Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Matta incili

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #76
    Ynt: Matta incili

    İsa ölüp dirileceğini üçüncü kez bildiriyor
    (Mar.10:32-34; Luk.18:31-34)

    17-18İsa Kudüs'e giderken, yolda on iki öğrencisini bir yana çekip onlara özel olarak şunu söyledi: «Şimdi Kudüs'e gidiyoruz. İnsanoğlu, başkâhinlerin ve din bilginlerinin eline teslim edilecek, onlar da O'nu ölüm cezasına çarptıracaklar.

    19O'nunla alay etmeleri, kamçılayıp çarmıha germeleri için O'nu diğer uluslara teslim edecekler. Ne var ki O, üçüncü gün dirilecek.»



    Bir annenin isteği
    (Mar.10:35-45)

    20O sırada Zebedi oğullarının annesi oğullarıyla birlikte İsa'ya yaklaştı. Önünde yere kapanarak kendisinden bir dileği olduğunu söyledi.

    21İsa kadına, «Ne istiyorsun?» diye sordu.
    Kadın O'na, «Buyruk ver de senin egemenliğinde bu iki oğlumdan biri senin sağında, biri de solunda otursun» dedi.

    22«Siz ne dilediğinizi bilmiyorsunuz» diye karşılık verdi İsa. «Benim içeceğim kâseden siz içebilir misiniz?»
    «Evet, içebiliriz» dediler.

    23İsa onlara, «Elbette benim kâsemden içeceksiniz» dedi, «ama sağımda ya da solumda oturmanıza izin vermek benim elimde değil. Babam bu yerleri belirli kişiler için hazırlamıştır.»

    24Bunu işiten diğer on öğrenci iki kardeşe kızdılar.

    25Ama İsa onları yanına çağırıp şöyle dedi: «Bilirsiniz ki, ulusların önderleri onları egemenlik hırsıyla yönetirler, ileri gelenleri de onlara ağırlıklarını hissettirirler.

    26Sizin aranızda böyle olmayacak. Aranızda büyük olmak isteyen, diğerlerinin hizmetkârı olsun.

    27Aranızda birinci olmak isteyen, diğerlerinin kulu olsun.

    28Nitekim İnsanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye geldi.»


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #77
      Ynt: Matta incili

      İki körün gözleri açılıyor
      (Mar.10:46-52; Luk.18:35-43)

      29Eriha'dan ayrılırlarken büyük bir kalabalık İsa'nın ardından gitti.

      30Yol kenarında oturan iki kör adam, İsa'nın oradan geçmekte olduğunu duyunca, «Ya Rab, ey Davut Oğlu, halimize acı!» diye bağırdılar.

      31Kalabalık onları azarlayarak susturmak istediyse de onlar, «Ya Rab, ey Davut Oğlu, halimize acı!» diyerek daha çok bağırdılar.

      32İsa durup onları çağırdı. «Sizin için ne yapmamı istiyorsunuz?» diye sordu.

      33Onlar da, «Ya Rab, gözlerimiz açılsın» dediler.

      34İsa onlara acıdı, gözlerine dokundu. O anda yeniden görmeye başladılar ve O'nun ardından gittiler.


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #78
        Ynt: Matta incili

        21. Bölüm
        İsa'nın Kudüs'e girişi
        (Mar.11:1-11; Luk.19:28-40; Yu.12:12-19)

        1-2Kudüs'e yaklaşıp Zeytin dağının yamacında bulunan Beytfacı köyüne geldiklerinde İsa, öğrencilerinden ikisini şu sözlerle köye gönderdi: «Karşınızdaki köye gidin. Hemen orada bağlı bir dişi eşek ve yanında bir sıpa bulacaksınız. Onları çözüp bana getirin.

        3Size bir şey diyen olursa, `Rab'bin bunlara ihtiyacı var, hemen geri gönderecek' dersiniz.»

        4-5Bu olay, peygamber aracılığıyla bildirilen şu sözün yerine gelmesi için oldu:

        «Siyon kızına deyin ki,
        `Bak, alçakgönüllü Kralın, bir eşeğe,
        evet bir sıpaya,
        bir eşek yavrusuna binmiş
        sana geliyor.'»

        6Öğrenciler gittiler, İsa'nın kendilerine buyurduğu gibi yaptılar.

        7Eşekle sıpayı getirip üzerlerine giysilerini yaydılar, İsa da sıpanın üzerine bindi.

        8Halkın büyük bir bölümü giysilerini yolun üzerine serdi. Bazıları da ağaçlardan dallar kesiyor, yola seriyorlardı.

        9Önden giden ve arkadan gelen kalabalıklar şöyle bağırıyorlardı:

        «Davut Oğluna hozana!
        Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun,
        en yücelerde hozana!»

        10İsa Kudüs'e girdiği zaman bütün kent, «Bu kimdir?» diyerek çalkandı.

        11Kalabalıklar, «Bu, Celile'nin Nasıra kentinden İsa peygamber» diyordu.


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #79
          Ynt: Matta incili

          İsa satıcıları tapınaktan kovuyor
          (Mar.11:15-19; Luk.19:45-48; Yu.2:13-22)

          12İsa, tapınağın avlusuna girerek oradaki bütün satıcı ve alıcıları dışarı kovdu. Para bozanların masalarını, güvercin satanların sehpalarını devirdi.

          13Onlara şöyle dedi: «`Benim evime dua evi denecek' diye yazılmıştır. Ama siz burayı haydut inine çevirdiniz!»

          14İsa tapınaktayken kendisine gelen kör ve kötürümleri iyileştirdi.

          15Ne var ki, başkâhinlerle din bilginleri, O'nun yarattığı harikaları ve tapınakta, «Davut Oğluna hozana!» diye bağıran çocukları görünce öfkelendiler.

          16İsa'ya, «Bunların ne söylediğini duyuyor musun?» diye sordular.
          «Duyuyorum» dedi İsa. «Siz şu sözü hiç okumadınız mı? `Küçük çocukların ve emzikte olanların dudaklarından kendine övgüler döktürdün.'»

          17İsa onları bırakıp kentten çıktı. Beytanya'ya dönüp geceyi orada geçirdi.



          Kuruyan incir ağacı
          (Mar.11:12-14,20-24)

          18İsa sabah erkenden kente dönerken acıkmıştı.

          19Yol kenarında gördüğü bir incir ağacına yaklaştı. Ağaçta yapraktan başka bir şey bulamayınca ağaca, «Artık sonsuza dek meyven olmasın!» dedi. İncir ağacı hemen o anda kurudu.

          20Öğrenciler bunu görünce şaşkına döndüler. «İncir ağacı birdenbire nasıl kurudu?» diye sordular.

          21İsa onlara şu karşılığı verdi: «Size doğrusunu söyleyeyim, eğer imanınız olur da kuşku duymazsanız, yalnız incir ağacına olanı yapmakla kalmazsınız; şu dağa, `Kalk, denize atıl' derseniz, dediğiniz olacaktır.

          22İman ederek dua ettiğinizde, dilediğiniz her şeyi alacaksınız.»


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #80
            Ynt: Matta incili

            İsa'nın yetkisi
            (Mar.11:27-33; Luk.20:1-8)

            23İsa tapınağa girmiş ders veriyordu. Bu sırada başkâhinler ve halkın ihtiyarları O'nun yanına gelerek, «Bunları hangi yetkiyle yapıyorsun, bu yetkiyi sana kim verdi?» diye sordular.

            24İsa onlara şu karşılığı verdi: «Ben de size bir soru soracağım. Bana cevap verirseniz, ben de size bunları hangi yetkiyle yaptığımı söylerim.

            25Yahya'nın vaftiz etme yetkisi[ü] nereden geldi, Tanrı'dan mı[v], insanlardan mı?»
            Bunu aralarında şöyle tartışmaya başladılar: «`Tanrı'dan' dersek, bize, `Öyleyse ona niçin inanmadınız?' diyecek.

            26Yok eğer `insanlardan' dersek... Halkın tepkisinden korkuyoruz. Çünkü herkes Yahya'yı peygamber sayıyor.»

            27İsa'ya, «Bilmiyoruz» diye cevap verdiler.
            İsa, «Ben de size bunları hangi yetkiyle yaptığımı söylemeyeceğim» dedi.



            İki oğul benzetmesi

            28«Ama şuna ne dersiniz? Bir adamın iki oğlu varmış. Adam birincisine gidip, `Oğlum, git bugün bağda çalış' demiş.

            29«O da, `Gitmem!' demiş. Ama sonra pişman olup gitmiş.

            30«Adam ikinci oğluna gidip aynı şeyi söylemiş. O da, `Giderim, efendim' demiş, ama gitmemiş.

            31«İkisinden hangisi babasının isteğini yerine getirmiş olur?»
            «Birincisi» diye karşılık verdiler.
            İsa da onlara, «Size doğrusunu söyleyeyim, vergi görevlileriyle fahişeler, Tanrı'nın Egemenliğine sizden önce giriyorlar» dedi.

            32«Yahya size doğruluk yolunu göstermeye geldi, ona inanmadınız. Oysa vergi görevlileriyle fahişeler ona inandılar. Siz bunu gördükten sonra bile pişman olup ona inanmadınız.


            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #81
              Ynt: Matta incili

              Bağ kiracıları benzetmesi
              (Mar.12:1-12; Luk.20:9-19)

              33«Bir benzetme daha dinleyin: toprak sahibi bir adam, bağ dikmiş, çevresini çitle çevirmiş, üzüm sıkmak için bir çukur kazmış, bir de bekçi kulesi yapmış. Sonra bağı bağcılara kiralayıp yolculuğa çıkmış.

              34Bağbozumu yaklaşınca, üründen kendisine düşeni almaları için kölelerini bağcılara yollamış.

              35Bağcılar adamın kölelerini yakalamış, birini dövmüş, birini öldürmüş, diğerini de taşlamışlar.

              36Bağ sahibi bu kez ilkinden daha çok sayıda köle yollamış. Bağcılar bunlara da aynı şeyi yapmışlar.

              37Sonunda bağ sahibi, `Oğlumu sayarlar' diyerek bağcılara onu yollamış.

              38«Ama bağcılar adamın oğlunu görünce birbirlerine, `Mirasçı bu; gelin, onu öldürüp mirasına konalım' demişler.

              39Böylece onu yakalayıp bağdan dışarı atmış ve öldürmüşler.

              40Bu durumda bağın sahibi geldiği zaman bağcılara ne yapacak?»

              41İsa'ya şu karşılığı verdiler: «Bu korkunç adamları korkunç bir şekilde yok edecek; bağı da, ürününü kendisine zamanında verecek olan başka bağcılara kiralayacak.»

              42İsa onlara şunu sordu: «Kutsal Yazılarda şu sözleri hiç okumadınız mı?

              `Yapıcıların reddettiği taş,
              işte köşenin baş taşı oldu.
              Rab'bin işidir bu,
              gözümüzde harika bir iş!'

              43«Bu nedenle size şunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği sizden alınacak ve bunun ürünlerini yetiştirecek bir ulusa verilecek.

              44«Bu taşın üzerine düşen, paramparça olacak; taş da kimin üzerine düşerse, onu ezip toz edecek.»

              45Başkâhinler ve Ferisiler, İsa'nın anlattığı benzetmeleri duyunca bunları kendileri için söylediğini anladılar.

              46O'nu tutuklamak istedilerse de, halkın tepkisinden korktular. Çünkü halk, O'nu peygamber sayıyordu.


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #82
                Ynt: Matta incili

                22. Bölüm
                Düğün şöleni benzetmesi
                (Luk.14:15-24)

                1-2İsa söz alıp onlara yine benzetmelerle şöyle seslendi: «Göklerin Egemenliği, oğlu için düğün şöleni hazırlayan bir krala benzer.

                3Kral, şölene davet ettiklerini çağırmak üzere kölelerini göndermiş, ama davetliler gelmek istememiş.

                4«Kral yine başka kölelerini gönderirken onlara demiş ki, `Davetlilere şunu söyleyin: Bakın, ben ziyafetimi hazırladım. Sığırlarım, besili hayvanlarım kesildi. Her şey hazır, gelin şölene!'

                5«Ama davetliler aldırmamışlar. Biri tarlasına, biri ticaretine gitmiş.

                6Öbürleri de kralın kölelerini yakalayıp hırpalamış ve öldürmüşler.

                7Kral öfkelenmiş. Ordularını gönderip o katilleri yok etmiş, kentlerini ateşe vermiş.

                8«Sonra kölelerine şöyle demiş: `Düğün şöleni hazır, ama çağırdıklarım buna layık değilmiş.

                9Gidin yol kavşaklarına, kimibulursanız düğüne çağırın.'

                10Böylece köleler yollara dökülmüş, iyi kötü kimi bulmuşlarsa, hepsini toplamışlar. Düğün yeri konuklarla dolmuş.

                11«Kral konukları görmeye geldiğinde, orada düğün elbisesi giymemiş bir adam görmüş.

                12Ona, `Arkadaş, üzerinde düğün elbisesi olmadan buraya nasıl girdin?' diye sorunca, adamın dili tutulmuş.

                13«O zaman kral, uşaklarına, `Şunun ellerini ayaklarını bağlayın, onu dışarıya, karanlığa atın!' demiş. `Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.'

                14«Çünkü çağrılanlar çok, ama seçilenler azdır.»


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #83
                  Ynt: Matta incili

                  Sezar'ın hakkı Sezar'a
                  (Mar.12:13-17; Luk.20:20-26)

                  15Bunun üzerine Ferisiler çıkıp gittiler. İsa'yı, kendi söyleyeceği sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla bir düzen kurdular.

                  16Hirodes yanlılarıyla birlikte gönderdikleri kendi öğrencileri İsa'ya gelip, «Öğretmenimiz» dediler, «senin dürüst biri olduğunu, Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini, kimseyi kayırmadığını biliyoruz. Çünkü insanlar arasında ayrım yapmazsın.

                  17Peki ne dersin, söyle bize, Sezar'a vergi vermek Kutsal Yasa'ya uygun mu, değil mi?»

                  18İsa onların kötü niyetlerini bildiğinden, «Ey ikiyüzlüler!» dedi. «Beni neden sınıyorsunuz?

                  19Vergi ödemekte kullandığınız parayı gösterin bana!» O'na bir dinar getirdiler.

                  20İsa onlara, «Bu resim, bu yazı kimin?» diye sordu.

                  21«Sezar'ın» dediler.
                  O zaman İsa onlara, «Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını da Tanrı'ya verin» dedi.

                  22Bu sözleri duyunca şaştılar, İsa'yı bırakıp gittiler.



                  Dirilişle ilgili soru
                  (Mar.12:18-27; Luk.20:27-40)

                  23-24Ölümden sonra diriliş olmadığını söyleyen Sadukiler, aynı gün İsa'ya gelip şunu sordular: «Öğretmenimiz, Musa şöyle buyurmuştur: `Eğer bir adam çocuk sahibi olmadan ölürse, kardeşi onun karısını alsın, soyunu sürdürsün.'

                  25Aramızda yedi kardeş vardı. İlki evlendi ve öldü. Çocuğu olmadığından karısını kardeşine bıraktı.

                  26İkincisi, üçüncüsü, yedincisine kadar hepsine aynı şey oldu.

                  27Hepsinden sonra kadın da öldü.

                  28Buna göre diriliş günü kadın bu yedi kardeşten hangisinin karısı olacak? Çünkü hepsi de onunla evlendi.»

                  29İsa onlara, «Siz Kutsal Yazıları ve Tanrı'nın gücünü bilmediğiniz için yanılıyorsunuz» diye karşılık verdi.

                  30«Dirilişten sonra insanlar ne evlenir, ne de evlendirilir, gökteki melekler gibidirler.

                  31Ölülerin dirilmesi konusuna gelince, Tanrı'nın size bildirdiği şu sözü okumadınız mı?

                  32`Ben İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısıyım' diyor. Tanrı ölülerin değil, yaşayanların Tanrısıdır.»

                  33Bunları işiten halk, O'nun öğretişine şaşıp kaldı.


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum


                    #84
                    Ynt: Matta incili

                    En büyük buyruk
                    (Mar.12:28-34; Luk.10:25-28)

                    34Ferisiler, İsa'nın Sadukileri susturduğunu duyunca bir araya toplandılar.

                    35-36Onlardan biri, bir Kutsal Yasa uzmanı, İsa'yı sınamak amacıyla O'na şunu sordu: «Öğretmenim, Kutsal Yasa'da en önemli buyruk hangisi?»

                    37İsa ona şu karşılığı verdi: «`Tanrın olan Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla sev.'

                    38İşte ilk ve en önemli buyruk budur.

                    39İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: `Komşunu kendin gibi sev.'

                    40Kutsal Yasa'nın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanır.»



                    Mesih kimin oğlu?
                    (Mar.12:35-37; Luk.20:41-44)

                    41-42Ferisiler toplu haldeyken İsa onlara şunu sordu: «Mesih'le ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O, kimin oğludur?»
                    Onlar da, «Davut'un Oğlu» dediler.

                    43İsa şöyle dedi: «O halde nasıl oluyor da Davut, Ruh'tan esinlenerek O'ndan `Rab' diye söz ediyor? Şöyle diyor Davut:

                    44`Rab Rabbime dedi ki,
                    Ben düşmanlarını
                    senin ayaklarının altına serinceye dek
                    sağımda otur.'

                    45Davut O'ndan Rab diye söz ettiğine göre, O nasıl Davut'un Oğlu olur?»

                    46İsa'ya hiç kimse karşılık veremedi. O günden sonra artık kimse de O'na bir şey sormaya cesaret edemedi.


                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum


                      #85
                      Ynt: Matta incili

                      23. Bölüm
                      Vay halinize!
                      (Mar.12:38-40; Luk.11:39-51; 13Luk.11:34-35; 20Luk.11:45-47)

                      1-2Bundan sonra İsa halka ve öğrencilerine şöyle seslendi: «Din bilginleri ve Ferisiler Musa'nın kürsüsünde otururlar.

                      3Bu nedenle size söylediklerinin tümünü yapın ve yerine getirin, ama onların yaptıklarını yapmayın. Çünkü söyledikleri şeyleri kendileri yapmazlar.

                      4Ağır ve taşınması güç yükleri bağlayıp başkalarının omuzlarına koyarlar da, kendileri bu yükleri taşımak için parmaklarını bile kıpırdatmak istemezler.

                      5«Yaptıklarının tümünü gösteriş için yaparlar. Örneğin, muskalarını[y] büyük, giysilerinin püsküllerini[] uzun yaparlar.

                      6Şölenlerde başköşeye, havralarda en seçkin yerlere kurulmaya bayılırlar.

                      7Meydanlarda selamlanmaktan ve insanların kendilerini `Rabbî' diye çağırmalarından zevk duyarlar.

                      8«Kimse sizi `Rabbî' diye çağırmasın. Çünkü sizin bir tek öğretmeniniz var ve hepiniz kardeşsiniz.

                      9Yeryüzünde kimseye `Baba' demeyin. Çünkü bir tek Babanız var, O da göksel Baba'dır.

                      10Kimse sizi `önder' diye çağırmasın. Çünkü bir tek önderiniz var, O da Mesih'tir.

                      11Aranızda en üstün olan, diğerlerinin hizmetkârı olsun.

                      12Kendini yücelten alçaltılacak, kendinialçaltan yüceltilecektir.

                      13-14«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Göklerin Egemenliğinin kapısını insanların yüzüne kapıyorsunuz; ne kendiniz içeri giriyorsunuz, ne de girmek isteyenleri bırakıyorsunuz![z]

                      15«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Tek bir kişiyi dininize döndürmek için denizleri ve kıtaları dolaşırsınız. Dininize döneni de kendinizden iki kat daha cehennemlik yaparsınız.

                      16«Vay halinize kör kılavuzlar! Diyorsunuz ki, `Tapınak üzerine ant içenin andı sayılmaz, ama tapınaktaki altın üzerine ant içen, andını yerine getirmek zorundadır.'

                      17Budalalar, körler! Hangisi daha önemli, altın mı, altını kutsal kılan tapınak mı?

                      18Yine diyorsunuz ki, `Sunak üzerine ant içenin andı sayılmaz, ama sunaktaki adağın üzerine ant içen, andını yerine getirmek zorundadır.'

                      19Ey körler! Hangisi daha önemli, adak mı, adağı kutsal kılan sunak mı?

                      20Öyleyse sunak üzerine ant içen, hem sunağın hem de sunaktaki her şeyin üzerine ant içmiş olur.

                      21Tapınak üzerine ant içen de hem tapınak, hem de tapınakta yaşayan Tanrı üzerine ant içmiş olur.

                      22Gök üzerine ant içen, Tanrı'nın tahtı ve tahtta oturanın üzerine ant içmiş olur.

                      23«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz nanenin, anasonun ve kimyonun ondalığını verirsiniz de, Kutsal Yasa'nın daha önemli yönleri olan adalet, merhamet ve sadakati ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden esas bunları yerine getirmeniz gerekirdi.

                      24Ey kör kılavuzlar! Küçük sineği süzer ayırır, ama deveyi yutarsınız!

                      25«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Bardağın ve çanağın dışını temizlersiniz, ama bunların içi açgözlülük ve taşkınlıkla doludur.

                      26Ey kör Ferisi! Sen önce bardağın ve çanağın içini temizle ki, dıştan da temiz olsunlar.

                      27«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz dıştan güzel görünen, ama içi ölü kemikleri ve her türlü pislikle dolu badanalı mezarlara benzersiniz.

                      28Dıştan insanlara doğru kişilermiş gibi görünürsünüz, ama içte ikiyüzlülük ve kötülükle dolusunuz.

                      29«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Peygamberlerin mezarlarını yaparsınız, doğru kişilerin türbelerini donatırsınız.

                      30`Atalarımızın yaşadığı günlerde yaşasaydık, onlarla birlikte peygamberlerin kanına girmezdik' diyorsunuz.

                      31Böylece, peygamberleri öldürenlerin torunları olduğunuza siz kendiniz tanıklık ediyorsunuz.

                      32Haydi, atalarınızın başlattığı işi bitirin!

                      33«Sizi yılanlar, sizi engerekler soyu! Cehennem cezasından nasıl kaçacaksınız?

                      34İşte bunun için size peygamberler, bilge kişiler ve din bilginleri gönderiyorum. Bunlardan kimini öldürecek, çarmıha gereceksiniz. Kimini havralarınızda kamçılayacak, kentten kente kovalayacaksınız.

                      35Böylelikle, doğru kişi olan Habil'in kanından, tapınakla sunak arasında öldürdüğünüz Berekya'nın oğlu Zekeriya'nın kanına kadar, yeryüzünde akıtılan her doğru kişinin kanından sorumlu tutulacaksınız.

                      36Size doğrusunu söyleyeyim, bunların hepsinden bu kuşak[aa] sorumlu tutulacaktır.

                      37«Ey Kudüs! Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleritaşlayan Kudüs! Bir tavuk, civcivlerini kanatları altına nasıl toplarsa, ben de kaç kez senin çocuklarını öylece toplamak istedim, ama siz istemediniz.

                      38Bakın, eviniz ıssız bırakılacak!

                      39Size şunu söyleyeyim: `Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!' diyeceğiniz zamana dek beni bir daha görmeyeceksiniz.»


                      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                      Yorum


                        #86
                        Ynt: Matta incili

                        24. Bölüm
                        Sonun belirtileri
                        (Mar.13:1-31; Luk.21:5-33)

                        İsa tapınaktan çıkıp giderken, öğrencileri, tapınağın binalarını O'na göstermek için yanına geldiler.

                        2İsa onlara, «Bütün bunları görüyor musunuz?» dedi. «Size doğrusunu söyleyeyim, burada taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!»

                        3İsa, Zeytin dağında otururken öğrencileri yalnız olarak yanına geldiler. «Söyle bize» dediler, «bu dediklerin ne zaman olacak, senin gelişini ve çağın bitimini gösteren belirti ne olacak?»

                        4İsa onlara şu karşılığı verdi: «Sakın kimse sizi saptırmasın!

                        5Birçokları, `Mesih benim' diyerek benim adımla gelecek, birçok kişiyi saptıracaklar.

                        6Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyacaksınız. Korkmayın sakın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir.

                        7Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak.

                        8Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır.

                        9«O zaman sizi sıkıntıya sokacaklar ve öldürecekler. Benim adımdan ötürü tüm uluslar sizden nefret edecek.

                        10O zaman birçok kişi imandan sapacak, birbirlerini ele verecek ve birbirlerinden nefret edecekler.

                        11Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak.

                        12Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak.

                        13Ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır.

                        14Göksel Egemenliğin bu müjdesi tüm uluslara bir tanıklık olmak üzere bütün dünyada duyurulacak, ve son o zaman gelecektir.

                        15-16«Danyal peygamberin sözünü ettiği yıkıcı iğrenç şeyin kutsal yerde dikildiğini gördüğünüz zaman (okuyan anlasın), Yahudiye'de olanlar dağlara kaçsın.

                        17Damda olan, evindeki eşyalarını almak için aşağı inmesin.

                        18Tarlada olan, abasını almak için geri dönmesin.

                        19O günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline!

                        20Dua edin ki, kaçışınız kışa ya da Sept gününe rastlamasın.

                        21Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, ondan sonra da olmayacaktır.

                        22O günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak.

                        23Eğer o zaman biri size, `İşte Mesih burada', ya da `İşte şurada' derse, inanmayın.

                        24Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük mucizeler ve harikalar yaratacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar.

                        25İşte size önceden söylemiş bulunuyorum.

                        26«Bunun için size, `İşte Mesih çölde' derlerse gitmeyin. `Bakın, iç odalarda' derlerse inanmayın.

                        27Çünkü İnsanoğlu'nun gelişi, doğuda çakıp batıya kadar her taraftan görülen şimşek gibi olacaktır.

                        28«Leş neredeyse, akbabalar oraya üşüşecek.

                        29«O günlerin sıkıntısından hemen sonra,



                        `Güneş kararacak,
                        ay ışığını vermez olacak,
                        yıldızlar gökten düşecek
                        ve göksel güçler sarsılacak.'

                        30«O zaman İnsanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.

                        31Kendisi, güçlü bir borazan sesiyle meleklerini gönderecek ve onlar, O'nun seçtiklerini, göklerin bir ucundan öbür ucuna kadar dört yelden alıp bir araya toplayacaklar.

                        32«İncir ağacından ders alın! Dalları filizlenip yapraklarını sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız.

                        33Aynı şekilde, bütün bunların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, İnsanoğlu yakındır, kapıdadır.

                        34Size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan bu kuşak[bb] ortadan kalkmayacak.

                        35Gök ve yer ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.


                        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                        Yorum


                          #87
                          Ynt: Matta incili

                          Bilinmeyen gün ve saat
                          (Mar.13:32-37; Luk.12:41-48; 17Luk.12:26-30,34-36)

                          36«O günü ve saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir; Baba'dan başka kimse bilmez.

                          37Nuh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun gelişinde de öyle olacak.

                          38Nuh'un gemiye bindiği güne dek, tufandan önceki günlerde insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı.

                          39Tufan gelinceye, hepsini süpürüp götürünceye dek başlarına geleceklerden habersizdiler. İnsanoğlu'nun gelişi de öyle olacak.

                          40O gün tarlada bulunan iki kişiden biri alınacak, biri bırakılacak.

                          41Değirmende buğday öğüten iki kadından biri alınacak, biri bırakılacak.

                          42«Bunun için uyanık kalın. Çünkü Rabbinizin geleceği günü bilemezsiniz.

                          43Ama şunu bilin ki, ev sahibi, hırsızın gece hangi saatte geleceğini bilse, uyanık durur, evinin soyulmasına fırsat vermez.

                          44Bunun için siz de hazır olun! Çünkü İnsanoğlu, ummadığınız bir saatte gelecektir.

                          45«Efendinin, hizmetkârlarına vaktinde yiyecek vermek için üzerlerinde yetkili kıldığı güvenilir ve akıllı köle kimdir?

                          46Efendisi eve döndüğünde işinin başında bulacağı o köleye ne mutlu!

                          47Size doğrusunu söyleyeyim, efendisi onu tüm malının üzerinde yetkili kılacak.

                          48-51Ama o köle kötü olur da kendi kendine, `Efendim gecikiyor' der ve yoldaşlarını dövmeye başlarsa, sarhoşlarla birlikte yiyip içerse, efendisi, onun beklemediği bir günde, ummadığı bir saatte gelecek, onu şiddetle cezalandıracak ve ikiyüzlülerle bir tutacak. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.


                          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                          Yorum


                            #88
                            Ynt: Matta incili

                            25. Bölüm
                            On kız benzetmesi

                            «O zaman Göklerin Egemenliği, kandillerini alıp güveyi karşılamaya çıkmış olan on kıza benzeyecek.

                            2Bunların beşi akılsız, beşi de akıllıymış.

                            3Akılsızlar kandillerini almışlarsa da, yanlarına yağ almamışlar.

                            4Akıllılar ise, kandilleriyle birlikte kaplar içinde yağ da almışlar.

                            5Güvey gecikince hepsini uyku tutmuş ve dalıp uyumuşlar.

                            6«Gece yarısı bir ses yankılanmış: `İşte güvey geliyor, onu karşılamaya çıkın!'

                            7Bunun üzerine kızların hepsi kalkıp kandillerini tazelemişler.

                            8«Akılsızlar akıllılara, `Kandillerimiz sönüyor, bize yağınızdan verin!' demişler.

                            9«Akıllılar, `Olmaz! Hem bize hem size yetmeyebilir. En iyisi satıcılara gidin, kendinize yağ alın' demişler.

                            10«Ne var ki, onlar yağ satın almaya giderlerken güvey gelmiş. Hazırlıklı olan kızlar, onunla birlikte düğün şölenine girmişler ve kapı kapanmış.

                            11«Daha sonra gelen öbür kızlar, `Efendimiz, efendimiz, aç kapıyı bize!' demişler.

                            12«Güvey ise, `Size doğrusunu söyleyeyim, sizi tanımıyorum' demiş.

                            13«Bu nedenle uyanık durun. Çünkü o günü ve o saati bilemezsiniz.


                            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                            Yorum


                              #89
                              Ynt: Matta incili

                              Emanet para benzetmesi
                              (Luk.19:11-27)

                              14«Göksel Egemenlik, yolculuğa çıkmak üzere olan bir adamın kölelerini çağırıp malını onlara emanet etmesine benzer.

                              15«Adam, her birinin yeteneğine göre, birine beş, birine iki, birine de bir talant vererek yola çıkmış.

                              16Beş talant alan, hemen gidip bu parayı işletmiş ve beş talant daha kazanmış.

                              17İki talant alan da iki talant daha kazanmış.

                              18Bir talant alan ise gidip toprağı kazmış ve efendisinin parasını saklamış.

                              19«Uzun zaman sonra bu kölelerin efendisi dönmüş, onlarla hesaplaşmaya oturmuş.

                              20Beş talant almış olan gelip beş talant daha getirmiş, `Efendimiz' demiş, `bana beş talant emanet etmiştin; bak, beş talant daha kazandım.'

                              21«Efendisi ona, `Aferin, iyi ve güvenilir köle!' demiş. `Sen küçük işlerde güvenilir olduğunu gösterdin, ben de seni büyük işlerin başına geçireceğim. Gel, efendinin şenliğine katıl!'

                              22«İki talant almış olan da gelmiş, `Efendimiz' demiş, `bana iki talant emanet etmiştin; bak, iki talant daha kazandım.'

                              23«Efendisi ona, `Aferin, iyi ve güvenilir köle!' demiş. `Sen küçük işlerde güvenilir olduğunu gösterdin, ben de seni büyük işlerin başına geçireceğim. Gel, efendinin şenliğine katıl!'

                              24«Sonra bir talant almış olan gelmiş, `Efendimiz' demiş, `senin sert bir adam olduğunu biliyordum. Ekmediğin yerden biçer, harman savurmadığın yerden devşirirsin.

                              25Bu nedenle korktum, gidip senin verdiğin talantı toprağa gömdüm. İşte, al paranı!'

                              26-27«Efendisi ona şu karşılığı vermiş: `Kötü ve tembel köle! Ekmediğim yerden biçtiğimi, harman savurmadığım yerden devşirdiğimi biliyordun ha? Öyleyse paramı faizcilere vermeliydin. Ben de geldiğimde onu faiziyle geri alırdım...

                              28Haydi, elindeki talantı alın, on talantı olana verin!

                              29Çünkükimde varsa, ona daha çok verilecek ve o bolluk içinde olacak. Ama kimde yoksa, kendisinde olan da elinden alınacak.

                              30Şu yararsız köleyi dışarıya, karanlığa atın. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.'


                              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                              Yorum


                                #90
                                Ynt: Matta incili

                                Koyunlar ve keçiler

                                31«İnsanoğlu kendi görkemi içinde bütün melekleriyle birlikte gelince, görkemli tahtına oturacak.

                                32Ulusların hepsi O'nun önünde toplanacak, O da koyunları keçilerden ayıran bir çoban gibi, onları birbirinden ayıracak.

                                33Koyunları sağına, keçileri soluna alacak.

                                34«O zaman Kral, sağındaki kişilere, `Sizler, Babamın kutsadıkları, gelin!' diyecek. `Dünya kurulduğundan beri sizin için hazırlanmış olan egemenliği miras alın!

                                35Çünkü acıkmıştım, bana yiyecek verdiniz; susamıştım, bana içecek verdiniz; yabancıydım, beni içeri aldınız.

                                36Çıplaktım, beni giydirdiniz; hastaydım, benimle ilgilendiniz; zindandaydım, yanıma geldiniz.'

                                37«O vakit doğru kişiler O'na şu karşılığı verecekler: `Ya Rab, biz seni ne zaman aç görüp doyurduk, ya da susamış görüp içecek verdik?

                                38Seni ne zaman yabancı gördük de içeri aldık, ya da çıplak görüp giydirdik?

                                39Seni ne zaman hasta ya da zindanda görüp yanına geldik?'

                                40«Kral da onlara şöyle cevap verecek: `Size doğrusunu söyleyeyim, bu en basit kardeşlerimden biri için yaptığınızı, benim için yapmış oldunuz.'

                                41«Sonra solundakilere şöyle diyecek: `Ey lanetliler, çekilin önümden! İblis ile onun melekleri için hazırlanmış sönmez ateşe yollanın!

                                42-43Çünkü acıkmıştım, bana yiyecek vermediniz; susamıştım, bana içecek vermediniz; yabancıydım, beni içeri almadınız; çıplaktım, beni giydirmediniz; hastaydım, zindandaydım, benimle ilgilenmediniz.

                                44«O vakit onlar da şöyle karşılık verecekler: `Ya Rab, seni ne zaman aç, susamış, yabancı, çıplak, hasta ya da zindanda gördük de sana hizmet etmedik?'

                                45«Kral da onlara şu cevabı verecek: `Size doğrusunu söyleyeyim, mademki bu en basit kardeşlerimden biri için bunu yapmadınız, benim için de yapmamış oldunuz.'

                                46«Bunlar sonsuz azaba uğrayacak, doğrular ise sonsuz yaşama kavuşacaklar.»


                                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X