Şimdi bu bölümde göreceğimiz konu belkide İncil’de, Hz. İsa’nın tanrılığının ispatı konusunda bizzat Hz. İsa’nın kendi ağzıyla söylediği iddia edilen Tevrat ifadeleridir.
Burada Tanrıyı tanımlamak için kullanılan YHWH-YAHOWAH ve ADONAY-EFENDİ kelimelerindeki tahrifatları göreceğiz.
Şimdi Türkçe’mize RAB olarak çevrilen bu kelimelerin yol açtığı, son derece önemli çarpıtmalarını görelim.
Rab kelimesi, ilk üç İncilde Hz. İsa’yı Tanrılaştıran en önemli ifadedir.
Daha öncede dediğimiz gibi, mevcut İncilerle Hz. İsa hakkında net bir tanımlama yapmak mümkün değil.
Bir yerde Tanrıya eş tutulurken başka bir yerde Peygamber veya insan olduğu vurgulanır.
Bir yerde Tanrıoğlu tanımı kullanılırken, başka bir yerde Davutoğlu olduğundan bahsedilir vs. İşte aslında bütün bunlar, İncillerde yapılan acemice tahrifatın açık ispatıdır.
Bir yerde Hz. İsa’yı “Rab” ilan ederken başka bir yerde H.z. İsa için orijinal Aramicesi olan “Rabbi” tanımının bulunması, bütün bunları anlamak isteyenler için Allah’ın bir lütfu olmaktadır.
Şimdi benzer fakat son derece önemli bir ifade üzerinde duracağız.
Hem de Markos İncilinde ve İncilin tamamındaki Tanrı’yı yücelten, O’nun tek olduğunu vurgulayan son derece önemli bir emirden sonra olması çok düşündürücü.
Burada Hz. İsa’nın Davutoğlu olduğu değil de, RAB olduğu bizzat Tevrat’tan ve Hz. İsa’nın ağzından söyletilmektedir; “35 İsa tapınakta öğretirken şunu sordu: “Nasıl oluyor da din bilginleri, ‘Mesih, Davut’un Oğlu’dur’ diyorlar?
36 Davut’un kendisi, Kutsal Ruh’tan esinlenerek şöyle demişti: ‘Rab Rabbim’e dedi ki, Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur.’
37 Davut’un kendisi O’ndan Rab diye söz ettiğine göre, O nasıl Davut’un Oğlu olur?” Oradaki büyük kalabalık O’nu zevkle dinliyordu.”(Makos-12)
Burada Tanrıyı tanımlamak için kullanılan YHWH-YAHOWAH ve ADONAY-EFENDİ kelimelerindeki tahrifatları göreceğiz.
Şimdi Türkçe’mize RAB olarak çevrilen bu kelimelerin yol açtığı, son derece önemli çarpıtmalarını görelim.
Rab kelimesi, ilk üç İncilde Hz. İsa’yı Tanrılaştıran en önemli ifadedir.
Daha öncede dediğimiz gibi, mevcut İncilerle Hz. İsa hakkında net bir tanımlama yapmak mümkün değil.
Bir yerde Tanrıya eş tutulurken başka bir yerde Peygamber veya insan olduğu vurgulanır.
Bir yerde Tanrıoğlu tanımı kullanılırken, başka bir yerde Davutoğlu olduğundan bahsedilir vs. İşte aslında bütün bunlar, İncillerde yapılan acemice tahrifatın açık ispatıdır.
Bir yerde Hz. İsa’yı “Rab” ilan ederken başka bir yerde H.z. İsa için orijinal Aramicesi olan “Rabbi” tanımının bulunması, bütün bunları anlamak isteyenler için Allah’ın bir lütfu olmaktadır.
Şimdi benzer fakat son derece önemli bir ifade üzerinde duracağız.
Hem de Markos İncilinde ve İncilin tamamındaki Tanrı’yı yücelten, O’nun tek olduğunu vurgulayan son derece önemli bir emirden sonra olması çok düşündürücü.
Burada Hz. İsa’nın Davutoğlu olduğu değil de, RAB olduğu bizzat Tevrat’tan ve Hz. İsa’nın ağzından söyletilmektedir; “35 İsa tapınakta öğretirken şunu sordu: “Nasıl oluyor da din bilginleri, ‘Mesih, Davut’un Oğlu’dur’ diyorlar?
36 Davut’un kendisi, Kutsal Ruh’tan esinlenerek şöyle demişti: ‘Rab Rabbim’e dedi ki, Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur.’
37 Davut’un kendisi O’ndan Rab diye söz ettiğine göre, O nasıl Davut’un Oğlu olur?” Oradaki büyük kalabalık O’nu zevkle dinliyordu.”(Makos-12)
Yorum