Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Markos incili

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Markos incili

    1. Bölüm
    Vaftizci Yahya'nın gelişi
    (Mat.3:1-12; Luk.3:1-18; Yu.1:19-28)

    Tanrı'nın Oğlu İsa Mesih'le ilgili müjdenin başlangıcı.
    2Yeşaya peygamberin kitabında şöyle yazılmıştır:

    «Bak, habercimi senin önünden gönderiyorum;
    o senin yolunu hazırlayacak.»

    3«Çölde yükselen ses,
    `Rab'bin yolunu hazırlayın,
    geçeceği patikaları düzleyin' diyor.»

    4Böylece Vaftizci Yahya çölde ortaya çıktı. İnsanları, günahlarının bağışlanması için tövbe edip vaftiz olmaya çağırıyordu.

    5Bütün Yahudiye halkı ve Kudüslülerin hepsi ona geliyor, günahlarını itiraf ediyor, onun tarafından Şeria nehrinde vaftiz ediliyordu.

    6Yahya'nın deve tüyünden giysisi, belinde deriden kuşağı vardı. Çekirge ve yaban balı yerdi.

    7Şu haberi yayıyordu: «Benden sonra benden daha güçlü Olan geliyor. Eğilip O'nun çarıklarının bağını çözmeye bile layık değilim. 8Ben sizi suyla vaftiz ettim, ama O sizi Kutsal Ruh'la vaftiz edecektir.»


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    #2
    Ynt: Markos incili

    İsa görevine başlıyor
    (Mat.3:13-4Mat.3:22; Luk.3:21-22; 4Luk.3:1-15; 5Luk.3:1-11)

    9O günlerde Celile'nin Nasıra kentinden çıkıp gelen İsa, Yahya tarafından Şeria nehrinde vaftiz edildi.

    10Tam sudan çıkarken, göklerin yarıldığını ve Ruh'un güvercin gibi kendi üzerine indiğini gördü.

    11Göklerden, «Sen benim sevgili Oğlumsun, senden hoşnudum» diyen bir ses geldi.

    12O an Ruh, İsa'yı çöle gönderdi.

    13İsa çölde kaldığı kırk gün boyunca Şeytan tarafından sınandı. Yabani hayvanlar arasındaydı ve melekler O'na hizmet ediyordu.

    14Yahya'nın tutuklanmasından sonra İsa, Tanrı'nın müjdesini duyura duyura Celile'ye gitti.

    15«Zaman doldu» diyordu, «Tanrı'nın Egemenliği yaklaştı. Tövbe edin, Müjde'ye inanın!»

    16İsa, Celile gölünün kıyısından geçerken, göle ağ atmakta olan Simun ile kardeşi Andreya'yı gördü. Bu adamlar balıkçıydı.

    17İsa onlara, «Ardımdan gelin, sizleri insan tutan balıkçılar yapacağım» dedi.

    18Onlar da hemen ağlarını bırakıp O'nun ardından gittiler.

    19Oradan biraz ileri gidince Zebedi'nin oğulları Yakup'la Yuhanna'yı gördü. Kayıkta ağlarını onarıyorlardı.

    20İsa hemen onları çağırdı. Onlar da babaları Zebedi'yi işçilerle birlikte kayıkta bırakarak İsa'nın ardından gittiler.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Ynt: Markos incili

      İsa kötü ruhları kovuyor, hastaları iyileştiriyor
      (Mat.8:14-17; Luk.4:31-44)

      21Kefernahum'a girdiler. Sept günü olunca İsa hemen havraya girip ders vermeye başladı.

      22Halk O'nun öğretişine şaşıp kaldı. Çünkü onlara din bilginleri gibi değil, yetkili biri gibi ders veriyordu.

      23-24Tam o sırada havralarında bulunan ve kötü ruha tutsak olan bir adam, «Ey Nasıralı İsa, bizden ne istiyorsun?» diye bağırdı. «Bizi mahvetmeye mi geldin? Senin kim olduğunu biliyorum, Tanrı'nın Kutsalısın sen!»

      25İsa, «Sus, çık o adamdan!» diyerek kötü ruhu azarladı.

      26Kötü ruh adamı sarstı ve büyük bir çığlık atarak içinden çıktı.

      27Herkes şaşıp kaldı. Birbirlerine, «Bu nasıl şey?» diye sormaya başladılar. «Yepyeni bir öğreti! Kötü ruhlara bile yetkiyle buyruk veriyor, onlar da sözünü dinliyorlar.»

      28Böylece İsa'yla ilgili haberler, tüm Celile bölgesinin her yerine hızla yayıldı.

      29İsa havradan çıkar çıkmaz, Yakup ve Yuhanna ile birlikte Simun ve Andreya'nın evine gitti.

      30Simun'un kaynanası ateşler içinde yatıyordu. Durumu hemen İsa'ya bildirdiler.

      31O da hastaya yaklaştı, elinden tutup kaldırdı. Kadının ateşi düştü ve kendisi onlara hizmet etmeye başladı.

      32Akşam olup güneş batınca, bütün hastaları ve cine tutsak olanları İsa'ya getirdiler.

      33Bütün kent halkı kapıya toplanmıştı.

      34İsa, çeşitli hastalıklara yakalanmış birçok kişiyi iyileştirdi, birçok cini kovdu. Cinlerin konuşmasına izin vermiyordu. Çünkü onlar kendisinin kim olduğunu biliyorlardı.

      35Sabah çok erkenden, ortalık henüz ağarmadan İsa kalktı, evden çıkıp ıssız bir yere gitti, orada dua etmeye başladı.

      36Simun ile yanındakiler İsa'yı aramaya çıktılar.

      37O'nu bulunca, «Herkes seni arıyor!» dediler.

      38İsa onlara, «Başka yerlere, yakındaki kasabalara gidelim» dedi. «Oralarda da Tanrı sözünü duyurayım. Bunun için çıkıp geldim.»

      39Böylece havralarında Tanrı sözünü duyurarak ve cinleri kovarak tüm Celile bölgesini dolaştı.


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #4
        Ynt: Markos incili

        İsa bir cüzamlıyı iyileştiriyor
        (Mat.8:1-4; Luk.5:12-16)

        40İsa'ya cüzamlı biri geldi, diz çöküp O'na şöyle yalvardı: «Eğer istersen beni temiz kılabilirsin.»

        41Yüreği sızlayan İsa, elini uzatıp adama dokundu, «İsterim, temiz ol!» dedi.

        42Adam hemen o anda cüzamdan kurtulup tertemiz oldu.

        43İsa onu sıkıca uyararak derhal yanından uzaklaştırdı.

        44«Sakın kimseye bir şey söyleme!» dedi. «Git, kâhine görün ve cüzamdan temizlendiğini herkese kanıtlamak için Musa'nın buyurduğu adakları sun.»

        45Ne var ki, adam çıkıp gitti, olayla ilgili haberi her tarafa yayıp duyurmaya başladı. Öyle ki, İsa artık hiçbir kente açıkça giremez oldu. Ancak dışarıda, ıssız yerlerde kalıyordu. Ve halk her yerden O'na akın ediyordu.


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #5
          Ynt: Markos incili

          2. Bölüm
          Bir felçlinin iyileştirilmesi
          (Mat.9:1-8; Luk.5:17-26)

          Birkaç gün sonra İsa tekrar Kefernahum'a geldiğinde, evde olduğu işitildi.

          2O kadar çok insan toplandı ki, artık kapının önünde bile duracak yer kalmamıştı. İsa onlara Tanrı sözünü anlatıyordu.

          3Bu arada O'na dört kişinin taşıdığı felçli bir adamı getirdiler.

          4Kalabalıktan O'na yaklaşamadıkları için, bulunduğu yerin üzerindeki damı delip açarak felçliyi üstünde yattığı döşekle birlikte aşağı indirdiler.

          5Onların imanını gören İsa felçliye, «Oğlum, günahların bağışlandı» dedi.

          6-7Orada oturmakta olan bazı din bilginleri ise için için şöyle düşündüler: «Bu adam neden böyle konuşuyor? Tanrı'ya küfrediyor! Tek Tanrı'dan başka kim günahları bağışlayabilir?»

          8Akıllarından geçeni hemen ruhunda sezen İsa onlara, «Aklınızdan neden böyle şeyler geçiriyorsunuz?» dedi.

          9«Hangisi daha kolay, felçliye, `Günahların bağışlandı' demek mi, yoksa, `Kalk, döşeğini topla ve yürü' demek mi?

          10-11Ne var ki, İnsanoğlu'nun yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye...» Sonra felçliye, «Sana söylüyorum, kalk, döşeğini topla ve evine git!» dedi.

          12Adam kalktı, derhal döşeğini topladı ve hepsinin gözü önünde çıkıp gitti. Herkes şaşakalmıştı. Tanrı'yı övüyorlar, «Böylesini hiç görmemiştik» diyorlardı.


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #6
            Ynt: Markos incili

            Levi'nin öğrencilere katılması
            (Mat.9:9-13; Luk.5:27-32)

            13İsa yine çıkıp göl kıyısına gitti. Bütün halk O'nun yanına geldi, O da onlara ders vermeye başladı.

            14Yoldan geçerken, vergi toplama kulübesinde oturan Alfay oğlu Levi'yi gördü. Ona, «Ardımdan gel» dedi. Levi de kalkıp İsa'nın ardından gitti.

            15Daha sonra İsa, Levi'nin evinde yemek yerken, birçok vergi görevlisi ve günahkâr birçok kişi O'nunla ve öğrencileriyle birlikte sofraya oturmuştu. O'nu izleyen böyle birçok kişi vardı.

            16Ferisilerden bazı din bilginleri, O'nu günahkârlar ve vergi görevlileriyle birlikte yemekte görünce öğrencilerine, «Niçin vergi görevlileri ve günahkârlarla birlikte yemek yiyor?» diye sordular.

            17Bunu işiten İsa onlara, «Sağlamların değil, hastaların hekime ihtiyacı var» dedi. «Ben doğru kişileri değil, günahkârları çağırmaya geldim.»


            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #7
              Ynt: Markos incili

              Oruçla ilgili soru
              (Mat.9:14-17; Luk.5:33-39)

              18Yahya'nın öğrencileriyle Ferisiler oruç tutarken, bazı kişiler İsa'ya gelip, «Yahya'nın ve Ferisilerin öğrencileri oruç tutuyor da, senin öğrencilerin niçin tutmuyor?» diye sordular.

              19İsa şöyle karşılık verdi: «Güvey aralarında olduğu sürece davetliler oruç tutar mı hiç? Güvey aralarında oldukça oruç tutamazlar!

              20Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, onlar işte o zaman, o gün oruç tutacaklar.

              21Hiç kimse eski bir giysiyi çekmemiş bir kumaş parçasıyla yamamaz. Yoksa yeni yama eski giysiden kopar ve yırtık daha kötü duruma gelir.

              22Hiç kimse yeni şarabı eski tulumlara doldurmaz. Yoksa şarap tulumları patlatır, şarap da tulumlar da mahvolur. Yeni şarap yeni tulumlara doldurulur.»



              Sept günü sorunu
              (Mat.12:1-8; Luk.6:1-5)

              23Bir Sept günü İsa ekinler arasından geçiyordu. Öğrencileri yolda giderken başakları koparmaya başladılar.

              24Ferisiler İsa'ya, «Bak, Sept günü yapılması yasak olanı neden yapıyorlar?» dediler.

              25İsa onlara, «Davut'un, kendisi ve yanındakiler aç ve muhtaç kalınca ne yaptığını hiç okumadınız mı?» diye sordu.

              26«Başkâhin Aviyatar'ın zamanında Davut, Tanrı'nın evine girdi, kâhinlerden başkasının yemesi yasak olan adak ekmeklerini yedi ve yanındakilere de verdi.»

              27Sonra onlara, «İnsan Sept günü için değil, Sept günü insan için yaratıldı» dedi. 28«Bu nedenle İnsanoğlu Sept gününün de Rabbidir.»


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #8
                Ynt: Markos incili

                3. Bölüm
                Eli sakat bir adam iyileştiriliyor
                (Mat.12:9-14; Luk.6:6-11)

                İsa yine havraya girdi. Orada eli sakat bir adam vardı.

                2Bazıları İsa'yı suçlamak amacıyla, Sept günü hastayı iyileştirecek mi diye O'nu gözlüyorlardı.

                3İsa, eli sakat olan adama, «Ayağa kalk, ortaya çık!» dedi.

                4Sonra havradakilere, «Kutsal Yasa'ya göre Sept günü iyilik yapmak mı doğru, kötülük yapmak mı? Can kurtarmak mı doğru, öldürmek mi?» diye sordu. Onlardan ses çıkmadı.

                5İsa, çevresindekilere öfkeyle baktı. Yüreklerinin katılığı O'nu kederlendirmişti. Adama, «Elini uzat!» dedi. Adam elini uzattı, eli eskisi gibi sağlam oluverdi.

                6Dışarı çıkan Ferisiler, İsa'yı yok etmek için Hirodes yanlılarıyla hemen görüşmeye başladılar.



                İsa, Celile gölünün kıyısında

                7-8İsa, öğrencileriyle birlikte göl kıyısına çekildi. Celile'den büyük bir kalabalık O'nun ardından geldi. Ayrıca, O'nun bütün yaptıklarını duyan büyük bir kalabalık Yahudiye'den, Kudüs'ten, İdumeya'dan, Şeria nehrinin ötesinden, Sur ve Sayda bölgelerinden kendisine akın etti.

                9İsa, kalabalığın arasında sıkışıp kalmamak için öğrencilerine, küçük bir kayığı hazır bulundurmalarını söyledi.

                10Birçoklarını iyileştirmiş olduğundan, çeşitli hastalıklara yakalanmış olanların hepsi O'na dokunmak için üzerine üşüşüyorlardı.

                11Kötü ruhlar da O'nu görünce ayaklarına kapanıyor, «Sen Tanrı'nın Oğlusun!» diye bağırıyorlardı.

                12Ama İsa, kim olduğunu açıklamasınlar diye onları sıkı sıkıya uyardı.


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Markos incili

                  İsa on iki elçisini seçiyor
                  (Mat.10:1-4; Luk.6:12-16)

                  13İsa, dağa çıkarak istediği kişileri yanına çağırdı. Onlar da yanına gittiler.

                  14-19İsa bunlardan on iki kişiyi yanında bulundurmak, Tanrı sözünü duyurmaya göndermek ve cinleri kovmaya yetkili kılmak üzere seçti. Seçtiği bu on iki kişi şunlardır: Petrus adını verdiği Simun, Beni-Regeş, yani `GökgürültüsüOğulları' adını verdiği Zebedi'nin oğulları Yakup ve Yuhanna, Andreya, Filipus, Bartalmay, Matta, Tomas, Alfay oğlu Yakup, Taday, Yurtsever Simun ve İsa'yı ele veren Yahuda İskariyot.


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Markos incili

                    İsa ve Beelzebub
                    (Mat.12:22-32; Luk.11:14-23; 12Luk.11:10)

                    20İsa bundan sonra eve gitti. Yine öyle büyük bir kalabalık toplandı ki, İsa'yla öğrencileri yemek bile yiyemediler.

                    21Yakınları bunu duyunca, «Aklını kaçırmış» diyerek O'nu almaya geldiler.

                    22Kudüs'ten gelen din bilginleri ise, «Beelzebub O'nun içine girmiş» ve «Cinleri, cinlerin reisinin gücüyle kovuyor» diyorlardı.

                    23Bunun üzerine İsa din bilginlerini yanına çağırıp onlara benzetmelerle seslendi. «Şeytan, Şeytan'ı nasıl kovabilir?» dedi.

                    24«Bir ülke kendi içinde bölünmüşse, o ülke ayakta kalamaz.

                    25Bir ev kendi içinde bölünmüşse, o ev ayakta kalamaz.

                    26Şeytan da kendine karşı gelip kendi içinde bölünmüşse, artık ayakta kalamaz; sonu gelmiş demektir.

                    27Hiç kimse güçlü adamın evine girip onun malını çalamaz. Ancak önceden o güçlü adamı bağlarsa, onun evini soyabilir.

                    28-29Size doğrusunu söyleyeyim, insanların işlediği her günah, ettiği her küfür bağışlanacak, ama Kutsal Ruh'a küfreden asla bağışlanmayacak. Bunu yapan, asla silinmeyecek bir günah işlemiş olur.»

                    30İsa bu sözleri, «O'nda kötü ruh var» dedikleri için söyledi.



                    İsa'nın annesiyle kardeşleri
                    (Mat.12:46-50; Luk.8:19-21)

                    31Daha sonra İsa'nın annesiyle kardeşleri geldi. Dışarıda durdular, haber gönderip O'nu çağırdılar.

                    32İsa'nın çevresinde oturan kalabalıktan bazıları, «Bak» dediler, «annenle kardeşlerin dışarıda, seni istiyorlar.»

                    33İsa buna karşılık onlara, «Kimdir annem ve kardeşlerim?» dedi.

                    34Sonra etrafına, çevresinde oturanlara bakıp şöyle dedi: «İşte annem, işte kardeşlerim! 35Tanrı'nın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kızkardeşim ve annem odur.»


                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Markos incili

                      4. Bölüm
                      Tohum benzetmesi
                      (Mat.13:1-9; Luk.8:4-8)

                      İsa göl kıyısında halka yine ders vermeye başladı. Çevresinde öyle büyük bir kalabalık toplandı ki, kendisi göldeki bir kayığa binip oturdu. Bütün kalabalık göl kıyısında, karada duruyordu.

                      2-3İsa onlara benzetmelerle birçok şey öğretiyordu. Öğretirken, «Şunu dinleyin» dedi. «Ekincinin biri tohum ekmeye çıkmış.

                      4Ektiği tohumlardan kimi yol kenarına düşmüş. Kuşlar gelip bunları yemiş.

                      5Kimi, toprağı az olan kayalık yere düşmüş. Toprak derin olmadığından hemen filizlenmişler.

                      6Ne var ki, güneş doğunca kavrulmuşlar ve kök salamadıkları için kuruyup gitmişler.

                      7Kimi, dikenler arasına düşmüş. Dikenler büyümüş, filizleri boğmuş ve filizler ürün verememiş.

                      8Kimi ise iyi toprağa düşmüş, büyüyüpçoğalmış, ürün vermiş. Bazısı otuz, bazısı altmış, bazısı da yüz kat ürün vermiş.»

                      9Sonra İsa şunu ekledi: «İşitecek kulağı olan işitsin!»



                      Benzetmelerin amacı
                      (Mat.13:10-17; Luk.8:9-10)

                      10Onikilerle diğer izleyicileri İsa'yla yalnız kalınca, kendisinden benzetmelerin anlamını sordular.

                      11O da onlara şöyle dedi: «Tanrı'nın Egemenliğinin sırrı sizlere açıklandı, ama dışarıda olanlara her şey benzetmelerle anlatılır.

                      12Öyle ki,

                      `Bakıp bakıp görmesinler,
                      duyup duyup anlamasınlar da,
                      dönüp bağışlanmasınlar.'»


                      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Markos incili

                        Tohum benzetmesi açıklanıyor
                        (Mat.13:18-23; Luk.8:11-15)

                        13İsa sonra onlara, «Siz bu benzetmeyi anlamıyor musunuz?» dedi. «Öyleyse bütün diğer benzetmeleri nasıl anlayacaksınız?

                        14Ekincinin ektiği, Tanrı sözüdür.

                        15Bazı insanlar sözün ekildiği yerde yol kenarına düşen tohumlara benzer. Bunlar sözü işitir işitmez, Şeytan gelir, yüreklerine ekilen sözü alır götürür.

                        16-17Kayalık yerlere ekilenler ise, işittikleri sözü hemen sevinçle kabul eden, ama kök salamadıkları için ancak bir süre dayanan kişilerdir. Böyleleri Tanrı sözünden ötürü sıkıntı ya da zulme uğrayınca hemen sendeleyip düşerler.

                        18-19Yine bazıları dikenler arasında ekilen tohumlara benzerler. Bunlar sözü işitirler, ama dünyasal kaygılar, zenginliğin aldatıcılığı ve daha başka hevesler araya girip sözü boğar ve ürün vermesini engeller.

                        20İyi toprağa ekilenler ise, sözü işiten, onu benimseyen, kimi otuz, kimi altmış, kimi de yüz kat ürün veren kişilerdir.»


                        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Markos incili

                          Kandil kandilliğe konur
                          (Luk.8:16-18)

                          21Onlara, «Kandili, tahıl ölçeğinin ya da yatağın altına koymak için mi getirirler?» dedi. «Kandilliğe koymak için değil mi?

                          22Gizli olan ne varsa, açığa çıkarılmak üzere gizlenmiştir; saklı olan ne varsa, aydınlığa çıkmak üzere saklanmıştır.

                          23İşitecek kulağı olan işitsin!»

                          24İsa şöyle devam etti: «İşittiklerinize dikkat edin! Hangi ölçekle ölçerseniz, size de aynı ölçek uygulanacak. Hatta size daha fazlası verilecek.

                          25Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek. Ama kimde yoksa, kendisinde olan da elinden alınacak.»

                          Filizlenen tohum benzetmesi

                          26Sonra İsa şöyle dedi: «Tanrı'nın Egemenliği, toprağa tohum saçan adama benzer.

                          27Gece olur, uyur; gündüz olur, kalkar. Kendisi nasıl olduğunu bilmez ama, tohum filizlenir, gelişir.

                          28Toprak kendiliğinden ürün verir. Önce filizi, sonra başağı, sonunda da başağı dolduran taneleri verir.

                          29Ürün olgunlaşınca, adam hemenorağı vurur. Çünkü ürünü biçme zamanı gelmiştir.»


                          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Markos incili

                            Hardal tanesi benzetmesi
                            (Mat.13:31-32,34; Luk.13:18-19)

                            30İsa sonra şöyle dedi: «Tanrı'nın Egemenliğini neye benzetelim, nasıl bir benzetmeyle anlatalım?

                            31-32Tanrı'nın Egemenliği, hardal tanesine benzer. Hardal, yeryüzünde toprağa ekilen tüm tohumların en küçüğü olmakla birlikte, ekildikten sonra gelişir, tüm bahçe bitkilerinin boyunu aşar. Öylesine dal budak salar ki, gökte uçan kuşlar gölgesinde barınabilir.»

                            33İsa, Tanrı sözünü, buna benzer birçok benzetmeyle halkın anlayabildiği ölçüde anlatırdı.

                            34Benzetme kullanmadan onlara hiçbir şey anlatmazdı. Ama kendi öğrencileriyle yalnız kaldığında, onlara her şeyi açıklardı.



                            İsa fırtınayı yatıştırıyor
                            (Mat.8:23-27; Luk.8:22-25)

                            35O gün akşam olunca öğrencilerine, «Karşı yakaya geçelim» dedi.

                            36Öğrenciler kalabalığı geride bırakarak İsa'yı, içinde bulunduğu kayıkla götürdüler. Yanında başka kayıklar da vardı.

                            37Bu sırada büyük bir fırtına koptu. Dalgalar kayığa öyle saldırıyordu ki, kayık neredeyse suyla dolmuştu.

                            38İsa, kayığın kıç tarafında bir yastığa yaslanmış uyuyordu. Öğrenciler O'nu uyandırıp, «Öğretmenimiz, batıyoruz! Hiç aldırmıyor musun?» dediler.

                            39İsa kalkıp rüzgârı azarladı, göle, «Sus, sakin ol!» dedi. Rüzgâr dindi, ortalık sütliman oldu.

                            40İsa öğrencilerine, «Neden bu kadar korkaksınız? Hâlâ imanınız yok mu?» dedi.

                            41Onlar ise büyük korku içinde birbirlerine, «Bu adam kim ki, rüzgâr da göl de O'nun sözünü dinliyor?» dediler.


                            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Markos incili

                              5. Bölüm
                              Cinli bir adamın iyileştirilmesi
                              (Mat.8:28-34; Luk.8:26-39)

                              Gölün karşı yakasına, Gerasalıların memleketine vardılar.

                              2İsa kayıktan iner inmez, kötü ruha tutsak olan bir adam mezarlık mağaralardan çıkıp O'nu karşıladı.

                              3Mezarların içinde yaşayan bu adamı artık kimse zincirle bile bağlı tutamıyordu.

                              4Birçok kez zincirler ve ayak köstekleriyle bağlandığı halde, zincirleri koparmış, köstekleri parçalamıştı. Hiç kimse onunla başa çıkamıyordu.

                              5Gece gündüz mezarlarda, dağlarda bağırıp duruyor, kendi kendini taşlarla yaralıyordu.

                              6Uzaktan İsa'yı görünce koşup geldi, O'nun önünde yere kapandı.

                              7Yüksek sesle haykırarak, «Ey İsa, yüce Tanrı'nın Oğlu, benden ne istiyorsun? Tanrı hakkı için sana yalvarırım, bana işkence etme!» dedi.

                              8Çünkü İsa, «Ey kötü ruh, adamın içinden çık!» demişti.

                              9Sonra İsa adama, «Adın ne?» diye sordu.
                              «Adım Tümen. Çünkü sayımız çok» dedi.

                              10Ruhları o bölgeden çıkarmaması için İsa'ya yalvarıp yakardı.

                              11Orada, dağın yamacında otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı.

                              12Kötü ruhlar İsa'ya, «Bizi şu domuzlara gönder, onlara girelim» diye yalvardılar.

                              13İsa'nın izin vermesi üzerine kötü ruhlar adamdan çıkıp domuzların içine girdiler. Yaklaşık iki bin domuzdan oluşan sürü, dik yamaçtan aşağı koşuşarak göle atlayıp boğuldu.

                              14Domuzları güdenler kaçıp kentte ve köylerde olayın haberini yaydılar. Halk olup biteni görmeye çıktı.

                              15İsa'nın yanına geldiklerinde, önceleri bir tümen cine tutsak olan adamı giyinmiş, aklı başına gelmiş, oturmuş görünce korktular.

                              16Olayı görenler, cinli adama olanları ve domuzların başına gelenleri halka anlattılar.

                              17Bunun üzerine halk, bölgelerinden ayrılması için İsa'ya yalvarmaya başladı.

                              18İsa kayığa binerken, önceleri cine tutsak olan adam O'na, «Seninle geleyim» diye yalvardı.

                              19Ama İsa adama izin vermedi. Ona, «Evine, yakınlarının yanına dön» dedi. «Rab'bin senin için neler yaptığını, sana nasıl merhamet ettiğini onlara anlat.»

                              20Adam da gitti, İsa'nın kendisi için neler yaptığını Dekapolis'te duyurmaya başladı. Anlattıklarına herkes şaşıp kalıyordu.


                              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X