yıllarda bu inanç, kötülük probleminin ancak şahsi bir Şeytan faraziyesine dayanarak anlaşılabileceği sonucunu çıkaran yazarlar tarafından yeniden canlandırılmıştır. 280
Şu halde, Eski ve Yeni Ahid dönemleri arasında geçen devrede kötünün ve kötülüğün temsilcisinin şahıslandırılması şekillenmiştir. Yeni Ahid’de ise, İsa ve havarilerinin ve gerçekte tüm yahudi ve hıristiyan dünyasında, bu dünyanın prensi, hava gücünün prensi, Beelzebub, Belial, günahkar biri, baştan çıkaran vs. olarak tanımlanmış olan bir varlığa, yani Şeytan’a (Satan) veya Düşman’a (adversary) daha kesin olarak inanıldığına dair çok sayıda delil olduğu ve tüm bu gelişmelerde İran etkisinin sezilebileceği söylenmiştir. 281
O halde, özel olarak Hıristiyanlığın Şeytan anlayışına, genelde ise Hıristiyanlığa; onun hayata bakışına, felsefesine ve onun tebliğcisi ve temsilcisi durumunda olan İsa’ya karşı tavır alan ve dolayısıyla Hıristiyanlığı toptan reddeden Satanist anlayışa Geleneksel Satanizm adı verilmiştir. İşte bu noktada Geleneksel Satanizm’e geçmek uygun olacaktır.
Hıristiyanlık’la Geleneksel Satanizm arasındaki ilişkiyi ortaya koyabilmek için buraya kadar verilen açıklayıcı bilgilerden sonra, gerçek bir Satanist’in ifadelerine göre Gelenkesel Satanizm’i ve onunla diğer Satanist gruplar arasındaki farkları şu şekilde belirtmek mümkündür:
280 Pike, ERR, 339
281 Pike, ERR, 338 vd.
Reformasyon, şeytani güce inançta bazı küçük değişiklikler yapmıştır. Mesela Luther, Tanrı’ya inandığı gibi Şeytan’ın varlığına da kesin olarak inanmıştır. Hıristiyanlık tarihi içerisinde yaklaşık iki yüzyıl veya daha fazla süre boyunca şahsi bir şeytanın varlığı sıkı sıkıya sorgulanmış ve mesela çok yaşlı bir kadın, kötü ruhla (şeytan) bir ilişkisinin bulunduğunu itiraf ettiği için kazığa bağlanıp yakılmış ve çok iğrenç bir şekilde öldürülmüştür. Milton’un “Yitik Cennet”inde bahsettiği Şeytan heybetli bir figürdür, büyük günahkardır. Öyle ki, Faust’un hikayesindeki Mefisto (cennetten kovulduğu farzedilen yedi şeytandan ikincisi, kötü insan) ona başvurmadan yapamaz.
Ancak, bütün bu anlatılanlara rağmen, 18. yy’da rasyonalistik bir yumuşamanın doğuşu ile, Şeytan’a inanç nüfuzunu kaybetmeye başlamıştır. Fakat Roma Katolik Kilisesi’nde ve pek çok Protestan fırkalarında bu inanç günümüze kadar devam edegelmiştir. Son yıllarda bu inanç, kötülük probleminin ancak şahsi bir Şeytan faraziyesine dayanarak anlaşılabileceği sonucunu çıkaran yazarlar tarafından yeniden canlandırılmıştır. 280
Şu halde, Eski ve Yeni Ahid dönemleri arasında geçen devrede kötünün ve kötülüğün temsilcisinin şahıslandırılması şekillenmiştir. Yeni Ahid’de ise, İsa ve havarilerinin ve gerçekte tüm yahudi ve hıristiyan dünyasında, bu dünyanın prensi, hava gücünün prensi, Beelzebub, Belial, günahkar biri, baştan çıkaran vs. olarak tanımlanmış olan bir varlığa, yani Şeytan’a (Satan) veya Düşman’a (adversary) daha kesin olarak inanıldığına dair çok sayıda delil olduğu ve tüm bu gelişmelerde İran etkisinin sezilebileceği söylenmiştir. 281
O halde, özel olarak Hıristiyanlığın Şeytan anlayışına, genelde ise Hıristiyanlığa; onun hayata bakışına, felsefesine ve onun tebliğcisi ve temsilcisi durumunda olan İsa’ya karşı tavır alan ve dolayısıyla Hıristiyanlığı toptan reddeden Satanist anlayışa Geleneksel Satanizm adı verilmiştir. İşte bu noktada Geleneksel Satanizm’e geçmek uygun olacaktır.
Hıristiyanlık’la Geleneksel Satanizm arasındaki ilişkiyi ortaya koyabilmek için buraya kadar verilen açıklayıcı bilgilerden sonra, gerçek bir Satanist’in ifadelerine göre Gelenkesel Satanizm’i ve onunla diğer Satanist gruplar arasındaki farkları şu şekilde belirtmek mümkündür:
280 Pike, ERR, 339
281 Pike, ERR, 338 vd.
Yorum