Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Luka incili

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #46
    Ynt: Luka incili

    Kaygılanmayın
    (Mat.6:25-34)

    22İsa öğrencilerine şöyle dedi: «Bu nedenle size şunu söylüyorum: `Ne yiyeceğiz?' diye canınız için, ya da `Ne giyeceğiz?' diye bedeniniz için kaygılanmayın.

    23Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemlidir.

    24Kargalara bakın! Ne eker, ne biçerler; ne kilerleri, ne ambarları vardır. Tanrı yine de onları doyurur. Siz kuşlardan ne kadar daha değerlisiniz!

    25Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık[k] uzatabilir?

    26Bu küçücük işe bile gücünüz yetmediğine göre, öbür konularda neden kaygılanıyorsunuz?

    27«Zambakların nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. Ama size şunu söyleyeyim, tüm görkemine rağmen Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi.

    28Bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren Tanrı'nın sizi de giydireceği ne kadar daha kesindir, ey imanı kıt olanlar!

    29`Ne yiyeceğiz, ne içeceğiz?' diye düşünüp tasalanmayın.

    30Dünya ulusları hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa Babanız, bunları gereksindiğinizi bilir.

    31Siz O'nun egemenliğinin ardından gidin, o zaman size bunlar da verilecektir.

    32«Korkma, ey küçük sürü! Çünkü Babanız, egemenliği size vermeyi uygun gördü.

    33Mallarınızı satın, sadaka olarak verin. Kendinize eskimeyen keseler, göklerde tükenmeyen bir hazine edinin. Orada ne hırsız ona yaklaşır, ne de güve onu yer.

    34Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacak.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #47
      Ynt: Luka incili

      Uyanık ve hazırlıklı olun
      (Mat.10:34-36; 24Mat.10:42-51; Mar.10:38; 13Mar.10:34-36)

      35«Kuşaklarınız belinizde bağlı ve kandilleriniz yanar durumda hazır olun.

      36Düğün şenliğinden dönecek olan efendilerinin gelip kapıyı çaldığı an kapıyı ona hemen açmaya hazır bekleyenler gibi olun.

      37Efendileri geldiğinde uyanık bulunan kölelere ne mutlu! Size doğrusunu söyleyeyim, efendileri beline kuşağını bağlayacak, kölelerini sofraya oturtacak ve gelip onlara hizmet edecek.

      38Efendi gecenin ister ikinci, ister üçüncü nöbetinde gelsin, uyanık bulacağı kölelere ne mutlu!

      39Ama şunu bilin ki, ev sahibi, hırsızın hangi saatte geleceğini bilse, evinin soyulmasına fırsat vermez.

      40Siz de hazır olun. Çünkü İnsanoğlu, ummadığınız bir saatte gelecektir.»

      41Petrus, «Rab» dedi, «bu benzetmeyi bizim için mi anlatıyorsun, yoksa herkes için mi?»

      42Rab da şöyle dedi: «Efendinin, uşaklarına yemek paylarını vaktinde vermek için üzerlerinde yetkili kılacağı güvenilir ve akıllı kâhya kimdir?

      43Efendisi eve döndüğünde işinin başında bulacağı o köleye ne mutlu!

      44Size gerçeği söyleyeyim, efendisi onu tüm malının üzerindeyetkili kılacak.

      45-46Ama o köle kendi kendine, `Efendim gelmekte gecikiyor' derse ve kadın erkek diğer hizmetkârları dövmeye, yiyip içip sarhoş olmaya başlarsa, efendisi, onun beklemediği bir günde, ummadığı bir saatte gelecek, onu şiddetle cezalandıracak ve imansızlarla bir tutacaktır.

      47«Efendisinin isteğini bilip de hazırlık yapmayan, onun isteğini yerine getirmeyen köle çok dayak yiyecek.

      48Oysa bilmeden köteği hak eden davranışlarda bulunan, az dayak yiyecek. Kime çok verilmişse, ondan çok istenecek. Kime çok şey emanet edilmişse, kendisinden daha fazlası istenecektir.

      49«Ben dünyaya ateş yağdırmaya geldim. Keşke bu ateş daha şimdiden alevlenmiş olsaydı!

      50Katlanmam gereken bir vaftiz var. Bu vaftiz gerçekleşinceye dek nasıl da sıkıntı çekiyorum![l]

      51Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ben ayrılık getirmeye geldim.

      52Bundan böyle bir evde beş kişi, ikiye karşı üç, üçe karşı iki bölünmüş olacak.

      53Baba oğluna karşı, oğul babasına karşı, anne kızına karşı, kız annesine karşı, kaynana gelinine karşı, gelin kaynanasına karşı olacaktır.»



      Belirtileri anlamak
      (Mat.5:25-26; 16Mat.5:2-3)

      54İsa halka şunları da söyledi: «Batıda bir bulutun yükseldiğini görünce siz hemen, `Sağanak geliyor' diyorsunuz, ve öyle oluyor. 55Yelin güneyden estiğini görünce, `Çok sıcak olacak' diyorsunuz, ve öyle oluyor. 56Sizi ikiyüzlüler! Yeryüzünün ve gökyüzünün görünümünden bir anlam çıkarabiliyorsunuz da, şimdiki vaktin anlamını nasıl oluyor da çıkaramıyorsunuz?
      57«Doğru olanı neden kendiliğinizden ayırt etmiyorsunuz? 58Sizden davacı olan kişiyle birlikte yargıcın önüne çıkmak üzere daha yolda giderken onunla anlaşmak için elinizden geleni yapın. Yoksa o sizi yargıcın önüne sürükler, yargıç gardiyanın eline verir, gardiyan da sizi hapse atar. 59Size şunu söyleyeyim, son kuruşu[m] ödemedikçe oradan asla çıkamazsınız.»


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #48
        Ynt: Luka incili

        13. Bölüm Tövbe ediniz

        O sırada bazı kişiler gelip İsa'ya bir haber getirdiler. Pilatus'un nasıl bazı Celilelileri öldürüp kanlarını kendi kestikleri kurbanların kanına kattığını anlattılar.

        2İsa onlara şöyle karşılık verdi: «Böyle acı çeken bu Celilelilerin, diğer bütün Celilelilerden daha mı çok günahlı olduğunu sanıyorsunuz?

        3Size hayır diyorum. Ama tövbe etmezseniz, hepiniz böyle mahvolacaksınız.

        4Ya da, Şiloha'daki kule üzerlerine yıkılınca ölen o on sekiz kişinin, Kudüs'te yaşayan diğer insanların hepsinden daha mı çok suçlu olduğunu sanıyorsunuz?

        5Size hayır diyorum. Ama tövbe etmezseniz, hepiniz böyle mahvolacaksınız.»



        Meyve vermeyen ağaç

        6İsa şu benzetmeyi anlattı: «Adamın birinin bağında dikili bir incir ağacı varmış. Adam gelip ağaçta meyve aramış, ama bulamamış.

        7Bağcıya, `Bak' demiş, `ben üç yıldır gelip bu incir ağacında meyve arıyorum, bulamıyorum. Onu kes. Toprağın besinini neden boş yere tüketsin?'

        8«Bağcı, `Efendim' diye karşılık vermiş, `ağacı bir yıl daha bırak, bu arada ben çevresini kazıp gübreleyeyim.

        9Gelecek yıl meyve verirse, ne âlâ; yok eğer vermezse, onu kesersin.'»


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #49
          Ynt: Luka incili

          Beli bükük bir kadının iyileştirilmesi

          10Bir Sept günü İsa, havralardan birinde ders veriyordu.

          11On sekiz yıldır içinde hastalık ruhu bulunan bir kadın da oradaydı. İki büklüm olmuş, belini hiç doğrultamıyordu.

          12İsa onu görünce yanına çağırdı. «Kadın» dedi, «hastalığından kurtuldun.»

          13Ellerini kadının üzerine koydu, o da hemen doğruldu ve Tanrı'yı yüceltmeye başladı.

          14İsa'nın hastayı Sept günü iyileştirmesine kızan havra yöneticisi kalabalığa seslenerek, «Çalışmak için altı gün vardır» dedi. «O günler gelip iyileşin, Sept günü değil.»

          15Rab ona şu karşılığı verdi: «Sizi ikiyüzlüler! Her biriniz Sept günü kendi öküzünü ya da eşeğini yemlikten çözüp suya götürmez mi?

          16Buna göre, Şeytan'ın on sekiz yıldır bağlı tuttuğu, İbrahim'in bir kızı olan bu kadının da Sept günü bu bağdan çözülmesi gerekmez miydi?»

          17İsa'nın bu sözleri, kendisine karşı gelenlerin hepsini utandırdı. Bütün kalabalık ise O'nun yaptığı görkemli işlerin tümünü sevinçle karşıladı.



          Hardal tanesi ve maya
          (Mat.13:31-33; Mar.4:30-32)

          18Sonra İsa şunları söyledi: «Tanrı'nın Egemenliği neye benzer, onu neye benzeteyim?

          19Tanrı'nın Egemenliği, bir adamın alıp bahçesine ektiği hardal tanesine benzer. Tane gelişip ağaç olmuş ve gökte uçan kuşlar ağacın dallarında barınmış.»

          20İsa yine, «Tanrı'nın Egemenliğini neye benzeteyim?» dedi.

          21«O, bir kadının alıp tüm hamuru kabartmak için üç ölçek[n] una karıştırdığı mayaya benzer.»


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #50
            Ynt: Luka incili

            Dar kapı
            (Mat.7:13-14,21-23)

            22İsa köy kent dolaşıp ders vererek Kudüs'e doğru yol alıyordu.

            23-24Biri O'na, «Rab» dedi, «kurtulanların sayısı az mı olacak?»
            İsa oradakilere şöyle dedi: «Dar kapıdan girmeye gayret edin. Size şunu söyleyeyim, çok kişi içeri girmek isteyecek, ama giremeyecek.

            25Ev sahibi kalkıp kapıyı kapattı mı, siz dışarıda dikilip, `Rab, kapıyı aç bize!' diyerek kapıyı vurmaya başlayacaksınız.
            «O da size, `Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi bilmiyorum' diyekarşılık verecek.

            26«Siz o zaman, `Biz senin önünde yiyip içtik, sen de bizim sokaklarımızda ders verdin' demeye başlayacaksınız.

            27«O da size şöyle diyecek: `Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi bilmiyorum. Çekilin önümden hepiniz, ey kötülük yapanlar!'

            28«İbrahim'i, İshak'ı, Yakup'u ve tüm peygamberleri Tanrı'nın Egemenliğinde, kendinizi ise dışarı atılmış gördüğünüz zaman, aranızda ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.

            29İnsanlar doğudan batıdan, kuzeyden güneyden gelecek ve Tanrı'nın Egemenliğinde sofraya oturacaklar.

            30Ve işte, sonuncu olan bazıları birinci olacak, birinci olan bazıları da sonuncu olacak.»




            Ey Kudüs!
            (Mat.23:37-39)

            31Tam o sırada bazı Ferisiler gelip İsa'ya, «Buradan ayrılıp başka yere git. Hirodes seni öldürmek istiyor» dediler.

            32İsa onlara şöyle dedi: «Gidin, o tilkiye söyleyin, `Bugün ve yarın cinleri kovup hastaları iyileştireceğim ve üçüncü gün hedefime ulaşacağım.'

            33Yine de bugün, yarın ve öbür gün yoluma devam etmem gerek. Çünkü bir peygamberin Kudüs'ün dışında ölmesi düşünülemez!

            34«Ey Kudüs! Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleri taşlayan Kudüs! Bir tavuk, civcivlerini kanatları altına nasıl toplarsa, ben de kaç kez çocuklarınızı öylece toplamak istedim, ama siz istemediniz.

            35Bakın, eviniz ıssız bırakılacak! Size şunu söyleyeyim: `Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!' diyeceğiniz zamana dek beni bir daha görmeyeceksiniz.»


            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #51
              Ynt: Luka incili

              14. Bölüm İsa bir Ferisi'nin evinde

              Bir Sept günü İsa Ferisilerin ileri gelenlerinden birinin evine yemek yemeye gitti. Herkes O'nu dikkatle gözlüyordu.

              2Önünde, vücudu su toplamış bir adam vardı.

              3İsa, Kutsal Yasa uzmanlarına ve Ferisilere, «Sept günü bir hastayı iyileştirmek Kutsal Yasa'ya uygun mudur, değil midir?» diye sordu.

              4Onlar ses çıkarmadılar. İsa da adamı tutup iyileştirdi, sonra onu salıverdi.

              5İsa onlara şöyle dedi: «Oğlu ya da öküzü kuyuya düşen hangi biriniz, Sept günü bile olsa onu hemen oradan çıkarmaz?»

              6Onlar buna hiçbir karşılık veremediler.

              7-9Yemeğe çağrılanların başköşeleri seçtiğini farkeden İsa, onlara şu benzetmeyi anlattı: «Biri seni düğüne çağırdığı zaman başköşeye kurulma. Aksi halde, senden daha üstün sayılan biri çağrılmışsa, ikinizi çağıran kişi sana gelip, `Yerini bu adama ver' diyebilir. Sen de o zaman utanç içinde kalkıp en arkaya geçersin.

              10Sen çağrıldığın zaman gidip en arkada otur. Öyle ki, seni çağıran gelince, `Dostum, daha öne geçmez misin?' desin. O zaman seninle birlikte sofrada oturan herkesin önünde onurlandırılmış olursun.

              11Kendini yücelten herkesalçaltılacak, kendini alçaltan yüceltilecektir.»


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #52
                Ynt: Luka incili

                Kimleri yemeğe çağırmalı
                (Mat.22:1-10)

                12İsa kendisini yemeğe çağırmış olana da şöyle dedi: «Bir öğlen ya da akşam yemeği verdiğin zaman dostlarını, kardeşlerini, akrabalarını ve zengin komşularını çağırma. Yoksa onlar da seni çağırıp karşılığını verirler.

                13Ama bir ziyafet verdiğin zaman yoksulları, kötürümleri, sakatları, körleri çağır.

                14Böylece mutlu olursun. Çünkü bunlar sana karşılık verecek durumda değildirler. Karşılığı sana, doğru kişiler dirildiği zaman verilecektir.»

                15İsa'yla birlikte sofrada oturanlardan biri bu sözleri duyunca O'na, «Tanrı'nın Egemenliğinde yemek yiyecek olana ne mutlu!» dedi.

                16İsa ona şöyle dedi: «Adamın biri büyük bir şölen hazırlayıp birçok konuk çağırmış.

                17Şölen saati gelince davetlilere, `Buyurun, artık her şey hazır' diye haber vermek üzere kölesini göndermiş.

                18«Ne var ki, hepsi anlaşmışçasına özür dilemeye başlamışlar. Birincisi ona, `Bir tarla satın aldım, gidip görmem gerek. Rica ederim, beni hoş gör' demiş.

                19«Bir başkası, `Beş çift öküz aldım, onları denemeye gidiyorum. Rica ederim, beni hoş gör' demiş.

                20«Yine bir başkası, `Yeni evlendim, bu nedenle gelemiyorum' demiş.

                21«Köle geri dönüp durumu efendisine bildirmiş. Bunun üzerine ev sahibi öfkelenerek kölesine, `Çabuk ol' demiş, `çıkıp kentin caddelerini, sokaklarını dolaş; yoksul, kötürüm, kör, sakat olanları al getir.'

                22«Köle, `Efendim, buyruğun yerine getirilmiştir, ama daha yer var' demiş.

                23«Efendisi köleye, `Çıkıp yolları ve çit boylarını dolaş, bulduklarını gelmeye zorla da evim dolsun' demiş.

                24`Size şunu söyleyeyim, ilk çağrılan o adamlardan hiçbiri benim yemeğimden tatmayacaktır.'»


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #53
                  Ynt: Luka incili

                  İsa'nın öğrencileri
                  (Mat.10:37-38)

                  25-26Kalabalık halk toplulukları İsa'yla birlikte yol alıyordu. İsa dönüp onlara şöyle dedi: «Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa[o], benim öğrencim olamaz.

                  27Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen, benim öğrencim olamaz.

                  28«Aranızdan biri bir kule yapmak isterse, bunu tamamlayacak kadar parası var mı yok mu diye önce oturup yapacağı masrafı hesap etmez mi?

                  29-30Çünkü temel atıp da işi bitiremezse, durumu gören herkes, `Bu adam inşaata başladı, ama bitiremedi' diyerek onunla eğlenmeye başlar.

                  31«Ya da başka bir kralla savaşmaya gidecek olan hangi kral, üzerine yirmi bin askerle yürüyen düşmana on bin askerle karşı koyabilir miyim diye önce oturup bir değerlendirme yapmaz?

                  32Eğer karşı koyamayacaksa, öbürü henüz uzaktayken elçiler gönderip barış koşullarını ister.

                  33Aynı şekilde sizden kim varını yoğunu gözden çıkarmazsa, benim öğrencim olamaz.

                  34«Tuz yararlıdır. Ama tuz tadını yitirirse, tuzluluğunu tekrar nasıl kazanabilir?

                  35Ne toprağa, ne de gübreye yarar; onu çöpe atarlar. İşitecek kulağı olan işitsin.»


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum


                    #54
                    Ynt: Luka incili

                    15. Bölüm Kaybolan koyun benzetmesi
                    (Mat.18:12-14)

                    1Bütün vergi görevlileriyle günahkârlar İsa'yı dinlemek için O'na akın ediyordu.

                    2Ferisilerle din bilginleri ise, «Bu adam günahkârları kabul ediyor, onlarla birlikte yemek yiyor» diye söyleniyorlardı.


                    3-4Bunun üzerine İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: «Sizlerden birinin yüz koyunu olsa ve bunlardan bir tanesini kaybetse, doksan dokuzu bozkırda bırakarak kaybolanı bulana dek onun ardına düşmez mi?

                    5-6Onu bulunca da sevinç içinde omuzlarına alır, evine döner; arkadaşlarını, komşularını çağırıp onlara, `Benimle birlikte sevinin, kaybolan koyunumu buldum!' der.

                    7Size şunu söyleyeyim, aynı şekilde gökte, tövbe eden tek bir günahkâr için, tövbeyi gereksinmeyen doksan dokuz doğru kişi için duyulandan daha büyük sevinç duyulacaktır.



                    Kaybolan para benzetmesi

                    8«Ya da on gümüş parası olan bir kadın bunlardan bir tanesini kaybetse, kandil yakıp evi süpürerek parayı bulana dek her tarafı dikkatle aramaz mı?

                    9Parayı bulunca da arkadaşlarını, komşularını çağırıp, `Benimle birlikte sevinin, kaybettiğim parayı buldum!' der.

                    10Size şunu söyleyeyim, aynı şekilde Tanrı'nın melekleri de tövbe eden bir tek günahkâr için sevinç duyacaklar.»


                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum


                      #55
                      Ynt: Luka incili

                      Kaybolan oğul benzetmesi

                      11İsa, «Bir adamın iki oğlu varmış» dedi.

                      12«Bunlardan küçüğü babasına, `Baba' demiş, `malından payıma düşeni ver bana.' Baba da servetini iki oğlu arasında paylaştırmış.


                      13«Bundan birkaç gün sonra küçük oğul her şeyini toplayıp uzak bir ülkeye gitmiş. Orada sefahat içinde bir yaşam sürerek varını yoğunu çarçur etmiş.

                      14Delikanlı her şeyini harcadıktan sonra, o ülkede şiddetli bir kıtlık baş göstermiş ve o da yokluk çekmeye başlamış.

                      15Bunun üzerine gidip o ülkenin vatandaşlarından birinin hizmetine girmiş. Adam onu, domuz gütmek üzere otlaklarına yollamış.

                      16Delikanlı, domuzların yediği keçiboynuzlarıyla karnını doyurmaya can atıyormuş. Ama hiç kimse ona bir şey vermemiş.

                      17«Aklı başına gelince şöyle demiş: `Babamın nice işçisinin fazlasıyla yiyeceği var, bense burada açlıktan ölüyorum.

                      18Kalkıp babamın yanına döneceğim ve ona, Baba diyeceğim, Tanrı'ya[p] ve sana karşı günah işledim.

                      19Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layıkdeğilim. Beni işçilerinden biri gibi kabul et.'

                      20«Böylece kalkıp babasının yanına dönmüş. Kendisi daha uzaktayken babası onu görmüş, ona acımış, koşup boynuna sarılmış ve onu öpmüş.

                      21Oğlu ona, `Baba' demiş, `Tanrı'ya[r] ve sana karşı günah işledim. Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim.'

                      22«Babası ise kölelerine, `Çabuk, en iyi kaftanı getirip ona giydirin!' demiş. `Parmağına bir yüzük takın, ayaklarına çarık giydirin!

                      23Besili danayı getirip kesin, yiyelim ve eğlenelim.

                      24Çünkü benim bu oğlum ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu.' Böylece eğlenmeye başlamışlar.

                      25«Babanın büyük oğlu ise tarladaymış. Gelip eve yaklaştığında çalgı ve oyun seslerini duymuş.

                      26Uşaklardan birini yanına çağırıp, `Ne oluyor?' diye sormuş.

                      27«O da ona, `Kardeşin geldi, baban da ona sağ salim kavuştuğu için besili danayı kesti' demiş.

                      28-29«Büyük oğul öfkelenmiş, içeri girmek istememiş. Babası dışarı çıkıp ona yalvarmış. Ama o, babasına şöyle cevap vermiş: `Bak, bunca yıl senin için köle gibi çalıştım, hiçbir zaman buyruğundan çıkmadım. Ne var ki sen bana, arkadaşlarımla eğleneyim diye hiçbir zaman bir oğlak bile vermedin.

                      30Oysa senin malını fahişelerle yiyen şu oğlun eve dönünce, onun için besili danayı kestin.'

                      31«Babası ona, `Oğlum, sen her zaman benim yanımdasın, neyim varsa senindir' demiş.

                      32`Ama sevinip eğlenmek gerekiyordu. Çünkü bu kardeşin ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu!'»


                      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                      Yorum


                        #56
                        Ynt: Luka incili

                        16. Bölüm Kurnaz kâhya

                        İsa öğrencilerine şunları da anlattı: «Zengin bir adamın bir kâhyası varmış. Kâhya, efendisinin mallarını çarçur ediyor diye efendisine ihbar edilmiş.

                        2Efendisi kâhyayı çağırıp ona, `Nedir bu senin hakkında duyduklarım? Kâhyalığının hesabını ver. Çünkü sen artık kâhyalık edemezsin' demiş.

                        3«Kâhya kendi kendine, `Ne yapacağım ben?' demiş. `Efendim kâhyalığı elimden alıyor. Toprak kazmaya gücüm yetmez, dilenmekten utanırım.

                        4Kâhyalıktan kovulduğum zaman başkaları beni evlerine kabul etsinler diye ne yapacağımı biliyorum.'

                        5«Böylelikle efendisine borcu olanların hepsini tek tek yanına çağırmış. Birincisine, `Efendime ne kadar borcun var?' demiş.

                        6«Adam, `Yüz ölçek(s) zeytinyağı' karşılığını vermiş.
                        «Kâhya ona, `Borç senedini al ve hemen otur, elli ölçek diye yaz' demiş.

                        7«Sonra bir başkasına, `Senin borcun ne kadar?' demiş.
                        «`Yüz ölçek(ş) buğday' demiş öteki.
                        «Ona da, `Borç senedini al, seksen ölçek diye yaz' demiş.

                        8«Efendisi de, dürüst olmayan kâhyayı, akıllıca davrandığı için övmüş. Gerçekten bu çağın insanları, kendilerine benzer kişilerle ilişkilerinde, ışıkta yürüyenlerden[t] daha akıllı oluyorlar.

                        9Size şunusöyleyeyim, dünyanın aldatıcı servetini[] kendinize dost edinmek için kullanın ki, bu servet yok olunca sizi sonsuza dek kalacak konutlara kabul etsinler.


                        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                        Yorum


                          #57
                          Ynt: Luka incili

                          Servet ve güvenilirlik

                          10«Küçücük bir işte güvenilir olan kişi, büyük işte de güvenilir olur. Küçücük bir işte dürüst olmayan kişi, büyük işte de dürüst olmaz.

                          11Dünyanın aldatıcı serveti konusunda güvenilir değilseniz, gerçek serveti size kim emanet eder?

                          12Başkasının malı konusunda güvenilir değilseniz, kendi malınız olmak üzere size kim bir şey verir?

                          13«Hiçbir uşak iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı'ya, hem paraya[u] kulluk edemezsiniz.»

                          14Parayı seven Ferisiler bütün bu sözleri duyunca İsa'yla alay etmeye başladılar.

                          15O da onlara şöyle dedi: «Siz insanlar önünde kendinizi temize çıkarıyorsunuz, ama Tanrı yüreğinizi biliyor. İnsanların gururlandıkları ne varsa, Tanrı'ya iğrenç gelir.

                          16«Kutsal Yasa ve peygamberlerin devri Yahya'nın zamanına dek sürdü. O zamandan bu yana Tanrı'nın Egemenliği müjdeleniyor ve herkes oraya zorla girmeye çalışıyor.

                          17Göğün ve yerin ortadan kalkması, Kutsal Yasa'nın ufacık bir noktasının yok olmasından daha kolaydır.

                          18«Karısını boşayıp başkasıyla evlenen her adam zina etmiş olur. Kocasından boşanmış bir kadınla evlenen de zina etmiş olur.


                          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                          Yorum


                            #58
                            Ynt: Luka incili

                            Dilenci ile zengin adam

                            19«Zengin bir adam varmış. Mor renkli ve ince ketenden giysiler giyer, bolluk içinde her gün eğlenirmiş.

                            20-21Buna karşılık, her tarafı yara içinde olup bu zenginin kapısının önüne bırakılan Lazar adında yoksul bir adam, zenginin sofrasından düşen kırıntılarla karnını doyurmaya can atarmış. Bir yandan da köpekler gelip onun yaralarını yalarmış.

                            22«Bir gün yoksul adam ölmüş, melekler onu alıp İbrahim'in yanına götürmüşler. Sonra zengin adam da ölmüş ve gömülmüş.

                            23Ölüler diyarında ıstırap çeken zengin adam başını kaldırıp uzakta İbrahim'i ve onun yanında Lazar'ı görmüş.

                            24`Ey babamız İbrahim, acı bana!' diye seslenmiş. `Lazar'ı gönder de parmağının ucunu suya batırıp dilimi serinletsin. Bu alevlerin içinde azap çekiyorum.'

                            25«İbrahim, `Oğlum' demiş, `yaşamın boyunca senin iyilik payını, Lazar'ın da kötülük payını aldığını unutma. Şimdiyse o burada teselli ediliyor, sen de azap çekiyorsun.

                            26Üstelik, sizinle bizim aramıza öyle büyük bir uçurum yerleştirilmiştir ki, ne buradan size geçmek isteyenler geçebilir, ne de oradan kimse bize geçebilir.'

                            27«Zengin adam şöyle demiş: `Öyleyse baba, sana rica ederim, Lazar'ı babamın evine gönder.

                            28Çünkü beş kardeşim var. Lazar onları uyarsın ki, onlar da bu ıstırap yerine düşmesinler.'

                            29«İbrahim, `Onlarda Musa'nın ve peygamberlerin sözleri var, onları dinlesinler' demiş.

                            30«Zengin adam, `Hayır, İbrahim baba, dinlemezler!' demiş. `Ancak ölüler arasından biri onlara giderse, tövbe ederler.'

                            31«İbrahim ona, `Eğer Musa ile peygamberleri dinlemezlerse, ölüler arasından biri dirilse bile ikna olmazlar' demiş.»


                            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                            Yorum


                              #59
                              Ynt: Luka incili

                              17. Bölüm Günah, iman ve görev
                              (Mat.18:6-7; Mar.9:42)

                              İsa öğrencilerine şöyle dedi: «İnsanı günaha düşüren tuzakların olması kaçınılmazdır. Ama bu tuzaklara aracılık eden kişinin vay haline!

                              2Böyle bir kişi bu küçüklerden birini günaha düşüreceğine, boynuna bir değirmen taşı geçirilip denize atılsa, kendisi için daha iyi olur.

                              3Yaşayışınıza dikkat edin! Kardeşiniz günah işlerse, onu azarlayın; tövbe ederse, bağışlayın.

                              4Günde yedi kez size karşı günah işler ve yedi kez size geri gelip, `Tövbe ediyorum' derse, onu bağışlayın.»

                              5Elçiler Rab'be, «İmanımızı artır!» dediler.

                              6Rab şöyle dedi: «Bir hardal tanesi kadar imanınız olsa, şu dut ağacına, `Kökünden sökül ve denizin içine dikil' dersiniz, o da sözünüzü dinler.

                              7«Hanginizin çift süren ya da çobanlık eden bir kölesi olur da, tarladan dönüşünde ona, `Çabuk gel, sofraya otur' der?

                              8Tersine ona, `Yemeğimi hazırla, kuşağını bağla ve ben yiyip içerken bana hizmet et. Ondan sonra da sen yiyip içersin' demez mi?

                              9Verdiği buyrukları yerine getirdi diye köleye teşekkür eder mi hiç?

                              10Siz de böylece, size verilen buyrukların hepsini yerine getirdikten sonra, `Biz değersiz kullarız; sadece yapmamız gerekeni yaptık' deyin.»


                              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                              Yorum


                                #60
                                Ynt: Luka incili

                                On cüzamlı

                                11Kudüs'e doğru yoluna devam eden İsa, Samiriye ile Celile arasındaki sınır bölgesinden geçiyordu.

                                12-13Köyün birine girerken O'nu cüzamlı on adam karşıladı. Bunlar uzakta durarak, «İsa, Efendimiz, halimize acı!» diye seslendiler.

                                14İsa onları görünce, «Gidin, kâhinlere görünün» dedi. Adamlar yolda giderken cüzamdan temizlendiler.

                                15-16Onlardan biri, iyileştiğini görünce yüksek sesle Tanrı'yı yücelterek geri döndü, yüzüstü İsa'nın ayaklarına kapanıp O'na teşekkür etti. Bu adam Samiriyeliydi.

                                17İsa, «İyileşenler on kişi değil miydi?» diye sordu. «Diğer dokuzu nerede?

                                18Tanrı'yı yüceltmek için bu yabancıdan başka geri dönen olmadı mı?»

                                19Sonra adama, «Ayağa kalk, git» dedi. «İmanın seni kurtardı.»




                                Tanrı'nın Egemenliği ne zaman gelecek?
                                (Mat.24:23-28,37-41)

                                20Ferisiler İsa'ya, «Tanrı'nın Egemenliği ne zaman gelecek?» diyesordular.
                                İsa onlara şöyle cevap verdi: «Tanrı'nın Egemenliği göze görünür bir şekilde gelmez.

                                21İnsanlar da, `İşte burada' ya da, `İşte şurada' demeyecekler. Çünkü Tanrı'nın Egemenliği içinizdedir.»

                                22İsa öğrencilerine şöyle dedi: «Öyle günler gelecek ki, siz İnsanoğlu'nun günlerinden birini görmeyi özleyeceksiniz, ama görmeyeceksiniz.

                                23İnsanlar size, `İşte orada', `İşte burada' diyecekler. Gitmeyin, onların arkasından koşmayın.

                                24Şimşek çakıp göğü bir ucundan öbür ucuna dek nasıl aydınlatırsa, İnsanoğlu kendi gününde öyle olacaktır.

                                25Ama önce O'nun çok acı çekmesi ve bu kuşak tarafından reddedilmesi gerekir.

                                26«Nuh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun günlerinde de öyle olacak.

                                27Nuh'un gemiye bindiği güne dek insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı. Sonra tufan gelip hepsini yok etti.

                                28Lut'un günlerinde de durum aynıydı. İnsanlar yiyip içiyor, alıp satıyor, tohum ekiyor, ev yapıyorlardı.

                                29Ama Lut'un Sodom'dan ayrıldığı gün gökten ateşle kükürt yağdı ve hepsini yok etti.

                                30«İnsanoğlu'nun ortaya çıkacağı gün durum aynı olacaktır.

                                31O gün damda olan, evdeki eşyalarını almak için aşağı inmesin. Tarlada olan da geri dönmesin.

                                32Lut'un karısını hatırlayın!

                                33Canını esirgemek isteyen onu yitirecek. Canını yitiren ise onu yaşatacaktır.

                                34Size şunu söyleyeyim, o gece aynı yatakta olan iki kişiden biri alınacak, öbürü bırakılacak.

                                35-36Birlikte buğday öğüten iki kadından biri alınacak, öbürü bırakılacak.»[ü]

                                37Onlar İsa'ya, «Bu olaylar nerede olacak, Rab?» diye sordular.
                                O da onlara, «Leş neredeyse, akbabalar da oraya üşüşecek» dedi.


                                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X